Kadınlar ve İş Hayatı

Bilge Gökçen

Yeni Üye
Üye
Kadınlar ve İş Hayatı
ünlü iş kadınları kadın ve iş hayatı cumhuriyet öncesi dönemde hayatında olmayan türk kadınlarının bugün çalıştıkları meslekler cumhuriyet öncesi döneminde hayatında olmayan türk kadınlarının bugün çalıştıkları meslekler
İşi bırakmak kadının tercihi

Türkiye''de iyi eğitim almış kadın sayısının az olması şirketlerdeki beyaz yakalı kadın çalışanın da az olmasında kuşkusuz etkili. Ama yapılan araştırmalar tek nedenin bu olmadığını hatta eğitim seviyesinin arttıkça kadınlardaki işsizlik oranın da arttığını gösteriyor.
DİE''nin araştırmasında üniversite mezunu erkeklerde işsizlik oranı yüzde 9.3''ü bulurken, kadınlarda bu oran yüzde 18.1''e ulaşıyor ve kadın emeği malesef daha çok ''ucuz iş gücü'' olarak görülüyor.
Peki neden iyi eğitim almış kadınlar kariyer yapmaktan vazgeçiyor, erkekler tarafından mı engelleniyorlar? yoksa kadınlar geleneksel kalıplara mı sıkışıp kalıyorlar?

Cinsiyet Körlüğü var

Koç Üniversitesi Psikoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyelerinden Doç. Dr Zeynep Aycan,Tübitak tarafından desteklenen ve halen devam eden araştırmasında kadınların kariyer yaparken önlerinde üç önemli engelin olduğu görüşünde. Engellerden ilki çoğunluğun da hem fikir olduğu erkek egemen toplumda gücün erkekler tarafından kullanılmaya devam edilmesini istemek.
Aycan''a göre ikinci engelse, kadın yöneticilerin kadınları desteklememesi. Aycan bu konuyla ilgili olarak, yöneticilerin hemcinslerini desteklemeye ihtiyaç duymadıklarını belirtiyor. Bunu da ''Cinsiyet Körlüğü'' olarak tanımlıyor ve ekliyor:"Kadın yöneticiler ben bugüne kadar kimsenin yardımıyla buraya gelmedim. Kimseye de ayrım yapamam. " diyor. Aycan, kadınların kariyeri önündeki diğer engeli şu şekilde anlatıyor: "Diğer iki engelle birleşince kadının toplumda çok fazla mücadele etmesi gerekiyor.

''Benim seçimim'' diyor

Kadın bu mücadeleye girmekten kaçınıyor. Çünkü yönetici pozisyonundayken kendini kabul ettirmesi için çok daha fazla çalışması gerekiyor.
Bu aslında kadının problemi değil. Kadının kendini önce anne ve eş gibi görmesi sağlanıyor. Kadın da bu durumu içselleştiriyor. İşi bıraktığı ve kariyer yapmadığı zaman ''benim seçimim'' diyor. Türk kadının da bu çok görülüyor."

Kariyer yapmak isteyen kadınlara öneriler:

"Guerrilla Marketing" (Gerilla Taktiğiyle Pazarlama) adlı kitabın yazarı Jay Conrad Levinson, kadınların iş hayatında erkekler gibi girişimci olabilmeleri için 5 kural öne sürüyor.

1.Kararlı olun
Bir işe girmeden önce ne yapmak istediğinize karar verin. Gerekirse başkalarından fikir alın. Üretimi, satış ağını ve servis olanaklarını önceden düşünün.

2.Dosya hazırlayın
İş dünyasına girdiğinizde, markanızı yaratma aşamasında üreticilerle iletişim kurun. Onları markanız konusunda ikna edin. Fikirlerinizde kararlı olduğunuzu gösterin. Ticari markanızda ve patentinizde herhangi bir sorun olmadığını göstermeye çalışın. Franchise verip vermeyeceğinize karar verin. Bu konuda size yardımcı olabilecek internet adreslerinden yararlanın.

3.Piyasa araştırması yapın
Dosyanızı güvendiğiniz başka insanlara gösterin, onların fikirlerini alın, gerekiyorsa ufak değişiklitkler yapmalarına izin verin. Görüntünüze önem verin, prezantable olmak bir avantaj. Müşteri kitlenizi belirleyin, potansiyel müşterilerinizi gösteren bir araştırmayı ürününüzle birlikte sunun.

4.Sermaye çalışmasına başlayın
Ne kadar para ile başladığınız hiç önemli değil ama mutlaka bir şirket kurmak için çok paraya ihtiyacınız olacaktır. Bunun için kredi almayı düşünebilirsiniz. Banka müdürleriyle konuşarak hangi koşullarda kredi alabileceğinizi öğrenin. Düşünceleriniz için size kaynak sağlayacak sponsorlar bile bulabilirsiniz.

