Dili Öğrenme
DİL ÖĞRENME
Diğer insanlarla iletişim kurma ihtiyacı , insanın en temel ihtiyaçlarından biridir. Her anne-baba iletişimin çocuğu için ne kadar önemli olduğunu bilir. Özürlü çocuk için, ihtiyaçlarını ve isteklerini dile getirme becerisi kazanması yardım gerektirir ve birçok kapı açar. Bu beceri çocuğa, çevresini kontrol etme ve bu çevreden “öğrenmek” fırsatını verir.
Öneminin bilinmesine rağmen, eğitimcilerin iletişim becerilerini öğrenme yolları bulmaları diğer beceri alanlarına kıyasla daha yavaş oldu. Sebebi açık; çocuğun elinden tutarak ona kaşık tutmayı veya yuvarlak çizmeyi öğretebilirsiniz, fakat ona konuşması için fiziksel olarak yardım edemezsiniz. Bazı yapılandırılmış davranış teknikleri, çocuklara ders saatleri süresince kelime söyletebilmiş, fakat çocuklara günlük yaşantılarında etkin olarak iletişim kurmayı öğretememiştir.
Son yıllarda çocuğun iletişime olan ihtiyacı için çevresindeki insan ve eşyalarla ilişkisini hesaba katan teknikler geliştirildi. Bugün biliyoruz ki, dil öğrenimi hayatın ilk haftalarından başlayarak günlük hayatın bir parçası olmalı. İletişimin ne olduğu konusunda bilinçli, çocuğun önündeki basamaklar için hazır olan anne ve babaların çocuğun dil kazanımında çok fazla önemi olduğunu biliyoruz. Eğitimciler bu anlayışa, bebekleriyle iletişim halinde olan anne babaları gözleyerek geldiler.
DİL ÖĞRENME VE ÖĞRETME NEYİ KAPSAR ?
Dil (veya iletişim) sadece konuşmaktan daha çok şey kapsar. Konuşamayan ama çok etkin bir iletişim sağlayan birçok insan vardır (Örneğin işaret diliyle). Aynı zamanda konuşabilen ama iletişim kuramayan insanlar da vardır.
Konuşmayla birlikte dil;
Bu beceriler, konuşmak için daha zamanı olan bebekler için de geçerlidir. Dil geliştikçe çocuklar şunları kazanırlar :
Belki bütün bunlar biraz karmaşık gözüküyor. Aslında karmaşık da...Çocuklar çoğu dilin karmaşıklığını çözebiliyorlar; ama bu otomatik olarak halledilmiyor. Önemli olan “planlamaktır”. Amaçların seçimi ve hangi tekniklerin kullanılacağını planlamak vaktinizin çoğunu alacaktır.
ÇOCUKTAN CEVAP BEKLEYİN
Çocuk, yüzünüze bakmayı öğrenen bir bebek de olsa, cümle kuran okul öncesi bir çocuk da olsa, tavırlarınızla, her zaman onun cevap vereceğini umduğunuzu gösterin, ona zaman tanıyın. Eğer dikkati başka yerlerde değilse, cevap vermesini “bekleyin”.
Ona iletişimi başlatma fırsatı ve zamanı da verin. Eğer her zaman siz konuşuyor, insiyatifi her zaman siz alıyorsanız, çocuk iletişim sürecindeki rolünü keşfetme fırsatı bulamayacaktır.
Çocukla konuşmak çok önemlidir; fakat çocuk bakıp dinliyorsa bile iki yönlü bir iletişime katılırcasına konuşun. Cevapları sezmek anlamak için susun, bekleyin. Ona zaman tanıyın, size katılacağını umun; katılacaktır.
Diğer insanlarla iletişim kurma ihtiyacı , insanın en temel ihtiyaçlarından biridir. Her anne-baba iletişimin çocuğu için ne kadar önemli olduğunu bilir. Özürlü çocuk için, ihtiyaçlarını ve isteklerini dile getirme becerisi kazanması yardım gerektirir ve birçok kapı açar. Bu beceri çocuğa, çevresini kontrol etme ve bu çevreden “öğrenmek” fırsatını verir.
