Geçmişten Günümüze Bafra

*MeleK*

♥Ben Aşık Olduğum Adamın Aşık Olduğu Kadınım♥
Geçmişten Günümüze Bafra
Tarihi

Bafra'nın tarihi M.Ö. 5000 yıllarına kadar uzanmaktadır. İkiztepe ören yerinde yapılan araştırmalarda Kalkolitik Döneme (M.Ö. 5000-4000) ait yerleşmelerin izine rastlanmıştır. İkiztepe ören yerinde İ.Ö. 4000 yıllarından İ.Ö. 1700 yıllarına kadar 2300 yıl boyunca sürekli yerleşim yapıldığı anlaşılmıştır. Burada Eski Tunç Çağı (M.Ö. 3000-2000) ve Erken Hitit (M.Ö. 1900-1800) dönemi kültürlerinin izlerinin taşıyan çok sayıda eser ve kalıntı bulunmuştur. M.Ö. 670 yıllarında Paflogonların'da Kızılırmak vadisinde yaşadıkları bilinmektedir.

M.Ö. 6. yy'da Lidyalıların eline geçen bölgeyi M.Ö. 546 da Persler istila etmiştir. İkiztepede Helenistik döneme (M.Ö. 330-30) ait bir anıt mezarda bulunmaktadır.

Bu bölge M.Ö. 47'de önce Roma, sonrada Bizans egemenliğine girmiştir.

1071 Malazgirt savaşından sonra Selçukluların eline geçen Bafra'ya 1214 yılında Anadolu Selçuklu Hükümdarı İzzettin Keykuvas Türkmen aşiretlerini yerleştirmiştir. 1243'de başlayan Moğol istilaları Selçuklu İmparatorluğunun yıkılması ve Türk beyliklerinin kurulmaya başlamasına neden olmuştur. İşte bu dönemde bölgede küçük bir Selçuklu beyliği olan Bafra Beyliği kurulmuştur. 1460'da ise Bafra Osmanlı hakimiyetine girmiştir.

Bafra adının; Kızılırmağın denize açıldığı yerde (M.Ö. 521 yıllarında Fenikeliler zamanında) ticaret gemilerini yanaştığı koylara kurulan, ticaret evlerine, Bafira denilmesinden geldiği sanılmaktadır.

Bafra İlçesi Osmanlı İmparatorluğu devrinde Trabzon iline bağlı Canik Sancağına ait bir yerdi. Hangi tarihte kaza merkezi olduğu kesin olarak bilinmemektedir. Salname kayıtların göre 1854 yılı sonlarında kaza merkezi olduğu anlaşılmaktadır.

İmparatorluk zamanında 1876 harbinden sonra Kırım'dan Bafra'ya çok sayıda Türk gelmiştir. Daha sonraları çıkan Balkan ve I. Dünya savaşları Türk halkının azalıp, fakirleşmesinin, azınlık olmalarına rağmen Rum ve Ermenilerin iktisadi hayatı ellerine geçirip zenginleşmelerini sağlamıştır.

Bundan dolayı cesaretlenerek Rum- Pontus imparatorluğunu kurma hevesine kapılan Ermeni ve Rumlar mavri mira cemiyetini kurmuşlardır. Fakat 1919'da Milli Mücadelenin başlamasıyla bu amaçları gerçekleşmemiş, daha sonra Batı Trakya'daki Türklerle değiştirilmişlerdir.

Bafra, Cumhuriyetin kurulmasından bu yana idari Teşkilatta Samsun ilinin büyük bir ilçesi olarak yerini muhafaza etmiştir.

Coğrafi Konum

Bafra Karadeniz'e 20 km. uzaklıkta, denizden yüksekliği 20 m olan ve Kızılırmak'ın biriktirdiği birikinti ovası üzerinde kurulmuş; bir ilçemizdir.

İlçe doğusunda ve kuzeyinde Karadeniz, batısında Alaçam, güneyinde Kavak ilçeleriyle çevrilmiştir. Yüz ölçümü 175.000 hektar. Samsun'a uzaklığı 51 km. dir.

