İstanbul - Sarıyer'in Tarihi ile İlgili Merak Ettiğiniz Herşey

*MeleK*

♥Ben Aşık Olduğum Adamın Aşık Olduğu Kadınım♥
İstanbul - Sarıyer'in Tarihi ile İlgili Merak Ettiğiniz Herşey
sarıyer hamamı bilezikçi çiftliği sarıyerdeki yalılar kestane suyu sarıyer tarihi
[FONT=arial, helvetica, sans-serif][FONT=arial, helvetica, sans-serif]sarıyer, İstanbul Boğazı'nın Rumeli yakasında yer alan ve 151 bin km2'lik alan üzerinde kurulmuş ve 8.100 hektarı mücavir alan olan bir yerleşim bölgesidir. Eski dönemlerde Makrıköy'e (Bakırköy) bağlı olan sarıyer, 15 Mayıs 1930 tarihinde ilçe oldu.

İlçe olan sarıyer'de o tarihten günümüze kadar Aziz Hüdai Bey, Hüsnü Uğural, Hamdi Bey, Yzb. Orhan Bey (1960 ihtilali nedeniyle bir süre için), Nevzat Bey, Mehmet Ali Ulusel, Kudret Tanrıöver, İhsan Erçelik, Ali Aydınalp, Abdülkadir Güzeloğlu, Neşet Ersoy, Z. Kezi Çepoğlu, A. Metin Alp, Yaşar Gül ve Mehmet Ersoy (halen görevde) kaymakam olarak görev yaptılar.

sarıyer ilçesinde iki nahiyenin varlığı bilinmektedir. Biri Osmanlılar zamanında ve Cumhuriyetin ilk yıllarında Rumelifeneri, diğeri de Yeniköy'dür. Rumelifeneri Cumhuriyetin ilk yıllarında köye dönüştürülmüş, bilahare de Yeniköy'ün nahiyeliği 1972 yılında kaldırılmıştır.

sarıyer, 1984 yılında müstakil belediye oldu. O yıldan günümüze kadar; Ali Sandıkçı, M. İhsan Yalçın, Yusuf Tülün, Sedat Özsoy ve Yusuf Tülün (ikinci kez, halen görevde) belediye başkanı olarak görev yaptılar.

sarıyer ilçesinde bir de belde belediyesi bulunmaktadır. İlçenin en büyük köyü Bahçeköy 1992'de Belediye oldu. Bahçeköy'de Muzaffer Altınsoy ile Mustafa Başaran (halen görevde) Belde Belediye Başkanı olarak görev yaptılar. sarıyer ilçesinde; 1 belde belediyesi, 24 mahalle ve 8 köy muhtarlığı bulunmaktadır.

sarıyer ilçesinde gerek mülki yönetim ve gerekse belediye yönetimi mekân ve yerleşim olarak büyük dağınıklık gösterir. İlçe merkezi, sarıyer merkez mah. iken Kaymakamlık ve birimleri (1967 yılında Kaymakamlık sarıyer Merkez Mah. getirilmiş ama bağlı ünitelerin bir kısmı yine aynı yerlerde çalışmalarını devam ettirmektedir.), Emniyet Müdürlüğü, Vergi Dairesi, Gümrük Müdürlüğü, Milli Eğitim Müdürlüğü, Adliye Büyükdere'de; İtfaiye Müdürlüğü İstinye'de, Askerlik Şubesi Yeniköy'de, Jandarma Komutanlığı Yenimahalle'dedir. Aynı yerleşim dağınıklığı Belediye Başkanlığı yerleşiminde de görülüyor. Başkan ve başkan yardımcılıklarının mekânları Büyükdere'de farklı binalarda, bağlı üniteler ise değişik mahallelerde bulunmaktadır.
[/FONT]
[/FONT][FONT=arial, helvetica, sans-serif][FONT=arial, helvetica, sans-serif]Jeolojik Yapı:
sarıyer Jeolojik yapı itibariyle dört zamandan örnekler verir. Yenimahalle ile Anadolukavağı'na kadar olan kısmı ikinci volkanik arazilerdir. Birinci zaman ortaları (devon) devri topraklarıdır (killi, şistli, kesif mavi kalkerler). Kalker kayaların üst kısımları Akdeniz bölgesi özelliğine sahip kırmızı toprakla kaplıdır. Humusu az demirhidratları fazla olan killi topraklar, kış mevsiminde renk değiştirerek kahverengiye dönüşür. Devon şist ve grelerini çok taşlı, kumlu, az kireçli topraklar örter. Vadi yataklarında alüvyonlar bulunur. Buralarda toprak derinliği yüksek, bitki örtüsü bulunmayan meyilli yamaçlarda toprak kalınlığı çok az olup, yer yer ana kayalar meydana çıkar. Boğaziçi kıyılarında vadi olmayan yerlerde dik yamaçlar bulunur. Yamaçların üst kısımları yayla havası taşır. Yükseltileri fazla olmayıp 100 ile 250 metre arasında değişiklik gösterir.

İlçe sınırları içindeki yükseltilerden Kocataştepe ilçenin en yüksek tepesi olup 249 metredir. Diğer yükseltiler ise şunlardır: Büyük Doğantepesi (236 m), Kocatarlatepe (232 m), Büyük Kartaltepe (230 m), Maltıztepe, Tarabyatepe, Şeytantepe, Kabataştepe, Otağtepe, Ağlamış Baba Tepesi sarıyer'in belli başlı yükseltileridir.
[/FONT]
[/FONT]
[FONT=arial, helvetica, sans-serif][FONT=arial, helvetica, sans-serif]sarıyer'de İklim:
sarıyer ilçesi, İstanbul içinde 41 derece kuzey enlemi ve 29 derece doğu boylamının kesiştiği noktada olup, Türkiye'nin iki anakara parçasından biri olan ve Rumeli yakası olarak isimlendirilen Trakya anakarası üzerindedir. Karşısında Anadolu anakarası bulunmaktadır.

sarıyer'de iklim Boğaziçi iklimi ve dolayısıyla Marmara iklimine girer. Sahil kısımlarda hava koşulları mevsimlere göre değişiklik gösterir.
Yağışlar kışın fazla yaz aylarında ise azdır. Yılda ortalama olarak 727 kg. yağmur alır. Kar yağışı sonucunda karın yerde kalması yılda ortalama olarak 10 ile 12 gün arasındadır. sarıyer sınırları içinde ölçülen en yüksek sıcaklık +40 derecedir. Ortalama sıcaklık ise +20 derecedir. En düşük ısı farkı ise -5 derece ile -7 derece arasındadır. Boğaziçi'nde dolayısıyla da sarıyer'de sis sıkça görülür. Görüş mesafesini azaltan sis daha çok kış ve ilkbahar aylarında meydana gelir. sarıyer'de sis yıllık ortalama 17 gündür.

sarıyer boğaz rüzgârlarına açıktır. Rüzgârlar genel olarak kuzey, kuzeydoğu, güney ve güneybatıdan eser. Rüzgârların hızına göre fırtına olur. Fırtına daha çok kışın Aralık, Ocak ve Şubat aylarında görülür. "Kış mevsiminin yıllık toplam fırtınalı gün sayısı sarıyer'de %40,8'dir."
[/FONT]
[/FONT]
[FONT=arial, helvetica, sans-serif][FONT=arial, helvetica, sans-serif]sarıyer'de Ormanlar, Korular, Bahçeler:
sarıyer ilçe olarak büyük ormanlık alanlara sahiptir. Ormanlar arasında hem devlet hem de özel ormanlar bulunmak¬tadır. Ormanlar ilçenin iç kısımlarındadır. İlçe sınırları içindeki en büyük orman devlet ormanı olan Belgrat Ormanlarıdır. İlçe ormanlarında en çok Kestane, Kayın, Gürgen, Kızılağaç, Ihlamur, Dişbudak, Ardıç, Meşe, Çınar, Akçaağaç ve İbreli ağaçlar (Çam türleri: karaçam, kızılcam, sarıçam, göknar, ladin gibi) bulunur. Orman içinde çalılıklar da büyük yer tutar. sarıyer ormanları; pırnal, kocayemiş, muşmula, fındık, süpürge, karaçalı, katırtırnağı, ormangülü formasyonuna da sahiptir. Sahil şeridinde ise manolya, erguvan, akasya, morsalkım gibi çiçekli ağaçlar da çok sık görülmektedir.

Deniz sahil şeridinde yer alan sarıyer sadece denizi ile değil koruluk ve bahçeleriyle de İstanbul'un en önemli ilçelerinden biridir. Yüz binlerce insanı ağırlayan bahçeler, korular ve orman içi dinlence yerlerinin sayısı pek çoktur. Korulukların sayısı ise azalmaya devam etmektedir. Koruluklar gün geçtikçe yerleşime açılmaktadır. Özel koruluklar daha çok Boğaziçi'nde yabancı ülkelerin elçiliklerinin yazlık binalarının bulunduğu yerlerde bulunmaktadır. Bu arada eski sahilsaray, köşk ve konakların da bir kısmının korulukları günümüze kadar korunabilmiştir.

Korulukları: sarıyer ilçesi içindeki koruluklar:
1- Boğaziçi Üniversitesi Korusu Rumelihisarı'nın üst kısımlarında olup 233 hektardır.
2- Emirgan Korusu 47,2 hektar olup Emirgan'ın üst kısmında olup etrafı duvarlarla çevrilidir.

