Gebelikte Grip olan kadınlar ne yapmalı

M

Misafir

Forum Okuru
Gebelikte Grip olan kadınlar ne yapmalı
hamilelikte öksürük zararlımı hamilelikte öksürük tedavisi için ne yapılmalı gebelikte gebelikte hapşırmak tehlikelimi
Sonbaharın gelmesi yanlızca sıcak yaz günlerinin ve tatilin sona erdiğini göstermekle kalmaz. Sonbahar değişken hava sıcaklıkları ile birlikte aynı zamanda kış hastalıkları olan grip ve soğuk algınlığı sezonunun da habercisidir. Normal zamanlarda bile çok rahatsızlık verici olan bu durum hamilelikte hem daha çok sıkıntı yaratır hem de anne adaylarının bebekleri açısından endişelenmesine neden olur.
Grip ve soğuk algınlığı nedir?
Grip (bilimsel adı ile influenza) ve soğuk algınlığı birbiriyle çok sık karıştırılan ve hatta birbiri yerine kullanılan iki terim olmakla birlikte aslında birbirlerinden çok farklı iki durumu ifade ederler. Her iki hastalıkta da benzer belirtiler görülmekle birlikte hem hastalığın nedeni hem de sonuçları çok farklıdır.
Her iki hastalık da viruslerin neden olduğu ve üst solunum yollarını tutan hastalıklardır. Grip Influenza A, B, ve C adı verilen 3 tür viruse bağlı bir hastalıkken, 200 değişik tür vürus soğuk algınlığına neden olabilir.
Soğuk algınlığı
Soğuk algınlığı genelde burnu tutan bir hastalıktır ve bu hastalığa neden olan mikropların önemli bir kısmı rhinovirus adı verilen gruba dahildir. Rhino Yunanca burun anlamına gelmektedir.
Belirtiler genelde vürusle karsilasildiktan 2 günsonra ortaya çıkar. En sık karşılaşılan yakınmalar nezle, burun tıkanıklığı ve hapşırmadır. Ateş genelde görülmezken boğaz ağrısı ya da hasassiyet olabilir ancak muayenede boğazda kızarıklığa nadiren rastlanır. Sinüslerde ağrı ve kulak ağrısı sık görülür.
Virüsün tipine bağlı olarak gözlerde sulanma, öksürük, geniz akıntısı, iştahsızlık, halsizlik gibi yakınmalar da olaya eşlik edebilir ancak yine de sorunun merkezi burundur.
İlk başta daha sıvı olan burun akıntısı birkaç gün içinde koyulaşarak kıvam değiştirebilir ve rengi sarı-yeşile dönebilir.
Belirtiler 7-10 gün içinde azalarak kendiliğinen kaybolur.
Grip
Influenza viruslerinin neden olduğu grip hastalığı ise her yıl yaygın salgınlara neden olabilen ciddi bir hastalıktır. Geçtiğimiz yüzyılın başında meydana gelen ve tüm dünyayı etkileyen grip salgını 20 milyondan fazla insanın ölümüne neden olmuştur.
Amerikan Hastalık Kontrol Merkezinin verilerine göre her yıl nüfusun %10-20’si gibe yakalanmakta ve ortalama 114.000 kişi grip nedeni ile hastanede tedavi edilmek zorunda kalmakta ve 20.000′den fazla kişi hayatını kaybetmektedir. Hayatını kaybeden hastaların önemli bir kısmı ya ciddi sağlı sorunu olan kronik hastalar, ya da ileri yaştaki düşkün kişilerdir. Bu nedenle grip çok ciddi bir hastalıktır.
Hastalığa neden olan virüs çok sık aralıklarla form değiştirdiği için yaygın salgınlara neden olur. Daha seyrek aralıklarla ise virüsün yapısında büyük değişimler meydana gelir ve tüm dünyayı etkileyen salgınlar görülür.
Hastalık genelde vücut sıcaklığında yükselme yani ateş ile başlar. Yüzde kızarıklık ve halsizlik tabloya eşlik eder. Bazı kişilerde başdönmesi, bulantı ve kusma görülebilir. Ateş genelde 2-3 gün devam ederken nadiren 5 güne kadar uzayabilir. Ateşten sonra genel vücut bulguları ortaya çıkar ve solunum sistemi yakınmaları artar. En önemli bulgulardan birisi kuru öksürüktür. Bununla birlikte boğaz ağrısı, boğazda kızarıklık, soğuk algınlığı belirtileri, yaygın ks ve eklem ağrıları sık görülür.