Öneminin bilinmesine rağmen, eğitimcilerin iletişim becerilerini öğrenme yolları bulmaları diğer beceri alanlarına kıyasla daha yavaş oldu. Sebebi açık; çocuğun elinden tutarak ona kaşık tutmayı veya yuvarlak çizmeyi öğretebilirsiniz, fakat ona konuşması için fiziksel olarak yardım edemezsiniz. Bazı yapılandırılmış davranış teknikleri, çocuklara ders saatleri süresince kelime söyletebilmiş, fakat çocuklara günlük yaşantılarında etkin olarak iletişim kurmayı öğretememiştir.
Son yıllarda çocuğun iletişime olan ihtiyacı için çevresindeki insan ve eşyalarla ilişkisini hesaba katan teknikler geliştirildi. Bugün biliyoruz ki, dil öğrenimi hayatın ilk haftalarından başlayarak günlük hayatın bir parçası olmalı. İletişimin ne olduğu konusunda bilinçli, çocuğun önündeki basamaklar için hazır olan anne ve babaların çocuğun dil kazanımında çok fazla önemi olduğunu biliyoruz. Eğitimciler bu anlayışa, bebekleriyle iletişim halinde olan anne babaları gözleyerek geldiler.
DİL ÖĞRENME VE ÖĞRETME NEYİ KAPSAR ?
Dil (veya iletişim) sadece konuşmaktan daha çok şey kapsar. Konuşamayan ama çok etkin bir iletişim sağlayan birçok insan vardır (Örneğin işaret diliyle). Aynı zamanda konuşabilen ama iletişim kuramayan insanlar da vardır.
Konuşmayla birlikte dil;
- Dinleme ve anlama.
- Diğer kişilerin dillerine cevap verme.
- İletişim içinde “sıra” ile konuşmayı da içerir.
Bu beceriler, konuşmak için daha zamanı olan bebekler için de geçerlidir. Dil geliştikçe çocuklar şunları kazanırlar :
- Türlü ihtiyaçların karşılanması (sosyal, duygusal ve maddi).
- Başta işaretler sonra sözcükler ve daha sonra sözcüklerin birleşmesiyle, değişik anlamlar ifade etme yeteneği.
- Dil bilgisi formlarını kullanmak yoluyla, daha detaylı anlamlar ifade etme becerisi, düzgün sözcük sırası (çoğullar, zamanlar gibi).
- Türlü sesler çıkarma becerisi.
- Bir konuşmayı başlatabilme ve izleyebilme becerisi.
Belki bütün bunlar biraz karmaşık gözüküyor. Aslında karmaşık da...Çocuklar çoğu dilin karmaşıklığını çözebiliyorlar; ama bu otomatik olarak halledilmiyor. Önemli olan “planlamaktır”. Amaçların seçimi ve hangi tekniklerin kullanılacağını planlamak vaktinizin çoğunu alacaktır.
ÇOCUKTAN CEVAP BEKLEYİN
Çocuk, yüzünüze bakmayı öğrenen bir bebek de olsa, cümle kuran okul öncesi bir çocuk da olsa, tavırlarınızla, her zaman onun cevap vereceğini umduğunuzu gösterin, ona zaman tanıyın. Eğer dikkati başka yerlerde değilse, cevap vermesini “bekleyin”.
Ona iletişimi başlatma fırsatı ve zamanı da verin. Eğer her zaman siz konuşuyor, insiyatifi her zaman siz alıyorsanız, çocuk iletişim sürecindeki rolünü keşfetme fırsatı bulamayacaktır.
Çocukla konuşmak çok önemlidir; fakat çocuk bakıp dinliyorsa bile iki yönlü bir iletişime katılırcasına konuşun. Cevapları sezmek anlamak için susun, bekleyin. Ona zaman tanıyın, size katılacağını umun; katılacaktır.