Sinop Şehir Tanıtımı

Kültürel açıdan sinop

Zengin bir kültür hazinesine sahip olan Sinop, Anadolu'nun en eski şehirlerinden biri olup, ilin ilk yerleşme tarihi ilk Tunç Çağı ile başlamıştır.

Coğrafi konumu nedeniyle antikçağlardan beri deniz ve ticaret kenti olan Sinop'ta Karadeniz'e hakim olmak isteyen bütün kavimler yaşayarak medeniyetlerinin kalıntılarını bırakmışlardır. Bir Hellen kolonisi olarak kurulan ve antikçağda Karadeniz'in en önemli kenti olan Sinop Helenistik dönemde Anadolu'nun yerli kültürleriyle Hellen ve Pers kültürlerini birleştirmek isteyen Pontus Devleti'nin de başkentlerinden biri olmuştur.

M.Ö. 70 yılında Romalıların, M.S. 395 yılında Bizanslıların, 03.Ekim 1214 yılında Selçukluların 1461 yılında Osmanlı İmparatorluğu'nun hakimiyetine giren Sinop, Bizans döneminde Ortodoks Hıristiyanlığı'nın etkisiyle dilde ve kültürde Hellenleşmiştir. Türk egemenliğine geçişiyle yayılmaya başlayan Türk -İslam kültürü ise, günümüzdeki yapının temelini oluşturmuştur.

Selçuklu egemenliğinde Sinop baştan başa imar edilmiş, şehrin imarı için diğer şehirlerden hocalar ve yapı ustaları getirilmiştir. Candaroğulları döneminde de önemli bir liman olma durumunu koruyan Sinop'a büyük önem verilmiştir. Kültür müessesesi zamanının en yüksek seviyesine ulaşmıştır. Şehirde cami, medrese, kütüphane, imaret, köprü, han ve hamamlar yaptırılmıştır. Tersanelerinde zamanın en büyük gemileri yapılmaya başlanmıştır. İlim adamları Sinop'ta toplanmış ve büyük himaye görmüşlerdir. Yine bu devirde Türkçe bir çok eser yazılarak Türk Kültürü'nün dünyaya yayılmasına hizmet edilmiştir. Sinop Darphanelerinde devrin en güzel paraları basılmıştır.

Osmanlı döneminde de önemli bir liman ve gemi yapımı merkezi olma durumunu sürdüren Sinop'a, XVII. Yüzyıl ortalarında uğrayan Evliya Çelebi halkının tüccar, marangoz ve gemici olduğunu ünlü Seyahatnamesinde yazmıştır.

Ancak XIX. yüzyılda Anadolu'nun iç kesimleriyle bağlantı güçlüğü yüzünden, Sinop Limanı önemini kaybetmiş, Trabzon ve Samsun Limanları ön plana çıkmıştır.

Nüfus çoğunluğu Müslüman olmasına rağmen, bu dönemlerde daha çok Sinop'ta toplanan Hıristiyan azınlıklar ticaret ve zanaatı ellerinde tutmuşlardır. XIX. yüzyıl sonları ve XX. Yüzyıl başlarında dışa bağımlı ticaretin gelişmesiyle surların dışında yeni bir yerleşim merkezi ortaya çıkmıştır.

XIX. yüzyılın ikinci yarısında yöreye yerleştirilen Kafkas kökenli göçmenler özgün gelenek ve görenekleriyle kültürel yapıya renk katmışlardır. Denizle iç içeliği bir ticaret merkezi oluşu kentin değişik değerler tanımasına yol açmıştır.

Arkeolojik kalıntıları, etnolojisi ve folkloru ile paha biçilmez bir kültür mirasına sahip olan Sinop, 1991 yılında Türk egemenliğine geçişinin 777. Yıldönümünü yaşamıştır.

Milli mücadelenin başladığı yıllarda Bandırma vapuru ile Samsun'a gitmek üzere yola çıkan Ulu Önder Atatürk 18 Mayıs 1919 tarihinde Sinop'a uğramıştır. Atatürk devrimlerinden harf devrimiAtatürk'ün 15 Eylül 1928 tarihinde ikinci defa Sinop'a gelişleri ile ilimizde başlatılmıştır.

Hatta Sinop'u çok sevdiğini belirten Atatürk bu hislerini "Ne olurdu Sinop'un yarı güzelliği Ankara'da olsa idi" ifadesiyle belirtmiştir.

Cumhuriyetin başlattığı dönüşümler Sinop'lular tarafından kolayca benimsenmiş, 1932 yılında kurulan Halkevleri ilin toplumsal-kültürel yaşamında önemli bir işlev göstermiştir.

O dönemde kurulan Sinop Halkevi pek çok alanda yaptığı faaliyetlerle Türkiye'nin önde gelen halkevlerinden biri olmuştur. Yine bu dönemde Sinop'a ilk sinema halkevi tarafından getirilmiştir. Tiyatro faaliyetleri yapılmıştır. Çok sayıda tiyatro oyunu, gerek açık havada, gerekse kapalı salonlarda halka sergilenmiştir.

