İncil Ve Kuran Arasindaki Fark

*MeleK*

♥Ben Aşık Olduğum Adamın Aşık Olduğu Kadınım♥
İncil Ve Kuran Arasindaki Fark
incil ve kuran arasındaki farklar kuran ve incil arasındaki farklar ile arasindaki incilde melekler
tarih boyunca insanlara yaratıcı tarafından insanlardan elçiler gönderilmiştir.bazılarına sayfalar bazılarına kitaplar verilmiştir.
gelen peygamberler birbirlerini tasdik etmişlerdir.
incili incelediğimizde görüyoruzki incil isadan sonra 50 ile 85 yılları arasında kaleme alınmıştır.aslında çok sayıda incil yazılmasına rağmen bunların arasında 4 tanesi kabul edilmiştir(MARKOS,MATTA,LUKA,YUHANNA)

incillerin en dikkat çeken özelliği onları yazanların kendi anlatımları olmasıdır.yani incillerde okuduklarımızın tümü matta,markos,luka ve yuhanna'nın isanın hayat hikayesi ve sözlerini içeren kendi anlatımlarıdır.
hiçbir kelimesi dahi allah sözü olarak geçmememektedir ve isanın doğruluğunu onayladığına dair hiç bir kanıt yoktur.şuan bizlere sunulan inciller allah kelamı değillerdir.

sadece allah tarafından isaya gönderilen incilde geçen allah sözlerinin derlenip toprlanarak kaleme alınmış hali neyazıkki yok.ya kaleme alınmadı yada kayıp.MS 397 deki üçüncü kartaca konsili günümüzdeki haliyle Yeni Ahit'i isevilerin kutsal kitabı olarak kabul etmişlerdir.ancak bu kitaplar kesinlikle Allah kelamı içermemektedirler.

kuranda ise tüm yazılanlar melek aracılığı ile peygambere gönderilen Allah sözlerinden ibarettir.kesinlikle insan sözü ve anlatımı içermemektedir
ve kurandada daha önceki peygamber ve kitaplar tasdik edilmiştir.

kuran ilk zamanlarda vahiy katipleri tarafından deri ve kemik üzerine yazılarak saklanır ve sürekli okunup tekrar edilerek ezberde tutulurdu.peygamberden sonra üçüncü halife osman zamanında bir uzman heyet kurulup şahitli olarak peygamberin sağlığında dizdiği sıralama şeklinde tüm sahifeler toplanarak mushaf haline getilerek koruma altına alınmıştır.
bilinen en eski kuran mushafı özbekistan'nın taşkent şehrinde bir müzede saklanmaktadır.bu mushaf osman mushafı olarak bilinir.
 
isa mesihin hayatını anlattıkları bu incilin 4 bölümünü içerir incil ve orda yazanlar kesinlikle dogrudur biz sadece ve sadece isa mesihe inanıyoruz yol gerçek ve yaşam odur.o olmadan kimse baba'ya (Allah'a) ulaşamaz.amin

tevrat ve zeburda hz.isa daha gelmeden önce ondan bahsetmiştir ve geleceğini mübarek biri olacagını söylemişlerdir.ve kuranı kerimde şöyle gecer


Şüphesiz o (Hz. İsa) kıyamet-saati için bir ilimdir. Öyleyse ondan (kıyametten) yana hiçbir kuşkuya kapılmayın ve bana uyun. Dosdoğru yol budur. (Zuhruf Suresi, 61)

Allah şöyle diyecek: "Ey Meryemoğlu İsa, sana ve annene olan nimetimi hatırla. Ben seni Ruhu'l-Kudüs ile destekledim, beşikte iken de, yetişkin (kehlen) iken de insanlarla konuşuyordun…" (Maide Suresi, 110)
"Beşikte de, yetişkinliğinde (kehlen) de insanlarla konuşacaktır. Ve O salihlerdendir." (Al-i İmran Suresi, 46)

"Selam üzerimedir; doğduğum gün, öleceğim gün ve diri olarak yeniden-kaldırılacağım gün de." (Meryem Suresi, 33) (Şükürler olsun ki isa mesih diridir)

Al-i İmran Suresi'nin 55. ayetinde, Hz. İsa'ya uyanların kıyamete kadar inkara sapanların üstüne geçirileceği haber verilmektedir.

