Akdeniz Bölgesi Kültürel Gezi Rehberi

PaSikA

Yeni Üye
Üye
Akdeniz Bölgesi Kültürel Gezi Rehberi
akdeniz bölgesinin kültürel zenginlikleri akdeniz bölgesindeki doğal varlıklar bölgesi kültürel zenginlikleri bölgesinin yemek kültürü bölgesi yemek kültürü
Sevgili Melişlerim Akdeniz Bölgesi diyince hepimizin aklına deniz kum ve güneş gelir ama çoğumuzun bilmediği kültürel zenginliklere sahiptir Akdeniz Bölgesi şimdi gelin hep birlikte bu zenginlikleri hepbirlikte tanıyalım :tik:


Türkiye'nin güneyinde yer alır ve adını komşu olduğu Akdeniz'den alan bir bölgedir. Adana ve Antalya bölümü olarak ikiye ayrılır.Beydağı, Elmalı, Sultan, Çiçekbaba dağları, Batı Toroslar, Tahtalı, Boklar, Aladağ, Binboğa Dağları Orta Toroslar içinde kıyıya paralel olarak uzanır. Bu oluşum sebebiyle ; Denizin etkisi iç kesimlere sokulamaz.Kıyı ile iç kesimler arasında ulaşım zordur. Dolayısıyle ulaşımda geçitler önem kazanır. Gülek, Belen, Sertavul ve Çubuk geçitleri kıyıyı iç kesimlere bağlayan önemli geçitlerdir.Boyuna kıyı tipi görülür. (Finike, Kaş arasında Dalmaçya kıyı tipi görülür).Kıta sahanlığı dar, falez oluşumu fazladır.Girinti-çıkıntı azdır. Antalya ve İskenderun Körfezi ile Taşeli ve Teke yarımadaları önemli girinti ve çıkıntılarıdır. Taşeli ve Teke Yarımadaları aynı zamanda plato görünümündedir.

Tektonik oluşumlu Amik, Islahiye, Maraş, Burdur ve Isparta ile karstik oluşumlu Elmalı, Tefenli, Bozova, Korkuteli, Ketsel, Avlan Ovaları, bölgenin önemli düzlükleridir.Çukurova ve Silifke Ovası da delta ovası grubuna girer. Türkiye'de karstik şekiller en çok Akdeniz bölgesindedir.

Seyhan, Ceyhan, Asi, Göksu, Manavgat Çayı, Köprü Çay, Dalaman Çayı ve Aksu Akdeniz Bölgesinin önemli akarsu kaynaklarıdır.Kovada, Eğirdir, Beyşehir, Suğla, Salda, Söğüt, Burdur ve Acıgöl ise önemli gölleridir.

Akdeniz Bölgesinin kıyı kesimlerinde yazları sıcak ve kurak,kışları ılık ve yağışlı olan Akdeniz İklim koşulları geçerlidir. İç kesimlerde ise karasal iklim görülür.

Akdeniz Bölgesi Kıyı kesiminde bitki örtüsü makilik, iç kesimlerde ise bozkırlardan oluşur.

Çukurova, Antalya yöresi, Mersin ve İskenderun çevresinde nüfus yoğundur.Teke, Taşeli yarımadası ile Göller Yöresi ve Toroslarda nüfus yoğunluğu daha azdır.

Akdeniz Bölgesinin kıyısında turunçgiller, pamuk, muz, soya fasulyesi, susam, mısır ve yerfıstığı yetiştirilir.İç kesimlerde ise, şeker pancarı, tahıllar, haşhaş ve gül yetiştirilir. Dağlık kesimlerde hayvancılık faaliyeti gelişmiştir. Özellikle kıl keçisi yetiştiriciliği önemlidir.

rman bakımından %24,5 ile Türkiye genelinde 2. sıradadır.Kıyı uzunluğu 1.577 km.'dir. Boyuna kıyı tipi görülür.Yer fıstığı turunçgiller, muz, gül ve soya fasülyesi üretiminde 1. sıradadır. Türkiye'de Muz yalnız bu bölgede yetişir.Karstik şekillerin en çok görüldüğü bölgedir.Kışları en ılık, yazları en uzun geçen bölgedir.Toroslar, iç bölgelere ulaşımı güçleştirir ve deniz etkisinin içerilere girmesini engeller. Aynı zamanda kıyı kesimini İç Anadolu Bölgesinden gelen soğuk havalardan korur. Türkiye'de Yıllık sıcaklık ortalaması en fazla olan bölgedir.Yıllık Sıcaklık Ortalaması: 18.5 °C, En soğuk ay ortalaması: 10 °C, En sıcak ay ortalaması: 28°C'dir
 
Cevap: Akdeniz Bölgesi Kültürel Gezi Rehberi

KEKOVA​

kekova-3720.jpg


Doğa ile tarihin bütünleştiği, turkuaz rengi deniziyle yüzlerce koyun sarıp sarmaladığı KEKOVA bir yeryüzü cenneti.
Kaş'tan sonra Uluburun geçilerek Kekova'ya doğru yol alındığında önce Sıcak Yarımadası ile karşılaşılır. Sıcak İskelesinde Aperlai antik kenti, yarımadanın ucunda Toprakada ve Karaada yer alır.
Mavi yolculuk yapanların kolayca ulaşıp gezebildiği ve yatlarını emin bir şekilde demirleyebildiği bir yer olan Kekova, doyumsuz güzellikleri yanında zengin bir tarihi geçmişi de bünyesinde barındırıyor.İsmini Kekova adasından alıyor.Doğal limanlarıyla KEKOVA, tekne ve yat sahiplerinin en favori kıyıları aynı zamanda. Kekova adası, geçmiş dönemlerde yaşanan depremlerle kısmen suya batmış olduğu için,batık şehir olarak da anılıyor.Lacivert suların üstünde tekneyle seyrederken,denize sarkıtılan ayaklar, antik şehir kalıntılarına değecekmiş gibi heyecanlandırıyor insanı.Pırıl pırıl suların altında görünen şehrin izlerini ve yıkılmış taş binaların merdivenlerini seyre dalmak, zaman tünelindeki bir yolculuğu hatırlatıyor adeta.
Adanın ucunda yer alan Tersane Koyu'na tekneler demirleyebiliyor. Burada Bizans Devri'ne ait bir kilise kalıntısı var . Henüz kazı yapılmadığı için tarihi bilinmiyor. Adanın her tarafı kalıntılarla dolu. Tersane Koyu'na göre sağ tarafta denize batmış dükkânlar ile, sol tarafta batık şehrin su içindeki kalıntıları görülebiliyor. Kıyıya takip ettiğimizde, evlerin yarısının sulara gömüldüğünü ve merdivenlerin denize indiğini görebilirsiniz. Ayrıca denizin içinde temeller ve ev tabanlarını da görmek mümkün.
Bölge koruma altında olması sebebiyle, bu sularda dalmak kesinlikle yasak.Eski Simena antik kenti üzerine kurulmuş olan Kaleköy,yarım adanın güneye bakan yamacından bu tarifsiz güzelliği seyreder gibi, sade ve ayrı bir mimari dokuya sahip.Karadan ulaşımı yok. Ulaşım ancak teknelerle sağlanıyor.Güzelliğini deniz,güneş ve zengin bir tarihi geçmişten alan Kaleköy’e Üçağız’dan da deniz yoluyla ulaşılabiliyor. Kaş ve Kale Çayağzı'ndan kiralanan kayıklarla yapılacak tekne turları,Ege’nin lacivert sularında denize girme fırsatı da sunuyor.


