Peygamber efendimize salat-ü selam okumanın Fazileti ve hükümleri

İ

İslami Yazar

Forum Okuru
Peygamber efendimize salat-ü selam okumanın Fazileti ve hükümleri
“Ey iman edenler Allah’ın peygamberi üzerine salavat getirin ve tam bir teslimiyet ile selam verin.” Ayetinde emir olunduğu için her müslümanın bu emre uyması için ömründe bir kere Peygamberimize salavat okuması bil ittifak farzdır.

Peygamber efendimizin kendisine salavat getirmesi vacip değildir denilmiştir.


salavatı şerife.jpg



Hadis-i şeriflerde “Peygamberimizi ismi geçtiği zaman salavat-ı şerife okumayanın burnu yerde sürünsün - Allah’ın rahmetinden uzak olsun” gibi tehditler zikredildiği için bazı Alimler şöyle demişlerdir. Salavat okumak ömürde bir defa farz, her söylendiğinde vacip, esnafın mallarını sergilerken yaptığı gibi olursa haram, namazda sünnet ve mümkün olan her yerde müstehap. Namazın son teşehhüdünden hariç her yerinde mekruhtur.

Namazlarda son oturuşa geldiğimiz zaman salavat getirmek mutlaka sünnet olduğu gibi sünnet-i gayri müekkedelerin ilk oturuşunda da sünnettir. Cenaze namazında da böyledir. Her hangi bir engel bulunmamak şartıyla her zaman salavat okumak müstehaptır.

Salavatı Şerifeyi okumanın Müstehap olduğu yerler?


Cuma günü ve Cuma gecesinde, Cumartesi, Pazar ve Perşembe günleridir. Bu üç gün hakkında hadi vardır. Sabah ve akşam camiye girerken, çıkarken, Peygamberimizin kabrini ziyaret esnasında, Safa ile Merve’de, Cuma hutbesi ile diğer hutbelerde müezzinin davetine icabetten hemen sonra, ikamet edilirken, duaya başlarken, ortasına gelindiğinde ve bitirirken, kunutları okuduktan sonra, telbiyeyi bitirdikten sonra, toplantılara katılırken ve oradan ayrılırken, abdest azalarını yıkarken, kulak çınladığında, bir şeyi unutup hatırlamaya çalışırken, vaaz verirken ve ilim öğretirken, hadis-i şeriflerin başında ve sonunda, sual sorulduğunda ve fetva açılarken salavat getirmek mustehaptır. Ve yine kitap yazan alimin, her hoca ve talebesinin, cemaate konuşanın, kız isteye gidenin, evlenen kız ve erkeğin, nikah kıyan hocanın salavat getirmesi de mustehaptır

Kuvvetli olan sünnetlerin yani öğlenin farzından önceki, Cuma hutbesinde önce ve farzından sonra kılınan dört rekatli namazların ilk oturuşunda salavat okunmaz, mekruhtur. Diğer bütün dört rekatlı nafile namazların ilk oturuşunda da aynen son oturuşu gibi salavat sünnettir. Üçüncü rekâta kalkınca da sübhaneke ve euzu okunur.

Salavat okumak nerelerde mekruhtur?

Cima yaparken, helada ihtiyacını giderirken, satılan malın meşhur olması, hata ve şaşmak anında hayvan kesmek ve aksırma anındadır.

Peygamber (sav) efendimizden başkası üzerine münferiden salavat okumak mekruhtur. Mesela “Allahumme salli ala fülanin” demek olmaz. Eğer ki peygamberimizin alini ve ashabını söyleyip sonra bir başkasını da söylerse hepsine birden salat okuması caiz olur

Allah’ü Teâla’nın ismini defalarca duymuş olsa (veya kendisi dese) her duyduğunda “sübhanellah, tebarekellah” (veya benzerleriyle) hürmette bulunması vacip olur

Sahabelerden birisi zikredildiği zaman “radiyellahü anhüm” demek vacip olmaz

Bir âlime: Kur’an-ı Kerim okumak mı yoksa peygamber efendimize salat okumak mı faziletli diye sorulduğunda Şu cevabı vermiştir. “Namaz kılmanın mekruh olduğu vakitlerde (güneşin doğma esnasında, güneş batarken ve öğleden 20-25- dakika önceki zamandan öğleye kadarki vakit) Peygamberimize salavat getirmek, dua etmek ve teşbih çekip zikir ile meşgul olmak kuran okumaktan üstündür.
 
