Meditasyon; Zekasal Çalışmalar

*MeleK*

♥Ben Aşık Olduğum Adamın Aşık Olduğu Kadınım♥
Meditasyon; Zekasal Çalışmalar
Dhyana aralıksız ve kesintisiz konsantrasyon yani meditasyon halidir. Eğer Dharana halinde zihin hayli farklı düşüncelere dalarak konsantrasyonu bozarsa Dhyana halinde zihin kontrollü olduğu için konsantrasyon objesinden sapmamaktadır. Böylece Dhyana veya kesintisiz konsantrasyon veya meditasyon saatlerce aralıksız devam etmektedir. Bu zaman birey zihni konsantre olmağa zorlamıyor; zihin kontrollü ve huzurlu olduğu için istenilen objeye odaklanıyor ve ondan kopmuyor. Onun için Yoga'nın önceki altı basamağı geçmeden meditasyon yapmak imkansızdır. Meditasyonun başka önemli kuralı şu ki meditasyon her zaman Padmasana, Siddhasana veya başka sırtı dik tutarak oturuş pozisyonlarında yapılmalıdır ki enerji Şusumna Nadi kanalından serbest aksın ve birey uykuya dalmasın. Eğer Dharana sırt üstü yatarak yapılabilirse Dhyana her zaman sırtı dik tutarak ve oturarak yapılmalıdır çünkü meditasyonda birey her zaman bilinçli kalmalıdır. Meditasyon devamlı, kesintisiz ve bilinçli olmalıdır ki birey meditasyon süresinde bilincin üst mertebelerine ulaşabilsin. Meditasyon bir objeye kesintisiz konsantrasyondan başlayan, bütün düşüncelerin yok olduğu ve yalnız bu objenin tam şekilde farkındalığına varan bir bilinç halidir. Dharana yani konsantrasyon süresinde her türlü düşünceler, anılar, hayaller, düşler ve fanteziler zihinde üşüşmektedir. Zihnimizin ne kadar kontrolsüz ve her türlü düşüncelerle dolu olduğunun yalnız bir objeye konsantrasyon zamanı farkına varırız. Dhyana yani meditasyona vardıkça zihin artık kontrollü ve her türlü düşüncelerden özgürdür.

Su konduğu şişenin şeklini almaktadır. Buna benzer zihin bir objeye odaklandıkta bu objenin şeklini almaktadır. Yüce objelere odaklanan zihin sonunda yücelmektedir. Yağ bir kaptan diğerine döküldükçe yağın devamlı sabit akınını görmek olur. Eğer konsantrasyonun akını kesintisizse o zaman bu hal Dhyana yani 'meditasyon' olarak adlandırılmaktadır. Dharana süresinde zihin hayli dağınıktır; bir objeye uzun süre odaklanamıyor ve başka düşüncelere kapılıyor. Dharana'da ilerledikçe zihnin odaklanma süresi artmaktadır ve sonunda Dhyana yani 'kesintisiz odaklanma' haline varmaktadır. Eğer elektriğin düzenli ve kesintisiz akımı varsa o zaman elektrik ampulün teli parlar ve her tarafı ışıklandırır. Buna benzer aralıksız kesintisiz odaklanma yani Dhyana zihni ışıklandırmaktadır. Dhyana ile ışıklandırılmış zihin daha aydın, berrak, metin ve keskin olmaktadır. Dhyana süresinde beden, nefes, duyular, mantık, zihin, zeka ve ego odaklanma objesinde birleşmektedir.

Meditasyon çalışmaları Buddhi unsurunu aktifleştirmektedir. Buddhi zekasal işlemleri gerçekleştiren ve irade yeteneğinden sorumlu olan ince enerjitik organdır. Zihinsel işlemleri gerçekleştiren Manas bilgiler toplamaktadır. Buddhi ise daha ince enerjitik organ olarak bu bilgileri analize etmekte ve nelerin nasıl yapılmasına karar vermektedir. Böyiece karar verme veya irade güçü Buddhi'den gelmektedir. Meditasyon sayesinde Buddhi aktifleşmekte, zeka ve irade güçlenmektedir. İrade güçlendikçe meditasyon da güçlenmekte ve derinleşmektedir. Böylece meditasyon Buddhi'yi aktifleştirmekte, Buddhi ise meditasyonu arttırmaktadır.

Meditasyon takıntılı düşünceleri, panik atakları, nevrozları ve depresyonu iyileştirir. Bu çalışma zihni iyi, olumlu, yaratıcı, ilham verici, sakinleştirici ve huzur verici düşüncelerle dolu kılmanın etkili bir yöntemidir. Meditasyon gerilim, gerginlik, bunalım, stres, sıkıntı, korku, endişe, lüzumsuz kaygı gibi şeyleri yok etmekte, tansiyonu dengelemekte, zihinsel yoğunlaşmanı, berraklığı ve yaratıcılığı geliştirmektedir. Amacınız ne olursa olsun meditasyon sizi çok iyi, derin ve etkileyici şeylerle yüzleştirecek.

Eğer bir EEG yardımıyla beynin sinirsel faaliyeti ölçülerse o zaman uykuya dalmadan önceki beyin dalgalarının frekansı meditasyon süresindeki beyin dalgalarının frekansıyla aynı olduğu tespit edilebilir. Böylelikle meditasyon süresindeki ve uykuya dalma zamanındaki beyin dalgalarının frekansı aynıdır. Ancak uykuya daldıktan sonra zihin aktif olduğu için ve rüyalar ortaya çıktığı için beyin heyecanlara kapılmakta ve beyin dalgalarının olumlu frekansı bozulmaktadır. Oysa meditasyon süresinde beyin dalgalarının olumlu frekansı ve bilinçlilik korunur. Bu da beyni, sinir sistemini ve zihni olumlu yönde etkilemektedir. Meditasyon süresinde bedeni rahatsız etmeden, beyni gerginleştirmeden ve meditasyondan çıkmadan uyanık kalmak mümkündür.

