Kösem Sultan'ın Hayatı ve Ölümü

*MeleK*

♥Ben Aşık Olduğum Adamın Aşık Olduğu Kadınım♥
Kösem Sultan'ın Hayatı ve Ölümü
Kösem sultan kimdir, kösem sultanın hayatı, kösem sultanın ölümü

Kösem sultan tarih de bilinen Hürrem sultan dan sonra keskin zekası ile padişahı etkisi altına alarak siyasete kadar giren bir valide sultandır. Bosnalı bir ailede doğan ve gerçek adı Anastasiya Bosna olan kösem sultan daha sonra kendisine padişah tarafından verilen Mahpeyker yani pürüzsüz ciltli ismini almıştır.
Kösem sultan hakkın da bilgi sahibi olmak isteyenler için kendisinin hayatı ve ölümü ile ilgili bilgileri sizler için paylaşıyoruz.
Mahpeyker-Kösem-Sultan.jpg


Kösem Sultan (1590 - 2 Eylül 1651) Valide Sultan, Sultan I. Ahmet'in eşi, Sultan IV Murad ve Sultan I. İbrahim'in anneleridir. Osmanlı tarihinin ünlü ve etkili kadınlarından olan Kösem Sultan, 1590 yılında Bosna'da Anastasiya adıyla doğdu. Bosna Beylerbeyi tarafından İstanbul'a gönderildi. 15 yaşındayken Sultan I. Ahmet'e haseki oldu. Keskin zekasıyla padişahı etkisi altına aldı ve bütün saraya gücünü kabul ettirdi.

Kösem Sultan Kimdir?


Hayatı

Osmanlı'nın zayıflamasının ve çökmesinin suçlularına neden olarak padişah karılarını göstermişlerdir. Hürrem Sultan ile başlayan bu acı dönem bir başka sultanla imparatorluğu kontrolü eline alan ve hakimiyet şerbetini içmek isteyen Kösem Sultan'la en yüksek zirvesine ulaşmıştı. Şimdi okuyacağınız akıl almaz ve bir o kadar da ibret alınacak bir olaydır.

Osmanlı padişahı III Mehmet 1603 yılı, 21 Aralık tarihinde vefat ettiğinde kendisinden sonra geriye iki pşehzade bırakmıştı: Ahmet ve Mustafa. Her iki kardeş sarayda büyümüştü. Ama küçük kardeş zeka konusunda sorunluydu. Bu nedenle tahta 15 yaşında olan Ahmet çıktı. Onun tahta çıkması için Kanuni Sultan Süleyman tarafından kabul edilen kararla taht uğruna kan dökülmemesi ve devletin geleceği için küçük kardeş katledilmeliydi. Ama Ahmet'in kendi kardeşini öldürtmeye eli varmadı ve onun emri ile Mustafa'yı haremdeki küçük bir odaya attılar. Bu odada yemek verilen tek delik vardı. Mustafa 14 yıl bu duvarlar arasında yaşadı.

İlk bakışta aşk

Osmanlı tahtına çıkan Ahmet'in bir zayıf yönü vardı: bu da güzelliğe karşı aşırı zaafının olmasıydı. Padişahla aynı yaşta olan ve 1590 yılında Bosna'lı ailede doğan Anastasiya Bosna beylerbeyi tarafından İstanbul'daki saraya hediye edilmişti. Sarayda Müslümanlığı kabul eden bu kadına Kösem, yani pürüzsüz ciltli ismi vermişlerdi. Ahmet onu görünce aşka tutuldu ve tam ergenlik yaşına ulaşmadan Mahipeyker adını verdiği bu kadınla evlendi. Kösem padişahın emri ile "Haseki", yani baş harem ilan edildi. Bununla da Kösem imparatorluğu yönetmek için izin elde etmiş oldu. Padişah ölene kadar Kösem'in bir sözü iki edilmedi. Hayatında daha önce görmediği günlerini gören Kösem tüm bunlardan mutlu olmuştu. Ahmet ile Kösem Sultan'ın Ayşe, Fatima, Murad, İbrahim ve Süleyman adlı şehzadeleri doğdu. Sultan 27 yaşında iken vefat etti. Fakat vefat etmeden önce, Kösem'in talebi üzerine Kanuni Sultan Süleyman'ın tahta katılımla ilgili koyduğu kanunu değiştirdi. "Ekberiyet" adı verilen bu kanuna göre, sultan vefat edince onun yerine oğlu değil, Osmanoğullarından en büyüğü geçecekti. Aslında bununla Kösem sarayda iktidarı elinde tutmak istiyordu. Öyle ki, padişah öldüğünde 7 oğlu kalmıştı, kanunla yerine bu oğullardan en büyüğü, annesi Mahfiruze Haseki olan genç Osman geçmeliydi. Bu ise Kösem'in sarayda hakimiyetinin sonu demekti. Onun için akıl yönünden zayıf olan Mustafa'nın tahta çıkması daha isabetli oldu. Mustafa Kösem'in etkisi altında olan Ocak ağalarının (Yeniçerilerde en yüksek rütbe) desteğini alarak tahta çıktı. Ama tahtı yönetecek yeteneğe sahip değildi ve bu nedenle 96 gün tahtta kaldıktan sonra Darüs Saade Ağası Hacı Mustafa Sedaret kaymakamı Sofu Mehmet Paşa ve Şeyhülislam Hocazade Esad efendinin girişimiyle tahttan indirildi, onun yerine ikinci Osman tahta çıkarıldı. Bu, Kösem'in Sarayı yönetmesini engelleyen bir darbe oldu. Kösem Sultan bununla barışmak niyetinde değildi...

