Lübnan' tanımaya ne dersiniz!!!

*MeleK*

♥Ben Aşık Olduğum Adamın Aşık Olduğu Kadınım♥
Lübnan' tanımaya ne dersiniz!!!
Lübnan Cumhuriyeti Güneybatı Asya’da ve Doğu Akdeniz kıyısında bulunan bir Ortadoğu devleti. Lübnan’ın kuzey ve doğusunda Suriye, güneyinde İsrâil ve batısında Akdeniz bulunur. Lübnan Cumhuriyeti, Doğu Akdeniz kıyısında bir Arap ve Ortadoğu ülkesidir. Başkenti Beyrut'tur. Tarihteki Fenike uygarlığının vatanı Lübnan ve kıyılarıdır. Kuzeyinde ve doğusunda Suriye, güneyinde İsrail yer alır. Yüzölçümü 10,452 km², nüfusu 3.874.050 'dir. Nüfusu %70 Müslüman (Şii ve Sünni), %30 Hıristiyan'dır




lübnan.jpg



Lübnan’ın en eski tarihi Fenikeliler’le başlar. Fenikeliler’den sonra Lübnan’a sırasıyla Âsurlular, Yeni Babilliler, Persler, Makedonyalılar ve Romalılar sahip oldular.

Hazret-i Ömer zamanında, 643 yılından itibaren Suriye’nin fethi için gönderilen İslam orduları, aynı tarihlerde Lübnan’ı da fethetti. Bu arada Suriye’den göç eden Maruni Arapları, Lübnan Dağlarının kuzey bölgelerine yerleştiler. Bugünkü iç karışıklıkların sebebi olan Dürziler ise on birinci yüzyılda güneyden Lübnan’a girdiler.

Lübnan daha sonra Haçlı saldırılarına maruz kaldı ve birçok küçük Haçlı devletçikleri kuruldu. Bunlar da Memlukler zamanında özellikle Baybars ve Kalavun dönemlerinde temizlendi.

Osmanlı Devletinin ilk olarak Müslümanların halifesi ünvanına da sahip olan padişahı Yavuz Sultan Selim, 1516 ve 1517’deki Mısır Seferi sırasında Memlük Devletine son vermiş ve Lübnan’ı da Osmanlı sancağı yapmıştı.

Osmanlı adalet ve idaresindeki Lübnan, özel bir statüye sahipti. Otonom idare sistemiyle yönetilirdi ve ayrı bir vergi (haraç) sistemine tabiydi. Dolayısıyla Lübnan, refah seviyesi yüksek, türlü kolaylıklara sahip ve harplerden uzak bir halde sakin bir sancaktı. Komşu bölgelerin insanları akın akın Lübnan’a göç ederek nüfusu arttırmaya başladı. Bu kadar rahatlığa rağmen Fakreddin Maan adlı bir Dürzi yönetiminde iken, Osmanlı Devletiyle münasebetleri bozuldu. Maan, 1613’te Osmanlı ordusunun korkusuyla İtalya’ya kaçtıysa da 1618’de geri döndü. Mısır’a kadar sınırlarını genişletti. Nihayet 1633’te gerekli cezası verildi.

1799’da Napolyon’a karşı Akka’da, Lübnan idarecilerinden olan Başir-II muharebe ederek Fransızlar bozguna uğratıldı. Lübnan tam 402 yıl Osmanlı idaresi altında kaldı. Son dönemlere doğru Lübnan’da sayıları artan Dürzi ve Maruniler, isyanlar çıkarmaya başlamıştı. Fransızlar Marunileri, İngilizler ise Dürzileri destekliyorlardı. Nihayet Birinci Dünya Savaşı sonunda Lübnan, Fransız mandası altına girdi. 1926’da çıkan Dürzi Atraş Paşa isyanı büyük bir katliam sonucu bastırıldı.

