Benim Çocukluğumda.....

gulayist2

Yeni Üye
Üye
Benim Çocukluğumda.....
Benim çocukluğumda annelerimiz çalışmazdı.
> Okuldan eve geldiğimde boynumdaki anahtarla kapıyı hiç açmadım.
> Hatta babamın bile anahtarı yoktu. Annem evimizin bir parçası
> gibiydi,hep evdeydi.
> Heryere birlikte giderdik, zaten öyle çok da gidilecek bir yer yoktu
> ki.
>
> En büyük eğlencemiz sokaklarda oynamaktı.
> Sokakta oynamak diye bir kavram vardı yani.
> Cafelerde, alış veriş merkezlerinde buluşmazdık.
> Okula arkadaşlarımızla gider, birlikte çıkar, oynaya, zıplaya
> yürüyerek gelirdik.
> Servis falan yoktu. Ayakkabılarımız eskirdi.
> Hatta öyle olurdu ki; çantalarımızı kaldırımlara koyar oyuna bile
> dalardık.
> Annelerimiz bu durumu bildiklerinden kardeşlerimizle bizlere ekmek
> arası bir şeyler hazırlar gönderirdi.
> Mahallemizdeki teyzeler annemiz gibiydi. Susayınca girer evlerine su
> içerdik.
> Ya da pencereden bir sürahi bir bardak uzatır, hepimiz aynı
> bardaktan kana kana içerdik.
> Kısacacı evine girip gelen ( ki sadece çişi gelen giderdi evine )
> elinde mutlaka yiyecekle dönerdi.
> Anneleri o arada çocuğuna verdiği şeyden bizlere de gönderirdi.
> Bu bazen bir kurabiye bazen bir meyve olurdu.
>
> Cebimizde harçlığımız olduğunda düşmesin diye çıkarır çantamızın
> üstüne koyar oyun bitince geri alırdık.
> Çok garip ama kimse almazdı. Sokaklarımız evimiz kadar güvenli idi.
> Düşünce kaldırırlar, kavga edince barıştılırdık. Polisler gelmezdi
> kavgalarımıza, zabıtlar tutulmazdı.
> Sonra kavgalarımız da öyle ustura, falçata ile olmaz, onlar nedir
> bilmezdik bile, asla kanla falan da bitmezdi, en fazla saçlarımızdan
> çeker, hayvan adları sayar, tekme atar, yine oyuna dalardık.
> Birbirimizin suyundan içer, elmasına diş atardık.
> Misket oynamaktan parmaklarımız kanar yine de mikrop kapmazdık.
> Azar işitip, acillere taşınmazdık. Düşerdik ekmek çiğner basarlardı
> alnımıza, oyuna devam ederdik. Röntgenlere, ultrasonlara girmezdik.
>
> Ben bizim çocukluğumuzu çok özledim.
> Sokaklarımız ruhsuzlaştı sanki. Komşumu tanımıyorum ama evinin
> camında,
> temizliğe gelen kadını haftada bir görür kolay gelsin der konuşurum.
> Onun dışında orada kim oturur hiç bilmem.
> Evimizi kendimiz temizlerdik, kapı silmece ; bilmem kaç kuruş
> hepimizin elinde bezler güle oynaya bitirirdik işleri.
> Evlerimiz var içinde yaşayan yok. Parklarımız var içinde oynayan
> çocuk yok.
> Ama her yıl sökülüp yenilenen kaldırımlar, lüks binalar, ışıl ışıl
> vitrinler, girip çıkan yapay insanlar...
> Ruh yok, buz gibi buz, bu biz değiliz..
>
> Tahta iskemlelerimiz de oturan yaşlılarımız, onlara dede, nene diye
> hatırını soran çocuklarımız yok oldu.
> Ben kapılarında ' vale ' lerin, ' bady ' lerin beklediği yerlerden
> hep
> korkmuş çekinmişimdir.
> Kapısını çarparak örtüyor diye çocuğuna kızıp, taksidini
> bitiremediği
> arabanın anahtarını, hiç tanımadığı birine vermek ters gelir bana.
> Benim değildir bu kültür.
> Ne ruhuma, ne kültürüme ne de cüzdanıma hitap eder.
> Nedir bunlar?
> Reklamlarla desteklenen beyni, ruhu ele geçirilmiş insanlar olduk.
> Birbirimize yabancı, yalnızlıklarımızla yaşar olduk.
> İyi de neden böyle olduk ?
> Biz mi istemiştik?
> .
> .Her toplum haketiği gibi yönetilir derler ya,hakettiği gibide yaşar
> diyelim mi ?


:)
 
ya kimsin bilmiyorum ama bu yazı muhteşemdi bi anda çocukluğuma geri döndüm ve anladımki o günleri çok özlemişim.bizim en büyük hatamız ne biliyomusun,hepimiz aynı şeyden yakınıyoruz ama birbirimize söylemeye bile cesaret bulamıyoruz.belkide en büyük yaptığımız hata bu yönetilmek..emeğine yüreğine sağlık
 
şimdi herşey deyişti ve herkes kendi için yaşıyo ozaman evlatlar için uyunur yenir çalışılırdı ama bi okadar da böyle ortamlarda büyüyen çocukta herşeye ben diyo biz gitti artk sagol bu yazın için güzelbi tesbit bravo
 
Geri
Üst