birçok kültürün birleştiği biryer MİDYAT

*MeleK*

♥Ben Aşık Olduğum Adamın Aşık Olduğu Kadınım♥
birçok kültürün birleştiği biryer MİDYAT
midyattaki kiliseler midyattaki oteller midyat kiliseleri kültürlerin birleşmesi
MİDYAT TARİHÇESİ:

Midyat'la ilgili ilk yazılı bilgiler M.Ö 13.Yüzyıla kadar uzanır. Asur kralları için ele geçirilerek talan edilecek bir bölgedir. II. Aşurnasipal M.Ö. 879 yılında gururla: 'Matiate'yi (=Midyat) ve köylerini buyruğum altına soktum. Bol ganimet edinip, onları yüklü haraca ve vergiye bağladım' der. Midyat bölgesi, tarih boyunca bu türden olaylarla sıkça karşı karşıya kalır. Midyat dünyanın en eski yerleşim bölgesi olan Yukarı Mezopotamya'da yer aldığı için tarih boyunca Sümerler, Asurlular, Urartular, Makedonyalılar, Persler ve Romalılar gibi bir çok uygarlığın egemenliğine sahne olmuştur.

Midyat'ın İslam egemenliği altına girmesi M.S 640 yılında, Hz. Ömer dönemine rastlar. Daha sonra bölgeye yine müslüman olan Emevi ve Abbasiler egemen olmuştur. Özellikle Abbasilerin yöreye hakim olmasıyla birlikte bölgede çok geniş bir imar hareketi başlamıştır. Midyat köylerinin büyük bir kısmı Abbasilerin en parlak dönemini yaşadığı Sultan ***** Reşit zamanında kurulmuştur.
Bir Anadolu Türk beyliği olan Artukoğulları beyliği döneminde, Deyrizbin (Acırlı) beyleri, Artukoğulları beyliğinin egemenliğine girmiştir. 1810 yılında ilçe olan Midyat, 1890 yılında belediye teşkilatına kavuşmuştur. Belediye teşkilatı derken sizlere tüm Midyatlıların bildiği daha 1960'lı yıllarda belki de (elimde kesin veriler olmadığı için) Türkiye'nin ilk Bayan Belediye Başkanı tarafından yönetilme eşitliği ve hoşgörü başarısını gösterdiğini vurgulamadan geçmenin, ilçe halkına haksızlık olacağı inancındayım.
1997 yılı genel nüfus sayımları sonuçlarına göre Midyat merkezin nüfusu 61.378 olarak tesbit edilmiştir. Estel ve Eski Midyat olarak bilinen ve birbirlerine 3 km. uzaklıktaki iki ayrı yerleşim yeri ve dokuz mahalleden oluşan Midyat'ın arazisi çıplak ve sert görünüşlü, kumlu, killi kalkerli kapalı derin vadi ve tepeler şeklindedir. Karasal iklimin hakim olduğu Midyat'ta yağışlar genellikle ilkbahar ve sonbahar mevsimlerinde görülür. Bitki örtüsü step şeklinde meşeliklerdir.
Geçmişten günümüze Midyat insanı geçim kaynağını çiftçilik, hayvan yetiştiriciliği ve el sanatları oluşturmuştur. Midyat'ın geleneksel el sanatları taş işlemeciliği, gümüş işlemeciliği (Telkari), bakırcılık, kilim dokuma, kumaş boyama, çömlekçilik, kuyumculuk günümüzde önemini koruyor. Son yıllarda talebinde büyük artış gözlenen gümüş işlemeciliği yurt dışında da kendine pazar bulabiliyor. Eski Midyat'ta yan yana dizilmiş 25 kadar küçük atölyede, gümüş geleneksel işleme ve tamamıyla el emeğiyle işlenerek, yüzük, gerdanlık, vazo, kemer, anahtarlık, çay kaşığı ve bardak altı gibi aksesuarlara dönüştürülerek ülkemizde ve yurtdışına satışa sunulmaktadır. Midyat'ın aslında çok eski geçmişe sahip olup günümüzde tekrar rağbet gören diğer bir sanatı olan taş işlemeciliği, Kaymakamlık tarafından açılan atölyede hizmet vermektedir.

