İlişkiye girdim hamile kalmak istemiyorum ne yapmalıyım?

Uzman SühaN

Administrator
İlişkiye girdim hamile kalmak istemiyorum ne yapmalıyım?
gebeliği önleyen yöntemler,gebeliği önlemek ,gebe kalmak istemiyorum,hamile kalmak istemiyorum,hamile kalmayı engelleyen yöntemler


Doğum kontrolü için uygulanacak yöntem, ailenin dini, ahlaki değerlerine uygun ve kişinin sağlığına da zararsız olmalıdır. Etkili ve sağlıklı doğum kontrolü yöntemi uygulandığında çeşitli yararlar sağlanabilecektir:

· Ebeveynler çocukların yetiştirilmesine ve eğitimine daha çok vakit ve enerji ayrılabileceklerdir.
· İstenmeyen gebelikler ve bunun sonucu kürtaj ihtimali azalacaktır.
· Art arda oluşan gebeliklerin kadın sağlığına olumsuz etkileri olmayacaktır.

Doğum kontrolü için, kadın veya erkeğin üreme fonksiyonunun her hangi bir aşamasının engellenmesi gerekmektedir. Bu amaçla, yumurta ve sperm hücrelerinin üretimi, iletimi, bu hücrelerin birbirleriyle karşılaşması, döllenme ve döllenmiş yumurtanın rahime yuvalanması önlenmeye çalışılmaktadır. Döllenmiş yumurta rahime yuvalandıktan sonra gebeliği engellemenin tek yolu kürtajdır. Ancak, kürtaj hiç bir zaman doğum kontrol yöntemi olarak düşünülmemelidir.



do.jpg



Doğum Kontrolü Hakkında Bazı Yanlış Kanaatler

Cinsel ilişkiden sonra vaginanın yıkanması (vaginal lavaj) hamileliği önler!

Cinsel ilişkiden sonra vaginanın yıkanması ile hamileliğin önlenebileceği düşüncesi hem eski yıllarda hem de günümüzde bazı toplumlarda kabul görmektedir. Bu amaçla sirke, deterjan, limon suyu kullanılmış, son yıllarda da kola gibi çeşitli meşrubatlar kullanılmaktadır.

İlişkiden hemen sonra, spermler rahim boynunu aşarak rahmim içine girerler. Boşalma olur olmaz vaginanın tamamının iyice yıkanması gebelik ihtimalini azaltabilir. Ancak, ne kadar hızlı hareket edilirse edilsin, bu uygulamanın gebeliği önleyeceğini düşünmemek gerekir.

· İlk cinsel ilişkide hamilelik olmaz!

İlk cinsel ilişkide kızlık zarının yırtılması ve kanama nedeniyle hamilelik oluşmayacağına dair yanlış bir inanış vardır. İlk ilişkide de eğer yumurtalama günlerine denk düşmüşse, hamilelik ihtimali söz konusudur.

· İlişkiden sonra ayağa kalkılırsa hamilelik önlenir!

İlişkiden sonra kadın ayağa kalkarsa spermler rahim içine giremeyecek, böylece hamilelik oluşmayacaktır düşüncesi günümüzde de geçerliliğini korumaktadır. Bazı kadınlar da hamilelik arzu ettiğinde cinsel ilişkiden sonra yataktan kalkmazlar. Hatta kalçalarının altına yastık koyarak, saatlerce yatakta bekleyen kadınlar seyrek değildir.

Ayağa kalkmak spermlerin rahim içine girişini engelleyemez. Belki hemen ayağa kalkmakla bir miktar meni dışarı akabilir. Ancak vaginada kalan meni, hamilelik için yetecektir.

Orgazm olunmasa hamilelik oluşmaz!

Bazıları, kadının hamile kalması için orgazm olması gerektiğine inanırlar. Orgazm sırasında vagina çevresinde ve rahim duvarındaki kasların kasılması, spermin rahme girişini kolaylaştırdığı düşünülmektedir. Ancak bunun fazlaca bir etkisi yoktur. Kaldı ki, orgazm olunmasa da spermler kolayca rahim içine girerek hamilelik oluşturabilirler.

