Adnan Menderes

  • Konbuyu başlatan Misafir
  • Başlangıç tarihi
M

Misafir

Forum Okuru
Adnan Menderes
Adnan Menderes (tam adı: Ali ADNAN Ertekin MENDERES, 1899–1961), 1950-1960 yılları arasında Türkiye Cumhuriyeti başbakanlığı görevinde bulunmuştur.
1899'da, Aydınlı zengin bir çiftçinin oğlu olarak doğdu. Büyük babası Hacı Ali Paşa Kırım Tatarlarından olup Eskişehir çevresinden Tire taraflarına göç etmiştir.İbrahim Ethem Bey'le,Tevfika Hanım'ın oğludur.Kızkardeşi Melike küçük yaşta ölmüştür.İzmir'in ünlü ailelerinden,Yemişçibaşı Berin Hanım'la evlenmiş, ondan Yüksel,Mutlu,Aydın olmak üzere üç oğlu olmuştur. İlkokuldan sonra, Kızılçullu Amerikan Koleji'nden mezun oldu. "1.Dünya Savaşı'nda yedeksubay eğitimi gördü.Fakat hastalandığı için cepheye gidemedi.Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden 1935 yılında mezun oldu. Kurtuluş Savaşı'nda savaştı İstiklal Madalyası aldı.
Aydın'da, 1930'da, kısa süreli "Serbest Cumhuriyet Fırkası"nın bir kolunu organize etti. Bu partinin kapatılmasından sonra Cumhuriyet Halk Partisi'ne (CHP) katıldı.(1931) 1945 yılında parti içi muhalefetten dolayı ihraç edildi.
7 Haziran 1946'da, Demokrat Parti'yi, yani Türkiye'deki ilk yasal muhalefet partisini kurdu. 1946 seçimlerinde Celal Bayar'dan sonra partideki ikinci önemli adam haline geldi.
14 Mayıs 1950 seçimlerinden sonra DP iktidara geldi, ve Menderes başbakan oldu. İlk çok partili seçim olan 21 Temmuz 1946 tarihindeki seçimlerin aksine, Menderes hükümeti "açık oy gizli tasnif" yöntemi ile değil, "gizli oy açık tasnif" ile seçilmiştir. 10 yıllık başbakanlık döneminde Türk iç ve dış politikasında büyük değişimler meydana geldi. Tarım makineleştirildi; ulaşım, enerji, eğitim, sağlık, sigorta ve bankacılık ilerledi. Türkiye, ilerleme konseptini öğrendi. Aynı zamanda, bu dönemde Türkiye, Kore Savaşı'na asker yolladı; böylece NATO'ya girişin temelleri atılmış oldu.
Son Menderes hükümeti(23. hükümet) Kıbrıs konusunda imzaladıkları ortaklık anlaşmasına garantörlük maddesini yerleştirerek Türk ordusunun 1974 yılında iki aşamada gerçekleştirdiği Kıbrıs Barış Harekatı'nın hukuki zeminini hazırlamış , önemli ve yaşamsal bir uluslararası başarıya imza atmıştır.Türkiye, 1959 yılında hazırlanan ve 1960’da Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluşuyla uluslararası geçerlilik kazanan Garanti Anlaşması’ndan doğan haklarını kullanarak sözkonusu müdahaleyi gerçekleştirmiştir.Türkiye, Yunanistan ve İngiltere’ye garantörlük sıfatını veren Garanti Anlaşması’nın 2. Maddesi şöyledir: “Yunanistan, Türkiye ve Birleşik Krallık, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bu anlaşmanın birinci maddesinde gösterilen yükümlülüklerini göz önüne alarak, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bağımsızlığını, toprak bütünlüğünü, güvenliğini ve aynı zamanda Anayasa’nın temel maddeleriyle kurulan düzenini tanırlar ve garanti ederler”
Yukarıdaki madde ile Garantörlük görevini üstlenen ülkelerin ise adada düzenin bozulması halinde adaya ortak veya tek başlarına müdahale edecebilecekleri 4. Maddenin son paragrafında belirtilmektedir. Sözkonusu madde şöyledir: “Ortak veya anlaşarak hareket olası olmadığı takdirde garanti veren her üç devletten herbiri, bu anlaşma ile kurulan düzeni tekrar kurmak amacı ile harekete geçmek hakkını saklı tutar.”[Derleyen : Fatma Demirel , www.abhaber.com]