MİDYATIMIZIN HARİTA ÜZERİNDEKİ YERİ:

2harita17sc.jpg


MİDYAT TAŞ EVLERİNDEN GÖRÜNÜM:



[FONT=Tahoma,Verdana,Arial,Helvetica][SIZE=-1][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]Midyat Evleri
[/SIZE][/FONT][FONT=Tahoma,Verdana,Arial,Helvetica][SIZE=-1]

[/SIZE][/FONT][/FONT]​
[FONT=Tahoma,Verdana,Arial,Helvetica][SIZE=-1]
[FONT=Tahoma,Verdana,Arial,Helvetica][SIZE=-1]Yaşam mekanları diğer ismiyle konutlar, insanların günlük hayatını yaşadığı yerler.Konutlar insanların sosyo-kültürel değerlerini bir anlamda dışa vuran bir özelliğe sahiptirler. [/SIZE]​
[FONT=Tahoma,Verdana,Arial,Helvetica][SIZE=-1]



Bu yaşam mekanlarının kendisine has özellikleri bulunan Midyat evleri, bu evlerin en büyük özelliklerinden bir tanesi sevgiyi barışın, duyguların taşlara işlendiği özgün evler. Burada evlerin mimari yapıları, sosyal yaşam tarzlarına özgü yapım şekilleri, figürleri, mekanların kullanış biçimleri, figürlerin anlamları ile Midyat has olan ceviz ağacından yapılan divan takımları ve özellikleri verilmiştir.
[/SIZE][/FONT]

[FONT=Tahoma,Verdana,Arial,Helvetica][SIZE=-1]
a_10.jpg
[/SIZE][/FONT]
[FONT=Tahoma,Verdana,Arial,Helvetica][SIZE=-1]Midyat evlerinde kullanılan malzeme taştır. Ancak kullanılan bu taş normal taştan farklıdır. Kalker taşı olarak adlandırılan açık renkli sarımsı yapıdadır. Bu taşların en büyük özelliği çok kolay kesilebilmesinden dolayı rahat bir şekilde işlenebilir özellikte olması zengin süslemelerin elde edilmesini sağlamıştır.