Günümüzde bir çok kişi meditasyon yaptığını söyler gerçekte ise onlar sadece basit bir konsantrasyon yapmaktadır. Eğer birey en azından 30 dakika bir objeye kesintisiz odaklana bilmiyorsa o zaman bu kişinin yaptığı konsantrasyon çalışmasıdır ve meditasyon adlanamaz. Tecrübesiz insanlar meditasyonun basit bir şey olduğunu düşünürler ve herkesin hemen hemen meditasyon yapmasını önerirler. Herkes bilmelidir ki böyle birileri gerçek meditasyonun ne olduğunu bilmiyorlar. Bu kişiler basit konsantrasyon çalışmasını meditasyon adlandırıp bilgisiz insanları kandırıyorlar. Bazı kişiler Yoga ve Meditasyonun birbirinden bağımsız yöntemler olduğunu söyler ve hatta "Yoga ve Meditasyon" adlı kitap bile yazar oysa Meditasyon çalışmaları Yoga'nın bir ayrılmaz parçasıdır. Dhyana veya meditasyon Yoga'nın yedinci basamağıdır ve bu basamağı Yoga'dan ayırıp atsak artık uyguladığınız her neyse Yoga adlanamaz. Aynı zamanda Yoga yapmadan meditasyon yapmak olanaksızdır. Dürüst insan buna başka bir isim vermeli veya demelidir ki bu Yoga'dan alınmış uygulamalardır. Nefessiz yaşam olmadığı gibi Yoga'sız Meditasyon da olamaz. Bu iki şeyi birbirinden ayıranlar Yoga'nın ve Meditasyonun gerçekten ne olduğunu bilmiyorlar.

Dharana yani konsantrasyon basamağında birey zihnin doğasını denetleyerek bu konuda bilgi ve tecrübe toplamaktadır. Bu bilgileri kullanarak birey zihnin belli bir şey üzerine yoğunlaşmayı öğrenmektedir. Zamanla birey zihinsel yoğunlaşmanın büyük bir güç verdiğini ve bu gücün nasıl kullanmasını anlamaktadır. Konsantrasyon çalışmalarını sürdürerek birey yavaş yavaş zihinsel özgürlüğe ulaşmaktadır; bu da insana huzur ve mutluluk vermektedir.

Zihin kontrollü ve huzurlu oldukta birey Dhyana yani meditasyona hazır bulunmaktadır. Sanskritçe'den Dhyana sözcüğü 'zihnin kesintisiz odaklanma hali' olarak çevrilebilir. Dhyana basamağında zihin daha da arıtılıp sakinleştirilmekte, zihin asıl yapısını ve işlevselliğini kazanmaktadır.
Dharana yani konsantrasyon basamağında zihin tazelenmekte, sakinleşmekte ve berraklaşmaktadır. Dhyana yani meditasyon uygulayarak bu olumlu gelişme dahaileri boyutlara taşınmaktadır. Her şeyden önce farkındalık artmaktadır; birey daha duyarlı ve dikkatli olmaktadır. Farkındalık arttıkça birey yaşadığı olayları, kendi bedensel ve zihinsel halleri daha iyi bir şekilde algılayacak. Birey olumsuz enerjiden kurtularak ve olumlu enerjini güçlendirerek yarım yamalak yaşamak yerine doya doya yaşayacaktır. Farkındalık arttıkça birey yanlış düşüncelerini, kendine karşı olan yıkıcı kararlarını, yenilgiye getiren eylemlerini ve olumsuz yorumlarını net bir şekilde görüp onlardan kurtulacaktır. Birey zihninde yarattığı suni dar dünyanın sınırlarını aşarak gerçek, sonsuz evrene açılacaktır. Zihnin sınırlarını aşarak birey mutlu ve özgür olmaktadır. Meditasyon yapmak için sırtı dimdik tutarak bir oturuş pozisyonunda olmalısınız. En uygun oturuş biçimi Padmasana'dır. Eğer Padmasana pozisyonunda uzun süre oturmak zorsa o zaman Ardha Padmasana, Sukhasana, Siddhasana, Siddha Yoni Asana, Virasana, Vajrasana, Bhadrasana veya Mandukasana pozisyonunda otura bilirsiniz. Bu oturuş biçimleri gövde için sağlam bir taban yaratmaktadır. Otururken bacakların çaprazlaması ayak tabanların yerle temasını önler bu da enerjinin kaybolmamasını sağlar. Bacakların çapraz tutulması hem de bedeni sabitleştirmeye yardım eder. Meditasyon süresinde beden tamamen hareketsiz olmalı. Bu zihne de yansımaktadır çünkü bedenin hareketleri ve kıpırtıları zihni de hareketlendirmekte ve düşünce üretmektedir. Beden hareketsiz oldukta zihnin dinginleşmesi kolaylaşmaktadır. En uygun oturuş biçimini seçtikten sonra sırtı dik tutarak oturulmalı. Sırt, boyun ve kafa bir hatta olmalıdır ki meditasyon sırasında enerji Suşumna Nadi kanalından engelsiz ve serbest akabilsin. Dik oturdukça birey zihnin sakinleşmesini ve bedendeki enerjinin rahat dolaşmasını hissedecektir. Omurga dik tutulmazsa bu iç organlara baskı yapar ve gerginliğe neden olur. Oturuş bir kaya gibi metin ve sabit olmalıdır. Aynı zamanda kaslar lüzumsuz gerilmemelidir. Sırt dimdik olmalı ama adaleler boşuna kasılmamalıdır. Sırt dik ve beden rahat olmalıdır ki zihin dingin ve sakin olsun. Dik ve rahat oturuş biçimi meditasyonda bilinçli ve uykusuz kalmanı sağlayacaktır. Bu da meditasyonda ilerlemek için çok önemlidir. Kafa dik tutulmalı, öne arkaya veya yana eğik durmamalıdır. Ağız kapalı tutulmalı ve nefes yalnız burundan alınıp verilmeli. Dilin ucu üst dişlerin damakla birleştiği yere değmeli. Meditasyon başlamadan önce beş kere tam nefes yapılmalı. Bu bedenin gevşemesine, sinir sisteminin dengelenmesine, zihnin sakinleşmesine ve yoğunlaşmasına yardım edecek. Her nefes verirken vücut gerginlikten zihin ise düşüncelerden boşaltılmalı; zihin rahat bırakılmalı ve zorlanmamalı. Sonra Pratyahara ve Dharana uygulanmalı. Dharana süresinde nefes yavaşlamalı, hafif ve sessiz olmalı. Dharana yani konsantrasyon süresinde aklınıza gelen düşüncelere takılmayın, onları önemsemeyin, onlara karışmayın ve gitmesine izin verin. Zihninizi zorlamadan yavaş yavaş doğal, kendiliğinden ve zorlamasız konsantrasyona ulaşın. Bu zaman kesintisiz konsantrasyona yani Dhyana'ya yani meditasyona başlayacaksınız. Meditasyonda zihin pasif ama uyanık kalmalıdır. Bu algı ve sezgiyi birleştiren bir pasif haldır. Zihin kontrollü ve huzurlu olmakta ve iç dinginliğe ulaşmaktadır. Meditasyonda ilerledikçe birey farkındalığın en üst düzeyine ulaşmaktadır. Meditasyon bittiğinde yine beş kere tam nefes yapılmalı, gözler yavaş yavaş açılmalı ve sırt üstü yere yatıp dinlenmeli.

