özürlüler Için Bakim Sigortasi önerisi

*MeleK*

♥Ben Aşık Olduğum Adamın Aşık Olduğu Kadınım♥
özürlüler Için Bakim Sigortasi önerisi
Doç.Dr.Ertan KAHRAMANOGLU


Sosyal Devlet olmanin kosullarindan en basta geleni, vatandaslarin her bakimdan huzur ve güvenlik içinde yasamalarini ve sosyal refahlarini garanti altina almaktir. Bunu saglamanin yollarindan birisi de insanlarin sosyal ve ekonomik açidan güvenceli hale getirilmesi çarelerinin hayata geçirilmesidir. Artik, çagdas devlet anlayisinda, toplumdaki insanlarin tümünün tam iyilik haline yani sosyal refaha sahip olmasinin saglanmasi Devletin asli sorumluluklari arasinda yer almistir. Devlet bu görevini ya dogrudan kendisi ya da toplumun potansiyelini kullanarak kendi sorumlulugunda kurdurdugu, izleyip denetledigi örgüt ve hizmetler araciligi ile yerine getirmektedir. Bu çerçevede, Devletin önemle üzerinde durmasi gerekli konulardan biri de vatandaslarin sosyal güvenlik haklarindan yeterince yararlanmasinin gerçeklestirilmesi olmaktadir.
Özel ihtiyaç Gruplari
Toplumun tüm bireylerinin esitlik ilkesine uygun bir sekilde sosyal güvenlik haklarindan yararlanmasi anlayisi dogrultusunda, genel nüfus içinde çesitli nedenlerle özel ihtiyaç gruplari olarak adlandirabilecegimiz vatandaslar için özel türdeki hizmetlerin gelistirilmesi Sosyal Devlet açisindan ayri bir öneme sahip bulunmaktadir. Sahip olduklari psikolojik, biyolojik, sosyal ve ekonomik kökenli bazi belirgin güçlük, sorun ve engeller, yeti kaybi, hastalik gibi nedenlerle toplum yasaminda tam ve etkin bireyler olarak yer alamayan ve baskalarinin destek, yardim ve müdahalelerine ihtiyaç duyan insan gruplari seklinde tanimlanabilecek özel ihtiyaç gruplari özelliklerine göre çesitlilik göstermekte ve önlemlerin de buna göre alinmasi gerekli hale gelmektedir. Özel ihtiyaç gruplarini asagidaki gibi belirlemek olasidir.
  • Bedensel, zihinsel veya ruhsal yönden normal fonksiyonlarini yerine getirmekte engelleri olan, bu nedenle toplum yasaminda etkin bireyler olarak yer almalarinda güçlükleri bulunan ve baskalarinin sürekli bakim ve ihtimamina ihtiyaç duyan kisiler.
  • Kendi ellerinde olmaksizin, normal çalisma kosullarinda istihdam sürecine giremeyen ve bu nedenle geçimlerini saglamaya yetecek ücret geliri elde etme olanagindan yoksun bulunanlar.
  • Istihdam sürecine girmis oldugu halde, çalisma dönemi içinde geçici veya uzun süreli hastalik, kaza ve benzeri sosyal riskler nedeni ile gelir kayiplari veya gider artislari ile karsilasan, böylece kendisinin ve ailesinin geçimini saglamakta güçlük çeken kisiler.
  • Istihdam sürecine girebilme olanaklarina sahip olmalarina, gelir getirici bir iste çalisabilecek yas ve güçte bulunmalarina, çalisma istegi içinde olmalarina karsin is bulamama nedeniyle geçimlerini saglamaktan yoksun olanlar.
  • Bir gelire sahip olmakla birlikte, kendi gelirlerinin çok üstünde ve karsilayamayacagi kadar yüksek giderlere neden olan beklenmedik risklerle karsilasanlar.
  • Ekonomik yönden yeterli bir düzeye sahip olmakla birlikte sosyal nedenlerle belli türde ihtisas hizmetleri olmadigi takdirde yasamlarini sürdürmek veya belli bir düzen kurmakta güçlük çeken yani sosyal yoksunluk içinde bulunanlar.
