Otistikler için İş ve Mesleki Eğitim

Bilge Gökçen

Yeni Üye
Üye
Otistikler için İş ve Mesleki Eğitim
İŞ VE MESLEKİ EĞİTİM


Devlet ,çağdaş nitelikleriyle çatısı altında toplanan ulusun gereksinimlerini karşılayarak, bireyi ve toplumu ,mutluluk ve güvenle yaşatma görevini yüklenen bir örgüttür.Uygarlığın edinimlerinden yararlanılarak aklın ve bilimin ışığında hakların en kutsalı olan yaşam hakkını geçerli ve gerçek kılmak insanlığın en önemli yükümlülüğüdür.

Yetersizliğin türü ve derecesi ne olursa olsun, engelli bireylerimiz aileleri ile birlikte eğitim ,korunma,istihdam edilebilir becerileri kazanma ,kişiliğin gelişimi ve toplumla kaynaşma süreçlerinin tümünden yararlanabilmeli ve bu olanaklar ,tüm engellilerin göz ardı edilemez ve kısıtlanamaz hakları olarak insanlığın vicdanında yerini bulmalıdır.
Gelişmiş ülkelerde özürlü bireylerin yukarıda sayılan tüm hakları ve ihtiyaçları devlet politikaları ile desteklenmekte ve güvence altına alınmaktadır.Bu sayede özürlü bireyler yaşamlarının her alanında üretime doğrudan katılabilmekte ve bundan dolayı öz güvenleri gelişmiş bireyler olmaktadırlar.Amerika’da 15 yaş üstü az fonksiyonel Otistiklere yönelik bağımsız iş atölyeleri olduğunu ve çalışmaların öğrencilerin yetenekleri ve fiziksel özellikleri göz önünde bulundurularak gerçekleştirildiğini öğrenmiş bulunmaktayız.
Ülkemizde özürlü bireylerin de üretken olup ,toplumun önemli dinamiğini oluşturabilecekleri yeni yeni anlaşılmaya başlanmıştır.Buna rağmen çıkartılan yasalar ve devletin bu bireylere sağladığı istihdam yeterli düzeyde değildir.
Bu konuda yaşanılan boşluk ülkemizde sivil toplum örgütlerinin ve bireylerin katkıları ile giderilmeye çalışılmaktadır.
Özetle, özel eğitime gerek duyan bireyler için Türkiye’de yaratılacak üretken dünyanın yaşamın gerçekleriyle kaynaşabilmesi için ,olaya sadece bir insanlık sorunu olarak bakmakla yetinmeyip ,bu dünyanın yapılanmasında önce’’engelliler politikasını ‘’sağlıklı ve gerçekçi biçimde saptamak ,hukuksal alt yapıyı oluşturmak ve buradan hareketle bir bütün olarak sosyal haklar ile örgütlenme koşullarını birlikte yürürlüğe koymak gerekmektetir.Geleceğin Türkiyesi’nde tüm özürlü bireylere mutlu ve üretken bir dünyanın kapılarının açılacağını düşünüyoruz.
İŞ VE MESLEKİ EĞİTİM
Eğitimde temel hedeflerimizden biri de bireyin mutluluğu ve yaşamsal hazzı alabilmesini sağlamaktır.Çeşitli sebeplerden dolayı normal eğitimden faydalanamayan özel donanım,personel ve yöntemlere ihtiyacı olan bireylerin de bu amaca ulaşabilmeleri için bir takım süreçlerden geçmeleri gerekir.Bunlar;
a-Bireysel ihtiyaçlar
b-Genel ihtiyaçlar diye sınıflandırılabilir.