Osman'ın planları büyüktü

14 yaşında tahta çıkan Osman'ın yaşına uygun olmayan planları vardı. O, devletin yönetilmesi yolunda artık engele dönüşen Yeniçeri ocağının yerine, Türkmenler, Araplar ve Kürtlerden oluşan yeni bir ordu kurmak ve onlarla Avrupa'ya sefere çıkarak, Fatih'in gerçekleştiremediği arzusunu gerçekleştirmek, altın elma olarak bilinen Roma'yı ele geçirmek arzusundaydı. Aynı zamanda ülkenin başkentini Anadolu'ya aktarmak, haremi iptal etmek, taht varislerinin sadece Türk kızları ile evlenmesi konusunda önlemler uygulamak niyetindeydi. Ama Mustafa'nın annesi Handan Sultan tarafından ayaklandırılan Yeniçeriler Osman'a karşı isyan kaldırarak onu tahttan ettiler. O dönemde henüz 18 yaşında olan Osman: "Niyetim hanedana ve devlete hizmet etmekti. Ama ne yazık ki, kıskanç ve kötü niyetli birileri aleyhime hakaret ettiler" demişti. Osman hiç hak etmediği bir şekilde Yeniçeriler tarafından öldürüldü. Bu olayların da arkasında o dönemde Osman tarafından Edirne'ye sürgüne gönderilen Kösem sultan'ın olduğu şüphesizdir. Bazı kaynakların yazdığına göre, Osman'ın tahttan indirilmesi ve katledilmesi konusunda Yeniçerilere talimat da Kösem sultan tarafından verilmişti.

Kösem muradına eriyor

Yeniçeriler tarafından ikinci kez tahta çıkarılan I Mustafa 1 yıl 23 gün ülkeyi idare edebildi. 10 Eylül 1623 Pazar günü Ali Paşa'nın önderliğinde I Mustafa tahttan indirildi ve onun yerine Kösem'in oğlu IV Murad çıkarıldı. Bununla da Kösem sultan çoktan özleminde olduğu arzusuna, ülkeyi yöneten padişah annesi olma isteğine ulaştı. Çünkü Murad tahta çıktığında 11 yaşındaydı ve reşit yaşa varıncaya kadar ülkeyi yönetme görevini Kösem gerçekleştirecekti. IV Murad tahta çıktıktan sonra Kösem sultan 8 yıl 8 ay ülkeyi yönetti. Onunla beraber ülkenin yönetiminde Topal Recep Paşa'nın komuta ettiği Yeniçeri ağaları da yer aldılar.

IV Murad annesini uzaklaştırıyor

Ülkenin Kösem sultan ve Yeniçeriler tarafından yönetimi döneminde Osmanlı hayli zayıflamıştı. Ordu siyasi olaylara karışıyordu. IV Murad ara sıra buna dayanamayıp itiraz etse de, her defasında annesinin direnişini yaşıyordu. Ama sonunda IV Murad Osmanlı'nın çöktüğünü görerek, tüm bunlara kesin şekilde son vermeye karar verdi. 10 Şubat 1632 tarihinde kendisine sadık olan güçlerle isyan çıkaran IV Murad ülkenin uçuruma sürüklenmesinin suçlusu olarak Recep Paşa'yı idam ettirdi. Annesini de ülkenin yönetiminden uzaklaştırdı ve ona devlet çalışmalarına karışmayı yasakladı. Bundan sonra Osmanlı yavaş yavaş kendine gelmeye başladı. Orduyu yeniden kuran ve yönetimine güvenilir adamlarını koyan IV Murad Bağdat seferine çıkarak orayı ve Mosul'u ele geçirdi. Böylece, Osmanlı yeniden gelişmeye başladı.