Doğum Kontrol Yöntemlerinin sınıflandırılması

1- Kısırlaştırma yöntemleri

· Tüplerin bağlanması (tüp ligasyonu)
· Sperm kanallarının bağlanması (vazektomi)

2- Hormonal yöntemler

· Ağızdan kullanılan haplar (Oral kontraseptifler)
· Deri altına uygulanan implantlar (Norplant)
· Enjeksiyon yöntemleri (Depo-provera, Testosteron)

3- Bariyer metotları

· Prezervatif
· Diyafram
· Sperm etkisizleştirici maddeler (krem ve köpükler)

4- Rahim içi araçları

5- Doğal Metotlar

· Azil yöntemi
· Takvim yöntemi
· Emzirme

KISIRLAŞTIRMA YÖNTEMLERİ

Kısırlaştırma erkekte meni kanallarını, kadında tüplerin bağlanması şeklinde yapılır. İşlemden sonra aile tekrar çocuk sahibi olmak isterse ya mikrocerrahi yöntemlerle kanalların tekrar açılmasına yönelik ameliyat olmak, ya da tüp bebek yaptırmak zorundadır. Her ikisinde de başarı oranı yüksek değildir. Karar verirken işlemin kalıcı olabileceğini bilmek ve kabul etmek gerekir.

Avantajları:

· Doğum kontrolünde en etkili yöntemdir.
· Başarı için kişilerin dikkat ve hassasiyetini gerektirmez.
· Hormonal yöntemler ve rahim içi araçlara göre yan etkisi azdır.

Dezavantajları

· Kalıcı bir yöntemdir.
· Cerrahi bir işlem gerektirir.
· Moral değerlerle çatışma ihtimali fazladır.

Tüplerin Bağlanması (Tüp Ligasyonu)

Kadınların kısırlaştırma ameliyatı, yumurta hücresini yumurtalama olduktan sonra içine alarak, rahime taşıyan her iki tüpün bağlanmasıdır. İki şekilde yapılmaktadır:

1- Açık cerrahi yöntem: Karnın alt kısmı kesilir, tüpler bulunur ve bağlanır. Tek başına tüpleri bağlamak için bu yöntem tercih edilmez. Daha çok sezeryan ameliyatı ile aynı seansta veya başka bir ameliyat sırasında uygulanır.

2- Kapalı cerrahi yöntem: Karın duvarında açılan küçük bir delikten karın içine ışıklı kamera sokulur ve tüplerin yeri tespit edilir. Aynı delik, veya başka bir delikten sokulan özel aletlerle tüpler bağlanıp kesilir. Endoskopik cerrahi yöntem olarak da adlandırılan bu işlemde kesi olmadığından, ameliyat süresi kısa, hasar az ve iyileşme çabuk olur.

Sperm Kanallarının Bağlanması (Vazektomi)

Erkeklerin meni kanallarının bağlanması ile yapılan kısırlaştırma işlemidir. Genel anestezisiz, lokal uyuşturma ile yapılabilen küçük bir ameliyattır. Ameliyattan sonra kesin kısırlık sağlanır. Sadece bin vazektomiden ikisinde kanalların kendiliğinden tekrar açılması söz konusu olabilir. Son yıllarda hiç kesi yapmadan da vazektomi yöntemleri geliştirilmiştir.

Vazektomiden sonra meni kanallarının tamamen spermlerden temizlenmesi için 10-15 kez boşalmanın olması gerekir. Bu nedenle, vazektomiden sonra spermiogram testi yapılarak meninin spermsiz olduğu tespit edilmelidir. Ancak bu şekilde kısırlığın oluştuğu anlaşılabilir. Bu aşamaya kadar başka bir doğum kontrol yöntemi uygulanmalıdır.

HORMONAL YÖNTEMLER

Üreme fonksiyonunda da beynin hipofiz bölgesinden, yumurtalıktan ve embriyodan salgılanan hormonlar kan yoluyla etki edeceği organlara giderek görevlerini yapmaktadırlar.

