Istinaf

aSqimSin

Yeni Üye
Üye
Istinaf
Istinaf

Yasa, ilk derece mahkemelerinden verilen hükümlere karşı ilke olarak ve yalnızca istinaf yolunu açık tutmuştur. Adli yargı ilk derece mahkemelerinden verilen hükümlerin doğrudan temyizi olanaklı değildir.

On beş yıl ve daha fazla hapis cezasına ilişkin hükümler bölge adliye mahkemelerince kendiliğinden incelenir.

İstinaf incelemesi, başvuru hakkına sahip olanın hükmün açıklanması veya tebliğinden itibaren yedi gün içinde, hükmü veren mahkemeye dilekçe vermesi veya zabıt katibine sözlü bildirimde bulunmak suretiyle yapılır. Tutuklu sanık bu başvuruları, tutuklu bulunduğu kurum müdürüne de yapabilir.

Asliye ceza mahkemelerinde görevli Cumhuriyet savcıları, bu mahkemenin yargı çevresindeki sulh ceza mahkemesinin, ağır ceza mahkemelerinin Cumhuriyet savcıları da, ağır ceza mahkemesinin yargı çevresindeki asliye ve sulh ceza mahkemelerinin hükümlerine karşı, gerekçeli kararın o yer Cumhuriyet başsavcılığına geliş tarihinden itibaren yedi gün içinde istinaf yoluna başvurabilirler.

Sanık veya katılanın istinaf yolu ile ilgili dilekçe veya tutanağa geçirilen sözlü bildirimlerinde başvuru nedenlerini göstermemiş olmaları inceleme yapılmasına engel değildir. Hükme karşı istinaf yolunun açık ve başvuranın buna hakkının olması inceleme için yeterlidir. Ancak, Cumhuriyet savcılarının yazılı istemlerinde başvuru nedenlerini gerekçeleriyle birlikte ve açıkça göstermeleri zorunludur.

Sanık, yokluğunda verilen ve aleyhine olan hükümlerle ilgili olarak Yasanın 41, 42. maddelerinde belirtilen süre ve koşullara uyarak eski hale getirme isteğinde bulunabilir. Eski hale getirme istemiyle birlikte istinaf başvurusunun da yapılması gerekir. İstinaf istemiyle ilişkili işler, eski hale getirme istemi hakkında karar verilinceye kadar ertelenir. Önce eski hale getirme istemi, buna göre de istinaf başvurusu karara bağlanır.

Süresi içinde yapılan ve geçerli olan istinaf başvurusu hükmün kesinleşmesini önler.

Hükmün gerekçesi tümüyle tutanağa geçirilmemişse, Yasanın 232. maddesi uyarınca hüküm fıkrasının açıklanmasından itibaren on beş gün içerisinde dosyasına konulur. Mahkemece yazılıp dosya içerisine konulan gerekçeli karar, istinaf yoluna başvurulduğunun öğrenilmesini izleyen yedi gün içinde ilgiliye tebliğ olunur.

Hükmü veren mahkeme, istinaf isteminin yasal süreden sonra yapıldığını, hükme karşı istinaf yoluna başvurulamayacağını, başvuranın buna hakkı olmadığını saptarsa dilekçenin reddine karar verir. Karar ilgiliye tebliğ olunur.

Cumhuriyet savcısı veya taraf, ret kararının tebliği üzerine yedi gün içinde bu konuda bir karar verilmesini bölge adliye mahkemesinden isteyebilir. Bu istek hükmün infazını erteletemez. Bölge adliye mahkemesinin vereceği karar kesindir.

İlk derece mahkemesi ret nedeni bulunmayan istinaf dilekçesi veya bildiriminin bir örneğini Cumhuriyet savcısı veya karşı tarafa tebliğ eder. Tebligatı alan buna yedi gün içinde yazıyla yanıt verebilir. Sanık bu konuda tutanak düzenlenmek üzere zabıt katibine sözlü bildirimde bulunabilir. Tutuklu sanık yanıtı ile ilgili olarak tutuklu olduğu kurum müdürüne de başvurabilir.

Yanıtlar verildikten veya yasal süre bittikten sonra dava dosyası yerel Cumhuriyet savcılığı kanalıyla bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet başsavcılığına yollanır.

Bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet başsavcılığınca önce, varsa tebligata ve belge, kanıtlara ilişkin eksiklikler giderilir. Yazılı düşünceyi içeren tebliğname ekinde dosya incelenmek veya duruşma yapılmak üzere bölge adliye mahkemesi ceza dairesine verilir. Tebliğname, dairece ilgililere tebliğ olunur.

