Asker ve Siyasetçi Biyografileri

Ce: Asker ve Siyasetçi Biyografileri

Nesrin Nas

--------------------------------------------------------------------------------

1958 yılında Kayseri Bünyan doğumlu olan Nas, Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Ekonomi Bölümü Mezunudur. İngiltere’de Uluslar arası Para Piyasaları ile ilgili etüt ve incelemeler yapmıştır. Türkiye’ye dönerek İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesinde Doktora Tezini vererek İktisat Doktora ünvanını almıştır.

Çalışma hayatını Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari İlimler Fakültesinde 13 yıl Öğretim Görevlisi olarak sürdürmüştür. Bu süre zarfında ayrıca dünya gazetesinde Ekonomi Danışmanı olarakta hizmet vermiştir. Daha sonra Üniversitedeki görevinden istifa ederek Uluslar arası Finans Kuruluşları Euromoney, DC Gardner ve Emerging Markets’in Türkiye temsilciliği ve Başbakanlık Sermaye Piyasası Kurulu Danışmanlığını yapmıştır.

13 Aralık 2003 günü yapılan ANAP 8. Olağan Büyük Kongresi’nde, Nesrin Nas, 711 delegenin oyuyla Genel Başkan seçildi.

Sayın Nas, evli ve bir çocuk annesi olup, İngilizce bilmektedir.
 
Ce: Asker ve Siyasetçi Biyografileri

Bhichai Rattakul

--------------------------------------------------------------------------------

Tayland’ın başkenti Bangkok’ta doğan Rattakul, Çinli bir göçmen ailenin dördüncü kuşak üyesi. Babası Taylandlı bir polis memuru, annesi ev hanımıydı. Bhichai Rattakul Bangkok ve Hong Kong’da eğitim gördü ve Bangkok’taki Ramkhamhaeng Üniversitesi ve California’daki Kensington Üniversitesi’nden Fahri Doktora derecesi aldı.


1969’dan bu yana 9 dönem boyunca ülkesinde Meclis Üyesi olup, Demokrat Parti’nin liderliğini yaptı. Ülkesine Dışişleri Bakanı, Başbakan Yardımcısı, Meclis Sözcüsü ve Meclis Başkanı olarak hizmet veren Rattakul, bir çok Tayland’lı delegasyonu Birleşmiş Milletler’e yönlendirdi.


Rattakul, Tayland İzci Konseyi’nin Onursal Başkan Yardımcısı’dır. Uyuşturucu ile Savaş Komisyonu, Ulusal Denetleme Komisyonu, 13. Asya Oyunları Organizasyon Komitesi’nde ve kötülükle Savaş Komisyonu’nda Başkanlık yaptı.


Kendisine Tayland Kralı tarafından Özel Sınıf Nişanı verildi. Bunun yanı sıra, Japon İmparatoru, Filipinler, Kore, Avusturya ve Nikaragua Başbakanlarından alınmış onur nişanları mevcuttur. Uluslararası Olimpiyat Komitesi tarafından, en üst ödül olan, Uluslararası Olimpiyat Ödülü ve Asya Olimpiyat Ödülü ile taltif edildi.

Bhichai Rattakul Bangkok’taki Dhonburi Rotary Kulübü’ne kurucu üye olarak 1958’de katıldı, Rotary’e bölge guvernörü, uluslararası asamble müzakere lideri, komite üye ve başkanı, Rotary Vakfı Güven Üyesi, RI İdari Komitesi direktör ve başkanı olarak hizmet verdi. Uluslararası insanlık ve eğitim programlarına verdiği destek nedeniyle, Rotary Vakfı’nın Özel Hizmet Ödülü ile Değerli Hizmet Belgesi’ne layık görüldü. 2002-2003 yılı için Rotary International Başkanı olarak hizmet edecektir.
 