Meditasyon çalışmaları sayesinde bilinç temizlenmekte ve yavaş yavaş Çitta Şuddhi yani 'temiz şuur' haline gelmektedir. Zihindeki düşünceler temiz olabilir ama bilinç hayli kirli olabilir. İnsan temizlik, iffet, merhamet, hayırseverlik ve cömertlik hakkında düşünebilir ama bilinçaltında isteklerin çatışması olabilir. Birey meditasyon yaparken bilinçaltında olanlar yüze çıkmağa başlar. Birey bilinçaltındaki bu enkazı hisseder, görür ve temizler. Böylece meditasyon çalışmaları sayesinde bilinçaltı temizlenir. Zihinsel huzur, gevşeklik ve doğru algılama yalnız başlangıçtır. Yoga'nın hedeflerinden biri tecrübelerin kalitesini yükseltmek, zihnin niteliğini ve algılamasını geliştirmek. Meditasyon sayesinde birey zihnini genişletip
zihinsel enerjini özgür bırakmaktadır. Dhyana'da ilerleyerek birey yavaş yavaş somut objelerden soyut objelere ve en son ruha odaklanmaktadır. Evrensel Ruha odaklanarak birey bilincin en üst mertebelerine ulaşmaktadır. Bilincin en üst mertebesinde hiç bir maddi nitelik yoktur sadece yüce ruhi haz vardır. Birey şimşeğin ışığı gibi dünyanın ve maddenin dışından gelen ruhi ışığı görmektedir. Birey bedeninin içindeki ruhun ışığını görmektedir. Sonra da her kesin içinde olan ruhun ışığını algılamaktadır. Yoga yolunda ilerlemenin belirtileri sağlık, fiziki hafiflik hissi, metinlik, temizlik, hoş ses, olumlu beden kokusu, zihnin dengeli, sakin ve
huzurlu olması, ihtiraslardan arınma ve alçakgönüllülüktür. Birey kendini ve bütün eylemlerini Evrensel Ruha adayarak ve Ona sığınarak Karma'nın köleliğinden kurtulmakta ve Jivana Mukta yani 'özgür ruh' olmaktadır.

Meditasyon çalışmalarında Tratak tekniği kullanılmaktadır. Sanskritce Tratak sözcüğü 'kesintisiz bakış' veya 'devamlı dikkat' demektir. Daha geniş bakış açısından Tratak sözcüğü 'yoğun meditasyon' anlamına gelmektedir. Tratak yöntemiyle zihnin tek bir obje üzerinde istenilince uzun süre tutma yeteneği geliştirilmektedir. Tratak irade gücünü, zihnin yoğunlaşmasını ve enerjinin ekonomik kullanmasını arttırır. İki tür Tratak vardır:

1. Bahir Tratak

2. Antar Tratak

1. Bahir Tratak: Bahir 'dış' demektir. Dış Tratak açık gözlerle dışarıdaki bir objeye meditasyon çalışmasıdır. Mesela beş evrensel element, mum alevi, Yantra, bedenin aynada yansıması veya gölgesi v.b. üzerine meditasyon

2. Antar Tratak: Antar 'iç' demektir. İç Tratak kapalı gözlerle içteki bir objeye meditasyon çalışmasıdır. Mesela nefes, mum alevinin göz retinasındaki yansıması, Çakra, Kundalini enerjisi, Suşumna, İda ve Pingala Nadi'ler, astral bedendeki Manas, Buddhi ve Ahankara unsurları v.b. üzerine meditasyon.

