Uzman SühaN
Administrator
İnsanlar neden yalan söyler ? Yalan söyleme hastalığı ( Mitomani ) nedir ?
yalan,yalan söyleme,yalan söyleme hastalığı,neden yalan söyleriz,neden yalan söylenir
Yalan söylemek ahlaki olarak yanlıştır ve daima vazgeçilmezdir. Ancak, maalesef oldukça sıradan ve insana doğal olarak geliyor.Dürtüsel olarak yalan söyleyenler, düşük benlik saygısından etkilenebilir . Bazı terapistler, bireylerin aldatma pratiğinin bir avantaj olduğu bir ortamda yaşamanın bir sonucu olarak bu alışkanlığı geliştirebileceğine inanırlar. Çoğu insan zaman zaman bir çeşit yalan söyleyecektir, ancak ı yalan tipik insan davranışları değildir. Yalanlar, geçmiş travma veya günlük stresden kurtulmak gibi kişisel sebeplerden söylenir.İnsanların yalan söylemeyi tercih etmelerinin bir diğer yaygın nedeni, imajlarını iyileştirmek veya kurtarmaktır. Kendilerini sürekli olarak iyi, kibar, başarılı, vb., Tüm olumlu insan niteliklerine sahip olarak tasvir etmek isterler. Abartı ve blöf, diğer iki tür yalan ve insanların başkalarını etkilemek veya yanlış yönlendirmek için benimsedikleri yöntemlerdir.
Patolojik yalancılar, kendileri için açık bir yararın olmadığı durumlarda bile, yalan söylemeyi durduramayan bireylerdir. Yalanlarını kontrol edemiyorlar. Sorunlardan kurtulmak ya da diğer yaygın nedenlerden dolayı yalan söyleyen normal insanların aksine, patolojik yalancılar sürekli yalan söylerler.Patolojik yalan, aileleri, arkadaşları ve önemli kişileride dahil olmak üzere ilişkileri engelleyebilir. Bunun nedeni, ilişkilerin yalan ve yalanlara dayanmasıdır.Psikoterapi, dürtüsel olarak yalan söyleyen bireyler için iyi bir başlangıç noktasıdır. Sorun şu ki, çoğu zaman bir problemleri olduğunu kabul etmiyorlar. Patolojik yalancılar, doğruyu yada yalanı ayırt edemeyebilirler.
Bilişsel davranış terapisi, yalan söylemeyi kesemeyen bireyler için faydalı olabilecek spesifik bir tedavi türüdür. Patolojik yalancılar kişilik bozukluğu gibi diğer ruhsal bozukluklar için taranmalıdır. Bu durumda, psikotrop ilaçları psikoterapi ile birlikte yardımcı olabilir.
Paranoid Şizoid ve Şizotipal Kişilik Bozuklukları
Psikiyatristler, henüz ruhsal bozukluğun belirleyen bir patoloji vermemişlerdir, ancak bu davranış zihinsel bir bozukluğa işaret etmektedir. Patolojik yalancılar genellikle düşük benlik saygısı ile onları daha önemli görmelerini ya da başkalarının dikkatini çekmelerini sağlayan yalanlardan oluşan bir ağı döndürmeleri için motive olurlar. Bu sosyopatlar aynı zamanda doğruları yanlış perspektif veren şekillerde anlatırlar. Ayrıca, kronik yalancıların hiçbir zarar vermek istemedikleri ve çoğu zaman bunu istemeden yaptıkları belirtilmelidir. Zorunlu yalanlar, her seviyede kırılmış ilişkilerle sonuçlanır.
Patolojik bir yalancı, sorularla karşı karşıya kaldıklarında, her ne pahasına olursa olsun onlardan kaçınmaya eğilimlidirler. Çoğu yalancı gözle temastan kaçınsa da, daha inandırıcı görünmek için patolojik yalancılar derin göz temasını sürdürme yoluna gidecektir. Genel olarak, yalan söyleyen kişi aşırı gergin yada endişeli görünebilirler.Yalan söylerken kişi terleyebilir sesi titreyebilir.Madde bağımlılığı, yeme bozuklukları ( Anoreksiya nervoza ) , öfke vb. Öyküsü, kişinin patolojik bir yalancı olma kapasitesine sahip olduğuna dair iyi göstergeler olabilir. Patolojik yalancılar kendi dünyalarında yaşıyorlar. Bunlar yalanlarının doğru olduğuna ve temel olayların önemini abartmaya eğilimli olduklarına inanırlar.Şaşırtıcı bir şekilde, patolojik yalancılar hem romantik hem de profesyonel olan istikrarsız ilişkilere sahiptir.
