Adana Tanıtımı(Genel)

*GüMüŞ*

Yeni Üye
Üye
Adana Tanıtımı(Genel)
adana tanıtım adana tanıtımı kadirli arası kaç km iskenderun arası kaç km dörtyol
Adana, Türkiye'nin güneyinde Akdeniz Bölgesi'nin Doğu Akdeniz Bölümü'nde yer alan 14.030 km² yüz ölçümüne ve 1.682.250 nüfusa (1997 sayimi sonuçlari) sahip bir ildir. İlçe sayısı 13 olan Adana'nın 46 Belediyesi,550 köyü bulunmaktadır. Adana ilinin merkezi yine aynı adla anılan Adana kenti olup, Adana ili ve il merkezi Türkiye'nin en önemli tarımsal üretim bölgelerinden olan Çukurova Deltasi'nda yer alır ve esas olarak gelişimi ve ekonomisi tarımsal üretim ve tarıma dayalı endüstri yoğunlukludur. 05.06.1986 tarihinde çıkarılan 3306 sayılı yasa ile Büyükşehir statüsüne kavuşmuştur. 28.10.1996 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan Bakanlar Kurulu Kararı ile Osmaniye İlçesi Adana'dan ayrılarak İl olmuş, Adana'nın Kadirli, Düziçi, Bahçe ilçeleri Osmaniye'ye bağlanmıştır.

Adana kenti, Seyhan ve Ceyhan nehirlerinin oluşturduğu Çukurova Deltası'ndan kuzeydeki dağlara doğru hafif bir eğimle yükselen alüvyal dolgu taraçalardan biri üzerinde, denizden yaklaşık 40 km içeride (ve kuzeyde) kurulmuştur. Denizden yüksekliği il merkezinde 23 m'dir. Seyhan nehri, bu düzlükte bir kaç metre gömülmüş geniş bir yatak içinde kentin kuzeyinden güneyine akar. Irmakla kentin kurulduğu düzlük arasındaki düzey farkının azlığından doğan sel baskınları, Seyhan Barajı'nın yapımından sonra hemen hemen ortadan kalkmıştır. Adana kentinin çekirdeğini, sırtını doğuda Seyhan ırmağına dayamış olan Tepebağ yükseltisinin çevresindeki dairesel yerleşim oluşturur. Roma döneminden kalma Taş Köprü, burayı Seyhan'ın sol kıyısına bağlar. Uzun süre orta halli bir taşra kenti özelliğini koruyan, nüfusu 20-30 bini aşamayan Adana; 19. yy'ın ikinci yarısında gelişmeye başladı. Bu gelişme özellikle 1950'den sonra hızlanarak Adana'ya bugünkü büyük kent özelliğini kazandırdı. 1886'da, kent, demir yoluyla Mersin Limanı'na bağlandı. Hicaz demir yolu Birinci Dünya Savaşı yıllarında Torosları aşarak Adana'ya ulaştı. Bu gelişmeler sonucu kent, özellikle 1950'den sonra eski çekirdeğin çevresinde daha çok Kuzey-Batı'daki istasyona ve batıya doğru olmak üzere hızla yayıldı, çekirdek bölümde kimi düzenlemeler yapıldı. Planlı yeni mahalleler kuruldu, geniş caddeler ve parklar açıldı. Bu gelişmeler sırasında büyüme Seyhan'ın sol yakasına taştı. Türkiye'deki kentleşme sürecinin en hızlı olduğu yerleşmelerden biri olan Adana, Akdeniz Bölgesi'nin ticaret, sanayi ve sermaye piyasası bakımlarından en önemli merkezidir. Gelişmiş bir yol şebekesinin kavşak noktası olan Adana'da, havaalanı, çeşitli düzeyde eğitim kurumları, Çukurova Üniversitesi ve Devlet Güzelsanatlar Galerisi vardır. Adana şehir merkezine yakın olan Adana Şakirpaşa Havaalanı 1937'de hizmete açıldı. 1988 yılında alana toplam 6646 iniş-kalkış yapılmış, 348592 yolcu taşınmıştır. Adana'dan Ankara, İzmir, Istanbul ve yaz aylarında Almanya'ya düzenli tarifeli uçak seferleri vardır. Adana'nın Karataş ilçesi'nde yeni bir uluslararası havalimanı çalışmaları sürdürülmektedir.
 
Cevap: Adana Tanıtımı(Genel)

ADANA'NIN ESKİ TARİHİ

[SIZE=-1]
tarih1.jpg
ESKİ ÇAĞLARDA ADANA
Tarihi araştırmalardan elde edilen bilgilere göre, Çukurova, Yontma taş Devrinden bu yana yerleşim yeri olmuştur. Çukurova'nın en eski yerleşim merkezlerinden biri Tepebağ Höyüğü ilk çağlardan kalmadır. Höyükte rastlanan surlarla çevrili kent çekirdeği burada Neolitik çağda yaşayan kent dönemine ışık tutmaktadır.
Tepebağ'ın güneyinde Taş Köprü'nün bitişğinde eski kale yıktırılarak yerine Adana Kalesi yaptırılmıştır. Bu kaleyi daha sonra Mehmet Ali Paşa yıktırmıştır. 1553'te başlayan Ramazanoğulları devrinde, kent oldukça büyümüş bu dönemde Ulucami Tuzzhanı, Yağ Camii gibi eserler yapılmıştır. Adana, Yavuz Sultan Selim'in Mısır seferinden Osmanlılar'a bağlanmış, 1608'de eyalet olmuştur. Sırasıyla Konya, Malatya, Şam, Halep eyaletlerine bağlı kalmıştır. Bir ara Kıbrıs'tan da idare edilmiş, 1867'de vilayet bundan sonra da Adana Sancaği'nın merkez ilçesi olmuştur. Bu durum Fransız işgaline kadar sürmüştür. İşgal sırasında vilayet merkezi Pozantıya nakledilmiş, işgal sona erince Adana yeniden vilayet merkezi olmuştur. Cumhuriyet, devrinde çok gelişmiştir.
tarih2.jpg
ESKİ ÇAĞLARDA ADANA BÖLGESİNİ EGEMENLİKLERİ ALTINDA BULUNDURAN GURUPLAR
Luvi Krallığı (M.Ö.1900) , Arzava Krallığı (M.Ö. 1500-1333) , Hitit Krallığı (M.Ö. 1900-1200), Kue Krallığı (M.Ö.1190-713), Asur Krallığı (M.Ö. 713-663) , Pers Satraplığı (M.Ö.612-333), Helenistik Dönem (M.Ö. 333-323) Selökidler (M.Ö. 312-133), Korsanlar Dönemi (M.Ö. 178-112), Romalılar (M.Ö.112-M.S. 395)

ORTA ÇAĞDA ADANA BÖLGESİNİ EGEMENLİKLERİ ALTINDA BULUNDURAN GRUPLAR
Bizanslılar (M.S. 395-638), İslam Devri, Selçuklular, Ermeni Krallığı
YENİ ÇAĞDA ADANA
Mısır Türk Memlukları, Ramazanoğulları, Osmanlılar.

ADANA'NIN İŞGALİ VE KURTULUŞ SAVAŞI
Kayıplara sebep olan I. Dünya Savaşı, siyasi ve ekonomik üstünlük için birbirleri ile mücadeleye girişen Avrupa devletleri arasında ve Avrupa'da çıkmıştır. Kısa zamanda mücadele bütün kıtalara yayılmış ve Osmanlı imparatorluğu da bu savaşın içine sürüklenmiştir. Sonunda imparatorluk çökmüş toprakları parçalanmış, anayurt bile düşman istilası altında kalmıştır. Beş cephede birden ve pek çok devlete karşı savaşmak zorunda bırakılan Osmanlı Devleti, Mondros Ateşkes Anlaşması ile imparatorluk topraklarının pek çoğunu düşmana bırakarak çekilmiştir. İşte bu dönemde Suriye cephesinde kalan Türk birliği, o cephede Yıldırım Orduları komutanı olarak bulunan Mustafa Kemal idaresinde Halep'e çekilerek, tamamen yok edilmekten kurtarılmıştır. Zamanın sadrazamı İzzet Paşa tarafından, o sırada grup komutanı Liman Von Sanders'ten (Alman Komutanı) elindeki tüm grup komuta ve koordinasyon yetkisini Mustafa Kemal Paşa'ya devretmesi bildirilmiş ve bu devir-teslim işlerini gerçekleştirmek için 31 Ekim 1918'de Mustafa Kemal Paşa Adana'ya gelmiştir. Liman Von Sanders Paşa'nın Yenildik...bizim için her şey bitti sözüne karşılık, yetkiyi teslim alan Mustafa Kemal Paşa Savaş müttefikler için bitmiş olabilir ama bizi ilgilendiren savaş, kendi istiklalimizin savaşı, ancak şimdi başlıyor karşılığını vermiştir. İşte bu sözlerin özetlediği ve vurguladığı mücadele yılları 1922'ye hatta politik anlaşmaların bitimine kadar yani 1923'e kadar sürmüştür.
tarih3.jpg






Toros geçitlerini tutmaya çalışan Bnb.Menil komutasındaki Fransız taburu, milli kuvvetler karşısında tutunamayarak kaçmaya çalışmış, ancak Karaboğazı'nda çevrilerek esir alınmıştır. İşte Fransız taburunu esir alan 40 kişilik Kahraman Milis Müfrezesi
Bucak Köyü'nde görülüyor.


