Kırsal Kesimde Kadın Eğitimi

Bilge Gökçen

Yeni Üye
Üye
Kırsal Kesimde Kadın Eğitimi
istihdam proje örnekleri kadın istihdamı projeleri kırsal kesimde yaşam kırsal kesimde eğitim kadın eğitimi
Doç Dr. Özlen Özgen ile Uz. Araş. Gör. Hatun Ufuk'un bir makalesinden kesitler vermek istiyorum sizlere. (Ankara Üniversitesi)

KIRSAL KESİMDE KADIN EĞİTİMİ


21.yüzyılın eşiğinde tüm ülkeler demokratikleşmek, çağdaşlaşmak ve geleceğe katkıda bulunmak istemekte, kalkınmanın odak noktasının insan olduğu gerçeğini dikkate alarak, eğitimi en geçerli yatırım olarak kabul etmektedirler.


Yüzyıllar boyunca kadınlar üretimin her aşamasında önemli roller üstlendikleri halde, kalkınmanın olanaklarından eşit pay alamamışlardır. Bu durumun temel nedeni ise, eğitim olanaklarından yeterli ölçüde yararlanamamış olmalarıdır. Ülkemizde özellikle kırsal kesimde yaşayan kadınlar eğitim açısından çok daha olumsuz koşullarda bulunmaktadırlar.Tarımsal üretime çoğu zaman erkeklerden
daha fazla katkı sağlamalarına karşın üretim süreci ve sosyo-ekonomik yaşamdaki rol ve katkıları gözönüne alınmamakta, gerçekleştirdikleri üretim resmi kaynaklara yansımamaktadır. Eğitim kadının toplumsal konumu ve istihdam olanakları üzerinde etkili olan en önemli faktördür. Kadınların örgün eğitim sürecine katılmaları ile ilgili engellerin aşılması; genel, mesleki ve teknik eğitime önem verilerek okullaşma oranlarının yükseltilmesi kaçınılmazdır.


Ayrıca yaygın eğitim olanakları üzerinde de detaylı biçimde durulması gerekmektedir. Başarılı projejeler üretebilmek için hedef grupların planlama aşamasından itibaren projeye katılımlarının sağlanması önemlidir. Projelerin kalıcı olabilmesi için hedef grupların sosyal ve ekonomik yarar sağlamaları esastır. Ayrıca geniş kapsamlı projelerin disiplinlerarası bir yaklaşım ile ele alınması ve katılımcı kuruluşlar arasında etkin bir koordinasyon sağlanması gerekmektedir. Günümüz koşullarında kırsal kesimde yaşayan kadınlara yönelik projelerin öncelikle okuma-yazma öğretme, beceri geliştirme ve pazara yönelik üretim temelinde gelir getirme amacına dayandırılması konusu yaşam düzeyinin yükseltilmesi açısından büyük önem kazanmıştır.


Giriş


Günümüzde ülkeler arasındaki gelişmişlik farklılıklarının azaltılması sürecinin, temelde ülkelerin sahip oldukları insan kapitalinin nitelik ve nicelik özelliklerine dayandırılması konusu genel bir kabul görmektedir. İnsan kalkınmada yeri doldurulamayan tek faktördür. Bu bağlamda, eğitim insan kapitaline en verimli ve en geçerli yatırım olarak kabul edilebilir. İnsan üretici, tüketici ya da yönetici olarak toplumda çeşitli roller üstlenir. Bu rollerin toplumsal yararı en üst düzeye çıkarabilecek şekilde üstesinden gelinebilmesi ancak rollerin gerektirdiği eğitimin sağlanması ile mümkün olabilir.




Bir ülkenin doğal ve ekonomik kaynaklarının geliştirilerek,insanın hizmetine sunulması temel amaç olmakta, bu amaca ulaşılabilmesi için insan kapitalinin en etkin biçimde katkı sağlayabilecek bir düzeye ulaştırılması gerekmektedir. İnsan refahının ve verimliliğin artırılabilmesi eğitim ile mümkün olmaktadır (Cingi,1991; Bircan, 1992).