Bireysel ihtiyaçlar:Kişinin özür ve özelliklerinin elverdiği ölçüde kendi kendine yetebilmesini kapsamaktadır.(Özbakım,konuşma,bedenini kullanma gibi)
Genel ihtiyaçlar:Bireyin sosyal bir varlık olan insana haz,toplumsal yaşantıların getirdiği birlikte yaşama ihtiyaçlarını kapsar.(Bunlar; birlikte hareket etme,paylaşma,iletişim,duyguları ifade etme,iş ihtiyacı gibi)
 
Cevap: Otistikler için İş ve Mesleki Eğitim

Ülkemizde normal her birey belirli bir yaşa geldiği zaman kapasitesi,ilgi alanı veya alanları doğrultusunda bir mesleğe yönlendirilir.Yönlenme veya yönlendirmeler ya zorunlu ilk öğretimi bitirdikten sonra meslek liselerine yada orta öğretimi bitirdikten sonra üniversitelerde olur.Her hangi bir nedenden dolayı ilk öğretimi yada lise öğretimini tamamlayamayan normal bireyler ise meslek sahibi bir ustanın yanında bir süre çalışarak meslek sahibi olurlar.Görülüyor ki meslek sahibi olabilmenin koşulları çok kolay değil.Ayrıca üniversite mezunu bir çok işsizi de göz ardı edemeyiz.Şimdi bu meslek edindirme sürecine bir başka pencereden bakalım.Bu pencere normal dediğimiz insanlara göre farklılığı olan bireylerin penceresidir.Acaba onlar bu süreci nasıl geçirmektedirler?Özel eğitime ihtiyacı olan bireyleri kuruma geldikten sonra öncelikli olarak eğitsel tanılama sürecinden geçirmeliyiz.Bu süreçte objektif bilimsel gözlemler,performans belirlemeleri yani başlatılacak eğitim programında bireysel ihtiyaçların tespiti ile bu amaca hizmet eden programlardan işe başlanmalıdır.
Özel eğitim,ülkemizde özellikle sivil toplum örgütlerinin güçlenmesi ve düşüncelerini sesli olarak ifade edebilme zemini bulduktan sonra hızla toplumun ve ilgililerin sempatisini kazanmıştır.Artık ülkemizde, özel eğitim kurumları duyguların hakim olduğu bakım merkezlerinden ziyade bilimsel ve teknik yöntemlerin kullanıldığı birer araştırma merkezleri halini almıştır.Ülkemiz kurumları yetersizliği bulunan bireylerin yarınlarına yönelik ciddi projeler üretmektedir.Çeşitli soru ve sorunlara yönelik ekip ruhu ile yaklaşımlar sergilenmektedir.