Ce: Asker ve Siyasetçi Biyografileri

Revaham Zeevi

İsrailli aşırı sağcı politikacı 1926'da doğdu. Politik kariyerine 1974'te dönemin Başkanı İzak Rabin'in anti-terör ve istihbarat danışmanı olarak başlayan Zeevi, 1988'de daha sonra Ulusal Birlik Partisi adını alacak olan Moledet'i kurdu. 13 yıl parlamento liderliği yaptı. Gençliğinde İngiliz yönetimindeki Filistin'de yeraltında faaliyet gösteren Palmach örgütünde görev yapmıştı. Evli ve beş çocuk babasıydı.

Rehavam Zeevi, Kudüs Hyatt Regency otelindeki odasının önünde uğradığı suikast sonucu 17 Ekim 2001'de öldü. Saldırıyı Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (FHKC) üstlenerek, suikastın bir süre önce öldürülen lideri Abu Ali Mustafa'nın intikamını almak için düzenlediği söylendi.



GANDHİ ZEEVİ(!)


Rehavam Zeevi, İsrail'in en şahin politikacılarından biriydi. Batı Şeria ve Gazze'deki tüm Filistinlilerin Arap ülkelerine gönderilmesini açıkça öneren Zeevi'nin, öldürülmeden iki gün önce turizm bakanlığından istifasının sebebi, İsrail'in El Halil'den çekilmeyi ve Filistinlilere ambargoyu hafifletmeyi kabul etmesiydi. 1974'e dek orduda görev yapan ve Batı Şeria'yı içine alan merkez bölgesinin komutanlığına yükselen Zeevi'nin, bu yıllarda pek zayıf olması ve kafasını tıraş etmesi kendisine 'Gandi' lakabını kazandırmıştı.
İsrail'de çalışan Filistinlileri 'bit' olarak niteleyen ve "İçimizde yayılan bu kanserin durdurulması gerek" diyen Zeevi'nin görüntüsü dışında Gandi'yle uzaktan yakından hiçbir alakasının olmaması, kendisini kabinedeki ılımlı isimlerle sık sık karşı karşıya getirmişti. Yaser Arafat'ı Hitler'e benzeten Zeevi'ye göre Filistin devletinin tasavvuru bile mümkün değildi. Zeevi ikinci İntifada'nın başında Arafat'ın evinin vurulmasını istemişti.
 
Ce: Asker ve Siyasetçi Biyografileri

Muhammed Salih, 1949’de Harezm eyaletinde dünyaya geldi. 1966’de liseyi bitirdi; 1968-1970’de Sovyet Ordusunda askerlik görevine çağrıldı. Askerliğini Çekoslovakya’da yapan Muhammed Salih, burada meşhur ‘’Prag baharı’’nın şahidi oldu. Prag olayları henüz 18 yaşında olan Muhammed Salih’in zihninde derin iz bıraktı ve o ilk defa Sovyet sisteminin mutlak adaletli bir sistem olduğu hakkındaki propagandalara şüpheyle bakmaya başladı. 1970’de askerlikten terhis oldu. Ayni yıl Taşkent Devlet üniversitesine kabul edildi, 1975’de mezun oldu.

Öğrencilik yıllarında şiir ve tercüme denemeleri yapıyor, o donemin genç kuşaklarını etkileyen eksiztansiyalizmi inceliyor, J. P. Sartre, A. Camus, F. Kafka gibi ünlü yazarların eserleriyle yoğun olarak ilgileniyordu. Mezuniyet tezini de ‘’Çağdaş Fransız şiiri’’ olarak seçmiş, hocaları tezini çok basarili bulmuşlardı. O yıllarda F. Kafka eserlerini ve XX. yüzyıl Fransız şiirini Özbek Türkçe’sine tercüme etti. 1975-85 yıllarında 7 şiir kitabı yayınlandı. 1982’de “Dede Korkut Kitabı”nı, 86’da Ziya Gokalp’in “Türkçülük’ün Esasları”nı, daha sonra Türkçe’den “Yunus Emre Divanı”nı Özbek Turkçesi’ne çevirdi ve yayınlattı.


