İşitme Engelliler Eğitiminde Hedef

Bilge Gökçen

Yeni Üye
Üye
İşitme Engelliler Eğitiminde Hedef
Evden çıktınız, arabanıza bindiniz ve gidiyorsunuz. Ama nereye gideceğinizi bilmeden gidiyorsunuz. Seyahatiniz sırasında çevrenizdeki bazı uyaranlar sizi yönlendiriyor ve tamamen içgüdüsel olarak yol almaya devam ediyorsunuz. Peki, nereye gidiyorsunuz ve nereye kadar bu gidişinizi devam ettireceksiniz? Sonuçta ne elde edeceksiniz?
Bu hal boşluğun ve şaşkınlığın en açık, en yalın hali. Kişi bu gidişine bir dur demezse, “Benim gittiğim yol doğru.” Sendromunu yaşaması kaçınılmaz olur. Ki bu insan tamamen iyi niyetlerle, idealist tavırlarla, kendi duvarlarını örer ve içine kendini hapseder. O kişiyi oradan çıkarabilecek tek şey otoritedir. Yoksa o insan ördüğü duvarların ardında, kendi çapında, yaşadığı gibi inanmaya dönük bir hayat sürecektir. Bu haldeki insan, yaşanılan tek gerçek hayatın kendi hayatı olduğunu düşünecek ve ilerleyen dönemlerde gözünün önünü göremez hale gelmesine sebep olacaktır. İşte bu halin tek ve en önemli nedeni otorite boşluğu ve otoritenin görevini yerine getirmemesinden kaynaklanmaktadır.
İnsanların hedefsizliği veya boşluğu, ya yeni değerler oluşturmalarına veya oluşturulan her hangi bir değerin savunuculuğunu yapmalarına sebep olur. Savunuculuğunu yaptıkları değer her halükarda otoritenin oluşturduğu bir değer olmadığından, ortaya çıkacak sonuç, bir takım kısırlıkları veya yanlışlıkları beraberinde getirecektir. Bu boşluğun en büyük handikabı hedefin çapını belirleyememektir. Hedefin çapını belirleyemeyen insan gökyüzüne kement atmış demektir.
Her şeyi öğretmeye çalışmakla, hiçbir şeyi öğretmemek arasındaki fark, sonuç olarak aynı değeri ifade eder. Bu da insanları uç noktalara iter. Tüm yollar gidilecek yolsa o insan kaybolmuştur.
İşitme engellilere yönelik müfredat ve sınav sisteminin bulunmaması inisiyatifi beraberinde getirir. İnisiyatif de, bilimsellikten uzak, otoriteyi hiçe sayan, bilinçsiz, vitrine yönelik çalışmaları ön plana alan, sistemsizliği beraberinde getirmiştir.
“Öğrencilerin düzeyine göre basitleştirin!” sözü “Ne haliniz varsa görün!” sözünden farklı değildir. Anlam olarak aynı şeyi ifade eder. Sadece sözün söyleniş tarzı farklıdır. “Sen aptalsın!” veya “Sen pek akıllı değilsin?” gibi.
Mesela otoritenin sözüne karşılık bizde tam tersi bir durum düşünelim! İşitme engelli öğrencilere göre bir program hazırlayalım ve diyelim ki “Normal işiten öğrencilerinize bunu uyarlayın!” , ne kadar akılcı veya ne kadar bilimsel olur?
“Eğitim profesyonellik işidir.”, “Eğitim şakaya ve ya ihmale gelmez, ciddiyet isteyen bir iştir.” Sözleri özlü söz olmaktan çıkarılmalıdır. Yapılan güzelliklerin arasına işitme engellilere yönelik bir güzelliğin katılmaması için hiçbir sebep yoktur. Ve şu an işitme engelliler eğitiminde en önemli boşluk hedef belirleyememe boşluğudur. Bu boşluğun hemen, hiç vakit kaybetmeden otoriteler tarafından doldurulması gerekmektedir.
Gelecek bir bütündür, parçalanamaz.
Kaynaklar
mfadiyaman.blogcu.com
 
Geri
Üst