Grip virüsü solunum sistemi içinde burun, boğaz, soluk borusu hatta akciğerlere bile yerleşebilir ve zaatürreye neden olabilir. Soğuk algınlığına neden olan virüslerden farklı olarak solunum sistemini döşeyen epitel tabakasına zarar vererek bakterilerin de olaya karışmasına neden olabilir.
Öksürük dışındaki belirtiler genelde 1 hafta içinde kendiliğinden kaybolurken öksürük birkaçhafta daha devam edebilir.
Bulaşma yolları
Her iki hastalık da damlacık enfeksiyonu şeklinde havadan bulaşır. Virüsü taşıyan kişi hapşırdığında milyonlarca virus havaya karışır ve kişinin göz, burun ve ağızından girerek enfeksiyona neden olur. Virüsu alan kişi bundan sonraki ilk 2 gün civarında en fazla bulaştırıcılığa sahiptir. Yani belirtilerin ilk görüldüğü dönem bulaşıcılığın da en fazla olduğu dönemdir.
Öte yandan eller de bulaşmada rol oynayabilir. Hasta olan bir kişi eli ile burnunu sildikten sonra örneğin bir başkası ile el sıkıştığında ve elini sıktığı kişi daha sonra gözünü kaşıdığında hastalığı alabilir.
Grip ve soğuk algınlığı arasındaki farklar nelerdir?
Bu iki hastalığın ayrımını yapmak her zaman kolay değildir ancak kural olmamakla birlikte bazı farklılıklar yardımcı olabilir. Soğuk algınlığı genelde burunu etkilerken grip tüm vücudu etkiler
Gribin belirtileri
Kas ağrısı
Kuru öksürük
Burun tıkanıklığı, soluk almada güçlük
Burun akıntısı
Ateş
Titreme
Şiddetli olabilen baş ağrısı
İştahsızlık
Halsizlik
Yorgunluk
Soğuk algınlığının belirtileri
Burun akıntısı
Hapşırma
Öksürük
Hafif başağrısı
Hafif ateş
Gözlerde sulanma
Kulak ağrısı
Her iki hastalık da kopmlikasyonlara neden olabilirken zaatürre gibi ciddi durumlar soğuk algınlığında görülmez.
Grip ile soğuk algınlığı arasındaki temel farklardan birisi de gribin aşı ile önlenebilir bir hastalık olmasıdır.
Hamilelik, grip ve grip aşısı
Hamilelik tek başına gribe yakalanmak için bir risk oluşturmaz. Ancak hamile bir kadın gribe yakalandığında komplikasyon görülme şansı çok daha artmaktadır. Aynı yaş grubundan kadınlar karşılaştırıldığında hamile olanların grip nedeni ile hastaneye yatırılarak tedavi edilme oranlarının hamile olmayanlara göre daha yüksek olduğu görülmektedir. Hamilelik kişinin bağışıklık siteminin yanı sıra dolaşım ve solunum sisteminde de değişikliklere neden olarak komplikasyonlar açısından daha yüksek risk altında olmalarına yol açar.
Öte yandan hamileliğin son dönemlerinde gribe yakalanan bir anne adayının doğum sonrası hastalığını bebeğine geçirme şansı fazladır.
Grip aşısı canlı virüs içermeyen ve hamilelikte kullanılabilen güvenli bir aşıdır. Amerikan jinekolog ve Obstetrisyenler birliği (ACOG) 2000 yılıaralık ayında yayınladığı görüşünde salgın mevsiminde hamileliğinin ikinci ya da üçün trimesterinda olan kadınlara grip aşısı olmaları önermektedir.
Yine aynı bildiride şeker hastalığı, astım, hipertansiyon gibi yüksek risk durumlarının varlığında gebelik yaşına bakılmaksızın grip aşısı yapılması önerilmektedir. Bu gibi yüksek risk faktörleri olmayan kadınlarda ise aşının ilk trimester sonunda yapılması önerilmektedir.