Kösem siyasete döner

9 şubat 1640 tarihinde gece Osmanlı'nın en güçlü padişahlarından biri olmayı başaran IV Murad 28 yaşında iken vefat etti. Onun ölümüne bir tek kişi dışında herkes yas tuttu. Yas tutmayan ve oğlunun vefat etmesine adeta sevinen tek kişi annesi Kösem'di. Çünkü IV Murat'ın ölmesi ile yerine çocuk olan diğer oğlu İbrahim tahta çıkıyordu. İbrahim 8 buçuk yaşındayken ülkede sultanlık yaptı, bu süreçte ise Osmanlı'yı yine Kösem yönetti. İstediği gibi ülkede at koşturdu ve Osmanlı'yı yeniden çökertmeye başladı. Bunu anlayan İbrahim de ağabeyi IV Murad gibi annesini saraydan uzaklaştırma kararına vardı. Fakat bunu gerçekleştiremedi ve annesinin eliyle ölüme gönderildi.

İktidarda kalmak ve ülkeyi yönetmek hırsıyla oğlundan kurtulan Kösem 8 ağustos 1648 yılında İbrahim'in yerine tahta 7 yaşındaki IV Mehmet'in çıkmasını sağladı.

Devleti yeniden canlandıran oğlunu öldürtür

Kösem oğlu İbrahim'in de Murad gibi onu saraydan uzaklaştıracağından korkuyordu. Bu nedenle oğlunun deli olduğu konusunda sarayda söylentiler yaymıştı. Oysa İbrahim oldukça gayretli, akıllı ve ülkesini seven bir Osmanlı padişahı oldu. O, annesinin devletin yönetimi üzerinde etkisini azaltmaya çalışmış ve ülkenin yönetimini tamamen kendi eline almıştı. İbrahim Osmanlı ordusunu harekete geçirerek Kırım'daki Azak kalesini düşmanlardan tahliye etmiş, Almanya ve Avusturya'ya seferlere çıkmıştı. Hatta onun döneminde Osmanlı akıncıları Bavyera'ya saldırarak, oraya korku salmışlardı. O dönemde Kutsal Jean şövalyeleri Osmanlı'nın ticaret gemilerine saldırılar yaparak, başına dert olmuşlardı. Bunu gören Sultan İbrahim şövalyelerin temel sığınak yeri olan Girit adasının ele geçirilmesi konusunda emir verdi. İlk saldırıyla Girit'te bulunan Hanya limanı ele geçirildi. Bu limanın alınması Avrupa'da şok etkisi yapmıştı. Acil şekilde Almanlar ve İtalyanlar Girit'te kuşatılan şövalyelerin yardımına geldiler. Bu arada Osmanlı askerleri Girit adasındaki Resmo kalesini de ele geçirdiler. Adada savaşın kızıştığı sırada Kösem yeniden sarayda tek söz sahibi olmak için oğlunu tahttan indirme konusunda plan yaptı. O, taraftarlarının yardımı ile saray içerisinde darbe hayata geçirdi. İbrahim'i tutuklayarak kapısı ve duvarları örülmüş bir odaya attılar. Ünlü gezgin Evliya Çelebi'nin yazdığına göre, Sultan İbrahim'i son kez gören baş cellat Siyah Ali oldu. Kösem'in talimatı ile cellat Sultan İbrahim'i boğarak öldürdü.