5. Kendinize hedef koyun
Gerekli çalışmaları tamamladıktan sonra kendinize haftalık, aylık, yıllık hedefler koyun ve onlara göre hareket edin. Başarınızın kesintiye uğramaması için ulaşabileceğiniz hedeflere göre hareket etmeniz çok önemli. Böylece hiçbir zaman motivasyonunuzu kaybetmemiş olursunuz.

"Kadın kendisini önce eş ve anne olarak görüyor"

Hayatın kendine göre bir kuralı var. Enerjimizi nereye koyarsak, hayat bizi o yöne doğru geliştiriyor. Eş-anne-meslek sahibi gibi. Kadın hayatında neye öncelik veriyorsa o öne çıkıyor. Kadının hem çocuğuna iyi annelik yapıp hem de kariyer yaparım demesine doğa engel çıkarıyor zaten. Çünkü kadın daha empatik düşüncelere sahip ve duygusal zekası çok daha yüksek. Kendisini öncelikle anne ve iyi bir eş olarak konumlandırıyor. Kadının seyahat edemem, uzun saatler çalışamam gibi tercihleri kariyer yapmasını engelliyor.
Kadının fiziksel durumunun bir engel oluşturduğunu düşünmüyorum. Çünkü kadınların biyolojik güçleri erkeklere oranla çok daha gelişmiş. Hayatı sürdürme konusunda daha güçlüler. Sürekli konuşulagelen fiziki engeller bence biraz yüzeysel kalıyor.

Siyasette kadın azlığı bizim ülkemizde hep çok tartışılır. Bence siyasette erkek ittifakı var. Çünkü siyasette bizi ilk erkekler temsil etmişler. Siyasetin erkek işi olması, eskiye takılıp kalmaktır. Kuzey parlamentolarına baktığınızda erkek-kadın oranı arasında farkın azaldığını görürüsünüz. Bu tamamen kültürel kalıplarla ilgili.

Finans sektöründe şanslılar

Kadınlar bence özellike finans alanında daha kolay kariyer yapma şansına sahipler.Kadınlar risk hesaplarında hem beyinlerinin sol tarafını kullanıyorlar hem de sezgilerine göre hareket edebiliyorlar. Kadınların çalışma hayatında en büyük dezavantajlarından biri, iş yerinde işle ilgili olmayan konulara zaman zaman ilgi duymaları. Ama bu da çalıştıkları iş yerinin kurumsallığıyla ilgili.

"Evlendiğinde, çalışması düşer ön yargısı var"

Türkiye''de eğitimli kadın sayısı az olmasına rağmen çalışma hayatında var olan kadınlar Japonya gibi ya da Avrupa''nın bazı ülkelerine göre daha çok kabul görmekteler. Bununla birlikte kadınların kariyer olanaklarında eşit şans yakalamaları şirketin kurum kültürüne göre değişmekte. Bazı kurumlarda şartlar eşit olmasına rağmen bazı kurumlarda kadınlar kendilerini kabul ettirmek için daha çok çaba sarfetmek zorunda kalmakta. Bunların sebepleri daha çok önyargılar ya da erkek egemen ataerkil zihniyete sahip oluşumların olduğu gözlenmekte.

Aile ve iş hayatı dengelenmeli

Ön yargıların başında ise kadınların evlilik ya da çocuk sahibi olduktan sonra çalışma performanslarının düşeceği ya da kariyerlerine ara vermeleri veya tamamen bırakmaları gelmekte. Kadınların fiziksel özellikleri bazen handikap olarak önlerine gelmekte. Doğum bunlardan biri. Kadınların kariyer yapmaları için önerilerimiz; kendilerini iyi bir şekilde eğitmeleri, kendilerine güvenmeleri, zaman yönetimi konusunda çok hassas davranarak hem iş hem de aile yaşamlarını dengelemeleri. Türkiye''de kariyer yapan kadın örneklerini de inceleyecek olursak; gerçekten çok üst noktalara çıkmış, batı standartlarının üstünde profillere sıklıkla rastlayabiliriz. Bu iş kadınlarımızı, kariyer yapmak isteyen hanımlarımızın dikkatle incelemelerini ve örnek almalarını önerebiliriz.

"Başarılı kadın yönetici iki kat fazla çalışmalı"

Kadın; Anadolu tarihinde Kybele "Ana Tanrıça" kavramına bağlanır. Anadolu''daki uzun süreli ana-erkil yaşantıda kadın; tapınılan, kutsal ve değerli bir varlık konumunda olmuştur.

Kanımca; böyle bir geçmişe sahip olmak, Türkiye''nin kadın haklarını bir çok dünya ülkesinden önce sağlamış olmasının ardında yatan en önemli itici güç olmuştur. Ailenin düzeni ve çocuklarından eskiden tamamen kadın sorumluydu. Çalışması doğru bulunmuyor, hatta ayıplanıyordu. Ancak değişen ekonomik yapı, giderek aileden tek bir kişinin çalışmasının yeterli olmadığı bir düzen doğurdu.