Yörenin durağan yapısındaki ilk kıpırdanmalar 1950'li yıllarda görülmeye başlanmıştır. Yine bu yıllarda kurulan Türk-Amerikan ortak savunma tesislerinde görevli yabancılar da yüksek tüketim düzeyleriyle kentin yaşamını etkilemişlerdir. Bu etkilerle Sinop'un tarihsel uğraşıları turizme yönelik tahta ve dokumacılık biçiminde yeniden ortaya çıkmıştır.

1970'lerde sonra hızlanan sanayileşme-kentleşme de kültür değişmesinin etkilerindendir.

İlk Tunç Çağı'ndan başlayarak günümüze kadar pek çok medeniyete sahne olmuş ve bu medeniyetlerden hala ayakta duran kaleleri, camileri, türbeleri, mescitleri, tabyaları ve kiliseleri ile bizlere örnekleri kalmış olan Sinop'ta kazılardan ve çevreden elde edilen buluntular da şehir müzesinde sergilenmektedir.



SİNOP'TA ANTİKÇAĞ KÜLTÜRÜ

Sinop'un Karadeniz'in en güvenli ve güçlü ticari potansiyele sahip şehri olması Greklerin buraya erken çağlardan beri ilgi göstermelerini ve Ege dünyasının zengin kültürel yaşantısından kopmamasını sağlamıştır. Şehir, tüm deniz kıyısının merkezindedir. 350 mil uzaklıkta, batıda Byzantium, doğuda Phasis, kuzeyde Odessa ve Olbia ve Tanais vardır ve bunlar Sinop merkez alındığında Karadeniz'in de belli başlı noktalarıdır. Kırım ile Sinop arasında 144 mil uzunluğundaki denizin ortasında açık günlerde her iki kıyının da görüldüğünü Strabon'dan beri tüm denizci ve seyyahlar belirtir.

Mezopotamya ve Anadolu yolları Sivas'tan Karadeniz'e ulaşabilmek için iki rota takip ederdi: Bunlardan ikincisi Sivas, Tokat, Amasya, Kavak ve Samsun yoluydu ki bu yoldan bir kol Amasya'dan itibaren Gümüşhacıköy, Vezirköprü, Boyabat-Sinop bağlantısını sağlardı. Anadolu, Mezopotamya, İran, Suriye, Mısır ve Kilikya malları ve Hindistan, Yemen eşyası Trabzon, Samsun ve Sinop Limanlarına gelirdi. Bu yolların erken çağlardan itibaren kullanılmış olmaları gerekir. Ticaret bağlantısını ve önemini büyük ölçüde denizden sağlayan Sinop'ta kıyı kesimini Anadolu'dan ayıran aşılması güç dağ sıraları Roma yolları yapıldıktan sonra Sinop'un kara ticaretine darbe vurmuş ve buna karşılık Amissus (Samsun) gelişmiştir. Hellenistik dönemde Ephesus'u İç Anadolu'ya bağlayan yolların yapılmasına rağmen Sinop'un Kapadokya ürünleri için Liman olması özelliği uzun süre devam etmiştir. Limanı batıya bağlayan bir kıyı yolunun ise son yıllara kadar yapılamadığı bu yolun çok tehlikeli olduğu ve ekonomik olmadığı bilinmektedir. Günümüzde Sinop'u Anadolu'ya bağlayan en önemli yol Boyabat yoludur ve bunun dışında şehir bir liman karakterini taşımaktadır. Sinop'un ihraç ettiği ürünlerin başında kereste gelirdi. Günümüzde olduğu gibi geçmişte de gemi inşasında ve mobilyacılıkta kullanılan kerestenin önemli bir üretim merkezi İstefan'dı. Balıkçılık da her zaman önemliydi. Strabon, zeytin ağaçlarının çokluğuna işaret ederken, zeytinyağı yöre ve Yunanistan için önemli bir madde olduğunu belirtir. Strabon'un "Sinopik" olarak adlandırdığı kırmızı toprak ise Antikçağ Sinop'unun bilinen en değerli ürünüydü. Kırmızı mürekkep, mineral boyaması olarak üretilen bu madde, boya olarak gemi, tahta, ev, mobilya ve terra cota imalinde kullanılırdı.

Sinop'un Grek kültürü içinde demokratik yaşantısı onun Antikçağ tarihinde neden değişken, özgürlükçü bir felsefe okulu yarattığını açıklar. Sinop'lular Atina'da Diogenes'in kesin net fikirlerini ürettiler. Aklın tabiatı, giderek özgür, cesur ve kinik bir karakter aldı. Bu Atina etkisi ve Sinop Limanının özgür koloni yaşantısı ile açıklanabilecek bir durumdur. Diogenes'in babası ile birlikte Atina'ya Anthistenes'in okuluna gittiği söylenir. Diogenes'in İskender ile karşılaşmasındaki fıçı olayının da belirttiği gibi, insanın insana olan kişisel cesareti, saklamak, yalnız yaşamak, hayatın nimetlerinden şuh bir neşe bulmak, tüm bir kinik karakter özellikleri maceralı bir koloni yaşamının ürünüdür.

