İstişare ne demek nasıl İstişare yapılır

  • Konbuyu başlatan Misafir
  • Başlangıç tarihi
M

Misafir

Forum Okuru
İstişare ne demek nasıl İstişare yapılır
İstişare nedir İstişare nasıl yapılır
İstişare ne demek
? Ben bu sorunun anlamını daha açık ve yalın anlatmak istiyorum. Bazı durumlarda karar vermemiz zor oluyor. Özelliklede hayati kararlar almamız gerektiğinde başkalarının fikrini almayı düşünürüz. Hele bu kişi alacağımız kararla ilgili deneyimlere sahipse ve sorunumuzla ilgili donanıma sahipse bize yardımcı olabilir. Başkasının fikrini almak, başkasının fikrine müracaat etmek istişare etmektir. İstişare ne demek ? Bu sorunun ayrıntılı yanıtlarını makalemizin devamında bulabilirsiniz. İstişare etmek ile ilgili sizlerde yorumlar bırakabilir, sorular sorabilirsiniz.

istişare ne demek istihareye nasıl yatılır.jpg


Genelde kelime olarak İstihare de aynı anlama geliyor bu kelime ise :Kısaca kelime anlamı olarak " istihare " danışma anlamındadır. İslami olarak bimr işin ya da kişinin ya da herhangi bir şeyin hayırlı olup olmadığını düşünerek aşağıda yazılan açıklamalardaki denilen şekilde Yüce Yaradan'a yani Allah'a danışılır. Rüyaya yatılır ve bu iş hayırlı mı değil mi anlaşılır. Başka bir anlamı da halk inanışına göre, girişilecek bir işin hayırlı olup olmayacağını görülecek rüyadan anlamak ereğiyle ve niyetiyle, aptes alıp dua ettikten sonra yatıp uyuma. Merhaba Sevgili Melek'ler, bu yazımızda Semerkand Dergisinde yer alan Müslümanın Ortak Aklı İSTİŞARE yazısını, biz de bu sayfamızda sizlerle paylaşmak istedik :)

semerkand_dergisi1-2c1.jpg



Sevk ve idare sorumluluğu, doğru tespitler yapmayı, doğru çözümler üretmeyi, doğru kararlar almayı gerektirir.
Fakat insan her zaman her şeyin doğrusunu bilemeyebilir. Beşerdir şaşar, yanılır, hata eder.
Ne kadar iyi niyetli, ne kadar zeki ve mahir olursa olsun, her meselede isabetli karar vermesi mümkün değildir.
Böyle bir ihtimalle zarara uğramamızı, yanlışa düşmemizi, emek ve imkanlarımızın heba olmasını istemeyen Cenab-ı Hak, bizi “istişare”ye davet eder.
Efendimiz s.a.v., “Hepiniz çobansınız ve sürünüzden sorumlusunuz.” buyurur. Bu bir benzetmedir. Kim olursa olsun, herkesin mutlaka bir sevk ve idare sorumluluğu taşıdığına işaret eder. Nitekim hadis-i şerifin devamında, imam veya emir ümmetin, erkek aile halkının, kadın evinin ve çocuklarının, hizmetçi efendisinin malının çobanı olarak örneklenir. Türkçeye “çoban” diye aktarılan hadis metnindeki “râî” kelimesi, “bir topluluğu en güzel şekilde yöneten, yönetimi altında olanları koruyup gözeten, her bakımdan güvenilen ve bu sebeple de kendisine riayet edilen kimse” demektir.
Evet, hepimizin doğru yönetmekle mükellef olduğu bir meşguliyet sahası vardır mutlaka. Tek başımıza olduğumuzu, kendimizden başka kimsenin sorumluluğunu taşımadığımızı iddia etsek bile vardır. En azından vücut azalarımızın, duygularımızın, kabiliyet veya imkanlarımızın doğru yönde kullanılmasından sorumluyuz.


Şu veya bu derecedeki sevk ve idare sorumluluğu, doğru tespitler yapmayı, doğru çözümler üretmeyi, doğru kararlar almayı gerektirir. Fakat insan her zaman her şeyin doğrusunu bilemeyebilir. Beşerdir şaşar, yanılır, hata eder. Ne kadar iyi niyetli, ne kadar zeki ve mahir olursa olsun, her meselede isabetli karar vermesi mümkün değildir. Böyle bir ihtimalle zarara uğramamızı, yanlışa düşmemizi, emek ve imkanlarımızın heba olmasını istemeyen Cenab-ı Hak, bizi “istişare”ye davet eder.

