Metamorfoz (Metamorphosis) Hakkında

Bilge Gökçen

Yeni Üye
Üye
Metamorfoz (Metamorphosis) Hakkında
Bazi canlilar yasamlarinin farkli dönemlerinde, bulunduklari ortamin sartlarina uyum göstermelerini saglayacak fiziksel degisimler geçirirler. Bu farklilasma sürecine biyolojide metamorfoz (BASKALASIM) adi verilir. Bu süreç, biyoloji ve evrimin iddialari konusunda fazla bilgi sahibi olmayan çevreler tarafindan zaman zaman evrim teorisine delil gibi gösterilmeye çalisilir. Metamorfozu "evrim örnegi" gibi gösteren kaynaklar, konu hakkinda bilgisiz kesimleri yaniltmaya yönelik dar kapsamli, yüzeysel propaganda kitaplaridir.

Evrim konusunda otorite sayilan, dolayisiyla evrimin temel açmazlari ve çeliskileri konusunda ayrintili bilgi sahibi olan bilim adamlari ise bu tür iddialari gündeme getirmekten çekinirler. Ne kadar temelsiz bir iddia oldugunu konusunda hemfikirlerdir çünki .Kelebek, sinek, ari gibi canlilar metamorfoz geçiren canlilardan bazilaridir.

Hayati suda baslayan daha sonra karada devam eden kurbagalar da metamorfoza bir örnektir. Bu farklilasmanin evrimle hiçbir ilgisi yoktur. Çünkü evrim teorisi canliliktaki farklilasmalari tesadüflerle gerçeklesen mutasyonlarla açiklamaya çalisir.

Oysa metamorfoz evrimin bu temel iddiasi ile hiçbir benzerlik tasimayan, tesadüfle, mutasyonla ilgisi olmayan, önceden planlanmis bir süreçtir.

"Metamorfozu gerçeklestiren etken tesadüf degil, o canlida daha dogdugu andan itibaren bulunan genetik bilgidir. "

Örnegin kurbagada, bu canli henüz sudaki hayatini devam ettirirken, daha sonra karada sürecek yasamiyla ilgili bilgi, genetik yapisinda mevcuttur.

Sivrisinegin de pupa ve eriskin hallerindeki yapisi ve fonksiyonlari daha larva asamasindayken genetik sifresinde bulunmaktadir. Bu durum metamorfoz geçiren tüm canlilar için geçerlidir.

Metamorfoz bir yaratilis delilidir.Son yillarda metamorfoz hakkinda yapilan bilimsel arastirmalar, metamorfozun farkli genler tarafindan kontrol edilen kompleks bir süreç oldugunu göstermistir. Örnegin kurbaganin baskalasiminda sadece kuyruk ile ilgili islemler "bir düzineden fazla gen" tarafindan kontrol edilmektedir.
Bunun anlami bu sürecin, birçok parçanin birbiriyle uyumu sayesinde gerçeklesebildigidir. Bu özelligiyle metamorfoz yaratilisin delili olan "indirgenemez komplekslik" özelligi tasiyan biyolojik bir süreçtir. "Indirgenemez komplekslik", evrim teorisinin geçersizligini gösteren çalismalariyla ünlenen biyokimyaci Prof. Dr. Michael Behe tarafindan bilim literatürüne kazandirilan bir kavramdir. Anlami, kompleks biyolojik organ ve sistemlerin kendilerini meydana getiren parçalarin her birinin katilimi ve uyumuyla isleyebildigi ve içlerinden en küçük bir parçanin çikmasiyla dahi söz konusu sistem ya da organin is görememesidir.

Buradan çikan sonuç, bu tip kompleks yapilarin evrimin iddia ettigi gibi tesadüfler neticesinde yasanan kademeli küçük degisimlerle meydana gelmesinin mümkün olmadigidir. Metamorfozda yasanan da budur. Metamorfoz süreci, farkli genlerin etkiledigi hormonlarin son derece hassas ölçü ve zamanlamalariyla gerçeklesir.

Olusabilecek en küçük hata ise canlinin yasamiyla ödenecektir. Bu derece kompleks bir sürecin tesadüfle ve kademeli olarak olustugunu iddia etmek ise mümkün degildir. Küçücük bir hatanin bile o canlinin hayatina mal oldugu gerçegi ortadayken, evrim teorisinin öne sürdügü dogal seleksiyonla "deneme yanilma" mekanizmasindan bahsedilemez.

Canli milyonlarca sene diger eksik parçalarinin "tesadüflerle" olusmasini bekleyemez.Bu gerçek dikkate alindiginda ise metamorfoz geçiren canlilarin konu hakkinda yeterince bilgisi olmayan bazilarinin zannettigi gibi evrime delil olusturmalarinin söz konusu olmadigi görülür.

Kaldıki mikro evrimlede doğrudan veya uzaktan yakından bır ılgısı yoktur.Tam aksine, metamorfoz geçiren canlilar, bu sürecin ve süreci kontrol eden sistemlerinin kompleksligi düsünüldügünde, kusursuz bir yaratilisin delilidirler.

Filozoflar, her seyi olusum nedenini açiklayabilecek bir ana maddenin var olmasi gerektigini düsünerek, Thales bunu su, Anaximenes hava, Heraklitos ates olarak kabul ettiler.Kisaca heraklitosunda evrimle bir ilgisi yoktur .canlilarin var olma sebebplerinin bir nedene bagli oldugu felsefesinden yola çikmis ve bunu atese baglamistir sadece .kisaca evrim ile ilgili bir destekleyici bir durum söz konusu degildir .

Empedokles, tek ana maddeyle yola çikarak seylerin ve olaylarin çesitliligini açiklamakta güçlügünden kurtulmak amaciyla, bircilikten ilk olarak çogulculuga geçen kisi oldu ve toprak, su, ates ve hava olmak üzere dört ana eleman kabul etti.Anaxagoras sonsuz derecede küçük tohumlardan bahsederek, olusum mekanizmasinin temelinde bunlarin oldugunu ortaya atarak, modern atom bilimine bir yaklasim yaratmistir. Sonradan Leukippos ve Demokritos maddenin sadece dolgunluktan degil bosluktan ve bos uzaydan da olustugu fikrini ortaya atarak atomist filozoflar olarak kabul edilmislerdir.

Platon atomist bir felsefeci degildi, Demokritos`a öylesine karsiydi ki tüm kitaplarinin yakilmasini bile istedigi söylenir. Fakat düsünceleri, Pitagoras okulunun ögretileri için temel olusturmustur. Bu ögretideki, enteresan nokta din ile matematik arasinda dikkate deger bir iliski kurulmasi olmustur. Matematiksel biçimlendirme gücü ile, temelinde yatan o yaratici kuvvet arasindaki iliski, o zamandan bu yana insan düsünü üzerinde en güçlü etki yapan bir iliski oluvermistir. Sanıldıgının aksine hiç bir islam alimide ne makro nede mikro evrimi destekler bir eser bırakmamışlardır.

genbilim admin
genbilim.com
 
Geri
Üst