Mustafa Kemal Paşa 31 Ekim 1918'de geldiği Adana'da 11 gün kalmış, etrafın ve halkın durumunu inceleyerek bunu Genel Kurmay Başkanlığı'na bildirmiştir. Bu telgraflarda sadece mevcut durum değil, ileriye dönük düşünce ve uyarılar da yer almıştır.
tarih5.jpg



İskenderun'a asker çıkararak işgal teşebbüsünde bulunurlarsa ingilizlere ateş açılacağını zamanın hükümet ve başbakanına telgrafla bildiren Mustafa Kemal Paşa, aynı zamanda kendine bağlı kumandalara da benzer bir emir vermiştir. Verilen emre göre denizden İskenderun'a çıkartma yapmak isteyen İngiliz ve Fransızlar'a ateşle karşı konulacaktır.
Tarihi açıdan bakılacak olursa, Adana'dan verilen bu ilk emir Türk Kurtuluş Savaşı'nın ilk emridir. Nitekim, 15 Mart 1923'te Adana'ya tekrar gelen Mustafa Kemal Paşa bu durunu şu sözleriyle toplum ve tarih önünde kanıtlamıştır: Bende bu vekayiin ilk hiss-i teşebbüsü bu memlekette, bu güzel Adana'da vücut bulmuştur.Adana'dan İstanbul'a gönderilen telgrafların hiçbir olumlu etkisi olmadığı gibi, kısa bir süre sonra Yıldırım Orduları Grubu ve 7. Ordu Karargahı lağvedilmiş ve Mustafa Kemal Paşa İstanbul'a çağrılmıştır.
tarih6.jpg




Adanalılar, İstanbul Hükümetinin 23 Kasım 1918 tarihli, Adana ve dolaylarının boşaltılmasını zorunlu kılan kararını büyük tepki ile karşılamışlardır. Durumu protesto eden, böyle bir harekatın yaratacağı vahim hadiseleri vurgulayan bir telgraf dönemin İçişleri Bakanına yollanmıştır. Kısa bir süre sonra işgal kuvvetleri Mersin limanından Çukurova'ya girmiş, tüm kilit noktaları kontrol altına almış ve sonra Adana'yı işgal etmişlerdir. Bu işgal sırasında Türklere ait bütün sembol, arma, işaret ve levhalar yok edilmiş ve sistemli şekilde Türk halkının soykırımı yoluna gidilmiştir. Fransıs işgal kuvvetleri tarafından yine çok planlı ve katı bir şekilde uygulanan diğer bir işlem de Adana, Çukurova ve civarı bölgelere Ermenilerin yerleştirilmesi olmuştur. 1915 yıllarında yani I. Dünya Savaşı sırasında Anadolu'nun Doğu yöresinde isyan eden Türk halkını öldürüp, işkence eden ve Ruslara yardım ederek ülke içinde 5. kol olarak çalışan Ermenilerin 1915 tarihli Tehcir Kanunu ile Suriye'ye zorunlu göçleri sağlanmıştır. 1918'de Adana ve Çukurova'yı işgal eden Fransızlar kendi birlikleri içinde özellikle Ermeni askerleri getirdikleri gibi, Suriye'den 70 bin Ermeniyi Adana'ya, 12 binini Dörtyol'a, 8 binini Saimbeyli'ye yerleştirmişlerdir. Hatta Antep ve Maraş çevresine de 50 binden fazla Ermeni getirilmiştir. Bütün bu gayretler adeta I.Haçlı Seferi sırasında olduğu gibi yine Avrupa devletlerine bu bölgede ileri karokol görevini görecek bir Ermeni Krallığının yeniden oluşturulması içindi. 1918-1919 yıllarında Adana'da tam bir terör ve cinayet dönemi yaşanmıştır.
tarih7.jpg



Bunlar arasında Abdiağa çiftliği olayları, şehir içi cinayetleri, Taşköprü'de Türklerin çarmıha gerilişi ve kırbaçlanarak öldürülüşü gibi olaylar toplum şuurundan ve hatırasından çıkmayacak olaylar haline gelmiştir. Bunca terör ve baskı arasında Adana ve yöredeki Türkler, örgütlenerek Kilikya Milli Kuvvetler Teşkilatını oluşturmuşlardır. Çukurova, bölgelere ayrılarak, her bölgeye milis kuvvetleri ve komutanı atanmış ve bölge bölge tüm yöre bu milli direnme ve mücadele teşkilatının denetimine girmiştir. Şubat 1920'den itibaren milli kuvvetler düşmana karşı zaferler kazanmaya başlamış ve her zafer daha iyi bir örgütlenme ve daha yüksek bir moral kuvveti sağlamıştır.1920'de Toroslar'dan Fransızlara saldırı başlatılmıştır. Sonuçta 27 Mayıs 1920'de Fransız orduları komutanı Menil, milli kuvvetler tarafından esir alınmıştır. Kar Boğazı Olayı olarak bilinen olay, Kuvayi Milliyenin ilk siyasi zaferidir. Bunu takiben 28 Mayıs 1920'de Fransızlar Mersin-Adana hattına çekilmişler ve kuzey Çukurova (Kozan ve diğer dağlık bölgeler) tamamen kurtarılmıştır. Düzlük, ovalık yörelerde Ermeniler zulüm ve şiddeti artırmışlar ve sayısıs cinayetler işlemişlerdir.10 Temmuz 1920'de Ermeniler tarafından Türklere karşı büyük bir şiddet ve soykırım harekatına girişilmiş ve bu harekat sonucu onbinlerce Türk Toroslara doğru kaçmıştır. Dörtgün süren bu hareket tarihte Kaç Kaç olayı olarak isimlendirilmiştir. 5 Ağustos 1920'de Mustafa Kemal Paşa, Fevzi Bey (Çakmak) ve milletvekilleri Pozantıya gelmiş ve orayı il haline getirerek Pozantı Kongresini yapmışlardır.
tarih4.jpg



Daha büyük direnişe geçen Türkler çok büyük kayıplar vermişlerdir. Buna rağmen Kasım 1920 sonlarında Fransızları ağır yenilgiye uğratmayı başarmışlardır. Sonuç olarak Fransa, T.B.M.M. hükümetini resmen tanıyarak barış yoluna gitmiştir. Türk-Fransız barış anlaşması, 20 Ekim 1921'de Ankara'da yapılmıştır. Bu anlaşma gereğince 5 Ocak 1922'de Fransızlar Çukurova'dan tamamen (getirdikleri Ermenileri de beraberinde götürerek) çekilmişlerdir. Fransızlarla gidemeyen veya yerli olan Ermeniler de bölgeden kaçmışlardır. Bunlardan 120 bini tekrar Suriye'ye, 30 bini Kıbrıs veya İstanbul'a gitmişlerdir. 5 Ocak 1922 kurtuluşunu kutlama amacı ile Büyük Saat ile Ulu Camii arasına çok büyük bir bayrak çekilmiş ve daha sonra bu bayrak çekilmesi olayı il'in kurtuluş günlerinde tekrarlanmıştır. Bayrak Adana'nın simgesi haline gelmiştir. Adana ve Çukurova halkı milli kuvvetlere katılarak yurdun diğer cephelerinde de çarpışmış ve anavatanı düşmandan kurtarma mücadelesinde sonuna kadar yer almışlardır.


Atatürk'ün Adana Seyahatleri Atatürk Cumhuriyetin kuruluşundan önce üç defa, Cumhuriyet'in ilanından sonra altı defa olmak üzere Adana'ya dokuz defa gelmiştir. Geliş tarihleri sırasıyla şöyledir.


Cumhuriyetten önce
31 Ekim 1918, 05 Ağustos 1921, 15 Mart 1923.

Cumhuriyetten sonra
13 Ocak 1925, 16 Mayıs 1926,
17 Şubat 1931, 28 Ocak 1933,
19 Kasım 1937, 24 Mayıs 1938.

[/SIZE]
 
Cevap: Adana Tanıtımı(Genel)

ADANA'NIN COĞRAFİ KONUMU

<FONT face=Tahoma color=#080808 size=-1>
cografya1.jpg
ADANA'NIN COĞRAFİ KONUMU
Adana İli 35-38 enlemleri ile 34- 46 doğu boylamları arasında ve Akdeniz Bölgesi'nde yer almaktadır. Kuzeyinde Kayseri, doğusunda Kahramanmaraş ve Gaziantep, batısında Niğde ve İçel güneydoğusunda Hatay illeri bulunur. Güneyi 160 km.yi bulan Akdeniz kıyılarıyla sınırlanan ilin yüzölçümü, 17.253 km2'dir. Şehir merkezinin denizden yüksekliği 23 m. Olan Adana'nın, Aladağ, Ceyhan, Feke, İmamoğlu, Karaisalı, Karataş, Kozan, Pozantı, Saimbeyli, Seyhan, Tufanbeyli,Yumurtalık, Yüreğir olmak üzere 17 ilçesi 46 Belediyesi, 550 köyü bulunmaktadır.

