Satya - DoĞruluk

*MeleK*

♥Ben Aşık Olduğum Adamın Aşık Olduğu Kadınım♥
Satya - DoĞruluk
Kendimize ve çevremize yalan söylememektir.
Doğruluğun bir kaç seviyesi vardır:

En temel olan Doğruluk uygulaması günlük hayatımızdaki uygulamadır; Ne gördüğümüz, ne hissettiğimiz, ne düşündüğümüz hakkında açık olmaktır. Aslında açık olmak dediğimizde çok basit bir şeymiş gibi görünür ama aslında uygulaması zordur. Çünkü kimseyi incitmediğine inandığımız 'beyaz yalanlar'ı sürekli olarak kullanırız. Bu tip yalanların kullanılması kişiye yalanın çok da kötü bir şey olmayabileceği fikrini aşıladığından, kullanılmaması tavsiye edilir.
Daha geniş anlamda Doğruluk uygulaması içsel dürüstlüktür. Bunu bir örnekle açıklayalım. Örneğin, birinin yere cüzdanını düşürdüğünü görürseniz ve çevrenizde bir kaç kişi varsa, ve siz kalkıp cüzdanı o kişiye verirseniz, bu dürüstlüktür. Ama çevrenizde kimse olmadığı halde ve cüzdanın düştüğünü kimsenin görme ihtimali yoksa bile siz yine de kalkıp o kişiye cüzdanını verirseniz bu içsel dürüstlüktür.
Bu prensibin en üstün anlamı ise evrensel doğruluğun ete kemiğe bürünmüş hali olmaktır.
Daha önce de söylediğim gibi, tüm etikler bir arada uygulanmalıdır. Bir arada kullanılmadığında Doğruluk etiği suistimale çok açıktır ve çok tehlikeli bir silaha dönüşür. Çünkü doğru söylemek adına, çevremizdeki insanları çok kolaylıkla incitebiliriz.

Örneğin, Ahimsa - Şiddet Kullanmama etiği mutlaka gözetilmelidir. Örneğin, bir arkadaşınızın elbisesini beğenmemişseniz ve size beğenip beğenmediğinizi sorarsa, doğruluk etiği gereği ona ne hissettiğinizi tam olarak söylerseniz, onu kıracağınız için, şiddet kullanmış olacaksınız. Bunun yerine, örneğin üzerine iyi oturduğunu söyleyebilirsiniz.

Alice Christensen, Yoga of the Heart isimli kitabında bu konuyla ilgili çok güzel bir hikaye anlatır:

Bir usta bir ormanda iken, önce koşan bir geyik görür, hemen arkadasından bir avcı kendisine yaklaşarak etrafta kaçan bir geyik görüp görmediğini sorar. Usta, yalan söylerse, Doğruluk etiği uygulaması bozulacak ve yalan söylemiş olacaktır, ancak avcıya geyiğin gittiği yönü söylerse de geyiğin akıbetini bildiğinden şiddet kullanmış olacaktır.
Bu nedenle, usta avcıya şu şekilde cevap verir: 'Gözlerim gördü ama konuşamaz. Ağzım konuşabilir ama görmedi.'
 
Geri
Üst