Meditasyon uygulaması zihinsel duvarları, tıkanıklıkları, kavramları, sınırları yıkıyor; zihinsel alanı temizliyor ve genişletiyor. Bu nedenle zihinsel enerji serbest ve rahat akmağa başlar, zihin genişler ve güç kazanır. Meditasyon süresinde zihin bir şeye tutunmalıdır. Zihnin tutunacağı şey meditasyon objesidir. Bir nesne, simge, ses, imge v.b. meditasyon objesi
olabilir. Meditasyon objeleri şöyle ayrılabilir:

1. Kaba

2. İnce

3. Enerjitik

4. En ince

5. Transandantal

1. Kaba: Gözle görüle bilen nesne meditasyonun kaba objesidir. Örneğin mum alevi. Meditasyonun ilk aşamasında zihin mum alevi üzerine yoğunlaşmaktadır. Kıpırdamayan mum alevi zihnin sabitleşmesine yardım etmektedir. Bunun dışında alevin temizleyici etkisi vardır. Mum alevi üzerine meditasyon esnasında zihin sakinleşir ve arınır. Bir süre sonra gözler kapanmağa başlar. Gözlerinizi kapatın ve mum alevinin göz retinasındaki yansıması üzerine odaklanın.

Tattva üzerine meditasyon

Meditasyonun kaba objelerinden biri de evrensel elementlerdir. Beş evrensel element mevcuttur:

1) Prithvi Tattva yani toprak elementi

2) Apas Tattva yani su elementi

3) Agni Tattva yani ateş elementi

4) Vayu Tattva yani hava elementi

5) Akaşa Tattva yani eter elementi

Birey teker teker bu evrensel elementler üzerine meditasyon yapmalı. Bu meditasyonda ilerledikçe birey her elementin evrende nasıl bir yer aldığını ve çalıştığını algılamaktadır. Bunun dışında evrensel elementler üzerinde meditasyon sırasında zihin her elementin niteliğini kazanmaktadır. Zihin toprak gibi sabit, su gibi akıcı, ateş gibi temiz, hava gibi yumuşak ve eter gibi ince olmaktadır. Burada hava elementi meditasyonun ince objesi, eter ise en ince objesidir. Duyusal deneyimler bu beş elementle bağlantıdadır: koku toprak elementiyle, tat su elementiyle, görme ateş elementiyle, işitme hava elementiyle, dokunma eter elementiyle bağlantıdadır. Beş evrensel element üzerine meditasyonda ilerledikçe birey bu beş elementle bağlantıda olan duyusal deneyimlerini ve bu beş duyusal deneyimlerle bağlantıda olan beş duyusunu da geliştirmektedir.

Yantra Meditasyonu

Meditasyonun başka bir kaba objelesi Yantra'dır. Yantra belli bir sembol veya simgedir. Sanskritçe Yan 'alıkoymak' veya 'bekletmek' demektir. Tra sözcüğü ise 'özgürleşme' demektir. Böylece Yantra sözcüğü 'bekleterek özgürleştirmek' anlamına gelmektedir. Yantra bir resim veya simgedir ve birey dikkatini bu simgenin içinde bekleterek zihnini maddi düşüncelerden özgürleştirmektedir. Meditasyonda kullanılan belli Yantra'lar vardır. Her kafadan uydurulmuş simge Yantra adlanamaz. Meditasyonda kullanılan Yantra'lar düşünce gücünün ürünü değildir. Yantra'lar farklı enerjilerin astral boyutta oluşan şekilleridir. Her Yantra bilinçaltında bir yankı oluşturur ve belli bir olumlu etki yaratır. Her Yantra'nın zihni olumlu bir şekilde etkilemektedir. Yantra'lar evrenin farklı boyutlarına açılan kapılardır. Birey bu kapılar üzerine meditasyon yaptıkça zihni bu boyutlara girip değişik tecrübeler toplayabilir.

Ayna üzerine meditasyon

Meditasyonun kaba objelerinden biri de aynada yansıyan bedeninizdir. Kendinizin aynada yansıması üzerine meditasyon gelişmiş meditasyon uygulamasıdır. Bu tür meditasyon hiç bir zaman tek başına yapılmamalıdır. Tecrübeli Yoga üstadının eşliği mutlaktır.

Gölge üzerine meditasyon

Başka bir kaba obje de vücudunuzun gölgesidir. Vücudun gölgesi üzerine meditasyonun belli kuralları vardır ve bu kuralları bilmeden bu tür meditasyon uygulanmamalıdır.

2. İnce: Mantra, Nefes ve Vayu Tattva yani 'hava elementi' meditasyonun bazı ince objeleridir.

Mantra üzerine meditasyon

Mantra sözcüğü iki kök sözcükten ibarettir: Man ve Tra. Manas sözcüğü Man kökünden, Trayate sözcüğü ise Tra kökünden gelmektedir. Sanskritçe Manas 'zihin', Trayate ise 'özgürlük' demektir. Böylece Mantra 'zihnin özgürlüğü' anlamına gelmektedir. Daha geniş manada Mantra 'zihni özgürlüğe kavuşturan ses titreşimi' demektir. Mantra üzerine meditasyon yapmak için Yoga'da belli Mantra'lar vardır. Bu ses titreşimleri evrenin belli boyutlarının kapılarını açan anahtarlardır. Mantra üzerine meditasyon sırasında Mantra art arda tekrarlanmalı ve zihin bu ses titreşimine yoğunlaşmalı. Meditasyonda irelledikce zihin Mantra'nın ses titreşimine dalmakta ve aynı frekansta titremektedir. Bu zaman evrenin belli
boyutu açılmakta ve zihin o boyuta ulaşmakta, denetlemekte ve tecrübe toplamaktadır.