Çocuk ve ev engeli var

Bu da doğal olarak kadının da çalışmasını kabul ve hatta tercih edilir bir konuma getirdi. Son on yıl içinde kadınlar çalışma hayatındaki yerlerini hızla aldılar. Ama bu arada değişmeyen bazı şeyler olduğunu da kabullenmek gerekiyor. Örneğin; başarılı bir kadın yöneticinin, erkeğe oranla iki kat fazla çalışmasının gerekliliği. Bunun nedeni ise kadının iş hayatının yanısıra halen evinden ve çocuklarından sorumlu konumunun sürüyor olması. Avrupa''da durum farklı.

Çocuğunu parkta gezdiren babalar o ülkelerde sıradan bir görüntüyken; bizde çocuklar ve ev işleri, hep kadından soruluyor.

"Kadın yöneticiler, erkeklere daha fazla güveniyor"

Benim şirketimde 350 kadın çalışıyor. Ben çalışma hayatında kadınlara en büyük engeli yine kadınların oluşturduğunu düşünüyorum.
Kadınların yüzde 50''sinin evlendikten sonra, yüzde 25''nin de çocuk doğurduktan sonra verimleri düşüyor. Bu da işvereni rahatsız ediyor. İster kadın olsun, ister erkek olsun yöneticiler de bu durumdan rahatsız oluyor.
Bence kadın çocuk doğurmak istiyorsa, bunu önceden planlamalı. Ailesinden destek almalı, ekonomik durumu müsaitse mutlaka bakıcı tutmalı, doğum iznini ona göre ayarlamalı. Kadın yöneticilerde iş yerinde çalışırken erkeklere bu nedenle daha fazla güveniyor.

Kadınlar doğum yaptıktan sonra rahatlıkla işe dönüp kaldıkları yerden devam etmeliler. İstatistikler de çalışan annenin çocuklarının daha bilinçli yetiştiğini ve daha başarılı olduklarını ortaya koyuyor. Çünkü çocuklar küçük yaştan itibaren kendi başlarının çaresine bakmaya başlıyorlar.

"Kariyer yolunda erkekler değil, kadınlar kendilerini engelliyor"

Bence sorunu Türkiye''nin problemi olarak algılarsak yanılgıya düşeriz ve ülkemizde yaşayan kadınların da kendine olan güvenlerini azaltırız. Bu dünyadaki genel bir problem. Kariyer yapmak kadınlar için gerçekten zor. Erkeğin performansının iki katını göstermeleri gerekiyor. Çünkü toplumda kadınlar hem annelik görevlerini hem de eşlik görevlerini bir arada yapmak zorundalar.

Kadının bu konuda en büyük engeli yine kendisi. Ben erkeklerin engel oluşturduklarını düşünmüyorum. Doğa kadındaki annelik duygusunu erkeğe oranla daha baskın hale getirmiş. Kadın çoğu zaman bu nedenle anneliği ya da ev hayatını kariyerine tercih ediyor.

Ben artık fiziksel avantajlardan bahsetmenin de yersiz olduğunu düşünüyorum. Kadınlar için fiziksel özellikleri ne avantaj ne de dezavantaj. Fiziksel artılar her iki cins için de iş hayatında öne çıkmak için bir avantaj. Karizmatik, yakışıklı bir erkek de etkileyici olabiliyor.
Türkiye''de girişimci olup, iş kurmak zaten zor. Bu hem kadın hem erkek için geçerli. Ben ayrım yapılmasına karşıyım. Mesala erkek egemenliğinin hissedildiği mecliste, kadın yok. Ondan sonra çıkıp siyasetçilerimiz "Meclisimiz İran''dan beri geri" diyorlar. Ben ayrım yapılmadan, kadının her alanda olmasından yanayım.

Üst düzey yöneticilerle yapılan en yeni araştırma

Koç Üniversitesi Psikoloji Bölümü Endüstri ve Örgüt Psikolojisi yüksek lisans öğrencileri Gamze Arman, Lale Çelik ve Belgin Okay''ın iki ay önce, üst düzey kadın yöneticilerle yaptıkları araştırma da kadınların kendilerini önce eş, anne ve sonra iş kadını gibi gördüklerini doğrular nitelikte. Araştırmaya katılan kadın yöneticilerin birisi CEO, dokuzu genel müdür, dokuzu genel müdür yardımcısı seviyesinde görev yapıyor.

Projede yer alan şirketlerin ağırlığını finans sektörü oluşturuyor. Araştırmada görüşülmüş olan üst düzey kadın yöneticilerin çoğu kadınların kariyerlerinde yükselmemelerinin altındaki temel nedenin kurumsal destekten ziyade kendilerine bağlı nedenler olduğunu vurgulamış. Üst düzey kadın yöneticilerin çoğu, kendilerinin kariyerlerinde yükselme aşamasında özellikle iş-aile dengesi konusunda fedakarlıkta bulunduklarını ve bunun göze alınması gerektiğini belirtmiş.