Bu saydigimiz nitelikteki özel ihtiyaç gruplari içinde en belirgin olanlari hiç tartismasiz özürlülerin yer aldigi gruplardir. Bu nedenle, özürlülerin tümünü kapsayan sosyal refah önlemlerinin alinmasi bir toplumsal yükümlülüktür. Ancak, özürlüler arasinda da öyle bir grup vardir ki, bunlar günlük yasamin gereklerini yerine getirmekten bütünüyle aciz durumda olup sürekli bakima ve korunmaya ihtiyaç duymaktadir. Ülkemizde sayilari oldukça kabarik olan bu grubun özel nitelikli koruma ve bakim hizmetlerine ihtiyaçlari diger özel ihtiyaç gruplarina nazaran daha bir ayricalik göstermekte ve önem kazanmaktadir. Bu grubun ihtiyaçlarinin karsilanabilmesi ise yasal olarak güvence altina alinmis, sistemli, kalici ve güçlü uygulamalarla olanaklidir.
Ülkemizde, özürlülerin korunmasi, bakilmasi ve rehabilitasyonlari ile ilgili hizmetlerin sosyal hizmetler ve sosyal güvenlik uygulamalari kapsaminda gerçeklestirilmeye çalisildigi görülmektedir. Ancak, bu hizmetlerin nitelik, nicelik ve ülke çapindaki yayginligi bakimindan üzerinde durulmasi ve yeni uygulama yollarinin arastirilmasi önem kazanmaktadir. Temel özellikleri itibariyle sosyal hizmetler kapsaminda yer alan bakim hizmetleri açisindan ülkemizde sosyal güvenlik yönünden de yeni uygulamalara geçilmesi kaçinilmazdir. Bu uygulamalardan birinin bakim sigortasi olabilecegi düsünülebilir. Yeni bir uygulama modeli olarak Bakim Sigortasi, ülkemiz için de önerilebilecek bir özellige sahip bulunmaktadir.
Günümüzde sosyal güvenlik klasik anlamdaki yaslilik, hastalik, ölüm gibi risklerin yani sira yeni riskleri de konu edinmeye baslamistir. Bu risklerden biri de bakima muhtaç olma halidir.
Kisinin içinde bulundugu bakima muhtaçlik hali, bireyin kendisi, ailesi ve toplum ile ilgili çok yönlü bir etki alanina sahip bulunmaktadir.
Bakima muhtaç olma veya bir baska deyisle baskasina bagimli bulunma hali, her seyden önce kisi için örseleyici özellikler tasimaktadir. Günlük yasamin gereklerini tek basina yerine getirememesi, öz bakimini saglayamamasi, üretkenlikte basari gösterememesi ve kendini bütünüyle baskalarina bagimli hissetmesi onun üzerinde psikolojik ve sosyal yönden olumsuz etkiler yaratmakta, bu ise stres, sürekli kaygi, islevsizlik duygusu, çesitli komplekslere sahip olma ve iliski bozukluklarina yol açabilmektedir.
Bakima muhtaç bir kisinin varligi aileyi de olumsuz yönde etkilemekte, hatta ailenin dirlik ve bütünlügünü tehdit edici özelliklere sahip bulunmaktadir. Sosyal, psikolojik ve ekonomik içerikli bütün güçlüklere karsin bakim ve koruma islevini yerine getiren ailenin desteklenmesi, sorunlarinin çözümünde yardimci olunmasi ve gönül huzuruna kavusturulmasi toplumsal bir yükümlülüktür. Bu yükümlülük çerçevesinde önemle üzerinde durulmasi gerekli bir konu vardir ki o da “ben ölünce o’na kim bakacak” endisesinden kaynaklanan duygudur. Bir çok unsuru içinde tasiyan, genis anlamli ve öncelikle giderilmesi gerekli olan bu duygu agirlikli olarak sosyal hizmetler ile iliskili gibi görünüyor ise de sosyal güvenligin de konusu olmaktadir.
Bakima muhtaçlik halinin toplum yönünden anlami ise büyüktür. Toplum içinde toplumsal yasama tam olarak katilamayan, islevlerini tam olarak yerine getiremeyen bagimli kisilerin varliginin toplumu sosyal ve ekonomik yönden olumsuz olarak etkilenmesi kaçinilmaz bir gerçektir. Bu etkilerin en aza indirilmesi yollarinin aranmasi hem birey ve hem de toplum refahi açisindan bir zorunluluk olarak karsimiza çikmaktadir.