3- Said Halim Paşa Korusu Yeniköy sırtlarında duvarlarla çevrilmiş olup 9,2 hektardır.
4- Avusturya Elçiliği Korusu Yeniköy'de olup 5,5 hektardır, deniz cepheli ve duvarlarla çevrilidir.
5- Fransa Elçiliği Korusu Tarabya'da olup deniz cephelidir ve 7,5 hektardır.
6- İngiliz Elçiliği Korusu Tarabya sahil boyunda deniz cepheli olup 2,7 hektardır.
7- Alman Elçiliği Korusu Tarabya'da deniz cepheli olup 17 hektardır.
8- Huber Köşkü (Cumhurbaşkanlığı Yazlık Köşkü) Korusu Tarabya'da deniz cepheli olup 64 hektarlık bir alana sahiptir.
9- Dalyan Koruluğu Kefeliköy'de olup deniz cephelidir.
10- İspanya Elçiliği Korusu Büyükdere'de olup deniz cephelidir ve 0,9 hektardır.
11- Rusya Elçiliği Koruluğu Büyükdere-sarıyer sahil şeridinde deniz cepheli olup, duvarlarla çevrili ve 16.6 hektardır.
12- Tekel Kibrit Fabrikası Korusu Çayırbaşı'nda olup 325 hektardır (bu koruluğun büyük kısmı ormanlıktır).
13- Hamdi Paşa Korusu Maden'de bulunmaktadır.
[/FONT]
[/FONT]
[FONT=arial, helvetica, sans-serif][FONT=arial, helvetica, sans-serif]Mesireleri:
sarıyer ilçesi içinde ayrıca çok önemli ve büyük mesire yerleri bulunmaktadır. Bunlardan en önemlileri:
[/FONT]
[/FONT]
  1. [FONT=arial, helvetica, sans-serif][/FONT][FONT=arial, helvetica, sans-serif]
  2. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Belgrat Ormanı ve orman içindeki piknik yerleri [/FONT]
  3. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Sultan Suyu [/FONT]
  4. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Bahar Suyu [/FONT]
  5. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]İÜ Orman Fakültesi Bilezikçi Çiftliği [/FONT]
  6. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Hünkar Suyu [/FONT]
  7. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Şifa Suyu [/FONT]
  8. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Çırçır Suyu [/FONT]
  9. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Kestane Suyu [/FONT]
  10. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]İpek Suyu [/FONT]
  11. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Bekardere [/FONT]
  12. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Fıstık Suyu[/FONT][/FONT]
[FONT=arial, helvetica, sans-serif][FONT=arial, helvetica, sans-serif]Çiftlikler:
sarıyer ilçesi sınırları içerisinde çiftlikler de önemli yer tutarlar. sarıyer sınırları içindeki çiftliklerden bazıları;
[/FONT]
[/FONT]
  1. [FONT=arial, helvetica, sans-serif][/FONT][FONT=arial, helvetica, sans-serif]
  2. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Bilezikçi Çiftliği (Büyük bir kısmı ormanlık) [/FONT]
  3. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Karakahya Çiftliği (bilahare Fidanlık yapıldı) [/FONT]
  4. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Sanderson Çiftliği [/FONT]
  5. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]İbrahim Paşa Çiftliği [/FONT]
  6. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Çakal Çiftliği [/FONT]
  7. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Yorgancı Çiftliği [/FONT]
  8. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Yerliköy Çiftliği [/FONT]
  9. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Göçmenler Çiftliği [/FONT][/FONT]
[FONT=arial, helvetica, sans-serif][FONT=arial, helvetica, sans-serif]Dereleri:
sarıyer ilçesi sınırları içinde dere sayısı azımsanmayacak kadar çoktur. Bu derelerden sarıyer, İstinye, Tarabya, Rumelikavağı ve Garipçe dereleri yol, cadde, park ve meydan kazanılması amacıyla kapatılmıştır. Başlıcaları;
[/FONT]
[/FONT]
  1. [FONT=arial, helvetica, sans-serif][/FONT][FONT=arial, helvetica, sans-serif]
  2. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]sarıyer deresi [/FONT]
  3. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Büyükdere (Çayırbaşı Deresi) [/FONT]
  4. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Bakla Deresi [/FONT]
  5. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Maltızdere [/FONT]
  6. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Mandra Deresi [/FONT]
  7. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]İstinye Deresi [/FONT]
  8. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Tarabya Deresi [/FONT]
  9. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Tuzdere [/FONT]
  10. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Kömdere [/FONT]
  11. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Kurşun Suyu [/FONT]
  12. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Çimendere [/FONT]
  13. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Sipahi Deresi [/FONT]
  14. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Uzundere (Uzunya Deresi) [/FONT]
  15. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Ketendere [/FONT]
  16. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Garipçe Deresi [/FONT]
  17. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]İskender Dere [/FONT]
  18. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Kavak Deresi [/FONT]
  19. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Baltalimanı Deresi [/FONT][/FONT]
[FONT=arial, helvetica, sans-serif][FONT=arial, helvetica, sans-serif]Memba Suları:
Geniş bir alana yayılan sarıyer'in ormanları kadar içilecek ve kullanacak suları da boldur. Bilhassa memba (kaynak) suları ile ünlüdür. Merkez sarıyer'de Kocataştepesi'nin bulunduğu dağ silsilesi sarıyer'in su havzasıdır. Ayrıca Büyükdere/Çayırbaşı Vadisi ve Belgrad Ormanları su bakımından çok zengindir. İlçedeki önemli memba suları ve bazılarının sertlik dereceleri:
[/FONT]
[/FONT]
  1. [FONT=arial, helvetica, sans-serif][/FONT][FONT=arial, helvetica, sans-serif]
  2. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Kocataş Suyu (0.5) [/FONT]
  3. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Neşet Suyu (1) [/FONT]
  4. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Ali Bey Suyu (2) [/FONT]
  5. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Kefeliköy Suyu (3) [/FONT]
  6. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Kestane Suyu (3) [/FONT]
  7. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Hünkar Suyu (3.5) [/FONT]
  8. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Sultan Suyu (4) [/FONT]
  9. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Fındık Suyu (5.5) [/FONT]
  10. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Çırçır Suyu (6) [/FONT]
  11. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Şifa Suyu [/FONT]
  12. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]İmam Suyu [/FONT]
  13. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Kum Suyu [/FONT]
  14. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Kanlıkavak Suyu [/FONT]
  15. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Yusuf Ağa Suyu [/FONT]
  16. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Kumdöken Suyu [/FONT]
  17. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Çırpına [/FONT]
  18. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Kirazlıbahçe Suyu [/FONT]
  19. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Molla Suyu [/FONT]
  20. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Kameriça Suyu [/FONT]
  21. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Aralık Suyu [/FONT]
  22. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Ayazma Suyu [/FONT]
  23. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Yerlisi [/FONT]
  24. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Vakıf Memba Suyu [/FONT]
  25. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]İpek Suyu.[/FONT][/FONT]
[FONT=arial, helvetica, sans-serif][FONT=arial, helvetica, sans-serif]
Bentleri:
Bol suya sahip olan sarıyer ilçesinde bentler, dereler ve memba suları da çoktur. İlçe sınırları içinde ve Belgrad Ormanları'ndabulunan bentler;
[/FONT]
[/FONT]
  1. [FONT=arial, helvetica, sans-serif][/FONT][FONT=arial, helvetica, sans-serif]
  2. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Topuzlu Bend [/FONT]
  3. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Valide Sultan Bendi [/FONT]
  4. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Birinci Sultan Mahmut Bendi (İstanbul Topuzlusu, 1750) [/FONT]
  5. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]II. Sultan Mahmut Bendi (Yeni Bend) [/FONT][/FONT]
[FONT=arial, helvetica, sans-serif][FONT=arial, helvetica, sans-serif]sarıyer'de Balıkçılık;
İlçenin en önemli ve eski gelir kaynaklarından biri balıkçılıktır. sarıyer'de olta balıkçılığından, en son teknoloji kullanılarak yapılan açık deniz balıkçılığına kadar her tür balıkçılık yapılmaktadır. Balıkçılık sezonu "yaz balıkçılığı" ve "kış balıkçılığı" olarak ikiye ayrılır. Buna göre balıkların da ayrı avlanma mevsim ve ayları vardır. Çok eski yıllardan beri yapıla gelen dalyan balıkçılığı ise bir iki dalyan hariç yok olmak üzeredir. Dalyan balıkçılığı belli yerlerde yapılırken, küçük ağ balıkçılığı sarıyer ve çevresi sahil şeridinde yapılır.
[/FONT]
[/FONT]
[FONT=arial, helvetica, sans-serif][FONT=arial, helvetica, sans-serif]Dalyan Balıkçılığı:
Günümüzde sadece bir dalyan (Bağlaraltı Dalyanı) kurulmaktadır. Diğer dalyanlar uzun yıllardan beri kurulmuyor.
sarıyer sahil boyunda eskiden dalyan kurulan yerler (dalyanın ismi kurulan yerin ismi ile anılır):
[/FONT]
[/FONT]
  1. [FONT=arial, helvetica, sans-serif][/FONT][FONT=arial, helvetica, sans-serif]
  2. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]İstinye [/FONT]
  3. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Yeniköy [/FONT]
  4. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Tarabya [/FONT]
  5. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Kireçburnu [/FONT]
  6. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Kefeliköy [/FONT]
  7. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Çayırbaşı [/FONT]
  8. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Buyükdere [/FONT]
  9. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Bülbül [/FONT]
  10. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Mezarburnu [/FONT]
  11. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Pazarbaşı [/FONT]
  12. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Telli Tabya [/FONT]
  13. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Mavramoloz [/FONT]
  14. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Karataş [/FONT]
  15. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Sırataş [/FONT]
  16. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Büyükliman [/FONT]
  17. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Garipçe [/FONT]
  18. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Bağlaraltı [/FONT]
  19. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Marmancık [/FONT]
  20. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Kilyos[/FONT][/FONT]
[FONT=arial, helvetica, sans-serif][FONT=arial, helvetica, sans-serif]Voli Balıkçılığı:
Balıkçılıkta bir diğer avlanma türü de voli-many-atçılıktır (Manyat voli ağının küçüğüdür). Voliciler ağı kıyıdan denize doğru döker ve belirli bir mesafeden sonra dönüş yaparak tekrar sahile iner. Bu durumlarda dışarıdaki tayfalar veya yardım edenler, her iki taraftan ağı kıyıya doğru çekerek balığın torbada toplanması sağlanır ve böylece tutulan balıklar değerlendirilir.

sarıyer sınırları içinde voli yapılan (manyat çekilen)yerler:
[/FONT]
[/FONT]
  1. [FONT=arial, helvetica, sans-serif][/FONT][FONT=arial, helvetica, sans-serif]
  2. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Büyükliman [/FONT]
  3. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Sazlıdere [/FONT]
  4. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Küçük Semerkaya [/FONT]
  5. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Büyük Semerkaya [/FONT]
  6. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Sırataş [/FONT]
  7. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Sarıkaya [/FONT]
  8. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Mutfakönü (Rumelikavak) [/FONT]
  9. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]İskele [/FONT]
  10. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Yenimahalle [/FONT]
  11. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Sarayarkası [/FONT]
  12. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Taşiskele [/FONT]
  13. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Kumsal [/FONT]
  14. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Kılıçkaptan [/FONT]
  15. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Çamur Volisi [/FONT]
  16. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Sığ Voli (sarıyer) [/FONT]
  17. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Bülbül [/FONT]
  18. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Maltızdere [/FONT]
  19. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Ermeni Kilisesi Önü [/FONT]
  20. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Yalılar önü (Büyükdere) [/FONT]
  21. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Kefeliköy [/FONT]
  22. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Çakıldere [/FONT]
  23. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Ağaçaltı [/FONT]
  24. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Liman önü (Kireçburnu) [/FONT]
  25. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Tarabya [/FONT]
  26. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Kalender [/FONT]
  27. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Köybaşı [/FONT]
  28. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Liman yanı (Yeniköy) [/FONT]
  29. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Hafızpaşa [/FONT]
  30. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Çamlı Sokak [/FONT]
  31. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Çamur İskelesi [/FONT]
  32. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Değirmen Sokak (İstinye) [/FONT][/FONT]
[FONT=arial, helvetica, sans-serif][FONT=arial, helvetica, sans-serif]Yerel ve Göçer Balıklar:
sarıyer balık türü bakımından şanslıdır. Yerel balık sayısı kadar göçer balık sayısı da fazladır. İstavrit, izmarit, iskorpit, gümüş (aterina), ilarya/kefal,, mezgit, çaça, kırlangıç, tekir/barbunya ve kaya balığı yerel balıklardır. Lüfer, palamut, torik, kılıç, orkinos, levrek, kalkan, kolyos, sardalya, hamsi, uskumru ise göçer balıklardır.