İnsan kapitaline yatırım üretim ve tüketim yetenekleri üzerinde etkili olur. Aileler için üyelerinin sahip olduğu bu yetenekler kazanma, harcama ve diğer faaliyetleri gerçekleştirme açısından olduğu kadar yaşam kalitesi açısından da farklılık yaratır (Deacon ve Firebaugh, 1981). Araştırmalar insana yatırımın tatmini etkilediğini göstermektedir. Dolayısı ile tatmini artıracak herhangi bir insan kaynağı yatırımının, insan kapitaline yatırım olarak dikkate alınması önemlidir (Gönen ve Özgen,1993).



Dünya inanılmaz bir değişim süreci yaşamakta;insanlar değişmekte,ülkeler arasındaki sınırlar açılmaktadır. Her toplum gerçek anlamda demokratikleşmek, çağdaş uygarlığa ve geleceğe katkıda bulunmak, bugününü ve yanını güvence altına almak istemektedir. Gelişme ve kalkınma kavramları ise, ancak insanın insan olarak niteliklerini geliştirmeyi, insana öncelik vermeyi amaçlamış ve bu amacına ulaşmış toplumlar için anlamlı olarak kullanılabil-mektedir. Kültürün yaratıcısı olan insan için yapılan eğitim yatırımı en değerli,en verimli yatırım olarak kabul edilmesine karşın kadınların statüsü evrensel olarak düşük bulunmakta, genellikle kadın erkek ile eşit düzeyde eğitim görememektedir. Ancak, eğitim ile toplumsal gelişme arasındaki giderek önem kazanan ilişki ve kadınların toplumsal gelişme içindeki yaşamsal rolleri artık onların ivedi eğitim gereksinmelerinin tüm düzeylerde ve ayrım yapılmaksızın belki de olumlu ayrımcılık yöntemlerinden yararlanılarak karşılanması gerektiğini göster-mektedir (Arat, 1992; Fazlıoğlu, 1997).



Ülkemiz tarım ağırlıklı bir toplum olma özelliğini korumasına karşın, nüfusun %35.0’ı kırsal kesimde yaşamaktadır. Ekim 1998 verilerine göre 12 ve daha yukarı yaşta olup kırsal kesimde yaşayan nüfusun % 50.38’i kadınlardan,%49.6’ sı ise erkeklerden oluşmaktadır (Anon.,1999a). Ülkemizde kadınların özellikle de kırsal kesimde yaşayan kadınların eğitim açısından daha dezavantajlı grup oldukları bilinmektedir. Kadınların eğitimden yararlanma durumlarına bakıldığında ilk göze çarpan düşük okur-yazarlık oranı ve kadın-erkek okur-yazarlık oranı arasındaki çarpıcı farktır. Kadının statüsü açısından eğitim son derece önemli bir faktördür. Kırsal kesimde kadının statüsünün geliştirilmesi eğitim, sağlık ve istihdam açısından eşit olanaklara sahip olunmasına bağlıdır. Bu durum toplumun sosyal ve ekonomik gelişmesi açısından önemlidir (Bircan, 1992). Gelişmekte olan ülkelerde, kadınların potansiyel güç birikimlerinin daha rasyonel kullanılması ile ekonomik ve sosyal kalkınmanın hızlandırılabileceği ve genel refah düzeyinin yükseltilebileceği görüşü yaygın olarak kabul görmektedir. Önemli olan bu görüşü destekleyen ve toplumda kadını hakettiği konuma getirebilecek politikaların üretilmesidir.




...