İsa Peygamber İncil'i tebliğ etmiştir. (Hadid Suresi, 27)

Hz. İsa Allah'ın elçisi ve kelimesidir. (Nisa Suresi, 171)
 
Son düzenleme:
hadid 27ye cevap...

Sonra bunların peşinden ard arda peygamberlerimizi gönderdik. Onların arkasından da Meryem oğlu İsa’yı gönderdik, ona İncil’i verdik ve kendisine uyanların kalplerine şefkat ve merhamet duygusu koyduk. (Kendiliklerinden) icat ettikleri ruhbanlığa gelince; biz onu onlara farz kılmamıştık. Allah’ın rızasını kazanmak için onu kendileri icat etmişlerdi. Fakat ona da gereği gibi uymadılar. Biz de içlerinden iman edenlere mükâfatlarını verdik. Fakat onlardan birçoğu da fasık kimselerdir.

yukardaki hadid suresinin 27.ayet mealidir..incili ve isayı seven mesihçi din..... yazıyorum ....
 
Lütfen daha dikkatli araştıralım ve öyle yazalım...

Kutsal Kitap hakkında yazdıklarınız bir bakıma doğrudur, Mesih İsa dan sonra kaleme alınmıştır. Fakat bana öyle geliyor ki yazınızı subjektif yazmayı tercih etmiş ve Kuran a hiç toz kondurmamışsınızdır. Kuran çelişkilerle dolu dediği dediğini tutmayan hatta Muhammed zamanında deil Osman zamanında toparlanıp derlenip bir araya getirilen bir kitaptır... Araştırmanıza katkısı olacağını düşünüp aşağıdaki linki veriyorum, iyice bir okuyun ki gerçeklerden bihaber kalmayın derim...


 
Peygamber Efendimiz bir çok Hadislerinde kendinden sonra özellikle dört halifeye ve genel olarak da sahabelerine uymayı emreder. Eğer Peygamber Efendimiz her konuda vasiyet etseydi, o zaman yeni olaylar karşısında "vasiyet olmadığı için yapamayız" gibi düşüncelerle çözümler üretilemezdi. Bu nedenle Halifelik ve Kuranın toplanması gibi önemli konularda bile vasiyet edilmemiştir. Böyle çok önemli konularda bile ashabın çözüm yollarına uyulması, diğer konularda onların örnek alınacağına ayrıca bir delil olabilmiştir. Diğer taraftan bu ve buna benzer konularda ashabın çözüm yolu bulması, bundan sonra meydana gelecek olaylarda nasıl bir yöntem izlenmesi gerektiği de gösterilmiş olmaktadır.

O (S.A.V.), insanlığı kurtuluşa çağıran, karanlık dünyada yolları aydınlatan bir ziya ve nur mesabesinde idi. Bu görev için seçilerek ilahi bir terbiyeden geçmiş ve nihayet, kemal döneminde görevlerin en yücesi ile vazifelendirilmişti. Resulullah, görevinde son derece titizdi. Vahyi telakki ederken ve de sonraki davranışları bunu ortaya koyar. Mesela O (S.A.V.), vahiy hali vuku bulduğunda, bildirileni çabuk ezberleyip kalbine yerleştirmek için dilini hareket ettiriyor. (Kıyamet, 16) Gelen vahiyleri özel katiplerine kaydettiriyor, buna mukabil Kur'an ile karışmasın diye kendi sözlerinin kaydedilmemesini ashabından istiyordu.

Kur’an-ı Kerim 42 vahiy katibi tarafından yazılmıştır. En meşhurları Mekke'de Abdullah b. Sa'd Medine'de ise Übey ibni Kab'dır. Kur’an ayetleri kağıt, bez, deri parçaları, taş, tuğla, kürek kemikleri üzerine yazılmıştır. Her Ramazan ayında nazil olan vahiy pasajlarını (Kur'an'ı Kerim'i) baştan sona Cebrail'e arz ediyordu. Karışıklığı önlemek için de gelen vahyin nereye konulacağını belirtiyordu. Peygamber Efendimiz hayatta olduğu sürece vahiy devam ettiğinden, Kur’an metni, iki kap arasında mushaf haline getirilemezdi. Böyle yapılmış olsaydı sık sık değişiklik yapmak, araya girecek birkaç ayeti yerleştirmek için, ikide bir çok sayıda yazılmış metni imha etmek mecburiyeti hasıl olacaktı. Diğer taraftan Kur’an metni birçok hafız tarafından ezberlenip devamlı surette okunuyor ve ashabın bir kısmının nezdinde yazılı nüshalar da bulunuyordu. Üstelik Hz. Peygamber gibi bir teminat mercii vardı. Bu yüzden metnin muhafazası konusunda endişeye sebep yoktu.