Ne Yenir ? Kaleköy iskele kıyısında balık lokantaları var.İskeleden biraz yukarı yamaclara doğru tırmanmayı göze alırsanız köy içinde yöreye has lezzetiyle hazırlanmış Gözleme çeşitleri sizi bekliyor.

Yapmadan Ayrılma : Denize girin.İskele kıyısına demirlemiş teknenizden ayrılıp Kaleköy'ün yamaçlarını tırmanın ve yarım adanın tepesindeki antik Simena şehrinin kalıntıları üzerinden körfezi seyredin.
 
Cevap: Akdeniz Bölgesi Kültürel Gezi Rehberi

İLK İNSAN ve İLK'LERİN MERKEZİ... BURDUR​

burdur02-8949.jpg


Akdeniz Bölgesinin iç kısmında ve Göller Yöresi adı verilen bölgede yer almaktadır. Güneyde Antalya, Batıda Denizli, Güneybatıda Muğla, Doğu ve Kuzeyde Isparta ve Afyon illeri ile çevrilidir. Burdur, kışları soğuk ve yağışlı, yazları sıcak ve kurak bir iklime sahiptir. İlde çok sayıda göl ve orta boy akarsu bulunmaktadır. Türkiye'nin önemli göllerinden olan Burdur Gölü her türlü su sporları için elverişlidir. İlin diğer bir gölü Salda Gölü'dür.
Burdur, kışları soğuk ve yağışlı, yazları sıcak ve kurak bir iklime sahiptir.

Çeşitli kaynaklar ve arkeolojik bulgular, antik dönemde Pisidia olarak adlandırılan bölgede yer alan Burdur ilinde Paleolitik Çağdan bu yana yaşanıldığını göstermektedir. Yeşilova ilçesinin Başkuyu köyünde bulunan kaya resimlerinden anlaşıldığına göre Paleolitik Çağda bu bölgede ilk insanın varlığı kesinlikle anlaşılmıştır.

İl merkezine bağlı Hacılar Köyünde yapılan kazılarda M.Ö. 7 bin yıllarına tarihlenen "Keramiksiz Neolitik" üzerinde lX-VI katlar (M.Ö.5400), insanın yeryüzünde hayvanı ehlileştirip, köyler kurarak çanak çömlek yapmasını öğrendiği, toplayıcılıktan üretime geçerek belli bir yere bağlandığı merkezlerin en önemlilerindendir. Burada ortaya çıkarılan ana tanrıça figürleri ile boyalı insan yüzlü çanak çömlekleri dünya arkeolojisinde önemli bir yer tutmaktadır. Bölge, Frig, Roma, Bergama Krallığı ve Bizans dönemlerini yaşamıştır. Daha sonra Selçuklular, Hamitoğulları ve Osmanlılar bölgede hakim olmuşlardır.

GEZİLECEK YERLER :

Ulu Cami:
Şehir merkezinde Pazar mahallesinde bir tepe üzerinde yer alan Ulu Cami Felekküddin Dündar Bey tarafından 1294 yılında yaptırılmıştır.

İncirhan:
Bucak ilçesinin 7 km. batısına düşen İncirdere köyündedir. Anadolu Selçuklu sultanlarından Gıyaseddin Keyhüsrev bin Keykubad tarafından 13. yy.da yaptırılmıştır. Hanın en dikkat çeken tarafı oldukça büyük ve sade olan kitabeli giriş kapısıdır.

Susuz Kervansaray:
Bucak ilçesi Susuz köyündedir. Anadolu Selçuklu devri 13. yy. kervansaraylarındandır. İpek Yolu üzerinde bulunur. Kareye yakın dikdörtgen planlı hanı en çok göze batan yeri batı cephesindeki giriş kapısındadır.

İl merkezindeki sivil Osmanlı mimarisini yansıtan Taşoda, Çelikbaş, Baki Bey ve Mısırlı konakları görülmeye değer güzelliktedir.

Burdur - Sütçüler Sığla Ormanı Tabiatı Koruma Alanı :
Akdeniz bölgesinde,Burdur ili, Bucak ilçesi,Kızıllı köyü sınırları içerisinde bulunmaktadır. Saha 88.5 Ha.dır.

Ulaşım:
Sütçüler ilçesine 59 km. mesafededir.

Özellikleri:
Nadir ve tehlikeye maruz bir tür olan sığla ağacının en elit ve izole yayılışı bu sahada görülmektedir. Bilim ve eğitim amaçlı kullanımlarla gelecek nesillerin istifadesine sunulması düşünülmüştür.

Sığla (Liquidambar orientalis),kızılçam (Pinus brutia),sığ saçlı meşe(Quercus callis), kızılağaç (Almus glutinosa), çınar(pilanatus orientalis) bitki türlerini oluşturmaktadır.

Sahada dağ keçisi(cagra aegagrus), sincap(Sciurus vulgaris) çeşitli sürüngen ve amfil türleriyle çok sayıda yengeç bulunmaktadır.

İnsuyu Mağarası :
Burdur-Antalya karayolunun 13 kilometresinde yoldan 900 m. doğuda, Mandıra köyündedir.

Özellikleri:
Toplam 597 m. uzunluğunda yatay ve kuru bir mağaradır. Uygun ulaşımı bulunduğu için Türkiye'de turizme açılan ilk mağaralardan biridir. Kalker tortulanmalarından türlü şekil ve yapıda meydana gelen sarkıt ve dikitlerin teşekkül tarzları dikkate alınarak mağaranın binlerce yıl evvel teşekkül ettiği tahmin edilmektedir. Mağara içinde girintili-çıkıntılı muhtelif istikametlere açılan dehlizlerde yer alan irili ufaklı 9 göl mevcuttur.

Mağara içinde serin ve temiz bir hava cereyanı vardır. Bir kısım mağara sularının şeker ve mide hastalıklarına şifalı olduğuna inanılmaktadır. Mağara civarında İl Özel İdaresince kurulmuş bir konaklama tesisi vardır.

Burdur Gölü:
Şehir merkezine 4 km. uzaklıktadır. Burdur Gölü tektonik bir göldür. Dünyada nesli tükenmekte olan "dikkuyruk" ördeklerinin % 70'ine ev sahipliği yapmaktadır. Endemik kuş türlerinin barınma alanı olan Burdur Gölü uluslararası öneme sahip bir sulak alandır. 85 kuş türü yaşar.

Salda Gölü:
Türkiye'nin en temiz ve derin gölüdür. Suyunun temizliği ve berraklığı ile Burdur'un en güzel mesire yeridir.

Karacaören Barajı:
Aksu çayı üzerindeki baraj Bucak ilçesine 35 km uzaklıktadır. Bölgenin enerji ve sulama ihtiyacını karşılamanın ötesinde doğal güzellikleri ile mesire yeri olarak ilgi görmektedir.

Kuş Gözlem Alanı :
Çorak Gölü Kuş Alanı,Solda Gölü Kuş Alanı,Karataş Gölü Kuş Alanı,Varışlı Gölü Kuş Alanı ve Burdur Gölü Kuş Alanı Burdur ili sınırları içinde bulunmaktadır.