Psikoloji, birisinin yalan söylediğini nasıl anlatacağımızı öğretebilir. Bir yalancıyla konuşmak, rahatsız edici bir deneyim olabilir. Altta yatan içgüdülerimize güvenmek yerine, bir kaç anahtar işarete dikkat çekerek birinin doğruyu söyleyip söylemediğini belirlemek mümkündür.Kişinin konuşma güçlüğü geçmişi olmasa bile, bir yalanın baskısı altında konuşmakta zorlanabilirler.
Yalan ve aldatma, ortak insan davranışlarıdır. Yakın zamana kadar, insanların ne sıklıkla yalan söylediğine dair çok az araştırma yapılmıştır. Bazı araştırmalar insanların yüzde 96 sının en bazen yalan söylemeyi kabul ettiğini ileri sürüyor. Gerçek şu ki çoğu insan zaman zaman yalan söylüyor . Bu yalanların bazıları, küçük beyaz yalanlardır . Diğer durumlarda, çok ciddi bir başkasının hayatını olumsuz etkileyebilecek yalanlar varıdr. Açıkçası, dürüst ve yalan söyleyen bireyler arasındaki davranış farklılıkları ayırmak ve ölçmek zordur. Yalanları tespit etmeye gelince, insanlar genellikle vücut diline odaklanır . Konuşmacı kasıtlı olarak önemli detayları atlıyorsa yalan söylüyor olabilir.Kişi konuşurken endişeli ve korku içinde ise yalan söylüyor olabilir.Gerçek şu ki, birinin yalan söylediğine dair kesin bir delil yoktur. Aldatmaya karşı harika bir sezgisel dürüstlüğünüz olabilir. İç güdülerinize güvenin..Yalanlar gerçek değildir ve bu yüzden arkasında bir duygu olmayacaktır, eğer önünüzdeki kişinin sahte ya da samimiyetsiz olduğunu hissedebilirsiniz.
Yalan söylemek ahlaki olarak yanlıştır ve daima vazgeçilmezdir. Ancak, maalesef oldukça sıradan ve insana doğal olarak geliyor.Dürtüsel olarak yalan söyleyenler, düşük benlik saygısından etkilenebilir . Bazı terapistler, bireylerin aldatma pratiğinin bir avantaj olduğu bir ortamda yaşamanın bir sonucu olarak bu alışkanlığı geliştirebileceğine inanırlar. Çoğu insan zaman zaman bir çeşit yalan söyleyecektir, ancak ı yalan tipik insan davranışları değildir. Yalanlar, geçmiş travma veya günlük stresden kurtulmak gibi kişisel sebeplerden söylenir.İnsanların yalan söylemeyi tercih etmelerinin bir diğer yaygın nedeni, imajlarını iyileştirmek veya kurtarmaktır. Kendilerini sürekli olarak iyi, kibar, başarılı, vb., Tüm olumlu insan niteliklerine sahip olarak tasvir etmek isterler. Abartı ve blöf, diğer iki tür yalan ve insanların başkalarını etkilemek veya yanlış yönlendirmek için benimsedikleri yöntemlerdir.
Patolojik yalancılar, kendileri için açık bir yararın olmadığı durumlarda bile, yalan söylemeyi durduramayan bireylerdir. Yalanlarını kontrol edemiyorlar. Sorunlardan kurtulmak ya da diğer yaygın nedenlerden dolayı yalan söyleyen normal insanların aksine, patolojik yalancılar sürekli yalan söylerler.Patolojik yalan, aileleri, arkadaşları ve önemli kişileride dahil olmak üzere ilişkileri engelleyebilir. Bunun nedeni, ilişkilerin yalan ve yalanlara dayanmasıdır.Psikoterapi, dürtüsel olarak yalan söyleyen bireyler için iyi bir başlangıç noktasıdır. Sorun şu ki, çoğu zaman bir problemleri olduğunu kabul etmiyorlar. Patolojik yalancılar, doğruyu yada yalanı ayırt edemeyebilirler.