Mantra üzerine meditasyon yaparken gözler kapalı tutulmalı. Önce bakış yukarıya yöneltilmeli sonra da gözler kapatılmalıdır. Mantra ardarda tekrarlanmalı ve zihin bu ses titreşimine dalmalı. Yoga'da verilmiş Mantra'lar zihin olumlu etkilemekte ve bilinci daha yüksek mertebelere ulaştırmaktadır. Günümüzde bazı kişiler kafalarından kelimeler uydurarak bu uyduruk kelimeleri "mantra" adlandırmakta ve bu sözde mantra'ları insanlara meditasyon için sunmaktadır. Bu kişiler uydurdukları sözde mantar'ları 'özel mantra' adlandırmakta ve yaptırdıkları meditasyonu ise 'transandantal meditasyon' (TM) adlandırmaktadır. TM genellikle çok eleştirilir, çünkü deneyimler göstermiştir ki pek çok insan her sefer "transandantal meditasyon" yapmaya oturduğunda hiç gelişmediklerini ve bir yerde saplanıp kaldıklarını hissediyorlar. Sonunda "transandantal meditasyonda" hiç ilerlemeden yoruluyor ve duruyorlar. Herkes bilmelidir ki böyle uyduruk "mantra'lar" gerçek Mantra değil ve yaptırılan meditasyonun da transandantalla hiç bir ilgisi yok. Böyle uyduruk meditasyonların hiç bir gerçek yararı yok ve zararı olabilir. Bazı kitaplarda bir kaç mantra verilerek onlardan her hangisini seçip üzerine meditasyon yapılması önerilir. Herkes bilmelidir ki böyle hazırlıksız meditasyon yapılmamalı ve mantra'nın sizi nereye getireceğini bilmeden onu kullanmak doğru değil. Meditasyon sırasında zihin tamamen hareketsiz, sessiz ve düşüncesizdir. Bu zaman birey Şunyata yani 'hiçliği' tecrübe edebilir. Sonra Mantra üzerine meditasyon yapılabilir. Mantra meditasyonunda ilerledikçe birey sanki başka birisinin Mantra'yı tekrarladığını kendisinin ise sadece seyirci olduğunu hissedecektir. Bu çok önemli bir tecrübedir çünkü bu bireyin aynı zamanda içte ve dışta olup bitenleri algılamasını sağlar ve birey bütünlükle kendinin farkındadır. Birey öyle bir hale varmaktadır ki bu halde o aynı zamanda zihin, duygular, objeler boyutunun ve iç huzur, dinginlik, gevşeme boyutunun farkındadır. Bu halde sinir sistemi uyumda, kan dolaşımı dengede, bedenin sıcaklık derecesi normal, beyinde alfa dalgaları üstün ve zihin hareketsizdir.

Her objenin, rengin ve sesin belli bir titreşimi veya frekansı vardır. Bütün objeler, renkler ve sesler aynı titreşime sahip değiller. Bazı seslerin titreşimi düşük, bazılarının işe yüksektir. Mantra'lar yüksek frekanslı ses titreşimleridir. Mantra meditasyonu sırasında Mantra'nın yüksek titreşimi bilinci etkilemektedir. Bilinç düşük titreşim frekansından yüksek titreşim
frekansına geçmektedir. Bilincin titreşimi yükseldikçe bilinç genişlemekte ve evrensel boyutlara ulaşmaktadır.

Mantra meditasyonunun beş aşaması mevcuttur:

a. Vaikhari Japa

b. Upanşu Japa

c. Manasika Japa

d. Likhita Japa

e. Ajapa Japa

a. Vaikhari Japa: Birinci aşamada Mantra yüksek sesle tekrarlanır ve dikkatle dinlenilir. Birey dilini, kulaklarını ve zihnini Mantra meditasyonunda meşgul eder ki Mantra'ya daha iyi bir şekilde odaklanabilsin. Bir süre sonra üstat Mantra'nın tekrarlanmasını kontrol etmektedir ve eğer meditasyon doğru şekilde yapılırsa birey Mantra meditasyonun ikinci aşamasına geçebilir.

b. Upanşu Japa: İkinci aşamada birey Mantra'sını yalnız kendisi duyabilecek kadar alçak sesle tekrarlamaktadır. Bu zaman dudaklar hareket etmelidir ve Mantra daha dikkatle dinlenmelidir. Her meditasyon yaptıkta daha da yükseklere kalktığını hissedene kadar Mantra tekrarlanmalıdır. Zihnin daha yoğun bir şekilde Mantra'ya dalması kendiliğinden gelmelidir. Meditasyon süresinde Mantra kendi ritmini ve melodisini bulacak. Üstat bireyin deneyimlerini araştırdıkça ve Mantra'nın tekrarlanmasını onayladıkta birey üçüncü aşamaya geçebilir.

c. Manasika Japa: Manasika Japa 'zihinsel tekrarlama' anlamına gelmektedir. Üçüncü aşamada Mantra zihinsel olarak tekrarlanır ve zihin Mantra'yla bir olur. Mantra zihinde tekrarlanır ve zihin Mantra'ya yoğunlaşarak Mantra'nın ritmini, titreşimini ve formunu alır. Mantra zihinde sessiz tekrarlandığı için yoğunlaşma artmaktadır

d. Likhita Japa: Dördüncü aşamada Mantra fiziksel olarak yazılır. Likhita Japa mantra meditasyonunun üç safhası mevcuttur. Birinci safhada Mantra alçak sesle tekrarlanır ve yazılır. Bu meditasyonda zihin, konuşma, duyma, görme ve dokunma yeteneği iştirak etmektedir. Meditasyonda daha fazla duyular iştirak ettiği için zihnin Mantra üzerine
yoğunlaşması kolaylaşmaktadır. İkinci safhada Mantra zihinsel olarak tekrarlanır ve yazılır. Bu zaman Mantra meditasyonunda zihin, görme ve dokunma duyusu iştirak etmektedir. Konuşma ve duyma yeteneği durdurulduğu için meditasyon güçlenmektedir. Üçüncü safhada Mantra yalnız fiziksel olarak yazılır. Uygulama zihinden uzaklaştırılıp ele geçirilir. Böylece zihnin verebileceği olumsuz tepkiler de uzaklaştırılmış olur ve meditasyon güçlenir. Likhita Japa mantra meditasyonu zihni daha ılımlı bir şekilde etkilemektedir. Sırtı dik tutarak masa arkasında oturulmalı ve Mantra mümkün olduğunca güzel, yavaş ve titiz bir şekilde yazılmalı. Mantra yapılabilir kadar çok yazılmalı. Likhita Japa mantra meditasyonu hem zihne hem de vücuda uygulanmaktadır. Bu Mantra ve Yantra üzerine meditasyonun karışımıdır.