İK uygulamalarına ek olarak, kurum tarafından sağlanan, esnek çalışma saatleri, haftada bir gün evden çalışma imkânı gibi uygulamaların, kadın çalışanları kişisel olarak desteklemekten daha verimli olacağını belirtmişler.

alıntı
 
Ce: Kadınlar ve İş Hayatı

KADINLAR BAŞARIYA ODAKLANDI...

Son yıllarda popüler kültür aracılığıyla önümüze sunulan kadın kahramanlar hep zayıflıklarıyla öne çıktı. Bridget Jones, Ally McBeal ve hatta diğerlerine göre nispeten daha güçlü bir portre çizen New York’lu kariyer sahibi “Sex And The City” kadınları, hepsi hayatının merkezine erkekleri koyuyordu. Onlar için en büyük başarı şirket yönetmek ya da çok para kazanmak değil, bir sevgili bulmaktı. Ama görünüşe göre şimdi işler değişiyor. Çünkü günümüz kadınının gözü artık aşkta değil, başarıda!

Bundan yedi yıl önce dönemin özgürlük, cinsellik ve aşk peşindeki kadınlarının nabzını tutan “Sex And The City” kitabıyla fenomen yaratan Amerikalı yazar Candace Bushnell yeni romanı “Lipstick Jungle”da (Ruj Cangılı) bu değişimi tüm çıplaklığıyla ortaya koyuyor şimdi. Romana bakılırsa son beş yılda yatak odasında zaferlerini ilan eden kadınlar, artık toplantı odalarını fethetmek üzere harekete geçti. “Son dönemlerde tanıdığım tüm kadınların artık seks ve ilişkiler üzerine konuşmaktan vazgeçtiğini fark ettim” diyor Bushnell; “Şimdi hepsi sürekli olarak kariyerlerinden bahsetmeye başladı. Görünüşe göre günümüz kadınının en büyük arzusu çok başarılı olmak!”

KADINLAR HER ALANDA HÜKMETMEK İSTİYOR

İşte bu yüzden, Bushnell’in ABD’de üç ay önce yayınlanan yeni romanı “Lipstick Jungle”da kariyerine ve başarıya odaklı kadın kahramanlar var. Verdikleri savaş ise yatak odasından çok işyerlerinin toplantı odalarında geçiyor; kazanmaya çalıştıklarıysa bir erkek değil, pozisyon, para, güç, her şey! “Lipstick Jungle”ın kahramanları 40’lı yaşlarında New York’lu üç kariyer kadını. Biri moda tasarımcısı ve bir milyarderle çıkıyor. Diğeri bir moda dergisinin yayın yönetmeni ve genç bir modelle birlikte. Üçüncüsü ise kocası tarafından terk edilmiş bir film stüdyosu yöneticisi. “Bu kitapta seksin yeri daha makul” diyor 46 yaşındaki Bushnell ve ekliyor: “Evet, yirmili ve otuzlu yaşlarınızdayken seks hakkında çok düşünürsünüz, çok konuşursunuz ama insanların yaşı ilerledikçe başka şeyler bunun önüne geçer, artık daha önemli konular vardır.”

Nitekim moda tasarımcısı olan Victory Ford kendine ait bir para koleksiyonunun hayalini kurmaktadır ve sık sık şu sözü söyler: “Niçin bir kadın da bir erkek kadar zengin olmasın ki?” Film şirketi yöneticisi Wendy Healy’nin en büyük amacıysa şöminesinin üzerine bir Oscar heykelciği koymaktır. Havalı ve kontrol manyağı dergi editörü Nico O’Neilly ise bütün medya grubunun yöneticisi olmayı hedeflemektedir. Üstelik kahramanların ikisi evli ve çocukludur. Bushnell bu karakterleri yaratırken hayranlık duyduğu ünlü iş kadınlarından, The New Yorker ve Vanity Fair dergilerinin yayın yönetmenliğini yapmış İngiliz yazar Tina Brown, ünlü moda tasarımcısı Vera Wang ve dev film şirketi Sony Pictures Entertainment’in Başkan Yardımcısı Amy Pascal gibi isimlerden ilham aldığını söylüyor.

“Bu yeni kahramanlar bir bakıma Sex And The City’dekilerin 10 yıl sonraki halleri” diyor Bushnell: “Daha olgunlar, hayatlarını rayına oturtmuş, ilerleyecekleri yolu belirlemişler. Zaten 40’lı yaşlara gelmeden hayatınızdaki her şeyi çözüp şekillendirmek mümkün olmuyor. Bu kadınlar her şeyi istiyor, en çok da hükmetmeyi. Ve bu kez bu yüzden cezalandırılmıyorlar, işte kazanırken aşkta kaybetmeleri gerekmiyor mesela.”