Tarihsel ve arkeolojik kaynaklar Sinop'ta 12 Helen Tanrısı'ndan 7 sine inanç olduğunu ortaya koymuştur : Zeus , Apollo, Hermes, Ares, Poseidon ve Demeter. 5 tanrı ise geç dönemde önem kazanmıştır. Dionysos, Asclepius, Dioscurlar, Serapis ve İsis. Sinop'taki 4 mitolojik kahraman ise Autolycus, Phlogius, Perseus ve Heracles'tir. 4 asral tanrı :Helios, Selene, Hydria. Caos ve Sirius. 6 kavram : Nemesis, Themis, Eros, Nike, Hygeia-Fortuna. Robinson, Asurluların kendi inanışlarını buraya getirirken, ay tanrısı Sin'i de şehrin ismi olarak belirttiklerini söylemektedir. Ay kültüründen geliştirilmiş bu inanış "Men" adı altında Pontus yöresinde yaygın bir inanıştı. Şüphesiz geç dönemin en önemli tanrı kültürünü Serapis oluşturuyordu. Sinop'luların Serapis'i diğer Anadolu şehirlerindeki tanrı kültürlerinde olduğu gibi Mısır'dan aldıkları ve Zeus Helios'un yerine Güneş Tanrısı Osiris ve Apis'in bir kombinasyonu haline getirdikleri anlaşılır. Bu kültürle ilgili olarak Sinop'ta bir tapınağın kalıntıları vardır. Bu konuda söylenecek son söz Roma çağında bir çok kentte olduğu gibi bu şehirde de Augustus inanışı ve tapınağının olduğudur.


SİNOP ARKEOLOJİSİ

Sinop arkeolojisi ile ilgili yapılan çalışmaları iki kısma ayırarak incelemek mümkündür. Bunlardan ilki Osmanlı dönemi ve öncesinde Sinop'a gelen seyyahların gördükleri eserler, diğeri de Cumhuriyet döneminde yapılan kazılardır.

Sinop arkeolojisi hakkında ilk yazılı kaynak Strabon' dur. Yazar, kentin kurulduğu kıstağın iki yanında iç ve dış limanlar , duvarla çevrili kale içinde ise gymnasium, agora ve direkli caddelerden bahsetmektedir.

1817- 19 yıllarında Karadeniz sahillerini gezmiş olan Ninas Bıjıkyan, kale arkeolojisi hakkında değerli bilgiler vermektedir. 1840'larda Sinop şehrini ve civarını detaylı bir incelemeyle gezen Hamilton, ilk gerçekçi arkeolojik gözlemci olmuştur. 20. Yüzyıl başında Sinop'ta incelemeler yapan Robinson'un yayımladığı makaleler ise şehrin arkeolojisinin olduğu kadar, antikçağ tarihi ve kültürü hakkında da elimizdeki en detaylı kaynaktır.

Sinop'ta yapılan arkeolojik kazılar ise Türk Tarih Kurumu adına yapılmıştır. Bu kazılara Ekrem AKURGAL ve Afif ERZEN başkanlık etmişler, ayrıca Ludvig BODDE de çalışmalara katılmıştır. Bu kazılarla Demirciköy höyüğü sondajlarında ilk tunç çağından kalan katmanlar ele geçmiştir.

Bunun dışında Boyabat ve Durağan'da bulunan kaya mezarları belli bir Frig-Paphlagonia mezar tipinin örnekleridir. Bunlar hakkında sayısız yayın yapılmıştır. Sütunlu alınlık cepheleriyle ve revaklarıyla giriş bölümleriyle ortaya çıkan bu mezarların kaya içine oyulmuş mezar odaları tonozlu ve ölü sedirlidir. Cephelerinde insan- aslan mücadelesi, (Direklikaya- Terelek) kadın (Terelek) gibi sahnelerin olduğu bu mezarların sade bir örneği de Durağan- Ambarkaya mezarıdır. Etkileyici bir cephe veren bu mezarların figürlenmelerinde Anadolu ve Grek kaynaklı semboller birlikte görülür. Aslan mücadelesi ya da Kybele'den getirilen kadın figürlerinde olduğu gibi , ahşap malzemenin taşa geçmiş örnekleri olan söz konusu olan mezarlar İ.Ö. V- İ.S. II. Yüzyıllar arasına tarihlenirler. Bu arada Boyabat'ın kuzeyinde Dogurga kaya kabartması da çok tahrip olmakla birlikte bir insan vücudunu tasvir etmektedir.

Kaya mezarlarından kazılara dönülürse, bu kazıların amacı Yunan kolonizasyonunun başlangıcı ve amacını saptamak, Kimmer, Frig, Hitit ve Yunan öncesi kültlerinin izlerini bulmak, arkaik gelişimin çeşitli periyotlarının sonuçlarını araştırmaktı. Bu kazılarda, Sinop'un devamlı yerleşim merkezi olması özgün bir katmanın bulunmasını imkansızlaştırmıştır.

