Kadın olmak çok zor bu dünyada...

*MeleK*

♥Ben Aşık Olduğum Adamın Aşık Olduğu Kadınım♥
Kadın olmak çok zor bu dünyada...
Bir kere 1-0 mağlup olarak dünyaya gelir kadın.

Yani kimine göre.

Hatta çoğunluğa göre.

Mesela neymiş efendim, yeni doğmuş kız çocuğu dermiş ki, "Beni 40 gün için kapıya koymazlarsa ondan sonra kendimi sevdirmesini bilirim nasıl olsa".

Kapıya konma ihtimali var anlayacağınız.

Peki bir toplulukta bir an sessizlik olduğunda "Kız doğdu" denmesine ne buyurursunuz?

Demek ki kız doğunca insanların nutkunun tutulmasına yani?

* * *

Kadının bu dünyada ekstradan bir işi vardır her işin yanında.

"Her şeye rağmen" akıllı, güçlü, başarılı, şu bu olduğunu anlatmaya, göstermeye, ispatlamaya çalışmak.

"Her şey"se kadının "kadın olma" halidir.

Kadın ömrü boyunca adeta "Survivor" yarışında gibidir.

Yatakta iyi, mutfakta becerikli, salonda hanımefendi, oturma odasında şefkatli, işte başarılı, sokakta dönüp bakılası olması beklenir kadından.

Bir erkeğin, mesela bir tek işinde başarılı olması yeterlidir oysa. Artık kimse bir şey beklemez kendisinden. Su damlası kadar meziyetinin çağlayanlar kadar semeresi vardır.

* * *

Zordur kadın olmak.

Fiziksel olarak bile.

Bütün kadınların mezarına "Hiçbir şeyden çekmedi karnından çektiği kadar" yazılsa yeridir mesela.

Karın denen nahiye kadın vücudunda çuvallamıştır.

Bütün kadınların daima karnından zoru vardır.

"Muayyen günü"nde olsun olmasın... Ağrısı yoksa sızısı, sızısı yoksa şişkinliği vardır.

Karnının, kasığının huzura erdiği gün sayısı pek azdır kadının.

Kadının ömrü, külotuna bakmakla geçer bir de.

O malum meretin bazen "gelmiş" bazen "gelmemiş" olmasını dileyerek. Ama hep endişeyle.

O meret de dileklerle inatlaşır adeta.

Dört gözle beklendiğinde gecikir, hiç lüzumu olmadığında erkenden geliverir.

Yaşlılıkta dahi külota bakmaya devam edilir. Yine endişeyle tabii. Hani maazallah olur ya... Bu sefer hayırlara vesile olmaz çünkü gelişi.

* * *

Yüzüne bir kere krem sürmüş erkek, "bilmemneseksüel" şeklinde bin türlü rütbe verilmek suretiyle taçlandırılırken, kadının saç, kıl, tüy, tırnak, cilt, vs. işlere hatırı sayılır bir mesai harcaması sıradan bir vakadır.

Kadın, bir sporcu misali, fakat ondan farklı olarak maç boyu değil 24 saat, rakiplerini kollamak durumundadır.

Eksik olmasın(!) erkek kısmı ömür boyu rakipsiz bırakmaz kadını.

Burada kesmek zorundayım. Aslında tefrikalık mevzu bu ama...


alıntı
 
Geri
Üst