Salavat kelimesi arapça dua ve namaz manasına gelen salât kelimesinin çoğuludur. salat kelimesi farklı alanlarda kullanıldığı zaman değişik manalara gelir. mesela Salatullah dersek Allahın rahmeti ve mağfireti anlaşılır. Salatul melâiketi dersek meleklerin istiğfar etmeleri, salatünnebi veya salatür rusül dersek peygamberlerin şefaati, Salatül mü'min dersek de Müslümanlardan dua ve niyaz anlaşılır.
Salat kelimesini yanyana getirdiğimizde karşımıza çıkan manalar ise şöyledr.
1-Allahın biz kullarına Rahmet ve mağfiretini ifade eder.
2-Meleklerden cenabı allaha karşı yaptıkları istiğfar anlaşılır.
3-Peygamberlerden Ümmetlerine yapacakları şefaat anlaşılır ki, bu haktır ve inkar edilemez
4-Müminlerden ise dua ve dua mahiyetinde akla gelen her şey salat kelimesi ile ifade edilir. ancak dilin alıştığı ilk mana hep namaz anlamı olmuştur. namazda zaten bir çeşit duadır..
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Hocam Selamlar, Hayırlı CUmalar olsun. Merak ettiğim benimde birşey var tam olarak Salat-u selam nasıl getiriliyor. Onun da açıklamasını yazarsanız memnun olurum Örneğin,

Allahümme Salli Ala Seyyidina Muhammed Bu mudur ? Başka söylenecek olan kısmı da var mı ?
 
Aleyküm selam size de hayırlı cumalar. Salavatı şerifenin ana ifadesi Allahümme salli alâ seyyidie Muhammedin ve alâ 'ali seyyidinâ muhammet'' dir.
Namazda tahiyyat oturuşunda okunacak salli barik denilen salavatı şerife vardır. ki cenaze namazında da bu salli barikler okunur.
Allahümme salli alâ Muhammedin Ve alâ âli Muhammedin, kemâ salleyte alâ ibrahime ve alâ âli ibrahime inneke hamidün mecit.
Allahümme Bârik alâ Muhammedin Ve alâ âli Muhammedin, kemâ bârekte alâ ibrahime ve alâ âli ibrahime inneke hamidün mecit.
ve yine dua ederken okunması tavsiye edilen ve okunduğunda duanın kabul olmasına sebep salavatı şerifeler vardır.
Bunların en meşhuru ve en çok bilineni salatan tüncina denilen Salat-ı münciyedir. ve yine Salat-ı nâriye ve salat-ı fethiye de vardır. bunları okuduğumuzda en az beş yüz salat okumuş sevabı alırız.
Salat-ı münciye:
"Allâahumme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ 'ali seyyidinâ muhammed, salâten tüncînâ bihâ min cemîil ehvâali vel âfât, ve takdî lenâ bihâ cemî'al hâcât, ve tutahhirunâ bihâ min cemî'isseyyi'âat ve terfe'unâ bihâ indeke a'ledderecâat, ve tübelliğunâ bihâ aksa'l gayât, min cemî'il hayrâti fi'l hayâti ve ba'del memâat." İnneke alâ külli şey'in kadîr.
Salat-ı nâriye:
Allhümme salli salaten kâmileten ve sellim selâmen tâmmen ala seyyidina Muhammedi'nillezi tenhallahü bihi'l ukadü ve tenfericü bihi'l kürabü ve tükda bihi'l havaicü ve tünalü bihi'r regaibü ve hüsnü'l havatimi ve hüsnü'l havatimi ve yüsteska'l ğamamü bi-vechihi'l kerimi ve ala alihi ve sahbihi fi külli lemhatin ve nefesin bi adedi külli ma'lumin lek.
Salat-ı fethiye:
“Allâhümme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidinâ Muhammedini’l-fâtihi limâ uğlika ve’l-hâtimi limâ sebeka nâsıri’l-hakkı bi’l-hakkı ve’lhâdi ilâ sirâtıke’l müstakim ve alâ âlihi hakka kadrihi ve mikdârihi’l azim.”
 
Resuli Ekrem (sav) büyük hayırların, bereketlerin temelindeki bir çekirdek gibidir. O, size doğru yolu gösteren, dosdoğru çığırı açan, yanılmaz ve yanıltmaz bir rehberdir.Bu nurlu yolda insanları karanlıklardan nura çıkarmaya vesile olan o Zâta (sas), bu yolda yürüyen herkesin sevabından bir hisse verilecek.Makam-ı Mahmud'un sahibi olan Resûl-i Ekrem'in (asm) vefat etmesi ile amel defteri kapanmayacak, sayısız iyilikler, iyi işler her zaman O'nun defterine kaydedilecektir; makamı büyüdükçe büyüyecek, yetkiyi sınırları genişledikçe genişleyecek ve inşaallah, gün geçtikçe ümmetinden daha geniş kitlelere şefaat etme hakkını kazanacaktır. Birincisi: Biz Resul-i Ekrem'e (sav) salavat okumakla ahd ü peymanımızı tekrarlar ve O'na ümmet olma isteği ile başvuruyoruz. Yani Seni andık, Seni düşündük; Hakkın Senin şanını yüceltmesi için dua ediyor ve istiyoruz, diyor ve ona sığınırız. Dualarımızı "Makam-ı Mahmud un Sahibi'nin (sas) derecesinin yükselmesi için yaptığımıza göre, O nun (asm) şefaat dairesi genişliyor.Böylece, daha çok insan o şefaat dairesinden istifade etme fırsatı elde ediyor.Ona taleple varlığını, büyüklüğünü kabullenmiş ve küçüklüğümüzü, hiçliğimizi ilan etmiş oluyoruz. Cenâb-ı Hak büyük şefaat) sahibi Hz. Muhammed'in (sav) şefaatini bize nasip etsin.
 
Geri
Üst