Ayrıca El-Hakim (Ö 405-1014) Müstedrek’inde “Kur’an metninin biraraya getirilmesi 3 defa yapılıp, birincisi Resulullah’ın huzurunda olmuştur” dedikten sonra, bu hükmüne esas teşkil eden şu hadisi, Zeyd İbn Sabit’den (Buhari ve Müslim’in rivayet şartlarını taşıyan bir senedle) nakleder. Zeyd diyor ki: “Biz, Hz. Peygamber’in huzurunda Kur’an’ı birtakım parçalardan telif ediyorduk (topluyorduk).” Beyhaki bu hadis hakkında: “Kanaatimce bundan maksad, birkaç ayrı defada indirilen ayet gruplarını, Hz.Peygamber’in Nezaretinde sureler halinde derlemektir” demektedir.

Şu halde vahyi tamamlanan sureleri peygamberimiz, mevcut en uygun malzemeye, birtakım sahifeler halinde temize çektirip muhafaza ediyordu. Peygamberimizin hayatında birçok sahabi Kur’an’ı hem hafızalarında hem de sahifelerinde toplamış bulunuyorlardı. O’nun ahirete irtihali üzerine Hz.Ali derhal evine kapanmış, “Kur’an’ı cemetmedikçe Cuma namazına çıkmak hariç, ridamı giymemeye yemin ettim” diyerek, sözünü yerine getirmiş, Kur’an’ı cemetmedikçe Hz. Ebu Bekir’e biat etmemişti.kaynak:sorularlaislamiyet.com
 
Nisa suresi 171.ayet

171.
Ey Kitab ehli! Dininizde sınırları aşmayın ve Allah hakkında ancak hakkı söyleyin. Meryemoğlu İsa Mesih, ancak Allah’ın peygamberi, Meryem’e ulaştırdığı (emriyle onda var ettiği) kelimesi ve kendisinden bir ruhtur. Öyleyse Allah’a ve peygamberlerine iman edin, “(Allah) üçtür” demeyin.33 Kendi iyiliğiniz için buna son verin. Allah ancak bir tek ilahtır. O çocuk sahibi olmaktan uzaktır. Göklerdeki her şey, yerdeki her şey onundur. Vekil olarak Allah yeter.​


SPACE.GIF
172.


Mesih de, Allah’a yakın melekler de, Allah’a kul olmaktan asla çekinmezler. Kim Allah’a kulluk etmekten çekinir ve büyüklük taslarsa, bilsin ki, O, onların hepsini huzuruna toplayacaktır.​


SPACE.GIF
173.


İman edip salih ameller işleyenlere gelince, (Allah) onların mükafatlarını eksiksiz ödeyecek ve lütfundan onlara daha da fazlasını verecektir. Allah’a kulluk etmekten çekinenlere ve büyüklük taslayanlara gelince; (Allah) onları elem dolu bir azaba uğratacaktır ve onlar kendilerine Allah’tan başka bir dost ve yardımcı da bulamayacaklardır.​


SPACE.GIF
174.


Ey insanlar! Size Rabbinizden kesin bir delil (Hz. Muhammed) geldi ve size apaçık bir nur (Kur’an) indirdik.​


SPACE.GIF
175.