Kolay işlenen ve ocaktan çıkartılan bir süre sonra sertleşen (iklim şartlarına dayanıklık kazanan) bu kireçli oluşum Midyat yapılarının her devrinde aynı rahatlıkla kullanılmış ve halen kullanılmaktadır. Bu evlerde herhangi bir sıva malzemesi kullanılmaz. Belirli zaman dilimlerinde taşların temizlenmesi amacıyla, taş kırıntıları kum haline getirilerek ve bu kum ile duvarlar ovularak temizlenir. Duvarların örülme işleminde ise kireç ile karıştırılan bu kumdan harç elde edilir. Elde edilen bu harç ile duvar örülür. Midyat'ta ahşap malzemenin kullanılmamış olması ağacın yokluğundan değil, Midyatlıların taşçı geleneğine sıkı sıkıya bağlı olmasından kaynaklanmaktadır.Bu gelenek o kadar yerleşmiştir ki bugün bile beton yapılar yadırganmaktadır.
Hiçbir evin gölgesi birbirinin üzerine düşmemektedir.Güneş ışınlarının aksine düzenlenen daracık sokaklar iklim şartlarına göre yazın kavurucu sıcağında gölgede kalıp insanları sıcaktan korur. Bu evlerde kullanılan taşlar sıcak ve soğukta daha fazla sertleşir. Taşların özelliklerinden dolayı yazları serin kışları sıcak olur. Kat tavanının meydana getirilişinde çapraz tonozlar kullanılır. Tavanlar iki veya dört tonozlu şekilde olur. Evler genellikle iki katlıdır. Alt kat genellikle günümüzde kullanılmamakla beraber; ahır, at barınağı, kiler vb. amaçlarla kullanılmıştır.
Giriş kapısından alt katın avlusuna girilir. Alt kattan üst kata kesme taştan yapılan bir merdiven ile çıkılır.
Odalar avluya bakan revak eyvanın yanlarında sıralanmıştır. Yazları kesme taş döşeli eyvanda oturulur, geceleri yatılır. İklime bağlı olarak kapı ve pencereler küçük tutulmuştur.
Mimari dehanın doruk noktasına ulaşan, bir oya gibi geometrik şekiller ve bitki desenleri ile işlenmiş ve bu şekilde adeta taşın dili meydana getirilmiştir.
Bu durum ön yüzlerine oymalı taş sütunlar kemerli revaklarla devinimli bir görünüm kazandırılmıştır. Sanatkarca işlenmiş taş süslemelerin başlıca motifleri, burma, lale, üzüm salkımları ve karanfildir.
Midyat evleri kapı ve pencerelerinin etrafında oya gibi işlenen ve büyük bir ihtişam ile taşın dili ile insanların duyguları ortaya çıkarılmıştır. Yeri geldiğinde pekmezini yaptığı üzüm salkımlarını, yeri geldiğinde etrafını süsleyen karanfil ve laleleri ile şanı belli beyaz güvercini taşa işlemiştir.
Kapılar içerisinde dış kapı sade ve yalın bir şekilde genelde üst tarafı kemer şeklindedir.
Odaların giriş kapıları daha süslü iç içe zengin motifler taşır. Evlerin klasik şekli olan kemerli kapılardır. Kapının üst tarafında çerçeve motifleri ve kapı kenar motifleri arasında yuvarlak bir çerçeve içerisinde, lale, karanfil ve farklı motifleri içeren armalar bulunur yada bu armalar içerisinde Hz. Süleyman mührü bulunur.
Kapı ve pencereler taş figürleri arasında nerede ise kaybolmuştur. Ancak dış kapılar yapı üzerinde etki bırakmıştır. Çok ağır bir şekilde yapılmış olup metal aksamlar ile ahşap bir arada kullanılmışlardır. Kapılarda antik bir yapı vardır. Ahşap olarak gürgen ve meşe kullanılmıştır.
Midyat evlerindeki pencereler temel olarak iki şekilde yapılır.
Birincisinde dikdörtgen ve üstü üçgen şeklindeki alınlık içerisinde kemerli bir şekilde yapılmaktadır.
İkincisinde ise dikdörtgen pencereler üstlerinde kuşluk denilen küçük bir pencere ve çevresi çeşitli motifler ile süslü yumuşak hatlara sahip bir alınlık içerisinde oluşmaktadır.
13.jpg

Pencereler iklim şartlarından dolayı küçük tutulmuştur. Ancak alınlık ve süslemeler ile bir ağırlık kazandırılmıştır.
Midyat evlerindeki pencerelerin en büyük özelliği pencerenin geometrik şekli ile süslemeli alınlık arasında geometrik zıtlıktan oluşan bir uyum vardır.
Midyat evlerindeki dış cephe özelliklerinden bir taneside her cephede farklı pencereler ve süslemeler yer almaktadır.
Yumuşak hatlara sahip pencerelerde cephe keskin süslemeler ile süslenmiştir. Ayrıca tavan yüksekliğindenitibaren cephede hareketlilik oluşturan süslemeler yapılmaktadır.
Midyat'taki evlerin başka bir özelliği de, mimari yapılarda Hırist Süryani imzası vardır. Bunun en canlı örneği Mardin merkezdeki evlerin hepsi güneye bakacak şekilde inşa edilmiş olup güney (kıble) cephesinde mihrabı andıran bir niş olduğunu belirtmiştik.
Ancak Midyat evleri güneyin dışında başka yönlere de bakmaktadır. Evlerdeki mihrap şekli Hıristiyanların kıblesi doğu cephesinde bulunmaktadır.
Midyat evlerinde ayrıca küçükte olsa taş konsollar ile bir balkon oluşturulmuştur.
[/SIZE][/FONT]
3.jpg