Bilişsel davranış terapisi, yalan söylemeyi kesemeyen bireyler için faydalı olabilecek spesifik bir tedavi türüdür. Patolojik yalancılar kişilik bozukluğu gibi diğer ruhsal bozukluklar için taranmalıdır. Bu durumda, psikotrop ilaçları psikoterapi ile birlikte yardımcı olabilir.
Paranoid Şizoid ve Şizotipal Kişilik Bozuklukları
Psikiyatristler, henüz ruhsal bozukluğun belirleyen bir patoloji vermemişlerdir, ancak bu davranış zihinsel bir bozukluğa işaret etmektedir. Patolojik yalancılar genellikle düşük benlik saygısı ile onları daha önemli görmelerini ya da başkalarının dikkatini çekmelerini sağlayan yalanlardan oluşan bir ağı döndürmeleri için motive olurlar. Bu sosyopatlar aynı zamanda doğruları yanlış perspektif veren şekillerde anlatırlar. Ayrıca, kronik yalancıların hiçbir zarar vermek istemedikleri ve çoğu zaman bunu istemeden yaptıkları belirtilmelidir. Zorunlu yalanlar, her seviyede kırılmış ilişkilerle sonuçlanır.
Patolojik bir yalancı, sorularla karşı karşıya kaldıklarında, her ne pahasına olursa olsun onlardan kaçınmaya eğilimlidirler. Çoğu yalancı gözle temastan kaçınsa da, daha inandırıcı görünmek için patolojik yalancılar derin göz temasını sürdürme yoluna gidecektir. Genel olarak, yalan söyleyen kişi aşırı gergin yada endişeli görünebilirler.Yalan söylerken kişi terleyebilir sesi titreyebilir.Madde bağımlılığı, yeme bozuklukları ( Anoreksiya nervoza ) , öfke vb. Öyküsü, kişinin patolojik bir yalancı olma kapasitesine sahip olduğuna dair iyi göstergeler olabilir. Patolojik yalancılar kendi dünyalarında yaşıyorlar. Bunlar yalanlarının doğru olduğuna ve temel olayların önemini abartmaya eğilimli olduklarına inanırlar.Şaşırtıcı bir şekilde, patolojik yalancılar hem romantik hem de profesyonel olan istikrarsız ilişkilere sahiptir.
Psikoloji, birisinin yalan söylediğini nasıl anlatacağımızı öğretebilir. Bir yalancıyla konuşmak, rahatsız edici bir deneyim olabilir. Altta yatan içgüdülerimize güvenmek yerine, bir kaç anahtar işarete dikkat çekerek birinin doğruyu söyleyip söylemediğini belirlemek mümkündür.Kişinin konuşma güçlüğü geçmişi olmasa bile, bir yalanın baskısı altında konuşmakta zorlanabilirler.
Yalan ve aldatma, ortak insan davranışlarıdır. Yakın zamana kadar, insanların ne sıklıkla yalan söylediğine dair çok az araştırma yapılmıştır. Bazı araştırmalar insanların yüzde 96 sının en bazen yalan söylemeyi kabul ettiğini ileri sürüyor. Gerçek şu ki çoğu insan zaman zaman yalan söylüyor . Bu yalanların bazıları, küçük beyaz yalanlardır . Diğer durumlarda, çok ciddi bir başkasının hayatını olumsuz etkileyebilecek yalanlar varıdr. Açıkçası, dürüst ve yalan söyleyen bireyler arasındaki davranış farklılıkları ayırmak ve ölçmek zordur. Yalanları tespit etmeye gelince, insanlar genellikle vücut diline odaklanır . Konuşmacı kasıtlı olarak önemli detayları atlıyorsa yalan söylüyor olabilir.Kişi konuşurken endişeli ve korku içinde ise yalan söylüyor olabilir.Gerçek şu ki, birinin yalan söylediğine dair kesin bir delil yoktur. Aldatmaya karşı harika bir sezgisel dürüstlüğünüz olabilir. İç güdülerinize güvenin..Yalanlar gerçek değildir ve bu yüzden arkasında bir duygu olmayacaktır, eğer önünüzdeki kişinin sahte ya da samimiyetsiz olduğunu hissedebilirsiniz.