Bölge adliye mahkemesi ceza dairesi, gelen dosyayı öncelikle yetki yönünden inceler, yetkili olmadığını saptarsa dosyayı zaman yitirmeksizin vereceği yetkisizlik kararı ile yetkili bölge adliye mahkemesine yollar. Yetkili ise bu kez de başvurunun süresinde yapılıp yapılmadığını, kararın istinaf yoluyla incelenebilir olup olmadığını, başvuranın buna hakkı bulunup bulunmadığını araştırır. Bunların yanıtı olumsuz ise, işin esasına girmeden istinaf başvurusunun reddine karar verir.

Ön inceleme sonunda yetkisizlik veya istinaf başvurusunun reddi kararı verilmeyen dava dosyaları esastan incelenir. İlk derece mahkemesinin kararının usul ve esas yönünden eksiksiz, hukuka uygun olduğu belirlendiğinde; istinaf başvurusunun esastan reddine, Yasanın 289. maddesinde sayılan hukuka kesin aykırılık hallerinin bulunması durumunda: hükmün bozulmasına ve dosyanın yeniden incelenmek ve hüküm verilmek üzere hükmü bozulan ilk derece mahkemesine veya kendi yargı çevresindeki uygun bir başka ilk derece mahkemesine yollanmasına karar verilir.

Bölge adliye mahkemesince yalnızca hukuka kesin aykırılık hallerinde bozma kararı verilebilir. Bu bozma kararına karşı ilk derece mahkemesinin direnme hakkı yoktur. İtiraz ve temyize ilişkin hükümler saklı kalmak koşuluyla anılan kararlara karşı herhangi bir yasa yolu öngörülmemiştir.

Bölge adliye mahkemesi, dosya üzerinde incelemeyle karar verebileceği gibi incelemenin duruşmalı yapılmasını zorunlu gördüğünde, duruşmayı kısmen veya tamamen yineleyebilir. Gerekli önlemleri aldıktan sonra ilk derece mahkemesinin kararını kaldırarak davanın yeniden görülmesine karar vererek duruşma hazırlığı işlemlerine başlar. Duruşma hazırlığı başkan veya görevlendireceği üye tarafından yapılır. Duruşma günü saptanır ve gerekli çağrılar yapılır.

Duruşma açılmasına kendi başvurusu üzerine karar verilen tutuksuz sanığa yapılacak çağrıda, duruşmaya gelmediği takdirde davanın reddine karar verileceği belirtilir.

Duruşma hazırlığı aşamasında,davanın bir duruşmada sonuçlandırılmasını sağlamak amacıyla tanıkların, bilirkişilerin dinlenilmelerine ve keşif yapılmasına karar verilebilir.

Bölge adliye mahkemesinde duruşma Yasanın öngördüğü genel hükümlere göre başladıktan sonra, görevlendirilen üyenin inceleme raporu ve ilk derece mahkemesinin gerekçeli hükmü okunur. İlk derece mahkemesinde saptanan tanık anlatımlarını içeren tutanakların, bilirkişi raporlarının ve duruşma hazırlığı aşamasında aynı doğrultudaki işlemler ile yapılan keşfe ilişkin tutanağın okunulmasıyla yetinmek olanaklıdır. Ancak, dinlenilmesi gerekli görülen tanık ve bilirkişiler çağrılıp duruşmada dinlenirler. Bunlar dışında ilke olarak Yasanın duruşmaya ve karara ilişkin genel hükümleri bölge adliye mahkemesince de uygulanır.

İlk derece mahkemesinin hükmüne karşı, sanık, müdafii ile eşi, yasal temsilcisi veya bunların avukatları ve Cumhuriyet savcısı tarafından sanık yararına istinaf yoluna başvurulmuşsa, bölge adliye mahkemesince verilecek yeni hükümle belirlenecek sonuç ceza, ilkinden daha ağır olamaz. Kuşkusuz bu kural, cezanın türü ve süresi bakımından geçerlidir. Suçun niteliğine etkisi yoktur.

Öncede vurgulandığı gibi, ilk derece mahkemelerinin hükümlerine karşı yalnızca istinaf yolu kabul edilmiştir. Bu nedenle Yasanın 285. maddesinde; (5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 18. maddesinin 4. fıkrası hükmü hariç) yasalarda temyiz edilebileceği veya haklarında Yargıtay’a başvurulabileceği açıklanan ve bölge adliye mahkemelerinin görev alanına giren karar ve hükümlere karşı istinaf yoluna gidilebileceği belirtilmiş, böylece uygulamada doğabilecek duraksamalar giderilmek istenmiştir.
 
Geri
Üst