Bununla birlikte aşı sonrası annede gelişen antikorlar bir miktar bebeğe de geçerek yaşamının ilk aylarında onu da gribe karşı koruyacaktır.
Grip mevsimi genelde Kasım-Nisan aylarını kapsar. Hastalık en fazla Aralık ile Mart başına kadar olan dönemde görülür. Salgın başladığında genelde ilk 3 hafta en etkili olduğu dönemdir hastalanan kişi sayısı sonraki 3-4 haftada giderek azalır. Aşı için en ideal dönem Ekim ayı ile Kasım ayı ortasına kadar olan zaman aralığıdır. Aşı sonrası antikor üretilmesi ve koruyuculuğun başlaması için 1-2 haftaya gerek vardır. Grip aşısının koruyuculuğu %70-90 arasında değişmektedir.
Grip aşısı gebelikte ve emzirme döneminde güvenli olarak kabul edilmektedir.
Grip aşısının olası yan etkileri şunlardır:
Enjeksiyon alanında lokal hassasiyet ve şişlik (%10-64 olguda)
Hafif ateş ve halsizlik
Nadiren alerjik reakisyon
Grip aşısı gribe neden olmaz. Aşı sonrası ilk 2 hafta içinde görülen üst solunum yolları enfeksiyonları tamamen tesadüfüdir ve aşı ile bir ilgisi yoktur.
Öte yandan aşı hazırlanırken yumurta kullanıldığı için yumurta alerjisi olanlarda grip aşısı kontraendikedir ve yapılmamalıdır
Tedavi
Ne yazik ki her iki hastalık için de etkili bir tedavi yoktur. Hiçbir ilaç ya da uygulama hastalığın süresini kısaltmaz. Eskiler soğuk algınlığı ilaç ile 7 günde ilaçsı 1 haftada geçer derler. Ancak yakınmaların daha hafif ve daha az rahatsızlık verecek şekilde atlatılmasına yardımcı olabilecek destek tedavileri uygulanmalıdır.
Amerika Birleşik Devletlerinde Influenza virüsüne karşı ilaçlar bulunmaktadır. Ancak bu ilaçların etkili olabilmesi için hastalık belirtileri başladıktan sonraki ilk 48 saat içinde alınması gereklidir. Hamilelikte C kategorisine giren bu ilaçlar ancak anne adayı ciddi risk altındaysa kullanılmalıdır.
Grip ya da soğuk algınlığı sırasında destekleyici tedavi ve yapılması gerekenler şunlardır:
Her iki hastalık da virüslerin neden olduğu hastalıklardır. Antibiyotikler virüsler üzerinde etkili değildir bu nedenle ikincil bir bakteriyel enfeksiyon olmadığı sürece antibiyotik kullanılmamalıdır.
Tedaviden çok hastalığa yakalanmamak daha önemlidir. Bu nedenle salgın dönemlerinde kapalı yerlerde fazla uzun kalmamak ve elleri sık sık yıkamak koruyucu olabilir.
En iyi ve en etkili destek tedavisi istirahattir. Eğer mümkünse yatak istirahati yapılmalıdır.
Yatarken başınızı yukarıda tutmak (2 yada daha fazla sayıda yastık ile yatmak) geniz akıntısının vereceği rahatsızlığı azaltacaktır.
Bulunulan ortamın yeteri kadar sıcak olmasına ve iyi havalandırılmasına dikkat edilmelidir.
Havanın kuruması engellenmeli, nemli olması sağlanmalıdır.
Yeteri kadar sıvı alımı son derece önemlidir.
Hastalık dönemlerinde beslenmeye dikkat etmeli, iştahsızlık varsa enerji ihtiyacını gidermek için karbonhidrattan zengin diet uygulanmalıdır.
Boğaz ağrısını gidermek için pastil kullanılabilir.
Burun tıkanıklığı için tuzlu su ya da okyanus suyu vb. kullanılabilir.
Ağrı ve ateşi gidermek için parasetamol alınabilir.
Yakınmalar düzeldiğinde hemen normal aktiviteye dönülmemeli, tam bir iyileşme için bir süre daha dinlenmeye devam edilmelidir.