YER ŞEKİLLERİ
Adana ili, yer şekilleri bakımından dağlık ve ovalık olmak üzere iki bölüme ayrılır.
DAĞLIK ALAN
İlin kuzeybatı, kuzey ve kuzeydoğu bölümleri, Orta Toros adı verilen dağ sistemi ile çevrelenmiştir. Doğuda sınır, Toros sistemine giren Amanoslar'a dayanır. Orta Toroslar üzerinde üç ayrı dağ sırası görülmektedir. Bunlar, batıdan başlayarak Bolkar Dağları, Aladağlar ve Tahtalı Dağları'dır. Ayrıca Orta Toroslar'ın kuzeydoğu uzantısını oluşturan Binboğa Dağları, ilin sınırlarını aşmakta, Kahramanmaraş iline uzanmaktadır. Eski adı Bulgar Dağları olan Bolkar Dağları, batıda Taşeli Platosu, doğuda uzun bir oluk biçiminde uzanan ve jeologların Ecemiş koridoru adını verdikleri derin bir kanyon ile sınırlanır. Batıda tepeciklerle başlayan Bolkar Dağları, kuzeydoğuya doğru gidildikçe yükselerek belirgin bir dağ sırası haline gelir. Yükselti, kütlenin batısında 2500 m. yi geçmediği halde (en yüksek tepeler 2474 m. ile Yüğlük Tepesi ve 2418 m. ile Kümbet Tepe), orta kesimlerde birden 3000 m. yi aşar. (Aydos Dağı 3480 m.) Kuzeydoğuya gidildikçe, 3500 m. yi aşan dağların, en yüksek tepesi olan Medetsiz Tepesi de (3524 m.) bu kesimdedir. Dağların üzerindeki diğer önemli doruklar; Gavur Dağı (3.337 m.), Yıldız Tepe (3.314 m.), Meydan Dağı (3.132 m.) ve Hacıhalil Dağıdır (3.107 m.).:
Kuzeydoğu-güneybatı doğrultusunda uzanan Bolkar Dağları'nın uzunluğu yaklaşık 150 km. genişliği ise yer yer 40-50 km. yi bulur ve Ereğli ovası ile Akdeniz kıyıları arasında aşılması güç bir duvar gibi yükselir. Akdeniz kıyıları ile İç Anadolu arasında da ulaşımı engelleyici bir set oluşturan Bolkar Dağları'nın doğudan aşıldığı düzenli bir karayolu yoktur. Başlıca karayolları kütlenin kuzeyinden ve güneyinden geçer. Bunlardan doğuda olanı, kara ve demiryolunun bir ölçüde birbirini izlediği Ecemiş koridoru, bir de Antik Çağ'daki adı 'Pylae Ciliciae' olan Gülek Boğazı'dır.
cografya2.jpg
İldeki dağların en yüksek tepelerinin bulunduğu Aladağlar, kuzeydoğu yönünde yaklaşık 100 km. uzanır. Genişliği ise 40 km. kadardır. Batıda Çakıt Suyu vadisi ile Pozantı ve Kırkpınar Dağları'ndan, Ecemiş Koridoru ile de Bolkar Dağları'ndan ayrılır. Aladağlar, Zamantı Suyu, Eğlence Deresi, Çakıt Suyu ve bunların kolları ile parçalanmıştır. Dağların yamaçlarında gür kaynaklara rastlanır. Batı yamaçları doğu yamaçlarına göre daha diktir. Kuzeye bakan yamaçlarda buzul aşındırmasının izlerine rastlanır. 3.200 m. yükseklikte görülen bu izler, boyları 1 km. yi geçmeyen küçük küçük buzullar halindedir. Genellikle vadileri izleyen bu buzullar, yer yer de küçük çaplı buzul gölleri oluşturur. Bu göller yedi Göller adıyla anılır. Yoğun ormanlar ve çeşitli bitki katlarıyla Aladağlar'ın görkemli bir görüntüsü vardır. Bol sulu akarsuları ve yemyeşil otlar ve ormanlarıyla özellikle yazın Akdeniz'in bunaltıcı sıcağından uzak, yaylalar kuşağı gibidir. Bu dağlar üzerinde yer alan Pozantı, Çamalan, Tekir, Bürücek yaylaları bir plato özelliği gösterirler. Aladağlar üzerindeki başlıca yükseklikler, Demirkazık Tepesi (3.756 m.) Torosan Dağı ve Kaldı Dağı (3.374 m.), Kol Tepesi (3.588 m.) ve Karanfil Dağı (3.059 m.) dir. Bunlardan Demirkazık Tepesi, Toros Dağları'nın da doruğudur.
Tahtalı Dağları
Seyhan Irmağı ile Zamantı (Sanvantı) ve Göksu kolları arasında uzanan dağların tümüne denir. Kuzeydoğu-güneybatı doğrultusunda uzanan bu dağların üzerinde, Koç Dağı, Soğanlı Dağı, Beydağı, Alaylı Dağı, Bakır Dağı gibi doruklar sıralanır. Tahtalı Dağları Seyhan ve Ceyhan vadileri arasında uzanan Binboğa Dağları'yla birlikte eskiden antitoros denilen dağların bir koludur. Dağlar güneye doğru vadilerle parçalanmış ve geçilmez bir görünüş almıştır. Kuzeydoğuda hemen hemen çıplak olan bu dağlar güneye doğru daha ormanlık bir bitki örtüsüyle kaplıdır. Orta Toros Sistemi içindeki dağlar üzerinde Gülek Boğazı'ndan başka, Kozan'ın Akçalıuşağı Köyün'den sonraki Elmedere Geçidi bulunmaktadır.
OVALIK ALAN
Bütünüyle Adana Ovası adı verilen havzanın kalan bölümüne Çukurova, kuzeyde kalan bölüme ise yukarı ova Anavarza denir. İki ovayı Misis Dağları ayırır. Tepe özelliği gösteren bu dağların en yüksek noktası olan Cebelinur Dağı'nın yüksekliği 770 m. dir.
Çukurova Türkiye'nin en geniş delta ovasıdır. Seyhan ve Ceyhan nehirleri ile Berdan (Tarsus) Çayı'nın getirdiği alüvyonlardan oluşmuştur ve karışık yapılıdır. Sınırları coğrafyacılar arasında tartışma konusudur. Bazılarına göre Yukarıova ile birlikte, güneydeki ovanın ikisine birden Çukurova denir. Yörede oturanlar da Çukurova adını bu geniş anlamıyla kullanırlar. Orta Toros eteklerinden Akdeniz'e kadar uzanan ovanın bütününü Adana Ovası adıyla anmak ve daha çok sayıda ova birimlerine ayırmak mümkündür. Yüreğir, Misis, Ceyhan, Haruniye, Osmaniye ve Yumurtalık ovaları gibi., Bu ovaların en büyüğü 205.000 hektar genişliğindeki Ceyhan Ovası, diğeri ise 125.000 hektarlık Yüreğir Ovası'dır. Ceyhan Ovası'nın denizden yüksekliği 20-50 m. Yüreğir Ovası'nın ise 0-50 m. arasında değişmektedir. Adana ovası, il topraklarının %27'sini kaplamaktadır.

AKARSULAR VE GÖLLER
cografya3.jpg
Seyhan ve Ceyhan il toprakları içinde yer alırlar. Rejimleri diğer akarsular gibi düzensizdir. Seyhan Nehri (560 km), kuzeyde Toros Dağlarından Zamantı Suyu adıyla çıkar, çeşitli kollardan sonra Göksu ile birleşerek Seyhan adını alır ve batıda İçel sınırında Deli Burnu'nda denize dökülür. Ceyhan Nehri (509 km.) Adana ve Akdeniz Bölgesi'nin ikinci büyük ırmağıdır. Elbistan'ın kuzeyindeki dağlardan doğar. Hurma suyu, Söğütlü Deresi, Göksu Çayı ile birleşerek Ceyhan Irmağı yaklaşık 2500 yıl öncesine kadar, Seyhan gibi Karataş'ın batısında denize ulaşırken, sonradan Bebeli Boğazını yararak doğuya Dönmüş ve İskenderun Körfezine dökülmeğe başlamıştır. 1935 yılında meydana gelen taşma sonucunda güneye Yönelmiştir. O tarihten beri Hurma Boğazında denize dökülmektedir. İlde ülkenin önemli barajlarından olan Seyhan Baraj Gölünden başka, güneyde kıyıda da ağızlarla denize açılan Akyatan, Akyayan, Tuzlagölü gibi birkaç kıyı gölü ve Aladağlar üzerinde Yedigöller adıyla anılan küçük buzul gölleriyle, karaisalı yakınlarındaki Barak köyü sınırları içinde Karstik Dipsiz Göl adı verilen alabalığıyla ünlü göller vardır.
cografya4.jpg


İKLİM
Adana, Akdeniz iklim özelliklerini taşır. Yazları sıcak ve kurak, kışları ılık ve yağışlıdır. Bölgede meydana gelen yağışlar, genellikle yamaç yağışları ve gezici hava kütlelerinin karşılaşması ile oluşur. Ortalama yağış miktarı 625 mm dir. Yılın ortalama 74 günü yağışlı geçer. Yağışlar %51 kışın, %26 ilkbaharda, % 18 sonbaharda, %5 yazın düşer. Yazın havanın nemle yüklü olmasına karşılık, bazı yıllarda hiç yağış düşmediği görülür. Yazın bir alçak basınç merkezi olan Çukurova'ya denizden ve Toroslar'dan hava akımı olur. Böylece dinamik nedenli bir yüksek basınç merkezi oluşur. Bir taraftan denizden gelen nemli hava, diğer taraftan barajlar ve ovanın sulanması nedeniyle nem artar. İklimin ve enlemin etkisiyle ısınan hava, birikim nedeniyle ağırlaştığı için yükselemez ve doyma noktasına ulaşamaz. Böylece yazın nem yüklü sıcak bir hava görülür. Ortalama nisbi nem % 66 olmakla beraber, yazın % 90'ın üzerine çıkar. 37 yıllık ortalama sıcaklık 18.7 C'dir. En soğuk ay Ocak, en sıcak ay Ağustos'tur. Ocak ayı ortalaması 9 C, Ağustos ayı ortalaması 28 C'dir. Ovanın sıcak olmasına karşılık, ilin topraklarında yükselti ve yüzey şekillerine göre iklim şartları çok değişir. Yağışlarda da değişme görülür. Dağlık kesimde yağışlar doğal olarak fazladır(Feke'de 930.5 mm. Saimbeyli'de 805 mm.) Ovada ender olarak görülen kar, dağlarda erken başlar ve bazan aylarca kalır. Adana'da yılın 195.6 günü yaz günüdür. Bu günlerin 134.4'ü tropik gün olarak belirlenmiştir.