e. Ajapa Japa: Ajapa Japa 'tekrarlanmadan kendisini tekrarlayan' anlamına gelmektedir. Beşinci aşamada birey Mantra'yı zihninde uzun süre tekrarladıktan sonra tekrarlamanı durdurur ve Mantar'nın içinden seslendiğini dinler. Bu çok derin ve gelişmiş bir meditasyondur; önceki aşamalardan geçmeden Ajapa Japa mantra meditasyonu yapılamaz.
Ajapa Japa mantra meditasyonunun dokuz safhası mevcuttur. Birinci safha Vişuddhi Şuddhi adlandırılmaktadır ve bedendeki enerjinin kaynağına ulaşmayı sağlar. Bu safhalardan geçerek birey en kabadan en ince enerjilere ulaşmaktadır. Meditasyon sırasında bu safhaların hepsi uygulanmalıdır. İlk safhalar ruhsal solumaya ve Mantra'ya dayanmaktadır. Bu güçlü zihinsel enerji veren önceki safhalardan ve zihnin sınırlarının ötesine ulaşan daha incelikli safhalardan oluşmaktadır. Nefes çalışmaları daha derine ulaşan meditasyonla birlikte daha güçlü bir şekilde kullanılır. Bunlar Ajapa Japa mantra meditasyonunun derinliklerini ve dokuz safhasını bilen tecrübeli Yoga üstadından öğrenilmelidir.

Bütün canlı varlıklar her nefes alış-verişinde ve veriş-alışında bilinçsizce iki Ajapa Mantra seslendirmektedir. Ajapa sözcüğü 'bilinçsizce tekrarlama' anlamına gelmektedir. Her nefes alış-verişinde So-Ham mantra'sı ve her nefes veriş-alışında Ham-Sah mantra'sı seslendirilmektedir. Sanskritce So veya Sah 'o', Ham veya Aham ise 'ben' demektir. Böylece So-Ham 'o benim' veya 'o (ölümsüz ruh) benim' anlamına gelmektedir. Ham-Sa ise 'ben oyum' veya 'ben oyum (ölümsüz ruhum)' anlamına gelmektedir. Bu iki Ajapa Mantra bütün canlı
varlıklar tarafından hayat boyu seslendirilmektedir. Yogi bu Ajapa Mantra'ları bilinçli olarak tekrarlamağa başlar ve kendisinin ölümsüz ruh olduğunu algılar. Bu da ruhu bütün maddi zincirlerden ve beden hapsinden kurtarmaktadır. Ajapa Mantra meditasyonunu yapmak için Padmasana, Ardha Padmasana, Siddhasana veya Sukhasana'ya oturun. Derin sesli nefes alıp verin. Zihninizi nefesinizi yoğunlaştırın. Ham-Sah Ajapa Mantra'sını uygulayın. Her nefes verirken nefesin sesinde Ham kelimesini duyun ve zihninizde Ham tekrarlayın. Her nefes alırken nefesin sesinde Sah kelimesini duyun ve zihninizde Sah tekrarlayın. Aynı şekilde So-Ham Ajapa Mantra meditasyonunu yapa bilirsiniz. Bu meditasyon sizi bütün korkulardan kurtaracak ve ebedi ölümsüz ruh olduğunuzun algılanmasını sağlayacak.

AUM üzerine meditasyon

Mantra meditasyonunda kullanılan temel mantra AUM Mantra'sıdır. AUM kelimesi her şeyi bilme, aynı zamanda her yerde bulunma ve mutlak kudret kavramlarını ifade etmektedir. AUM kelimesini ifade etmek için Pranava kelimesi başka bir sözcüktür. Pranava sözcüğü Nu kökünden gelmektedir. Nu sözcüğü 'methetmek' demektir. Bu kök sözcüğe Pra öneği eklenmiştir. Pra sözcüğü 'yücelik' demektir. Böylece Pranava sözcüğü 'yüce ses titreşimi' anlamına gelmektedir.

AUM simgesi üç heceden yani A, U ve M harflarından oluşmaktadır. A harfi bilincin uyanık halini, U harfi bilincin uyarak rüya görme halini, M harfi bilincin uyarak rüyasız halini ve AUM bilincin transandantal halini simgelemektedir. Bunun dışında A harfi konuşma yeteneğini, U harfi zihni, M harfi nefesi ve AUM ruhu simgelemektedir. Daha sonra A harfi uzunluğu, U harfi genişliği, M harfi derinliği ve AUM bu üç boyutun sınırlarını aşan sonsuzluğu simgelemektedir. Daha sonra A harfi şehveti, U harfi korkuyu, M harfi öfkeyi ve AUM bunları aşmış zekayı simgelemektedir. Daha sonra A harfi erilliği, U harfi dişiliği, M harfi erseliği ve AUM ruhun cinsiyetsizliğini simgelemektedir. Daha sonra A harfi Tamo-guna'yı, U harfi Rajo-guna'yı, M harfi Sattva-guna'yı ve AUM bu üç Guna'nın etkisinden özgürlüğü simgelemektedir. Daha sonra A harfi geçmişi, U harfi şimdiyi, M harfi geleceği ve AUM zaman sınırlarını aşmış birini simgelemektedir. Daha sonra A harfi anne tarafından verilen bilgiyi, U harfi baba tarafından verilen bilgiyi, M harfi üstat tarafından verilen bilgiyi ve AUM transandantal bilgiyi simgelemektedir. Daha sonra A harfi Asana basamağını, U harfi Pranayama basamağını, M harfi Pratyahara basamağını ve AUM Samadhi basamağını simgelemektedir. Daha sonra A harfi bedeni, U harfi zihni, M harfi egoyu ve AUM ruhu simgelemektedir. Daha sonra A harfi doğumu, U harfi yaşamı, M harfi ölümü ve AUM ebediliği simgelemektedir.