Aşağıdaki durumlarda mutlaka doktorunuza başvurmalısınız
Yüksek risk grubundaysanız
Ateşiniz 38.5 derecenin üzerine çıkarsa ve birkaç gün içinde düşmezse
Soluk alıp vermede güçlük olursa
Göğüs ağrısı ortaya çıkarsa
Şiddetli kulak ağısı, kulaktan akıntı ve kanama olursa
Döküntü ve kızarıklık ortaya çıkarsa
Ense sertliği ortaya çıkarsa
Birkaç gün içinde düzelemediğinizi ve ciddi derecede hasta olduğunuzu düşünüyorsanız
 
Her kış mevsiminde, havaların soğumasıyla birlikte gribal enfeksiyonlar da kendini göstermeye başlar. Anne adaylarının da en çok çekindikleri konu; gebelikte gribe yakalanmaktır. Bir başka korkulan şey de; gribe yakalandıktan sonra kullanmak zorunda kalınacak ilaçlardır. Bütün bunlar için öncelikle gribal enfeksiyonlara kabaca bir göz gezdirelim.
Grip, Çok hafif bir şekilde, ayaktan geçirilebildiği gibi, bazen çok şiddetli belirtilerle insanı canından bezdiren, ve bazen de zatürree gibi hayatı tehdit eden sorunlara neden olabilen oldukça ciddi bir virüs enfeksiyonudur. Grip virüsü son derece bulaşıcıdır. Virüs taşıyan kişi ile aynı ortak havayı soluyor olmak bile hastalığa yakalanmak için yeterli olabilir.
Grip, önemsenmesi gereken bir enfeksiyondur. Damlacık enfeksiyonu ile solunum yollarına geçen virüs, ani ateş yükselmesi, titreme, baş ve kas ağrıları, genel bir kırgınlık, gözlerin yaşarması ve yanması, kuru öksürük, burun akıntısı ve tıkanıklığı gibi belirtilerle kendini gösterir.
Genellikle bir hafta kadar sürebilen belirtiler, bazen daha ağır solunum yolları hastalıklarına dönüşümle de seyredebilir. Bu nedenle gribin tedavisini hafife almamak gerekir. Hamilelik döneminde anne adayının bağışıklık sisteminin yanısıra dolaşım ve solunum sisteminde de değişimler olması nedeni ile özellikle komplikasyonlar açısından daha yüksek risk altında olduğu bilinmelidir. Hamilelikte gribin çeşitli komplikasyonlarla seyretmesi, bebeğin sağlığını tehdit edebildiği gibi anne adayının huzursuz olmasına da sebep olur.
Bebeğim etkilenir mi ?... Grip mevsimi geldiğinde alınan her türlü önleme karşın anne adayları, bu hastalığa yakalanabilirler. Normal insanların bile günlük yaşam süreçlerini aksatan grip hastalığı, anne adayları için daha ağrı bir hale gelebilir. Gripte yaşanan öksürük, burun akıntısı gibi belirtileri hafifletmek için ilaç almanın da bebeğe zarar verebileceğini düşünen anne adayları, ilaç kullanmayı redederek grip sürecini atlatmakta zorlanabilirler. Öte yandan hamileliğin son dönemlerinde gribe yakalanan bir anne adayının doğum sonrası hastalığını bebeğine geçirme riski de vardır.
Grip virüsü normal koşullarda bebeğe geçmesi beklenen ve bebekte istenmeyen durumlar yaratan bir hastalık değildir. Ancak bazen grip, zatürree gibi hayatı tehdit eden durumlara yol açabildiğinden, özellikle de hamilelikte hafife alınmaması gereken bir hastalıktır.
Ateşiniz yükselirse mutlaka doktorunuza danışın Gribin ağır seyrettiği haller, bazen yüksek ateşle kendini gösterir. Ateşin 39 dereceyi geçtiği durumlarda, bebek olumsuz etkilenebilmektedir. Hatta hamileliğin son aylarında olunması, doğum sancılarının başlamasına bile neden olabilmektedir. Bunun için yüksek ateşin kontrol altına alınması şarttır. Ancak bu kontrolün Yine doktor tavsiyesinde gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Ayrıca nezlenin sinüzite, öksürüğün bronşite dönüştüğü durumlarda, doktor önerisiyle gerekirse antibiyotik de kullanmak gerekebilir.
