Kedilerin Sağlığı ile İlgili Herşey

Cevap: Kedilerin Sağlığı ile İlgili Herşey

GÖZ TANSİYONU (GLOKOM)


Glokom, göz içi basıncının anormal derecede yüksek olması olarak tanımlanır. Göz küresinin içinde, aqueus humor (saydam sıvı) denilen ve sürekli olarak üretilip boşaltılan bir sıvı bulunur. Bu sıvının boşaltılmasında bir sorun olduğunda göz içi basıncı artabilir. Yüksek basınç optik sinirin hasar görmesine, bu da görme kaybına neden olur. Glokom kendi başına (birincil) ya da başka bir sağlık sorununun sonucunda ikincil olarak ortaya çıkabilir.


Birincil glokom: Birincil glokom, göz içi sıvısının boşaltım bölgesinde bir sorun olduğunu gösterir. Sorun yapısal olabileceği gibi, göz içi sıvısının boşaltım bölgesinin işlevi de olabilir. Glokomun bu türü kalıtsal olma eğilimindedir ve kedilerde çok nadir görünür.


İkincil glokom: İkincil glokom gözdeki başka sorunların yan etkisi olarak gelişir. Birçok göz hastalığı , göz içi sıvısının akışında kesintiye veya gözden boşaltılmasında bozukluğa neden olabilir.


Glokomun Nedenleri


Birincil glokomun nedenleri tam olarak bilinmemektedir. Hastalık kendiliğinden, genellikle herhangi bir belirti vermeden ortaya çıkar. Gözün boşaltım alanında doğuştan itibaren bir anormallik olmasına karşın, akut glokomun neden yaşamın daha ileri dönemlerinde ortaya çıktığı anlaşılamamıştır.


İkincil glokom, kedilerde en sık gözlenen glokom çeşididir . Bir çok nedeni vardır:


1. Enfeksiyon: Gözdeki ağır enfeksiyonlar protein ve atık maddelerin üretimine neden olur. Bu maddeler saydam sıvı ile birlikte dolaşırlar ve saydam sıvının boşaldığı alanda tıkanıklığa neden olarak saydam sıvının dışarı akmasını engellerler. Eğer yangılı iris hemen arkasındaki göz merceğine yapışırsa, saydam sıvının akışı göz bebeğinde de engellenebilir. İrisin kronik yangısı kedilerde glokomun en yaygın nedenidir.


2. Göz merceğinin yerinden çıkması: Eğer göz merceği yerinden çıkar ve gözün ön odasına düşerse saydam sıvının akışına ve boşatılmasına engel olur. Göz merceğinin yerinden çıkması, kedilerde genellikle irisin ve bitişiğindeki dokuların kronik yangısının bir yan etkisidir.


3. Tümörler: Göz içi tümörleri boşaltım alanını kaplayabilir ve saydam sıvının gözü terk etmesine engel olabilirler.


4. Travma: Gözün herhangi bir nedenle zedelenmesi göze kan dolmasına neden olabilir. Bu da boşaltım yolunu kapatabilir.


Glokomun Belirtileri


· Kızarmış gözler
· Sık sık göz kırpma, kısma ve gözde ağrı
· Göz yaşarması
· Işığa tepki vermeyen genişlemiş göz bebeği
· Bulutlu (beyazımsı/mavi) kornea (gözün ön yüzeyi)
· Gözün büyümesi (buphthalmos olarak bilinir)
· Görme kaybı - körlük
Glokom genellikle başlangıçta yalnızca bir gözü etkiler. Ortaya çıkmasına neden olan faktörlere bağlı olarak diğer göz de gelecekte glokom ortaya çıkması bakımından risk altında olabilir.


Teşhis


Glokomu teşhis etmek ve diğer hastalık ihtimallerini dışlamak için bazı testler gereklidir. Glokom tanısı koymak için gerekli testler şunlardır:


1. Kedinin genel fiziksel muayenesi ve tıbbi geçmişi. İhtiyaç duyulan kan testleri ve diğer genel sağlık testleri çeşitlidir.