AUM üzerine meditasyon bireyin duyularını, zihnini, iradesini, mantığını, zekasını ve egosunu birleştirmekte ve Evrensel Ruha yöneltmektedir. Birey içindeki ruhu algılamakta ve beden-zihin-ego hapsinden kurtulmaktadır. Birey bedendeki ruhun hapiste olduğunun farkına varmakta, ruhun nasıl bu hapse düştüğünü kavramakta ve ruhun nasıl bu hapisten kurtulacağını idrak etmektedir. Meditasyon uygulaması zihni sabit, güçlü, tek hedefli ve sarsılmaz yapmaktadır. Birey en büyük felaketler ve zorluklar içinde zihinsel dengesini kaybetmemektedir. Birey acıların, ısdırapların, heyecanların ve mutsuzluğun gerçek nedenlerini anlamakta ve onlardan etkilenmemektedir.

Birey Yoga öğretisini bir yay gibi aline alarak, meditasyonla sivriltilmiş oku bu yaya koymalı. Evrensel Ruhu düşünen zihinle yayın ipliğini çekmeli. Mistik AUM hecesi yayın ipliğidir. Ok bireysel ruhtur. Evrensel Ruh hedeftir. Bu hedefe kesintisiz meditasyonda olan insan ulaşabilir. Ok hedefle birleştiği gibi meditasyonun zirvesinde bireysel ruh da Evrensel
Ruhla birleşmektedir. Bu Samadhi basamağının başlangıcıdır. Eğer AUM mantra'sı devamlı ve hızlı bir şekilde tekrarlanırsa o zaman OM gibi seslenmeye başlar. Bu nedenle günümüzdeki kitaplarda AUM mantra'sı OM gibi anlatılmaktadır. Oysa doğru yazılışı ve telaffuzu AUM'dur.

Surya Namaskara'da Mantra Meditasyonu

Surya Namaskara egzersizinin daha gelişmiş aşamalarında Mantra meditasyon da uygulanmaktadır. Surya Namaskara süresinde altı Bija Mantra yani 'tohum hece' kullanılmaktadır. Bu altı Bija Mantra şunlardır:

1) AUM Hram

2) AUM Hrim

3) AUM Hrum

4) AUM Hraim

5) AUM Hraum

6) AUM Hrah

Bija Mantra'lar zihin ve bedende güçlü enerji titreşimi gerçekleştirmektedir. Bu Mantra'lar art arda gösterilen sırada tekrarlanmalıdır.

Nefes üzerine meditasyon

Nefes üzerine meditasyon yaparken gözler kapalı tutulmalı. Önce bakış yukarıya yöneltilmeli sonra da gözler kapatılmalıdır. Doğal bir şekilde derin nefes alınıp verilmeli. Her hangi nefes tekniği kullanılmamalıdır. Nefese karışmadan, nasıl nefes alınıp verildiğini umursamadan sadece nefesin dikkatle ve bilinçlilikle izlenmesi gerekiyor. Nefes bilinçle alınıp verilmeli, nefes alışverişlerinin ayrımında olunmalı. Başlangıçta nefes derin ve sesli olmalıdır ki nefesin sesi duyulsun. Bu zihnin nefes üzerine yoğunlaşmasına yardım edecek. Meditasyonda ilerledikçe nefes hafifleyebilir. Önce Pratyahara ve Dharana uygulanmalı. Dharana sırasında eğer zihin dağınıklıysa konsantrasyonu güçlendirmek için nefes alışverişleri sayılabilir. Sayı zihinde yapılmalıdır. Zihin nefes alırken 'bir' sayısı, nefes verirken 'iki' sayısı üzerine yoğunlaşmalı. Bu şekilde sayı devam ettirilmelidir. Kesintisiz konsantrasyona yani meditasyona ulaştıkça sayı bırakılabilir. Zihin tamamen nefese odaklanmalı ve nefese dalmalı. Nefes üzerine yapılan meditasyonda ilerledikçe evrenin nefesini hissedeceksiniz.

Nefes ve Mantra üzerine meditasyon

Nefes üzerine meditasyon yaparken So-Ham mantra'sı kullanıla bilir. Bu doğal bir Mantar'dır ve iki soyut çekirdek heceden oluşmaktadır. So nefes alırken, Ham da nefes verirken zihinde olumlu bir etki yaratmaktadır. Burunla derin ve sesli nefes alıp verin. Bu zaman nefesi alırken So mantra'sını, verirken ise Ham mantra'sını duyacaksınız. Şimdi de nefesi alırken zihninizde So mantra'sını, verirken ise Ham mantra'sını tekrarlayın. Kulaklarınızla nefeste seslenen, zihninizle ise içten tekrarladığınız So-Ham mantar'sını dinleyin. Yavaş yavaş zihin nefesle bir olacak. Nefesten başka bir şey kalmayacak. "Ben nefesim" kavramına odaklanın. Nefes sakin, ritmik ve hafif olacak. Bu zaman inip çıkan hava ya da nefes kavramını unutun ve ruhsal solumanın içindeki So-Ham mantra'sını duymaya geçin. Sonunda sanki nefessiz kalacaksınız ve nefesle bir olacaksınız. Bu derin bir gevşeme getirmekte, zihni toparlamakta, bilinçaltı bölgelerle temas kurmakta ve onları rahatlatmaktadır.