1.jpg

4.jpg

5.jpg

6.jpg

7.jpg

8.jpg

9.jpg

11.jpg

12.jpg


[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]Manastır - Kiliseler[/FONT]
[FONT=Tahoma,Verdana,Arial,Helvetica][SIZE=-1]MOR GABRİEL MANASTIRI (DEYRULUMUR)[/SIZE][/FONT]

[FONT=Tahoma,Verdana,Arial,Helvetica][SIZE=-1]
48.jpg
[/SIZE][/FONT]

[FONT=Tahoma,Verdana,Arial,Helvetica][SIZE=-1]Midyat'ın 23 km. uzaklığındadır. Midyat-İdil doğrultusunda, Yayvantepe köyüne varmadan önce, soldan ayrılan 2,5 km. bir yol ile bu manastıra ulaşım sağlanmaktadır. [/SIZE][/FONT]
[FONT=Tahoma,Verdana,Arial,Helvetica][SIZE=-1]Yöredeki en eski ve en antik [/SIZE][/FONT]
[FONT=Tahoma,Verdana,Arial,Helvetica][SIZE=-1]manastır olması nedeniyle yıllardan süzülmüş otantik, tarihsel özelliğini gözler önüne sermektedir. Bu nedenle bu manastırı ziyaret eden kişi, 1600 yılın derinliğinden yansıyan engin bir tarihle karşı karşıya kalır ki, Doğu'nun bu sesiz incisinde soyut anlamdaki insanlık erdemlerini çok daha doğru bir şekilde kavramış olur, aynı zamanda gördüğü görkemin karşısında da şaşkılığını gizleyemez olur. Çünkü bu başyapıt, üstün yapılı manastırın temelleri ilk olarak MS. 397 yılında Roma İmparatorları Arkadius ve Anurius döneminde, Mor Samuel ve Mor Şemun adında iki Süryanİirahip tarafındanatılmıştır [/SIZE][/FONT]
[FONT=Tahoma,Verdana,Arial,Helvetica][SIZE=-1].
52.jpg
[/SIZE][/FONT]​
[FONT=Tahoma,Verdana,Arial,Helvetica][SIZE=-1]
[/SIZE][/FONT]
[FONT=Tahoma,Verdana,Arial,Helvetica][SIZE=-1]

[/SIZE][/FONT]
[FONT=Tahoma,Verdana,Arial,Helvetica][SIZE=-1]Söz konusu manastır, Midyat platosundaki manastır yaşamını gerçek başlatıcısı olduğu için, daha ilk dönemlerinde yüzlerce rahibi barındıracak bir niteliğe bürünmüştür. Bu manastırın temelleri her ne kadar 397 yılında atılmışsa da tarihin akışı içinde ve özellikle İmparator Küçük Todosius ve Anastas döneminde bu manastırda ilginç fresk ve figürlerle bezenmişti. Mihrab bölümünün tabanında beyaz, siyah, kırmızı ve mavi renklerinden oluşan mozaik ve tavandaki büyüleyici yaldızlı mozaikde o tarihten kalmadır. Büyük kilisenin bitiminden sonra, o tarihlerde manastır rahiplerince manastırın dışında yapılmış derin ve büyük sarnıç hala kullanılmaktadır.
47.jpg
[/SIZE][/FONT]