2. Glokomun varlığını doğrulamak ve birincil tür mü ikincil tür mü olduğunu belirlemek için tam göz incelemesi. Göz aynı zamanda, optik sinir ve retinada oluşan hasarın miktarını öğrenmek için de değerlendirilir. Veteriner hekiminiz size daha ayrıntılı bir inceleme için göz hastalıkları konusunda uzman bir veteriner önerebilir. Bu tür ayrıntılı inceleme şu alanları içerir :


· Göz içi basıncının sık sık ölçülmesi (tonometry),
· Saydam sıvının boşaltım yolunun özel araçla değerlendirilmesi (gonioscopy),
· Eğer göz, derinliğine incelemek için çok bulanıksa ultrasonografik incelemeler. Gözün ultrasonla incelenmesi, yerinden çıkmış göz merceğinin, tümörlerin ve optik sinirdeki zedelenmenin belirlenmesine yardımcı olur.


Evde bakım


Glokom, tedavisi büyük özen ve dikkat gerektiren bir sağlık sorunudur. Tedavi ömür boyu sürebilir. Veteriner hekimin önerdiği tedavi biçimi aksatılmadan devam ettirilmeli, ilaç tedavisi gözün görünümü iyileşti diye kesilmemelidir. Tedaviye rağmen görme korunamadığı takdirde, görme kaybının yaşamı tehdit etmediği akılda tutulmalıdır. Kedilerin büyük çoğunluğu, tek veya iki gözlerindeki görme kayıpları ve körlüğe çok iyi uyum sağlarlar.


Kaynak: Dr. Jennifer Welser & Dr. Rhea Morgan (PetPlace.com)
 
Cevap: Kedilerin Sağlığı ile İlgili Herşey

KATARAKT

Katarakt Nedir?


Göz merceği, göz içinde irisin hemen arkasında yer alan yuvarlak ve şeffaf bir yapıdır. Normal göz merceği, ışığı gözün arka kısmında yer alan ve ışığa duyarlı hücreler bulunan retina üzerine odaklar. Katarakt, göz merceğinin saydamlığını yitirerek matlaşması ve ışığı dağıtarak yansıtması durumudur. Eğer göz merceğinin büyük bölümünde katarakt gelişirse, bu durum ışığın retinaya ulaşmasına engel olur. Katarakt farklı görünümlerde; örneğin buz parçacıkları görünümü veren küçük noktalar, dumanlı bir görünüm, inciye benzer parlaklık ya da beyaz çizgiler görünümünde olabilir. Katarakt küçük noktalar halinde başlayabilir ve giderek göz merceğinin daha geniş bölümünü kaplayacak biçimde ilerleyebilir. İlerlemenin hızı kediden kediye farklılık gösterebilir. Katarakt bir veya iki gözde birden ortaya çıkabilir.

Kataraktın Nedenleri

Katarak gözdeki bir zedelenme, göz içindeki yangı, gözü etkileyen başka bir hastalık sonucunda veya kalıtımsal olarak ortaya çıkabilir. Küçük hayvanlarda kataraktın birincil nedeninin kalıtım olduğu düşünülmektedir.

Kedinizde görme sorunu olduğunu nasıl anlarsınız?

Kediler kendileri için tanıdık bir ortam olan ev içinde görme duyularının çoğunu yitirmiş dahi olsalar kolaylıkla hareket edebilirler. Eşyalara çarpma, oyuncağını kovalamada ya da bulmada güçlük, yalnız başına kalmaktan korkma görme kaybının belirtileri olabilir. Bu belirtiler özellikle kedinin alıştığı ve tanıdığı bir yerde ortaya çıktıysa anlamlıdır. Eğer körlük uzun bir zaman dilimi içinde geliştiyse, kedi kendisi için yeni bir ortama girene kadar ya da evdeki eşyaların yeri değişene kadar görme kaybına işaret eden herhangi bir belirti gözlenmeyebilir.

