Kitaplardan Aldığım Notlar

Ce: Kitaplardan Aldığım Notlar

Kitaplardan aldığım seçme notlar

Kendi düşen bir adamı, bırak düşsün, bir başkası tarafından itilmişse onu tut.

Machiavelli

Ayıp olan bir düşünceyi gizlemek değil, o çeşit bir düşünce edinmektir.

Alain - Söyleşiler


Bizce aklı başında adam yalnız bizim gibi düşünenlerdir.

La Rochefoucauld


Kimseye açamadığımız düşünceler ve kimseyle paylaşamadığımız acılar vardır.

Henri-Frédéric Amiel
 
Ce: Kitaplardan Aldığım Notlar

Felsefe, hep yeniden, sürekli,
ölüme gelip dayanan, dayanacak,
dayanması gereken yaşam biçimidir.

Felsefeyi yaşam biçimi edinen
kişi için de, her yer barınılmaz,
her yol çıkmaz, her yön olanaksız,
her yük ezici -- her anlam boştur -- --
çünkü, ölüm, vardır.

Oruç Aruoba
de ki işte kitabından
 
Ce: Kitaplardan Aldığım Notlar

"İnsan başkalarının kusurlarını bulmaya çalışırken kendi kusurlarının farkına varamıyor."

--

Size inciler vermek isterdim; ama verebildiğim sadece çakıl taşları

Dostoyevski - İnsancıklar
"Varvara'ya Mektup"
 
Ce: Kitaplardan Aldığım Notlar

STANLEY, yavaşça _ Oyunu açık katla oynaması lazım
BLANCHE, gülümseyerek _ Evet, evet... açık kartla... Hayat kaçınmalar, şüpheler ve çekingenliklerle doludur. Bence en iyi ressam ana renkleri seçmesini bilen ve onları dobra dobra kullanandır. Pembeden, kremden, zayıf ve çelimsiz insanlardan hoşlanmam...

Tennessee WILLIAMS
"A Streetcar Named Desire" - ARZU TRAMVAYI'ndan
 
Ce: Kitaplardan Aldığım Notlar

Yavru kelebek kozadan dışarı çıkmak için uğraşır. Dışarı çıkmaya çabalarken kanat adelelerini çalıştır ve uçmak için gerekli olan gücü kazanır. Eğer kelebeğin işini kolaylaştırıp kozayı kırarak onu dışarı çıkarırsanız uçmak için gerekli olan gücü asla kazanamaz. Ölür.
 
Cevap: Kitaplardan Aldığım Notlar

Gerçek iyimserlik, problemlerin farkındadır ama çözümleri de bilir

Zorlukları görür ama üstesinden gelineceklerine de inanır

Olumsuzlukları yakalar ama olumlulukları da vurgular

En kötüye açıktır ama en iyiyi de bekler

Şikayet etmek için nedeni vardır ama gülümsemeyi seçer...

