Nazar değmesi nedir var mıdır?

  • Konbuyu başlatan İslami Yazar
  • Başlangıç tarihi
İ

İslami Yazar

Forum Okuru
Nazar değmesi nedir var mıdır?
Nazarın var olması ya'nî göz değmesinin gerçekliği Kur'ân-ı kerîmle ve hadîs-i şerîflerle sabittir. Nazar akla ters gelen bir şey midir, değil midir? Göz neleri görebilir, neleri göremez?

Görünüşe aldanmamak gerekir. Akıl, çoğu kez gözün yanlışını ortaya çıkarır. Gözümüzle pencereden güneşe baktığımıda, güneşin, bir tepsi kadar olduğu zannına kapılırız. Fakat, aklımız ve bilim, güneşin dünyadan büyük olduğunu ortaya koyuyor. Gözümüzün aldandığı apaçıktır. Nazara inanmayan insanlar, elbette, (Biz gözümüzün gördüğüne inanırız. Güneş, top kadar küçüktür) diyemezler. Diyemediklerine göre, göz her zaman ölçü olamaz. Göremedikleri şeylere yoktur da diyemezler.



Nazar değmesi nedir var mıdır.jpg


Gözümüzle göremediğimiz varlıkların yok olduğunu iddia etmek, akla değil, his uzuvlarına tâbi olmakla alakalıdır. Hayvanat his azalarına uyarlar, biz insanlar ise, akla tabi olup ona uyarız. İnsanların his azaları, hayvanlarınkinden daha az çalışır ve geridedir.. Köpekler mesela çok kuvvetli koku alır. İnsanların, bu kadar koku alması imkansızdır, gecenin zifiri karanlığında yarasa gibi hareket edemez, kedinin gördüğü gibi karanlıkta göremez.

Mıknatısın magnetik gücünü gözümüzle göremiyoruz. Fakat demiri çekmesinden mıknatısta bir güç olduğunu anlıyoruz. Kumanda âleti ile, TV'yi açıp kapatıyoruz. Kumanda âletinde gözümüzle görmediğimiz bir güç, bu işleri yapıyor.

Akıl ve his

Uzaktan kumanda dediğimiz aletle, arabanın kapılarını açıp, motoru çalıştırabiliyoruz. Ancak bu işi yapan gücü göremiyoruz. O hâlde, hisse değil, akla değer vermek gerekir.

Lazer ışınları ile çeşitli ameliyatlar gerçekleştiriliyor. Demir bile kesilebiliyor. Bu ışınları, magnetik dalgalar gözümüzle görünmüyor. Göremediğimiz bir şeye yok demek akla, ilme aykırı bir durumdur.

Bir elektrik telindeki akımı gözümüze gözükmez. Fakat yaptığı işlerden, meselâ elimizi değdirdiğimiz zaman, bizi çarpmasından, içinden cereyan geçtiğini anlıyoruz. Göz ile görmediğimiz için o cereyanı inkâr etmek mi gerekiyor?

Yine yer çekimini de gözümüzle göremeyiz. Fakat cisimlerin havaya doğru değil de yere doğru düşmesinden yerde bir çekim kuvvetinin olduğunu anlıyoruz. Karanlıkta göremediğimiz gibi, çok kuvvetli ışıkta da göremeyiz.

İnsandaki rûh denilen bir varlığı göremiyoruz. Ancak insanları ayakta tutup hareket etmesini sağladığı için rûhun varlığını anlıyoruz. İyiyi kötüden ve hakkı bâtıldan ayıran insana akıllı diyoruz. Hâlbuki aklı da göremiyoruz. Görülemeyen şeyi inkâr etmek ilme aykırı bir ahmaklıktır.

Gözle görülmediği hâlde, mevcut olduğu akılla anlaşılan çok şey vardır. Ba'zı kimseler, birşeye bakıp beğendikleri zaman gözlerinden çıkan şuâlar, canlı cansız şeylerin bozulmasına sebep oluyor. Fen, belki bugün, şuâları ve te'sîrlerini daha iyi açıklayacaktır. Nazar gözle görülmez ama, diğer te'sir eden şeyler gibi neticesinden anlaşılır. Toplumda, nazarı değen insanlar vardır. Nazarın, kadınlara ve çocuklara daha çok te'sîr ettiği tecrübelerden anlaşılmıştır.

Selam ve dua ile. hayırlı cumalar
 
Nazar ve çâresi

Nazar hakkında birçok hadîs-i şerîf vardır. Birisi şöyle: (Nazar haktır) ya'nî göz değmesi doğrudur. (Buhârî)

Peygamber efendimiz zamanında Esed oğullarından nazarı değen bir kimse var idi. Üç gün birşey yemez, sonra çadırın bir tarafını kaldırıp oradan geçen bir deveye bakıp, (Bunun gibi bir deve hiç görmedim) der demez, deve yere düşer hastalanırdı. Müşrikler, bu adamı bulup Peygamber efendimizi nazarla öldürmesini istediler. Cenâb-ı Hak da Resûlullahı bunun nazarından korumuştur. Bu husûsta Kalem sûresinin 51.âyet-i kerîmesi inmiştir. Meâlen buyuruluyor ki:

(Nerede ise, kâfirler seni gözleri ile yıkacaklardı.)

Nazar değen kimseye şifâ için Âyet-el-kürsî, Fâtiha, Muavvizeteyn ve Kalem sûresinin sonunu okumanın muhakkak iyi geldiği Medâric ve Mevâhib de yazılıdır. Âyât-ı hırz'ı okumak ve üzerinde taşımak da çok fâidelidir.

Göz değene, Peygamber efendimizin bildirdiği şu ta'vizî okumalıdır:

(E'ûzü bi-kelimâtillâhittâmmati min şerri külli şeytânın ve hâmmatin ve min şerri külli aynin lâmmetin.)

Bu ta'vîz her sabah ve akşam üç defa okunup kendi üzerine veya hastanın üzerine üflenirse, göz değmesinden ve şeytanların ve hayvanların zararından korur.

Herkes, bilhassa nazarı değen kimse, beğendiği birşeyi görünce (Mâşâallah) demeli, ondan sonra, ne söyliyecekse, o şeyi söylemelidir. Önce Mâşâallah deyince, nazar değmez.
 
Geri
Üst