Katarakttan şüphelenenler ne yapmalı?

Kedinizde katarakt geliştiğinden şüpheleniyorsanız ilk olarak onu göz hastalıkları uzmanı olan bir veteriner hekime göstermelisiniz. Göz merceği görme sistemi içinde önemli bir bağlantı noktası olmakla birlikte, bütün sistemin yalnızca bir parçasıdır. Retina ve gözün diğer bölümlerinin durumu, katarakt ilerlemesini tamamlamadan önce incelenmelidir. Eğer katarakt ilerlemesini tamamladıysa göz merceğinin gerisinde kalan bölgeleri doğrudan incelemek mümkün olamayabilir. Böyle durumlarda elektro-retinogram incelemesi gerekebilir. Kataraktın erken dönemlerinde genellikle retinanın incelenmesi mümkün olur. Bu inceleme sonucunda kataraktın nedenleri, etkilenen alanlar ve ilerlemenin hangi evresinde olduğu anlaşılır. Bütün katarakt durumları körlüğe neden olmaz. Tamamlanmamış katarakt görmeyi önemli ölçüde zedelemeyebilir.

Kataraktın tedavisi

Günümüzde kataraktın ilerleyişini yavaşlatmak, oluşmasını engellemek ya da katarak oluştuktan sonra geri dönüşü sağlamak için bilinen bir tıbbi tedavi mevcut değildir. Veteriner hekiminiz kataraktın yayılma hızına ve oranına, göz içinde katarakta neden olan başka bir sorunun var olup olmadığına ve görme kaybının miktarına bakarak en uygun kararı verecektir.
 
Cevap: Kedilerin Sağlığı ile İlgili Herşey

TOKSOPLAZMOZİS

Pek çok kişi etraflarında bir kadının kediden bulaşan bir hastalık yüzünden düşük ya da ölü doğum yaptığı öykülerini duymuştur. Bu öyküler nedeni ile hamile kadınlar genelde kedi köpek gibi evcil hayvanlardan uzak durmaya çalışırlar. Hatta hamilelik öncesinde evlerinde bu tür evcil hayvan besleyenler ya bu dostlarını ebediyen terk ederler ya da bir tanıdıklarına vermeye çalışırlar. Hamilelikleri sırasında da kedi ya da köpek beslenen evlere pek uğramazlar.
Kedilerden bulaştığı inancı yaygın olan bu hastalığın adı toksoplazmozis'dir. Gerçekçi olmak gerekirse insanlara bulaşan toksoplazma enfeksiyonlarında kediler en az suçlanması gereken faktördür.


Toksoplazmozis nedir?

Toksoplazmozis, Toxoplasma gondii adı verilen parazitin neden olduğu bir enfeksiyondur. İlk kez 1908 yılında Afrikada gondi adı verilen bir tür kemirgende saptanmıştır. Tüm dünyada insanların da dahil olduğu pek çok tür omurgalı canlıda enfeksiyona neden olur. Buna karşılık sadece evcil kedilerin bağırsağında dişisi ve erkeği bir araya gelerek üreyebilir. Başka bir yerde üremesi mümkün değildir. Bu enfektif parazitler kedinin dışkısı ile dış dünyaya atılır ve buradan diğer canlılara sindirim sistemi yolu ile bulaşır. Bir başka deyişle enfeksiyonun insan ya da diğer hayvanlara bulaşabilmesi için ağızlarından girmesi gerekir.

Toksoplazmozis nasıl bulaşır?

