İbretlik Mektup(Kızından Annesine...

@şK_MeLeĞ!.

Yeni Üye
Üye
İbretlik Mektup(Kızından Annesine...
ölmüş anneye mektup annenin kızına mektubu ölen anneye mektup anneden kızına bir annenin mektubu
Anneciğim..,

3 yıl kadar önceydi, 16 yaşındaydım, hatırlıyor musun? Doğuş’ta yayımlanan “Bir Annenin Feryadı” başlıklı bir yazıyı kaç kere okutturmuş ve gözyaşları arasında o acılı anneye dualar etmiş, onun için üzülmüş ve kimsenin böyle bir duruma düşmemesi için dilekler dilemiştik...

Özellikle bizim aile ve kendimiz için dualar etmiştik...

Dizinin dibine oturur, başımı gül kokulu göğsüne yaslar; bal akıtan dilinden nasihatler dinlerdim. Yüreğinin atışında ve her anlatışında bizler vardık. Verdiğin o öğütler, yolumu aydınlatır, ufkumu açar, kendime olan güvenimi artırır, hayata bakışımı şekillendirirdi.

Beynim dinç, ruhum diri, yüreğim huzura kavuşmuş olarak ayrılırdım yanından... Ve “biz aile olarak asla parçalanmayacağız” derdim kendi kendime... “Arkadaş seçimine dikkat et; Sibel’le ilişkilerini sınırlı ve mesafeli tut” derdin... Dinlerdim ve tutardım da nasihatlerini...

Ama ne oldu da bu hale geldik, hala anlayabilmiş ve sırrını çözebilmiş değilim... Gelsem, kapını çalsam; hem evinden hem de yüreğinden içeri alacaksın, biliyorum; ama, yüzüm yok.... Utanç yığınıyım anne... Hep 16 yaşındaki bebeğin olarak kalsaydım da, sana bu acı ve utancı tattırmasaydım...

İki yıl Atheneum’da okudum; benimle gurur duyuyordunuz. “Yüzümüzü güldürecek, topluma hizmet eden bir insan olacaksın yavrum” diye, benden herkese övgüyle bahsediyordunuz... İkinci yıl sınıfta kaldım, üzerinde durup, nedenlerini araştırmadınız; sorup/soruşturmadınız...

O yıl ben, Sibel’in internet alışkanlığının kurbanı oldum. Sanal ortamda yazışmalar hoşuma gitmişti ve uzun zaman biriyle haberleşmiştim. Dersleri askıya almış, gece-gündüz bilgisayarın başında arkadaşımla yazışıyorduk... Benim bu halimden bile övgüyle bahsediyor, “Aferin benim yavruma! Gece-gündüz ders çalışıyor” diyordunuz...

Ağabeyimle chat arkadaşlığım Uzun zaman intenette yazıştığımız, hatta kim olduğunu bilmeden, yüzünü görmeden aşık olduğum gençle tanışmak üzere randevulaştık. Korkuyor, çekiniyordum; ama daha fazla dayanamadım ve randevu sözü verdim...

Okan’la bir kütüphanede buluşacak ve ben elimde, Kerime Nadir’in, “Hıçkırık” adlı romanının okuyor olarak onu karşılayacaktım... Okan, tarif ettiği giyimiyle sözleştiğimiz saatte karşımda duruyordu...

Ama bu olamazdı anne!!! Çünkü karşımda ağabeyim Erhan duruyordu... Aylarca yazıştığım, şiirler gönderdiğim, sevda şarkıları bestelediğim ve hatta sevdiğimi haykırdığım kişi kardeşim Erhan’mış... Göz göze geldik, bakışlarımız mum gibi birbirimizi eritiverdi. Bir utanç yığınıydık.. Kanımın donduğunu, dünyanın durduğunu hissettim bir an... Gözlerinde yanan ışığın söndüğünü, alev fışkıran bir ocağa döndüğünü gördüm. Onurluydu, namusluydu ve o bir erkekti... Dövmedi, sövmedi; beni utancımla baş başa bıraktı ve çekip gitti...