Bushnell, “Lipstick Jungle”da bir kez daha dönemin kadınlarının nabzını tutmayı başarıyor, başarı ve güce odaklanan günümüz kadınını renkli bir şekilde resmediyor. Televizyon dünyası da gelmekte olan bu yeni fenomeni fark etmiş olacak ki, Lipstick Jungle’ı da bir televizyon dizisi haline getirme hazırlığında. İsim değişecek haliyle tabii; “Sex and The City,” “Success and The City”ye dönüşecek. Henüz kesinleşmemiş olsa da yakın gelecekte “her şeyi istiyorum, her şeyi başarabilirim” diyen kararlı, güçlü ve yırtıcı kadınların maceraları için ekran başına toplanacağız sanki...

İşte en güçlü kadınlar

Bushnell’in başarı ve güç isteyen kadınları başına bir kaza bela ya da acı gelmeden resmetmesi ve karakterlerinin her istediklerini elde etmelerine izin vermesi, bu durumun artık kabul gören bir gerçek olduğuna işaret ediyor. Bunu kanıtlayan pek çok gerçek örnek de var zaten karşımızda. Eski ABD Başkanı Bill Clinton’ın eşi olan ve daha sonra politikaya atılıp 2003’te senatör seçilen Hillary Clinton ve hem siyah hem de kadın olduğu halde ABD Başkanı Bush’un Ulusal Güvenlik Danışmanı görevine gelmeyi başaran Condoleezza Rice “Lipstick Jungle”da anlatılan kadınlara kanlı canlı birer örnek. Dahası merdivenleri hızla tırmanmayı da sürdürüyorlar. Öyle ki, her ikisinin de 2008 seçimlerinde başkanlığa adaylığını koyarak boy göstereceğine kesin gözüyle bakılıyor. Bu iki güçlü kadından birinin 2008 ya da 2012’de ABD Başkanı koltuğuna oturması ihtimali ise artık kimseye şaşırtıcı gelmiyor.

Türkiye’de güçlü, başarılı kariyer kadını denilince akla gelen ilk isim Güler Sabancı. Sabancı, sadece Türkiye’nin en büyük holdinglerinden birinin başına geçen ilk kadın olmayı başarmadı, dahası geçen yıl ekonomi gazetesi Financial Times’da Avrupa’nın en güçlü 25 iş kadını listesinde 8. sırada yer aldı. Candace Bushnell’in kendisi de her istediğini elde etme arzusunda ve başarıya odaklı kadınlardan. Daha sekiz yaşındayken The New York Times gazetesinin en çok satanlar listesine girecek bir yazar olmanın hayallerini kuran Bushnell bunu “Sex And The City” ile başardı. Türkiye'nin en başarılı iş kadınlarından biri de şüphesiz TÜSİAD Başkanı olan Arzuhan Doğan Yalçındağ..

43 yaşında hayallerindeki adamla evlenen yazar, şimdi 46’sında yeni kitabıyla yeni bir fenomen yaratmanın eşiğinde. “Lipstick Jungle” diziye dönüştürülürse servetine servet katacak.
 
Ce: Kadınlar ve İş Hayatı

Araştırmalar, kadın yöneticilerin görüşmelerde daha fazla hata yaptığını gösteriyor. Oysa ''hayır'' demek ve cesaretli olmak birçok sorunu çözüyor.

Kadın ve erkeklerin davranış biçimleri gün geçtikçe birbirine benziyor. Özellikle iş dünyasındaki kadın yöneticiler, ayakta kalabilmek için erkek gibi davranmak zorunda kalıyor. Tüm bunlara karşın hem cinsler arası farklılık hem de kültürel koşullandırmalardan kaynaklanan farklılıklar hala çok belirgin. Özellikle kadın yöneticiler ve diğer kadın profesyoneller, iş dünyasının sert koşullarında hatalara düşebiliyor. Bu hataların başında ise müzakere ya da görüşme sürecinde yapılan yanlışlıklar yatıyor.

Beklenenin aksi olabilir

General Electric''in eski pazarlama müdürü olan Temin&Co şirketinin başkanı Davia Temin, bu konuda ilginç bir deneyim yaşamış. Üniversitenin ardından Columbia Business School''da geliştirme direktörü olarak işe başlayan Temin''in anısı şöyle: "Bildiğim şey şuydu, başvurunuz kabul edilirse okula başlarsınız, edilmezse başka seçenekleri değerlendirirsin. Columbia''ya kabul edilmeyen öğrencilerden bazıları, direktörün kararını değiştirmek için ne yapabileceklerini sordular. Direktör, onları başından savmadı ve eğer dört dönem boyunca yüksek hesaplama ve sayımbilim dersleri alırlar ve her dönem için ''A'' getirirlerse kabul edeceğini belirtti. Az miktardaki öğrenci bu koşullarda anlaşılarak kabul edildiler". Temin, pazarlığın ya da görüşmenin görünenin ya da beklenenin aksine farklı gelişmelere yol açabileceğini öğrendi.