[FONT=Tahoma,Verdana,Arial,Helvetica][SIZE=-1]Ayrıca manastırın içinde bulunupta 6. yüzyıldan kalma Azizler evi, Meryem Ana Kilisesi ve Teodora Kubbesi yapıları mevcuttur. Bu yapıların en gözdesi Teodora Kubbesidir. Bu kubbe, İmparator Arkadius'un kızı Teodora'nın maddi yardımıyla ovalımsı bir şekilde pişmiş tuğlalardan yapılmış sekiz kavisli ilginç bir kubbedir. Eskiden yemekhane olarak kullanılmaktaydı. Bunun hemen batısında ise kuzeyden güneye doğru boydan boya uzanan eski mutfak bölümü bulunmaktadır. Bunlara koşut olarak bu manastır, tarihsel süreç içinde bir çok çapul ve yağmalara sahne olmuş, ağır darbelerle tahrip edilmiştir. Bu nedenle o dönemin başkenti -Roma- İstanbul'un maddi desteğiyle vücuda gelen o güzelim süsler yok olmuştur. Özellikle Perslerin ve Aksak Timur'un 1394 yılındaki darbeleri çok etkili olmuştur. Böylelikle bu şaheser manastır, kilise içindeki mihrab bölümünün taban-tavan mozaiği dışında özgünlüğünden ve bezeli özelliğinden yoksun olarak günümüze kadar gelebilmiştir. [/SIZE][/FONT]





[FONT=Tahoma,Verdana,Arial,Helvetica]Anıtlı(HAH) Köyünde Bulunan Meryemana Kilisesi:[/FONT]
[FONT=Tahoma,Verdana,Arial,Helvetica][SIZE=-1]
kil5.jpg
[/SIZE][/FONT]



[FONT=Tahoma,Verdana,Arial,Helvetica][SIZE=-1]Anıtlı Köyünün güneyinde yer alan bu kilise günümüzde eşine az rastlanan kiliselerden biridir. Bu Kilse Süryani dilinde "yoldath aloha" ismini taşımasına rağmen çoğu kez Arapça "El Hadra"(bakire) olarak anılır. Kilise kare planı ve merkezi kubbesiyle ancak Mardin yakınlarındaki Deyrulzafaran Manastırının büyük kilisesiyle karşılaştırılabilir. Her iki kilisede büyük olasılıkla 6.y.y. dan kalmadır.Kubbenin dıştan üst yapısı ve çan kulesi 20.y.y. eklemeleridir.Oturma yerleri bulunan bir opsisle ,karşılıklı okuyan iki koroyu barındıracak genişlikte,ama cemaate kapalı bir nef,yöre kiliselerinde hiç rastlanmayan diğer özelliklerdir. Öyle görülüyor ki kilise bir zamanlar metropolitlik merkezliğini üstlenen HAH'ta metropolitin manastır erkanına ayrılmıştır. Midyat'taki diğer manastır kiliseleri gibi buda çapraz neflidir. Naos'a hakim dört süslü kemer,kubbenin üzerinde yükseldiği sekizgen kasnağı taşır: Bir kemer sola eklenmiş narteksten kiliseye açılan girişi çevreler; kuzey ve güneyde bulunan diğer ikisi,çift rahip korosu için planlanmıştır;dördüncüsü ise sunak alanını çevirir.Sunak alanını her iki tarafında yan hücreler bulunur. Kemerlerin üzerinde yükseldiği başlıklar,olağan biçimde akantus yaprakları ve girlandlarla bezelidir. Başlıkları ve zarif süslemeleriyle kilise mimari açıdan Turabdin'in incisidir.
kil8.jpg
[/SIZE][/FONT]
[FONT=Tahoma,Verdana,Arial,Helvetica][SIZE=-1]Hah Meryemana Kilisesi'nin kuruluşu ile ilgili diğer bir Söylenceye göre ise;kilisenin kuruluşu Hz. İsa'nın doğumuna (1.y.y.) dayanmaktadır.Yahudiye ülkesinde,bir kralın doğumunu muştuladığına inandıkları parlak yıldızın izini süren on iki kral,doğudan yola çıkarlar. Hah Kralı Hanna'ya vardıklarında içlerinden üçünü Kudüs'e yollarlar. Üç Kral yeni doğan çocuğu bulup ona hediyeler sunarlar. Kendilerine anı olarak verilen Çocuğun bezini Hah'a getirdiklerinde içleri onu parçalamaya el vermez. Yakıp külünü aralarında paylaşmak istediklerinde,aleve atılan bez on iki altın madalyaya dönüşür. Bu mucizeye tanık olduklarında Tanrı Anası adına sonsuza kadar ayakta kalacak bir anıt kurmaya karar veriler.[/SIZE][/FONT]