Onunla dövüşür, kapışır, kırgın ve küsülü gezerdik ya anne; şimdi onu ne çok özlüyorum bir bilsen!.. Gömlek ve pantolonlarını ütülemeyi, odasına çay-kahve götürmeyi, yatağını düzletmeyi bile özledim anne... O gidince dünyanın yükü omzuma bindi sanki...Ağabeyimin evi neden terk ettiğini hep merak ederdin ya anne, işte gizlenen bu sır ve utançtandı...

Ağabeyimi görmedim ondan sonra; ama, onu görenlerden haberini aldım. İyiymiş, sağlıklı ve çalışıyormuş. Evlenmiş ve bir de kızı olmuş... İsmini de bu ‘yaşamıyasıca’ kızının adını koymuş... “Elif” diyorlarmış yeğenime... Ağabeyimin beni affettiğinin bir işareti mi bu anne?

Onun evden gidişinin ve ailenin büyük bir acıyla karşılaşmasının müsebbibi olarak her şeyi askıya almış, okulu boşlamış ve sigaraya başlamıştım. Aşk Çocuklarıyla Tanışıklığım Anne, yine Doğuş’ta editör imzalı bir yazıda, genç kızlar “Fuhuş Tuzağı”na düşmemeleri hususunda uyarılıyordu hatırlıyor musun? İnsanoğlu ne çok unutkan oluyor...

Okula artık “laf olsun” diye takılıyor ve yaşadığım o olayın etkisinden bir türlü kurtulamıyor, değişik yollar deniyor, bir çıkış arıyordum... Okul önünde, sarı saçları, yeşil gözleri, pahalı giysileri ve son model arabası olan bir genç sürekli beni izlemeye başladı. Her türlü konuşma ve arkadaşlık tekliflerini reddettim; diretti, inat etti ve beni pes ettirdi. Beraberce çıkmaya başlamıştık. Beni her gün güllerle; bazen de pahalı hediyelerle karşılıyordu...

Önceleri sadece elimi tutuyor, öpmeye bile yanaşmıyordu. Her hali, tavrı beni kendine bağlamış ve sırılsıklam aşık olmuştum. Onunda beni sevdiğinden ve dürüst olduğundan emindim. Çünkü benden istifade etmeye asla yanaşmıyordu. “Her şeyi evliliğe saklamalıyız, seni tertemiz olarak ak duvağınla kabul etmek istiyorum” diyordu... Romantizmin doruğunda bir aşk yaşıyorduk. Ayaklarım yer değmiyordu. Annem, canım anneciğim! Senin öğütlerini ve başıma nelerin geleceğinin hesabını çoktan unutmuştum.

Bir gün Serhan’ın oldum; nasıl oldu hala anlamış değilim. Şu an müptelası olduğum uyuşturucuyu, ilk o gün içirmiş olabilir mi diye zaman zaman düşünüyorum.. Ama ne fayda! Zordayım, dardayım, dipsiz karanlık kuyulardayım anne!... Feryadımı duyduğunu ve her gün gözyaşları içerisinde yolumuzu beklediğini biliyorum... Anne! Ağabeyimin evi terk edişine alışamamışken, benim de ortalardan kayboluşum sizi fena halde yıktı biliyorum. Benimle ilgili gerçekleri öğrendiğinizde kahrolacağınızı bildiğimden gitmek zorundaydım anne... Her şeyi anında sana anlatsam bu hallerin hiçbiri başıma gelmeyecekti; ama bunun için artık çok geç...

Serhan, kendisiyle olduğum o utanç anını video olarak görüntülemiş. Bu rezil kaseti size gösterme tehdit ve şantajıyla beni sizden kopardı. “Birbirimizi seviyorsak, ailemi evliliğe razı ederim, böyle bir çirkefliğe neden gerek duydun” diye sorduğumda verilen cevap benim bitişimin başlangıcıydı....