Özbek şiirinde “Metoforistik Akım’’ denilen yeni bir ekolun mimari olan Muhammed Salih kısa sürede Sovyet aydınlarının tanıdığı bir isim oldu. 1985 Ocak ayında kaleme aldığı, Özbek Milliyetçilerin baş eseri olan ‘’Politburoya Mektup’’ yazdı ve eser bütün SSCB’de büyük etki yarattı. Bu sosyal depresyon onu politikaya iten bir etken oldu.


Özbek gençleri üzerindeki etkisi ona bazı tavizler verilmesini sağladı. 1985’den başlayarak o kendi makalelerinde her cepheden Özbek halkının dertlerini gündeme getirmeye başladı. Mayıs 1988’de Özbekistan Yazarlar Birliği Genel Sekreterliğine seçildi. Aynı yılın Haziranı’nda o Moskova’da SSCB Yazarlar Birliği Kurultayında, yüksek minberden ilk olarak Sovyetler Birliğini sert eleştiriler getirdi. Arkasından Moskova’nın arzusuyla Komunist Partisi üyeliğine davet edildi. Bu daveti reddetti.

1988 yılın Kasım ayında kendisinin üç arkadaşıyla birlikte o donemin ilk muhalefet teşkilatı olan “Birlik Halk Hareketi”ni, 1990 yılın Nisanın’da ise ‘’ERK’’ demokratik Partisini kurdu ve başına geçti. Aynı Özbekistan Parlamentosuna girdi. Partisi tarafından hazırlanan “Özbekistan’ın Mustakillik Deklarasyonunu’’ Parlamentoya sundu ve orada aynen kabul edildi. Bu büyük başarıydı. 1991 yılının Aralık ayında yapılan Cumhurbaşkanlık Seçimlerinde karşı adaydı. Resmi açıklamalara göre seçimden %12.7 oyla çıktı. Seçimlerden hemen sonra Partisine baskılar başladı, Parti gazeteleri yasaklandı. Bir süre gözaltında kaldıktan sonra, Muhammed Salih serbest bırakıldı. 1993 yılın ilkbaharında Cumhurbaşkanı Turgut özel davetiyle Türkiye’ye geldi.
Belli bir süre Türkiye’de kaldıktan sonra, Norveç’e gitmek zorunda kaldı. 2002 yılın başlarında Çek Cumhuriyeti’ne yaptığı ziyaret sırasında tutuklandı ve daha sonra serbest bırakıldı.
 
Ce: Asker ve Siyasetçi Biyografileri

Jean - Marie Le Pen 1928 yılında La Trinite -sur-Mer'e bağlı Brittany kasabasında dünyaya geldi. 1954 yılında Hindi-Çin ve Cezayir'de yabancı lejyonunda görev aldı.

Politik kariyerine 1956 yılında Pierre Poujade partisinde şubeler sorumlusu yardımcısı olarak başladı. 1965 yılında aşırı sağcı lider Jean Louis Tixier Vignancour'un seçim kampanyasını yönetti. 1972 yılında Ulusal Cephe Partisini kurdu. Bu süre içinde Kuzey Afrika göçmenlerine karşı takındığı tavır 1974'lerde yüzde 0.74 olan oy oranının, 1988 yılında yüzde 14'e, 1995 yılı seçimlerinde yüzde 15'e kadar yükselmesini sağladı.

Bu süre içinde Ulusal Birlik parlamento içinde yükseliş ve düşüşler yaşadı. Ulusal Birlik 1988 yılında 35 milletvekili ile tarihinde o zamana kadar parlamento içine en fazla sayıda milletvekili ile girmeyi başardı. Ancak ardından "büyük ihanet" geldi. Partisinin önemli teknokrat isimlerinden Bruno Megret 'güce ortak olmak' için harekete geçti. Bu hareketin ardından partiden ihraç edildi. Ancak bu süreç parti için çok yaralıyıcı oldu. Ve yaşananlar Le Pen'i benimseyenler arasında soru işaretlerine yol açtı. Kendisi ile aynı düşünceyi baylaşmayanlara karşı darkafalı, bağnaz yaklaşım sergilediği yönündeki yoğun eleştiriler oldukça yıpratıcı oldu.