Kızılırmak deltasını kaplayan Bafra ovası güneyde dağlarla çevrilidir. Bunlardan en yükseği 1224 m ile Nebyan dağıdır. Bu dağlar Canik Dağlarının uzantılarıdır. Bafra'nın en büyük, Türkiye'nin ise en uzun akarsuyu Kızılırmak bu dağları derin bir vadi ile geçerek ovaya ulaşır. Bafra ovası tamamen Kızılırmak tarafından oluşturulmuştur. Irmağın denize yakın kısımlarında birçok göl oluşturmuştur. Nebyan dağının etekleri ise yayla durumundadır.

Kızılırmak'ın uzunluğu 1151 km'dir. Sivas'taki Kızıl Dağ'dan doğar, Orta Anadolu'da geniş bir yay çizerek Bafra'dan denize dökülür. En çok Nisan ve Temmuz dönemlerinde su taşır.

Kızılırmak'ın denize döküldüğü yerde oluşmuş göller, ırmağın her iki yakasında da yeralır. Batıdaki göl Karaboğaz, Doğudaki ise balık gölleridir. Doğu yakada yeralan göllerin başlıcaları şunlardır; Dutdibi, Liman, Hayırlı, Çernek, Uzungöl, Tombul göl, İnce göl. Göllerin çevresi sazlık ve bataklıktır. Ancak , ormanlık alanlarda göze çarpar.


Sosyo-Ekonomik Yapı

Tarımsal üreten ve tarım ürünlerinin pazarlanmasına dayalı bir ekonomi gelişmiştir.Kızılırmak deltasının sulakalan çevresinde yaşayan insanların ise temel geçim kaynakları tarım, hayvancılık, balıkçılık ve sazcılık gibi etkinliklerdir.

Kızılırmak Deltası Türkiye'nin önemli tarım alanlarından birisidir ve yoğun olarak sebze tarımı yapılmaktadır. Deltanın sulakalan çevresinde ise daha çok çeltik ve hububat üretilmektedir.

İlçede hayvancılık genellikle sulakalan çevresindeki köylerde yapılmaktadır. İlçede Balıkçılıkta oldukça gelişmiştir. Balık göllerinde tutulan balıklar iç piyasada tüketilirken; 1985 yılında yetiştirilmeye başlanan kerevitin hemen hemen tamamı yurtdışına satılmaktadır.

Sanayi alanındaki faaliyetlerde başta Tütün olmak üzere oldukça gelişmiştir. İlçedeki Tekel yaprak Tütün Merkez İşletme Müdürlüğü tütünlerin bakım ve işletmesini gerçekleştirir.

Bölgede 1 Tekel, 6 Konfeksiyon-Tekstil, 35 Orman ürünleri, 8 un- kepek, 2 Balıkunu-yağı işletmesi, Ayrıca; Tuğla, Damper, Tanker, Soba, Mibzer, Zirai Aletler Donduma üretimi yapan işletmelerde mevcuttur. Bu alanlarda toplam olarak yaklaşık 3000 kişi istihdam edilmektedir. Bunların dışında diğer imalat ve montaj sanayi dallarından oluşan bir de küçük sanayi sitesi vardır. Bafra'da bir de Kızılırmak üzerinde elektrik üretim ve sulama amaçlı Altınkaya Barajı ile Derbent Barajları bulunmaktadır.

Tarihi ve Kültürel Değerler

Bilinen geçmişi M.Ö. 5000-4000 yıllarına dayanan ve günümüze kadar sürekli yerleşim yapıldığı anlaşılan Kızılırmak ağzı ve çevresi Tarihi ve Kültürel eserler bakımından yüklüce bir mirasa sahiptir.

1971 yılından itibaren İkiztepe köyü sınırlarında bulunan İkiz Tepe ören yeri ve çevrede yapılan yüzey araştırmalarında 57 höyük tip, düz yerleşim yeri, 25 antik çağ ile hemen sonrasına ait kalıntı, 48 tümülüs, 5 kaya mezarı, 3 mezarlık, 1 kale, 1 hamam, 1 köprü bulunmuştur. İkiztepe'de, elde edilen bulgular, burada Erken Hitit dönemine ait önemli bir kentin olduğunu belgelemektedir.