BİTKİ ÖRTÜSÜ
cografya5.jpg


Adana çevresindeki bitki örtüsü, Akdeniz iklim özelliklerini taşır. 700-800 m'ye kadar bodur ağaçlardan oluşan makiler görülür. Ancak, özellikle yerleşim ve tarım alanlarının yer aldığı alçak düzlüklerde, doğal bitki örtüsü insan eliyle büyük tahribe uğramış, çoğu yerde bütünüyle ortadan kaldırılmıştır. Daha önceleri bu yerlerin doğal bitki örtüsünü, dayanıklı kızılçam ve bazı meşe ormanları oluştururken, bütün Akdeniz bölgesinde geniş yayılma gösteren maki topluluğu, ormanların yok edilmesi sonucu ortaya çıkmıştır. Ormanların ortadan kaldırılmadıkları yerlerde, hemen kıyı gerisinde başlayan ve 800 m'ye çıkan maki toplulukları içinde rastlanan küçük kızılçam orman kalıntıları, bu durumun kanıtıdır.
cografya6.jpg





800 m'den başlayan ormanlar, daha alçak düzeylerde yayvan yapraklı ağaçlardan (çoğunlukla meşe), daha yükseklerde ise iğne yapraklı ağaçlardan (sedir) oluşur. Yaz mevsiminin kuraklığı ve uzunluğu bitki örtüsündeki çeşitliliği azaltır. 2800 m'den sonra yavaş yavaş seyrelen sedir toplulukları, yerlerini Alp, alp altı ve Alp tipi çayırlara bırakır. Alp tipi çayırlar sayısız çiçekleriyle bir halı görünümündedir.
cografya7.jpg
 
Cevap: Adana Tanıtımı(Genel)

ZENGİN TURİZM DEĞERLERİYLE ADANA

[SIZE=-1]
turizm1.jpg

Adana ve yöresi doğal güzellikleri ve çeşitli uygarlıkların yaşandığı bir bölge olması nedeniyle önemlidir. Bu bakımdan her tür turizme uygun bir yerdir. Çok sayıda kale, köprü, cami, kilise, ören yeri, han, hamam, müzesi ile tarih ve kültür turizmi için, bir çok kilise ve cami ile de inanç turizmi için bir çekim merkezidir. Toroslardaki yüksek alanlar doğa yürüyüşü trakking, akarsulardaki patinaj, av turizmi, yayla turizmi, mağra ve kanyon turizmi için dünyada az rastlanan güzelliklerle doludur.
İlde ziyaret edenleri ağırlamak için beş yıldızlı, üçü dört yıldızlı, biri üç yıldızlı, altısı iki yıdızlı, biri bir yıldızlı, bir adet de motel olmak üzere 14 adet Turizm Bakanlığından belgeli, 975 yatak kapasiteli otel, yedi adet ikinci sınıf restoran, iki adet eğlence yeri bulunmaktadır. 30 adet seyahat acentası faaliyet göstermektedir. Adana için önemli bir konaklama yeri olarak HiltonSa'nın temeli 5 Ocak 1998 tarihinde atılmış olup, iki yılda bitirilmesi planlanmıştır. 38 bin m2 alan üzerine inşaa edilmektedir. 310 oda, konferans salonu, toplantı salonu ve diğer sosyal tesislerin yer aldığı proje içinde daha sonra TURSA Ticaret Merkezi inşaa edilecektir.

Turizm Potansiyeli

Arkeoloji Tarih ve Kültür Turizmi
turizm2.jpg

Arkeolojik sit bölgeleri, tarihi kalıntılar ile kültürel ve etnoğrafik değerler; Adana ilinin en önemli turizm kaynaklarındandır. İlde kültür amaçlı gezilerin önemli bir kısmı Karatepe'ye yapılmaktadır. Plan döneminde de bu ilgi ve isteğin süreceği sanılmaktadır. Karatepe konumu itibariyle, arkeolojik değerlerinin yanısıra doğal güzellikleri de içermektedir.
turizm3.jpg
Sit Bölgesi Aslantaş baraj gölü, çam ormanları ile kaplı bu alan; 7.715 hektar büyüklüğündeki Karatepe-Aslantaş Milli Parkını oluşturmaktadır. Baraj gölünün yarattığı peyzaj, anılan orman varlığı nedeni ile Ege-Akdeniz kıyılarında görülen manzaralarla eşdeğerdir. Bu özellikleri ile Karatepe, doğa ve kültür değerleri karışımını sergileyen bir açık hava müzesidir.





Çevre Bilimsel (Ekoloji Turizmi)
turizm10.jpg
160 km uzunluğundaki kıyı şeridinin 45 km'si kumul, sulak, sazlık ve benzeri gibi doğal alanlardır. Bu alanların en önemlisi Seyhan nehrinin meydana getirdiği Tuzla ve Akyatan gölleriyle, Ceyhan nehrinin oluşturduğu Akyayan gölü ve Yumurtalık dalyanıdır. Her iki alanda önemli çevre bilimsel(ekolojik) zenginliğe sahiptir. Doğal ortamlarında az bulunan çeşitli kuşlar ile deniz ve kara canlıları yaşamaktadır.



Rafting
turizm9.gif
Tahtalı dağlarından doğan Tufanbeyli, Saimbeyli ve Feke ilçelerinde geçen aşağıda Seyhan nehrine karışarak denize dökülen Göksu ırmağı kıvrımlı güzergahı ve uygun debisi ile rafting sporuna çok uygundur.

Termal Turizmi
İlde termal turizmi fazla önem taşımasa da yöre halkınca termal turizm alanlarından faydalanılmaktadır. Bunlar Aladağ yakınlarındaki Acısu İçmesi, Ceyhan yakınlarındaki Tahtalıköy, Kokarpınar İçmeleri, kent merkezindeki Kurttepe, Alihocalıdır.

Yayla Turizmi
turizm4.jpg
turizm5.jpg
















Çukurova'da yazları sıcak ve kurak geçmesinden dolayı yayla turizmi oldukça gelişmiştir. Yöre halkı yazları yaylalara çıkmaktadır. Bu yaylaların en önemlileri Tekir, Bürücek, Hamidiye, Fındıklı, Asar, Asmacık, Armutoluk, Belemedik, Kızıldağ, Meydan, Çamlıyayladır.

Mağra ve Kanyon Turizmi
Aladağ'daki Bığbığ mağrası doğal güzelliği ile mağra turizmine, Feke'deki Göksu ırmağının oluşturduğu vadi ise kanyon turizmine çok uygun alanlardır

Doğa Yürüyüşü (Trakking)
Bu spor için Toroslarda çok sayıda güzergah bulunmaktadır. Ancak bunların en önemlisi Pozantı ilçesinden Hamidiye köyünden başlayıp Eyner suyuna kadar olan kısmıdır.

turizm6.jpg
Av Turizmi
İl sınırları içinde Toros dağlarında dağ keçisi, geyik, yaban domuzu, keklik, bıldırcın, üvelik, tavşan, yaban ördeği, yaban kazı ve benzerinin avı mevsimine göre yapılmaktadır. İlde deniz avcılığı da gelişmiştir. Yumurtalık'ta Çamlık ve Yerkuma, Karataş'ta Akyatan, Tuzla ve Burma boğazı dalyanlarında kefal, levrek, çupra, lagos, dil balığı, kara kulak, mercan ve karides avı ile baraj göllerinde sudak, sazan, yayın(gelebicin), yılanbalığı avı yapılmaktadır.

Göl ve Su Sporları Turizmi Seyhan, Çatalan, baraj gölleri su sporlarının gelişmesi için oldukça uygundur.

Golf Sporu ve Turizmi
İlde sahil bandında golf sporuna uygun alanlar ve potansiyel bulunmaktadır.
turizm7.jpg



Kıyı Kesimi ve Deniz Turizmi
Adana'nın Yumurtalık ve Karataş ilçeleri Akdeniz'e kıyısı olan ve deniz turizmi bakımından önemli merkezlerdir. Yılın altı ayı buranın güzel kıyılarından faydalanarak yüzme sporu ihtiyacı giderilmektedir.






turizm12.jpg




İnanç Turizmi
Adanada Kent merkezindeki Bebekli Klise, Saimbeyli'deki Kale Kilise(Kara Kilise), Şar'daki Antik Kilise ve Kent kalıntıları, Aladağ'daki Akören Kilisesi inanç turizmi bakımından önemli yerlerdir.
turizm8.jpg








Kayak Sporları ve Turizmi
Karaisalı'daki Kızıldağ yaylası, Pozantı'daki Karanfil dağı kamp ve kayak sporuna uygundur. Elmalı kayak merkezi kurulmaktadır.