Bakima muhtaçlik riski ile karsi karsiya kalan özellikle bakima muhtaç özürlüler gibi özel ihtiyaç gruplari için sosyal hizmetlerin yani sira sosyal güvenlik uygulamalarina da ihtiyaç kendini önemli bir sekilde hissettirmektedir. Çok yönlü ve çok boyutlu bir görünüme sahip olan özürlü bireylerin bakim ve korunmasi konusuna çok yönlü yaklasilmasi ve çözümler üretilmesi kaçinilmazdir. Bu önlemlerden biri de, sosyal güvenlik uygulamalari çerçevesinde Bati Dünyasinda yer almaya basladigina tanik oldugumuz Bakim Sigortasi uygulamasidir.
Bakim Sigortasi, mevcut sosyal güvenlik sistemi içinde yer almayan bir sigorta koludur ve bakima muhtaç olup baskasina bagimli olan kisileri kapsamina almaktadir. Bakim Sigortasi uygulamasinda “bakima muhtaçlik” bir risk olarak kabul edilmektedir.
1 Ocak 1995 tarihinde Almanya’da evde bakim hizmeti ile baslayan (daha sonra 1 Nisan 1996 tarihinde kurum bakamina da geçilmistir) örneginde de gördügümüz üzere, Bakim Sigortasi bakima muhtaç kisilere gelecek yasamlarinin garanti altina alinmasi duygusunu saglayan katilimli yani primli sisteme dayali bir sosyal güvenlik uygulamasidir. (Bakiniz, 1: DILIK, 1998; 4: SCHEIL-ADLUNG, 1995)
Bakim Sigortasi, çesitli yönlerden yararli bir uygulama özelligine sahip bulunmaktadir. Sosyal bakim hizmetlerinin maliyetlerinin ve finansmaninin düzenlenmesi, finansman yönteminde vakti geldiginde ödeme sistemi ve fon olusturulmasi, katilim esasinin söz konusu olmasi nedeniyle bakima muhtaçlik riskinin toplum kesimleri tarafindan ortaklasa karsilanmasi, bakim zorunlulugunun hukuki açidan garanti altina alinmasi gibi hususlar Bakim Sigortasi’nin saglayacagi yararlar arasinda sayilabilir. Ancak, Bakim Sigortasina sadece bir finansman kaynagi olarak bakmamak, saglik ve sosyal hizmetler ile bagini güçlü bir sekilde kurmak gerekmektedir.
Bakim Sigortasi’nin Olusturulmasinda Bazi Temeller
Bakim sigortasi kurulurken bazi temel konularin dikkate alinmasi ve bunlarla ilgili ayrintili degerlendirmeler yapilarak bütün açikligiyla belirginlestirilmesi gereklidir. Bu baglamda, Bakim Sigortasi kurulurken asagida belirtilen esaslarin göz önünde tutulmasinin yararli olacagi düsünülmektedir.
a) Kapsanan Risk Türü: Bu konu ile ilgili olarak öncelikle bakima muhtaç kisinin ve bakima muhtaçlik riskinin çok açik bir biçimde tanimlanmasi, derecelerinin belirlenmesi ve hangi ihtiyaçlarin karsilanacaginin kararlastirilmasi önemlidir.
b) Finansman Yöntemi ve Kaynagi: Kurulacak hizmet aginin finansmaninin hangi sistem çerçevesinde ve nasil yerine getirileceginin, kaynaklarin neler oldugunun, prim türlerinin ve bu primlerin kimlerden ve hangi esaslara göre toplanacaginin, fon olusturma tekniklerinin ve kullanilmasindaki esaslarin belirlenip planlanmasi bir diger önemli konuyu olusturmaktadir.
c) Yarar Türü: Bakima muhtaç kisilere hangi kosullarda ne gibi hizmetlerin sunulabileceginin kesin hatlariyla belirlenmesi, hak sahibi olduklari sosyal yardimlarin (ayni ve nakdi) nitelik ve türlerinin açikliga kavusturulmasi gerekmektedir.
d) Örgütlenme: Bütün bunlarin hangi örgütsel yapi ve isleyis içinde gerçeklestirilecegi, örgütlenmenin hangi yönetim sistemi içinde nasil olusturulacagi konusu en ince ayrintilarina göre düsünülüp tasarlanmasi gerekli, güç ancak hayati öneme sahip öncelikli konular arasinda yer almaktadir.
