Alanya Kalesi

*MeleK*

♥Ben Aşık Olduğum Adamın Aşık Olduğu Kadınım♥
Alanya Kalesi
alanya_kalesi_kizil_kule_1.jpg
Denizden ve karadan zor ulaşabilirliği nedeniyle tarih boyunca devamlı yerleşime uğramış olan Alanya Kalesi; Anadolu’ yu süsleyen yüzlerce kaleden bugün ayakta kalabilmiş, en iyi korunmuş olanlarından birisidir.
Kale 6,5 km. yi bulan sur uzunluğu, 140′ ı bulan burçları, içindeki 400′ e yakın sarnıcı, yazıtlı kapıları ile Selçuklu sanatını en iyi yansıtan, Selçuklu‘nun görkemliliğini gözler önüne seren bir açık hava müzesi görünümündedir. Surlar, Kızılkule‘ den başlayarak, planlı bir şekilde Ehmedek, İçkale, Adam Atacağı, Cilvarda Burnu Üstü, Arap Evliyası Burcu ve Esat Burcu‘ na inerek Tophane ve Tersane‘ yi geçip başladığı yer olan Kızılkule‘ de son bulur. Kalenin ilk iskan tarihi Hellenistik Döneme kadar insede gerçek anlamda Selçuklular tarafından tüm görkemliği ile abidevi hale getirilmiştir. Kalenin, içkale olarak adlandırılan ve yarımadanın batı köşesinin en yüksek yerinde kurulmuş olan bölümünün denizden yüksekliği 250 metreyi bulmaktadır. İdari ve askeri örgütlenmenin merkezi olması nedeniyle dört yönden dayanıklı surlarla çevrilmiştir. İçkalenin orta kısmında yer alan tuğladan yapılmış iki adet Selçuklu Devri su sarnıcı bugün de işlevini sürdürmektedir. İçkaledeki başlıca yapılar batı hariç diğer cephelerde kale duvarlarının içine dayandırılarak inşa edilmiştir.
Son yıllarda Türk bilim adamlarınca, güneydoğu köşeye doğru uzanan büyük yapı grubunda arkeolojik kazılar yapılmaktadır.
alanya_kalesi_kizil_kule.jpg
Son bulgular burasının sultan sarayı olabileceğini göstermektedir. İçkalede bugün gezerken görebileceğiniz diğer yapı grubunun da, askeri amaçlı kışla, yatakhane ve depo olabileceği sanılmaktadır. İçkalenin yaklaşık ortasına isabet eden yerde küçük bir Bizans Kilisesi göze çarpmaktadır ki, bu da kalenin inşa edildiği tarihten çok önceleri de kullanılmakta olduğunu kanıtlamaktadır. Ayrıca kilisenin günümüze değin kalabilmesi, Selçuklular‘ın farklı dinden olanlara ve onların tapınma yerlerine gösterdikleri bir saygının da kanıtı olup bu bağlamda daha fazla korunması gereken yapılardandır. Yonca yaprağı planlıdır. Yuvarlak kemerli pencereler ve sağır nişlerden oluşan geniş kasnak merkezi kubbeyi çevrelemektedir. Kilisenin fresklerle süslü olduğu bugün kalan izlerden belli olmaktadır. Mimari özelliklerden dolayı XI. yüzyıla tarihlenmektedir. Alaaddin Keykubat, kaleyle bütünleşen birçok anıtsal yapılar da yaptırmıştır. Selçuklu sanatının eşsiz örneklerinden biri olan Kızılkule, kaleyle bütünlük sağlayan, plan ve ihtişamı ile Alanya‘ nın simgesi durumundadır.
alanya_kalesi.jpg

Alanya Kızıl Kule
Sultan Alaaddin Keykubat tarafından yaptırılmıştır. İsmini alt kısmında bulunan kızılımsı taşlardan ve üst kısımları teşkil eden tuğlalardan almıştır. Kulenin alt kısmında bulunan kesme taşların Dim Boğazı’ nın doğusundan getirildiği bilinmektedir. Kızıl Kule‘ nin bulunduğu yer itibariyle doğu cephesi ile batı cephesi arasında iki metrelik bir yükseklik farkı vardır. Buna göre doğu cephesindeki yükseklik 35 m., batı cephesindeki yükseklik ise 33 m.’dir. Düzgün bir sekizgen şeklindeki kule beş katlıdır. Üzerindeki kitabeye göre 1226 yılında yapılmıştır. Sekizgen şeklindeki kulenin zemin katı müzenin bir devamı olarak Alanya yöresinde kullanılan etnoğrafik eserlerin sergilendiği bir yerdir. Kışın, yağmurlu günlerde kule çevresine yağan yağmurların, küçük kanalların sarnıca bağlanması suretiyle yıllık su ihtiyaçlarının buradan sağlandığı bilinmektedir. Sekizgen planlıdır. Kulenin mimarı kuzey yönündeki yazıtta Halep’ li Ebu Ali olarak geçmektedir. İnşa sırasında Antik Çağa ait devşirme malzemeden yararlanılmıştır. Her bir yüzdeki mazgallar, gözetleme pencereleri, düşmana zift ve kaynar su dökmeye yarayan önleri peçeli delikler yapıya ayrı bir güzellik verirler.
Alanya Selçuklu Tersanesi
Selçuklu Tersanesi, Kızıl Kule‘ den iki yıl sonra, 1228 yılında SuItan Alaaddin Keykubat tarafından yaptırılmıştır.
alanya_kalesi_selcuklu_tersanesi.jpg
Sultan bu gayretiyle, doğudan gelebilecek tehlikelere karşı koyarak “Sultan-ül-bahreyn” ( İki denizin sultanı ) olma arzusunu gerçekleştirmiş olur.
Beş tonozlu bölmeden ibaret olan yapı yaklaşık 57 metre uzunluğunda, 40 metre derinliğindedir. Her göz 7,70 m. genişliğinde, 42,30 m. derinliğindedir. Derinlikteki 1,70 m.’ lik fark, duvarların kalınlığından kaynaklanmaktadır.
Giriş kapısındaki yazıt Sultan’ı n armasını taşımakta olup rozetlerle süslüdür. Kapının sağ tarafında küçük bir oda yer almakta olup bu oda kimi bilim adamlarına göre mescit olarak kullanılmış kimilerine göre depo olarak değerlendirilmiştir. Kapının sonundaki odanın ise Tersane‘ e görevli memurlar için düzenlendiği sanılmaktadırkaynak:tatilveturistikyer.blogcu
 
Geri
Üst