Antik Kentler :

Sagalassos:
Burdur'a 30 km. Ağlasun 7 km. uzaklıktadır. Bugün kalıntıları hala ayakta olan ve Belçikalı bir ekiptarafından kazısı yapılan antik şehir, M.S II. yy.da en parlak dönemini yaşamıştır.

Cremna:
Burdur'a 45 km. uzaklıkta bulunan Bucak ilçesinin 25 km. doğusundaki Çamlık Köyü'ndedir. En parlak dönemini M.S. II yy.da yaşayan Cremna Antik Kenti bir Psidya şehridir. Roma Çağı'na ait eserler hala ayaktadır. Akropol (yukarı şehir) kısmında forum (meydan), bazilika (mahkeme salonu) kilise Elsodra (Kemerli yapısı) ve kütüphane yapısı vardır. Bu binada yapılan kazılar sonunda içinden 9 adet mermer tanrı heykeli ortaya çıkarılmıştır. Bunlar Burdur Müzesinde sergilenmektedir.

Cibyra:
İl merkezine 108 km. uzaklıkta bulunan Gölhisar ilçesinin batısında bulunan üç tepe kurulu olan Cibyra Antik kenti Oineanda Balbura, Bubon (İbecik) antik şehirlerinin birleşerek meydana getirdikleri Tedropolis'in başkentidir. Cibyra'da ayakta kalan başlıca yapılar; stadyum, aşağı ve yukarı agora, Belediye meclis salonu, tiyatro, mezarlılar ve anıtsal su yoludur.

Kuruçay Höyüğü:
Burdura 15 km. uzaklıkta Kuruçay köyü sınırları içinde prehistorik bir höyüktür.

NE ALINIR?

Bakırcılar çarşısında işlenerek süslenmiş bakır hediyelik eşyalardan alınabileceği gibi özel sipariş de verilebilir.


Ne Yenir ?
Burdur il merkezi Yukarı Pazar Semtinde üretilen "ceviz ezmesi" olarak adlandırılan ceviz tatlısı ve Burdur'a has "Burdur şiş" tadına bakmaya değer. Sagalassos Antik Kenti yolu üzerinde bulunan alabalık tesislerinde dinlenerek, yöreye has yoğurt ile alabalık yenebilir.



Yapmadan Ayrılma :
İnsuyu mağarasını görüp, şifalı suyundan içmeden,Sagalassos Antik Kentini görmeden,Burdur Müzesini ve il merkezindeki Osmanlı Dönemi sivil mimari örneklerinden Taşoda ve Çelikbaş Konaklarını ziyaret etmeden,İl merkezi, Yukarı Pazar Semtinde üretilen "ceviz ezmesi" olarak adlandırılan ceviz tatlısından, Burdur'a has "Burdur şiş" ten ve Sagalassos Antik Kenti yolu üzerinde yöreye has yoğurt ile alabalık yemeden,

Bakırcılar çarşısında, hediyelik bakır eşya sipariş vermeden, Dönmeyin...
 
Cevap: Akdeniz Bölgesi Kültürel Gezi Rehberi

YÜKSELEN TURİZM GRAFİĞİ.. GÜL ve HALI.. ISPARTA

isparta_ayazmana-9714.jpg


Ege, Akdeniz ve İç Anadolu Bölgelerinin kesiştiği Göller Bölgesi denilen noktada yer alan Isparta ili, Eğirdir, Kovada ve Gölcük gölleri, Kovada ve Kızıldağı Milli Parkları ile zengin bir fauna ve floraya sahiptir.

İnanç Turizminin merkezi Yalvaç ilçesi Anadolunun kültür zenginliğini tüm ihtişamı ile yansıtmaktadır.

Kayak Merkezinin yeraldığı Davraz Dağı, doğa yürüyüşü ve nehir sporlarına elverişli kanyonlar, mağaralar ve dağları ile pek çok doğa sporlarının yapıldığı merkezdir.

Isparta'nın turizm kapısı Eğirdir, alternatif turizm cennetidir. Dağcılık, trekking, rüzgarsörfü, yamaç paraşütü, kampçılık turizm çeşitlerinden birkaçıdır...

Akdeniz Bölgesi Göller Yöresi'nde yer alan Isparta'nın doğusunda Konya, batısında Burdur, güneyinde Antalya ve kuzeyinde Afyon illeri ile çevrilmiştir.

İlin en yüksek dağı, 2892 m. ile güneydoğusunda bulunan Dedegöl Dağı' dır. Diğer önemli dağları ise; Akdağ, Topraktepe, Barla Dağı, Sultan Dağları, Güllüce Dağı ve Davraz Dağı' dır.

Akarsular genellikle göllere dökülmekte olup, sadece Aksu ve Köprü Suyu Antalya hudutları içerisinde Akdeniz'e dökülmektedir. İlin en büyük gölü, yaklaşık 468 km² ile, Türkiye'nin 4'ncü büyük gölü olan Eğirdir Gölü' dür. Bu gölün kuzey kesimine Hoyran Gölü denilmektedir. Beyşehir ile Burdur göllerinin bir bölümü de Isparta hudutları içerisindedir. Kovada-I ve Kovada-II Hidroelektrik Santrallerini çalıştıran Kovada Gölü ile Karatepe üzerinde yer alan ve bir krater gölü olan Gölcük de diğer önemli göllerdendir.

Isparta'nın yazları sıcak ve kurak, kışları soğuk ve yağışlıdır. Çevredeki göllerin iklim üzerinde önemli etkisi vardır. Yağışların büyük bir bölümü kış ve ilkbahar aylarında düşmektedir.

Isparta yakın çevresi ile birlikte PİSİDİA yöresinin önemli yerleşim merkezlerinden birisidir. Yöredeki yerleşmenin tarihi paleolitik (Eskitaş) dönemine kadar dayanmaktadır. Pisidia bölgesi M.Ö. 2000’lerde Luvi ve Arzava topluluklarının yerleşim alanı idi. Hititler de zamanında bölgeyi ele geçirmek istemişler, ancak yüzyıllar boyu uğraşmalarına karşılık Arzava ülkesi üzerinde kesin bir egemenlik kuramamışlardır.

M.Ö. 1200’lerde Balkanlardan gelen “Ege Göç Kavimleri” Arzava ülkesi konfederasyonunun siyasi varlığına son vermişler, Anadolu’nun siyasi yapısını bütünüyle değiştirmişlerdir. Bu tarihten itibaren M.Ö. 8. yüzyıla kadar Firigler, M.Ö. 690’da Lidyalılar, M.Ö. 546’da Persler yöreye hükmetmişlerdir. M.Ö. 334’de Büyük İskender’le Hellenistik döneme giren Isparta’da bu döneme ait bir yerleşim merkezi olarak Minassos (Minasın) dikkat çekmektedir. M.Ö. 323’de Büyük İskender’in ölümü üzerine Isparta sırası ile Bergama Krallığı’nın, Seleukos’ların, M.Ö. 190- M.S. 395 Roma İmparatorluğunun, M.S. 395-1204 Bizans İmparatorluğunun egemenliği altına girmiştir.