1987 yılında Yahudilere karşı ikinci dünya savaşında uygulanan soykırımı "tarihin küçük bir detayıdır" diye niteledi. Bu kendisinin Avrupa Parlamentosundaki koltuğunu kaybetmesine neden oldu. Son Cumhurbaşkanlığı seçimleri kendisi açısından diğerlerinden farklı değildi. Seçimlere aynı söylemler ile girdi. Hapishanelerin kapasitesinin 200 bin kişilik daha arttırılması, miras vergisinin kaldırılması, AB anlaşmalarının tekrar gözden geçirilmesi ve tabii ki kilit unsur göçmenlere karşı takındığı tavır.
 
Ce: Asker ve Siyasetçi Biyografileri

Gianfranco Fini

--------------------------------------------------------------------------------

1952 yılında dünyaya geldi. Gençlik yılarında gazetecilik yapan Gianfranco Fini, 1987 yılında o dönemde "Sosyal Hareket Partisi" olarak anılan İtalyan faşistlerin lideri oldu. Daha sonra partinin adını "Ulusal Birlik" olarak değiştirdi ve "merkez sağa" kayan partisinin görüşünü "sivil topluma açık, batı demokrasileri değirleriyle uyumlu, ideolojik ve nostaljik olmayan bir parti" olarak tanımladı. Geçmişle hesaplaşmayı başaran Fini, seçimlerde özellikle eski Hristiyan demokratların, muhafazakarların ve sol yönetim zamanında hayal kırıklığına uğrayan işçi sınıfınında oylarını almayı başardı ve Berlusconu hükümetinde ikinci adam oldu.
 
Ce: Asker ve Siyasetçi Biyografileri

Aziz Meker ( 1877)- (1941)

Bilim ve toplum adamı, diplomat ve yazar. 1877 yılında Kafkasya’da, bugünkü Karaçay-Çerkes Cumhuriyeti’nin sınırları içinde bulunan Biberdkuace köyünde doğdu. Anadili Abazaca ve Adıgeceydi. Köyünde ve Batalpaşinsk (Çerkesk) kasabasında öğrenim gördü. Ailesinin Türkiye'ye hicret ederek Eskişehir yöresinde yerleşmesi üzerine öğrenimini İstanbul'da sürdürdü. Daha sonra Fransa'ya gönderilerek Tarım konusunda yüksek öğrenim gördü. İstanbul'da Halkalı Ziraat Okulu'nda öğretmenlik yaptı (1907).

Kafkas sürgünleri tarafından oluşturulan ve başka yerlerde de şubeler açan "Çerkes İttihad ve Teavün Cemiyeti", "Şimali Kafkas Cemiyeti", "Kafkasya İstiklal Komitesi", "Türkiye'de Kuzey Kafkasya Siyasi Göçmenleri Komitesi" gibi örgütlerde aktif görevler üstlendi. İdeal arkadaşlarından Hüseyin Tosun (Vubıh) Beyle birlikte "Köylü Bilgi Cemiyeti"nin de kurucu ve yöneticileri arasında yer aldı (1914) ve bu derneğin yayınlarında rol oynadı. Tüm bu derneklerde konferanslar verdi, broşürler yayınladı.

Birinci Dünya Savaşı sırasında Mareşal Fuad Paşa'nın başkanlığındaki bir Kafkas delegasyonuna dahil olarak Viyana, Berlin, Lozan vb. Avrupa merkezlerinde Kafkasya bağımsızlık davası lehinde görüşmelere katıldı. Bu konuda broşürler ve çeşitli dergi ve gazetelerde yazılar yayınladı. Çeşitli devlet adamlarıyla, Cenevre'de sürgünde yaşamakta olan V. İ. Lenin'le görüştü. Mütareke döneminde yine İsmail Hakkı Berkok, Mustafa Butbay vb. kişilerin de yer aldığı bir kurul içinde Kafkasya'ya gönderilerek Dağıstan-Çeçenistan yörelerinde Kafkasya bağımsızlığı lehinde siyasi çalışmalar yaptı (1920).