Boğaziçi'nde Avlanan Balıklar ve Avlandıkları Avlar: İstanbul Boğazı'nda mevsimine göre çok çeşitli balık avı yapılmaktadır. Balık mevsimi Palamut'un gözükmesi ile başlar. Balık türleri ve avlanma ayları: Palamut, torik, kılıç, çinekop, lüfer (Ağustos-Aralık), hamsi, kalkan, uskumru (Ocak-Haziran), sardalya (Temmuz), mezgit (Ekim-Şubat), levrek (Şubat-Mart), kolyos (Temmuz-Eylül), kofana (Ekim-Aralık), akya (Temmuz-Eylül), kırlangıç (ilkbahar-kış ayları), kefal (Nisan-Mayıs, Kasım-Ocak), kayabalığı (Haziran-Eylül), karagöz (Ekim-Aralık, Ocak-Şubat), izmarit (Ağustos-Eylül), istavrit (Ekim-Aralık, Ocak-Nisan), gümüş (Mart-Ekim), barbunya/tekir (Mart-Nisan), çaça (Ocak-Şubat ve Nisan) dır. (Ancak son yıllarda kullanılmaya başlanan trolla balık avcılığı nedeniyle balıkların tutuldukları aylarda değişiklik olduğu görülmektedir).
[/FONT]
[/FONT]
[FONT=arial, helvetica, sans-serif][FONT=arial, helvetica, sans-serif]sarıyer'i de Etkileyen İstanbul Depremleri:
Kuruluşundan günümüze kadar İstanbul pek çok kez depremle karşı karşıya kaldı. Bilhassa Bizanslılar döneminden bugüne kadar olanların tarihleri saptanmıştır. Elbette ki bu depremlerden İstanbul'un bir ilçesi olarak sarıyer'de etkilenmiştir. Depremlerin tarihlerini şöyle sıralayabiliriz: 358, 402, 447, 478, 483, 487, 527, 533, 558, 583, 611, 732, 740, 865, 869, 986, 1010, 104, 1064, 1086, 1296, 1305, 1344, 1437, 1488, 1509, 1599, 1608, 1712, 1718, 1727, 1729, 1752, 1763, 1766, 1769, 1894, 1912, 1935, 1953 (bu yıl iki kez deprem oldu), 1963, 1964, 1967, 1992, 1999 (17 Ağustos 1999 ve 12 Kasım 1999 tarihlerinde iki kez deprem oldu).
[/FONT]
[/FONT]
[FONT=arial, helvetica, sans-serif][FONT=arial, helvetica, sans-serif]
1999 yılında meydana gelen iki depremden ilki Marmara Depremi olarak anılmakta olup 15 ilde hissedilmiş ve büyük yıkım ve nüfus kaybı meydana getirmiştir. Bu depremde 20 binin üzerinde insan öldü. Marmara Depreminde İstanbul'da bilhassa Avcılar, Bağcılar, Küçükçekmece ve Yeşilköy büyük yıkım gördü ve bine yakın insan öldü. İkinci deprem Düzce-Bolu havalisinde oldu ve bu depremde bilhassa Düzce'de büyük yıkım ve insan kaybı meydana geldi.
[/FONT]
[/FONT]
[FONT=arial, helvetica, sans-serif][FONT=arial, helvetica, sans-serif]Boğaziçi'ndeki Don Sel ve Fırtına Olayları:
İstanbul Boğazı, dolayısıyla İstanbul pek çok doğa olayı ile karşılaştı. İstanbul'un Karadeniz'e çıkışı olan iki ilçesi sarıyer ve Beykoz bu gibi doğal afetlerden en çok etkilenen ilçeler olmuşlardır. Bu afetlerden bazıları:
[/FONT]
[/FONT]
  1. [FONT=arial, helvetica, sans-serif][/FONT][FONT=arial, helvetica, sans-serif]
  2. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]401 'de Boğaziçi dondu (20 gün) [/FONT]
  3. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]739'da Boğaziçi'nin bazı kesimleri dondu [/FONT]
  4. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]755'de Karadeniz Boğazı'nın ağzı ve Boğaziçi dondu [/FONT]
  5. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]763'de aysberg büyüklüğünde buz parçaları boğazı kapladı, boğazın suları dondu [/FONT]
  6. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]934'te İstanbul çevresinde denizin donduğu görüldü [/FONT]
  7. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]1621'de ocak ayında başlayan soğuklar çok uzun sürmüş ve bu nedenle boğaz buz tutmuş, deniz taşımacılığı yapılamadığından İstanbul'da kıtlık baş göstermiştir [/FONT]
  8. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]1658'de Boğaziçi buzla kaplandığından insanlar karşıdan karşıya geçtiler [/FONT]
  9. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]1689 yazında meydana gelen çok büyük fırtına nedeniyle liman, barınak ve kayıkhanelerde büyük hasarlar meydana geldi, yüzlerce insan kayboldu. [/FONT]
  10. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]1755'de boğazın bazı yerleri dondu [/FONT]
  11. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]1862'de İstanbul Boğazı'nın bazı kısımları dondu [/FONT]
  12. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]1877'de boğazın deniz kıyıları dondu [/FONT]
  13. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]1907'de (1912) sarıyer'de meydana gelen sel felaketi merkez sarıyer Mahallesinin büyük kısmını yıkarak denize sürükledi. Keza Kefeliköy'de çok büyük tahribat yaptı ve Uluç Ali Paşa Camiinin denize gitmesine neden oldu. Ayrıca bu büyük sel olayı Rumelikavağı'nda da etkili olmuş, burada pek çok binanın ve bir camiin yıkılıp gitmesine neden oldu. [/FONT]
  14. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]1928'de Tuna nehirinden gelen buzlar Boğaziçi'nde etkili oldu. [/FONT]
  15. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]1929'da çok şiddetli kış olmuş ve Boğaz'da büyük buz parçaları görülmüştür. [/FONT]
  16. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]1954'de ağır kış sırasında Tuna Nehri'nden gelen buzlar İstanbul Boğazı'nın donmasına neden oldu ve insanlar Rumeli yakasından Anadolu yakasına geçtiler.[/FONT][/FONT]
[FONT=arial, helvetica, sans-serif][FONT=arial, helvetica, sans-serif]sarıyer'deki Yangınlar:
sarıyer ilçesinde büyük yangın felaketleri de görüldü. Yapılan tespitlere göre;
[/FONT]
[/FONT]
  1. [FONT=arial, helvetica, sans-serif][/FONT][FONT=arial, helvetica, sans-serif]
  2. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]1869'da Rumelihisarı'nda 64 ev [/FONT]
  3. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]1871'de Büyükdere'de 6 ev [/FONT]
  4. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]1872'de Büyükdere'de 6 ev [/FONT]
  5. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]1872'de Büyükdere'de 38 ev (ikinci kez) [/FONT]
  6. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]1873'de Yeniköy'de 4 ev [/FONT]
  7. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]1875'de Büyükdere'de 11 ev [/FONT]
  8. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]1883'de Emirgan'da 9 ev [/FONT]
  9. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]1897'de Büyükdere'de 263 ev [/FONT]
  10. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]1898'de Rumelihisarı'nda 20 ev [/FONT]
  11. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]1899'da Rumelifeneri Köyü'nde 70 ev [/FONT]
  12. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]1900'da sarıyer Mesarburnu Caddesi'nde 9 yalı [/FONT]
  13. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]1908'deYeniköy Köprübaşı mevki¬inde 107 bina [/FONT]
  14. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]1908'de sarıyer'de 12 ev [/FONT]
  15. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]1915'deTarabya'da 16 bina [/FONT]
  16. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]1917'de Yeniköy'de 80 bina [/FONT]
  17. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]1917'de Büyükdere'de 78 bina [/FONT]
  18. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]1918'de sarıyer'de 22 bina [/FONT]
  19. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]2 Ekim 1923'de sarıyer'de Arap Mahallesi bütünü ile yandı (250'den fazla ev olduğu söylenegelir) [/FONT]
  20. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]15.7.1954'te Emirgan Koruluğunda Sarı Köşk [/FONT]
  21. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]19.4.1962'de Çayırbaşı'nda Topser Tuğla Fabrikasının idare binaları [/FONT]
  22. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]11.03.1966'da Rumelihisarı'nda 3 ev [/FONT]
  23. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]11.03.1966'da Büyükdere'de Adliye binası [/FONT]
  24. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]15.01.1972'de Yeniköy'deki Adliye Binası [/FONT]
  25. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]15.12. 1972'de Rumelihisarı'nda 3 ev bir kilise yandı.[/FONT][/FONT]
[FONT=arial, helvetica, sans-serif][FONT=arial, helvetica, sans-serif]

Boğazın Oluşumu: Karadeniz Boğazı'nın oluşumu ile ilgili pek çok söylence var. Ancak son yıllarda yapılan bilimsel araştırmalar boğazın 7 bin yıl önce meydana geldiğini ortaya koymaktadır.
Boğazın meydana gelişi dört prensiple ifade edilmiştir. Buna göre:
[/FONT]
[/FONT]
  1. [FONT=arial, helvetica, sans-serif][/FONT][FONT=arial, helvetica, sans-serif]
  2. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Karadeniz sularının taşarak aşındırmasıyla [/FONT]
  3. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Volkan patlamalar sonucunda boğaz oluğunun açılmasıyla [/FONT]
  4. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Çeşitli kırılmalar biçimi ve teknotik olaylarla açılmış bir çöküntü çukuru olmasıyla [/FONT]
  5. [FONT=arial, helvetica, sans-serif]Üçüncü zaman sonlarında, deniz seviyesi şimdikinden en az 100 metre daha alçakta olduğu sırada, buradan geçen akarsular tarafından kazılarak (oyularak) açılmış ve dördüncü zaman ortalarında denizin işgaline uğramış bir vadi haline gelmesiyle..."[/FONT][/FONT]
[FONT=arial, helvetica, sans-serif][FONT=arial, helvetica, sans-serif]İstanbul Boğazı'nın oluşumunu B. Darkot şöyle açıklamaktadır: "Dördüncü zaman Cumudiye Devrini takip eden serin ve rutubetli iklimde fazla beslenen Karadeniz'in, kuzey eşiğini aşması ile meydana gelen Boğaz'da; güney eşiği sonradan Karadeniz'den gelen katı maddelerin birikmesi sonucu oluş¬muştur. Halen akıntı hızı ve hacmi azalmış olan sular, zamanla eski vadi tabanını çöküntülerle örtmüştür. Boğaziçi'nin daraldığı, dolayısıyla akıntı hızının çok olduğu yerlerin daha derin olması da bunu göstermektedir."
Boğazda yüzey akıntısı ve dip akıntısı görülür. Yüzeysel akıntı büyük akıntı olup kuzey doğudan güney ve güney batıya doğru akarak fazla suyu Marmara Denizi'ne aktarır. Buna karşın dip akıntısı ters yönde gelişir ve Marmara'dan Karadeniz'e akar. Fırtınalı havalar ve bilhassa güney rüzgârları boğazın yüzeysel sularını ters yöne akıtır, buna da "Orkoz" denir. Yüzey akıntısının aksine, güney¬den kuzeye doğru giden alt akıntıya da "Kanal" denilir. Kanalın suları; kışın ılık, yazın ise çok soğuktur. Boğazın ana akıntısı boğazın daralma yerlerinde, körfez çıkıntılarında (burunlarında) hız kazanır. İlçe sınırları içindeki en önemli akıntı Rumelihisarı önündeki akıntıdır. Bu akıntıya "Şeytan Akıntısı" denilmektedir. Tokmak Burnu, Yeniköy Bumu, Kalender Tarabya arası, Tarabya Burnu, Telli Tabya Burnu ve Rumelikavağı önünde de akıntılar olmasına karşın bu akıntılar fazla etkili değillerdir. sarıyer, İstanbul Boğazı'nın batı kısmında ve coğrafi olarak Marmara Bölgesi içindedir. Batıda Eyüp, güneyde Beşiktaş, Şişli, doğuda İstanbul Boğazı ve kuzeyde Karadeniz'den sınır alır. sarıyer'in ilçe sınırı Aşiyan'dan başlar Kısırkaya'da son bulur. Karadeniz'e bakan en uç noktası Rumelifeneri'dir. İstanbul Boğazı Rumelifeneri ile Anadolu Feneri'nden başlar, Ahırkapı Feneri ile Kadıköy İnceburun Feneri arasında sona erer. Sona eriş Marmara Denizi'ne giriştir.

Anadolu ile Rumeli yakasının boğaz uzunluğu aynı değildir. Anadolu yakasının kıyı uzunluğu 35 km iken Rumeli yakasının kıyı uzunluğu 55 km'dir. Rumeli yakasının daha uzun olması deniz sahil şeridinin çok girintili ve çıkıntılı olmasından ileri gelmektedir. Buna göre;
Boğazın uzunluğu 16.64 deniz milidir. Yani; 30834m'dir.
Düz uzunluk ise (Rumelifeneri-Anadolufeneri ile Kız Kulesi Sarayburnu arasındaki düz uzaklık): 29.900 km'dir.

Genişlik kuzey girişinde (Rumelifener-Anadolufener arası): 3328 m
En dar yeri: Kandilli Burnu-Aşiyan Burnu arası 698 m
En geniş yeri: Büyükdere Koyu - Umuryeri arası 3420 m
Ortalama derinlik: 65 m
En derin yeri: Kandilli Bebek arası 110 m
En sığ yeri Aşiyan önünde 12.8 m
Köprüler arası mesafe: 5514 m (Boğaziçinde Boğaziçi Köprüsü ve Fatih Sultan
Mehmet Köprüsü isimlerini taşıyan iki köprü var. Fatih Sultan Mehmet
Köprüsü sarıyer sınırları içindedir).

Fatih Sultan Mehmet Köprüsü : Toplam uzunluğu: 1510 m Genişliği: 39,4 m Denizden yüksekliği: 64 m Temel atma tarihi: 04.12.1985 Trafiğe açılış tarihi: 03.07.1988.
sarıyer ilçesi İstanbul'un en önemli sayfiye ve turizme açık yerlerden biridir. Karadeniz Boğazı'nın büyüleyici güzelliği kolaylıkla ifade edilemez. Gündüzün etkileyici güzelliği ile gecelerin insana huzur veren sessizliği her halde başka bir yerde bulunamaz. Yeşil ile mavinin her tonu görülebilir sarıyer'de. Tepelerden sahile kadar inen yeşili ile menevişlenen deniz sularını sarıyer'de kucaklar insan. Tepelerden sarıyer'i sahil boyu seyretmek, huzur denen zenginliğin kendisidir. Rumelihisarı, Boyacıköy, Emirgan, İstinye sırtlarından boğazın kıvrımlarını, dalgaların bıraktığı köpükleri ve doğa aşıklarının kendinden geçişlerini seyretmek büyüleyici güzelliğin kendisidir. Yeniköy, Tarabya Kireçburnu sırtlarından Karadeniz Boğazı'nın çıkışına bakmak hayal alemini zenginleştirir. Kocataştepe, Nalbant Çeşme, Havantepe, Rumelikavağı sırtlarından kuşbakışı denizi seyretmenin zevkine doyum olmaz. Çalıburnu, Garipçe, Rumelifeneri ve Kilyos'tan fırtına olduğunda Karadeniz'e adını veren dalgaların hırçınlığını seyretmek denizin haşmetini görmek zevkini verir.

sarıyer'i tanımak kolay olmasa gerek, sarıyer'i tanımak ve tanıtabilmek için tarihi yerleri ile sayfiye yerlerinde gezmek, ormanlarında dolaşarak ruhen huzura ermek, sahil boyunca, hatta tepe ve sırtlardan mehtabı seyretmek, gecenin koyu karanlığında ve Karadeniz Boğazı'nın kapkara sularının kıpırdaması ile oluşan yakamozla birlikte yaşamak sarıyer'i tanımak demektir.
[/FONT]
[/FONT]
[FONT=arial, helvetica, sans-serif][FONT=arial, helvetica, sans-serif]SARIYER[/FONT][/FONT]

[FONT=arial, helvetica, sans-serif][FONT=arial, helvetica, sans-serif]sarıyer Merkez Mahallesi, ilçenin deniz sahili olan mahallelerinden biri olup Taksim'e 20, Eminönü'ne 25 kilometre uzaklıktadır. sarıyer; Yenimahalle, Rumelikavağı, Zekeriyaköy, Kocataş, Maden ve Büyükdere'den sınır alır.

sarıyer, 15.5.1930 yılında ilçe oldu. Büyükdere'de olan kaymakamlık 1967 yılında sarıyer'e getirildi. Uzun yıllar yerel hizmetleri İstanbul Belediye Başkanlığına bağlı olarak Belediye Şube Müdürlüğü tarafından yürütülen sarıyer, 1984 yılında belediye oldu. Belediyenin Başkanlık ve birimlerinin büyük kısmı Büyükdere'de bulunmaktadır.

İlçenin en eski yerleşim bölgelerinden biri olan sarıyer'in antik çağdaki ismi Simas'tı. Ancak Saron ismi ile de anıldığı oluyordu. Sonraları deresinin ismi ile yani Skletrinas olarak anıldı. Bizanslar döneminde semte Limas denildiği de oldu. Bu isimlerden Simas Osmanlılar dönemi başlarına kadar kullanıldı. Sonra isim olarak Sarıyar kullanılır oldu.