Roma Dönemine ait yerleşim merkezleri Bayat (Selevcia, Sidera)-Atabey, Apollonia-Uluborlu, Antiocheia-Yalvaç, Adada-Sarak-Sütçüler, Neopolis-Şarkikaraağaç, Debenae-Gelendost'dur.

Isparta Bizans döneminde 7. ve 9. yüzyılda yapılan idari taksimata göre bir eyalet olmuş ve dini merkez niteliği almıştır. 8. yüzyılda kısa bir süre Abbasi yönetimine giren kentin adı Arap kaynaklarında Sabart olarak geçmektedir. Kent 1204 yılında Selçuklular tarafından feth edilmiş ve Isparta’da Türk-İslam dönemi başlamıştır. 1300 yılında Hamitoğulları egemenliğine giren kent, 1390 yılında Osmanlı topraklarına katılmıştır. Isparta 1923 yılında Cumhuriyetin ilanı ile birlikte vilayet olmuştur.

GEZİLECEK YERLER :

Antiocheia - Yalvaç:

Antiocheia; Isparta iline bağlı Yalvaç ilçesinin yaklaşık 1 Km. kuzeyinde ve Sultan dağlarının güney yamaçları boyunca uzanan verimli bir arazide kurulmuş, Pisidia bölgesinin başkentidir.

Limenia Adası - Artemis Tapınağı:

Yalvaç İlçesine 25 km. uzaklıkta Gaziri mevkiinde Hoyran Gölü içerisinde Limenia adası bulunmaktadır. Göl kenarına kadar bir asfalt yolla ulaşılmaktadır. Adanın etrafı surlarla çevrilidir ve içerisinde artemis adına inşa edilmiş bir tapınak ile diğer yapı kalıntıları bulunmaktadır. Adanın ilk çağlardan beri iskân gördüğü ve tapınma için önemli bir merkez olduğu anlaşılmaktadır.

Seleukeia Sidera (Bayat) Antik Kenti - - Atabey / Bayat:

Atabey 'in 7 km. güneyinde Bayat Köyündedir. Kentin kuruluş tarihi kesin olarak bilinmemektedir Ancak isminden Seleukoslardan biri tarafından kurulduğu anlaşılmaktadır. Antik şehirde yapılan kazılarda Hatıllı Güney Teras, Akropolis doğu kapısı, Doğu Yamacı Kapısı, Merdiven- Tünel- Kuyu sistemi, Podyumlu Yapı, Tiyatro ve Nekropol (Mezarlık alanı) ortaya çıkarılmıştır.

Timbria Antik Kolonisi:

Antik yazarlardan Strabon (M.Ö.570) da Pisidia şehri olarak geçer. Yılanlı ovası, Akçaşar Köyü yakınlarındaki bir tepe üzerinde kurulmuştur. Eurymedon (Köprüçay) nehri yakınındadır. Antik kentte bugün bazı bina temelleri görülebilir. Şehir Helenistik dönemden M. S. 238 yılına kadar sikke basmıştır.

Prostanna Antik Kenti - Eğirdir / Sevirebey:

Pisidia şehirlerinden bir tanesidir. Eğirdir sivrisinin arkatarafından Camii Yayla üzerindedir. Şehrin kesin yeri L. Robert tarafından Bedre Köyünün yukarısındaki Yazılıkaya' da bulunan bir sınır yazıtı ile tespit edilmiştir. Bu yazılı Prostanna ile Parlais il sınır yazıtı idi. Antik kentte sınır duvarları ve bazı bina temelleri vardır. Şehrin Akropolis 200 metre yükseklikte kurulmuştur. Sur duvarları içerisinde dikdörtgen şeklinde bir bina vardır. Bu bina bir tapınaktır. Diğer üç bina ise halka ait binalardır. Bizans dönemine ait hiçbir kalıntı yoktur. M.Ö. 1. yy'dan itibaren sikke basmaya başlamıştır.

Parlais Antik Kenti:

Roma kolonisi olarak kurulmuştur. Diğer koloni şehirlerinin en küçüğüdür. Bu günkü Barla dadır. Görünürde herhangi bir kalıntısı yoktur. M.Ö. 1.yy'dan itibaren sikke basmaya başlamıştır. M.Ö. 25 yılında Galatya eyaletine dahil edilen şehrin adı "Colonia Julia Augusta Parlais" tir.

Fari (Binda ) Harabeleri - Keçiborlu / Fori:

Kılıç Kasabasının kuzeyinde bulunan şehir bugün toprak altındadır. Bu araştırmacılar Baris' in burada bulunduğunu ileri sürmektedirler. Toprak üzerinde herhangi bir kalıntı yoktur. Şehrin mimarisine ait olduğu sanılan bazı taş bloklar kasabanın çeşitli yerlerinde bulunmaktadır.

Tymandos (Yassıören ) Antik Kenti:

Yassıören Kasabasında bulunan bir antik kenttir. Kalıntıları günümüze kadar ulaşmayan antik kente ait bazı mimari bloklara Senirkent ilçe merkezinde ve Yassıören Kasabasında rastlanmaktadır



Adada Antik Kenti - Sütçüler / Sağrak:

Sütçüler İlçesine 12 km. Sığırlık Köyüne 2 km.'dir. Helenistik dönemin en parlak yıllarını yaşamıştır. Büyük İskender'in Güney Anadolu'yu almasından sonra sırasıyla Seleukoslar, Bergama Krallığı, Roma İmparatorluğu ve oradan da Bizans İmparatorluğunun egemenliğine girmiştir. Prof.Dr. William R.Ramsay kentin para darpedilen bir merkez ve dini yönden bir piskoposluk olduğunu belirtmiştir. Adada' nın bastırdığı paraların bir yüzünde boğa başı (Bukranion) diğer yüzünde geometrik merkezli üç başak (trikles) kabartması bulunmaktadır. Bu kabartma güç simgesidir. Aynı kabartmanın işlendiği bir taş Batık kentte bulunmaktadır. Kentin bağımsızlığı Romalılar kaldırıldıktan sonra Adada' nın bastırdığı paraların bir yüzüne o dönemin imparatorluğunun başı, diğer yüzüne ise Zeus, Athena ya da aslan postu sarınmış Herakles başı kabartmaları görülür. Bugün antik kentte görülen kalıntılar şunlardır. Kent alanının geometrik ekseninde yer almış, büyük taşlarla döşeli ilk çağ Ana Caddesi, küçük tapınak kalıntıları ki bu tapınaklar rektangonal (dikdörtgen prizma biçimi) çok düzgün kesilmiş, kimine süs çıkıntısı bırakılmış taşlarla yapılmış Agora ve onu çevreleyen yapılar kompleksi Bouleuterion (kent yöneticileri toplanma yeri), kentin su düzenine ait parçalar, Nekropolis, mausoleiom (ev görünüşünde anıtsal mezar) bulunmaktadır.



Tol Harabeleri:

Yenişarbademli ilçesi ovasında , Konya il sınırları içerisinde Gölkaya köyünde yer alır. Beyşehir Gölü kenarındadır.