Yukarida deginilen temel konulara açiklik getirilmeden yapilacak her girisimin basarisizlikla sonuçlanacagi açiktir. Bu nedenle, ülkemizde de Bakim Sigortasi gibi yeni bir uygulamaya geçilmesi düsünüldügünde konunun bu esaslar çerçevesinde enine boyuna tartisilmasi, her yönünün özenle ele alinmasi ve netlige kavusturulmasi önemlidir.
Türkiye’de Bakim Sigortasinin Kurulmasi
Sosyal güvenlik alaninda halen birçok sikintinin yasandigi, sistemin yeni bastan düzenlenmesinin tartisildigi ülkemizde yeni bir uygulama olarak Bakim Sigortasina geçilmesi pek kolay gibi gözükmemektedir. Ancak, basta özürlüler olmak üzere yaslilar ve hastalar için ihtiyaçlar göz önünde tutuldugunda Bakim Sigortasi gibi çagdas bir uygulamanin baslatilmasi da kaçinilmaz bir gerçek olarak karsimiza çikmaktadir. Bu gerçekten hareketle, ülkemizdeki sosyal güvenlik, saglik ve sosyal hizmetler alanlarindaki kosullari göz ardi etmeksizin konuyu ele almak ve Bakim Sigortasini hiç olmazsa simdilik bir pilot uygulama biçiminde ve özürlüler gibi belirli bir hedef grubuna yönelik olarak baslatmak için olanaklari arastirmak ve girisimde bulunmak gerekmektedir. Baslatilacak böyle bir uygulamadan elde edilecek verilerin ve deneyimlerin degerlendirilmesi ile hizmetin zaman içinde genisletilmesinin gerçeklesmesi söz konusu olacaktir.
Bakim Sigortasinin ülkemizde öncelikle özürlülere yönelik olarak baslatilmasi düsünüldügünde bizim için ilk endise kaynagini örgütlenme ve finansman konulari olusturmakta bunlarin yani sira bugünkü sinirli gibi gözüken kaynaklar çerçevesinde ne gibi yararlarin nasil saglanabilecegi konulari da önem kazanmaktadir. Asagida, bu konulara iliskin bazi seçenekler üzerinde durulacak ve olabilirliklerin belirlenmesine çalisilacaktir.
Örgütlenme
Özürlüler için Bakim Sigortasinin ülkemizdeki örgütlenmesinden bazi seçenekler üzerinde durulabilir. Söyle ki:
a) Mevcut Sosyal Sigorta Kuruluslarindan biri tarafindan Bakim Sigortasi uygulamasinin yerine getirilmesi.
b) Diger kamu sosyal sigorta kuruluslarinin yani sira ayri ve özgün yeni bir kurulusun kurulmasi.
c) Bakim Sigortasinin, kurulus hazirliklari sürdürülen ve yasa taslagi hazirlanmis olan Genel Saglik Sigortasi (yeni adi ile Kisisel Saglik Sigortasi) kapsamina alinmasi.
d) Bakim Sigortasinin, özel sektör eli ile özel sigortacilik kuruluslari tarafindan yerine getirilmesi.
e) Özürlüler için bakim hizmeti veren mevcut kurulus tarafindan Bakim Sigortasi uygulamasinin gerçeklestirilmesi.
Ülkemizde mevcut Sosyal Sigorta Kuruluslarindan birince yeni risk alani olarak “Bakima Muhtaçlik Riski” nin sisteme dahil edilmesi yoluyla Bakim Sigortasi uygulamasina baslanilmasi oldukça zor bir seçenek gibi görünmektedir. Halen ülkemizde Sosyal Sigortalar Kurumu, Bag-Kur ve Emekli Sandigi ayri yapi ve uygulama standartlari çerçevesinde ayri hedef gruplarina yönelik olarak hizmetlerini olusturmaktadir. Bu kuruluslarin bugün içinde bulunduklari darbogazlar bilinmektedir. (Bakiniz, 2: KENAR, 1996). Bu kuruluslar çözümü hayati öneme sahip güçlüklerle karsi karsiya iken onlara bir de Bakim Sigortasi gibi yeni, herkesin kapsama özelligine sahip ve oldukça külfetli bir sorumlulugun yüklenmesi pek gerçekci gözükmemektedir.