Kazılarda günümüzde sergilenmekte olan Serapis tapınağının kalıntısı bulunmuştur. Güneydoğusunda altarı olan yapının parçaları beş grup halinde arkaik dönemden Roma dönemine kadar tarihlenir . Buluntuların İ.Ö.IV. yüzyıldan öteye gitmediği ve yapının Hellenistik dönemden kaldığı belirtilmiştir. Ayrıca günümüzdeki mezarlığın içi ve dışında yerleşmiş olan nekropol büyük tahribata rağmen birçok mezar steli , Yunan ve Roma dönemine ait aslan kabartmaları vermiştir ki bunlar Kastamonu-Ankara ve Sinop müzelerinde sergilenmektedir. Tapınak kalıntısının güney yönünde mozaik kalıntıları çıkmıştır. İ.Ö.IV. yüzyıldan kaldığı sanılan bu mozaiklerin üstü kazıdan sonra tekrar örtülmüştür ki bu parçalar günümüzde Sinop Müzesi'nde bulunmaktadır.

Sinop'ta en büyük arkeolojik buluntu ve yapı ise Balatlar yapı kompleksidir. Yapı Kompleksinin çevresinde sokak aralarında pek az kısımları koruna gelmiş yapı kalıntıları, şehrin bu bölümünde Antikçağdan beri idari yapı gruplarının olduğunu göstermektedir. Muhtemelen Mithridatlar dönemi idari yapıları belki sarayı aynı alanda yer almaktaydı. Roma döneminde de kullanılan alanda en iyi koruna gelen yapı kompleksi Bizans dönemine aittir. VI. Yüzyılda yapıldığı sanılmaktadır. Haçvari planlı bir ana mekan ve önünde avlu benzeri yapı kalıntısı bulunan kompleks içinde fieskolu (duvar resimli) geç devir şapeli (küçük kilise) bulunmaktadır. Şahıs mülkiyetinde bulunmakta olan yapı grubu 2000 yılında kamulaştırılmıştır.

Sinop'ta darp edilen sikkelerde yunus balığı üzerinde kartal, gemi pruvası, tanrı ve tanrıça figürlerinin yanı sıra Roma döneminde arkaik bir Dionysos tasviri dikkat çekicidir. Bu geç dönemde arkaizme dönüş paganizmin Hıristiyanlıktan daha köklü bir din olduğunu kanıtlamak için yapılmıştır. Söz konusu arkeolojik malzeme, 1941'de Pervane Medresesi'nde açılıp, 1970'de kendi binasına taşınan Sinop Müzesi'nde sergilenir.
 
Folklörümüz

Folklör

Sinop, Orta Karadeniz Bölgesi'nde, Anadolu'nun en kuzey ucunu oluşturan bir yarımada üzerinde bulunmaktadır. Geçiş yolu olmaması nedeniyle ilin kıyı kesimlerinde başka kültürlerle çok fazla etkileşim olmamasına rağmen iç kesimlerde, yani Kastamonu, Samsun ve Çorum illeriyle sınır olan bölgelerde kültürel etkileşim kendisini göstermektedir.

1214 yılına kadar Roma ve Bizanslıların elinde olan, bu yıldan sonra Türklerin eline geçen Sinop'a 19. yüzyıldan itibaren Kafkasya'dan göçen Abazalar, Çerkezler ve Borçka tarafından gelen Gürcüler yerleştirilmiştir. Sinop'ta, bu etnik grupların ve mübadeleye kadar burada yaşayan Rumların da etkisiyle zengin bir kültürel doku oluşmuştur.

Halk Edebiyatı

Folklorun önemli konularından birisi olan halk edebiyatı alanında yörede yapılmış derlemeler sonucu tespit edilmiş ürünlerden atasözleri, maniler ve bilmecelerden örnekler şunlardır :

Atasözleri ve Deyimler
- Aç köpek kurttan korkmaz.
- Ağustos ayında yatan öküzü zemheride bökelek tutar.
- Ana baba evlat için, evlat kendi başı için.
- Atın gayarsızından, erkeğin ayarsızından, kadının hayasızından kork.
- Beğenmeyen kişi eline alır işi.
- Buğday ile koyun, kalanı oyun.
- Can gövdeye yük olmaz.
- Danışan dağı aşar.
- Dibini görmediğin suya taş atma.
- Dostun attığı taş baş yarmaz.
- Er eken bol alır, er giden yol alır.
- Eti ciğer eden de avrat, ciğeri et eden de.
- İşin biter aşın biter.
- Konuğun şaşkını köşeye oturur kış günü.
- Ocakta tek odun düşünür, iki odun konuşur, üç odun tutuşur.
- Oğlanın adı memiş, gurbette kazanmış gurbette yemiş.
- Tarlayı dizle, tohumu gizle.
- Yazlık zor olur, güzlük bol olur.
- Yüz yüzden, göz gözden utanır.
- Zengin arabasını dağdan aşırır, fukara düz yolda şaşırır.