Apollonia Mordion Antik Kenti - - Uluborlu / Merkez :

M.Ö.3.yy.'da kurulmuştur. Stabon'da Frigya şehri, Plolemaios'ta Pisidia şehri olarak geçer. Apollonia Seleukoslar tarafından kurulan bir Seleukos kolonisidir. Şehir M.S 260-268 devrine kadar sikke basmıştır. Şehir geç roma ve Bizans döneminde önemini korumuştur. Res Gestea'nin Gerekçe Fragmanı bu şehirde bulunmuştur. 381'deki kilise kayıtlarına göre adı Sozopolis olarak geçer. Şehir kalıntıları eski kasaba mevkiinde Akropol ve orada bazı bina temelleri ve mimarî bloklar karşımıza çıkar.

Asar Harabeleri - Sütçüler / Kesme

Caralis - Yenişarbademli

Conana - Gönen

Kapıkaya - Isparta / Güneyce

Tynada - Aksu / Terziler

Sülüklü Göl Harabe - Sütçüler Çandır


Ertokuş Kervansarayı:

Yeşilköy sınırları içerisinde, Eğirdir Gölü kenarındadır. Kudret Hanı veya Gelendost Hanı olarak da bilinir. Avlu ve kapalı mekandan oluşmuştur. 21x54 m. ölçülerindedir. Dış duvarları kale duvarı gibidir. Kapalı mekan üzeri tonozla örtülüdür. Avlunun yan kemerlerinde odalar vardır. Kapalı mekana giriş kapısının üzerinde kitabe vardır. Kitabeye göre kervansaray 1223 yılında Mübarüziddin Ertokuş tarafından yaptırılmıştır.

Eğirdir Kervansarayı:

Eğirdir ilçesi yeni mahallede bulunan kervansaray Konya- Antalya yolu üzerindedir. Avlu ve kapalı mekan olmak üzere iki kesimden meydana gelmiştir. Kervansaray 1237 yılında yapılmıştır, bugün avluda birkaç yolcu odasının temel izleri kalmıştır.


Zindan Mağarası :

Yeri: Isparta, Aksu İlçesi

Aksu İlçesinin 2 km. kuzeydoğusunda Aksu Çayı Vadisindedir. Çay kıyısını takip eden ve daha yukarıdaki yaylalara giden yol Zindan Mağarasının önünden geçer. Otobüs dahil her türlü araçla bu yoldan Zindan Mağarasına ulaşılabilir.

Özellikleri:

Zindan Mağarası'nın bulunduğu Göller Bölgesi Yöresi yurdumuzun en yoğun karstlaşmış alanlarından birisidir. Toplam Uzunluğu 760 m. olan mağara yatay ve yarı aktif bir mağaradır. Romalılardan bu yana bilinen ve kullanılan bir mağaradır.

İnönü Mağarası :

Yeri: Isparta, Eğirdir İlçesi

Sarıidris Köyünün 1.5 km. güneyinde yükselen İnönü Tepe'nin kuzey yamacındadır. Köyden mağaraya traktörle ulaşılabilir.

Özellikleri:
227 m. toplam uzunlukta yatay ve kuru bir mağaradır. Yağışlı mevsimlerde Mağara'nın bazı kollarında küçük göletler oluşmaktadır. Genellikle kurudur. Mağara içinde ısı 16ºC dir. Hava nemi ise yüzde 82 dir.

İnönü Mağarası, İnönü Tepenin üzerinde takke gibi oturan Jura-Kretase yaşlı kireç taşları içinde değişik yönlü kırıklar boyunca gelişmiştir. Bu kireçtaşlarının altında Triyas yaşlı dolomit ve yer yer marn tabakaları yer alır. Mağara bu karstlaşmayan katmanlar nedeni ile derine doğru gelişememiştir.

İnönü Mağarası girişten itibaren dar galeriler halinde ve yatay bir şekilde gelişmiştir. Sadece giriş kısmında geniş bir salon vardır. Burada kalın bir toprak tabakası ve içinde bol miktarda iskelet parçaları vardır. Bundan da anlaşılıyor ki, mağaranın giriş kısmı ya iskan edilmiş ya da mezar olarak kullanılmıştır. Galerilerin büyük kısmı boş olmasına karşın, bazı kollarda bol miktarda damlataş oluşumları vardır.

Yerli halk tarafından eskiden beri bilinen mağaranın girişe yakın kısımlarda toprağa gömülü olarak çok sayıda iskelet parçaları bulunmuştur. Bu konuda henüz bir araştırma yapılmamıştır.

Kuz Mağarası :

Yeri: Isparta, Sütcüler İlçesi

Kuz Mağarası, Kesme Kasabası'nın güneybatısında bulunan Asar Tepenin yakınında, Köprüçay kanyonunun dik yamacında yer alır. Kasabadan traktör veya arazi taşıtıyla 15-20 dakikada kanyonun kenarına kadar varmak mümkündür. Bu yol düzeltildiğinde herhangi bir araçla bu süre çok kısalır. Buna karşılık 700-750 m. derinliğinde olan kanyonun orta seviyelerinde bulunan mağaraya, yürüyerek yarım saatte inilebilmektedir. Bu iniş çok zor ve tehlikelidir.

Özellikleri:

Toplam uzunluğu 224 m., girişe göre en derin noktası 17.5 metredir. Sıcak ve yarı kuru bir havaya sahiptir. Mağaranın dar geçitlerinde ve yan kol bağlantısında belirgin bir rüzgar hareketi vardır.

Genişliği 2-16 m, tavan yüksekliği 1-20 metreler arasında değişen mağaranın orta ve son bölümleri, görünümleri son derece güzel her türden damlataşlar (sarkıt, dikit, sütun, duvar ve örtü damlataşları, damlataş havuzları,...vb.) ile kaplıdır. Ana galerinin son bölümlerinde ise kalın bir kum ve çakıl deposu bulunur. Bu kesimler, mağaranın en derin noktalarıdır. Buna karşılık bu depoların yanından ayrılan yan kolun son noktası, girişten +10 m. yukarıdadır.

Akarsu yatağından 250-300 m. yukarıda bulunan Kuz, Hidrolojik olarak askıda (vadoz kuşak) kalmış, fosil bir mağaradır. Bu nedenle yağışlı dönemlerde tavandan damlayan veya yan duvarlardan sızan sular dışında bütünüyle kurudur. Bu sular, ana galerinin son bölümünde küçük gölcükler oluşturmaktadır.

Ayı ini Mağarası :

Yeri: Isparta, Yalvaç İlçesi

Yalvaç'ın yaklaşık 15 km. kuzeydoğusunda bulunan Ayıini Mağarası, Sultan Dağları'nın güney eteklerinde, Nazilli Deresi'nin yukarı bölümünde yer alır. Vadi tabanından 20-30 metre yukarıda bulunan mağaraya hem Yalvaç, hem de Özgüney Kasabası'ndan stabilize iki yolla gidilir.

Özellikleri:

407 m. uzunlukta, yatay olarak gelişmiş, kaynak konumlu fosil bir mağaradır. Soğuk ve yarı nemli bir havaya sahiptir. Mağaranın çatlaklı yapısı ve iki kattan oluşması, içeride belirgin bir hava sirkülasyonuna yol açmıştır.

Ayıini Mağarası'nda belirgin bir hayvan topluluğu gözlenmemiştir. Ancak seyrek olarak değişik bölümlerde yarasalar yaşamaktadır.