Kediler bu paraziti enfekte bir hayvanı (fare gibi) çiğ olarak yediklerinde alırlar. Bundan sonra yaklaşık 2 hafta süreyle parazit kedinin bağırsağında çoğalır. Takip eden dönemde kedinin dışkısı ile dışarıya atılır. Atılan bu parazitlerin bulaşıcı olabilmesi için dış dünyada 24 saat geçirmeleri gerekir. Daha önce bulaşıcılıkları olmaz. Enfekte bir kedi yaklaşık 2-3 hafta süreyle dışkısı ile parazit atar. Bundan sonraki dönemde kedinin dışkısında parazit olmaz. Bir kere toksoplazma enfeksiyonu geçiren kedi bağışıklık kazanır ve daha sonra yeniden enfekte olmayacağı gibi bulaştırıcılık özelliği de taşımaz. Benzer bir özellik insanlarda da vardır. Bir kere enfeksiyon geçiren bir kişi bağışıklık kazanır ve daha sonra yeniden hastalanmaz.
Sokak kedileri genelde bu enfeksiyonu yaşamlarının çok erken döneminde geçirirler ve bağışıklık kazanırlar. Bu nedenle yetişkin sokak kedilerinden enfeksiyon bulaşması çok uzak bir olasılıktır.
Kedinin dışkısı ile toprağa atılan ve 24 saat içinde bulaşıcı özellik kazanan parazitler beslenme sırasında (örneğin otlaklarda) sığır, koyun, inek gibi hayvanların sindirim sistemine geçer. Daha sonra buradan kas dokusu içine geçerek hayvanı enfekte eder. Böyle bir hayvanın eti pişirilmeden ya da az pişirilerek bir insan tarafından yendiğinde direkt olarak o insanda da enfeksiyona neden olur. Bir başka bulaşma yolu da toksoplazma bulunan toprakla temas etmiş meyve ve sebzelerin uygun şekilde yıkanmadan yenmesidir.
Görüldüğü gibi toksoplazma insana 3 temel şekilde bulaşabilir.
1. Enfekte bir kedinin dışkısı ile temas edip daha sonra bu temasın gerçekleştiği eli yıkamadan ağza götürmek
2. Enfekte bir hayvanın etini iyice pişirmeden yemek
3. Paraziti barındıran bir besin maddesini iyice yıkamadan yemek
İnsanlarda bir bulaşma yolu daha vardır:
4. Enfekte bir anne adayından hamilelik sırasında bebeğine bulaşması

Ne sıklıkta görülür?

Tüm dünyada toksoplazmozisin görülme sıklığı konusunda net bir istatistik yoktur. Ancak insanların yaklaşık %25-50'sinin yaşamlarının herhangi bir döneminde parazitle temas ettikleri ve enfekte oldukları tahmin edilmektedir. Ilıman iklimlerde daha fazla görülür. Hastalığın en fazla görüldüğü Fransa'da insanların %65'inin bu enfeksiyonu geçirdiği tahmin edilmektedir.

Belirtileri nelerdir?

Toksoplazma enfeksiyonları erişkinlerde genelde pek belirti vermez. Çoğu zaman doktora gitme gereksinimi doğurmayan hafif bir soğuk algınlığı şeklinde atlatılır. Hafif kas ve eklem ağrıları, halsizlik, yorgunluk, lenf düğümlerinde şişlik gibi belirtiler görülebilir. Belirtiler birkaç hafta ile birkaç ay içinde kendiliğinden geriler. Çok nadiren göz enfeksiyonlarına neden olabilir.
Bağışıklık sistemi baskılanmış lösemi, lenfoma, AIDS hastaları ile organ nakli yapılan hastalarda çok daha ağır seyredebilir ve hatta ölümlere neden olabilir.

Tanısı nasıl konur?

Toksoplazmozis kanda bu parazite karşı vücudun bağışıklık sisteminin ürettiği antikorların varlığının saptanması ile konur. Yapılan incelemede toksoplazmaya karşı IgG pozitifliği, hastalığın daha önceden geçirildiği ve bağışıklık olduğu anlamına gelir. Böyle bir durumda yeniden toksoplazmaya yakalanmak mümkün değildir. Kanda IgM varlığı ise aktif yeni bir enfeksiyon varlığını gösterebilir. Böyle bir durumda tekrarlanan incelemelerde IgM düzeylerinde artış görülmesi ile tanı konur ve tedavi edilir. Hem IgG hem de IgM negatifliğinde-yokluğunda hastalık yok ve kişi daha önce bu hastalık ile hiç karşılaşmamış demektir ve toksoplazmaya yakalanmamak için önlemlerin alınması gerekmektedir.