Sarıyar ismi zamanla değişikliğe uğrayarak sarıyer'e dönüştü.
Semtin ismi hangi söylencelerden esinlenilerek sarıyer'e dönüştü? Bu sorunun yanıtını venneden önce Evliya Çelebi'nin (1611-1682) seyahatnamesinde sarıyer ile ilgili yazdıklarına bakalım. Evliya Çelebi, efsanelerden yola çıkarak şöyle yazar:
"Burası ta İskender Zulkarneyn zamanında mamur bir büyük şehir idi. İskender, Karadeniz ile Akdenizi birleştirmek için iki denizin arasını kazdırırken, bu yerde altın madeni bulmuş ve denizi biraz ilerden kazdırarak, buraya bir şehir kurdurmuştur. İsmini de Fondira şehri koydurmuştur. Çok bakımlı bir şehir idi. Sonra Ceneviz Kralı yakıp yıkmış tekrar bugünkü hali ile onarılmıştır..."

Osmanlı tarihçisi Hammer de "Bu semte, Kuzey Mahallesi yakınındaki dağ boyunca uzanan altın madeni bulunduğundan Sarıyar (Sariyer) adı verilmiştir" diyor.
sarıyer'in ismini, sarı toprağından ve dağlarından çıkarılan altın madeninden (sarıyer madenlerine Markasita da deniliyordu) aldığı ve bu nedenle de sarıyer olarak isimlendirildiği bilinmektedir. Antik çağda bir isminin de Saron olduğu ve bu ismin sarıyer'e dönüştüğü bazı kaynaklarda yazılı bulunmaktadır. Bir diğer tez ise sarıyer camii meşrutası olarak kullanılan eski Sarıbaba Dergahının şeyhi ve dergah bahçesinde mezarı bulunan, bir başka söylenceye göre Fatih Sultan Mehmet dönemi erlerinden "Sarıer Baba" nın ismini alarak "Sarıer" den esinlenilerek sarıyer denildiğidir (ki bu yatırın mezartaşındaki ismi Sarıer'dir). Söylenceler bu kadarla kalmıyor ve devam ediyor: Semtin kuzey tarafındaki dağlardan altın madeni çıkması nedeni ile "Altınyer" denildiği ve bu ismin sarıyer'e dönüştüğü de söylenmektedir. sarıyer'in ismi konusunda söylenceler devam eder. Osmanlılar döneminde sarıyer mesiresine gelenlerin çok para harcamaları ve "Sarı Lira Yer" ifadesi ile anlatılmasının sarıyer'e ismini verdiği söylenir. Bu söylenceye göre "Sarı Lira Yer" ifadesinden "Lira" ifadesi zamanla kalkmış, diğer iki ifade birleşerek semtin ismi "sarıyer" olmuştur.

sarıyer'in ismi ile daha pek çok söylenceler üretilmişse de genel olarak semtin isminin "Simas"tan Sarıyar'a ve toprağının sarı renkli olması nedeni ile Sarıyar'dan sarıyer'e dönüştüğü tezlerinde uygunluk vardır. Simas; "Kutsal Ana-Kutlu, Güzelsu-Akarsu" anlamlarını verirken, verilen ismin uygunluğunu da doğruluyordu. Nedeni ise sarıyer dağlarının ve sarıyer vadisinin çok verimli ve güzel içimli su havzalarına sahip olması idi. Keza sarıyer'in iç kısımlarındaki yarların sarı topraklı oluşu, uzun yıllar bu alanlardan maden çıkarılıp, altın olarak işlenmiş olması da sarıyer ismine uygun düşmektedir.
Bu iki söylencenin doğruluğu kabul görür. Zira sarıyer semt olarak bu özelliklere sahiptir. Şunu da belirtmekte yarar var: 19. yy.'a ait Bostancıbaşı defterinde semtin adı "sarıyer", 1839 tarihli Alex Findlay'ın haritasında da semtin ismi "sarıyeri" olarak görülmektedir.
Bütün bunlardan sonra sarıyer isminin Simas iken sarı toprağı nedeni ile de önce Sarıyar'a ve daha sonra da sarıyer'e dönüştüğü anlaşılmış olur.

sarıyer ismi Türkiye'de tek değildir. Pek çok yerde sarıyer ismine rastlanmaktadır. Sinop ili Boyabat ilçesine bağlı sarıyer Köyü var. Rize'de eski ismi Maset olan bir köyün toprak renginin sarı olması nedeniyle ismi 1916 yılında sarıyer'e çevrilmiştir. Antalya'nın Korkuteli ilçesinde de bir köyün adı sarıyer'dir.

sarıyer Mahallesinin tam ortasından sarıyer Deresi mahalleyi ikiye bölerek geçer. Gelişim süreci içinde sarıyer Merkez Mahallesi; Muhacir Mahallesi, Yangın Yeri veya Arap Mahallesi ve Koru Mahallesi ve Merkez olarak dörde ayrılır. Derenin sol tarafı Yangın yeri veya Arap Mahallesi, sağ tarafı ve Ortaçeşme Caddesinin sağ üst kısmı Muhacir Mahallesi olarak bilinir. Daha üst kısım ise Koru Mahallesi olarak tanımlanır. Orta kısım, yani Dereboyu Caddesi ile Ortaçeşme Caddesi arası, sahil boyu Mesarburnu'ndan Yenimahalle'ye kadar olan bölüm mahallenin merkez kısmı olarak kabul edilir. sarıyer dört mahalle olarak kalmamış, gecekondulaşma ve çeşitli nedenlerle göç almasından dolayı yeni mahalle ve sokaklar oluşmuştur. Zümrütevler, Ali Paşa ve Sarıdağüstü yerleşim alanları ile sarıyer büyüdükçe büyümüştür.

sarıyer halkı eskiden yerleşik ve yazlık olarak ikiye ayrılırdı. Şimdi bu ayrım yok. sarıyer'in yerli halkı karışıklık gösterir. Bizanslardan Osmanlı Dönemine kadar Rum, Ermeni ve Anadolu'dan gelen yerli Türklerden oluşuyordu. İstanbul'un fethi sarıyer'in de göç alarak Türkleşmesine neden oldu. sarıyer'e göç daha ziyade yörenin önem kazandığı 16. ve 17. yüz yıllara rastlar. Ruslarla yapılan savaşlar, bilhassa 93 Harbi (1877 Rus-Osmanlı Savaşı) Balkanlardan olduğu kadar Karadeniz Bölgesinden de göçlere neden oldu. Bilahare Birinci ve İkinci Balkan Savaşları, Birinci Dünya ve Ulusal Kurtuluş Savaşları nedeniyle İstanbul ile birlikte sarıyer de göç aldı. Belirtilen nedenlerle Bulgaristan, Romanya, Arnavutluk, Yunanistan, Yugoslavya'dan binlerce insan göç etti böylece yerli ve yerleşik halkı meydana geldi (sarıyer'in Muhacir Mahallesi ve Koru Mahallesi bu göçlerle oluştu. Ayrıca sayfiye yeri olması nedeni ile gelenler vardı. Bunlar çoğunlukla zengin Türkler, Rumlar, Ermeniler ve az da olsa Yahudilerdi ve sarıyer'in yazlık halkını oluşturuyorlardı. Yazlık gelenler, boş evleri aylar öncesinden kiralayıp yaza hazırlık yaparlardı.

sarıyer'de azınlık nüfus yok denecek kadar azdı. Azınlık nüfusa ait ticaret erbabı ise daha çok Yenimahalle'de oturuyordu. Ulusal kurtuluş savaşından sonra merkez sarıyer'deki nüfus sayısı daha da azaldı. Cumhuriyet'in ilk yıllarında Karadeniz'den özellikle Rize ve Trabzon'dan gelen göçlerle sarıyer'de Türk nüfusun büyük oranda arttığı azınlıkların ise azaldığı görüldü. Siyasi nedenlerle 1955'den sonra yurt dışına başlayan Rum ve Ermeni göçü 1960-1980 yılları arasında devam edince sarıyer'de hemen hemen hiç azınlık nüfus kalmadı.

Karadenizlilerin meslek olarak balıkçılık, bahçecilik, inşaatçılık ve ticarette atılım yapmaları, kısa sürede sarıyer'in yerli halkı arasında çoğunluk olmalarını sağladı. Ayrıca, 1950'li yıllarda başlayan 1960'lı yıllardan sonra büyük boyutlara ulaşan gecekondulaşma sarıyer'in anormal şekilde nüfus artışına neden oldu. Böyle olunca da Rize, Trabzon, Giresun, Ordu, Samsun, Sinop Kastamonu, Zonguldak gibi deniz sahili şehirlerle; Kars, Ardahan, Erzurum, Tunceli, Erzincan, Elazığ, Yozgat, Tokat ve Çankırı gibi şehirlerden gelen göçlerle çok karışık bir nüfus oluştu.

İlçe merkezi olan sarıyer'de hayli tarihi eser bulunmaktadır. Eski adı Simas olan sarıyer'in Mezarburnu'nun (sonraları Mesarbumu oldu) en yüksek noktasında Megaralılar tarafından yapılan ve kutsal sayılan Venüs Meretricia'nın (Venüs) tapınağı yükseliyordu. Buna "Fahişelerin Venüsü Tapınağı" deniliyordu. Bu tanrıçanın gemiciler arasında büyük saygınlığı olduğundan İstanbul'a Karadeniz tarafından gelen gemiler sarıyer'de veya Büyükdere Limanında durur, dışarı çıkan gemiciler bu tapınağı ziyaret ederek saygılarını sunar sonra İstanbul'a giderlerdi. Ayrıca Skletrinas olarak da bilinen sarıyer Deresinin geçtiği mahalde bir Apollo Tapmağı bulunduğu da yazılı bilgiler arasında olmasına karşın, bu tapınaklarla ilgili herhangi bir kalıntı yoktur.

sarıyer Ali Kethüda Camii Sultan II. Mustafa zamanında (1695-1703) Sadrazam Kethüdası Ali Efendi tarafından inşa ettirildi. Sadrazam Nevşehirli Damat İbrahim Paşanın kethüdası Maktul Mehmet Ağa tarafından 1721 yılında cami onarıldı ve camiye bir de minare yaptırıldı. Cami 19.yy.ın ortalarında tekrar onarıldı. 1969 yılında denizle sınır olan bodrum katındaki kayıkhane de camiin alt katı olarak tanzim edildi. Fevkani (İki katlı) olarak yaptırılan sarıyer Ali Kethüda camii İstanbul'un en ışıklı camilerinden biridir. sarıyer'deki diğer cami Zümrütevler'deki Zümrütevler Hacı Sami Tatari (1987) camiidir. Cami Osmanlı mimarisi özelliğini taşıyorsa da tarihi özelliği yoktur. sarıyer'deki üçüncü cami Sarıdağ Tepeüstü Camiidir (1973, Bu camiin ismi daha önceleri Hacı Ömer Camii idi, değiştirildi). Bu camiinde tarihi özelliği yoktur. sarıyer Yeni Merkez Camii ise Hamam Sokakta inşa edilmektedir.

sarıyer Merkez Mahallesinde Kilise, Sinagog veya Havra gibi ibadethaneler yok! Ancak, P.G. İnciciyan "sarıyer'de eskiden hayli Ermeni otururdu ve onların bir de Surp Hagop adlı kiliseleri vardı, fakat Ermeniler bilahare Müslüman olmuşlardır" diye yazmasına karşın her hangi bir ize rastlanmamıştır.

sarıyer'e mezarıiKiar semti ae aenııeoııır. z,ıra nıçoır manaııe ae aarıyer ueKi kadar çok mezarlık yoktur. sarıyer Merkez Mahallesinde şu anda dört Müslüman mezarlığı var. Bunlardan biri sarıyer İlköğretim Okulu karşısındaki küçük mezarlıktır. Bu mezarlığa Misafir Mezarlığı denilmektedir. Çarşıdan ve Ortaçeşme Caddesi üzerinden mezarlıklara gidilirse karşımıza çıkan sağdaki ilk mezarlık yeni mezarlıktır. Bitişiğinde eski büyük mezarlık bulunmaktadır. Bu mezarlığın karşısında da yine eski mezarlıklardan ikinci büyük mezarlık yer alır. Bu mezarlıklar açık mezarlık değil. Ancak yeri olan gömü yaptırabiliyor. Bir mezarlık da çarşı içinde vardı. Şüphesiz sarıyer'in en eski mezarlığı idi. sarıyer'e iki çeşme yaptıran Sadrazam Salih Paşanın türbesi bu mezarlıktaydı. Büyük mezarlıklar yapıldıktan sonra bu mezarlıkta pek gömü yapılmadı ve Cumhuriyetin ilk yıllarında içindeki türbe hariç diğer kısmı pazar yeri olarak kullanıldı sonra da kaldırılarak yerine sarıyer İsmail Akgün Dispanseri yaptırıldı (1960). Bilahare dispanser büyültülerek sarıyer İsmail Akgün Devlet Hastanesine dönüştürüldü (1985).