SONUÇ ve ÖNERİLER



Geniş kapsamlı bir süreç olan kalkınma, ekonomik ve toplumsal hedeflere ulaşma çabası olarak tanımlanmakta, bu süreç içinde kadınların rolü özellikle önem kazanmaktadır. Pek çok Avrupa ülkesinde okuryazar olmayan kadına raslanmazken, ülkemizde bu oran % 22.3’dür. İnsana yatırım yani eğitim en verimli yatırım olarak kabul edilmektedir. Nüfusun tamamının temel öğretim kademesinden geçirilmesi ve okullaşma oranlarının yükseltilmesi zorunludur. Kadınlarda erkeklerden daha düşük olan okuryazarlık oranına yol açan engelleri ortadan kaldıracak kadın öncelikli programlara ise özel olarak gereksinim duyulmaktadır.



Kırsal kesimde yaşayan kadınların toplumsal yaşamın sunduğu tüm çağdaş olanaklardan yararlanabilmeleri için;

- Eğitim programlarının çeşitli kuruluşların işbirliği ile kalkınmada kadının rolünü dikkate alan bir bakış ısı ile hazırlanması,
- Kırsal kalkınma ile ilgili plan ve politikaları hazırlayanlara toplumsal cinsiyet bakış ısının kazandırılması,
- Kırsal kesim kadınlarının, kalkınma plan ve projelerinin müzakere ve uygulanmasına katılmalarının sağlanması,
- Kırsal kesimdeki küçük girişimci kadınlara uygun koşullarda kredi olanağı yaratılması,
- Kırsal kesim kadınlarına birey olarak üretimin her aşamasında kararlara katılma bilinci ve iletişim teknolojilerinden yararlanma bilgisi verilmesi,



- Kırsal kesimdeki kız çocuklara, eğitilecek lider kadınlar yardımı ile, geleneksel alanların dışında yeni beceriler öğretilmesi,
- Kırsal kesim kadınlarına uygulanacak eğitim programlarının yalnız ev içi rolleri pekiştiren programlar olmaması, geleneksel olmayan alanları da kapsamasına özen gösterilmesi,
- Eğitim programlarına katılan kadınların çoğu kez eşlerinin veya babalarının desteğini almaları gerektiğinden bu programların erkekleri de kapsamasına çalışılması gerekmektedir.

Eğitim bir çok alanda kadının ilerlemesi için bir başlangıç noktasıdır. Kadının toplum içindeki konumu ve istihdam olanakları üzerinde etkili olan en önemli faktördür. Ancak araştırmalar kadının eğitimli olmasının sosyo-kültürel yapı ile başa çıkabilmesi için herzaman yeterli olmadığını,toplumda geleneksel bir kadın imajının ve sosyal bir baskının olduğunu göstermektedir.

Bu nedenle geleneksel toplumsal yapı ve kurumların etkinliğini sürdürdüğü bölge ve yörelerde doğrudan“kadına yönelik” tanımlamalar yapmak ve çözümler üretmek herzaman gerçekçi olmamaktadır. Kadını dikkate almayan, sorunlarına çözüm üretmeyen bir kalkınma programının başarıya ulaşması da mümkün görülmemektedir. Bu durumda en gerçekçi olan kadın ve erkeklerin kalkınma süreci ile aktif olarak bütünleşmelerini sağlayacak yöntemler ve çözümler üzerinde durmak, kadın ve erkeğin birlikte eğitilip yönlendirileceği disiplinlerarası projeler üretmektir.

Eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması,kadınların aile yaşamı, çalışma yaşamı ve politik yaşamda arka planda kalmalarına yol açan sosyo-kültürel faktörlerin aşılması, bilimsel bilgi ve bireysel girişimin yönlendirdiği bir yaşam biçiminin benimsenmesi ve bu anlayışa göre, eğitimi değişen koşullara uyarlayan yaşam boyu eğitim politikalarının üretilmesi için yeterli kaynak ayrılması Türkiye’nin 2000’li yıllarda çağdaş ve demokratik ülkeler arasında yer alabilmesinin temel koşullarıdır.

 
Geri
Üst