“Ne evliliği be! Bundan böyle benim malımsın ve istediğim şekilde hareket etmek zorundasın! Aksi halde başına gelebilecekleri sen hesapla!..” Fuhuş ve uyuşturucu bataklığındayım Parasız kaldığını söyleyerek başka erkeklere pazarlandım, uyuşturucu bulamama korkusuyla her denilene boyun eğdim. İnsanlığımdan, kadınlığımdan zerre kalmadı anne. İçimde yanan koca bir ateş her gün beni yakıp bitiriyor. Ateşten sıcak olan o kucağını özledim, gül kokunu, yüreğinin atışını, şefkatli bakışını özledim
anne!..

Bir gün bu hayata elveda diyeceğim, belki de senden önce göçeceğim.. Saçlarım ve gözlerim artık gece siyahı değil!.. Sarı ve yeşil oldular anne.. Burnum düzeltildi... Öldüğümde teşhis için seni çağırırlarsa tanımakta zorlanır ve belki de, “bu benim nazlı kızım Elif’im değil” der çeker gidersin.. Beni yadellere bırakma anne, beni de al yanına; beni de götür gideceğin yere....

Beni, sol göğsümün, tam yüreğimin üstüne yaptırdığım ve “ANNEM” yazdırdığım dövmeden tanı anne!.. Pezevenkler, bu dövmeyi, fuhuş pazarında kimse kimsenin de malını kullanmasın diye kazdırırlarmış, ama ben sana olan sevgimin bir nişanesi olarak kazdırdım ve beni ölünce rahat tanıyasın diye yazdırdım anne!...

Serhan’ı polise şikayet ettim, üç gün sonra çıkıp geldi ve daha da azıttı, korkuyorum anne!.. Bu şebekeyi durduracak tek güç; aileler ve özgüvenle donatılmış gençlerdir anne...

Anne, bu mektubu sana mı yazdım, yoksa benden sonra bu tuzağa düşmesini istemediğim genç kızlara mı bilemiyorum...

Ben söylenen sözlerden, edilen nasihatlerden ders alsaydım bu hale gelmezdim elbette, benim yazdıklarımdan da gençlik ibret almayacak ve bu fuhuş şebekesi, bu uyuşturucu ve organ mafyası kirli çarklarını işletip duracaklardır.

Nice masum gencin canı yanacak, onuru, namusu incinecektir. Ama ben son bir kez bana düşen insanlık görevimi yapayım ve sana sesimi ulaştırayım istedim... Sen beni mutlaka duyacak ve affedeceksin biliyorum ama, Müslüman-Türk kızları bu çığlığıma kulak verecek mi bilmiyorum...

Seni seven kızın Elif...



 
Ders alınması gereken ibretlik bir yazı. Umarım genç kızlarımız bu bataklığa saplanmazlar
 
okuyunca kahroldum çok üzüldüm umarım genç kızlar bunu okurlar ve baştan tedbiri elden bırakmazlar Allah korusun inşallah emeğine sağlık çok güzel olmuş
 
bende çok etkilendim kasetmi her neyse bırak göstersin ailene ne olacaktı bundan büyük korkunç birsey olamazdı annen baban döver ama uyuşturucu vb olmazdı be canım çok talihsizmişsin ve şunu bil allahın verdiği canı allah alır sakın ölüm falan yazmışsın diren kurtulmaya çalış o bataklıktan ama asla yapma rabbim yardımcın olsun genç kızlar okuyun ibret alın
 
gözlerim dolarak okudum...paylaşn arkdaşa çoook teşekkür ediyorum.....
ibret alınması ders çıkarılması gerekn bir yazı olmuş... umarım okuyupda dikkate alan birleri çıkar....
 
annem

bunu bizlerle paylaştığın için geröcektünçekten çok teşekkürediyorum bu olay seni karmakarışık bi hale getirmiştir...annene gelince inşallah bu mektubu okumuştur ve ana yüreği işte dayanamaz sende çok üzgünsün belli oluyor ama dedğin gbi artk çok geç geerçekten yüreğim parçalandı... allah seni afftsn senn pek suçn yok ama ... ibret oldu bizlere de bunu yazmak belki çok zor gelmştr ama rahatlamşsındr da tüm bu olanlardan snra üzülme dyemem ama allah bi kapıyı kapatr ötekini açar kendne iyi bak...
 
Son düzenleme:
Geri
Üst