P.A. Dethier "Büyükdere'de uygarlığa kurban gitmiş mezarlıklar bulunur. Bunlardan biri kuzeydoğu da, küçük Kestane Suyu vadisinin açıldığı sarıyer koyundaki Mezar Burnu'dur..." demektedir. Buradan da anlaşılıyor ki Mezarburnu (Mesarbumu) yamaçlarında (kumsal meydanı batısındaki yamaçlar¬da) eski tarihlerde mezarlık vardı.
sarıyer'de Koru Mahallesinin üst kısmında bir de Rum Mezarlığı vardı. Bizans döneminden kalan bu mezarlığa 1964'ten sonra gömü yapılmadı. Mezarlık 1985 yılında çocuk parkı yapıldı. Bu mezarlıkta tarihi önemi olan mezar taşları vardı. Bunlardan ikisinin Bizans Döneminden kaldığı söyleniyordu. Park yapılması çalışmaları yapılırken bu mezarların mermer taşlan ya toprak altında bırakıldı veya sökülüp atıldı.

sarıyer'deki tarihi eserlerden en önemlilerinden biri çarşı içinde ve Ali Kethüda camii karşısındaki Mesut Ağa Çeşmesidir (1639). Kesme taştan yapılan bu çeşme esas yerinden beş altı metre geriye şimdiki yerine alındı. Çeşmenin düz çatısı üzerinde sağ ve sol köşede birer mermer vazo ve ikisinin ortasında ise bir aslan heykeli vardı. Çeşme 1947 yılında büyük onarım gördü ve yeni bir su bağlandı. Son onarımı 1970'li yıllarda yapıldı ve vazolardan biri ile aslan heykeli, onarımı yapan işçiler tarafından içlerinde altın var zannıyla çalınmış ve kırılarak yok edildiği saptanmıştır. Bu çeşmeye "Üç Lüleli Çeşme", onarımını yaptırması nedeniyle "Abbas'ın Çeşmesi" de denilmektedir.

Tarihi eser çeşmelerden Ahmet Kamili Efendi Çeşmesi, Ali Kethüda Camii bahçe duvarı kenarında iken birkaç kez yeri değiştirildi. Şimdi Taşiskele Parkının tam ortasında bulunmaktadır. Rumeli Kazaskeri, Padişah Başimamı ve aynı zamanda bestekar olan Ahmet Kamili Efendi tarafından 1812 yılında yaptırılan bu çeşmenin bir diğer adı da Mermer Çeşme'dir. Bu çeşmenin özelliği yalağından alemine kadar yekpare olarak tek bir mermer taşından yapılmış olmasıdır. Bir başka eşi var mıdır bilinmiyor! Bu çeşme yeni balıkçılar çarşısı yapılması nedeniyle yerinden kaldırıldı!

Sadrazam Hacı Salih Paşanın yaptırdığı iki çeşmeden biri Maden Mahallesi sınırları içinde kalan Ortaçeşme, diğeri de Dursun Fakih Sokakta ve sarıyer İsmail Akgün Devlet Hastanesi yanındadır. Bu çeşmelerin yapılış tarihi 1822'dir.

sarıyer hamamı yanındaki Tekke Çeşmesi kesme taştan yapılmıştır. Bu tarihi çeşmenin hangi tarihte kim tarafından yapıldığı bilinmiyor. Keza Horozoğlu Çeşmesi de eski bir çeşme olmasına karşın 1993'de Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu tarafından bütünü ile yıkılarak yeniden yapılmış ve tarihi özelliği yok olmuştur. Çukurçeşme de tarihi özelliği olan kesme taştan yapılan tarihi bir çeşme idi fakat yapılan onarımlar nedeni ile çeşme tarihi özelliğini kaybetti. Bu çeşmenin de yapılış tarihi ve kim tarafından yaptırıldığı bilinmiyor.

Kumsal meydanındaki Kumsal Çeşmesi de onarımlar nedeniyle tarihi özelliğini kaybetmiştir. Sadece 1934 yılında onarıldığını gösteren ayna taşı korunmaktadır. Bu çeşmenin ikinci onarımı 1969'da sarıyerli minübüscüler, son onarımı da 2002'de sarıyer Belediyesi tarafından yapıldı. Şehit Mithat Yılmaz Caddesi (Yeni Sular Caddesi) üzerindeki Atçeşmesi de tarihi eser çeşmelerdendir. Fakat kim tarafından ve hangi tarihte yapıldığı bilinmemektedir. Her ne kadar üzerinde ayna taşı üzerindeki kitabede Fırıncı Abbas'ın hayratı olduğu yazılı ise de bu doğru değildir. Doğru olanı Fırıncı Abbas'ın bu çeşmeyi 1949 yılında onardığı ve yeni bir su bağlattığıdır. Mesarbumu Caddesi üzerindeki Kocataş Suyu Çeşmesinin Necmeddin Molla'mn hayratı olarak 1946 yılında yaptırıldığı ayna taşı üzerindeki kitabesinden anlaşılmaktadır. Bu çeşme maalesef son zamanlarda (2004) yağmalanmaktan kendisini kurtaramadı. Çeşmenin önce tarihi eser olan yalağı ve daha sonra da ayna taşı sökülüp götürüldü.

Hünkar Suyu Fabrikasının bulunduğu bahçedeki çeşme de tarihi çeşmedir. Ancak yapılış tarihi bilinmiyor. Hünkar Suyu ve Kestane Suyu mesiresindeki çeşmelerin de ne zaman yapıldıkları bilinmiyor. Mehmet Akif Ersoy parkındaki Park çeşmesi (1998), Osmanlı mimarisi hüviyetinde ise de tarihi özelliği olan bir çeşme değildir. Fındık Suyu çeşmesi de tarihi eser çeşmelerdendi (1872) fakat bu çeşme korunamadı, Fındık Suyu mesiresi ile birlikte yok olup gitti.

sarıyer hamamı da semtin önemli tarihi eserlerindendir. Hamam, Çelebi Müfti denilen Şeyhülislam Hocazade Mehmet Efendi tarafından yaptırılmıştır. Şeyhülislam Hocazade Mehmet Efendi 1615'de öldüğüne göre hamamın 16. yy. sonu ile 17. yy. başlarında yaptırıldığı tahmin edilmektedir. Bu hamam Şeyhülislam Hocazade Mehmet Efendi tarafından Zekeriyaköy Camii ihtiyaçlarının karşılanması için yapılarak vakfedilmiştir.
[/FONT]
[/FONT]Kırım'dan göç eden Hacı Tahir, Zekeriyaköydeki evinin (o tarihte oralarda yaşayan Bulgar çeteleri tarafından) soyulması üzerine "Buralarda yaşanmaz" diyerek Sarıyere taşınmış ve oğlu Ali Nuri, Hamam sahiplerinin kızı ile evlenmiştir. Bu takriben 1845-50 tarihlerine teklabül etmektedir. Bu tarihten sonra Hamam'ın mülkiyeti her zaman ailede kalmış ve işleticilere kiraya verilmiştir.[FONT=arial, helvetica, sans-serif][FONT=arial, helvetica, sans-serif]. Sarıyer hamamı İstanbul'un sayılı hamamlarından biriydi ve "Sevgililere sarıyer Hamamı" tavsiye ediliyor ve "Sevgililer Hamamı" olarak ismini alıyordu.

sarıyer'deki en eski ve önemli tarihi eser, Bizans yapısı Taşiskelesi idi. Bu iskeleye sarıyer limanı, balıkçı barınağı da deniliyordu. Sahil yolu tanzim çalış¬maları sırasında, düz plaka taşlarından yapılmış ve asırlar boyu varlığını korumuş olan, üstelik benzeri bulunmayan bu tarihi eser hoyratça yıkılarak (1998) yok edildi ve yerine bir başka beton barınak yapıldı.

Hamam arkası sokaktaki Sarı Baba Dergahı tek katlı, ahşap bina olarak hamama bitişik olan bahçenin içerisinde idi. Bahçesinde "Sarı Baba"nın türbesi vardı. Dergah, Ali Kethüda Camii Derneğince yıkılarak bu bahçenin tamamı cami için lojman yapıldı (1965) ve tarihi bir eser daha yok edildi. Dergahın bahçesinde aslında iki mezar vardı. Biri Sarı Baba'ya diğeri de Kara Baba'ya ait idi. Bu mezarlardan biri hiç dikkate alınmadı ve Sarı Baba'nın mezarı Hamam Sokak tarafına ve lojmanın bodrum katında yapılan yeni yerine taşındı. Diğeri kaybolup gitti.

Deniz sahil şeridinde olması nedeniyle sarıyer'de pek çok tarihi yalı ve sahilhane vardır. Bunlardan en önemlisi 1900 yılında Abdurrahman Nurettin Paşa (1833-1912) tarafından yaptırılmıştır. Yalıya önce Maksudzade Sebul Bey sahip olur sonra da Abdülhamid'in çocuklarından Şehzade Ahmet Efendi yalıyı satın alır. Daha sonra Şakir Rıfat Atılhan'a geçen yalıyı Necmeddin Molla otuz beş bin liraya satın aldı (1929). Büyük arazi içinde bulunan muhteşem yalı, 40 odası ve müştemilatı ile Boğaziçi'nin en mükemmel yalılarından biriydi. Yalının sahibi Necmeddin Molla (1874-1949) hukuk okumuş ve Sultan II. Abdülhamid'e (1876-1909) Ermeni militanlarca yapılan bombalı suikastı başsavcı olarak soruşturmuş, 1908 yılında Bağdat Valisi, bilahare de Adliye Nazırı olarak görev yapmıştır. Sadrazam vekili olarak (Başbakanlık) görevini üç ay süre ile yapan Necmeddin Molla Cumhuriyet döneminde Kastamonu milletvekili olarak vazife aldı.

Kocataş Yalısı sarıyer ve sarıyerliler için büyük özelliği olan bir yalıdır. Yalı sahibinin Necmeddin Molla olması, yalının güzelliği ve mükemmel içimi olan Kocataş Suyu dışında, yalıyı şereflendiren misafirleri ile de ünlüdür. Dönemin devlet adamları, diplomatları, üniversite hocaları, edebiyatçıları ve işadamlarının ağırlandığı yalının en önemli misafiri Atatürk'tür. Atatürk sarıyer'e birkaç kez gelmiş ve bu yalıda Necmeddin Molla tarafından ağırlanmıştır. Atatürk bu yalıda Nuri Çonker, Tahsin Üzer, Ruşen Eşref Ünaydın ile eşi, Meclis Reisi Kazım Özalp, Fethi Okyar ve eşi Galibe Hanımın bulunduğu toplantıda, eski Başbakan Fethi Okyar'a bir siyası parti kurması talimatını vermiştir (30.07.1930).

Ne yazık ki önemli olaylara tanıklık eden bu yalı 1970'li yıllarda bakımsızlıktan oturulamaz hale geldikten sonra geçirdiği yangınla da harap oldu.
Kocataş Yalısından sarıyer'e gelirken diğer tarihi eser yalı Eser Eseyan Yalısıdır. 1874 yılında inşa edilen bu yalı yanarak harap olmuşsa da bilahare eskisine uygun olarak yeniden yapılmıştır (1980).

Mesarburnu Caddesindeki görkemli yalılardan biri de Kayseriliyan Yalısıdır. 20. yy.ın ilk yıllarında inşa edilen bu yalı bir hayli el değiştirdi. Cerrahoğullarına geçen yalı bu aileden sonra Vanlıoğlu ailesine geçti. Bilahare Günyüz ailesine geçen yalı son yıllarda yine el değiştirdi. Bu yalıdan sonra birbirine bitişik üç yalı daha var. Bunlar da tarihi eserlerdendir ve 20. yy. başlarında yapılmışlardır.

Mesarburnu Caddesindeki bir diğer tarihi bina Sütunlu Yalı da denilen Kaptanyan Yalsıdır. 1866 yılında Kaptanyan tarafından yaptırılan yalıya Nemlizade sahip olduktan sonra (1928-1930) yalı okul yapılmak üzere Milli Eğitim Bakanlığınca satın alınarak, sarıyer ortaokulu olarak eğitim ve öğretime açıldı (1943/1944). Eski başbakanlardan Fethi Okyar yaz aylarında bu yalıda otururdu. Mustafa Kemal Atatürk bu yalıya gelerek Fethi Okyar'ın misafiri olmuştur.

Sütunlu Yalıdan sonra Remzi Bey ile Laz Hafız Muharrem Efendi'nin yalıları peşi sıra gelir. Bu cadde de sağda deniz kenarında tarihi eser bir bina daha var. Kâgir olan bu bina karakol binasıdır. Sultan Mehmet Reşat döneminde (1909-1918) ve Sadrazam İbrahim Paşa zamanında 1911 yılında karakol binası olarak inşa edildi. Uzun bir zamandan beri Orduevi olarak kullanılmaktadır.