Allah’a iman edip ona sımsıkı sarılanları ise (Allah), kendisinden bir rahmet ve lütfa kavuşturacak ve onları kendisine varan doğru bir yola iletecektir
kaynak:diyanet.gov.tr​
 
2.1. Hz. Muhammed Son Peygamberdir

Peygamberlerin en büyüğü ve sonuncusu, bizim peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.)dir. Onun tebliğ ettiği İslâm dini, son dindir. Allah tarafından getirdiği Kuranıkerim, bütün insanlığa seslenen Allahın son kitabıdır.
Hz. Muhammed (s.a.s.)in gelmesiyle peygamberlik kapısı kapanmıştır. O, yeryüzündeki bütün milletlerin peygamberidir. Bu gerçek Kuran-ı Kerimde şöyle bildirilmektedir:
Ey Muhammed! De ki: Ey İnsanlar! Doğrusu ben Allahın hepiniz için gönderdiği Peygamberiyim.
Her Peygember kendinden sonraki peygamberi müjdelemiştir

Bu konuda Kur'an'da, Yüce Allah şöyle buyurur:
"Hatırla ki, Meryem oğlu İsa: Ey İsrailoğulları! Ben size Allah'ın elçisiyim, benden önce gelen Tevrat'ı doğrulayıcı ve benden sonra gelecek Ahmed adında bir peygamberi de müjdeleyici olarak geldim, demişti. Fakat o, kendilerine açık deliller getirince: Bu apaçık bir büyüdür, dediler." (61/Saff suresi 6. ayet)
Kuran, Peygamberimiz hakkında ise şöyle buyurur:
Muhammed, sizin erkeklerinizden hiçbirinin babası değildir. Fakat o, Allah'ın Resûlü ve peygamberlerin (nebilerin) sonuncusudur. Allah her şeyi hakkıyla bilendir. (33/Ahzab suresi 40. ayet) Kur'an'da, peygamberimizden sonra gelecek bir peygamberden söz edilmeyişi, aksine onun son peygamber olduğunun açıkça söylenmesi, ondan snra peygamber gelmeyeceğinin kanıtıdır.
Yeni Bir Peygambere Gerek Var mı?

Allah, peygamberleri toplumlar Allahtan iyice uzaklaşıp günah ve zulüm çok yaygınlaştığında ve insanların ellerinde onlara doğru yolu gösterecek ilahi bir kitap olmadığında göndermiştir.
Hiçbir peygamber, nedensiz ve ihtiyaç olmadığı halde gönderilmemiştir. Hz. Muhammedin (s) mesajı bütün dünyaya ve toplumlara ulaştığından yeni bir peygambere ihtiyaç yoktur. Peygamberler, Allahın gönderdiği ilahi mesajların değiştirildiğinde veya yok olduğunda gönderilmişlerdir. Peygamberimize gönderilen mesajın Allah tarafından korunduğu açıktır. Yani ne unutulmuş ne de değiştirilmiştir. Yüce Allah bu konuda şöyle buyurur:
"Kur an'ı biz indirdik; elbette onu yine biz koruyacağız." (15/Hicr suresi 9. ayet)
Bütün insanlığa gönderilen peygamberimiz, dünyayı aydınlatan güneş gibidir. Ona gönderilen kutsal kitap Kuran, indirildiği günkü haliyle bütün dünyaya yayılmıştır.kaynak:frmtr.com
 
Son düzenleme:
Hadid /27

Sonra onların izleri üzerinde elçilerimizi birbiri ardınca gönderdik. Meryem oğlu İsa'yı da arkalarından gönderdik; ona İncil'i verdik ve onu izleyenlerin kalplerinde bir şefkat ve merhamet kıldık. (Bir bid'at olarak) Türettikleri ruhbanlığı ise, Biz onlara yazmadık (emretmedik). Ancak Allah'ın rızasını aramak için (türettiler) ama buna da gerektiği gibi uymadılar. Bununla birlikte onlardan iman edenlere ecirlerini verdik, onlardan birçoğu da fasık olanlardır
 
Son düzenleme:
Kurandan Ayetler Veriyorsun

Kuran ı Kerim den ayetler veriyorsun ama ona inanmıyosun bu nasıl iş sen bi yalnız kal ve iyi düşün hiç duymadınmı bu ayeti ALLAH KATINDA DİN İSLAMDIR. ve şunu FAHRİ KAİNAT EFENDİMİZ ONUN KULU VE RESULUDÜR Sen ve senin gibiler Peygamber efendimizin peygamberliğini ve resullüğünü kabullenmeden cennete giremiyeceksiniz
 
Geri
Üst