Maniler

Bahçenin kapısını
Bir vuruşta açarım
İstet beni sevdiğim
Vermezlerse kaçarım

Deniz üstü makara
Bal mı kattın şekere
Nasıl meyil vereyim
Vakti geçmiş bekâra

Dağdan kestim kereste
Kuş besledim kafeste
Dediler garip hasta
Yetiştim son nefeste

Elifin hecesi var
Gündüzün gecesi var
Seversen kızları sev
Gelinin kocası var

Pınarın başındayım
On dört yaşındayım
On dört yaşımdan beri
Kız senin peşindeyim

Dama çıktı bir güzel
Damın etrafın gezer
Üstündeki elbise
Kendinden de güzel

Ey yerleri yerleri
Ne tatlıdır dilleri
Gene oyuna çıktı
Şu Sinop'un güzelleri

Arzuhal attım suya
Kapıldım bir arzuya
Düşürdün haydut gibi
İşte beni pusuya



Bilmeceler

- Uzun boylu, arap başlı. (Çivi)
- Uzun oluk bu mudur, içi dolu su mudur. (Yayık)
- Allah yapmış yapısını, demir açmış kapısını. (Kabak)
- Dışı kazan karası, içi peynir parası. (Kestane)
- Dal ucunda düğmecik. (Damla)
- Sık ormanda bakal oynar. (Mekik)
- Beş oğlum var, yonga çıkarmadan ev yapar. (Çorap çubuğu)
- Sarı öküzün yattığı yerde ot bitmez. (Ateş)
- Uzun kuyu, kümbür kümbür suyu. (Yayık)
- Dört eğri, bir doğru. (Boyunduruk)

- Çın çın çekirge misin
Akçacık yumurta mısın
Hanımlar gezmeye çıkmış
Sen daha burada mısın. (Nergis)

- Mini mini minare,
Minarede kanarya,
Kanaryada balık,
Balığın ucu yanık. (Gaz lambası)


Halk Oyunları
Yöre çalgıları davul, zurna, tef, bağlama, mızıka, tulumdur. Oyunlar karşılama türündedir.

Yörede oynanan oyunlar şunlardır: Ayancık Eymeleri, Ayancık Çiftetellisi, Muhtar, Karasuda Pazar Var, Munise, Boyabat'ın Pirinci, Derelerde Kuşburnu, Boyabat Çiftetellisi, Gürcü Horonu ve Tütün'dür.

Türküler

- Sinop Tabyaya Yakın - 1987 yılında derlenmiştir.
- Tabaklı'nın Deresi - Ahmet TUFAN tarafından derlenmiştir.
- Muallim - Ahmet TUFAN tarafından derlenmiştir.
- Ezelidir Deli Gönül Ezeli - Burhanettin TUNÇ tarafından derlenmiştir.
- Cimdallı (Arabayı Koşalım) - Ahmet TUFAN tarafından derlenmiştir.
- İp Attım Ulaş Diye - Nida TÜFEKÇİ ve Güven YAPAR tarafından derlenmiştir.
- Bizde Gelin Almacıya Hoş Geldin Derler - Burhanettin TUNÇ tarafından derlenmiştir.
- Entere Aldım Kırk Beşe - Muzaffer SARISÖZEN tarafından derlenmiştir.
- Kumkapının Kilidi - Muzaffer SARISÖZEN tarafından derlenmiştir.
- Ak Bakraçlar Susuz Galdı - Ferruh GÜVEN tarafından derlenmiştir.
- Adanın Burnunu Duman Bürüdü - Burhanettin TUNÇ tarafından derlenmiştir.

Diğer türküler ise şunlardır : Tin Tin Tini Mini Hanım (Şeftali Ağaçları), Karasuda Pazar Var, Ayancık Eymeleri, Derelerde Kuşburnu, Efe Alayı, Yemenim, Bük Dibinde Yatarım.

Tin Tin Tini Mini Hanım

Şeftali ağaçları
Tüylü çiçek başları
Yaktı yandırdı beni
Yarin hilal kaşları

Tin tin tinin mini hanım
Seni seviyor canım

Bahçelerde ibrişah
Boyu uzun kendi şah
İki gönül bir olsa
Ayıramaz padişah

Nakarat

Bahçelerde kereviz
Biz kereviz yemeyiz
Bize Sinoplu derler
Biz güzeli severiz

Nakarat


Ayancık Eymeleri

Ayancık eymeleri
Beğenmem değmeleri
Yarim ceket diktirmiş
Ben olsam düğmeleri

Ak yemiş kara yemiş
Dalları yere değmiş
Güvey namaz kılarken
Gelin tavuğu yemiş

Bileğimde boncuklar
Nazardır nazara
İkimizi koysunlar
Bir daracık mezara



SİNOP TÜRKÜLERİ

Bük Dibinde Yatarım
Hürmüz Gelin
İp Attım Ulaş Diye
Kum Kapının Kilidi
Tini Mini Hanım
Entarisi Salkım Salkım
Ak Bakraçlar Susuz Kaldı
Karasu'da Pazar Var
Ben Giderim Batuma
Hakkı reis
Dillala
Kaleden İndim Bugün



HELESA (SELLİM)

Helesa Geleneği (Sellim)
Sinop'a özgü önemli bir gelenek Ramazan ayında "sellime çıkma" ya da diğer adıyla "helesa"dır.