Karakol binasının karşısında, şimdi blok apartmanın olduğu yerdeki harika ahşap köşk kıyıma uğradı ve yıkılıp gitti. Bitişiğindeki kâgir binanın tarihi özelliği yok edildi. Eskiden ahşaptı kâgire dönüştürüldü. Bu sıradaki 81 Kapı No.lu yalı Mine Elmasyan Yalısıdır. 1890 yılında yapılan yalı Soyuer ailesine geçtikten sonra 1999 yılında büyük onarım gördü ve eskisine sadık kalınarak yeniden onarıldı. Mine Elmasyan tek başına yaşadığı bu yalıda 1945 yılında faili bulunamayan bir cinayete kurban gitti. Bu sırada bir diğer tarihi yalı Sözen Yalısıdır. Bu yalıyı İhsan Kaptan, Kabzımal Mehmet Efendi ve Cemal Akıncı yalıları takip eder.

sarıyer sahil boyu tarihi binalarla doludur. Bunlardan biri de Saray Arkası Sokakta ve deniz kenarındaki binadır. Aslında yalı tipindeki bina saray kabul edildiğinden sokağa bu ad verilmiş ve Saray Arkası Sokak denilmiştir. Bina Avcı Mehmet Paşa tarafından 19. yy. sonlarında yapılmıştır. 25 oda, 5 balkon ve bir cumbası olan bu saray sonraları bölünmüş ve üç ayrı yalı olmuştur. Halen kullanılmakta olan yalı örnek tarihi eserlerdendir. Yalının mirasçılarından iki hanımın birlikte balkondan düşmeleri, birinin ölmesi üzerine bu yalıya "Uğursuz Yalı" da denilmektedir. Yalının ilerisindeki Barbarosoğlu Yalısı mimari özelliği ile dikkat çeken yalılardandır. Yine aynı sıradaki İmamoğlu Yalısı eskisine sadık kalınarak bütünü ile onarıldı. Bu yalıyı takiben Kayılcı Ali Efendi, Kolcu Eyüp Efendi ve Mehmet Paşanın yalıları, bunları takiben de Hamamcıoğlu Nuri Bey, Kara Temel Reis, Cemil Efendi ve Kasap Hüsnü Efendi Yalıları peşi sıra gelir. Bu sıradaki yalıların hepsi de tarihi eserlerdir.

sarıyer'de yalı sayısı kadar konak ve köşk var. sarıyer'e "Paşalar Köyü" denmesinin bir nedeni de Paşalara ait yalı, konak ve köşk sayısının çokluğudur. Hidayetinbağı'nın batı tarafındaki Yedi Sekiz Hasan Paşa (Ö: 1905) Köşkü görkemi ile göz kamaştırırdı. 1920-1922 yılları arasında Orman Mektebi Alisi (Yüksek Orman Mektebi, yani Orman Fakültesi) olarak kullanılan köşk bilahare ve çok uzun yıllar 16. Piyade Alayı olarak kullanıldı. Bu köşkün sahibi olan Yedi Sekiz Hasan Paşa Sultan II. Abdülhamid'i baskından dolayısıyla da ölümden kurtaran adamdı ve okuma yazma bilmediğinden imzasını yedi sekiz yazarak attığı için bu isimle anılıyordu.

Şehit Mithat Yılmaz (Yeni Sular Caddesi) üzerindeki sarıyer Belediyesi Kültür Merkezi binasının ismi "Pertevniyal Valide Sultan (Ö: 1883) Konağı'dır. Sultan II. Mahmut (1803-1839) eşi olan Pertevniyal Sultan bu konağı yaptırarak vakfetmiştir. Bina uzun yıllar, Osmanlılar döneminde "Süleyman Şah Binkaya Alp Numune-i İnnaz Mektebi", 1910'lu yıllar da Orman Mektebi Alisi (Orman Fakültesi), Cumhuriyet döneminde "14. İlkokul" ve "Pertevniyal ilkokulu" olarak kullanıldı. 1962 yılında Halk Eğitim Merkezi olan bu konağın bir ismi de "Horozoğlu Konağındır. Bina 1990'lı yıllarda sarıyer Belediyesi tarafından Özel İdareden alınarak Kültür Merkezi haline dönüştürüldü.

Şifa Yolu üzerinde Kavalalı Nazım Bey Köşkü, Ortaçeşme Caddesinde de Çobanoğlu Köşkü var. Bu iki köşk hala kullanılmakta ve gözalıcılığını korumaktadırlar. Çobanoğlu Köşkü Verem Savaş Demeğine bağışlanmış olup lojman olarak kullanılmaktadır. Dursun Fakih Sokakta Hakkı Paşa Konağı çok bakımsız. Bu konak ilkokul olarak da kullanıldı ve Mareşal Fevzi Çakmak bir süre bu okulda okudu. İlerisinde Priştineli Halil Paşa Köşkü, biraz daha ilerisinde Yelkenciler Köşkü, Kudretullah Efendi Sokakta Tahsin Paşa Köşkü, Atabey Sokakta Kudret Bey Köşkü tarihi eserlerdir. Bu tarihi köşklerin bir kısmı eskisine uygun olarak yenilenmiştir.

sarıyer'de en önemli köşklerden biri hala görkemini koruyan ancak bakımsızlıktan harap hale gelmeye başlayan Hünkar Köşküdür. Bu köşk Hünkar Suyu mesiresi içindedir. Sultan IV. Mehmet (Avcı Mehmet) ve ondan sonraki Sultanlar (Padişahlar) sarıyer'e gelip avlanırlar, dinlenmek için birkaç gün kalırlardı. Bu köşk sarıyer'deki çok önemli tarihi eserlerdendir.

sarıyer'deki tarihi eser köşk, konak ve yalılardan pek çoğu yok olup gitti. Bir kısmı zamana karşı direnememiş, bir kısmı yanarak kül olmuş, bir kısmı ise yıkılmış yerine değişik tarzda binalar, apartmanlar inşa edilerek tarih yok edilmiştir.
Dorkenler Köşkü, Sofyalı Ali Beyin Köşkü, Ali Paşa Köşkü, Sadrazam Sait Paşa Köşkü, Hamdi Paşa Köşkü, Zeki Paşa Köşkü, Mısırlıların Köşkü (Şahin'in köşkü), Selanikli Hasan Fehmi Paşanın Köşkü, İbrahim (Abraham) Paşa Köşkü, Av. Hilmi Beyin Kızılcıklı Köşkü, Sim Beyin Köşkü, Halil Beyin Köşkü, Yedi Sekiz Hasan Paşa Köşkü, Fıtnat Hanımın Konağı, Karamanoğlu Zahide Hanımın Konağı, Avnı Molla Konağı, Şevket Paşa Köşkü, Sofracıbaşı Köşkü yanıp yıkılan ve yok olan tarihi eser köşk ve konaklardır.
sarıyer vapur iskelesi ve yanındaki Canlı Balık Gazinosu da tarihi eserlerdendi. Canlı Balık yıkılarak yerine orduevi yapılırken, 19. yy. ikinci yarısında yapılan sarıyer vapur iskelesi onarıldı ve hizmete devam ediyor. Canlı Balık Gazinosu bilhassa Cumhuriyetin ilk yıllarında, hatta 1970'li yıllara kadar çok popüler bir mekandı ve sarıyer'in en önemli eğlence merkeziydi. Atatürk, sarıyer'e her gidişinde bu mekana uğrayarak istirahat ederdi.

Atatürk, sarıyer'e gelişlerinde sarıyer halkı kadın erkek kendisini vapur iskelesinde karşılardı. Bir süre ayakta karşılayıcıları süzen Atatürk, sarıyerli hanımlardan birinin önünde durmuş ve "Peçeni çıkar, yakışmıyor sana. Aydınlık Türkiye'nin hanımları da aydınlık olsun" demiş ve muhatabı genç kadın, peçesini çarşafını çıkarıp atmıştır. Canlı Balık Gazinosu 19. yy. sonlarında açılmış, birçok aşamadan geçtikten ve el değiştirdikten sonra 1980'li yıllarda kapatılmıştır. Bu gazinonun yerinde şimdi orduevi var.

sarıyer vapur iskelesi, eski bir kayıkhane iskelesine 1851 yılında Şirket-i Hayriye tarafından ilaveler yapılarak inşa edildi. 1890 yılında iskele hem onarıldı hem de genişletildi. İskele binasının üst katına daha sonra bir de gazino ilave edilmişse de sonraları kaldırılmıştır. Bakım ve onarım işleri çok düzgün yapılan iskelenin tarihi özellikleri iyi korunarak günümüze kadar ulaşması sağlanmıştır.

sarıyer'e "Paşalar Köyü" çok eski yıllardan söylenmiş, sonraları bu söylem terkedilmiş fakat unutulmamıştır. sarıyer'e "Paşalar Köyü" denmesinin nedeni, gerek Osmanlılar zamanında ve gerekse Cumhuriyet döneminde sarıyer'den çok paşa çıkması veya pek çok paşanın sarıyer'de oturmasıydı. Abdurrahman Nurettin Paşa, İbrahim Paşa (Abraham Paşa) Sadrazam Salih Paşa, Sadrazam Sait Paşa, Rıfat Paşa, Talat Paşa, Dr. Süreyya Paşa, Hamdi Paşa, Nail Paşa, Yedi Sekiz Hasan Paşa, Hacı Müşir Ahmet Fevzi Paşa, Hasan İzzet Paşa, Ali Paşa, Tahsin Paşa, Şevket Paşa, Piriştineli Halil Paşa, Zeki Paşa, Mehmet Paşa, Cumhuriyet döneminde; Fikri Paşa, Vahit Paşa, Mehmet Paşa, Alaattin Özsan Paşa, Kenan Esenkut Paşa, Salih Acarel Paşa, Süleyman Tipi Paşa, Bekir Kalyoncu Paşa, Cem Gürdeniz Paşa ve diğerleri ya sarıyer'de doğmuş, yaşamış veya dışardan gelip sarıyer'e yerleşip sarıyerli olmuşlardır.

Boğaziçi'nin önemli sayfiye yerlerinden olan sarıyer yalı, sahilhane, köşk ve konakları ile ünlenmişti. Ne var ki sık sık yangın geçirdiği için ahşap yalılar, konaklar, köşkler yanıp kül oldular. Bir kısmının yerine yenileri yapıldı. sarıyer sahil şeridinde Mesarburnu Caddesinde 1900'da 9 yalı; 1908'de 12 ev; 1918'de 22 ev yanarak kül oldu. sarıyer'i perişan eden büyük yangın 2 Ekim 1923 tarihinde oldu. Mesut Ağa Çeşmesinin yanındaki fırının üst katından yangın çıktı. Binanın ahşap ust katı yanarken kızgın bir çivinin fırlayıp derenin öte yanında bir ahşap binaya saplanması ile burada da yangın başladı ve kısa sürede yayıldı. Ahşap, bir veya iki gözlü evlerden oluşan ve Arap Mahallesi olarak bilinen bu yerleşim bölgesinde bir iki saat içinde 250'den fazla ev, bir kaç köşk ve konak yanıp kül oldu. Bu yangından sonra "Arap Mahallesi" olarak bilinen yerin yeni ismi "Yangın Yeri" oldu.

sarıyer iki önemli sel felaketi yaşadı. Biri 1890'lı yıllarda oldu. sarıyer, Büyükdere, Çayırbaşı, Kefeliköy, Kireçburnu, Yenimahalle, Rumelikavağı'nda büyük tahribat yaptı. Kefeliköy'de Kapudan-ı Derya Uluç Hasan Paşa Camii tamamen yıkılıp denize sürüklendi ve yerine bugüne kadar yenisi de yapılmadı. sarıyer'de ikinci önemli sel felaketi, 1912 yılında (1907 ve 1914 yılı da deniliyor) oldu ve saatlerce devam eden yağmur, derenin her iki yanındaki köşk, konak, ev ne varsa yıkıp denize sürükledi. Sel sırasında enteresan bir olay olmuş ve sulara kapılan balıkçı Halil Ağanın tek katlı ahşap evi denize sürüklenmiştir. İçinde lamba yanan evin sahibi Halil Ağa, gece yarısı kayıklarla gelen balıkçı arkadaşları tarafından kurtarılmıştır.

sarıyer, tarihi süreç içinde en büyük baskını, kıyımı, yağmalanmayı ve yakılıp yıkılmayı 1724'de Don Kazaklarından yedi. Yüzlerce şayka ile (o tarihlerde kullanılan savaş gemisi) Boğaziçi'ne baskın yapan Kazaklar sarıyer ve Büyükdere'yi yağmalayıp, yakıp yıktıkları gibi pek çok cana da kıydılar. Sonra Kefeliköy, Kireçburnu, Tarabya ve Yeniköy semtleri baskın yedi. Sahilboyundaki yalılar, köşkler, konaklar yakılıp yıkıldılar, halkın elinde ne varsa alındı.

sarıyer tarihin her döneminde sayfiye yeri ve balıkçı köyü olarak bilinir. sarıyer'in Çırçır Suyu mesiresi ile Hünkar Suyu mesiresi arasındaki derenin antik çağdaki adı Skletrinas idi. Sonra Mercimek Deresi olarak isim aldı. Ancak bu isimle değil sarıyer Deresi olarak anılır oldu. sarıyer vadisi ortasından geçen dere sarıyer'in büyüleyici bir havaya sahip olmasına neden oluyordu. sarıyer vadisi Bekardere'den, Çarşıbaşına, yani mezarlıklara kadar güllerle, çiçeklerle kaplı olduğundan ilgi çeken bir mesire idi. Bilhassa Sultan II. Selim (1566-1574), Sultan IV. Murat 1623 - 1640), Sultan IV. Mehmet (Avcı Mehmet, 1648-1687) ve Sultan III. Selim (1789-1807) yazın dinlenmek, kışın avlanmak için sarıyer'e gelirlerdi.

