Engellilerin Beklentileri
Engellilerin Beklentileri Engellilerin beklentileri
Engelliler yeni hükümetten ortak beklentileri, engellilere yönelik ayrımcılığın ortadan kaldırılması...
Engellilerle ilgili kuruluşların yeni hükümetten ortak beklentileri, engellilere yönelik ayrımcılığın ortadan kaldırılması...
Türkiye Sakatlar Konfederasyonu Başkanı Zülfikar Akar, toplumda engellilerin en temel sorunlarının başında ayrımcılık geldiğini belirterek, hiçbir engellinin toplumdan ayrı görülmek istemediğini, aksine toplumla bütünleşmek istediklerini belirtirken, Toplumsal Duyarlılık ve Engelliler Entegrasyon Gönüllüleri (TODEG) Derneği Başkanı Mustafa Ateş de engellilerin kör, topal gibi hiçbir etiketi sırtında taşımak istemediklerini söyledi.
Akar, Türkiye de engellilik alanında hala en önemli eksiğin toplumsal bilincin istenilen düzeye gelmemesi olduğunu belirtti.''Bakıma muhtaç engellilerle ilgili düzenlemelerin süratle tamamlanması gerektiğini belirten Akar, yeni dönemde ele alınması gereken bir başka konunun da ''bakım sigortası'' olduğunu söyledi. Türkiye'de bakım sigortasının yaygınlaştırılması gerektiğini belirten Akar, böylece bakıma muhtaç özürlülerin hayatı boyunca ihtiyaç duyacağı bakım
desteğinin güvence altına alınmış olacağını kaydetti.
Engellilikle ilgili anne ve baba adayının gebelik öncesinden itibaren titizlikle incelenmesi gerektiğini dile getiren Akar, doğum sonrasında çocuğun hızlı ve yeterli bir sağlık kontrolünden geçirilmesinin, 'olası engelliliklerin erken tespit edilmesi' ve 'gerekli tedbirlerin zamanında alınabilmesi' açısından önem taşıdığını ifade etti.
Milli Eğitim Bakanlığının resmi rakamlarına göre, Türkiye'de eğitim çağında 1 milyon 100 bin engelli olduğunu belirten Ateş, bunların sadece 132 bin 750'sinin eğitim alabildiğini söyledi. Ateş, devletin 0-6 yaş arası engelli çocuklar için hiçbir stratejisinin olmadığını iddia etti.
Özürlüler idaresi Başkanlığında değişiklikler yapılması gerektiğini belirten Ateş, Özürlüler İdaresi Başkanlığının isminin, engelli bireyin yasada, yönetmelikte ve toplumdaki değişmeyle belirlenmiş haklardan yararlanmalarını engellediğini iddia etti.
Engellilerden sorumlu olan kamu kuruluşları arasında koordinasyon olmadığını da savunan Ateş, ''Engelliler konusunda Sağlık Bakanlığının sağlık işlemleri ile Milli Eğitim Bakanlığının eğitim hizmetleri arasında bir koordinasyon yok. Milli Eğitim Bakanlığı, eğitim hizmetlerini koordine ederken sivil toplum örgütleri ve özel sektörle de uygun bir bağlantı kurmuyor. Bu konudaki koordinasyonu yapmakla görevli birinci kamu kuruluşu Özürlüler İdaresi Başkanlığı ama o da hizmet üretmeye çalışıyor. Aslında onun hizmet değil koordinasyon ve yönetim yapması lazım'' dedi.
Engellilere sunulan hizmetlerde çeşitlilik olmadığını da ifade eden Ateş, down sendromlu bir çocuk için verilen eğitim hizmeti ile otistik bir çocuk için verilen eğitim hizmetinin aynı olduğunu söyledi.
(Gazete Manşetidir)
09 Ağustos 2007 Perşembe 22:51
Engellilerle ilgili kuruluşların yeni hükümetten ortak beklentileri, engellilere yönelik ayrımcılığın ortadan kaldırılması...
Türkiye Sakatlar Konfederasyonu Başkanı Zülfikar Akar, toplumda engellilerin en temel sorunlarının başında ayrımcılık geldiğini belirterek, hiçbir engellinin toplumdan ayrı görülmek istemediğini, aksine toplumla bütünleşmek istediklerini belirtirken, Toplumsal Duyarlılık ve Engelliler Entegrasyon Gönüllüleri (TODEG) Derneği Başkanı Mustafa Ateş de engellilerin kör, topal gibi hiçbir etiketi sırtında taşımak istemediklerini söyledi.
Akar, Türkiye de engellilik alanında hala en önemli eksiğin toplumsal bilincin istenilen düzeye gelmemesi olduğunu belirtti.''Bakıma muhtaç engellilerle ilgili düzenlemelerin süratle tamamlanması gerektiğini belirten Akar, yeni dönemde ele alınması gereken bir başka konunun da ''bakım sigortası'' olduğunu söyledi. Türkiye'de bakım sigortasının yaygınlaştırılması gerektiğini belirten Akar, böylece bakıma muhtaç özürlülerin hayatı boyunca ihtiyaç duyacağı bakım
desteğinin güvence altına alınmış olacağını kaydetti.
Engellilikle ilgili anne ve baba adayının gebelik öncesinden itibaren titizlikle incelenmesi gerektiğini dile getiren Akar, doğum sonrasında çocuğun hızlı ve yeterli bir sağlık kontrolünden geçirilmesinin, 'olası engelliliklerin erken tespit edilmesi' ve 'gerekli tedbirlerin zamanında alınabilmesi' açısından önem taşıdığını ifade etti.
Milli Eğitim Bakanlığının resmi rakamlarına göre, Türkiye'de eğitim çağında 1 milyon 100 bin engelli olduğunu belirten Ateş, bunların sadece 132 bin 750'sinin eğitim alabildiğini söyledi. Ateş, devletin 0-6 yaş arası engelli çocuklar için hiçbir stratejisinin olmadığını iddia etti.
Özürlüler idaresi Başkanlığında değişiklikler yapılması gerektiğini belirten Ateş, Özürlüler İdaresi Başkanlığının isminin, engelli bireyin yasada, yönetmelikte ve toplumdaki değişmeyle belirlenmiş haklardan yararlanmalarını engellediğini iddia etti.
Engellilerden sorumlu olan kamu kuruluşları arasında koordinasyon olmadığını da savunan Ateş, ''Engelliler konusunda Sağlık Bakanlığının sağlık işlemleri ile Milli Eğitim Bakanlığının eğitim hizmetleri arasında bir koordinasyon yok. Milli Eğitim Bakanlığı, eğitim hizmetlerini koordine ederken sivil toplum örgütleri ve özel sektörle de uygun bir bağlantı kurmuyor. Bu konudaki koordinasyonu yapmakla görevli birinci kamu kuruluşu Özürlüler İdaresi Başkanlığı ama o da hizmet üretmeye çalışıyor. Aslında onun hizmet değil koordinasyon ve yönetim yapması lazım'' dedi.
Engellilere sunulan hizmetlerde çeşitlilik olmadığını da ifade eden Ateş, down sendromlu bir çocuk için verilen eğitim hizmeti ile otistik bir çocuk için verilen eğitim hizmetinin aynı olduğunu söyledi.
(Gazete Manşetidir)