Kıtalara hakim Osmanlı Devleti yıkılınca, bütün bölgelerde olduğu gibi Lübnan’da da idari sistem tamamen bozularak karışıklıklar arttı. Sultan İkinci Abdülhamid Han zamanında Osmanlı Devletinin en büyük ve en gelişmiş şehirlerinden biri olan Beyrut, savaş alanına döndü. 1941’de Fransa mandası altında bağımsız oldu. 1943’te manda da kaldırıldı, seçimler yapıldı. Hükumet ve idari sistemde dinlerin eşit etkisi esas olmak üzere hazırlanan Milli Pakt (1943’te) kabul edildi.

Buna göre, Lübnan batı ile dost olan Arap Birliği üyesi bir devlet oluyordu. 1945’te Birleşmiş Milletlere katıldı.

Arap-İsrail Harbinde, Arap devletleri safında İsrail’e taarruz etti. Harbin sonunda yurtsuz kalan 400.000 Filistinli, Güney Lübnan’da mülteci kamplarına alındı. Bugün dış güçlerin müdahalesi ile Lübnan iç savaşı, tedavisi mümkün olmayan kangren haline gelmiştir. 1975’ten bu yana iç savaş muhtelif şekiller değiştirerek devam etmektedir.

Fiziki Yapı
Güneybatı Asya’da 33°-35° kuzey enlemleri ve 35°-36° doğu boylamları arasında yer alan Lübnan, ismini, “Beyaz Karlar” manasına gelen Lübnan Dağlarından alır.

Küçük bir ülke olmasına rağmen fiziki yapı oldukça farklıdır. Kuzeyden güneye 217 km uzunluğa ve doğudan batıya 32 ila 80 km kadar genişliğe sahip olan ülke, başlıca dört bölgeye ayrılabilir: Kıyı bölgeleri, Bekaa Vadisi, Lübnan Dağları, Antil Lübnan Dağları. Kıyı bölgeleri verimli olup, nüfusu kalabalık olan tarım alanlarıdır. Önemli ticaret merkezleri buradadır.
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Konu düzenlenerek güncellenmiştir. Lübnan hakkın da detaylı bilgi için aşağıdaki linki ziyaret ediniz..

Lübnan


Ülke rehberi: Lübnan

Lübnan, Arap Birliği üyeleri arasında olmasına karşın, karmaşık dinsel ve siyasal yapısıyla birliğin diğer üyelerinden biraz farklı bir ülke.İsrail’in kurulduğu 1948 yılından bu yana Orta Doğu sorunuyla ilgili tüm gelişmelerden etkilenen hatta bazen bu sorunların merkezinde olan bir ülke Lübnan.

Ülke 2006 yılı Temmuz ayında İsrail’in, iki askerinin kaçırılması sonrası, Lübnan’daki Müslüman gruplardan Hizbullah’a karşı askeri bir operasyon başlamasıyla yine kanlı çatışmalara sahne oldu.

Bir aydan uzun süren çatışmalar ülkede bir kez daha yıkıma yol açtı, İsrail askerleri ise hala Hizbullah’ın elinde.

LÜBNAN’IN KÜNYESİ


Tam adı: Lübnan Cumhuriyeti
Nüfus: 4 milyon 100 bin (BM, 2007)
Yüzölçümü: 10.452 km2
Başkent: Beyrut
Başlıca diller: Arapça
Başlıca dinler: İslam, Hıristiyanlık
Ortalama ömür: Erkeklerde 70 yıl, Kadınlarda 74 yıl (BM)
Para birimi: 1 Lübnan Sterlini (ya da lirası): 100 kuruş
Başlıca ihraç ürünleri: Çeşitli gıda maddeleri ve tütün
Ortalama yıllık gelir: 6 bin 180 dolar(Dünya Bankası, 2006)
İnternet uzantısı: .lb
Uluslararası telefon kodu: +964

GENEL BİLGİLER

400 yıldan uzun süre Osmanlı İmparatorluğu’nun parçası olan Lübnan, Birinci Dünya Savaşı sonrası Fransa’nın manda yönetimi altına girdi. Lübnan, İkinci Dünya Savaşı sırasında 1943’te bağımsızlığını ilan etti.

