Anne....

suskun_gız

Yeni Üye
Üye
Anne....
Ana Hakkı ve Alkama'nın Sonu


Hazreti Peygamberimiz (s.a.s.) eshabıyla oturmuş sohbet ediyordu. Bir kadın sahabe Resulullah'ın huzuruna telaşla girerek:

- Ya Resûlellah! Şu anda kocam ölüm dçşeğinde, belki biraz sonra ölmüş olacak... Yalnız yanında kelime-i şehadet getirdiğimi anladığı ve kendiside getirmeye çalıştığı halde şehadet kelimesi getiremiyor. Kocamın imansız gitmesinden korkuyorum. Bu hususta bir yardımınızı bekliyorum, dedi.

Hazreti Peygamberimiz:

- Kocan sağlığında ne gibi kötü harekette bulunurdu? diye sordu.

Kadın hiçbir kötü amelinin olmadığını, namazını kılıp her türlü ibadetini noksansız yerine getirmeye çalıştığını söyledi.

Bu sefer Peygamberimiz:

- Kocanızın dünyada kimi var? diye sordu.

Kadın ihtiyar bir annesi olduğunu söyleyince Peygamberimz (s.a.s.) kadının kocası Alkama'nın anasın huzura çağırdı. Hazreti Alkama'nın anası, Hazreti Peygamberimizin huzuruna çıktı. Peygamberimiz:

- Oğlun sana karşı nasıl hareket ederdi? Oğlundan memnunmusun? diyr sordu.

Alkamanın anası:

- Ya Resulullah, oğlum evleninceye kadar çok iyi muamele ederdi. Evlendikten sonra hanımını dinledi, bana hor bakmaya başladı. Hatta son zamanda evini bile ayırdı. Ben de üzüldüm, onun bu hareketine, dedi.

Peygamberimiz (s.a.s.) yaşlı kadına; oğlunun ölüm döşeğinde olduğunu, hakkını helâl etmediği takdirde cehennem azabı çekeceğini söylediyse de kadın:

- Hakkımı helâl etmem ey Allah'ın Resûlü, dedi.

Alkama ise evde yatıyor, hâlâ şehadet kelimesi getiremiyordu.

Hazreti Peygamberimi, kadının annelik şefkatini harekete geçirmek için, orada bulunanlara:

- Bana biraz odun hazırlayın, diye emir verdi.

Kadın hayretle :

- Odunu ne yapacaksın ya Resûlellah! diye sormaktan kendini alamadı.

Çünkü o da şüphelenmişti.

Peygamber Efendimiz :

- Oğlunu yakacağım... Zira yarın cehennemde yanacağına cezasını burada çeksin, daha iyi buyurunca, kadın dayanamadı,

- Oğlumun gözümün önünde yanmasına razı olamam ya Resûlellah ! Ona hakkımı helal ediyorum, dedi.

Murat hasıl olmuştu... Hazreti Peygamberimiz, Bilâl-ı Habeşi Hazretlerini göndererek :

- Git bakalım, Alkama ne haldedir? buyurdular.

- Bilâl-i Habeşi Alkam'nın yanına varıp şehadet kelimesei telkin ettiğinde, Alkama'nın dili açılmıştı :

- Lâ ilâhe illallâh, Muhammedün Resûlüllah, deyip ruhunu Allah'a teslim etti.




Ebû'l-Haseni'l-Harkânî (k.s) hazretleri şöyle anlatır:
İki kardeş vardı. Bu iki kardeşin hizmete muhtaç bir anneleri vardı. Her gece kardeşlerden biri annenin hizmeti ile meşgul olur, diğeri Allah Teâlâ'ya ibâdet ederdi. Bir akşam, Allah Teâlâ'ya ibâdet kardeş, yaptığı ibâdetten, duyduğu hazdan dolayı kardeşine:
- Bu gece de anneme sen hizmet et, ben ibâdet edeyim, dedi.
- Kardeşi kabul etti. İbâdet ederken secdede uyuya kaldı ve o anda bir rüya gördü.

Rüyasında bir ses ona:
- Kardeşini affettik, seni de onun hatırı için bağışladık, deyince genç:
- Ben Allah Teâlâ'ya ibâdet ediyorum. Kardeşim ise anneme hizmet ediyor. Fakat beni onun yaptığı amel yüzünden bağışlıyorsunuz, dedi.

Ses ona:
- Evet, senin yaptığın ibâdetlere bizim hiç ihtiyacımız yok. Fakat, kardeşinin annene yaptığı hizmetlere annenin ihtiyacı vardı, karşılığını verdi.
 
Geri
Üst