Helesa geleneğinin ortaya çıkışıyla ilgili söylence ise şöyledir:
"Çok eski devirlerde, gemiler yelken ile çalıştığı zamanlarda Karadeniz'de sığınacak üç liman varmış. Bunlar Temmuz, Ağustos ve Sinop'muş. Yani Karadeniz sadece Temmuz ve Ağustos aylarında fırtınasız olur, diğer zamanlarda da gemiler ancak Sinop limanında barınabilirmiş.

Yine böyle bir kış mevsiminde, bir yelkenli gemi Sinop limanına sığınmış. Haftalarca burada mahsur kalındığından kumanyaları tükenmiş. Açlık baş göstermiş. Dilenmek istemediklerinden kimseden bir şey isteyememişler.

Bir gün kaptanın aklına feneri alıp ev ev dolaşarak mani söyleyip yardım istemek gelmiş. Filikayla şehre çıkıp gece feneri de yakarak ev ev dolaşıp, mani söyleyerek yiyecek toplamışlar.

Bundan sonra Sinop'ta bu olay gelenek haline gelmiş ve her Ramazan ayının 15'inden itibaren helesaya çıkılır, bahşiş toplanır olmuş."

Ramazanın 15'inden itibaren gençler akşamdan hazırladıkları süslü kayıklarla sellime çıkarlar. Kayıklar birkaç kişinin taşıyacağı büyüklüktedir. Son derece güzel süslenirler, fenerlerle, mumlarla ışıklandırılırlar.

Akşamları iftardan sonra gençler bu süsledikleri kayığı omuzlarında taşıyarak bir mahalleye gelirler. Kayığı her ev tarafından görülecek bir yere koyarlar ve evlerin kapılarına gidip helesanın bir bölümünü söyleyerek bahşiş isterler. Bahşişler bir mendile sarılarak ve düştüğü yer görülsün diye mendilin ucu yakılarak helesacılara atılır.

Sellime çıkanlar içinde sesi güzel olanlardan biri aşağıda sözleri yazılı olan helesadan bölümler okur, diğerleri de nakarat kısmını söyleyerek kapı kapı dolaşır ve bahşiş toplarlar.

Helesa Bismillahla başlayalım
Ayva dalı taşlayalım
Bu yıl burda kışlayalım
Helesa yelesa
Heyemola yusa hop

Altımızda çürük minder
Altını üstüne dönder
Aman beyim bahşiş gönder
Nakarat

Ahçımızın adı Tayyar
Bir kepçe koyar iki sayar
Bununla gemici doyar
Nakarat

Gemi geldi duydunuz mu
Selam verip aldınız mı
Bu gemiyi tanıdınız mı
Nakarat

Kaptanımız fener taşır
Uyuz olmaz durmaz kaşır
Tayfalarım hamsi taşır
Nakarat

İnce burundan geçerken
Sırmalı sancak açarken
Biz doldurup biz içerken
Nakarat

Bir gemim var çift direkli
Tayfası aslan yürekli
Filikası çifte kürekli
Nakarat

Elimde şimşir sopası
Olduk çocuk maskarası
Sonumuz mektep hocası
Nakarat

Aşağı hamamın yokuşu
Söküldü mestin dikişi
İlle de kocakarıların cümbüşü
Nakarat

Dal budarım dal budarım
Bahçede bülbül güderim
Sizleri her yerde methederim
Nakarat

Bahşişi almamış olmaz
Gemi düzenini bulmaz
Tayfalar buna razı olmaz
Nakarat

Sıçan gelir takur tukur
Ben sanırım düze dokur
Komşu bizden fakir
Nakarat

Büyük cami direk ister
Söylemeye yürek ister
Arkadaşlar bahşiş ister
Nakarat

Aşağları geze geldim
İnci mercan dize geldim
Bakın beyim size geldim
Nakarat

Bir gemim var boyda bosta
Baş üstüne kurdum posta
Bizden selam olsun eşe dosta
Nakarat

Hasan ağbi geldik size
Hatırın kalmasın bize
Bahşişi çok gönder bize
Nakarat
 
GELENEK ve GÖRENEKLER

Âdet, gelenek ve töreler bir toplumun kültürünü oluşturan önemli yapı taşlarıdır. Kültürel yapı içinde geçiş dönemleri önemli bir yer tutar. Doğum, evlenme ve ölüm üç önemli geçiş dönemidir. Sinop'ta yapılan derlemeler sonucunda bu geçiş dönemleri çevresinde oluşmuş pek çok gelenek tespit edilmiştir.
Doğum Âdetleri :
Doğum geçiş dönemlerinin birincisidir. Sinop'ta doğum âdetleri genel hatlarıyla şöyledir:

Yörede bebek bekleyen kadına "yüklü", "gebe" veya "hamile" denir. Çocuğu olmayan kadın ve erkeğe ise "kodaksız" ya da "kısır" denilmektedir.