Zamanında saltanat kayıklarının sayfiye yerlerine kadar gittikleri sarıyer deresi denizden Ortaçeşmeye kadar kapatılarak (1967) cadde yapıldı. Bilahare Ortaçeşme'den Şifa Suyu, Hünkar Suyu dönemecine kadar olan bölüm de ka¬patıldı (2004) cadde ve pazar yeri yapıldı.

Sultanları taşıyan saltanat kayıkları, Hünkar Suyu mesiresi iskelesine kadar giderdi. Renk renk güller, çiçekler ve yeşillikler içinde cıvıl cıvıl kuş sesleri arasında sarıyer Deresinden Hünkar Suyu mesiresine ve av köşküne giden Sultan IV. Murat, gördüğü güzellik karşısında hayretini gizleyemez ve : "Ben Mekke ve Medine'nin hizmetçisi olduğum halde böyle bir cennet bahçesine sahip değilim!"der . Bahçenin sahibi Solak Çelebi "Padişahıma hibe olsun" yanıtını verir. Sultan IV. Murat'da "Bağın mamur olsun" diyerek yerin sahibinde kalmasını buyurur.

Evliya Çelebi, sarıyer ile ilgili olarak seyahatnamesinde şöyle yazar: "Deniz kıyısında bin kadar bağlı, bahçeli mamur evleri vardır. İki mahalle Müslüman, yedi mahalle de Hıristiyan vardır. Burada Yahudi yoktur. Bir cami, bir mescit, bir hamam ve küçük sokakları vardır. Halkın birçoğu Anadolu'dan gelme bağcıdır. Rum Hıristiyanları da balıkçılık, meyhanecilik ve gemicilik yaparlar. Bunun dışında yedi bin bağı vardır. Bütün dağları bağlan ile süslenmiştir. Lal renkli sulu kirazları meşhurdur. Hisar kirazı adı ile meşhur olan Gülnar bu sarıyer'de yetişir ki, her birinden yüzer damla su çıkar. Methine söz yetmez. Her sene İstanbul halkı bu şehirde sohbet eder."

Bostancıbaşı defterine göre, 19. yy.'da sarıyer'de 12 hane, bir han, dokuz kayıkhane, iki köşk, üç kahvehane, üç iskele bulunuyordu.

Yabancı ülke elçiliklerinin yazlık binalarının sarıyer ilçesi sahil şeridinde yer
alması, havası, denizi, ormanları, bağları, mesire yerlerinin akıllara durgunluk veren güzelliği ve birbirinden güzel suları ile sarıyer ilgi çeken yerlerdendi.

sarıyer büyüleyici güzelliği, yeşilin her tonunu dağ, bağ ve bahçelerinde taşıması, şifalı suları, nefis havası, sıcakkanlı insanları ve denizden yayılan iyot kokusu ile insanı mest eden bir yer olması nedeni ile gelenler buradan kolay ayrılamazlardı! sarıyer'in büyüleyici güzelliğini Yusuf Mardin "sarıyer'de Akşam" şiirinde ne güzel yansıtır:

"Göklerde yüzer pembe bulutlar Akşamla solar defne ve çamlık; Söyler yine bir besteyi rüzgar Sessiz yayılır sonra karanlık.

Hülya gibi ürpermededir su Üstünde çizimlerle seherden; Yollar serilir dağlara doğru Rüyalarımın gittiği yerden."

sarıyer'de Rum, Ermeni ve Yahudilerden kalma her hangi bir iz olmamasına rağmen P. G. Inciciyan 18. Asırda İstanbul isimli kitabında; sarıyer vadisinde manastır olduğu, bu manastırların ayazmaları bulunduğu, bu ayazmaların Kestane Suyu, Gümüş Suyu ve Fındık Suyu ismini alarak kullanıldıklarını yazar.

Hünkar Suyu, Kestane Suyu, Çırçır Suyu, Fındık Suyu, Şifa Suyu, Hidayetinbağı ve Bingöl Park mesireleri ve mesire içerisindeki suların harikulade lezzeti her yaz binlerce insanı sarıyer'e çeker. Kestane Suyu, Hünkar Suyu, Çırçır Suyu, Şifa Suyu, Fındık Suyu, Yerlisu, Vakıf memba suyu, Ayazma Suyu, Kumsal Suyu, Aralık Suyu, Kocataş Suyu ve İpek Suyu memba suları sadece sarıyer'in değil İstanbul'un en iyi sularındandır.

sarıyer'de Hünkar Suyu, Kestane Suyu ve Kocataş Suyu olmak üzere üç su fabrikası vardı. Kocataş Suyu fabrikasında gazoz imalatı da yapılıyordu. Bu fabrikalardan Hünkar Suyu ile Kocataş Suyu fabrikaları kapandı, Kestane Suyu fabrikası ise çalışmaya devam ediyor.
sarıyer vadisi içinde yer alan Fındık Suyu, Kestane Suyu, Hünkar Suyu ve Çırçır Suyu 19. yüzyılın sonları ile 20. yüzyılın başlarında sadece sarıyer'in değil bütün Boğaziçi'nin eğlence ve kültür merkeziydi. Bu mesire yerlerindeki sahnelerde tiyatrolar oynanır, konserler verilirdi. Buralarda Abdi, Hasan, Minakyan ve Naşit gibi ustalar oynar; Tatyos, Karakaş, Memduh ve Nedim gibi musiki ustaları çalıp şarkılar söylerlerdi.

sarıyer'e ismini veren sarı yarlar, yani Şifa Suyu ile Maden Mahallesi arasında kalan sarı renkli topraklardan uzun yıllar altın madeni çıkarılıp işlendiği bilinmektedir. Gelirin gideri karşılamadığı durumu ile baş başa kalınınca maden çıkarılması işinden vazgeçilmiş ve alan terkedilmiştir. Bu alan şimdi Maden Mahallesine bağlı Şifa Suyu yerleşim bölgesidir.
sarıyer'de antik çağdan Bizans ve Osmanlılar dönemine kadar geçen süre içerisinde Rumlar balıkçılık, meyhanecilik ve gemicilikle uğraşırlardı. Sonraları bahçecilik, ticaret ve diğer iş kollarında da çalıştılar. Zamanla balıkçılık, gemicilik Türklerin yoğun ilgi gösterdikleri meslek oldu. Daha sonraları bahçecilik, çiçekçilik ve ticaret yapılması benimsendi. sarıyer meyvecilikte de hayli ileriydi. Bilhassa Mesarburnu ve Kocataş Tepelerindeki düzlük alanlarda yetiştirilen Osmanlı çileği, Çırçır Vadisi ile Bekardere arasında çok eski yıllarda yetiştirilen, son yıllarda tekrar aranılan hale gelen ve yetiştirilmeye başlanan ahududunun yanında; kiraz, fındık, üzüm bağları, kestane, incir, dut, erik, elma, ayva, armut ve şeftali gibi yemişler yetiştiriliyordu. Alanların imara açılması nedeniyle meyvecilik kaybolmaya başladı. Artık; elma, armut, ayva gibi yemişlerin yerini kivi aldı. Bekardere'den sarıyer'e doğru, sarıyer deresinin sağ ve sol yamaçları ile dere kenarındaki verimli sulak topraklarda ahududu ve kivi yetiştiriliyor.

sarıyer'de bahçecilik çok gelişmişti. Bilhassa bağlarında hemen her türlü sebze yetiştirilip pazarlanıyordu. Bilhassa; taze fasulye, patlıcan, domates, kara lahana, ıspanak, pırasa, bakla, dolmalık biber, sivri biber, domates, salatalık sarıyer vadisinde bolca yetiştirilen sebzelerdi.

sarıyer'in balığı, böreği ve muhallebisi ile tanındığı bilinir. sarıyer Karaköy Börekçisi 1885 yılından beri hizmet veren tarihi bir işyeridir. Böreğiyle çok ünlüdür. Keza sarıyer Muhallebicisi 1928 yılından beri muhallebisi, kazandibi, tavukgöğsü ve dondurması ile şöhretini devam ettirmektedir.

sarıyer'de eskiden olduğu gibi şimdi de balıkçılık yapılmaktadır. Eskiden ahşap balıkçı kayıkları ve tekneleri ile yapılan balıkçılık son 25-30 yıldan beri ve bilhassa son on yıldan bu yana en son teknoloji kullanılarak, büyük saç gemileri ile yapılmaktadır. sarıyerli balıkçılar da diğer balıkçılar gibi sadece boğazda avlanmakla yetinmiyor, Karadeniz, Marmara Denizi, Ege ve Akdeniz olmak üzere hemen her denizde avlanarak ekonomiye katkıda bulunmaya devam ediyor.

sarıyer'de eskiden dalyan balıkçılığı da yapılmakta idi. Bilhassa Bülbül dalyanı Boğaziçi'nin en büyük Kurtağzı Dalyanı idi. Sabih Beyle ünlenen dalyanı bir süre, dalyancılıkta ileri düzeyde deneyime sahip olan Yeniköylü balıkçı reislerinden Sokrati Reis devam ettirdi. Son yıllarda artık dalyan kurulmuyor. Kurulsa da göstermelik çok küçük bir dalyan kuruluyor.

sarıyer sahil şeridi balıkçılık için en uygun yerlerdendir. Bilhassa küçük ağ balıkçıları sarıyer sahil şeridini çok kullanırlardı. sarıyer'de Kılıç Kaptan, (Vehbi Koç Vakfı Lisesi önü), Kumsal önü (Mehmet Akif Ersoy Parkı önü), Taşiskele ve Sarayarkası manyat çekilen alanlardı. Keza ırıpçılar da bu alanlardan yararlanıyorlardı. Voliciler ise sadece sarıyer'de değil, boğazın her uygun yerinde avlanıyorlardı. Deniz kenarında uygun yerlerde ve çok güneş alan yamaçlarda çirozculuk da yapılmaktaydı.

sarıyer'de küçük ağ ve olta balıkçılığı gibi amatör balıkçılıkta öteden beri yapılmaktadır. 1960 yılından bu yana ıstakoz ve kılıç balığı avcılığı, boğaz trafiğinin yoğunluğu ve deniz kirliliği nedeniyle yapılamamaktadır. sarıyer'de fazla eğlence merkezi yoktu. Olanların da en ünlüsü uzun yıllar ününü devam ettiren Canlı Balık Gazinosu idi. Hemen karşısında Yeşilyuva Gazinosu vardı. Bu gazinoların ikisi de kapandı.

Cumhuriyetin ilk yıllarında Bülbül Sokağındaki gazinoda tiyatroda oynanıyordu fakat uzun süreli olmadı. sarıyer çarşısı içinde (İşbankası binasının olduğu yerde) sessiz film döneminde Hilal Sineması vardı, devam etmedi. Sonraki yıllarda Mesarburnu Caddesinde Ferah Park Gazinosu ve yazlık sineması, ilerisinde Gezi Sineması, Sefir Sokakta Gül Sineması sarıyer'in eğlence merkeziydi, hepsi kapandı. Bu boşluk sarıyer Belediye Başkanlığı Kültür İşleri Müdürlüğü, sarıyer halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü ve sarıyerliler Demeğinin faaliyetleri ile giderilmeye çalışılıyor.

sarıyer Merkez Mahallesinde ilk basın organı Öz sarıyer Spor Dergisi adıyla (1953) yayınlandı. Çok daha sonraları ise sarıyer Spor Kulübü'nün yayın organı olan sarıyer Spor Dergisi (1983), Sentez Gazetesi (1997), sarıyerli Taraftarlar Derneğinin yayınladığı aylık Beyaz Martı Spor Dergisi (1993), Marmara Sentez Gazetesi (2001), sarıyer Yaşam Gazetesi (2003) (Bu gazete bilahare sarıyer Yerel Haber ismini aldı) ve Haber 34 sarıyer Gazeteleri yayınlanarak sarıyerlilere kültürel hizmet vermiş ve vermektedirler.
[/FONT]
[/FONT]
[FONT=arial, helvetica, sans-serif][FONT=arial, helvetica, sans-serif]Deniz ürünlerinin her çeşidinin bulunduğu sarıyer'in tarihi balık pazarı ve balık restaurantları da ünlüdür. sarıyer'in en ünlü restaurantı Uğurcan Balık Restaurantı idi. Dünya turizm listelerinde kendisine yer bulan bu restaurant da kapandı ve yerine park yapıldı. Balığı ile ünlü olan sarıyer'de pek çok balık restaurantı bulunuyor: Mesarburnu Caddesinde Beyaz Köşk Restaurant, Trıvana İçkisiz Balık Lokantası ve Mer Balık Restaurant, Cami arkası sokakta Dolphin Class, Captains Terrace ve Aquarius Set Balık restaurantları var. Çarşı içinde pide çeşitleri ile ünlü Pide-Ban müessesesi bulunuyor. Saray Arkası Sokağın deniz tarafında ise Tarihi sarıyer Balıkçılar Çarşısı vardı. Burada her tür balığı bulmak mümkündü ve balıkçıların tutup getirdiği balıkların mezatla satışı da burada yapılmakta idi. Ne var ki bu büyük çarşı da yıkılarak ortadan kaldırıldı (Mayıs 2005).
Taşiskelesi Parkı içindeki sarıyer Spor Kulübü Kafeteryası ve Çay Bahçesi belediyece yıktırılarak ortadan kaldırıldı (Mayıs 2005). Sarayarkası Sokak üzerinde Cafe Kubilay, Public Cafe, Kumsal meydanında Kumsal Cafe ve Çay Bahçesi, Deniz Otobüsü iskelesi çay bahçesi sarıyer'e renklilik ve hareketlilik katan müesseselerdir.

sarıyer büyük iş merkezi olan bir yer değildir. Halkı; işçi, memur, esnaf, balıkçı ve serbest meslek sahibidir. İşçiler sarıyer dışındaki işyerlerinde çalışırken, memurlar değişik kamu kuruluşlarında görev yaparlar. sarıyer dışında ticaret yapanlar olduğu gibi sarıyer içinde küçük esnaf ve ticaret erbabı varlığını sürdürmektedir.