Ayıini, hem doğal çevrenin güzelliği, hem de mağarada bulunan ilginç damlataşlar ve sarnıçlar nedeniyle turizm amaçlı kullanıma son derece elverişlidir. Özellikle, mağaranın değişik yerlerinde bulunan bu sarnıçlara, başka mağaralarda rastlamak mümkün değildir. Ayrıca, bazı bölümlerde yer alan korunma duvarları, mağarayı daha da cazip hale getirmektedir.

Pınargözü Mağarası :

Yeri: Isparta Yenişarbademli İlçesi

Yenişarbademli'nin 11 km. batısında yer almaktadır.

Özellikleri:

Daha önce 6 km.sine kadar girilmiş olan Pınargözü Mağarası, 1991 yılında ulaşılan 12 km.lik uzunluğu ile Türkiye'nin en uzun mağarasıdır. Daha girişten itibaren 50 m.deki sifonu ve içindeki uzun sifonları tırmanılması gereken şelaleler ve travertenler nedeniyle gezilmesi zor bir mağaradır. Halen araştırılması devam etmektedir.

Kamplar :

Gençlik Kampları: Isparta'da gençlerin yararlanabileceği Orman Bakanlığına ait kamplar mevcuttur.

Isparta Gençlik Kampları

Isparta Orman Kampları

Yaylalar :

Aksu ilçe merkezine 10 km. mesafede bulunan Sorgun Yaylası ilin en önemli yaylasıdır. Bol su kaynakları bulunan yayla, yazın yöre halkı tarafından oldukça ilgi görmektedir.

Göller :

Eğirdir Gölü:

Isparta İl hudutları içinde olduğu kadar Göller Bölgesi'nin de en önemli göllerinden birisidir. 517 km2 yüzölçümü ile Türkiye'nin 4. büyük gölüdür. Göl iki kısma ayrılmaktadır. Kuzeyde kalan ve daha küçük olan kısmına Hoyran Gölü, güneyde kalan kısmına Eğirdir Gölü denir. Her iki bölüm Hoyran Boğazı ile birbirine bağlanır.

Kovada Gölü ve Milli Parkı:

Eğirdir İlçesi'nin 30 km. güneyindedir.Bu gölün doğal görünümü çok güzeldir. Çevresi çok zengin bitki örtüsüyle çevrilidir. Yabanî ördekleri ve diğer av hayvanları yaşamaktadır. Bu özelikleri nedeniyle göl ve çevresi Bakanlar Kurulu kararıyla 1970 yılında Milli Park ilân edilmiştir.

Kuş Gözlem Alanı :

Burdur Gölü

Eğirdir Gölü

Beyşehir Gölü

Sportif Etkinlikler :

Kayak Merkezi: Isparta'ya 25 km uzaklıktaki Davraz Dağı bölgenin önemli kayak merkezlerindendir.

Hava Sporları: Isparta, Hava sporlarının yapıldığı elverişli alanlara sahiptir.

Yamaç Paraşütü

NE ALINIR :

Isparta modern alışveriş merkezlerinin yanında geleneksel ürünlerin bulunabileceği satış merkezlerine de sahiptir. Özellikle gül ürünleri ve el dokuma halıları her mevsim satın alınabilir.

Ayrıca Yalvaç ilçesinde geleneksel el sanat ürünleri, deri eşya ve keçe, geleneksel işlevlerin yanısıra turistlik hediyelik eşya olarak da satılmaktadır...


Ne Yenir ?
Isparta'nın ünlü, geleneksel tandır kebabının tadına merkezde çeşitli restoranlarda da bakılabilir. Eğirdir her türlü su ürününü lezzetli bir şekilde hizmete sunan bir ilçemizdir. Burada yapılan Sazan Dolmasının tadına doyum olmaz.



Yapmadan Ayrılma :
Yalvaç Pisidia Antiocheia Antik Ören yerini gezmeden,

Kovada Milli Parkı ve göllerin kıyısında piknik yapıp fotoğraf çekmeden,

Eğirdir ilçesinde göle nazır bir Sazan (çapak) dolması yenmeden,

Isparta'dan gülyağı ve halı almadan,

1-3 Haziran tarihleri arasında yapılan Uluslararası Gül, Halı, Kültür ve Turizm Festivali'ni görmeden,

Davraz Dağında kayak, Eğirdir'de yamaç paraşütü, Çandır'da kanyoning yapmadan... Dönmeyin
 
Cevap: Akdeniz Bölgesi Kültürel Gezi Rehberi

TÜRKİYE'NİN GÜNEY KAPISI... MERSİN ( İÇEL )

mersin-2557.jpg


Güney sahilimizde,Akdeniz'e acılan bir liman şehrimiz olan MERSİN (İÇEL ), palmiye ağaçları ile çevrili modern görünümlü caddeleri,parkları,modern otelleri,çevresinde toplanan tarihi kalıntıları ve genis kumsalları ile gezginlerin ilgi odağı durumundadır.Son yıllarda hızla yükselen sanayisi ile de Türkiye ekenomisinde söz sahibi bir ildir.

Kulakköy, Taşucu, Susanoğlu, Kuruçay, Lamas, Yemişkumu, Kız Kalesi, Çeşmeli, Ören, Balıkova, İskele, Yenikaş, Ovacık, Büyük Ecelive Anamur Plajları belli başlı doğal kumasallar ve plajlarıdır.

Tarih ve arkeoloji tutkunları; Neolitik Dönemden itibaren günümüze kadar kesintisiz iskanın yaşandığı Viranşehir (Pompeipolis), Roma Dönemi'nde inşa edilmiş bir Roma kentidir. Hıristiyanlık Dönemi'nde papalık olmuş 525'de depremle yıkılmıştır. Nekropol (mezarlık) tiyatro, hamam, su yolları, tapınak kalıntıları mevcuttur. Eski Cami, Osmanlı Dönemine ait (1870) önemli bir yapıdır. Çeşitli dönemlerde restorasyona tabi tutulmuştur. Roma Hamamı, ilginç mozaikleri ile büyük bir ziyaretçi akınına uğrayan tarihi yapılardandır.

Mersin Orta Akdeniz Bölgesi'nde olup, Torosların Bolkar dağlarından Akdeniz'e doğru, 1500 metreden başlayan mevcut platolar üzerinde halkın yaz sıcaklarından kaçarak mevsimi geçirdikleri yaylaları bol bir ilimizdir. Bu yaylalar; Gözne, Fındıkpınarı, Mihrican, Ayvagediği, Soğucak ve Kızılbağ gibi yaylalardır.

İlin kuzeyi, Kuzeydoğu-Güneybatı istikametinde boydan boya uzanan Orta Toroslar ile çevrilidir. Bolkar Dağı, Elma Dağı, Büyük Eğri Dağı, Kızıldağ bu dağlar üzerindeki yüksek tepeleri oluşturur. Akdeniz, Mersin kıyılarında büyükçe bir kavis çizerek Mersin körfezini oluşturur. Taşucu ve Anamur körfezleri, ilin batı kesiminde ikinci derecede önem taşıyan körfezlerdir.

Mersin ve çevresinde, tipik Akdeniz sıcak ve ılıman iklimi hakimdir. Yaz ayları sıcak ve aşırı nemli, kış ayları ise ılık ve yağışlıdır.

Mersin ve çevresinin en eski yazılı tarihi, Luvi, Kizzuwatna, Hitit, Asur ve Babil krallıklarının tarihleri ile içiçedir. Daha sonraları da sırasıyla, Hitit,Urartular, Asurlular, Babiller, Lidyalılar, Persler, Seleukoslar ve Romalılar hüküm sürmüştür.