Türkiye'ye dönüşünde Anadolu’daki kurtuluş hareketine katıldı. Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından Sovyet Rusya'ya gönderilen elçilik kurulunda Başkatip olarak görevlendirildi. Moskova'da Lenin, Çiçerin, Stalin ve diğer Sovyet devlet adamlarıyla yapılan politik görüşmelere katıldı (1922). Aynı kurulda görevli bulunan Mehmed Fuad Carım, Tahsin Rüştü ve diğer Kafkasyalı arkadaşlarıyla birlikte, bağımsız bir Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti'nin kurulması ve sürdürülmesi yolundaki çabalara destek verdi. 1923 yılında Ankara’ya dönerek Ziraat Okulu'nda (Fakülte) profesör ve öğretim üyesi, Ziraat Enstitüsü'nde başkanlık, Tarım Bakanlığı'nda müsteşarlık görevlerinde bulundu. Adigece, Abhaz-Abazaca ve Türkçe'den başka Rusça, Fransızca ve Almanca'yı da iyi biliyordu. 1941 yılında Ankara'da öldü.

Profesör Aziz Meker'in, İstanbul'da, İsviçre, Almanya ve başka Avrupa ülkelerinde çıkan birçok gazetede Kafkasya'yı tanıtan ve Kafkas bağımsızlığını savunan makaleleri yayınlanmıştır. Tarım konusundaki eserleri ve bilimsel makalelerinden başka Kafkasya konusunda çeşitli dillerde yayınlanmış broşürleri de bulunmaktadır: "Kafkasya'nın Ahval-i İçtimaiye ve İktisadiyesine Dair Konferans" (İstanbul 1918), "Les Russes en Circassie, 1760-1864" (Ruslar Çerkesya'da 1760-1864, Fransızca, Berne 1919
 
Ce: Asker ve Siyasetçi Biyografileri

Ali Kabuli Paşa ( 1812)- (1875)

İstanbul Şehremini (Belediye Başkanı)
17 Rebiulahir 1291-15 Cemaziyelahir 1291
3 Haziran 1874-30 Haziran 1874
Emanet müddeti: 1 ay 28 gün

1227 (1812) tarihinde İstanbul’da doğmuştur.Divan Kalemi ve Mekteb-i Maarif-i Adliye’de görev yaptıktan sonra Berlin Sefareti Katipliği’ne atanmıştır. Londra’da maslahatgüzarlık, Atina ve Viyana’da sefirlik, Sayda’da valilik yapmıştır. 3 Haziran 1874’te Şehremaneti’ne tayin olunan Kabuli Paşa 30 Temmuz 1874’te azledilmiş, ardından Ticaret Nezareti’ne ve Petersburg Sefareti’ne tayin olunmuştur.Kabuli Paşa, 1875 yılında vefat etmiştir.


Ali Paşa ( 1829)- (1889)

İstanbul Şehremini (Belediye Başkanı)
24 Cemaziyelahir 1289-13 Cemaziyelevvel 1290
29 Ağustos 1872-9 Temmuz 1873
Emanet müddeti: 10 ay 18 gün

1245 (1829) yılında İstanbul’da doğmuştur. Mirliva Ürfi Paşa’nın oğludur. Sibyan Mektebi’nden sonra Mekteb-i Maarif-i Adliye’de okumuş ve Paris’e giderek iktisat tahsil etmiştir.Memuriyete Hassa Ordu-yu Hümayun’u Tahrirat Kalemi’nde başlamış, Divan Katipliği, Paris Sefareti Başkatipliği, sırbistan Komiserliği, Bosna Vilayeti Politika Memuriyeti ve Altıncı Belediye Dairesi REİS Vekilliği gibi görevler yaptıktan sonra Nafıa ve Zabtiye Nezareti Müsteşarlığı yapmıştır.