Eğitimde bir çok ihtiyacı giderilmiş, büyük oranda bağımlılıktan kurtarılmış bir çok yaşamsal fonksiyonları düzeltilmiş kısaca insan olma vasıfları kazandırılmış özel eğitime ihtiyacı olan bireyler nispeten tüketici olmaktan da kurtarılmışlardır.Reel anlamda bağımsız olabilmeleri için kesinlikle ekonomik özgürlüklerinin olması gerekmektedir.Bu amaçla bir çok kurum iş ve mesleki eğitim konularında çok güzel projeler üretmekte ve uygulamaktadır.Bu konuda 1993-1996 yılları arasında Eğitim Uygulama Okulunda yöneticilik yapan Sabahat Akşıray Otistik Çocuklar Eğitim Merkezi Müdürü Sayın Sadettin Akçi’nin geçmiş yıllara dönük bazı uygulama ve tecrübelerinden bahsetmeden geçemeyeceğiz.’’Çeşitli vesilelerle Türkiye’de ki bir çok kurumu gezdim.İş ve meslek edinmeye yönelik güzel çalışmalar olmasına rağmen öğrencilerin işe yerleştirilmelerine yönelik sağlıklı verilere ulaşamadım.Yıllardır öğrencilere aynı çalışmalar yaptırılıyor.Asıl amaç bir türlü gerçekleştirilemiyor.
Temel hedefleri kar marjına yönelmiş özel iş alanlarında maalesef yetiştirdiğimiz öğrenciler kabul görmemektedir.Kamuda henüz çocuklarımıza yönelik acıma,yardıma muhtaç gibi kabullenmemizin mümkün olmadığı bakış açısı yerini korumaktadır.Bunu aşabilmek için öğrencilerimizin bağımsız üretebildiklerini normal işçilerden çok daha yararlı ,dürüst ve çalışkan olduklarını anlatmamız gerekmektedir.Bu nedenle yapılan mesleki eğitim programları kesinlikle ticari prensiplerle şekillenmeli ,yörenin ihtiyaç alanlarına hitap etmelidir.Bu konuda basit bir örnek verecek olursam Rize’de görev yaparken çaya yönelik bir kurs açtım.5 öğrencimi kadrolu işçi olarak işe yerleştirdim.
Öğrencilerimize ekonomik bağımsızlık kazandırabilmek için birkaç önerimi sıralamak isterim;
1.Özüre ve bireyselliğe yönelik program
2.Yöresel taleplere yönelik kurslar
3.Bir komisyonun yapacağı araştırmaya göre korumalı iş yeri tespiti ve iyi öğrencilerin ücretsiz olarak haftada 3 gün iş yerlerine gönderilmeleri
4.Korumalı iş yerlerine giden öğrencilere çalışanlarına rehberlik desteği ve tespiti
5.Sosyo ekonomik düzeyi iyi olan aileleri bir araya getirerek korumalı iş merkezi açılması
6.Ucuz ,dürüst,çalışkan iş gücünün tanıtılması
7.Belediyelere ,vakıflara,kurumlara,derneklere korumalı iş yeri açtırılması
8.Her kurumun bünyesinde bir araştırma geliştirme birimi kurarak gelişme ve değişmeleri sürekli takip etmeli raporlar öneriler hazırlamalı
9.Ciddi ,etkin,baskıcı sivil örgütlenmelerin oluşturulması ve bu amaca yönelik hareket yönetilmesi
10.Kurum yöneticilerinin basına etkin olarak kullanabilmeleri için hareket özgürlüğünün sağlanması
Bu hedefleri bir proje dahilinde uyguladığımız taktirde bir çok öğrencimizin ekonomik özgürlük kazanmamaları için hiçbir engel göremiyorum’’
 