İlçelerde Bulunan Eserler
Aladağ, Ceyhan, Feke Karaisalı, Karataş, Kozan, Pozantı, Saimbeyli, Seyhan, Tufanbeyli, Yumurtalık, Yüreğir

[/SIZE]
 
Cevap: Adana Tanıtımı(Genel)

ADANA'NIN KÜLTÜRÜ

[SIZE=-1]
kultur1.jpg

Bir toplumun maddi ve manevi değerlerinin birikimi, o toplumun kültürünü meydana getirir. Bir çok iç ve dış etkenlerin yarattığı sentez, toplumun belli bir dönemdeki kültürünü belirler. Verimli topraklar ve coğrafi konumu nedeni ile tarih öncesi çağlardan başlayarak değişik ulusların akınına uğramış bölgede Çukurova kültürünü bu uygarlıklardan parça parça briktirilmiş taşlarla oluşturulmuş bir yapı olarak tanımlamak da mümkündür.
Bu kültür sentezini oluşturan etkenler içinde Hitit kültürü ağırlıklı bir yer tutmakla birlikte, diğer ulusların verdiği katkılarla da tarih boyunca zenginleşmiştir. Burada hüküm sürmüş 10 medeniyetin etkileri Adana'nın kültür yaşamında, hala görülmekte ve hissedilmektedir. Adana ve Çukurova kültürünü önemli şekilde etkileyen gruplar özellikle göçebe, Türkmen ve yörük aşiretleridir.
kultur2.jpg

7-11.yy. arası Bizanslılar, Araplar ve aradaki küçük bir çok siyasi toplulukların kültür etkileri altında gelişen Anadolu, 11,yy. dan itibaren tamamen Selçuklu kültürü etkisi altına girmiştir. Selçukluların ve onları takiben beylik devrinin etkileri Çukurova'da çok belirgindir. Beylik devrine damgasını vuran Ramazanoğlu Beyliğinin zengin kültür varlıkları bugün de hala görülmektedir. Beylikler sonrası Osmanlı devrinden kalma yazılı kaynaklar (Şeri/mahkeme Sicilleri veya Ziya Paşa devri kayıtları) zamanın gelişimine ışık tutmaktadır.
kultur3.jpg




Ovadan çok Toroslarda yerleşen Türk (Yörük, Türkmen) aşiretleri uzun yüzyıllar dış etkenlere kapalı kalmış ve en az 10-15 asırlık Türk Müslüman kültürünü pek fazla değişmeden muhafaza etmeyi başarmışlardır. Adana'nın daha ovalık kesimlere yerleşmesi 19.yy. (Osmanlı devrine, Cevdet ve Derviş Paşalar dönemine ) rastlamaktadır.
kultur4.jpg




Özellikle 19.ve20. yüzyıllarda Adana ovasında yerleşimin artmasıyla tarımda ve sanayileşmede büyük atılımların olması, yörenin kültüründe büyük değişiklikler yaratmıştır. Ayrıca yörede yayla, deniz ve ova kültürünün de karışımı ile yeni bir kent kültürü meydana gelmiştir.
kultur5.jpg





Çeşitli Kültürlerin Yörede Bıraktığı İzler
İlde çeşitli uygarlıklara ait toplam 65 adet büyük boyutlu sit alanı bulunmaktadır. Bu sit alanları içinde Kozan merkez ve Seyhan ilçe merkezi gibi kentsel sitler, Misis, Magarsus, Anavarza gibi arkeolojik sitler, Ağyatan, Akyatan, Yumurtalık Lagünü gibi doğal sitler, ayrıca anıtsal nitelikli kültür varlıkları da bulunmaktadır. Bunlar Misis ve Adana Taşköprüsü, Ulucami, Arasta, han-hamam gibi dini, askeri ve resmi yapılardır.
İldeki Kültür Kuruluşları

Adana Arkeoloji Müzesi
1924 yılında Alyanazade Halil Kamil Bey tarafından Taşköprü yakınındaki Cafer Paşa medresesinde açılmıştır. 1950 yılında bugünkü Etnoğrafya müzesine, 5 Ocak 1972 tarihinde de bugünkü yerine (Girne köprüsü yanı) taşınmıştır. Müzeye eserler kazı, hibe, el koyma ve satınalma yoluyla toplanmıştır. En önemlileri Aşi Lahdi, Antropoit Lahid, Bronz Senatör Heykeli, Urartu dönemine ait madeni eşyalardır.
Etnoğrafya Müzesi
İl merkezinde, Kuruköprü&'de 1845 yılında yapılmış ve terkedilmiş kilise binası 1924 yılında müze haline getirilmiştir. Buranın Etnoğrafya müzesi olarak kullanılması 1983 yılındadır.
Atatürk Bilim Kültür Merkezi
Müze binası Seyhan caddesi üzerinde 19.yüzyılda yapılmış geleneksel Adana evlerindedir. İki katlı çıkmalı, kırma çatılı, ahşap bir yapıdır. Ramazanoğullarından Suphi Paşa'ya ait olan binada Atatürk, 15 Mart 1923'te Adana'ya geldiğinde eşiyle birlikte kalmıştır. Bina, Atatürk Kültür ve Bilim Merkezi Koruma ve Yaşatma Derneğince ve halkın katkılarıyla restore edilmiştir. 1981 yılında Müze Müdürlüğü'ne bağlı olarak hizmete açılmıştır.
Misis Mozaik Müzesi
1959 yılında Misis höyüğünün batı yönündeki sırtında açılmıştır. Adana Arkeoloji müzesine bağlıdır. Müzede yer alan mozaikler bu sanatın en gelişmiş zamanı olan 4.yüzyılın sonlarına ait bazilika tipinde bir tapınağın zemin mozaikleridir. Müzenin duvarları ışığı geçirecek şekilde cam tuğlalardan oluşmuştur. Bu mozaiklerin ortaya çıkartılmasında Alman Arkeologları Prof.Bossert ve Dr.Sudwing Budde yardımcı olmuşlardır.

Anıtlar Müdürlüğü

1984 yılında kurulan 1985 yılında faaliyete geçen Adana Röleve Anıtlar Müdürlüğü Kültür Bakanlığı'na ait taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ile müzelerin bakım, onarım, inşaat restorasyon, müze ve çevre düzenlenmesine ait her türlü etüd, proje ve uygulama hizmetlerini yapmaktadır. Müdürlüğün çalışma alanına Adıyaman, Hatay, Gazintep, İçel, Kahramanmaraş, Kilis ve Osmaniye illeri girmektedir.
Adana Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Müdürlüğü

1987 yılında kurulmuş, 1988 yılında faaliyete başlamıştır. Müdürlüğün çalışma alanına Adıyaman, Hatay, Gaziantep, İçel, Kahramanmaraş, Kilis ve Osmaniye illeri girmektedir. Çalışmalar beş akademik üyeden oluşan bir kurul tarafından yürütülmektedir. Bu kurul adı geçen İllerdeki korunması gerekli Kültür ve Tabiat varlıkları hakkında karar vermektedir.

KÜLTÜR MERKEZLERİ

Adana İl Halk Kütüphanesi

1923 yılında Şeyh Ramazanoğlu kitaplıklarının birleştirilmesi ile kurulmuştur. 1963 yılında İl Halk Kütüphanesi adını almıştır. 5 Ocak 1976 tarihinde de Kültür Sitesi'ne taşınmıştır.

Çağdaş Çocuk Kütüphanesi

Gazipaşa Bulvarı, Celalettin Sayhan İlköğretim Okulu bahçesinde hizmet vermektedir.


Mehmet Sabancı Çocuk Kütüphanesi
Yavuzlar Mahallesinde Hacı Ömer Sabancı Vakfı tarafından yaptırılan iki katlı binada hizmet vermektedir.
100. Yıl Çocuk Kütüphanesi

İncirlik Kasabasında 1981 yılında Belediye tarafından verilen binada hizmete girmiştir.
Ayrıca Ceyhan, Feke, İmamoğlu, Karaisalı, Kozan, Pozantı, Saimbeyli, Tufanbeyli, Yumurtalık ilçeleri ile Sağkaya ve Mercimek beldelerinde de Halk Kütüphaneleri bulunmaktadır.
Devlet Güzel Sanatlar Galerisi

Galeri 1978 tarihinde hizmete girmiştir. 1981 yılında Hacı Ömer Sabancı Kültür Mrkezine taşınmıştır. Galerinin amacı, topluma plastik sanat zevkini yaymak ve geliştirmek, sanatçılara eserlerini sergileme kolaylığı sağlamak, dünyadaki plastik sanat eserlerini tanıtmak ve sevdirmektir.