1289 (1872) senesinde Şehremaneti’ne tayin olunan Ali Paşa, daha sonra Paris Sefirliği’ne, Hersek ve Edirne valiliğine atanmıştır.1877’de Hudavendigar Vilayeti Valiliği görevini alan Ali Paşa tekrar Edirne Valiliği’nde bulunduktan sonra Aydın ve Beyrut’ta da valilik yapmıştır.1889’da Beyrut’te vefat eden Ali Paşa’nın cenazesi İstanbul’a getirilerek Erenköy kabristanına defnedilmiştir.
 
Ce: Asker ve Siyasetçi Biyografileri

Fahreddin Paşa ( 1868)- (1948)(büyükelçi)

--------------------------------------------------------------------------------



Gâzi, Türkkan) Medîne müdâfii. 1868’de Rusçuk’ta doğdu. Babası Mehmed Nâhid Bey, annesi Fatma Âdile Hanımdır. Âilece 93 Harbinden sonra Rusçuk’tan ayrıldılar. Fahreddîn Paşa 1888’de Harbiye Mektebini, 1891’de Erkân-ı Harbiyeyi bitirdi.

Erzincan’daki 4. Orduda vazîfe yaptı. 31 Mart Vak’asında Dîvân-ı Harb başkanıydı. 1911-12 Türk-İtalyan Harbinde Kurmay Albay olarak bulundu. Balkan Savaşında Çatalca Muhârebelerinde yaptığı taarruzla Bulgarları bozguna uğrattı ve Edirne’nin geri alınmasında en önemli rolü oynadı. Birinci Dünyâ Savaşı başladığında Musul’da On İkinci Kolordunun komutanıydı. Bu sırada Osmanlı Devletinde idâreyi elinde tutan İttihat ve Terakki liderleri hatâlı bir politika ile halife ve Osmanlı hükümdarlarına bağlı Şerîf Hüseyin ve taraftarlarını hâin ilân ettiler. Fahreddîn Paşa da Şerîf Hüseyin’e karşı savunma yapmak üzere Medîne’ye gönderildi. Bu kahraman Türk kumandanı, İttihatçıların çılgınca verdikleri emirlere uymayı bir vatan borcu bildiği için, Medîne’de hareketsiz kalmış, azılı İslâm düşmanı İngilizlerle savaşmak fırsatını bulamamıştı. Böylece yıllarca mukaddes topraklarda kardeş kardeşi boğazladı. Netîcede Müslümanların bu gafletinden İngilizler ve Vehhâbîler istifâde ettiler. Birinci Dünyâ Harbinin kaybedilmesi ve Mondros Mütârekesinin imzâlanmasından sonra Mekke veMedîne Vehhâbîlere terk edildi. İngilizler teslim aldıkları Fahreddîn Paşayı Malta’ya sürdüler. 1921’de esâretten kurtulan Fahreddîn Paşa, Başkomutanlık Meydan Muhârebesine 12. Fırka Komutanı olarak katıldı. 1922’de TBMM hükûmeti tarafından Kâbil elçiliğine tâyin edildi. 1926’ya kadar bu görevde kaldı.1948’de İstanbul’da vefât eden Fahreddîn Paşa Rumelihisarı Kabristanlığına defnedildi.
 
Ce: Asker ve Siyasetçi Biyografileri

Charles Aznavour(Varenagh) (1924 ) Ermeni asıllı Fransız ses sanatçısı. Paris’te doğdu. Ermenistan’ın UNESCO nezdindeki daimi temsilcisidir. Birçok şarkının sözlerini yazdı, besteledi. (Les co medrens), (Les Aventures). Ayrıca, sinemada birçok filmde rol aldı. Piyaniste Ateş (1960), Tobruk’a Bir Taksi (1961), Postacı Savaşa Gidiyor (1966) ve Şapkacının Hayaletleri (1982).