William Arthur Ward


~~~~


Disiplin bir geminin radarı gibidir, sizi hedefinize yöneltmeye yardım eder. Birisinin şöyle dediğini duymuştum: "Radara cevap vermeyen, kayalara cevap verir"

Pat Mesiti
 
Cevap: Kitaplardan Aldığım Notlar

KELİMELER MASKELERİNİ ÇIKARIRKEN

Kelimeler,kapıları kanallara açılan görkemli konaklarda verilen eski Venedik balolarına gözalıcı giysileriyle uçuşarak katılan yüzlerimaskeli aristokrat genç hanımlar gibi varlıklarını gördüğümüz, ama kimliklerini bilmediğimiz sesler olarak gezinir hayatımızın içinde;YAŞAMAK,sanırım ,o kelimelerin taşıdıkları anlamları öğrenmek,en acıklısının bile söylenişinde bir hoppalık bulunan dizilerinin ardında saklanan gerçek duyguları tanımaktır.

ÖLÜM kelimesi siyah bir maskeyle,ACI kelimesi kızıl bir maskeyle,NEŞE sözcüğü leylaki bir maskeyle bir sözcükler balosunun içinde,o balonun neşesini kaçırmadan,hatta o baloya bir çeşni katarak yerini alır cümlelerimizde.

O kelimeleri kullanırken handiyse onların ardında bir duygu yığını olduğunu,bir gerçeğin saklandığını unuturuz.
Sonra o kelimelerden biri maskesini çıkarıverir.

Çok sevdiğimiz bir küçük kızın kötü bir hastalığa yakalandığını duyduğumuzda,'ACI' kelimesinin yüzündeki maske iniverir birden; artık o bir kelime değildir,o bir duygudur,sözcükler balosunun terk edip maskesinden ve giysilerinden soyunmuş,çırılçıplak bize görünmüştür.
Bir dahaki sefere ona bir cümlede,cümleye renk katan kızıl maskesiyle rastladığımızda artık onun o çırılçıplak halini hatırlarız.

Yaşamak budur........

Kelimelerin arkasına dokunmak,o dokunuşları biriktirmektir.

Her kelimenin bir gün maskesini indireceğini,ardında saklı olanın bize dokunacağını tedirginlikle ve ümitle beklemektir.
MUTLULUK kelimesiyle defalarca dans eder,yazılardan,cümlelerden oluşmuş binlerce baloda onunla karşılaşır,maskenin ardındakinin ne olduğunu merak ederiz.

Maskesini en az indirenlerden biridir o...........
BAŞARI kelimesiyle birlikte balonun en kendini beğenmişi,en nazlısı,en sakısıdır.
Biçok insanın hayatı o kelimelerin maskesiz,tamamlanmamış,bir bilmece gibi tükenmiştir.

KIZGINLIK maskesini çabuk indirir,çabuk gösterir kendini,onu tanımayan, onu görmeyen,ona dokunmayan yok gibidir.

ÖZLEM ise maskesini o kadar yavaş indirir ki,soyunuşunun bütün safhalarını an be an yaşar,üstünden çıkardığı her parçayla birlikte ona biraz daha fazla bağlanırız..

Beklenmedik anlarda maskesini indiren kelimelerden biri ise SEVİNÇTİR,birden bir yerden çıkıverir karşımıza,ona çabuk tutulur,ama genellikle çabuk kaybederiz.

Hayat budur bence,kelimelerin soyunması ve kendilerini bize tanıtmasıdır.

TECRÜBE,her maskenin ardında duranı,daha o maske inmeden tanımaktır.

Bazılarını ise gerçek yüzünü görmeyi kimse istemez,onları görenler genellikle lanetlilerdir.

CİNNET ve CİNAYET,yüzlerini kime gösterirlerse onu mahvederler.

AŞK,maskesi insin diye en çok beklenendir,indirecekmiş gibi yapar,onu gördüğünü,onu bildiğini,sananlar çoktur,ama o kendisini çok az insana çırılçıplak gösterir ve onun masesinin indiğini görmek aynı anda birçok maskenin de indiğini görmektir.

KISKANÇLIK,HİDDET,TERK EDİLİŞ,VAHŞET,NEŞE,SEVİNÇ,KEDER,bunların hepsi aşk kelimesinin yanından ayrılmayan sadık nedimeleri gibi onunla birlikte maskelerini bazen teker teker,bazen hep birlikte açıverirler.

ŞEHVET ise bizi çoğunlukla yalnız yakalar,onun maskesinin rengi hiçbirine benzemez,ona dokunduğunuz anda siz de değişirsiniz;o maskesinin arkasında bir büyücü saklar,soyunduğunda siz de soyunursunuz;birçok kelimenin ardında saklı olan gerçek dokunduğu ateşi küle çevirirken,o bir külü ateşe çevirebilir.