Her yörede olduğu gibi Sinop'ta da ailelerin çocuğunun olması önemli bir olaydır ve evliliğin ilk gününden itibaren çiftlerin bir an evvel çocuğu olması için geleneksel bazı yöntemler uygulanır. Örneğin ilk çocuğun erkek olması için yeni gelinin kucağına erkek çocuk verilir, yatağında erkek çocuk yuvarlanır.

Çiftlerin uzun süre çocuğu olmadığında çocuk olması için uygulan pratikler de şunlardır :
- Yatıra, türbeye gidilir, adak adanır. Türbe etrafında namaz kılınır.
- Doğuma engel olduğu düşünülen rahim eğriliğini gidermek için kadın baş aşağı tutulur.
- Gebe kalınması için rahime kirli koyun yapağından yapılan ilaç, çıra ya da menekşe kökü konur. Çıranın meziri burnundan çıkarsa bir kusur olmadığı anlaşılır.
- Tavuk gübresi kaynatılıp kadın onun buğusuna oturtulur.
- Kadının uşaklığına (rahime) ebegümeci konur.
- Kadının üç kere beli çekilir, kasıkları bağlanır.
- Rahim kapalıysa şiş salınır.
- Çocuğu olmayan kadına hacdan getirilen deve eti yedirilir.
- Hacda tavaf yapılırken okuya okuya bir ipe düğüm atılır. O ip de çocuğu olmayan kadının beline bağlanırsa kadının çocuğu olacağına inanılır.
- Kadın yıkadığı giysinin buğusuna oturur.
- İncir yaprağının buğusuna oturur.

Bunun dışında kadın sık sık ölü doğum yapıyorsa doğacak çocuğun yaşaması için hamileyken çocuk türbeye satılır. Çocuk doğduğunda erkek olursa "Satılmış", kız olursa "Satı" ismi verilir.

Düşük olmasının nedeni ise kadının sütünde "südümiyen" olmasına bağlanır ve buna inanılır. Böyle durumlarda ise çocuk için boy hamaylısı yapılır. Bu yapıldığında "ümmü sübyan"ın çocuğu boğmayacağına inanılır. Çocuk doğana kadar boy hamaylısı kadının üzerinde durur. Doğduktan sonra çocuğun yastığının altına konur.

Kadın gebeliğini yaşıtları arkadaşlarına söyler. Ailedekiler ise gebeliği ancak kadının karnı büyümeye başladığında anlarlar.

Yörede aşerme "aşyerme" olarak adlandırılıyor ve gebelik sırasında kadının canının bir şeyler istemesi olarak tanımlanıyor. Bu dönemde gebe kadının canının istediği şeyi mutlaka yemesi gerekir. Yemediği ya da yedirilmediği takdirde doğacak çocuğun bir yerinin eksik olacağına inanılır.

Ayrıca gebe kadın aşerme sırasında gizli olarak kiren (kızılcık) ve elma yerse veya onları saklarsa, bunlarla vücudunun neresine dokunursa doğacak çocuğun vücudunun o kısmında bunların izi olacağına inanılır.

Gebelik sırasında doğacak çocuğun dış görünüşünün oluşturulması anlamında da bazı pratikler uygulanır. Örneğin, gebe kadın çocuğunun kime benzemesini istiyorsa ona bakar. Gökyüzüne bakan kadının çocuğunun gözünün mavi, gök üzüm ya da gök bir şey yenirse gözlerinin yeşil olacağına inanılır. Gebe kadın kocasını çok severse çocuk kocasına, annesini çok severse annesine benzeyeceği inancı vardır.

Anadolu'nun genelinde olduğu gibi Sinop'ta da erkek çocuk aileler için önemlidir. Bu nedenle doğumdan önce çocuğun cinsiyeti merak edilir. Gebe kadının dış görünüşünden ve yapılan bir takım pratiklerle çocuğun cinsiyeti öğrenilmeye çalışılır. Bunlardan bazıları şunlardır :

- Gebe kadına elini uzat dendiğinde elinin içi yere bakarsa çocuk oğlan, yukarı bakarsa kız olur.
- Kadının karnı sivri olursa çocuk oğlan, yayvan olursa kız olur.
- Bebek sağ tarafta olursa oğlan, sol tarafta olursa kızdır.
- Doğacak çocuk kızsa kadın zayıflamaz, oğlan taşıması zor olduğu için zayıflar.
- Doğacak çocuğun erkek olması için kocasının uçkuru kadının beline bağlanır.
- Gebe kadının haberi olmadan odadaki minderlerin birinin altına makas, diğerinin altına bıçak konur.
Makas olana oturursa çocuk kız, bıçak olana oturursa oğlan olur.
- Doğacak çocuğun erkek olması için horoz kesilip sıcakken ödü yutulur.