[FONT=Tahoma,Verdana,Arial,Helvetica][SIZE=+1]Hah Harabeleri:[/SIZE][/FONT][FONT=Tahoma,Verdana,Arial,Helvetica][SIZE=-1]
a_36.jpg


Anıtlı (Hah) Köyü ile Karagöl (Derkube) arasında yer alan harabelerle ilgili elde yazılı bir kaynak olmamakla birlikte büyük bir medeniyetin izlerini taşımaktadır. Özellikle harabenin orta yerinde,özenle yontulmuş taşlarıyla göze çarpan Sarhavdana ,büyük olasılıkla bir meryemana kilisesidir. Kilisenin orta nefinden sunak kısmına geçişi taçlandıran,çift sıra akantus desenli başlıkların taşıdığı taş keme,hala yerli yerindedir. At nalı biçimindeki kemer,gök kuşağının değişik renklerini anımsatan zarif desenli silmeleriyle 8.y.y.taşçı ustalarının maharetlerini sergiler gibidir.[/SIZE][/FONT]

[FONT=Tahoma,Verdana,Arial,Helvetica][SIZE=+1]
a_51.jpg
[/SIZE][/FONT]



[FONT=Tahoma,Verdana,Arial,Helvetica][SIZE=+1]Mor Serkis ve Bakos Manastırı:[/SIZE][/FONT]
[FONT=Tahoma,Verdana,Arial,Helvetica][SIZE=+1]

[/SIZE][/FONT][FONT=Tahoma,Verdana,Arial,Helvetica][SIZE=-1]Anıtlı'nın (HAH) kuzeyinde Çok sevilip sayılan asker azizler Mor Serkis ve Bakos'un anısına inşa edilmiştir.En eski yapıöğeleri 789 yıllarına kadar uzanmaktadır. Kilise,değerli süslemeleriyle göze çarpmaktadır.[/SIZE][/FONT]
[FONT=Tahoma,Verdana,Arial,Helvetica][SIZE=+1]Mor Eliyo Kilisesi:[/SIZE][/FONT][FONT=Tahoma,Verdana,Arial,Helvetica][SIZE=+1]

[/SIZE][/FONT][FONT=Tahoma,Verdana,Arial,Helvetica][SIZE=-1]Anıtlı Köyünün 2km.kuzey doğusunda yer alan Alagöz Köyünde bulunur. İki nefiyle kilise,büyük bir olasılıkla güney cephesindeki genişletilmiş narteksiyle bir bazalikanın yada(daha az bir olasılıkla )çapraz nefli bir manastır kilisesinin değişikliğe uğramış halini yansıtmaktadır. Yapılış tarihi ile ilgili elde mevcut bir bilgi,belge yoktur.[/SIZE][/FONT]



[FONT=Tahoma,Verdana,Arial,Helvetica][SIZE=+1]Mor Afrem Kilisesi:[/SIZE][/FONT]
[FONT=Tahoma,Verdana,Arial,Helvetica][SIZE=-1]
53.jpg
[/SIZE][/FONT]


[FONT=Tahoma,Verdana,Arial,Helvetica][SIZE=-1]Midyat'ın Bardakçı (Bote) Köyünde bulunan Mor Afrem Kilisesi köyün odak noktasında bir kaleyi andırmaktadır.Köy tarihi süreç içinde pek çok saldırıya maruz olmuştur. Bu saldırılarda köy halkı çoğu jkez ya kiliseye sığınmış yada kendilerini buradan savunmuştur.Kilise alışıla gelmişin dışında ve büyük olasılıkla çeşitli tadilatlardan kaynaklanan bir planı yansıtır: Ortada naos,naosun kuzeyine ve güneyine yerleştirilmiş birer mihraplı iki yan nef ve önde narteks.[/SIZE][/FONT]