Menderes, geleneksel aile yaşam tarzına daha toleranslıydı ve laiklik konusuna Atatürk ve partisinden daha "olumsuz" bakıyordu. İnönü döneminden o güne kadar Türkçe okunması mecburi olan ezanın istenilen dilde okunabilmesini serbest bıraktı, ancak bundan sonra ezan hep arapça okundu. Batı yanlısı olmakla beraber önceki başbakanlara göre Müslüman ülkelerle de yakın ilişkiler kuruyordu. Menderes, daha liberalve dışa bağlı bir ekonomi görüşüne sahipti; yani daha fazla özel girişime izin verdi. Ekonomik girişimleri toplumun fakir kesimini (kısa vadede) mutlu etti, ama ülkede aşırı ithalata sebep oldu. Menderes, en çok eleştiriyi, dışa bağımlılık politikaları yüzünden almıştır. Atatürk zamanında milli servet namına kurulan uçak motoru, traktör ve basma fabrikaları Menderes döneminde uygulanan yanlış politikalar yüzünden kapatılmıştır.
Menderes, toplumun entellektüel kesimi ve (Atatürk devrimlerinin tehlikede olduğunu düşünmekte olan) askeri kesim arasında popülerliğini giderek yitirmeye başladı. Bu gelişmeler politik yaşamının sonunu hazırlayan faktörler oldu. Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Cemal Gürsel kendi kişisel vatanperver perspektiflerini bir gece once sohbet ettiği Milli Savunma Bakanı’na ve dolayısıyla hükümete sunduğu icin erken emekliye sevkedilerek zorunlu izne gönderildi. Bu mektubunda, Adnan Menderes’e olan saygı ve desteğini açık bir şekilde ‘Cumhurbaşkanlığına Sayın Adnan Menderes getirilmelidir. Bu muhterem zatı her şeye rağmen milletin çoğunluğunun sevmekte olduğuna kanim. Bu sevgiden istifade edilerek kırılanların gönülleri alınmalı ve millete yeniden güven telkin edilmelidir’ görüşleriyle ifade eden "Cemal Ağa", Silahli Kuvvetlerin tüm kademelerine iletilen ve ordunun mutlaka siyasetten uzak kalmasini tavsiye eden ikinci bir veda mektubuna ragmen, 27 Mayıs 1960 gününde gerçekleştirilen, Gursel ile alakasi olmayan ve kendisinin ne planlayip nede katildigi, albay ve daha alt rutbelilerin yuruttugu askeri müdahalenin daveti üzerine kurdugu Milli Birlik Komitesi'nin Başkanlik görevini üstlendi ve devrim lideri olarak tanıtılarak kabul edildi. DP üyeleri çeşitli suçlardan, askeri harekatin idarecilerinin istegi uzerine, Yassıada'da yargılandılar. Menderes'e isnad edilen suçlar arasında Üniversite yönetimine ve öğrencilerine fazla baskıcı politika uygulaması gibi konular vardı. Sonu baştan belli dava nihayetinde Anayasa'yı ihlal suçundan(146/1) Celal Bayar, Adnan Menderes, Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu idama mahkum edildiler. Celal Bayar'ın cezası yaş haddi nedeniyle müebbed hapse çevrildi. Devlet Baskani Cemal Gursel ve Ismet Inonu’nun, diger dunya liderleri ile birlikte Menderes ve diger kabine uyelerinin idam cezalarinin affi dilekleri, albaylar ve alt düzeyli subaylardan kurulu komite tarafindan reddedildi. Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan 16 Eylül 1961, Adnan Menderes ise 17 Eylül 1961'de İmralı Adası'nda idam edildi. 7 Kasim 1964’de, Celal Bayar’in hapis cezasi Cumhurbaskani Cemal Gürsel’in affi ile kaldirildi. Adnan Menderes'in mezarı ölümünden 29 sene sonra İmralı'dan alınarak İstanbul'daki bir anıtmezara taşındı (17 Eylül 1990).
-Kore'ye asker gönderdi ve batı dünyasının yanında yer aldı.Bu davranışı NATO'ya girmemize zemin hazırladı ve SSCB karşısında bir güç elde ettik.
-Nato’ya üye oldu.
-1958’de Amerika’ya Türkiye’de askeri üs kurma izni verdi.


Daha sonraları, Aydın'da bir üniversiteye (Adnan Menderes Üniversitesi) ve İzmir'de uluslararası bir hava limanına (Adnan Menderes Hava Limanı) onun adı verilmiştir.
"Adnan Menderes"
"Milliyet Gazetesi adına Yassıada duruşmalarını izleyen gazeteci-yazar Çetin Altan, Cemal Gürsel’in darbeden 24 gün önce Savunma Bakanı Ethem Menderes’e gönderdiği mektupta sansür yapıldığına ilişkin belgenin çok etkileyici olduğunu kaydetti. Altan, şöyle konuştu: 'Mektupta üç satırın çıkartıldığını ve bunların çok önemli cümleler olduğunu gördük. Demek ki gerçek tarihi öğrenemeden gidiyoruz. Bizim de izlediğimiz, bizim de işlediğimiz konularda yeni şeyler ortaya çıkıyor. Kim bilir hangi gerçekleri bilmeden, dönemeç noktalarının gerçek fotoğrafını bilmeden gidiyoruz.' " (Eylul 2006)
 
Geri
Üst