Hata basamaklarının düzeltilmesi

Yönetim uzmanları, bazı kadınların bırakın başarılı müzakere yapmayı ''pazarlık'' ya da ''müzakere'' sözcüğünden dahi rahatsız olduğunu söylüyor. "Kocanızla çocuklara kimin kahvaltı hazırlayacağına karar verirken; arkadaşımızla film seçimini, çocuğunuzla sokağa çıkma yasağını konuşur ancak pazarlığı sadece ev ya da araba satın alırken bir de boşanırken pazarlık yaparız" diyen kadın yöneticiler, iyi bir görüşmeci olmanın iş dünyasında başarılı olmak için önemli bir kriter olduğunu söylüyor. Bazı kişilerin diğerlerine göre doğuştan daha yetenekli olduğunu belirten uzmanlar, ancak hiç kimsenin iyi bir görüşmeci olarak doğmadığını söylüyor ve bu becerinin sonradan geliştirilebileceğini söylüyorlar. Güçlü ve başarılı bir kadın dahi görüşme hataları yapabilir. Önemli olan hataları bulmak. İş dünyasında en üst seviyede, farklı endüstri kollarında çalışan kadınların pazarlık yaparken yaptığı genel hatalar var. Uzmanlar, araştırmalar ile kadınların görüşmeler sırasında yaptıkları hataları saptamışlar. Hatalar ve çözüm önerileri şöyle...

Kadınların en çok yaptığı dört hata

Görüşme biçimi kişiliğinizi yansıtmıyor

Olabildiğince kendiniz olun
Kadınlar sert görüşmecinin, yüksek sesle konuşanın, tüm numaraları bilen ve kurnazca davrananın iyi görüşmeci olduğunu düşünür. Bu durumda eğer başarılı bir görüşmeci olmak isteniyorsa bu yöntemlerin işe yarayacağı düşünülür. Bunu yapan erkekler bile iyi bir görüşmeci olamazlar. Bunun yerine işbirliği yaparak görüşme tarzını tercih edilmeli. Başarılı olmak için kendinizi daha rahat hissettiğiniz yöntem kullanılmalı. Çünkü karşı taraf, bu tarzın size ait olmadığını kolayca anlayabilir. Eğer sakin bir insansanız sakin davranmanızda yarar var, bu kendinize olan güveni de gösterir. Kendiniz olduğunuzda hoşlanmadığınız önerilere karşısında soğukkanlı olabilir ve seçenek üretebilirsiniz. Yönetim dilinde bu yaklaşıma ''sessiz kararlılık'' adı veriliyor. Ve karşı taraf üzerindeki etkisinin üst düzeyde olduğu belirtiliyor.

Ortada, görüşmeye değer bir durumun olmadığını düşünmek

Her şey konuşulabilir
Birçok kadın, görüşmenin yaratacağı fırsatları ve etkileşimin farklı sonuçlara yol açacağını göz ardı ediyor. Çoğu zaman görüşmeye gerek olmadığını düşündükleri konuların farklı sonuçlara yol açtığını görerek hatalarını anlarlar.

Hayır demekten korkmak

Bu sözcüğü kullanmaktan çekinmeyin
Kadınların özellikle iş ile ilgili konularda erkeklere oranla ''hayır'' demekte zorlandıkları biliniyor. Çünkü kadınlar, ilişkilerde var olan ağırlıklarını kaybetmek istemiyor. Bir diğer neden ise ''hayır'' yanıtını alan kişinin mutsuzluğuna yol açmamak. "Kendinizin Terapisti Olun" kitabının yazarı Patricai Farrell, kadınların tartışmaktan kaçındıklarını söylüyor. Farrell''e göre bunun nedeni çıkabilecek negatif sonucun ilişkilerini olumsuz etkileyeceğini düşünmeleri. Oysa görüşmelerde, pazarlıklarda hayır bazen en güçlü kelime olabiliyor. Çünkü ''evet''i duymak için önce hayır demek gerekebiliyor. Başarılı pazarlıkçılar ne zaman ve nasıl hayır diyeceğini öğrenmiş kişilerdir. Ancak ''hayır'' kelimesini yüksek ve agresif bir tavırla söylememek gerekiyor.

Tartışmadan kaçınmayın

Birisi adına pazarlık ettiğinizde kendiniz için ediyormuş gibi davranın
Kadınlar başkaları için çetin pazarlık yaparken daha çekingen davranıyor. Bu nedenle şirketleri adına yapacakları görüşmelerde bazen sorunlar yaşıyorlar. Bu sorunu yenmek için kadın yöneticilerin daha cesaretli davranmaları gerekiyor. Slogan; asla daha azına razı olma! Uzmanlar, bu yetkinliğe ulaşabilmek için ev ödevlerinin iyi yapılmasını öneriyor Yöntem şu: Evde ya da işte hazırlık yaparken kendinizi bir tartışmada hayal edin ve birinin avukatlığını yaptığınızı düşünün. Bu teknik, hem tarzınızı yansıtmanızı kolaylaştıracak hem de cesaretinizi artıracaktır. Görüşmeye başlamadan kendinizi motive edici sözler söyleyin ve içeri girip hak ettiklerinizi almış olarak çıkın. Bu başarmak için önce neyi istediğinizi bilmeniz gerekiyor. Bu yöntem, işin dışında özel hayatınızda da işinize yarayacaktır.
Kaynak : sabah.
 