Cevap: Otistikler için İş ve Mesleki Eğitim

Yukarıda özetle belirttiğimiz gibi gelişmiş ülkelerde ve ülkemizde özürlü bireylerle ilgili bir takım çalışmalar yapılmaktadır.
Fakat genel anlamda özürlü bireylerle ilgili yapılan bu çalışmalar özel anlamda Otistik bireylerin ihtiyaçlarını tam olarak karşılamamaktadır.Bizler Otistik birey eğitimcileri olarak ;bu bireylerin özelikleri ve ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak iş ve meslek eğitimi ile ilgili yeni çalışmalar yapılması gerektiğinin bilincindeyiz.
Şimdi de bu bireylerle ilgili yapılabilecek çalışmaların neler olabileceğini bir başlık altında incelemeye çalışalım.
Otistik bireylerde iş ve meslek Eğitimi
Zihinsel özür grupları içinde eğitilmesi en zor ve en masraflı grup Otistik bireylerdir .Bu bireylerle yapılan çalışmalar uzun ve zahmetli bir süreci kapsar.Fakat yaşanılan tüm zorluklara rağmen bu çalışmalar sonucunda ,olumlu geri bildirimler alınmakta ve bireylerde çok büyük gelişmeler görülmektedir.Tüm bu bilgiler ışığında, Otistik bireylerle yapılacak mesleki eğitim çalışmaların da topluma kazandırılmaları ve üretken hale getirilmeleri yönünde olumlu gelişmeler yaşanılacağını düşünmekteyiz.Fakat bu bireylerin öncelikle ilgi ve ihtiyaçlarını belirleyip, mesleki eğitimle ilgili atacağımız adımları ondan sonra şekillendirmemiz gerekmektedir.Otistik bireylerle ilgili mesleki eğitim çalışması yapılırken bireylerin özelliklerini temel alan eğitim programları hazırlanması da olmazsa olmaz zorunluluklarımızdandır.
Otistik bireyleri daha iyi tanıyabilmek ve anlayabilmek için kendimizi bir Otistik olarak düşünelim.’’Nedir benim karakteristik özelliklerim?Hiç konuşmuyorum veya duygu ve düşüncelerimi anlatış biçimim sınırlı.Alıştığım şeklin,mekanın dışında tedirgin olup ne yapacağımı bilemiyorum.Yeteneklerimi gösteremiyorum.İnsan ilişkilerinde diğer insanların neler düşünebilecekleri ,nasıl hareket edebilecekleri hakkında yorum yapıp tahminde bulunamıyorum.Kötü niyeti hiç tanımıyorum.Hile nasıl bir şey bilemiyorum.Görmediğim soyut kavramlar hakkında yorum yapamıyorum.İlgi alanım doğrultusunda zevk aldığım işleri yorulmadan gün boyu yapabilirim.Öyle ki temel ihtiyaçlarımdan biri olan yemek yemeyi yemek saatim çoktan geçtiği halde düşünemiyorum.Yaptığım yapabildiğim veya belirli bir süreç içinde öğrendiğim bir işi yaparken son derece kuralcıyımdır.İşlem basamaklarının hiç birini atlamam.İşi nasıl öğrendiysem her defasında öyle yapmak zorundayım.Süre kısa bile olsa aceleye getirip birkaç basamak atlayıp bitirmem.Bu beni rahatsız eder.”
İşte böyle Otistik bireyin iç dünyası.Kendi dışındaki dünyaya karşı savunmasız,kötülüklerden habersiz.Tüm bu tehlikelere karşı tek kalkanı eğitimdir Otistik bireyin.
Otistik bireyler doğdukları andan itibaren aileleri ve onları seven insanlar tarafından korunmaktadırlar.Yine bu insanların kanatları altında ve eğitimcilerinin de katkısı ile belli bir yaşa kadar süren eğitim sürecinden geçmektedirler.Peki ya sonrası?
15 yaş üzeri Otistik Çocukların devam edecekleri herhangi bir eğitim kurumu ve mesleki okul bulunmamaktadır.Bu çocuklar 15 yaşından sonra toplumdan izole olarak yaşamaktadırlar.Bu yaşam biçimi hem onlar hem de aileleri için büyük sorun yaratmaktadır.Evde hiçbir şey üretmeden yaşamanın üzerine birde ergenlik sorunları eklenince durum içinden çıkılmaz bir hal almaktadır.Ergenlik süreci normal bireylerde bile atlatılması güç bir süreçtir.Kaldı ki Otistik bireyler ergenlik süreci içinde vücutlarında meydana gelen değişikliklere anlam verememektedirler.Ergenlik sorunlarının üzerine birde evde kalıp üretememek eklenince öfke nöbetleri artmakta ,bireyler kendilerini ifade etmek için saldırganlık yolunu seçmektedirler.Bu saldırganlık dürtüsü çoğu zaman anne babaya yönlenmektedir istemeden de olsa.Sizler Otistik çocuğa sahip bir aile olsaydınız neler hissederdiniz?Sanırız insana hiç de güzel duygular hissettirmeyen bu duruma çareler bulmaya çalışır,nasıl bir çözüm yolu bulabileceğinizi araştırırdınız fakat ailelerin şu andaki mevcut koşullarda çokta fazla bir şey yapamadığını görüp kahrolurdunuz.Evet şu anda ailelerin elinden gelen tek şey çocuklarına ilaç verip onların daha sakin ve huzurlu bir insan olmasını sağlamaktır.Bu ilaç tedavileri ilk anda işe yarıyor görünse de uzun vade de çocukların daha içe kapanık ve öz güvensiz bireyler olmasına yol açmaktadır.
Otistik bireylerin içinde bulunduğu bu karmaşık durumla ilgili en iyi çözümün bu bireyleri doğrudan üretime katmak ve arkadaşları ile birlikte üreterek sosyalleşebileceği bir ortamı onlara sağlamaktır.

özeleğitimsitesi.com
 
Geri
Üst