7. yüzyıldan Osmanlıların fethine kadar bu bölge, Arapların, Abbasilerin, Mısırlı Tulunoğullarının, Selçukluların, Moğolların, Haçlıların, Memlukların, Ramzanoğulları ve Karamanoğullarının eline geçmiş, 16. yüzyıldan itibaren buralar Osmanlı topraklarına katılmıştır.

GEZİLECEK YERLER :

Camiler, Kiliseler ;
Bölge yıllar boyunca çeşitli medeniyetlere beşiklik etmiş, Hıristiyan dünyasının ve Avrupa ülkelerinin değişik ölçülerde etkilendikleri özellikle Bizans ve Roma kültürüne ev sahipliği yapmıştır.

İlde İnanç Turizmi açısından önemli olan iki merkez vardır. Birincisi İsa'nın Havarilerinden St. Paul'un Tarsus'ta bulunan Evi ve Kuyusu Vatikan tarafından Hac Yeri ilan edilmiştir. Diğeri Müslüman ve Hıristiyan alemince önemli olan ve Silifke/Başucu'nda yer alan erken Hıristiyan devrinde Hac Yeri olarak kabul edilen Azize Aya Tekla (Meryemlik) önemli dini ziyaret merkezleridir. Ayrıca Tarsus Ashabı Kehf Mağarası da il sınırları içerisinde bulunmaktadır.

Mağaralar ;
İlde jeolojik hareketler ve aşınma sonucunda pek çok mağara oluşmuştur. Cennet ve Cehennem Obruğu, Narlıkuyu, Köşekbükü, Buğu Deliği Mağaraları önemlidir.

Yat Limanları ;
Yat turizminin Doğu Akdenize kaydırılması amacıyla, uluslararası standartlara uygun yat limanı projesi geliştirilmektedir. Bu nedenle 1994 yılında ihale edilmiş olan 500 yat kapasiteli Mersin Ana Yat Limanı inşaatı sürmektedir.

Mersin Çamlıbel mevkiinde faaliyet gösteren Yat Baseni 300- 350 yat kapasiteli olup, yatlara içme suyu, elektrik ,temizlik ve güvenlik hizmetleri vermektedir. Yat turizminin Doğu Akdenize kaydırılmasına öncülük etmek amacıyla 11 yıldan bu yana, geleneksel olarak düzenlenen Doğu Akdeniz Yat Rallisi son üç yıldır Mersin Yat Baseni güzergah olarak alınmıştır.

Mersin Yat Baseninde mavi tur, günlük tur ve mehtap turları da yapılmaktadır.

Kaplıcalar ;
Mersin ilinde Şifalı su kaynakları oldukça boldur. Bunlardan bazıları Mersin-Güneysu, Güneyyolu, Tarsus Akçakoca, Tarsus Keşbükü İçmeleri, Silifke Saparca Ilıcası Mut -Hocantı Kaplıcası'dır.

Yaylalar ;

Yaz aylarında insanlar Toroslardaki çeşitli yaylalara göç etmektedirler. Mersin'de Gözne, Ayvagediği, Kızılbağ, Soğucak, Bekiralanı, Fındıkpınarı, Mihrican, Çamlıyayla, Namrun, Sebil, Tarsus'ta, Gülek, Erdemli'de, Sorgun, Güzeloluk, Küçükfındık, Silifke'de, Balandız, Gökbelen, Kırobası, Gülnar'da Bardat, Tersakan ve Kozağaç Yaylaları, Mersin nüfusunun büyük bir bölümünün yaz aylarında konakladığı yerlerdir.

Kayak:
Niğde ve Mersin arasında yer alan Bolkar Dağının kuzey yamaçlarında Kayak tesisi bulunmaktadır.

Dağcılık:
Pozantı'dan doğuya doğru 50 km. uzaklıkta Aladağlar (Çamardı), Demirkazık, Alaca, Güveller ve Cebel Gölü dağcılık için birer cennettir.

Hava Sporları:
THK, yamaç paraşütü ve yelken kanat eğitimi yapmaktadır. Usta atlayıcılar için Emirler Köyünde 267 m yükseklikteki Gelincik Tepesi, acemiler için ise Mersin Üniversitesi Çiftlik Köyü Kampüsünde 150 m yüksekliğindeki tepe, Tarsus'ta Şelalenin kuzeyindeki Karatepe ve Çanaktepe elverişlidir.

Su Sporları:
Mersin'in akarsularda ( Göksu Nehri ) rafting, plajlarda ise yelken, sörf, bot, paraşüt, su kayağı gibi su sporları yapmak mümkündür.

Gençlik KAMPLARI : Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü'ne bağlı Mersin-Silifke yolunun 65. km.de Akkum mevkiinde Akkum Gençlik Kampı bulunmaktadır. Gençlik ve İzcilik Kampı olarak faaliyette bulunan bu tesis 192 yataklı olup, 1 Haziran-30 Eylül tarihleri arasında hizmet vermektedir. Burada okullarca seçilerek görevlendirilen öğrenciler, tatil yapma imkanı bulmaktadırlar.

Ayrıca, gençler uygun fiyatlarla Erdemli Çamlığı, Limonlu Çay Deltası, Kızkalesi, Susanoğlu, Akkum, Boğsak, Anamur/Pullu ve Anamur/İskele gibi play-kamp yerlerinde kamp yapma imkanı bulabilirler.

NE ALINIR :

Mersin ili alışveriş merkezleri açısından son derece zengindir. Mersin'in ve ilçelerinin yöresel özelliklerini yansıtan çeşitli hediyelik eşya ve tatlı çeşitleri alınabilir. El sanatlarına ait güzel örnekleri halılarda, kilim çeşitlerinde ve rengarenk yazmalarda görmek mümkündür.





Ne Yenir ?
Mersin ilinde gelişmiş restoran modellerinde deniz ürünleri, kırmızı et yemekleri, özel kebap çeşitlerini yeme imkanları mevcuttur. Balık ızgaraları, tantuni, cezerye, kuş gözü, humus, telatür, eya dolması, şırdan, bandırma, yüzük çorbası, övelemeç özel yöresel yemeklerdendir.

Yapmadan Ayrılma :
Silifke'de Cennet-Cehennem Mağaralarını görmeden,

Tarsus'ta St. Paul Kilisesini ve diğer tarihi eserleri görmeden,

Anamur'da Anamuryum Harabeleri, Erdemli'de Kanlıdivane Harabelerini gezmeden,

Göksu'da rafting, Boklar'da trekking yapmadan,

Plajlarında denize girmeden,

İlin meşhur tatlısı cezeryenin, özel kebap çeşidi tantuninin tadına bakmadan geri dönmeyin..
 
Cevap: Akdeniz Bölgesi Kültürel Gezi Rehberi

DONDURMA...KAYMAK.. KAHRAMANMARAŞ​


kahramanmaras11-5481.jpg


Doğu Akdeniz bölgesinde bulunan Kahramanmaraş, dondurması ile ünlü bir ilimizdir. Kahramanmaraş, mağaraları Eshab-ı Keyf Külliyesi, yaylaları ile de önemli bir turizm potansiyeline sahiptir.