Doktora danışmadan ilaç almayın Günümüzde genelde sağlıklı ve bilinçli olan anne adayları, çoğu zaman hamilelik döneminde gribe bağlı ciddi komplikasyonlar yaşamazlar. Ancak gribin ağır seyretmesi ihtimaline karşı, doktor önerisi eşliğinde tedavi olmak gerekir.
Diğer grip geçiren insanlarda olduğu gibi, anne adaylarının da dinlenmeleri, beslenmeleri ve uykularına dikkat etmeleri önem taşır. Bunun dışında vücut bağışıklığını düşüren yorgunluk stres gibi faktörlerden uzak durmak da şarttır.
Gribe yakalanmış anne adaylarının gereken doktor denetiminde, gribin seyrini hafifletecek bazı ilaçlar alması mümkün. Ancak, 5 ila 12. haftalar arasında alınan ilaçlar, bebekte doğumsal kusurlara neden olabildiğinden, doktora danışılmadan ilaç kullanılmamakta fayda vardır.
Grip aşısı ilk üç aydan sonra yapılmalı Henüz grip mevsimi başlamadan önce, bağışıklık sistemini virüse karşı hazır duruma getirmek için vücuda uygulanan maddeler grip aşısı olarak adlandırılır. Hamilelik döneminde ilaç alımında olduğu gibi, grip aşısı yaptırma konusunda da doktora danışmak gerekir.
Doktoru tarafından aşı yaptırması konusunda onay alan anne adaylarının, aşı yaptırabilmeleri için bebeklerinin gelişim süreçlerini dikkate almaları şarttır. Çünkü bebek, anne karnındaki gelişimini 3. aydan sonra tamamladığı için bu süreden önce anne adayına grip aşısı yapılmaz. Bu süreç geçtikten sonra anne adayının aşı yaptırması mümkündür. Böylelikle anne adayında gelişen antikorların bir miktarı bebeğe de geçerek yaşamının ilk aylarında onu da gribe karşı korumasında etkili olabilmektedir.
Doğal tedavi yollarından da yararlanılabilir Hamilelikte yakalanan gribin etkilerini doğal yöntemlerle de hafifletmek mümkündür. Yani burun tıkanıklığını, öksürükleri ve boğaz ağrısı gibi belirtilerin seyrini çeşitli şekillerde yavaşlatabiliriz. Örneğin;
Burun tıkanıklığı varsa ; Gribin en sevilmeyen semptomlarından biri de burun akıntısıdır. Hamile olmadan önce gönül rahatlığı ile kullanılan burun damlalarını anne adaylarına tavsiye etmek pek mümkün değil. Her ne kadar birkaç damla burun damlası, bebek için hayati tehlike anlamına gelmese de, önce kana sonra da bebeğe ulaşabildiğinden anne adaylarına pek tavsiye edilmez. Bunun yerine evde bir silme tatlı kaşığı tuzun yarım litre suda çözülmesi şeklinde bir serum fizyolojik hazırlanması daha sağlıklı olur. Bu karışımı bir pipet aracılığı ile burna doğru çekmek, burun tıkanıklığının geçmesine yardımcı olur.
Öksürükler;

Öksürük, bazı yollarla yumuşatılarak akciğerlerde biriken balgamın dışarı atılması kolaylaştırılabilir. Özellikle balgam sökücü özelliği olan doğal tedavilerin faydası olabilir. Ballı ılık sütü bu anlamda faydalı bir karışım olarak belirtmek mümkün. Bunun dışında ılık limon ya da elma suyu içerek de öksürüğü hafifletmek söz konusu olabilir. Ayrıca öksürüklerin şiddetli olduğu durumlarda, bebeği olası bir olumsuzluktan korumak için doktorunuz da size bir şurup önerebilir.
Boğaz ağrısı ;

Boğaz ağrılarının giderilmesi konusunda bebeğe zarar vermesi açısında tablet kullanımında da bir uzmana danışılması önem taşımaktadır. Boğaz ağrılarına karşı adaçayı ile yapılan gargaralar da ağrının giderilmesinde yardımcı olmaktadır.
 
Geri
Üst