Küçük ve dağlık bir ülke olan Lübnan’ın nüfusu çeşitli Hıristiyan gruplar, Sünni Müslümanlar, Şii Müslümanlar, Dürziler ve başka farklı gruplardan oluşuyordu.
Ülke bu özelliğiyle Orta Doğu’nun baskı altındaki azınlık grupları için hep zor zamanlarında yaşayabilecekleri bir sığınak işlevi gördü.

Çeşitli dönemlerde Lübnan’a kaçan çok sayıda Filistinli mültecinin ülkedeki yasal statüleri ise hep sınırlı oldu.

Lübnan’da nüfus çeşitliliğinin yönetimin üst kademelerine de yansıması, anayasal düzeyde güvence altına alındı. Lübnan Anayasası gereği ülkenin cumhurbaşkanı Maruni Hıristiyan, başbakanı Sünni Müslüman, meclis başkanı da Şii Müslüman olmak zorunda. Ancak bu düzenleme ülkeye her zaman barış getirmedi.

Lübnan 1975-1990 arasında çok kanlı bir iç savaşa sahne oldu. 150 bin kişinin öldüğü sanılan çatışmalar sırasında bölgesel güçler -özellikle de İsrail, Suriye ve Filistin Kurtuluş Örgütü- ülkeyi aralarındaki mücadeleler için bir savaş alanı olarak kullandı.

İç savaşın başlamasından kısa bir süre sonra Suriye birlikleri ülkeye girdi. İsrail de 1978 ve 1982’de Lübnan’ı iki kez işgal etti, Güney Lübnan’da oluşturduğu “güvenlik bölgesi”nden 2000 yılı Mayıs ayında geri çekildi.
Ki bu günlerde Direniş ve Kurtuluş Günü olarak kutlanmaktadır. (25 Mayıs 2000)

Suriye’nin Lübnan’daki 29 yıllık askeri varlığı da 2005’te son buldu ancak Şam Yönetimi’nin Lübnan’da hala belli düzeyde bir siyasi etkisinin olduğu da bir gerçek.

LÜBNAN’DAKİ SİYASİ PARTİLER

14 Mart Hareketi: Gruba adını da veren tarihte, eski başbakanlardan Refik Hariri 2005’te bir suikast sonucu öldürülmüştü. Hareketin lideri Refik Hariri’nin oğlu Saad Hariri. Hareket mecliste az farkla çoğunluğa sahip. Batı yanlısı 14 Mart Hareketi, Suriye birliklerinin Lübnan’dan çekilmelerinde ısrarcı olmuştu.

Hizbullah: İslami parti olan grubun askeri kanadı da çok güçlü. Hizbullah, 2006 yılı Temmuz ayında İsrail ordusuna 33 gün boyunca direniş ve unutamayacağı bir ders vermişti.

Emel: Hizbullah’ın müttefiki konumunda. Lideri, meclis başkanı Nebih Berri

Özgür Yurtsever Hareket: Hizbullah’la da bağları olan hareketin üyeleri büyük oranda Hıristiyan. Haraketin lideri ise eski genelkurmay başkanı Mişel Aun

LİDERLER

Lübnan Cumhurbaşkanı: Mişel Süleyman

Lübnan Parlamentosu altı ay süren siyasi krizin ardından 25 Mayıs 2008’de Mişel Süleyman’ı cumhurbaşkanı seçti. Eski cumhurbaşkanı Emil Lahud’un 2007 yılı Kasım ayında görevden ayrılmasının ardından meclisteki siyasi partiler bir türlü ortak bir cumhurbaşkanı adayı üzerinde anlaşamamışlardı.

Mişel Süleyman ise Batı yanlısı hükümet ve Hizbullah liderliğindeki muhalefetin cumhurbaşkanlığı için sonunda üzerinde uzlaştıkları isim oldu.

Lübnan’ın yeni cumhurbaşkanı göreve seçilmesinin ardından yaptığı konuşmada, birlik çağrısında da bulundu ve belli bir mezhebin ya da grubun değil tüm ülkenin cumhurbaşkanı olacağını belirtti.