1950 ve 60’lı yıllarda sık sık Türkiye’ye gelerek Türkiye ve Türkleri çok sevdiğini, yabancı ülkelerde Türkiye’ye verdiği desteği her fırsatta açıklayan Aznavour, ilerleyen yaşlarında bu sözlerinden çarkederek soykırım iddialarına başladı. Ermeni terör örgütlerini de destekleyince mesleğine gölge düşürdü. Şubat 1999’da Belçika'ya film çevirmek için gittiğinde, Brüksel'de bulunan sözde ermeni soykırım anıtını ziyaret etti. Lxells belediye başkanı Yves De Jonghe D'ardoye ile anıtın bulunduğu alana gelen Aznavour, Türklerin bir buçuk milyon ermeniyi öldürdüğü yolundaki yazıların bulunduğu anıtın altında bir konuşma yaptı. Aznavour'u, Belçika basını yakından izlerken, olay Belçika'da yaşayan Türkler'in tepkisini çekti. Ermeni anıtı, 1997'de Lxells belediyesinin izni ile dikilmişti. Hürriyet gazetesi yazarlarından Tufan Türenç, bir yazısında, eskiden çok sevdiği iki sanatçıdan birinin Aznavour olduğunu, o yıllarda bu adamın ermeni kökenli olduğunu aklına dahi getirmediğini ifade ederek, Aznavour'un müziği bırakıp barışı dinamitleyenlerin arkasında yer almasını anlayamadığını söylüyor. Tufan Türenç, bu konuda şöyle diyor; "1970'lere geldiğimizde Charles Aznavour ile bütünleşen dünyamızda depremler başlıyordu. Ermeni saldırıları başlayınca bizim ilahımız olan bu adam, sağduyunun yanında yer alacağına barışı dinamitleyenlerin safına katılıyordu. Bu davranışı bizi can evimizden vuruyordu. Sonra da giderek hızlanan ermeni terörünün hamileri arasına katılarak bizden iyice kopup gidiyordu. Katillerle aynı safları paylaşmak, zamanla onun müzik yaşamını da etkiliyordu. O dev Aznavour, bu pis politikaya bulaştıkça sanat açısından eriyordu. UNESCO'nun büyükelçilik payesine sahip olmasına rağmen, ideali barış olan bu örgütün ilkelerine de ihanet ediyordu. Barışı değil savaşı, kanı, tarihten husumet çıkarmayı amaçlayan ermeni teröristlerin eylemlerini destekliyordu. Son olarak da Fransa'daki ermeni soykırımı yasa tasarısının çıkışını büyük bir mutlulukla karşılıyordu. Ve bizim için tamamen ölüyordu." ( )
Aznavour'un gençlik yıllarında Türkler hakkında yazdığı bir şiiri, Ermeni yazarlardan Yervant Gobelyan tarafından Türkçe’ye tercüme edilmişti.

Bir Türk dosta mektup
Senin ayağında bir diken var,
Kardeşim,
Benim yüreğimde bir tane senin için,
benim için de her şeyi güç kılıyor rahatsız.
Gülün dikenleri var el atılınca korur
bir kan damlası oluşabilir parmağın ucunda,
ama eğer dikkat edilirse
o kendi güzelliğini bağışlar
renk ve koku verir günlerimize
hatta damaklarımızı okşar
doyumsuz lezzetiyle.
Ben gülleri severim
dikenleri hep olacak
bundan kaçınılmaz
kardeşim...
Eğer sen karar verseydin
yüreğimdeki dikeni çekmeye
ayağındaki dikende beraber
çıkıp kaybolacaktı kendiliğinden
ve biz ikimiz senle ben
özgür olacaktık
ve kardeş...

Charles Aznavour
 
Geri
Üst