Ce: Kadınlar ve İş Hayatı

Çalışan kadınların yaşamı, her şeyi mükemmel biçimde yapmak için çabalamakla geçiyor. Ailesi ve işi arasında koşuşturan iş kadınlarının en büyük şikayeti kendileri için zaman bulamamak. İtalyan gazeteci Cinzia Sasso ve yönetici Susanna Zuchelli, ''Un''ora solo io vorrei'' (yalnızca bir saatlik zaman isterdim) başlıklı kitaplarında, çalışan kadınlara zamanla yaptıkları yarışı kazanmalarında yardımcı olabilecek yaklaşımları tartışıyorlar.

Sasso ve Zuchelli, hiçbir şeyden vazgeçmek istemeyen, iş yaşamı dışında da bakımlı olmak, arkadaşlarıyla buluşmak, ailesiyle birlikte vakit geçirmek isteyen kadınlara, zaman çalan unsurlardan uzak durmalarını öğütlüyorlar. Formül olarak da dokuz altın kuraldan oluşan bir liste sunuyorlar. Aslında listeye uymak hiç de zor değil, önemli olan kararlılık ve kendine özen gösterme isteğinin büyüklüğü. Altın kurallara gelince;

Zaman kazandıran 9 altın kural

1. Önceliklerinizi belirleyin: Her gece yatmadan önce, bir kağıda ertesi gün yapmanız gereken en önemli beş maddeyi yazın.

2. İşleri zamana yayın: Bir işi yapamayacağınızı belirtmeden veya reddetmeden önce bu işi yapmak için ne kadar zamana ihtiyacınız olduğunu düşünün. Belki daha uzun bir zaman içinde yapmanız mümkün olabilir.

3. Zamanı ölçün: Günlük rutin işleri yapmak için gerçekten ne kadar zaman gerektiğini belirleyin, buna göre bir plan hazırlayın ve bu plana mutlaka uymaya çalışın.

4. Kaliteyi ölçün: Zaman paradır. Sonuçlara göre değerlendirme yapın. Elde edilen sonucun çok ötesinde bir emek ve işgücü gerektiren görevleri reddedin.

5. Delege etmeyi öğrenin: Başkalarına iş verdiğinizde, ''ben daha iyi yaparım'', veya ''ben daha çabuk yaparım'' türü düşüncelerin çekiciliğinden ve müdahale etmekten kendinizi koruyun.

6. Saygı görmeyi talep edin: Öncelikle kendi kendinize saygı duymayı öğrenin. "Zamanım yok" deme cesaretini kendinizde bulun. "Hemen yapılsın" isteklerine ve taleplerine gerekmedikçe uymayın.

7. Zamanla mücadele edin: Mümkün olduğunca trafikteki kalabalık saatlerden, kuyrukta beklemekten, kendisini ve kendi işlerini her şeyden daha önemli görenlerden, gevezelik edenlerden uzak durmaya çalışın.

8. Teknolojiyi dozunda kullanın: Bilgisayarların kurbanı olmayın. Örneğin, daha eski versiyonunu bile çok iyi kullanmayı öğrenemediğiniz bir bilgisayar programının en yenisini bilgisayarınıza yükletmeyin.

9. Stresle mücadele edin: ABD''de çalışan kadınlarda görünen ''hurry sickness''a (acelecilik hastalığı) yakalanmamaya çalışın. Her şeye yetişme, koşuşturma hali gerçek bir hastalık olarak tanımlanmakta. Heyecan ve telaş içinde yaşamayı reddedin. Sakinleşmeye çalışın.


Kaynak :
Milliyet
 
Ce: Kadınlar ve İş Hayatı

İlköĞretİm kurumlarında görev yapan yöneticilerin davranış biçimlerine yönelik araştırma kadın yöneticilerin daha hoşgörülü, etik, adil olduklarını ortaya çıkardı. Kocaeli Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cevat Celep’in danışmanlığında 8 ilköğretim okulunda yapılan araştırmaya göre; öğretmenlerin yüzde 78’inin, erkek yöneticilerin de yüzde 50.9’unun başkalarının haklarını sömürmediklerini belirtti. Araştırmaya göre kadın yöneticilerin yüzde 88.5’i, erkek yöneticilerin ise yüzde 61.7’si meslek ilkelerine içten bağlı. Diğer sonuçlar şöyle:

-Öğretmenlerin yüzde 83’ü kadın yöneticilerin rüşvet almadığına inanıyor. Erkek yöneticiler için bu oran yüzde 56.2.

