İ
İslami Yazar
Forum Okuru
Dua etmenin usül ve adabı.
Dua, kulun Cenabı Hakk’a ubudiyetini arz etmesi ve ondan Dünya ve ahiret de ilgili dilekte bulunmasıdır
Dua, kişinin Allah’a kul olduğunu idrak etmesi ve bu inancını ilahi huzurda itirafta bulunmasıdır.
Yüce Rabbimize dua etmemek tefrit bataklığında bocalamak ve kendini Allah’ın yardımından müstağni saymak olur.
Bu sebeple kim Allah’tan istekte bulunmazsa Allah ona kadar eder. Duada ifrat hareketleri ise bağırıp çağırmak, edebi uslüp ile dua edeceğim diye Hakk’a yakarmanın edeplerini ihmal etmektir. Yüce Peygamberimiz Yakında duada haddi aşan bir topluluk türeyecek, Onlar gibi olmayın Hadisi Şerif’i ile bizleri uyarmaktadır.
Hak Teala Hazretlerine yapılan dua, dini ölçülere uygun olarak yapılırsa inşallah kabul olunur. Allah Rasülünün hadisleriyle açıklanan ölçüleri başlıca dört esasta toplayabiliriz.
Şöyleki 1.Duada ellerin açılış ölçüsü, 2.Duada dilin yakarış ölçüsü, 3.Duada kalbin Hakk’a yöneliş ölçüsü, 4.Duanın son bulmasında uygulanan sünnet ölçüsü.
Şimdi bunların sırasına göre açıklamaya çalışalım. Dua sırasında ellerin uçları omuz hizasına kadar kaldırılacaktır. Bu usül, Rasülü Ekrem Efendimizin dua ediş şeklidir. Zira Duada ellerini kaldırdığı zaman ellerinin içini yüzüne doğru çevirirdi rivayeti bunu göstermektedir. Efendimizin biz ümmetlerine bu hususta tavsiyesi Allah’tan bir şey istediğiniz de avuçlarınızın içleri ile isteyiniz Hadisi Şerif’leri bunu açık seçik olarak göstermektedir.
Duaya Sübhane Rabbiyel aliyyil a’lel vehhab diyerek başlamalı, Allah’a hamdolsun edip Rasülullah efendimize salatü selam okumalıdır. Zira hamd, duanın başı, salavatı Şerif’ler ise kanadıdır.
Alemlerin Rabbine yakarışta İhlas ve samimiyet göstermeliyiz. Çünkü ihlas duanın canı mesabesindedir. İhlastan mahrum kalan dua, ruhsuz ceset gibidir. Peygamber efendimiz Kabul olunacağına yakınen inanmış bir halde dua edin. Gafil kalpten kopup gelen hiçbir duayı Allahın kabul etmeyeceğini iyi bilin Hadisi şerifiyle Duada ihlasın önemini beyan buyurmuşlardır.
Bir de dua sırasında Allahü Teala’ya güvensizlik manasını sergileyen bir söz sarf etmemeli ve isteğimizin hemen kabul edilmesine ve karşılığının bu dünyada verilmesine dair bir arzuya kapılmamalıdır. Dua ettim de kabul olunmadı diyerek güven hissini sarsmadıkça, isteğinin hemen verilmesi hevesine kapılıp sabırsızlık yapmadıkça duamızın kabul olunacağı Rasülullahın dili ile müjdelenmiş bulunmaktadır.
Bir mümin kendi yaptığı duaya da Amin demelidir.
Şayet bir dua amin lafzı ile son bulursa o kimse cennete gitmeye hak kazanır ifadeleri büyük alimlerin kitaplarında geçmektedir.
Bir de dua son bulunca ellerimizle yüzümüzü mesh etmeliyiz. Yani ellerimizi yüzümüze sürmeliyiz. Çünkü Cenab-ı Hakka açılan ellere Feyzi ve bereket indirilir.
Dua, kişinin Allah’a kul olduğunu idrak etmesi ve bu inancını ilahi huzurda itirafta bulunmasıdır.
Yüce Rabbimize dua etmemek tefrit bataklığında bocalamak ve kendini Allah’ın yardımından müstağni saymak olur.
Bu sebeple kim Allah’tan istekte bulunmazsa Allah ona kadar eder. Duada ifrat hareketleri ise bağırıp çağırmak, edebi uslüp ile dua edeceğim diye Hakk’a yakarmanın edeplerini ihmal etmektir. Yüce Peygamberimiz Yakında duada haddi aşan bir topluluk türeyecek, Onlar gibi olmayın Hadisi Şerif’i ile bizleri uyarmaktadır.
Hak Teala Hazretlerine yapılan dua, dini ölçülere uygun olarak yapılırsa inşallah kabul olunur. Allah Rasülünün hadisleriyle açıklanan ölçüleri başlıca dört esasta toplayabiliriz.
Şöyleki 1.Duada ellerin açılış ölçüsü, 2.Duada dilin yakarış ölçüsü, 3.Duada kalbin Hakk’a yöneliş ölçüsü, 4.Duanın son bulmasında uygulanan sünnet ölçüsü.
Şimdi bunların sırasına göre açıklamaya çalışalım. Dua sırasında ellerin uçları omuz hizasına kadar kaldırılacaktır. Bu usül, Rasülü Ekrem Efendimizin dua ediş şeklidir. Zira Duada ellerini kaldırdığı zaman ellerinin içini yüzüne doğru çevirirdi rivayeti bunu göstermektedir. Efendimizin biz ümmetlerine bu hususta tavsiyesi Allah’tan bir şey istediğiniz de avuçlarınızın içleri ile isteyiniz Hadisi Şerif’leri bunu açık seçik olarak göstermektedir.
Duaya Sübhane Rabbiyel aliyyil a’lel vehhab diyerek başlamalı, Allah’a hamdolsun edip Rasülullah efendimize salatü selam okumalıdır. Zira hamd, duanın başı, salavatı Şerif’ler ise kanadıdır.
Alemlerin Rabbine yakarışta İhlas ve samimiyet göstermeliyiz. Çünkü ihlas duanın canı mesabesindedir. İhlastan mahrum kalan dua, ruhsuz ceset gibidir. Peygamber efendimiz Kabul olunacağına yakınen inanmış bir halde dua edin. Gafil kalpten kopup gelen hiçbir duayı Allahın kabul etmeyeceğini iyi bilin Hadisi şerifiyle Duada ihlasın önemini beyan buyurmuşlardır.
Bir de dua sırasında Allahü Teala’ya güvensizlik manasını sergileyen bir söz sarf etmemeli ve isteğimizin hemen kabul edilmesine ve karşılığının bu dünyada verilmesine dair bir arzuya kapılmamalıdır. Dua ettim de kabul olunmadı diyerek güven hissini sarsmadıkça, isteğinin hemen verilmesi hevesine kapılıp sabırsızlık yapmadıkça duamızın kabul olunacağı Rasülullahın dili ile müjdelenmiş bulunmaktadır.
Bir mümin kendi yaptığı duaya da Amin demelidir.
Şayet bir dua amin lafzı ile son bulursa o kimse cennete gitmeye hak kazanır ifadeleri büyük alimlerin kitaplarında geçmektedir.
Bir de dua son bulunca ellerimizle yüzümüzü mesh etmeliyiz. Yani ellerimizi yüzümüze sürmeliyiz. Çünkü Cenab-ı Hakka açılan ellere Feyzi ve bereket indirilir.