Kalp romatizmasını tetikleyen durumlar

Uzman SühaN

Administrator
Kalp romatizmasını tetikleyen durumlar
Üst solunum yollarında meydana gelen hastalıklardan sonra eklemlerde oluşan iltihaplanma ile gelişen romatizmanın kalbe ulaşıp kalp kapaklarında da iltihaplanmaya neden olması ve bu iltihap nedeniyle kalp kapaklarının daralması ve yetersizliği durumuna Kalp Romatizması denir.Halk arasında kalp romatizması olarak adlandırılan akut romatizmal ateş hastalığı tüm dünyada çocukluk ve erişkinlik döneminde görülen edinsel kalp hastalıklarının en sık sebebidir.


Tedavi edilmemiş boğaz enfeksiyonları yaklaşık 3 hafta sonra akut romatizmal ateş (ARA) tablosu ile gelişir. Toplu halde yaşanan okul, yurt, askeri birlik gibi yerlerde bu enfeksiyon yaygın ve çok ağır şekilde seyrettiğinden, bu yerlerdeki yetersiz tedavi akut romatizmal ateşin gelişmesi ihtimalini artırabilir.








5.jpg




Kalp Romatizması Nedenleri: En önemli nedeni Bademcik, boğaz gibi üst solunum yollarında ve eklemlerde iltihaplanmaya neden olan bakterilerden kaynaklanan romatizmanın tedavi edilmemesi ile kalp kapakçıklarına kadar ulaşmasıdır.


Kalp Romatizması Belirtileri: Kalp Romatizmasının başlıca belirtileri ayaklarda morarma ve şişlikler, yorgunluk, el ve ayakların üşümesi, nefes darlığı, kuru öksürük, sık sık soğuk alma olarak sayılabilir.


Kalp Romatizması Tedavisi: Tedavi, uzman doktor tarafından yapılacak muayene, tahlil ve ultrason neticesinde elde edilecek bulgulara göre romatizmanın ne kadar ilerlediği belirlenerek yapılır. Hastalık, tedavi edilmedi takdirde giderek ilerlediği için ihmal edilmemelidir.


Sık tekrarlayan boğaz enfeksiyonları hastalığı hızlandırır


Endüstrileşmiş ülkelerdeki erken tanı ve yeterli tedaviler sayesinde akut romatizmal ateşin gelişme olasılığı ve buna bağlı kalp kapak hastalıkları eskiye oranla oldukça azalmış durumda iken gelişmekte olan ülkelerde bu durum halen önemli bir sağlık sorunu olmaya devam etmektedir. Akut romatizmal ateş tablosunun en sık görülen bulgusu büyük eklemlerdeki ağrı, şişlik ve kızarıklıktan oluşan artrit tablosudur. Oldukça ağrılı seyreden bu eklem tutulması tablosu genellikle hastalık kalıntısı bırakmadan iyileşir.



Daha az görülen diğer bulgular ise kalbin etkilendiği göğüs ağrısı, nefes darlığı ve çarpıntı gibi şikayetler ile kendini gösteren kardit tablosu, geç dönemde görülen beyin ve santral sinir sisteminin etkilenmesi ile oluşan (korea) tablolar ve bazı cilt bulguları (eritemamarginatum ve subkutan nodüller) tablolardır. Her ne kadar eklemlerin etkilenmesi ile oluşan artrit vücutta hasar bırakmadan iyileşiyor olsa bile, kalp ve beyin tutulması sonrası kalıcı hasar görülebilir.


Akut romatizmal ateş genç yaşta da ortaya çıkabilir


Kalp tutulumu tüm akut romatizmal ateş geçiren hastaların %50 kadarında görülür ve kalp tutulumu gelişen hastaların da yaklaşık olarak %70’inde ileriki yıllarda daha belirginleşerek kalp kapak hasarları ortaya çıkar.


Enfeksiyonun görülme yaşları genellikle çocukluk dönemidir (5-15 yaşları arasında). Erken dönemdeki sıkıntılar geçtikten sonra hastaların uzun bir süre herhangi bir şikayeti olmaz. Kapak harabiyetine bağlı nefes darlığı, çabuk yorulma çarpıntı gibi şikayetler orta yaşlarda ortaya çıkmaya başlar. Buradan da anlaşılacağı gibi bu hastalık oldukça yavaş ilerleyen bir karaktere sahiptir. Ancak sık tekrarlayan boğaz enfeksiyonu atakları hastalığın seyrini hızlandırıp daha erken yaşlarda şikayetlerin ortaya çıkmasına sebep olabilir. Bu önemli nokta hastaları, sık hastalanmadan korumanın gerekliliğini ortaya koymuştur. Bu amaçla tüm dünyada uygulanan en önemli korunma yöntemi 28 günde bir uygulanan koruyucu iğnelerdir. Bu, tedavinin şekli, dozu ve uygulanma süresi ise pek çok faktörün birlikte değerlendirilmesi sonrası hekimtarafından kararlaştırılan bir durumdur


Erken tanı ve tedavi önemlidir


Çocukluk çağlarındaki boğaz enfeksiyonlarının erken tanı ve yeterli tedavisi, toplu yaşanan yerlerde yeterli korunma önlemlerinin alınması, akut romatizmal ateşin gelişme ihtimalini azaltacaktır. Akut romatizmal ateşe yakalanan hastalarda erken tanı ve tedavi, uygun süre ve dozda yapılacak olan koruyucu tedaviler, ileride gelişebilecek olan kapak harabiyetinin gelişme oranını ve erkenden kapak hasarına bağlı müdahale gereksinimini azaltacaktır.
 
Geri
Üst