Mişel Süleyman, ülkesi ve Suriye arasında, “iki ülkenin yararına olacak diplomatik ilişkiler, her ülkenin sınırlarına ve egemenliğine karşılıklı saygı çerçevesinde kardeşçe ilişkiler” istediklerini söyledi. Suriye’nin halen Lübnan’la diplomatik ilişkisi bulunmuyor.

60 yaşındaki Mişel Süleyman 1970 yılında Askeri Akademi’yi bitirdi. Daha sonra Lübnan Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde, Siyasi ve Yönetim Bilimleri Bölümü’nden de diploma aldı. Mişel Süleyman, 1998’de cumhurbaşkanı olan Emil Lahud’un yerine Genelkurmay Başkanı seçildi.

Maruni bir Hıristiyan olan Mişel Süleyman, İngilizce ve Fransızca biliyor. Lübnan Cumhurbaşkanı, evli ve 3 çocuk babası.

Başbakan: Fuat Sinyora

Fuat Sinyora, öldürülen eski başbakanlardan Refik Hariri’nin yakın müttefiki bir siyasetçi.

Sinyora, 2005 yılında yapılan genel seçimlerde Refik Hariri’nin oğlu Saad Hariri liderliğindeki 14 Mart Hareketi’nin mecliste çoğunluğu elde etmesi sonrası başbakan seçildi.

Lübnan’da siyasi partiler arasında varılan son anlaşma ise aynı zamanda ülkede yeni bir ulusal birlik hükümeti kurulmasını öngörüyor.

30 üyeli bu hükümette mecliste çoğunluğu olan Batı yanlısı grubun, 16 bakanı olacak, başbakan da bu gruptan seçilecek. muhalefete ise 11 bakanlık verilecek, bu grubun hükümet kararlarını veto gücü olacak. Üç bakanı ise cumhurbaşkanı seçecek.

14 Mart Hareketi, Fuat Sinyora’nın yeniden başbakanlığa aday gösterilmesini kararlaştırdı.

MEDYA

Lübnan, gelişmiş ve ülkedeki çoğulculuğu da yansıtan, canlı ve zengin bir medyaya sahip. Lübnan aynı zamanda özel radyo ve televizyonların yayınlarına izin veren ilk Arap ülkesi. Ancak hükümetin yayın kuruluşlarını kimlerin işleteceği ve bu kuruluşların haber bültenleri olup olmayacağına karar verme yetkisi bulunuyor.

Merkezi Paris’te bulunan Sınır Tanımayan Muhabirler örgütü Lübnan’da medyanın başka herhangi bir Arap ülkesine kıyasla çok daha özgür olduğunu belirtiyor.
Sınır Tanımayan Muhabirler örgütü bununla birlikte Lübnan’da medyanın “siyasi ve adli entrikalarla” karşıya kaldığını da vurguluyor.

Lübnan’da halen yayın yapan kuruluşların önemli bir bölümü, iç savaş sonrası çeşitli Müslüman ve Hıristiyan gruplarca kurulmuştu. Ülkenin devlet televizyonu Tele-Liban, yerli yapımlara ağırlık veriyor.

Ülkede en çok tartışma yaratan yayın kuruluşu ise Hizbullah’ın El Manar Televizyonu. Fransa’da bir mahkeme 2004 yılında Yahudi düşmanlığını körüklediği suçlamasıyla, bu kanalın uydu üzerinden izlenmesini yasaklamıştı. El Manar, İsrail’in 2006 yılı Temmuz ayında Hizbullah’a yönelik bazı saldırılarında hedef alındı.

İç savaş sırasında Lübnan’da radyo yayınlarını düzenleyen herhangi bir yasa yoktu, ülkede 100’den fazla radyo yayın yapıyordu. Lübnan hükümeti 1996’da çıkardığı bir yasayla lisans verdiği radyoların sayısını sınırlandırdı.

Lübnan’da, ülkedeki farklı siyasi görüşleri yansıtan onlarca gazete ve yüzlerce dergi bulunuyor.
 
Geri
Üst