Tiyatrolar

Adana'da ilk tiyatro 1880 yılında şair Ziya Paşa'nın Adana Valiliği sırasında kurulmuştur. Adana Büyükşehir Belediyesi binası içinde bulunan Şehir Tiyatrosu 1926-1938 yılları arasında Belediye Başkanlığı yapmış olan Turhan Cemal Beriker tarafından halkevi olarak yapılmıştır. 1941-1948 yıllarında Halkevi Başkanı Gazeteci Nihat Oral, bu konuda ileri bir adım atmış ve tiyatronun gençlik kolunu kurmuştur. Tiyatro ara ara açılıp kapanmış, bu gün hala çalışmalarına devam etmektedir. Ayrıca Hacı Ömer Sabancı Kültür Sitesi'nde Kültür Bakanlığı'na bağlı olarak çalışmalarını sürdüren Devlet Tiyatrosu bulunmaktadır.
kultur6.jpg

Çukurova Devlet Senfoni Orkestrası
Kültür Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü'ne bağlı olarak 1990 yılında kurulmuştur. 5 Ocak 1991 yılında ilk konserini vermiştir. Konserlerinde yerli ve yabancı birçok şef ve solist sanatçıyı konuk etmekte, ayrıca yurtiçi ve yurtdışında konserler vermektedir.
kultur7.jpg

Altın Koza Kültür ve Sanat Festivali

1969 yılında günümüze kadar devam eden bu gelenek etkinliğini gittikçe artırarak Adana'nın ismini duyuran önemli bir sanat olayı haline gelmiştir. Türk sinemasının gelişmesinde de önemli katkıları olmaktadır.
kultur8.jpg

Halk Edebiyatı ve Aşıklar Geleneği
Çukurova'da, halk edebiyatı ve aşıklar geleneği yüzyıllardan beri sürmektedir. Bu konu ile ilgili yapılan araştırmalarda birçok masal, efsane, fıkra, ağıt v.b. derlenmiştir. Bunlardan en iyi korunanı aşıklık gelenrğidir. Adana'da aşıklar, sazlı(telden), sazsız(dilden) olmak üzere iki gruba ayrılır. Karacaoğlan, Dadaloğlu aşıkların en ünlülerindendir. Bunların dışında yörede Aşık Yusuf, Deli Boran, Feymani, Osman Eyyubi, Aşık Abdullah, Gündeşlioğlu, İlbeylioğlu, Kara Osman, Kul Halil, Kul Seydi İçgözoğlu, Aşık Karalı, Hacı Karakılçık, Abdulvahab Kocaman, Aşık Fidani, Aık Ömer, Aşık Ali, Aşık Hüseyin, Derdiçek ve İnce Arap gibi birçok aşık yetişmiştir. Kadın halk şairleri de bulunmaktadır. Bunların en ünlüleri; Durdu, Nazlı Gelin, Sinem Kız, Hasibe Hatun ve Hasibe Ramazonoğlu'dur.
kultur9.jpg


Geleneksel El Sanatları
Yörede teknoloji ne kadar gelişmiş olsa da yerel olarak el sanatları önemini korumaktadır. Özellikle kırsal kesimde daha yaygın. Yrtkililer geleneksel el sanatlarını geliştirmek için gayret göstermekte, bir çok yerde kooperatif yoluyla bu çalışmaları desteklemektedir. En fazla yapılan el sanatları halı, kilim, çul, çuval, heybe, seren ve benzerleridir.

Kültürel Dokuya Katkıda Bulunanlar
Şair, Yazar, Ozan, Aşık, Bestekar, Eleştirmen ve Gazeteciler

Sisi Abdi, Abdülnafi Üffer Efendi, Ahmet Ada, Ziya Adalı, Admi, Rıza Polat Akkoyunlu, Mahmut Akan, Selma Aktan, Kanuni Ali, Celal Arabacıoğlu, Turan Altıntaş, Mustafa Arif Arık, Hamit Salih Asyalı, Turan Aydın, Nuri Ayvalı, Arif Bilen, Ali Bilgili, Recep Bilginer, Salih Bolat, Ceyhun Can, Demirtaş Ceyhun, İbrahim Davutoğlu, Mehmet H.Doğan, Hakkı Dönmez, Kasım Ener, Mehmet Ali Ferrahi, Seyfi Güldağlı, Feyyaz Kadri Gül, Mehmet Refik Gülek, Asral Günşir, Ferit Celal Güven, Nevzat Güven, Nuri Hacı, Hakkı Bey (Yeğen Ağazade), Hoca Mehmet Hayrettin, Muzaffer İzgü, Suphi İdrisoğlu, Abdulkadir Kaçar, Karacaoğlan, Hacı Karakılçık, Reyhan Karataş, Cahit Kamışçı, Abdullah Kartal, Orhan Kemal, Yaşar Kemal, A.Vahap Kocaman, Ahmet Köylügil, Salim Küçüktanış, Celal Şakir Muter, Talat Muter, Turan Oflazoğlu, İhsan Altay Orhon, Ümit Öcal, Abdulkadir Kemali Öğütcü, Arif Özbilen, Osman Özfidan, Ali Püskülloğlu, Hasibe Ramazonoğlu, Seyit Osman Suriri, Kamuran Şipal, Pekşen Tandoğan, Süleyman Şahin Tan, Osman Taşkaya, Eyyüp Todil, Mehmet Akif Tuncay, Taha Toros, Tuncer Uçarel, Nuer Uğurlu, Çetin Yiğenoğlu, Mahmut Yivli, Çoban Yurtçu, Cezmi Yurtsever, Ahmet Remzi Yüreğir, Çetin Remzi Yüreğir, Nihat Ziyalan.
Sinema, Tiyatro Sanatçıları, Müzisyenler, Ressam ve Hatatlar
Nedim Adanalı, Şadan Adanalı, Ahmet Akata, Aytaç Arman, İrfan Atasoy, Halil Atılgan, Erol Büyükburç, Mustafa Ceylanlı, Etem Çalışkan, Nurhan Damcıoğlu, Mahmut Dinle, Perihan Doygun, Yılmaz Duru, Coşkun Erdal, Fatih Erenler, Yusuf Erkişi, Can Etili, Nazife Güleryüz, Salih Güney, Hatat Hacı, Mahmut Hekimoğlu, Hüseyin İleri, Celal İnce, Bilal İnci, Suna Kan, Gani Karaca, Demir Karahan, Abdurrahman Keskiner, Arif Keskiner, Ercan Kont, Yılmaz Köksal, Barışmanço, Sadettin Öktenay, Hasan Özel, Hasan Özçivi, Ali Hbibp Özgentürk, İsmail Polat, Mustafa Sağyaşar, Suavi Soney, Erkan Sürmen, Ali Şen, Şener Şen, Necmi Şenel, Güven Şengil, Ali Şenozan, Aziz Şenses, Ferdi Tayfur, Faruk Tınaz, Tolgahan, Danyal Topatan, Seyhan Tütün, Abdurrahman Yağdıran, Meral Zeren.
Bilim Alanında Ünlüler
Abdullah Sisi, Abdurrahman Efendi, Remzi Oğuz Arık, İbrahim Ağah Çubukçu, Hamza Eroğlu, Ahmet Ramazanoğlu, Ali Sevim.
kultur10.jpg

Folklor

Çok değişik uygarlıkların yaşamına sahne olan Çukurova'da Folklor'un da zengin olması doğaldır.
Tarihin çok eski çağlarında yaşayan medeniyetlere ait folklor ürünlerinin hangilerinin bugüne kadar yaşadığı, hangilerinin folklor verimi ile bütünleştiğini saptamaya olanak yoktur. Yöre Türk folklorunun tarihi başlangıcını da 7.yüzyıl olarak söylemek doğru olur.
Anadolu folklorunun genel karekteristiği yöre folklorün de, bazı değişikliklerle aynen görülmektedir. İklim, iş bölümü, gelenek ve görenekler, folklorun bölge içinde diğer bölgelere göre başkalaşmasına önemli ölçüde etken olmuştur. Şölen, av folkloru ile bu yaşam biçimine uygun giyim, özgür yaşam tavrı bu etkilerle oluşmuş önemli folklor özelliklerindendir.
Adana köylerinin bir kısmında hakim olan giyim tarzı, düğünler, cirit, güreş, sinsin gibi oyunlar varlıklarını devam ettiren folklor özellikleridir.
Halk Ozonları
İlin Yetiştirdiği halk ozanlarının başında Karacaoğlan ve Dadalloğlu gelir. Bunların yanısıra ünü çevresini aşmayan sayısıs halk ozanı da vardır.
kultur11.jpg

kultur13.jpg
Geleneksel Yiyecek ve İçecekler
Adana yöresinin zengin bir yemek kültürü bulunmaktadır. Bu yemek kültürünün bu kadar zengin olmasının nedeni çeşitli kültürlerin etkisinde kalması ve onların yemekleri ile kendi yemeklerini damak zevkine uygun olarak birleştirmesidir. Adana yemeklerinin en önemli özelliği un, bulgur, et sebze ile çeşitli baharatların çok kullanılmasıdır. Aynı zamanda süt, yoğurt, peynir, çökelekte bol miktarda kullanılmaktadır. Özellikle etli yemekler sebze ile birleştirilerek yapılır. Bakliyat türleri ile sebze yemekleri ve çorbalarda bol miktarda kullanılmaktadır.
kultur12.jpg
En Ünlü Yemekler
Adana kıyma kebabı, Adana kuşbaşı, içli köfte, kısır, işkembe dolması vb.
kultur14.jpg

Ünlü İçecekler
Şalgam suyu, aşlama(meyan kökü), ayran. En Ünlü Tatlılar
Taş kadayıf, karakuş tatlısı, nemse tatlısı, halka tatlısı ve bici-bici'dir
[/SIZE]
 
Cevap: Adana Tanıtımı(Genel)