Güneybatısını Nur Dağlarının uzantılarının kapladığı ilde diğer önemli yükseltiler Berit, Engizek, Binboğa, Delihöbek, ve Ahır Dağlarıdır. Kahramanmaraş, Elbistan ve Göksun Ovaları ilin önemli ovaları olup, Ceyhan nehri ile Aksu çayı önemli akarsularıdır.

Kahramanmaraş ilinde, genel olarak denize uzaklık ve yükselti nedeniyle, değişikliğe uğramış karasallaşmış bir Akdeniz iklim tipi egemendir. İlde yazlar sıcak ve kışlar soğuk geçer.

Tekir Vadisi, Döngel Köyündeki mağaralarda yapılan araştırmalarda ele geçen buluntular yörede insan yerleşiminin Üst Paleolitik Çağda başladığını; Neolitik, Kalkolitik ve Eski Tunç Çağlarında da sürdüğünü göstermektedir. Şehri Hititler kurmuşlardır. Daha sonra Asurlular, Persler, Romalılar, Bizanslılar, Araplar, Selçuklular, Memluklular, Dulkadiroğulları ve Osmanlılar şehre hakim olmuşlardır.

Dünyanın sayılı madalyalı şehirlerinden biri olan Maraş'a Kurtuluş Savaşı sırasında halkın gösterdiği direnişten dolayı 7 Şubat 1973' den itibaren TBMM tarafından Kahramanlık unvanı verilerek adı Kahramanmaraş olarak değiştirildi.

GEZİLECEK YERLER :

Kahramanmaraş Kalesi :
Kentin ortasında, yığma bir tepe üzerinde bulunan kale Hitit, Roma ve Osmanlı dönemlerinde kullanılmış ve çeşitli devirlerde onarımlar görmüştür.

Hurman Kalesi :
Afşin'in Marabız köyünde Hurman çayının kuzeyindeki sarp kaya üstündedir. Yapım tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Ancak tekniğinden Bizans döneminde inşa edildiği sanılmaktadır. İçinde su ve yiyecek depoları, asker barınakları, kilise vardır.

Kahramanmaraş Ulu Cami :
Ekmekçi Mahallesinde bulunan camideki kitabede Sultan Kansu Gavri zamanında Dulkadirli Alâüddevle tarafından kurulduğu yazılıdır. Ahşap çatısı ve ahşap sütunları ile, 11. yy. ahşap cami örneklerinin özelliğini taşımaktadır.

Eshab-ı Kehf Külliyesi (Yedi Uyurlar)
Afşin'in 8 km. batısında yüksek bir sırt üstündeki yapılar topluluğu 12. yy.dan kalmıştır. Cami, Kervansaray, Ribat ve planları belirlenemeyen birçok küçük yapıdan oluşmaktadır.

Eshab-ı Keyf Mağrası :
Afşin ilçesindedir. Roma'lı yedi gencin 200 yıllık uykudan sonra uyandıklarına inanılan mağaradır.

Döngel Mağarası :
Kahramanmaraş-Kayseri yolu üzerendedir. Şehir merkezine uzaklığı 57. km dir. Mağara çevresi prehistorik devirde iskan edilmiştir. Döngel Mağarasının içerisinden Döngel Çayı büyük bir çağlayan yaparak akmaktadır. Yanında ayrıca Gençlik Spor İl Müdürlüğü kampı bulunmaktadır.

Bulut Deliği Mağarası :
Pazarcık ilçesinin güneybatısında bulunan Bulut Deliği Mağarası gelişimini tamamlamış fosil bir mağaradır. İçeride son derece güzel sarkıt, dikit ve sütun damlataşları vardır.

Yavşan Yaylası :
Sır baraj gölünün güneyindeki yükseltiler üzerinde yer alan, zengin orman dokusu ve su kaynakları ve endemik bitkileri ile, öncelik alan doğal bir kaynaktır. Yükseltisi 1300 metreye ulaşmaktadır. Yavşan Yaylası, kampçılık ve iklim kürleri açısından il düzeyinde önemli bir kaynaktır.

Başkonuş Yaylası :
Başkonuş yaylası, Kahramanmaraş-Andırın yolu üzerinde, Yenicekale çevresinde yer alan zengin bir orman dokusunun oluşturduğu ve yayla karakteri gösteren bir bölgedir. Yükselti l785 m.dir. Başkonuş'ta geyik üretme çiftliği bulunmaktadır. Elektrik, telefon yol ve çevre düzenlemesi yapılmış olan alanda, orman idaresine ait sosyal tesisler (konaklama, lokal, lokanta vb.) bulunmaktadır.

Doğa Yürüyüşü :

Ayşepınarı-Karbasan, Türkmenler-Hacınınoğlu, Ilıca-Suçatı, Suçatı-Bulutoğlu, Engizek zirvesi, Kahramanmaraş-Başkonuş yaylası trekking için elverişli parkurlardır.

NE ALINIR ?

Ağaç oyma tekniği ile yapılmış eşyalar, dövülerek işlenmiş bakır malzemeler, sim ve sırma işleri, yemeni adı verilen deriden yapılmış geleneksel ayakkabılar ve postallar Kahramanmaraş'tan alınabilecek özgün hediyelik eşyalardır. Yine ünlü Kahramanmaraş kırmızı biberi, tarhanası, fıstık ezmesi, un sucuğu ve pestil sucuğu, büyük emek verilerek elde yapılan bakır işleri Kahramanmaraş'ta yapılacak alışverişlerde alınması tavsiye edilecek mamullerdendir.

Osmanlı Döneminden kalan büyük Kapalı Çarşı, Mazmanlar Çarşısı, Demirciler Çarşısı, Bakırcılar Çarşısı ile Yer altı Çarşısı, Çinili Çarşı ve çeşitli pasajlar bu alışverişlerin yapılabileceği yerlerdir.

Ne Yenir ?
Kahramanmaraş'ta kültürel değerlerin bir öğesi de yemek ve tatlılardır. Kış için tarhana, bulgur, döğme, nişasta hazırlanır ve biber, patlıcan, kabak, bamya ve fasulye gibi yiyecekler kurutularak saklanır.

Tarhana, eşkili çorba, döğmeli mercimekli çorba, yoğurtlu döğmeli çorba, Maraş paçası gibi çorbalar; simit köftesi, kısır köftesi, içli köfte, sömelek köfte, suluyağlı köfte, eşkili köfte, yoğurtlu köfte, yavan köfte, eşkili aya köftesi gibi köfte çeşitleri; keşk aşı (döğme aşı), Maraş pilavı, tavuklu pilav, peynirli ve çökelekli börek, bayram çöreği gibi pilav ve börekler yöreye özgü yemeklerdir.

Tatlı olarak ünlü Maraş dondurmasını unutmamak gerekir. Fıstık ezmesi, un sucuğu, pestil sucuğu, hapısa yörenin bilinen diğer tatlılarıdır.

Yapmadan Ayrılma :
Eshab-ı Kehf, Döngel Mağarası ve Kahramanmaraş Kalesini görmeden,

Kahraman Maraş dövme dondurması yemeden,

Tarhanasını tatmadan,

Sim sırma, ağaç oyma, el işi bakır eşyalar ile kırmızıbiber, tarhana almadan,

Kahraman Maraş postalı ve yemenisi giymeden

...Dönmeyin.
 
Geri
Üst