3. Enerjitik: Prana, bedendeki enerji akınları, Nadi'ler, Aura, Çakra ve Kundalini meditasyonun enerjitik objeleridir.

Prana meditasyonu

Padmasana'da oturun. Derin ve sesiz nefes alıp verin. Zihninizi nefesinize yoğunlaştırın. Yavaş yavaş nefes hafiflesin ve artık havaya değil Prana'ya odaklanın. Prana'nın akışını hissedin. Nefes alırken prana'yı içinize alın ve nefes verirken Prana'yı vücudunuza yayın.

Enerji akınları üzerine meditasyon

Prana Vayu, Apana Vayu, Samana Vayu, Udana Vayu, Vyana Vayu, Naga Vayu, Kurma Vayu, Krikara Vayu, Devadatta Vayu, Dhananjaya Vayu adlandırılan bedendeki on enerji akını üzerine meditasyon bu akınları kontrol etmeye ve güçlendirmeye yardım etmektedir. Önce tecrübeli Yoga üstadından bu akınların bedende nasıl hareket ettiği öğrenilmeli sonra da bu enerji akınları üzerine teker teker meditasyon yapılmalı.

Nadi'ler üzerine meditasyon

Önce İda Nadi ve Pingala Nadi kanalları üzerine sonrada bu kanallardan akan Çandra Vayu ve Surya Vayu enerji akınları üzerine meditasyon yapılmalı. Bu akınlar aktifleştikçe ve dengelendikte Suşumna Nadi kanalının ve bu kanaldan akan Suşumna Şakti enerji akını üzerine meditasyon yapılmalıdır.

Aura üzerine meditasyon

Gelişmiş Pranayama egzersizleri uygulayarak Auranızı hissedin ve üzerine meditasyon yapın. Pranayama'yı devam ederek Auranızı güçlendirin ve Auradaki enerji akınını düzenleyin. Auradaki delikleri kapatın, durgun enerjini attırın ve Auranın renklerine göre zihinsel çalışmalarınızı sürdürün.

Çakra üzerine meditasyon

Çakra'ları canlandırmak için Çakra meditasyonu yapılmaktadır. Padmasana'da oturun. Bahya Kumbhaka ve Mula Bandha uygulayın. Muladhara Çakra'ya odaklanın. Bu Çakra'nın Lam bija mantra'sını tekrarlayın. Zihninizi Çakra'nın Yantra'sına yoğunlaştırın. Muladhara Çakra'da hareket hissettikçe bu hareketi izleyin. Bu Çakra'da yanma hissettikçe meditasyonu durdurun. Muladhara Çakra aktifleşdikte ve enerji düzenli bir şekilde Çakra'da aktıktan sonra bir üst Çakra üzerine meditasyon yapabilirsiniz.

Kundalini Şakti üzerine meditasyon

Eğer Kundalini Şakti enerjisini uyandırmak için bütün gereken önceki işlemler yapılmışsa o zaman Muladhara Çakra'da uyumakta olan Kundalini Şakti üzerine meditasyon yapabilirsiniz.

4. En ince: Meditasyonun en ince objelerinden biri mum alevinin göz retinasındaki yansımasıdır. Bunun dışında Akaşa Tattva yani 'eter elementi', duyusal deneyimler: koku,
tat, görme, işitme, dokunma, Manas, Buddhi ve Ahankara, Reinkarnasyon, uyku ve rüyalar, görüntüler ve Nada meditasyonun en ince objeleridir.

Duyusal deneyimler üzerine meditasyon

Önce Pratyahara uygulayın. Dışarıdan gelen hiçbir kokuyu almamalısınız. Sonra zihninizi en sevdiğiniz koku üzerine yoğunlaştırın. Bu kokuyu alın ve deneyleyin. Böyle bir meditasyonu geliştirdikçe istediğiniz yerde ve istediğiniz zaman sevdiğiniz kokuyu alabileceksiniz. Artık kötü kokular sizi rahatsız etmeyecek. Bu tür meditasyonu tat, görme, işitme ve dokunma gibi duyusal deneyimler üzerinde de uygulaya bilirsiniz.

Manas, Buddhi ve Ahankara üzerine meditasyon Pratyahara uygulayın, sonra da zihinsel sessizliğe ulaşın. Farklı düşünme şekilleri mevcuttur: resimler halinde düşünme, duygularla düşünme, sözcüklerle düşünme, simgelerle düşünme ve bu düşünme şekillerinin farklı oranda karışımı. Zihninizi Manas unsurunun üzerine yoğunlaştırın ve farklı düşünme şekillerini deneyleyin.

Pratyahara uygulayın ve Astral boyuta geçin. Zihninizi Buddhi unsuru üzerine yoğunlaştırın. Verdiğiniz kararları deneyleyin. Hiç bir şey düşünmeyin sadece Buddhi'nin çalışmasını izleyin.

Pratyahara uygulayın, Astral boyuta geçin ve zihninizi Ahankara unsuru üzerine yoğunlaştırın. Ahankara unsurunu deneyimleyin ve çalışmasını izleyin.

Reenkarnasyona meditasyon

Yaşadığımız önceki hayatlar hakkında bilgiler Manas unsurunun belli bir tabakasında bulunmaktadır. Manas unsurunun bütün tabakalarını keşfettikten ve bu tabakalarda serbest gezinmeyi öğrendikten sonra birey önceki hayatlar hakkında bilgiler bulunan tabakaya girip önceki hayatlarını inceleyebilir. Bu zaman birey farklı düşünme şekillerini öğrenmiş olmalıdır ki aldığı bilgileri doğru şekilde algılasın. Bireyin önceki hayatındaki düşünme şekli şimdiki düşünme şeklinden farklı olabilir. Eğer birey tecrübeli Yogi değilse o zaman önceki hayatlar
 
Geri
Üst