ADANA'DA ULAŞIM

[SIZE=-1]
ulasim1.jpg

İlde Ulaşım havayolu, demiryolu, denizyolu ile yapılmaktadır. Pozantı ilçesi sınırlarında biten ve batıyı doğuya bağlayan Otoyol çalışmalarının il sınırları içindeki yapımı tamamlanmıştır.
Devlet Yolu
İl sınırları içinde 454 km devlet yolu bulunmaktadır. Bunun 119 km'si beton asfalt, 335 km'si sathi kaplamadır.
İl Yolu
İlde 405 km uzunluğunda il yolu bulunmaktadır. Bunun 6 km'si beton asfalt, 216 km'si sathi kaplama, 51 km'si stabilize, 121 km'si toprak yol, 3 km geçit vermeyen yol durumundadır.
Köy Yolu
İlde 243 köy-bucak ve belde belediyesinin yolu asfalt, 183 köy-bucak ve belde belediyesinin yolu stabilize, 71 köy-bucak ve belde belediyesinin yolu tesviyedir. Ayrıca 55 köy-bucak ve belde belediyesi karayolu güzargahındadır. İl sınırları içinde asfalt yol uzunluğu 1.348 km, stabilize yol uzunluğu 1.972 km, tesviyeli yol uzunluğu 1.595 km, ham yol uzunluğu 263 km olup, toplam yol uzunluğu 5.178 km'dir.
Hava Yolu
Adana Havaalanı 1937 yılında sivil-askeri havaalanı olarak hizmete girmiştir. 1956 yılında sivil havaalanı olarak kullanılmaya başlanmıştır. Havaalanı 1997 yılında 12.704 uçak trafiği gerçekleşmiştir. Bunlardan 7.158'i tarifeli, 5.546'sı ise tarifesizdir. 1997 yılı içerisinde 904.210 yolcu taşınmış olup, bunun 629.612'si hatlarda, 274.598 ise dış hatlardadır. 1997 yılında iç hatlarda 14.578.120 kg, dış hatlarda 6.925.008 kg olmak üzere toplam 21.502.200 kg yük taşınmıştır.
Adana ve tüm çevre illere hizmet veren havaalanının her yıl artan uçak, yolcu ve yük trafiğine sağlıklı bir şekilde hizmet verebilmesi için terminal dış hat binası yaptırılmıştır. Ayrıca iç hatlar terminal binası onarımı VİP ve CİP salonları teşkili ve tesisat galerisi yapım işi de tamamlanmıştır.
Adana-Karataş ilçesi Yemişli köyü mavkiinde Adana'ya 38 km, Karataş ilçesine 10 km uzaklıkta olan bir alan, yeni bir havaalanı için tesbit edilmiştir. 1996 yılında etüd programa alınmıştır.Adana'dan çeşitli ulaştırma şirketlerince Riyad, İstanbul, Ankara, Frankfurt, Münih, Cidde, Ercan, Berlin, Hannover, Amsterdam, Stutgard, Köln, Dusseldorf limanlarına seferler yapılmaktadır.
Uçak seferi yapılan iller ve dış hatlar 1997 yılında yaz sezonu boyunca Paris, Zürih, Amsterdam, Hamburg, Berlin, Münih gibi merkezlerden de tarife dışı charter seferleri düzenlenmektedir. Ayrıca Kuveyt, Kazakistan, Özbekistan gibi ülkelerde kargo taşımacılığı yapılmaktadır.
ulasim2.jpg

Demiryolu
Adana İli sınırları içinde 260 km,615 mt demiryolu bulunmaktadır. Demiryolu ilin Pozantı, Seyhan, Yüreğir, Ceyhan ilçelerinden, aynı zamanda Karaisalı ilçesi sınırlarından da geçmektedir. Devlet demiryolunun, içinden ve yakınından geçtiği köy ve kasaba sayısı 20 dir.
Denizyolu
Adana il sınırları içerisinde uluslar arası petrol ve yük taşımacılığına açık Botaş limanı ve Toros Gübre Fabrikaları Limanı bulunmaktadır.
Karataş ilçesinde bulunan balıkçı barınağı, yöre balıkçılarına hizmet vermektedir.
HABERLEŞME
46 belde ve 550 köyün tamamında telefon bulunmaktadır. Adana'da toplam ankesör sayısı jetonlu 917, kartlı 864, masa tipi 5 adet olmak üzere toplam 1.785, araç telefon sayısı 3.731, Mobil (cep) telefon sayısı 9.271, çağrı cihazı sayısı 1.950, kablolu tv. Sayısı 20.858 dir. Telgraf, teleks ve data ile internet hizmetleri yapılmaktadır. İlde sanayi, ticaret, turizm, eğitim ve sağlık sektörlerindeki hızlı gelişmeye paralel olarak hızlı bir iletişim sağlanması amacıyla haberleşme sisteminde önemli gelişmeler olmuş ve fiziki altyapı yatırımları gerçekleştirilmiştir.
[/SIZE]
 
Cevap: Adana Tanıtımı(Genel)

TÜRKİYE'NİN ÜRÜN DEPOSU

[SIZE=-1]
urun1.jpg
Cumhuriyet'ten önce tarımsal faaliyetler yok denecek kadar az yapılıyordu. Burada yaşayanlar kendilerine yetecek kadar buğday, mısır, yulaf, arpa ve benzeri gibi tarımsal ürünler yetiştirirken, Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa'nın geldiği 1833-1840 yılları arasında tarımda büyük bir gelişme olmuş onun gelirken birlikte getirdiği Mısır'ın yerli halkı, Adana ve yöresinde yoğun bir tarım faaliyetine geçmişlerdir. Bunlar özellikle bağ-bahçe ve pamuk ekiminde etkili olmuştur. Göçerlerin zorunlu olarak yerleşik düzene geçmeleri, bunlara arazi verilmesi ile birlikte ekili-dikili yerlerin oranı artmaya başlamıştır. 1800'lü yılların sonuna doğru da Çukurova makinalı tarıma geçmiştir.
urun2.jpg


Cumhuriyetle birlikte yeni kurulan hükümet tarıma büyük bir önem vermiştir, köylüden alınan ağır vergileri ortadan kaldırmış, böylece tarımı teşvik etmiştir. 1950'li yıllardan itibaren traktör sayısının artması, 1956 yılında Seyhan Barajı'nın açılması, tarımsal mücadelenin başlaması ile birlikte tarımsal arazi artış gözlenmiştir. 1970'li yıllarda sulama kanallarının açılması ile birlikte sulanabilir arazide artış olmuştur. 1980'li yıllarda II. Ürün uygulamasına geçilmiş ve 1,5 milyon dekar alan değerlendirilmiş, soya, mısır, yer fıstığı ekim alanlarında büyük bir artış olmuştur. Özellikle son üç yılda yapılan çalışmalarda ova bölgesinde, sebzecilik, meyvecilik ve özellikle seracılık konusunda önemli gelişmeler sağlanmıştır. Sera üretiminde alçak ve yüksek örtü üretimi yapılan alanlar hızla artış göstermiştir.
urun3.jpg


Toroslar da ve vadilerinde ise meyvecilik, bağcılık ve hayvancılık konularında projeler uygulanmıştır. Bu çalışmalar sonucunda meyvecilik %35, bağcılıkta %40, sebzecilikte %30 artış sağlanmıştır. Bu yıllarda tohum şirketlerinin mısır ve soya tohumlarını ithal etmesiyle Çukurova üreticisi alternatif ekim olanağına kavuşmuştur. Çukurova'da narenciye ekim alanları genişlemiş ve üretici için pamuk ve buğdaya ilaveten önemli bir gelir kaynağı olmuştur.

urun4.jpg
1930-1940 yıllarında tarıma ve tüketime dayalı sanayileşme ile başlayan sanayi faaliyetleri 1940 yılından itibaren büyük ölçekli fabrikalar olma sürecine girmiştir.

urun5.jpg
1950'li yıllarda hızlı kentleşmeye bağlı olarak inşaat malzemesi üreten fabrikalar da faaliyete başlamıştır. 1956 yılında Osmaniye, Gaziantep, İçel Konya yollarının birinci sınıf yol durumuna gelmesi Adana'nın transit merkez olmasını sağlamış ve ilin önemi artmıştır. Aynı yıllarda Seyhan Hidroelektrik Santrali Çukurova Elektrik A.Ş.'ye devredilmiştir. 1960'lı yıllarda çeşitli sektörde birçok fabrika faaliyete geçmiş, 1970'li yıllarda ise sanayi sektöründe holdingleşme başlamıştır. Bugün Sasa, Çukurova Elektirik, Marsa, Bossa, Güney Sanayi, Temsa, Adana Çimento, Çukobirlik, Mensa, Pilsa, Güney Biracılık, Paksoy, Özbucak ülke genelinde faaliyet gösteren 500 sanayi kuruluşu içinde yer almaktadır. Cumhuriyetin ilan edildiği yıllarda Adana'da 2 iplik ve dokuma fabrikası var iken bugün 25 ve daha yukarı işci çalıştıran işyeri sayısı 189'a çıkmıştır.
urun6.jpg
[/SIZE]
 
Cevap: Adana Tanıtımı(Genel)

LOKMAN HEKİM DİYARI

[SIZE=-1]
lokmanh1.jpg
Çukurova tarih öncesinden bugüne kadar Lokman Hekim diyarı olarak bilinmektedir. Yörede yetişen binbir çeşit bitki sağlık ve şifa dağıtmaktadır. Bütün bu özellikleri taşımasına karşılık yöre Cunhuriyet'ten önce sağlık Konusunda yeterince gelişme gösterilmemiştir. Zaman, zaman gelen salgınlardan yüzlerce kişi ölmüştür. Adana'da sağlık kuruluşu 1885 yılında hizmete giren Adana Devlet Hastanesi'dir. Cumhuriyet'in ilanından sonra çağdaşlık yolunda ilerlemeye başlayan Adana'da 1928 yılında ülkenin kendi alanında tek kuruluşu olan Sıtma Enstitüsü'nün temeli atılmış, bu hastalıkla savaşabilmek için ülke çapında araştırma, denetim ve halk eğitimi konularında çalışmalar yapılmıştır. Bunu takiben 1969 yılında Numune Hastanesi, 1929 yılında Doğumevi,
lokmanh2.jpg