Diger kamu sosyal sigorta kuruluslarinin yani sira ayri ve özgün yeni bir kurulusun kurulmasi maliyeti yüksek bir seçenek gibi görünmektedir. Böyle bir kurulusun hem primleri toplamasi, hem prim disi finansman kaynaklarini idare etmesi, hem de ihtiyaç duyulan hizmet ve yardimlari yürütmesi için çok genis bir örgütlenmeye gitmesi gerekmektedir. Bu ise hem insangücü, araç-gereç, malzeme, yer ve finansman açisindan büyük bir yük ve sorun yaratabilecek hem de gerçeklesmesi uzun bir süreyi gerektirebilecek özellikler tasimaktadir. Bu nedenle bu seçenek, simdiki kosullarda olanaksiz gibi gözükmektedir.
Bakim sigortasinin Genel (Kisisel) Saglik Sigortasi kapsamina alinmasi seçenegi de gündeme getirilebilir. Her ne kadar, benzer bir uygulama örnegi Almanya’da sürdürülmekte ise de ülkemizde bu seçenegin gerçeklesmesi pek kolay gibi görünmemektedir. Kuskusuz, saglik ve bakim hizmetlerinin birbiri ile yakin iliskisi bulunmaktadir. Hatta bu iki hizmet türü birbirinin içine geçmis ve bir digerinin tamamlayicisi durumundadir. Bu nedenlerle ülkemizde de bu yönde bir uygulamanin gerçeklestirilmesi düsünülebilir. Ancak, bunun saglanmasi bugünkü kosullarda ülkemiz açisindan son derece güçtür. Her seyden önce Genel (Kisisel) Saglik Sigortasi henüz bir yasa taslagi olarak toplum gündeminde beklemektedir. Saglik hizmetlerindeki yogun güçlükler ve ülkemizin içinde bulundugu ekonomik darbogazlar Genel (Kisisel) Saglik Sigortasinin kurulmasini geciktirmektedir. Öte yandan, birçok yönü ile giderek karmasik bir konu haline gelen saglik hizmetlerinin yani sira bu sisteme bir de farkli bir hizmet anlayisi, yaklasimi ve uygulamasini gerektiren “bakim hizmetleri” gibi agir bir sorumlulugun yüklenmesinin Genel (Kisisel) Saglik Sigortasinin gerçeklestirilmesini daha da geciktirebilecegi düsünülebilir.
Üzerinde durulabilecek dördüncü seçenek Bakim Sigortasinin özel sektör eli ile özel sigorta kuruluslari tarafindan yerine getirilmesidir. Bu seçenegin gerçeklesmesi, özel sigorta kuruluslarinin hem finansman hem de bakim hizmetlerini olusturma yönünde gösterecekleri ilgi ve saglayacaklari garantiye baglidir. Bu konuda, özel sigorta kuruluslarinin üzerinde duracagini sandigimiz bazi önemli sorularin varligi akla gelmektedir. Her seyden önce,
¨ ¨ Primler kimden ve nasil toplanacaktir?
¨ ¨ Prim ödemesi ile yükümlü kilinacaklarin sayisi nedir?
¨ ¨ Genellikle ekonomik yönden güçsüz kesimlerden gelen özürlüler için primler sürekli olarak ve yeterince tahsil edilebilecek midir?
Finansman konusunda, yeterli Devlet katkisi saglanacak midir?
¨ ¨ Ivazlarin niteligi ne olacaktir?
¨ ¨ Bakim hizmeti bu kuruluslarca nasil olusturulacak ve hak sahiplerine ne gibi güvenceler saglanabilecektir?
¨ ¨ Oldukça pahali olan bakim hizmetinin gerektirdigi insangücü ve isletme giderlerinin karsilanma kapasitesi hangi düzeyde olacaktir?
¨ ¨ Özel sigorta kurulusu sadece prim toplayip bakim hizmetini satin almayi düsündügünde, mevcut bakim hizmeti veren kamu ve özel kuruluslarla anlasma yapma olanagi ne derecede vardir?
¨ ¨ Var ise, özel sigorta kurulusunun sigortaliya karsi girecegi taahhüdün sürekliligi nasil güvence altina alinacaktir?
gibi sorularin cevaplanmasi önem kazanmaktadir. Bu sorulara verilebilecek cevaplar düsünüldügünde, bu seçenegin de gerçeklesmesinin pek kolay olmadigi anlasilmaktadir.