Sanayi sarıyer'de gelişmedi. Mahallede kurulan ilk fabrika Saray Arkası Sokaktaki Murat beyin gazoz fabrikasıydı. Sonraları Hünkar Suyu ve Kocataş Suyu ve gazoz fabrikaları kuruldu, daha sonra da Kestane Suyu Fabrikası. Bu fabrikalar teker teker kapanırken Kestane Suyu Fabrikası çalışmaya devam ediyor.

sarıyer'de iki önemli bağ vardı. Bunlardan biri Hidayetinbağı diğeri de Ali Paşanın bağı idi. Ali Paşa'nın muhteşem köşkü bağın Fıstıklı Bağlar Sokak tarafında idi. Bu bina yıkılıp gitti, kalıntılarını görmek mümkün. Bağ parsellenerek satıldı ve Zümrütevlere dahil olan büyük bir yerleşim bölgesi meydana geldi.

Hidayetinbağı hem mesire ve hem de ziraat ve bahçecilik yapılan çok büyük bir alandı. Burası da imara açıldı. Önce Zümrütevler adıyla bahçe içinde tek katlı villalar yapıldı (1947). Villaların dışında kalan alanda gecekondulaşma yolu ile çok büyük bir yerleşim bölgesi meydana geldi. Hidayetinbağı'nın ön taraftaki ağaçlık büyük alan asırlarca mesire yeri olarak hizmet verdi. Hidayetinbağı 1970'li yıllarda sahibi tarafından kiralandı. İşte o zaman kıyım başladı. Otoparka alan açmak için asırlık, çınar, dişbudak ve ıhlamur ağaçlarından kırk adedi hoyratça kesilerek yok edildi. Bir kısmı kasıtlı olarak kurutuldu.

Sonunda Belediyece kamulaştırılarak park yapıldı.
Park yapılan Hidayetinbağı, II. Meşrutiyet döneminde sarıyer'in kültür; Cumhuriyet döneminde de spor alanıydı. Burada bir sahne vardı, açık hava tiyatrosu oynanıyordu. Sonraları aynı yerde bir lokal ve çay bahçesi yapıldı. Daha sonraki yıllarda bayram yeri, yaz aylarında cambazhane olarak kullanıldı.

Hidayetinbağı 1970'li yıllara kadar sarıyer'in spor alanıydı. Burada ağaçlar arasında futbol oynanırdı. Üst kısımda ise voleybol ve basketbol çalışmaları yapılırdı. Bu alandan sayısız şöhretli futbolcu yetişti, profesyonel kulüplerde oynadı ve milli formayı giydi.

sarıyer'de park sayısı son birkaç yıldan beri artış gösterdi. Hidayetinbağı Parkı, Mehmet Akif Ersoy Parkı (Kumsal'da deniz kenarında), Liman Parkı(Atatürk heykelinin arkasında), Taşiskele Parkı (sarıyer Ali Kethüda Camii arkasında, Taşiskelesi yanında) ve Koru parkı (Koru Mahallesinde eski Rum Mezarlığının yerinde) isimlerini taşıyan beş park var.

sarıyer'de sağlık kuruluşu olarak: sarıyer İsmail Akgün Devlet Hastanesi, sarıyer Sağlık Grup Başkanlığı, sarıyer Naile Sağlam Verem Savaş Dispanseri, sarıyer Merkez Sağlık Ocağı ve sarıyer Belediyesi İzzet Baysal Görüntüleme Merkezi var. Ayrıca Özel sarıyer Kliniği, Özel sarıyer Şifa Polikliniği, Özel Boğaziçi Dispanseri, Özel sarıyer Halk Polikliniği ve ayrıca üç özel laboratuar var.

sarıyer'deki eğitim kurumlarının en eskisi sarıyer İlköğretim okuludur. Halk arasında Horozoğlu Konağı denilen Pertevniyal Sultan Konağında Cumhuriyet öncesi "Süleyman Bin Şah Binkaya Alp Numune-i İnnaz Mektebi" adıyla bir okul olduğu söylenegelmektedir. Bu konakta ilkokul 1924 yılında sarıyer 14. İlkokul adı ile açıldı. Bilahare okulun ismi Pertevniyal İlkokulu olarak değiştirildi. Bu okul da 1960'lı yılların başına kadar eğitim verildi. Yeni yapılan okul binasına taşınan sarıyer Pertevniyal İlkokulu 1983/1984 öğretim ve eğitim yılında orta okul ile birleştirildi.

sarıyer Vehbi Koç Vakfı Lisesi Mesarburnu Caddesindeki eski orta okul binasında olup iki ayrı binadan oluşmaktadır. Öndeki bina tarihi Kaptan Bey (Kaptanyan) Yalısıdır. Bu bina Nemlizadelerden satın alınarak ortaokul olarak 1943/1944 öğretim ve eğitim yılında hizmete açıldı. 1966/1967 ders yılında orta okul yeni binasına taşındığından sarıyer Lisesi burada eğitime başladı. Bina yeterli olmadığından Vehbi Koç Vakfı tarafından orta okul binasının arkasına ve yamaçta yeni bina ve dershaneler inşa edilerek sarıyer Vehbi Koç Vakfı Lisesi adıyla 1975/1976 ders yılında eğitim ve öğretime açıldı. sarıyer Vehbi Koç Vakfı Lisesindeki süper sınıfta 1998/1999 öğretim yılından itibaren yabancı dilde eğitim verilmektedir.

sarıyer Lisesi, Vehbi Koç Vakfı Lisesi olarak isim değiştirdikten sonra 1993/1994 ders yılında Kültür Merkezi yanındaki eski Pertevniyal İlkokulunda 1994'de öğretim ve eğitime başladı. 17 Ağustos Depreminde bina hasar görünce yıktırıldı ve hayırsever Hüseyin Kalkavan tarafından yeniden yaptırılan binada eğitime devam edilmektedir. Okulun ismi de Hüseyin Kalkavan Lisesi olarak değiştirildi.

Uzun yıllar sarıyer Ortaokulu olarak kullanılan Kaptan (Kaptanyan) Bey Yalısı Öğretmenevi olarak tanzim ve restore edildi.
[/FONT]
[/FONT]
[FONT=arial, helvetica, sans-serif][FONT=arial, helvetica, sans-serif]
sarıyer Halk Eğitimi Merkezi de önemli kültür merkezlerinden biridir. sarıyer Halk Eğitimi ve Akşam Sanat Okulu Müdürlük olarak 1962 yılında sarıyer Pertevniyal İlkokulu binasında eğitim ve öğretime başladı. Bu binanın arkasındaki Mısırlıların Konağı yıkılarak aynı yerde çok amaçlı yeni bina yapıldı.

M.E.B. Çıraklık ve Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğünün binası olan yeni binasında 1980/1981 yılında eğitim ve öğretime başladı ve burada faaliyetine devam etmektedir. 1985 yılında Dünya Bankasının "Yaygın Meslek Eğitim" projesi kapsamına alındı ve aynı yıl Akşam Sanat Okulu unvanını aldı. Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü bünyesinde tiyatro, Türk sanat müziği ve folklor çalışmaları yapılmakta ve sahnelenmektedir.

sarıyer Rehberlik ve Araştırma Merkezi Müdürlüğü Rehberlik Eğitim Merkezi 1990 yılında sarıyer Vehbi Koç Vakfı Lisesi binasında açıldı. 1991 yılında İstinye'deki Milli Eğitim binasına, 1993/1994'de Mehmet İpgin İlköğretim Okulu müştemilat binasına, 1997 yılında ise halen hizmet verdiği Karakol Sokaktaki binasına taşındı.

sarıyer'de bir de mesleki eğitim veren Özel Öz Alternatif Dershanesi ve Motorlu Taşıt Sürücüleri Kursu var ve 1975 yılından beri mesleki öğretime devam etmekte, son birkaç yıldan beri de ÖSS sınavlarına öğrenci hazırlamaktadır. Bir diğer mesleki kurs da Özel Bora Sürücü kursudur. Bu kursta da şoför adaylarına eğitim verilmektedir.

sarıyer ilçesinde mahalle olarak en çok dernek Merkez sarıyer Mahallesinde bulunmaktadır. Bu dernekler şöyle sıralanabilir: Kızılay Demeği sarıyer Şubesi, sarıyer Naile Sağlam Verem Savaş Dispanseri (1927), sarıyer Spor Kulübü (1940), Türk Hava Kurumu sarıyer Şubesi (1981), sarıyer Merkez Camii Yaptırma ve Onarma Derneği (1960), sarıyer Avcılık ve Atıcılık Derneği, sarıyer Din Görevlileri Derneği (1963), sarıyer Lisesi Mezunları Derneği (1991), sarıyerliler Derneği (SA-DER, 1992), sarıyer Vehbi Koç Vakfı Lisesi Öğrenci Koruma Derneği (1966), sarıyer Spor Kulübü Taraftarları ve Spor Kültürünü Yaygınlaştırma Derneği (1992), sarıyer Halk Eğitimi Merkezi Yaptırma, Yaşatma ve Geliştirme Demeği (1990), sarıyer Sosyal Geliştirme ve Halk Kültürünü Yaşatma Derneği (1993), sarıyer Rotary Kulübü Derneği (1993), sarıyer Lisesi Koruma Derneği (1994), sarıyer Musiki Derneği, Müstakil Esnaf ve Sanatkârlar Derneği, 1940 sarıyerli Sporcular Derneği (1997), sarıyer Kaymakamlığına Bağlı Dairelerin Binalarını Yaptırma, Yaşatma, Güçlendirme ve Kamu Personeli Sosyal Yardımlaşma Derneği (1998), sarıyer İlçe Emniyet Müdürlüğü Binaları Yaşatma Derneği, Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD- 1997), Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD), Boğaziçi Kültür Derneği, T. Emekli Astsubaylar Derneği, sarıyer Taşiskelesi Balıkçıları Yardımlaşma ve Dayanışma Demeği, sarıyer Yeni Merkez Camii Yaptırma ve Onarma Derneği (2003) (hemşehri demekleri dikkate alınmamıştır).

Atatürkçü Düşünce Demeği (ADD) sarıyer Şubesi Fahrettin Serdaroğlu'nun başkanlığında Mustafa Balcı, Ümit Yaşar Pırnal, Selahattin Kırçal, Mehmet Cemgut Balcı, Fatma Nezahat Güven, Necati Yazır, İbrahim Balcı, Mehmet Şener Canatar, Hikmet İşler, Fatma Kırçal, Turgut Somayhoğlu, Zeki Çalışkan, Leyla Doruk, Fehmi İşler tarafından kuruldu.

sarıyer'de ayrıca; S.S. 19. Taşıyıcılar Kooperatifive sarıyer Ziraatçılar I Kooperatifi isimlerini taşıyan iki kooperatif bulunmaktadır.

Kurulan ve bir süre sonra kapanan veya kapatılan demekler de var. sarıyer İsmail Akgün Devlet Hastanesi Yardım Derneği, sarıyer Güzelleştirme Derneği,
Küçük Balıkçıları Korama ve Kollama Demeği, sarıyer Balık Satıcıları Demeği, sarıyer Futbolseverler Demeği, sarıyer Sporseverler Derneği ve sarıyerli Profesyonel Futbolcular Dayanışma Demeği gibi.

sarıyer Merkez Mahallesinin nüfusu (1997 nüfus sayımına göre) 12.282'dir. 1997'den bu yana hayli yıl geçmesine karşın merkez sarıyer Mahallesinin nüfusunda artış gözlenmemiş olup muhtarlık kayıtlarında da nüfus 12.300 olarak görülmektedir.
sarıyer Merkez Mahallesinde; Hacı Müezzin Mehmet Raci Efendi, Emin Efendi, Yusuf Erdinç, Hikmet Dişmengil, Şeref Torun, Osman Telseren, Özcan Gerkuş ve Ömer Akyüz muhtar olarak görev yaptılar.
[/FONT]
[/FONT]
 
Geri
Üst