Müslümanın şiarı
İstişare, herhangi bir konuda en doğru metot ve çözüme ulaşmak, en uygun kararı almak için bilgisine, uzmanlığına, ahlâkına güvenilen kişi veya kişilerle görüş alışverişinde bulunmak demektir.
İstişare müslümanın şiarıdır. Kur’an-ı Kerim’in Şûrâ suresi 38. ayetinde müminlerin “işlerini kendi aralarında istişare ile” görmeleri övülmüştür. Âl-i İmran suresinin 159. ayetinde ise Hz. Peygamber s.a.v.’e hitaben, “(Etrafında toplanıp sana tabi olanlarla) istişare et” buyurulmuş, Efendimiz s.a.v. de vahiyle belirlenmemiş hemen her konuda ashabıyla istişare etmiştir.
Ebu Hüreyre r.a.’ın “Dostlarıyla Rasulullah’tan daha fazla istişare eden bir kimse görmedim.” dediği haber verilir. Esasen vahye mazhar olması ve fetaneti sebebiyle Allah Rasulü s.a.v.’in istişareye, diğer insanların görüş ve tekliflerine ihtiyacı yoktur. Buna rağmen istişareye memur edilmesi, ulemamızın da belirttiği gibi, ümmetine bu hususta da örnek olmak, onları teşvik etmek içindir.
Nitekim sırat-ı müstakimin ancak sünnet-i seniyyeye sımsıkı sarılmakla yürünebileceğini bilen müslümanlar, istişareyi hayatlarının vazgeçilmez bir usulü haline getirmişlerdir. Aileden devlet yönetimine kadar her kademede işlerini istişare ile görmüşler, aşılamaz sanılan yalçın dağları birbirlerine danışa danışa aşıp yüksek bir medeniyetin kurucusu olmuşlardır.
Hz. Peygamber s.a.v.’in örnekliğiyle daha Hulefa-yi Raşidin döneminde bir yönetim tarzı haline getirilerek kurumsallaştırılan istişareyi, Batılı toplumlar asırlar sonra nice acıların ardından keşfedebilmişlerdir ancak.

Petekten bal sağmak
Bugün artık müslüman olsun olmasın herkes istişarenin gerekliliğine inanmış görünüyor. Neredeyse bütün devletlerin meclisleri, senatoları var. Şirketler kadrolu danışmanlar istihdam ediyor. Herhangi bir konuda yetki ve sorumluluk alan kişilerin etrafında müsteşarlardan müşavirlerden geçilmiyor. Sivil toplum organizasyonları bile sık sık istişarî toplantılarla gündeme geliyor.
Fakat istişarenin bu kadar yaygınlık kazanmış ve benimsenmiş olması, yanlışlıkları her geçen gün biraz daha azaltıp yapılan işleri daha güzel, daha hayırlı, daha verimli kılıyor mu, orası şüpheli.
“İstişare”, “meşveret” ve “müşavere” kelimeleri aynı kökten gelir ve hepsi de aşağı yukarı aynı manayı, yani “maksada ulaştıracak en doğru yolu göstermek, hedeflenen şeye işaret etmek” manasını karşılar. Yine aynı kökten türeyen “şura” kelimesi ile ise daha ziyade “istişare için toplanma” veya “istişare eden topluluk” kastedilir.
Bütün bu kelimelerin kök manalarından biri de “balı peteğinden çıkarmak, bal sağmak”tır. Böylece hem istişare ile ulaşılan neticenin hayırlı, faydalı ve güzel olması gerektiğine, hem de bu neticenin ortak bir çabayla kazanılabileceğine işaret edilir.
Kökteki bu “petekten bal sağmak” manası bir şeyi daha düşündürür: Her petekte bal olmaz, dolayısıyla da her petekten bal almaya çalışmak beyhude bir çabadır. Yahut petek bal ile doludur da peteği kovandan çıkarmanın, balı sağmanın usulüne ve zamanına riayet etmeyince heba olur gider.
istişare ne demek anlamı nedir.jpg


İSTİŞARE NEDİR İSTİŞARE RÜYASINA NASIL YATILIR ?

Yukarıda anlatılanların ışığında bu rüyaya kendinizin yatması daha mantıklı olacaktır. zira Kul Kuldan kul Allahtan diye bir söz var diyelim ki sizin bir tanıdığınız ve imanına yaptıklarına güvendiğiniz bir kişi bu rüyaya yattı ve size gireceğiniz iş ile ilgili tamamdır girin dedi. Peki bu iş kötü sonuçlandığında ya da size yararlı gelmediğinde durum ne olcacak Kuldan mı oldu diye düşüneceksiniz ?

Bu hususta sorularınız olur ise lütfen çekinmeden bizlere iletilniz.
semerkand dergisi
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Benim bi tanıdığım ve güvendiğim bir aile var bir işe girecektim ben kendime pek güvenmedim onlara yatın dedim üç gün baktılar geçen hafta cuma şimdi aradılar girin o işe diye bu istişare olayına başka bir kişi yatarsa da oluyor mu illa benim mi yatmam gerekiyor ?
 
Ya öncelikle bu işler iman ve inanma işi diyebilirim. Başkası da yatsa ve siz onlardan emin iseniz olur diye düşünüyorum. Ama güzelce yukarıda yazanları yerine getirdiğinizde sanki siz yatsanız daha da iyi olur diye düşünüyorum. Ne olacak ki siz bi yatın bakalım denilen zamanlarda sabahya Allah deyip kalktığınızda o girmek istediğiniz iş ile ilgili aklınıza gelen ilk şey ne ne doğuyor içinize, sonra kötü olur kuldan iyi olurr Allahtan diye bir şey var aranız bozulmasın o insanlarla ben girmeyecektimde siz girin dediniz de vs vs gerek yok bence kendiniz girseniz daha iyi olmaz mı ?
 
Hatta bu hususta kişisel bilgilerimizi konumuzu da güncellerek ekleme yaptık. Umarım yardımcı olabilmişizdir size. Lütfen sorularınız var ise çekinmeden bizlere iletiniz sizler için yorumlayalım ve bilgiler sunalım.
 
Geri
Üst