Son seçenek, özürlüler için bakim hizmeti veren mevcut kurulus tarafindan Bakim Sigortasi uygulamasinin gerçeklestirilmesidir. Bu konuda çalisma yapan ve hizmet vermekle yükümlü bulunan Ülkemizdeki en etkili kurulus Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK) Genel Müdürlügüdür. SHÇEK, 2828 Sayili Kurulus Yasasi ile öncelikli olarak özürlülerin de içinde yer aldigi muhtaç kisilerin sürekli bakim ve rehabilitasyonlarini saglamakla yükümlü bulunmaktadir. Nitelik ve niceligi tartismali da olsa bugün bu yönde SHÇEK’in önemli hizmetler olusturdugu görülmektedir. Bakim hizmeti açisindan SHÇEK’in önemli bir bilgi birikimi ve deneyimi vardir. Kamu tüzel kisiligine sahip katma bütçeli bir kurulus olmasi itibariyle örgütsel yapisi ve yönetim biçimi açisindan da müsait bir görünüme sahiptir. Bu nedenlerle, SHÇEK bünyesinde kurulucak örnegin bir “bakim sandigi” araciligi ile Bakim Sigortasi uygulamasinin baslatilmasi belki de diger seçeneklere nazaran daha kolay gibi gözükmektedir. Böylece SHÇEK zaten yürütmekle yükümlü oldugu hizmetler için özürlüler bakimindan hatiri sayilir bir finansman kaynagina da sahip olacaktir.
Finansman
Bakim Sigortasinin gerçeklestirilmesinde çesitli finansman kaynaklari üzerinde durulabilir. Bu kaynaklar Devlete büyük bir yük getirmeyecek sekilde, toplum potansiyelinin ve toplumsal sorumluluk duygusunun bir geregi olarak düsünülüp düzenlenebilir. Söyle ki:
a) Bakmakla yükümlü oldugu özürlünün ailesinden (prim yatirma gücüne ekonomik yönden sahip olan aile) veya kendi öz geliri olan yetiskin özürlüden geliri oraninda belirli miktarlarda tahsil olunacak primler.
b) Prim yatirma gücüne sahip olmayan aile veya özürlü için Devletin prim karsiligi olarak sisteme katkida bulunmasi.
c) Her çalisanin istege bagli olarak, bakmakla yükümlü özürlü bir kisinin var olmasi halinde ise zorunlu olarak sisteme dahil edilmesi ve ücretinden belirlenecek bir oranda prim tahsil edilmesi (örnegin, Almanya’da 1996 yilindan bu yana bu oran %1.7 olarak gerçeklesmekte, bunun yarisi isçi ve diger yarisi da isveren tarafindan ödenmektedir.)
d) Sosyal Yardimlasma ve Dayanismayi Tesvik Fonundan saglanacak belirli miktardaki katki.
e) Prim disi diger finasman kaynaklarinin harekete geçirilmesi ile saglanacak gelirler.
Yararlar
Bakim sigortasi kapsaminda özürlüler için olusturulacak bakim hizmeti ve yararlarin ilke olarak, özürlünün yasamini kolaylastirici, ona gereken destek ve gücü saglayici, sosyal iliskilerini düzenleyici, onun kendi kapasitesi oraninda üretici olmasini saglayici ve toplum yasamina etkin olarak katilimina yardim edici bir içerik ve nitelikte gerçeklestirilmesi amaçlanmalidir. Bu yönde olusturulacak hizmet türlerinin evde bakim hizmeti, koruyucu aile yaninda bakim, kurumda bakim, saglik yardimlari, rehabilitasyon hizmetleri, ayni ve nakdi yardimlar seklinde gerçeklestirilebilecegi düsünülebilir.
Sonuç
Bakim Sigortasinin, ülkemizde bugünkü kosullarda kurulmasinin saglanmasi gerçekte pek kolay gibi gözükmemektedir. Ancak, var olan güçlükler nedeniyle olanaksiz oldugunu düsünmek de dogru degildir. Saihip oldugumuz mevcut kaynaklarin rasyonel olarak kullanimi yönünde alinacak politika kararlari ve bu kararlar dogrultusunda yerine getirilecek güçlü bir planlama ile ilk asamada özürlüleri kapsama alarak pilot uygulama seklinde de olsa Bakim Sigortasinin kurulmasinin gerçeklestirilebilecegi düsünülebilir.kaynak.frmpaylas
 
Geri
Üst