Hipofizden salgılanan hormonlar (FSH, LH) kadında yumurtalığa etki ederek östrojen ve progesteron adlı kadınlık hormonlarını, erkekte yumurtaya etki ederek testosteron adlı erkeklik hormonlarını salgılatırlar. Bu hormonlar üremenin hemen her aşamasında etkilidirler. Üremede rolü olan hormonların, salgılanmaması veya yetersiz salgılanışı kısırlığa neden olur. Bazı ilaçlarla üreme hormonların dengesi bozularak veya etkisi ortadan kaldırılarak doğum kontrolü sağlanabilmektedir. Bu yolla doğum kontrolü sağlamaya hormonal yöntemler denilmektedir. Bu amaçla kullanılan ilaçların kendileri de sentetik hormonlardır.

Doğum Kontrol Hapları

Östrojen ve/veya progesteron içeren doğum kontrol hapları tüm dünyada yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Düzenli kullanıldığında başarısızlık ihtimali %1’den azdır.

Etki Mekanizması:

· Yumurtalıkta olgunlaşan yumurta zarının çatlamasını önleyip, yumurtalamayı engellerler.
· Rahim ağzında bulunan salgıyı (mukus) kalınlaştırarak spermlerin yukarı geçişini önlerler.
· Rahmin iç tabakasının özelliklerini bozarak, rahme kadar gelebilmiş döllenmiş yumurtanın rahme yuvalanmasına engel olurlar.

Doğum kontrol hapları iki tiptir:

· Kombine haplar: Sentetik östrojen ve progesteron içerirler.
· Saf haplar: Sadece sentetik düşük doz progesteron içerirler.

Saf haplar östrojenin yan etkilerinden kaçınmak için geliştirilmiştir. Ancak düzensiz kanama oluşturma ihtimalleri daha fazladır. Başarısızlık ihtimali %2-8’dir. Bu nedenle emziren anneler gibi östrojen kullanılmasının riskli olduğu durumlarda tercih edilmektedirler.

Doğum kontrol haplarının etkili olabilmeleri için düzenli kullanılmaları gerekir. İlaçlar 21 veya 28 hap içeren kutularda satılmaktadır ve düzenli kullanımı için günlere göre işaretlemeler ihtiva ederler. 21 tabletlik kutularda, üç hafta süreyle her gün 1 tablet ilaç alınır, dördüncü hafta ilaç kullanılmaz, adet kanamasının olması beklenir. 28 tabletlik kutularda, son 7 tablet etkisiz madde içerir. Bu dönemde kanama olur. Bu şekilde ilaç her gün kullandırılarak, ilaç kullanma alışkanlığının bozulmaması ve 2. kutuya başlamanın unutulmaması amaçlanmıştır.

Avantajları:

· Adetler daha düzenli, kanama miktarı daha az, adet sırasındaki ağrılar ve adet öncesi gerginlik daha az olur.
· İlaç bırakıldığında etkisi de biter. Kalıcı kısırlığa neden olduğu bilinmemektedir.
· Operasyon veya herhangi bir müdahale gerektirmez.
· Rahim ve yumurtalık kanseri riskini % 50 azaltmaktadır. Ayrıca kansızlık, selim meme hastalıkları, yumurtalık kistleri, dış gebelik ihtimallerini de azalttığı tespit edilmiştir.

Dezavantajları:

· Doğum kontrol haplarının bazı durumlarda kullanılmaları risklidir. Gebelik sırasında, karaciğer hastalıklarında, kan yağları yüksekliğinde, kontrolsüz tansiyon yüksekliğinde, şeker hastalığında, damar hastalıklarında, pıhtılaşma bozukluklarında, koroner hastalıklarında migren tipi baş ağrılarında, depresyonda, çok sigara içenlerde ve östrojenle ilişkili kanserlerde kullanılmamalıdır.
· Kullananlarda bulantı hissi, kilo alma, halsizlik, kırgınlık ve algılama bozuklukları daha fazla görülmektedir.
· Rahim boynu ve meme kanseri riskinde artma olduğu öne sürülmüşse de bu yönde bilimsel bulgular mevcut değildir.
 
Geri
Üst