Bebek için riskleri nelerdir?

Hamilelikleri sırasında toksoplazma enfeksiyonuna yakalanan kadınların sadece %30-40'ı bu hastalığı bebeklerine geçirirler.
Annedeki enfeksiyonun bebeği de etkileme riski gebelik yaşı ile direkt ilişkilidir. Bu risk gebeliğin son üç ayında daha yüksektir ve %70'le kadar ulaşabilirken bu oran ilk üç ay enfeksiyonlarında %15'ler civarındadır. Ancak ilk üç ayda bebeğe enfeksiyon geçme olasılığı düşük olmasına rağmen bebekte yaratacağı zarar daha fazladır.
Bir başka deyişle son 3 ayda bebeğe enfeksiyon geçmesi daha kolay ancak zarar yaratma olasılığı son derece düşükken, ilk 3 ayda çok zor geçen enfeksiyon daha ciddi sorunlara neden olmaktadır.
Erken dönemde görülen toksoplazma düşük ya da ölü doğumlara neden olabilir. Toksoplazmanın diğer etkileri ise beyin hasarı, beyinde su toplanması (hidrosefali), görme ve işitme bozuklukları, gelişme geriliği, zeka geriliği ve epilepsi gibi sinir sistemi bozukluklarıdır.

Hamilelikte toksoplazma enfeksiyonu saptanırsa ne yapılmalıdır?

Hamilelik sırasında anne adayında toksoplazma enfeksiyonu saptanması bebekte mutlaka bir sorun olacağı anlamına gelmez. Böyle bir durumda detaylı ultrasonografi ile enfeksiyonun bebekte zarar oluşturup oluşturmadığı aranır. 20. gebelik haftasından sonra ise bebeğin göbek kordonundan kan alınarak (kordosentez) kesin tanı konulabilir. Burada bebek kanında IgM varlığı bebekte enfeksiyon olduğunun kesin belirtisidir.

Tedavi

Hamile olmayan bir kadında toksoplazmanın tedavisi antibiyotik ile yapılır. Hamilelerde ise uygulanan antibiyotiğin bebekte oluşması muhtemel hasarı engelleyip engellemediği açık değildir.
Eğer bebekte ciddi sekel saptanır ise tercih edilmesi gereken yöntem gebeliğin sonlandırılmasıdır.

Hamilelikte toksoplazmaya bağışıklık olmadığı saptanırsa ne yapılmalıdır?

Böyle bir durumda toksoplazmadan korunma önlemlerine dikkat edilmeli ve belirli aralıklarla kanda toksoplazmaya karşı antikor oluşup oluşmadığı araştırılmalıdır.

Toksoplazmadan korunma yolları

Toksoplazmadan korunmanın en etkili yolu hijyen kurallarına uymaktır.
· Ellerinizi sık sık yıkayın.
· Eğer toprak ile uğraşıyorsanız mutlaka eldiven giyin.
· Çiğ ya da az pişmiş et yemeyin (salam sucuk vb).
· Çiğ et ile temas ettikten sonra mutlaka ellerinizi yıkayın.
· Çiğ et kestiğiniz bıçak ile iyice yıkamadan başka bir madde kesmeyin.
· Çiğ et kestiğiniz kesme tahtalarını iyice yıkamadan üzerinde başka bir işlem yapmayın.
· Çiğ sebze ve meyveleri mutlaka çok iyi yıkayın.
· Tercihen dışarıda yeşil yapraklı salataları yemeyin.
· Pastörize edilmemiş süt içmeyin, bu tür sütlerden üretilmiş ürünleri kullanmayın.
· Evde kedi varsa kumunu siz değiştirmeyin.
· Kedinin kumunun 24 saat aralıklarla mutlaka değişmesini sağlayın.
· Kedinizi dışarı bırakmayın.
· Kedinize çiğ et yedirmeyin.
 