İkiztepe ören yerindeki en yüksek tepe ilk Tunç Çağı III. Zamanında (M.Ö 2300-2100) mezarlık olarak kullanılmış. Eski Anadoluda bulunan mezarlıklardan en büyüğü olan bu mezarlıkta 623 adet mezar tespit edilmiştir.

İkiztepe ören yerindeki bu en yüksek tepe daha sonra Helenistik çağda (M.Ö. 330-30) bir Tümülüs (Yığma Mezar) olarakta kullanılmıştır.

İkiztepe'de ortaya çıkartılan 6000 civarındaki, pişmiş toprak, kemik, boynuz, taş ve maden eserler Samsun Arkeoloji Müzesinde sergilenmektedir.

İkiztepe ören yeri, Kültür Bakanlığınca arkeolojik alan olarak tescil edilmiş ve kamulaştırılmıştır.

Kaleler:

Bafra'da Martı Kalesi ve Asar Kale olmak üzere iki kale kalıntısı vardır. Bunlardan Martı Kalesi harabe halindedir. Helenistik döneme aittir.

Asar Kale'de harabe halindedir. Kızılırmak vadisinde Ağsar köyünde bulunan kale M.Ö. 1000 yıllarına tarihlenmiştir.

Paflagonya Kaya Mezarları: (M.Ö. 700) da, Asar Kalesinin olduğu bölgede Kızılırmak vadisinde dikkat çeken tarihi yapılardır.

Camiler:

Büyük Cami (1670), Tayyar Paşa Cami (1869), Çarşı Cami(1865), Nuri İbrahim Cami (1887), Şeyhören Türbesi.

Hamamlar:

Yeni Şifa Hamamı (17.yy); Uzun hamam Bedesten; 17.yy da yapıldığı sanılmaktadır.

Çeşmeler:

Çeşme, Alibey Çeşmesi (1751), Hüseyin Bey Çeşmesi, Kadı Çeşmesi (1778), Mescit Çeşmesi (1840), Taşlı Çeşme, Camiler, Türbeler, Hamamlar, çeşmeler ve Bedesten Osmanlı dönemine ait tarihi yapılardır.


Gezi ve Mesire Yerleri

Kızılırmak Deltası:

Bafra'nın doğusundan batısına 60 km'lik bir kıyı şeridine sahiptir. Bu deltada balık gölleri, kıyı kumulları, çorak adalar, kuru ve su basar çayırlar, sazlıklar, çamur düzlükleri ve tarım alanları yeralır. Kızılırmak Deltası uzun yıllardan beri kuş varlığı açısından son derece önemli bir yer olarak bilinmektedir. Deltanın sahilleri denize girmek ve güneşten yararlanmak isteyeler için idealdir.

Balık Gölleri:

İlçenin 20 km kuzey batısında Kızılırmak'ın iki yakasında yeralırlar. Bu göller irili ufaklı 33 parçadan oluşur. Göllerden bazıları; Karaboğaz Gölü, Balık Gölü, Liman Gölü, Dut dibi Gölü, Uzungöl, Hayırlı Göl, İnce Göl, Çernek Gölü, Tombul Göldür. Çevresi sazlık ve bataklık olan bu bölge, kuş gözlemciliği açısından dört mevsim çok önemli bir potansiyele sahiptir. Bu bölgemiz ülkemizin en önemli sulak alan eko-sistemlerinden birini oluşturur.

Baraj Gölleri:

Altınkaya ve Derbent Barajlarının gölleri ve çevresindeki ağaçlık alanlar Bafra'nın görülmeye değer köşelerindendir. Piknik yapmak ve dinlenmek amacıyla gidilecek yerler olması yanında; oltayla veya ağlı balık avlamak içinde uygun mekanlardır.
 
Geri
Üst