Bazen bir kelimenin peşine düşer,bize bir kez yüzünü göstersin,sakladığını bizimle paylaşsın diye onu günlerce,aylarca,yıllarca takip ederiz;derler ki,yeteri kadar kararlı ve uzun takip edersen onların yüzünü görebilirsin,ama hayatını,maskesini indiremediği kelimelerin peşinde kederli bir sürgüne çevirenler olduğu da söylenir.

Oysa en çok istenen,kelimeler balosundan yalnızca bizim seçtiklerimizin maskesini indirmesi,yalnızca bizimistediklerimizin dokunuşunu bize hissettirmesidir;ancak hayat,kelimelerin manası kadar,maskelerin indirilme sırasının yalnızca bizim irademizle belirlenemeyeceğini de öğrenmektir.

Dans edip durur kelimeler çevremizde..............

Neredeyse hovardaca katarız onları cümlelerimize;belki de en rahat,en özgür kullandılarımız henüz maskesinin ardında olanı görmediklerimizdir,bazılarını tanıdıkça telaffuz etmek zorlaşır çünkü.

Kimi zaman durup düşünürüz,kaç kelimeyi gerçekten tanıdık,kaç tanesini çırılçıplak gördük diye;bazılarını hiç tanımamış olmaktan sevinir,bazılarını tanımış olamanın ne kadar ağır olduğunu hatırlarız.

YAŞAMAK KELİMELERİN SOYUNMASIDIR.

Her biri kendince bir biçim,kendince bir renk taıyan o maskelerin her inişinde hayatımıza bir şeyler katılır;bazılarını katılmasıbir şeyler eksiltirbizden, bazılarının katılması bie şeyler ekler.....

Elbette en dikkatle ve en çok ürkerek izlediğimiz, o kara maskesini ardındaki ÖLÜMDÜR.....
Bazen, maskesini biraz indirir,bir sevdiğimizi,bir tanıdığımızı kaybettiğimizde onun yüzünü görürüz;çırılçıplak soyunmaz ama gördüğümüz bile yeter bizialtüst etmeye, o maskesini biraz indirdiğinde bile KEDER,ISTIRAP,ÖZLEM,AYRILIK,YALNIZLIK çırılçıplak soyunurlar.

Sonra gün gelir,vakit tamam olur;bilmediğimiz,beklemediğimiz,tahmin etmediğimiz bir yerde,bütün maske iner;o kara kelime çırılçıplak soyunup bize sarılır.

Onu görürüz.

Öğreniriz.

Balonun kraliçesi soyunmuş,bütün kelimeler onunla birlikte maskelerini indirip susmuştur.
Artık her kelimeyi biliyoruzdur,öğrenilecek bir kelime kalmamış,balo bizim için bitmiştir.

BİZ ÇEKİLİRİZ................

KELİMELER DANSLARINA DEVAM EDERLER........................

AHMET ALTAN'DAN KÜÇÜK BİR HİKAYE
 




''Niçin dönüp baktın Tanrı'nın gazabını çeken şehre?''diye karısına öfkeyle bağırdı Lut.''Neden baktın neyi geride bıraktığına?Söylesene,insan terk ettiği şeye neden dönüp bakar son bir defa?''Ama karısının taşlaşmış dudakları cevap veremedi bu zor sorulara.
(Elif Şafak-Mahrem)
 
"Platon ,altın yaldızlı Satürn resminde , o dönemde insanın başlıca avantajları arasında hayvanlarla kurduğu iletişim ,bunun sonucu olarak kendini sorgulaması ve bilgilendirmesini,her biri arasındaki gerçek farkları algılamasını sayıyordu;böylece insan ,Mükemmel bir zeka ve ihtiyatlığa kavuşacak ve bunun daha da ötelere taşıyacak ,hayatını bizim yapamadığımız denli mutlu kılacaktı."


Montaigne,Denemeler
 
Beklemediğim anda karşıma çıkan ayrılıkları,
Aniden bastıran kışı,
Aynaya her baktığımda değişen kadını,
Mevsimler içinde mutlaka bir sevinç getiren yaz'ı,
Gülünce yüzleri bayram yeri olanları,
"Geçecek"diyerek yarama üfleyenleri,
Okuduğunu anlayanları,
Anlayıp da susanları,
Cesur olanları,
Yeniden başlayanları
Geride kalanları
Ve
Hayatın mutlak coşkusunu,
Sizi,
Seni,
Her şeye rağmen üstelik
"Gördüğüme sevindim!"

İclal Aydın-Gördüğüme Sevindim (arka kapak tanıtım)
 
Geri
Üst