Cevap: Kedilerin Sağlığı ile İlgili Herşey

MİDE VE BAĞIRSAKTA YABANCI CİSİM


Kediler yiyecek dışındaki yabancı cisimleri de yiyebilmektedir. Bunlar arasında lastik toplar, boncuklar, para, ip, vida, seloteyp, düğme, lastik toka, naylon poşet parçaları gibi cisimler sayılabilir. Bazı kediler bu cisimleri oyun oynarken yanlışlıkla yutabilirler, bazıları kedilerinse yün kazak, naylon poşet, kablo gibi cisimleri kemirme alışkanlıkları sonucu bu tip durumlar oluşabilir.
Kedinin yediği yabancı cisimlerin büyük bir kısmı mideden bağırsağa geçemeyecek kadar büyüktür. Eğer yenilen yabancı cisim midede kalırsa ciddi sindirim sorunlarına yol açabilir. Ancak ataç, plastik parçaları, düğme gibi küçük cisimler mideden bağırsağa geçebilir ve ince bağırsağın tıkanmasına ya da delinmesine neden olabilir.
Sindirim sistemindeki yabancı cisimler her yaştaki kedide gözlenebilir. Ancak, 2 yaşından küçük kedilerde daha yaygın olarak gözlenmektedir.


Yutulan yabancı cisimler içinde en büyük tehlikeyi ipler yaratır. Bazı durumlarda ipin başlangıcı ilmik olarak dile takılırken diğer ucu yemek borusu, mide ve ince bağırsağa ulaşır. İpin bir ucunun dilde kalması nedeniyle ip sindirim sistemini geçemez. Kedi kusmaya başlar.
İp yutmanın bir başka tehlikesi bağırsaklar üzerinde yaptığı deformasyondan kaynaklanır. İnce bağırsağın hareketleri bağırsağın ipin çevresinde bir akordeon gibi toplanmasına neden olur (Şekil 1). Bağırsak hareketleri devam ettikçe ip giderek incelir ve bağırsak duvarını bir çok yerinden keser. Eğer bağırsak içeriği karın boşluğuna boşalırsa bu durum peritonite yol açar.


Yabancı cisimlerin sindirim sistemi içinde yol açtıkları bir diğer problem intussuspectiondur. Intussuspection bağırsağın kendi içine kayarak yanlarda cep oluşturması durumudur (Şekil 2). Birincil olarak ince bağırsakta oluşmasına rağmen bazen kalın bağırsakta da gözlenir. Bağırsak kendi içine kıvrıldığı zaman kan dolaşımında azalma meydana gelir. Kan dolaşımı olmayan bölgedeki dokular şişer ve sonunda ölür. Süreç çok hızlı ilerler. Bu nedenle tanının çabuk konması ve hemen tedaviye başlanması gerekir.


Belirtileri


Kusma
Ani iştah kaybı
Karın bölgesinde gerginlik
Bağırsak hareketlerinde azalma
Dışkının rengi, şekli ve miktarında anormallikler
Ateş


Tanı


Sindirim sisteminde yabancı cisim tanısı koymak için veteriner hekimler ilk olarak kedinin tıbbi geçmişini araştırırlar. Kedinin yakın zamanda bulunduğu ortamların, alışkanlıklarının bilinmesi yabancı cismin ne olduğuna ilişkin bilgi verebilir.
Karın bölgesinin röntgeni çekilir. Röntgen yabancı cismin belirlenmesi için yeterli olmazsa ilaçlı film çekilir.
Sindirim sistemi içinde yabancı cisim olduğu belirlenirse hem kedinin genel sağlık durumunu değerlendirmek hem de olası bir cerrahi müdahaleden önce anestezi ile ilgili riskleri değerlendirmek amacıyla kan tetkikleri yapılır.