[FONT=Tahoma,Verdana,Arial,Helvetica][SIZE=+1]Mor Kuryakos Kilisesi:[/SIZE][/FONT] [FONT=Tahoma,Verdana,Arial,Helvetica][SIZE=+1]
[/SIZE][/FONT]
[FONT=Tahoma,Verdana,Arial,Helvetica][SIZE=-1]
49.jpg
[/SIZE][/FONT]



[FONT=Tahoma,Verdana,Arial,Helvetica][SIZE=-1]Midyat'ın Yemişli (Anhel) Köyünde yer alan kilise temel planı bakımından Turabdin'deki çoğu köy kilisesiyle benzeşmesinin yanında bünyesinde bazı değerli eserler barındırır. Kilisenin narteksi önüne,doğuda küçük bir beth slutho'yla son bulan,revaklı bir geçit eklidir. Sıcak yaz günleri rahatça dua edebilmek için düşünülmüş bu yapının ön cephesi başlıklı payeler üzerine bindirilmiş at nalı biçimi bir kemer vurgular. Orta Çağ'dan kalma bir azizname Kiliseyi 734 yılında vefat eden zeytin ağaçlarının banisi (zeytinci) Mor Şemun'a atfetmektedir.Mor Kuryakos Kilisesi'nde büyük olasılıkla 18.y.y.'dan kalma boyalı ahşap oyma sunakların nadide örneklerinden biri yer almaktadır. Ahşap sunakların daha sonra yaygınlaşan taş sunaklara örnek oluşturduğu sanılır. Yemişli(Anhel) de Mor Kuryakos ve Mor Eşayo Kiliseleri yanısıra Meryemana,Aziz Petrus ve Pavlus, Eliyo,Şmuni,Gevergis ve Zeytinci Şemun'a adanmış altı şapel daha bulunur[/SIZE][/FONT][FONT=Times New Roman,Times,Times NewRoman][SIZE=-1].[/SIZE][/FONT]
[FONT=Tahoma,Verdana,Arial,Helvetica][SIZE=+1]
50.jpg
[/SIZE][/FONT]

[FONT=Tahoma,Verdana,Arial,Helvetica][SIZE=+1]Mor[/SIZE][/FONT][FONT=Tahoma,Verdana,Arial,Helvetica][SIZE=+1]Estafanos Kilisesi:[/SIZE][/FONT][FONT=Tahoma,Verdana,Arial,Helvetica][SIZE=+1]
[/SIZE][/FONT][FONT=Tahoma,Verdana,Arial,Helvetica][SIZE=-1]Midyat'ın Güngören (Keferbe ) Köyünde yer almaktadır. Kilisenin güneyinde,doğusu mihrap tarafından kapatılan,yazlık kilise niteliğindeki iç avlu uzanır. Ana kilisenin kuzeyine yüksek tonozlarla ona bağlanan ve vaftizhane olarak kullanılan Vaftizci Mor Yuhanon Kilisesi yerleşmiştir. Kilisenin naosa açılan kapının solundaki yazıtta 778/79 tarihleri okunmaktadır. Mor Stefanos Kilisesinin içi klasik anlamda zariftir. Oldukça dar yan nefin yan duvarları, yüksek kemerlerle bölünmüştür. [/SIZE][/FONT]
[FONT=Tahoma,Verdana,Arial,Helvetica][SIZE=-1].
23.jpg
[/SIZE][/FONT]
[FONT=Tahoma,Verdana,Arial,Helvetica][SIZE=-1]Doğu batı yönünde yerleştirilmiş uzun orta nefiyle Turabdin bölgesindeki en güzel köy kiliselerinden biridir.[/SIZE][/FONT]
[FONT=Tahoma,Verdana,Arial,Helvetica][SIZE=-1]
54.jpg
[/SIZE][/FONT]



[FONT=Tahoma,Verdana,Arial,Helvetica][SIZE=-1]Mihrap içinde,kilisenin mekan bütünlüğüne yaraşan uslupta basit bir sunak yer alır.[/SIZE][/FONT]​
[/SIZE][/FONT][/FONT]
 
Geri
Üst