Kösem bu kez torunlarını hedef alıyor

İktidarda kalmak ve ülkeyi yönetmek hırsıyla oğlunu öldürten Kösem Sultan 8 Ağustos 1648 tarihinde İbrahim'in yerine tahta 7 yaşındaki IV Mehmet'in çıkmasını sağladı. Böylece kendini en mutlu kişilerden biri gibi hissetmeye başladı. Çünkü Kösem 7 yaşındaki IV Mehmed'in yerine yeniden saltanatı kontrol altında tutacaktı. Fakat bu kez karşısında yeni bir engel, IV Mehmed'in annesi Hatice Turhan'ı gördü. O, Kösem'in oğluna etki etmemesine çalışıyor ve gerekli kararlar konusunda oğluna tavsiyeler veriyordu. Bu da Kösem'in saltanatı yönetmesine izin vermeyerek canını sıkıyordu. Buna dayanamayan Kösem bu kez torununu yok etmek ve bu yolla yeniden saltanatı yönetmek niyetindeydi. Torununu ortadan kaldırttıktan sonra onun yerine öldürttüğü oğlu İbrahim'in Saliha hatundan olan 9 yaşındaki oğlu Şehzade Süleyman'ı (II Süleyman) tahta çıkaracak ve yine ülkenin hakimi olacaktı. Kösem sultan torunu IV Mehmet'i katletmek için yeni plan hazırladı. Bu plana göre, IV Mehmet sünnet sırasında kanamadan ölecekti. Böylece hiç kimse ortadaki komploları aklına bile getirmeyecekti. Kösem planını gerçekleştirme işini sarayın cerrah başına havale etti. Vicdanını bir kadının taht hırsına kurban veren cerrah başı IV Mehmet'in sünnet töreni sırasında ölümüne yol açacak ameliyatı gerçekleştirdi. Sonuçta, sultan sünnet edildikten sonra kanamaya maruz kaldı ve çok kan kaybetti. Ama diğer saray doktorlarının çabaları sonucunda çok güçlükle de olsa kanamayı durdurmak ve böylece sultanın hayatını kurtarmak mümkün oldu. Torununu katletme planının yolunda gitmediğini görerek öfkesinden patlama derecesine gelen Kösem bu kez sultan IV Mehmet'i zehirleyerek öldürmeye karar verdi. Eğer bu plan da gerçekleşmezse, onda kontrolü altında olan ve bir sözünü iki etmeyen Ocak ağaları aracılığıyla sarayda isyan çıkaracak ve Sultan IV Mehmet'i öldürtecekti. Ama her şeyin bir sonu olmalıydı ve Kösem uzun süre cezasız kalamazdı. Zaten yeterince kan dökmüş ve Osmanlı gibi güçlü bir devleti çökertmeyi başarmıştı.

Kösem sultanın ölümü

Kösem'in Sultan IV Mehmet'i öldürme planından tesadüfen haberi olan ve bir zamanlar onun zulmüne maruz kalmış kadınlardan biri derhal Hatice Turhan Sultana haber verdi. Hatice Turhan zaten sünnet töreni sırasında olanlardan dolayı Kösem'den şüphelenmişti. Hatice Turhan sarayda Ocak ağalarından ve Kösem'den memnun olmayan kişileri bir araya toplayarak onlara Kösem'in sultanı öldürme planı hakkında bilgi verdi. Yakın adamlarından Baş - Lala Uzun Süleyman efendiye: " Kösem'i artık canlı görmek istemiyorum " dedi. Kösem'in öldürülmesi planını geciktirmemek gerekiyordu. Çünkü kendisine karşı hazırlanan plandan haberi olabilir ve Yeniçerileri harekete getirerek sarayda daha vahim bir katliama neden olabilirdi. Bu nedenle Kösem'in ortadan kaldırması planı hemen hayata geçirilmeye başladı. 3 eylül 1651 tarihinde Baş Lala Uzun Süleyman Sultan IV Mehmed'e sadık askerlerle odasında oturarak, saltanatın yöneticiliğini yeniden ele geçirmek için daha sinsi planlar yapmakla uğraşan Kösem'in üzerine ani saldırı düzenledi. Kösem'in kaldığı oda içeriden kilitliydi. Ama askerler odanın kapılarını kırarak içeri girdiler. Kösem ne olduğunu anlayıncaya kadar çok geçti. Askerler onu saraya kan dökülmesin diye oğlu Sultan İbrahim'i öldürttüğü yöntemle, ellerine geçen perdenin ipi ile boğup öldürdüler. Böylece, Kösem Sultan'ın hayatına son verildi.

Sarayda Kösem'in emirlerini yerine getiren ve cinayetlerinin doğrudan taraf olan kişiler de cezasız kalmadılar. Sarayı kan yuvasına çeviren 38 Ocak ağası da idam edildi. Sultan IV Mehmet babasının cinayetinde yer alan 70 kişiyi de yakalatarak idam ettirdi. Bu tarihten itibaren Sultan IV Mehmet'in emri ile tahta çıkan çocuk sultanın annesinin veya büyük annesinin himayesinde olması yasaklandı ve bu işin padişaha sadık adamlardan birine verilmesi karara alındı. Böylece, Osmanlı'nın idare işlerinden kadınlar uzaklaştırıldılar. Aynı zamanda sarayın yönetiminden Yeniçeriler de uzaklaştırıldılar ve onların yerine devlete sadık olan Köprülü ailesi sadrazam olarak getirildi. Böylece Osmanlı Sarayı bir süre kanlı entrikalardan kurtularak rahat nefes alabildi.
 
Geri
Üst