Tedavi


Bazı küçük cisimler bağırsaktan geçerek vücudu kendiliğinden terk edebilir. Ancak birçok durumda yabancı cismin çıkarılması için cerrahi müdahale gerekir. Ameliyat sırasında genellikle bağırsağın zedelenen kısmı çıkarılır. Kalın bağırsakta bulunan yabancı cisimler için kediye yağlı maddeler içirilerek cismin ameliyat yapılmadan çıkması sağlanabilir.


Uyarılar – Önlemler


Kedilerin yabancı cisim yutmalarını engellemek için oyuncaklarını çiğnenemeyen cisimlerden seçmek gerekir. Kedinizi ucuna **** oyuncak fare vb. cisimler bağlı bir iple oynatıyorsanız oyun saatleri dışında bu ipi onun ulaşamayacağı bir yerde tutun. Kediniz için seçtiğiniz oyuncakların kemirilmesi durumunda kopup yutulabilecek parçaları olmamasına özen gösterin. Örneğin piyasada bulunan pek çok oyuncak farenin plastik gözleri, burunları ya da kulakları, ipten kuyrukları yutulmaları halinde tehlike yaratırlar. Tırmalama tahtasına ipin ucuna dizili boncuklar gibi aksesuarlar takmayın. Yine lastik saç tokaları, yün yumakları özellikle yavru kedilerin oynamaktan zevk aldıkları fakat kemirmeleri, yutmaları durumunda kediniz için hayati tehlike arz eden cisimlerdir.


Eğer kedinizin belli eşyaları kemirme, çiğneme gibi bir alışkanlığı olduğunu gözlemliyorsanız (yün kazaklar, naylon poşetler, yapışkanlı bantlar) öncelikle bu tür eşyaları onun ulaşamayacağı yerlerde tutun. Elektrik kablolarını mümkün olduğunca gizleyin, bunu yapamadığınız durumlarda kedinin hoşlanmadığı bir koku içeren spreyler kullanın. Kediler naylon poşetlerin içine girip oynamayı da çok severler ama poşetin boynuna dolanması durumunda boğulma tehlikesiyle karşı karşıya kalabilirler. Dikiş iplikleri, vidalar, düğmeler, küpe, boncuklu kolyeler gibi cisimleri daima kedinizin ulaşamayağı yerlerde saklayın.
Kedinizin yabancı cisim yuttuğundan şüphelendiğiniz anda hiç vakit kaybetmeden veteriner hekiminizle iletişime geçin.
 
selamlar yaklaşık 2 aylık olabilir diye düşünüyorum yavru bir kedi var ama çok halsiz habire uyuyor arada kalldırıp süt falan veriyorum ama hala canlanmadı yağmurda ıslanmış heralde hasta sanırım ona ne vermeliyim yardımcı olkursanız sevinirim
 
Arkadaslaar ben basima gelen acil bir hastalıktan söz etmek istiyoruumm. Kediciğim kusuyordu :( napicagımı sasirdim veteriinere götrmedn önce internete bakiim dedim burda okudklarm genel olark bni cok bilgilendrdi ama siznde eğer kedinzn Kusma Problemi varsa ben bi yazı okudum siznle paylasmak istiyorm ordn kopyalayamadim yasak olur diyee. benim cok isime yaradı. insallah kediciğinizin böyle bi problemi varsa gecer :(((( DosProject | DosGroup diye bi sitede kedi sağlığıyle ilgili kusma problemini anlatan bi yazi okudum da hatta size linkini de veriimm Evcil Hayvanların Sağlık Sorunu | dosproject ben suan tavsiyelerini dinliyorum 2 gündür kusmuyo cok sükür:( gecmis olsuunn simdidenn muuuccckkkkk <3:kedi:
 
kedim kusuyor , halsiz , yemek veya su içmiyor, poposu kirli ve arkasından gliserine benzer birşey çıkıyor çok korkuyorum ne yapmalıyım lütfen cevap verinnn :((((((( bu arada annem evde yok işte ben evdeyim kedim evede girmiyorr :'(
 
Geri
Üst