İsviçre’de bizi ilgilendiren anlaşmalar:

nisan

Yeni Üye
Üye
İsviçre’de bizi ilgilendiren anlaşmalar:
İsviçre’de bizi ilgilendiren anlaşmalar:


Sevr Anlaşması (Fransa’da): 10 Ağustos 1920’de Paris’e yakın bir kasaba olan Sevres’de, Osmanlı delegesi ve 1. dünya savaşının galip devletleri arasında imzalanmıştır; şartları bizim için çok ağırdır ve hiçbir zaman uygulanmayan bir proje olarak kalmıştır

Birinci Dünya Savaşı sırasında Doğu sorununun (Osmanlı devletinin nasıl paylaşılacağı sorunu) nasıl çözüleceği, İngiltere, Fransa, Rusya ve İtalya arasındaki gizli antlaşmalarla çözülmüştü. Geriye dünya savaşından sonra yenik devletlere ve tabi Osmanlı İmparatorluğuna bu çözümü dikte ettirmek kalıyordu. Sonuç olarak çeşitli tarihlerde İtilaf devletleri ile yenik sayılan devletler arasında barış anlaşmaları imzalandı. Almanya ile Versailles, Avusturya ile Saint-Germain, Bulgaristan ile Neuilly, Macaristan ile Trianon ve Osmanlı Devleti ile de Sevr anlaşmaları imzalandı.

Sevr anlaşmasının ana hatları 1920 de San Remo konferansında kararlaştırılmış ve 11 Mayıs 1920 de Osmanlı hükümetine teslim edilmişti. Bütün bunlar olurken Anadolu’da Büyük Millet Meclisi kurulmuş ve çalışmalarına devam etmekteydi. Bu meclis 19 Ağustos 1920 tarihli toplantısında ise Sevr anlaşmasını imzalayanları ve Şura-yı Saltanatta bulunanları vatan haini ilan etmiş ve anlaşmanın Büyük Millet Meclisi Hükümeti'ni hiçbir surette bağlamayacağını açıklamıştı. Sevr anlaşmasından hemen sonra Fransa, İngiltere, ve İtalya, Osmanlı Devleti'ne bırakılan toprak parçasını ayrı ayrı nüfuz bölgelerine parçalamayı öngören bir anlaşma yapmışlardı.
(kaynak:


Lozan anlaşması (24 Temmuz 1923) (İsviçre’de; Lausanne):
Lozan barış görüşmelerine bir tarafta Türkiye diğer tarafta da İngiltere, Fransa, İtalya, Japonya, Yunanistan, Romanya ve Yugoslavya katılmıştı. Türkiye’nin isteği üzerine boğazlarla ilgili görüşmeleri izlemek üzere Sovyet Rusya, Ukrayna ve Gürcistan da davet edilmişlerdi. Lozan’da müttefik devlet temsilcileri bir iki hafta zarfında bir barış anlaşmasının hazırlanabileceğini ümit ediyorlardı. Ancak İsmet Paşa’nın Türk çıkarlarını ısrarla savunması karşısında görüşmeler sekiz ay devam etmiştir. Sonunda Lozan anlaşması 16 adet sözleşme, protokol, beyanname, ile bir de nihai senetten ibaret olacak şekilde 24 Temmuz 1923 te imzalanmıştır.


Montrö Boğazlar Sözleşmesi (20 Temmuz 1936) (İsviçre’de; Montreux):
Boğazlar üzerinde Türk egemenliğini sınırlandıran maddeleri değiştiren sözleşme. Türk Boğazları olarak da bilinen Çanakkale Boğazı, İstanbul Boğazı ve bunun ikisi arasında kalan deniz yolu sürekli olarak büyük güçlerin dikkatini çekmiştir. Bölge dışı ülkeler bu deniz yollarının uluslar arası ticari ve diğer tüm gemi ticaretine açık olmasını, tek bir devlet ya da devletler topluluğunun bu yoldaki geçişleri sınırlayamamasını savunurken, özellikle Karadeniz’e kıyısı olan ülkeler ya boğazlara sahip olmak istemişlerdir, ya da boğazlardan geçişin Karadeniz’e saldırı ve müdahalelere yol açmayacak düzeyde olmasını tercih etmişlerdir. Bu güçlerin başını Rusya çekmiştir. Önce Osmanlı Devleti, ardından da Türkiye ise boğazların kendi egemenliğinde topraklar ve sular olduğunu savunmuş ve buralarda tam egemenliğini muhafaza etmeye gayret göstermiştir.
Ne var ki 1. Dünya Savaşı ve sonrasında Lozan düzenlemeleri Türk yaklaşımının tam tersi bir sonuç doğurmuş, Türkiye Cumhuriyeti Mondros ve Sevr’e göre çok daha arzu edilir bir belgeye ulaşsa da boğazlar bölgesindeki egemenliğine sınırlamalar getirildiğini düşünmüştür. Lozan Barış Antlaşması’na ek Boğazlar Sözleşmesi üç temel ilke üzerine oturmaktaydı: Boğazlar evvela askersiz hale gelecekti. Boğazlar’dan geçiş Türkiye’ye bırakılmıyor, bunun için Boğazlar Komisyonu kuruluyordu ve bu komisyon geçiş düzenlemeleri ve diğer konularda Milletler Cemiyeti’ni bilgilendirecekti. Bu dönemde henüz Türkiye, Milletler Cemiyeti’nin üyesi dahi değildir. Türkiye’nin bu bölgedeki güvenliğini ise Milletler Cemiyeti, özellikle de İngiltere, Fransa, İtalya ve Japonya garanti edecekti. Görüleceği üzere Türkiye bu dönemde güvenliğini bu ülkelere teslim edemezdi.
1930’larda siyasi-askeri dengeler değişmeye başlamıştır ve Türkiye de haklı olarak mevcut gelişmeleri gerekçe göstererek daha 23 Mayıs 1933 Londra Silahsızlanma Konferansı’ndan itibaren Sözleşme’nin değiştirilmesini talep etmeye başlamıştır.
Montrö Sözleşmesi 29 Maddeden oluşup, hem ticari, hem harp gemilerinin geçişini düzenler.


alintidir
 
Cevap: İsviçre’de bizi ilgilendiren anlaşmalar:

sagol canim tsklerrr
 
Geri
Üst