-Öğretmenlerin yüzde 86.4’üne göre kadın yöneticiler inançlarından dolayı öğretmenlere baskı yapmıyor. Bu oran erkek yöneticiler için yüzde 63.

-Kadın yöneticiye sahip öğretmenlerin yüzde 93.4’ü örgütlenme haklarının engellenmediğini belirtiyor. Erkek yöneticiler için yüzde 65.7.

-Öğretmenlerin yüzde 79.6’sı kadın yöneticilerin, yüzde 64.3’ü erkek yöneticilerin çalışma saatlerine özen gösterdiğini vurguluyor.

-Kamu çıkarlarını kendi çıkarları üstünde tutan kadın yöneticilerin oranı yüzde 81.5. Erkek yöneticiler için bu oran yüzde 58.9.

-Öğretmenlerin yüzde 74.6’sı kadın yöneticilerin, yüzde 51’i erkek yöneticilerin deneyimlerini kendileriyle paylaştığını belirtti.

Kaynak : Akşam
 
Ce: Kadınlar ve İş Hayatı

Geçmiş yıllarda, kadınların iş dünyasında kabul edilebilmeleri için ciddi koyu renk giysiler içerinde olmaları ve kadınsı davranmamaları gerekiyordu.

1990''lardan itibaren kadınlar giderek daha şık ve çarpıcı giysiler seçer oldu.
Artık, kimse onlardan erkek gibi giyinmeleri veya davranmalarını beklemiyor. Ancak, bir nokta var ki hâlâ değişmiyor: Erkek dünyasında ağlayan kadına hoş gözle bakılmıyor. Gözyaşları bir handikap oluşturuyor, hatta kariyer için engel haline gelebiliyor.

Günümüzde erkeklerin ağlaması Batı dünyasında kabul görürken, ağlayan bir kadın olduğunda, zayıf, beceriksiz ve kontrolsüz olduğu düşünülüyor. La Repubblica gazetesinde yayınlanan bir araştırma sonuçlarına göre, kız ve erkek çocuklar 12 yaşına kadar aynı ölçüde ağlıyor. Ancak bu oran 12 yaş üstü grupta radikal bir değişim gösteriyor.

Sonuçlar, kızların erkeklere oranla tam dört kat daha fazla ağladığını ortaya koyuyor. Erkekler büyüdükçe, gözyaşları azalırken, kadınlar büyüseler de çok ağlıyorlar. Gerekçesi ne olursa olsun, iş yaşamında erkeklerle rekabet edecek ve yöneticilik pozisyonlarına aday olan kadınların duygularını saklamaları gerekli.

Öfkelenen, ağlayan, bağıran kadınlar, ciddiye alınmama tehditiyle karşı karşıya kalıyor ve avantajı erkek meslektaşlarına kaptırıyorlar.

Dışarı çıkıp açıl, tuvalete kapanma

Dışarı Çıkın: Ağlamak üzereyseniz, kesinlikle tuvalete kaçıp saklanmayın. Herkes oraya ağlamak için gittiğinizi bilecektir. Bu yüzden, şirketten dışarı çıkın, biraz yürüyüp, açılmaya çalışın.

Yüzleşin: Eğer kaçmayı başaramaz, ağlamaya başlarsanız, sakinleşince yöneticinize gidin ve durumu açıklayın. En doğru formül, "kusura bakmayın, genelde böyle bir insan değilim, duygularıma hakim olamadım" türü bir açıklama getirmektir.

Suç Ortağı Aramayın: Ağlamanızı sağlık sorunlarınıza bağlamayın. Ne olursa olsun, sorunu adet döneminde olmanıza bağlamayın ve suçu hormanlara atarak, zaten "sinirlerinizin ayakta olduğu" ifadesine sığınmayın.
Kaynak : milliyet
 
Kadınların iş hayatında Her zaman Daha geride kaldıkları ve ülkemizdede iş kadınlarının sayısının azınlık olduğu yıllardır değişmeyen birşey. Kariyer yapabilmek adına bir kadının erkekten daha çok engeli var önünde.

Erkek bir kaptana kimse "erkek kaptan" diye sıfat eklemiyor ancak "kadın" sıfatı özellikle vurgulanıyor. Bu önyargıları yıkabilmenin en etkili yolu iş kadınlarının sayısı artırmaktır bunun yoluda iyi bir eğitimden geçiyor.
Malesef ki ülkemizde Eğitim statüsünde kadınların için ön ayak olucak açılımlar hala bulunmamakta doğuda okuyamayan binlerce kızımız var.,
Kadınların iş hayatında istediklerinde erkeklerden daha iyi olabilceklerine inanıyorum. Önsezgilerimiz,Bakış açımız ve kadınsal duygularımız bunlar bizim avantajlarımız. İsteyen her kadının kariyer sahibi elit bir insan olabileceğine inanıyorum.

Makaleler için teşekkürler Nemesis.
 
Geri
Üst