1955'te Göğüs Hastanesi, 1960'ta Ceyhan Devlet Hastanesi, 1962'de Hıfzıssıhha Enstitüsü, 1965'te Sağlık Meslek Lisesi, 1972'de Tıp Fakültesi ile Kozan Devlet Hastanesi, 1984'te Akıl ve Ruh Sağlığı Hastanesi açılmıştır. 1982 yılında 224 Sayılı Yasa ile Adana ili sosyalizasyon kapsamına alınmıştır. Bu uygulama bugün de devam etmektedir.
1997 yılında kazalara ve acil durumlara en kısa sürede müdahele etmek amacıyla Acil Servis hizmete girmiştir. Hizmetin en seri bir şekilde yapılması için biri Misis'te olmak üzere 7 nokta tesbit edilmiştir.Acil Servis ise merkez Hekimevi'nin ikinci katındadır.
lokmanh3.jpg
Koruyucu Sağlık Hizmetleri
Adana İlinde kişiye ve çevreye yönelik koruyucu sağlık hizmetleri, ilk yardım ve acil müdahele I. Basamak tedavi hizmetleri, hasta takibi ve laboratuvar hizmetleri, kayıt bildirimi, istatistik işlemlerinin yürütülmesi için 13 ilçe de planlanan toplam 128 sağlık ocağından 120'si hizmet vermektedir.
lokmanh4.jpg








Yeşil Kart Uygulaması
Yataklı tedavi kurumlarından aldıkları hizmete karşılık ödeme gücü olmayan vatandaşlar 1992 yılının Ağustosundan itibaren yeşil kart kapsamına alınmıştır. Özellikle Güneydoğudan gelen göçle nüfusun hızlı bir şekilde artması sonucu yıllar itibariyle yeşilkart başvurusu artmış, 1993 yılında 65.221 kişiye 41 Milyar 259 Milyon TL. yardım yapılırken, 1997 yılında 38.099 kişiye 1 Trilyon 252 Milyar 728 Milyon TL. yardım yapılmıştır.
[/SIZE]
 
Cevap: Adana Tanıtımı(Genel)

Adana'dan Gezilecek Yerler
Adana Arkeoloji Müzesi
adana-m-arkeo1.gif



[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]Adana'nın ve bütün Çukurova'nın tarihi eserlerinin sergilendiği Müze, Cumhuriyetin ilanından hemen sonra 1924 yılında kurulmuştur. Bu nedenle Türkiye'nin en eski on müzesinden birisidir. İlk olarak çevredeki sütun, sütun başlıkları ve lahitlerin Polis Dairesinde toplanmasıyla kurulan Müze, Adana'lı Alyanakzade Halil Kamil Bey'in müdür olarak atanması ve başarılı çalışmaları sonunda, 1928'de Taşköprü'nün başındaki şimdi yıkılmış olan Cafer Paşa Camii'nin Medresesi'nde ziyarete açılmıştır. [/FONT]


[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]1950 yılında, Kuruköprü'de şimdiki Etnografya Müzesi'ne taşınmıştır. Özellikle Tarsus/Gözlükule (1934), İçel/Yumuktepe (1936), Ceyhan/Sirkeli (1938) ve Yüreğir/Misis (1958) höyüğü kazılarında bulunan, Çukurova'nın ilk çağlarına ait seçkin eserler müzede toplanmıştır. Müzenin etnografik eser açısından zenginleşmesine Müze Müdürü Ali Rıza Yalman'ın (Yalkın) büyük katkıları olmuştur. [/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]Müze 5 Ocak 1972 yılında şimdiki binasına taşınmıştır.[/FONT]

[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]Hitit İmparatorluk dönemine ait "Dağ Kristali Heykelciliği" çok ilgi görmektedir. [/FONT]


adana-m-arkeo2.gif


Etnoğrafya Müzesi
adana-m-etnog1.jpg




[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]İl merkezinde, Kuruköprü mevkiindeki 1845 yılında yapılmış ve terkedilmiş kilise binası 1924 yılından sonra müze olarak düzenlenmiştir. 1972 yılında eserlerin yeni müze binasına taşınmasının ardından kilise restore edilmiş, 1983 yılında ise Etnografya Müzesi'ne dönüştürülmüştür. [/FONT]

[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]Taş Eserler [/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]Bahçede kûfi, sülüs ve nesih hatla yazılmış kitabe ve mezar taşları teşhir edilmektedir.[/FONT]

[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]Güney ve kuzey kısımda sade, sikke başlıklı, mecidiye tipi, kavuklu, fes ve barok başlıklı, 17. yy.'dan kalma Osmanlı kadın ve erkek mezar taşları yer almaktadır. Bunlar arasında yörenin ileri gelenlerinden Adana Valisi Süleyman Paşazade Ahmet Paşa, Karaisalı Kaymakamı Hasan Fevzi Bey, Adana Askeri Alaybeyi Miratizade İbrahim Bey, Adana Defterdarı Sofyalı Mustafa Bey, Orman Başmüfettişi Akif Efendi'ninkiler de vardır. [/FONT]

[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]Batı kısmında Türk-İslâm eserlerine ait kitabeler sergilenmektedir. Bunlar arasında Misis hanı, Adana Vilayet konağı, Bahripaşa çeşmesi, Taşköprü ve Misis köprüsü tamir kitabeleriyle Osmanlı devlet arması da bulunmaktadır. [/FONT]

[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]Etnografik Eserler [/FONT]

[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]1 Nolu vitrin: Ham deri çarık, zemzem takımı, bakır kahve ibriği, ahşap kahve değirmenleri, mangal, hedik, ellik, körük, kirkit, keserler, gelin takunyası, güneş ölçme aleti.[/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]2 Nolu vitrin: Ney, kaval, aşiret zurnaları.[/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]3 Nolu vitrin: Altın küpe, kolye ve bilezikler.[/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]4 Nolu vitrin: Gümüş kemerler ve kemer tokaları.[/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]5 Nolu vitrin: Gümüş hamaylı kolyeler ve tesbihler.[/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]6 Nolu vitrin: Gümüş halhal, yüzük, tepelik ve bilezik, ağızlık, sürmedan, köstekli saat.[/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]7 Nolu vitrin: Yaylı kabak kemane, yaylı tanbur, kemençe.[/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]8 Nolu duvar vitrini: Kılıç ve kalkan.[/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]9 Nolu vitrin: Cepken, sırma işlemeli kadın giysisi, manken üzerinde simle dokunmuş kadın kıyafeti.[/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]10 Nolu vitrin: Manken üzerinde iki adet bindallı ve cepken.[/FONT]
adana-m-etnog2.jpg
Atatürk Müzesi
adana_m_ata1.jpg




[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]Müze binası, Seyhan Caddesi üzerinde 19.yy. da yapılmış geleneksel Adana evlerindendir. İki katlı, çıkmalı, kırma çatılı, kâgir bir yapıdır. Bu özellikleri nedeniyle yapı Bakanlıkça "Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlığı" olarak tescil edilmiş ve koruma altına alınmıştır. 15 Mart 1923'te Atatürk eşi ile birlikte Adana'ya geldiğinde, Ramazanoğulları'ndan Suphi Paşa'ya ait olan bu binada ağırlanmışlardır. Bina Atatürk Bilim ve Kültür Müzesi Koruma ve Yaşatma Derneği'nce zamanın Kolordu Komutanı Bedrettin Demirel'in önderliği ve halkın yardımıyla kamulaştırılıp restorasyonu yapılmış ve 1981 yılında Müze Müdürlüğü'ne bağlı bir müze olarak hizmete açılmıştır. [/FONT][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]Atatürk'ün Adana'ya gelişi her yılın 15 Martında resmî törenle bu binada kutlanmaktadır. [/FONT]

[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]Atatürk Müzesi pazartesi günleri hariç diğer günler ziyarete açıktır. Türk öğrenci ve askerleri müzeyi ücretsiz olarak ziyaret etmektedirler. [/FONT]
 
Cevap: Adana Tanıtımı(Genel)

Aegae - Ayas


oren_aegae.jpg
Ceyhan'dan 34 km uzaklıkta olan ve deniz kenarında bulunan Adana'nın sayfiye kenti Yumurtalık ilçesinde, Aegea Antik Kenti kalıntıları bulunmaktadır.
Kurulduğu tarih tam olarak bilinmeyen Ayas (Aegae) antik kenti Helenistik devirde Bergama'daki gibi dünyanın üç asklepieion tapınağından biri ile ünlü idi. Roma imparatorluk döneminde gelişmesini devam ettiren Ayas, Ortaçağ'da doğunun Akdeniz'e açılan en önemli liman kentlerinden biri olmuştur.
Özellikle Ceneviz ve Venedikli tüccarlar Aegae Limanı'nda koloniler kurmuşlardır. Ünlü seyyah Marco Polo Çin seyahati için 1268 yılında bu limandan karaya çıkmış, seyahatini tamamladıktan sonra yine bu limandan gemiye binip Venedik'e dönmüştür. Ayrıca Ayas ve Atlas kaleleri, Kanuni Sultan Süleyman döneminde yaptırılan üç katlı gözetleme kulesi, Osmanlı ve Roma hamamları kentin tarihi zenginliğini artırmaktadır.
Kıyıdan yaklaşık 200 metre açıkta bulunan küçük bir adada da Aegae Antik Kenti kalıntıları izlenebilir.

Akören


oren_akoren.jpg
Toroslar üzerindeki Aladağ ilçesinin bir beldesi olan Akören yeni tespit edilmiş bir ören yeridir. Yapılan araştırmalara göre iki mahalleden oluşan ören yerinde ayakta kalmış dört adet kilise, yapı kalıntıları ve caddeler saptanmıştır. Kazılardan elde edilen yazıtların incelenmesinden burasının Roma devrinden beri yayla olarak kullanıldığı anlaşılmaktadır.
 
Geri
Üst