Doğum eskiden ve kısmen günümüzde de köy ebeleri tarafından yaptırılır. Evin bir odasında doğuma yardım edecek birkaç kişiyle birlikte köy ebesi doğumu yaptırır. Ancak zaman zaman doğum zorlaşır. Gebelik sırasında yatakta kocanın kadının üzerinden geçmesinin ya da kadının gebelik sırasında kapı eşiğine oturmasının doğumu zorlaştıran nedenler olduğuna inanılır.

Bu durumlarda doğumu kolaylaştırmak için şu pratikler uygulanır :
- Kadın odada gezdirilir.
- Çarşaf, yorgan, battaniye gibi şeyler içinde sallanır.
- Su üzerinden, küfe üzerinden, eşikten atlatılır.
- Makas ağzı açılır. Ebe kadın saç bağını, saç örgüsünü açar, düğmeler çözülür.
- Kocasının avucundan ya da ayakkabısının içinden Fatma ana denilen otun bekletildiği su içirilir.
- Doğum odasına giren kadınlar gebe kadının sırtını sıvazlar, "köy göçtü sen de göç" diyerek doğumun kolay olmasını dilerler.
- Odaya giren kişi bir şeyin dikişini söker ve "ben geldim sen de gel" der.
- Gebe kadın gebeliği sırasında dikiş dikmişse doğum yaparken eteği sökülür.
- Kadının kocası çağırılır ve kadının üzerinden üç kere geçirilir.
- Kadının saçında iğne, toka varsa açılır, yakasındaki ip çözülür.
- Sandıkların kilitleri açılır.

Bebek doğduktan sonra yıkanır ve tuzlanır. Doğumdan sonraki en önemli işlem bebeğin göbeğinin kesilmesidir. Göbek pamuk ipliğiyle bağlanır. Bir ayakkabı ya da lastiğin (ayağa giyilen) üzerinde jiletle kesilir. Göbeğin üzerine kurumaması için anne sütü damlatılır ve "goğorsu" denilen yakılmış beyaz bezin külü konur. İki günde bir ya da her gün göbek düşene kadar bu işlem tekrarlanır.

Göbeğin kesildiği makas çocuk erkekse, kalbi askılı olsun, çalışkan olsun diyerek duvara asılır. Çocuk kızsa makas, gezgin olmaması, eve bağlı olması için minder altına konur.

Doğumu yaptıran ebeye doğumdan sonra kibrit ve sabun verilir. Çocuğun kırkı çıktıktan sonra da para verilir.

Doğum sonrası loğusayı ziyarete gelenlere ikram etmek için bebek kız olmuşsa katlama yapılır, erkek olmuşsa çörek gömülür. Küle gömülen çörek "oğlan çöreği" diye dağıtılır.

Uzun yıllar çocuğu olmayan ya da ilk erkek çocukları dünyaya gelen aileler, çocukları olduğunda yaşlı kadınları toplayarak "beşik düğünü" yaparlar. Kadınlar beşiği düzerler. Bebek uykulu olsun, uyusun diyerek kadınlardan çok uykulu olan birisi bebeği beşiğe yatırır.

Loğusa kadın ve bebek kırkları çıkana kadar yalnız bırakılmazlar. Bunun nedeni bu dönemde anne ve bebeğe şeytanın çok ilişeceği ve doğum yapan kadının mezarının kırk gün açık olduğu inancıdır.

Loğusa kadın ve bebek yalnız bırakılmaları gerektiğinde yanlarına su ve süpürge konur. Bebek yalnız bırakılacaksa beşiğine süpürge dayanır, başının altına süpürge teli konur, beşiğin altına ekmek konur. Çocuk mama, yemek yiyene kadar da o ekmek oradan alınmaz.

Kırk içinde çocuğun üzerine âdetli kadın gelirse "ürfiye", "urufe" olur. Buna "kabar" da denilir. Çocuğun vücudunda kızarıklıklar olur, darı gibi lekeler çıkar. Bu durumda çocuğun yıkanacağı suya darı atılır ve çocuk bu suyla yıkanır. Bunun dışında çocuğun vücuduna katran sürülür ya da buğday anızının külü vücuda serpilir.

Çocuk doğduktan kırk gün sonra loğusa da bebek de kırklanır. Ancak kırklama yapılana kadar bebek ve kadın sık sık yıkanır.

Kadın bu kırk gün boyunca âdet görür. Buna "çocuk âdeti" denir. Kırk gün dolunca "kırk kazanı" konur. Kazanın içine kırk taş atılır. Buna "kırk taşı" denir. Aynı zamanda kırklama suyuna gümüş yüzük, para, iğne atılır. Bunu yaşlı bir kadın yapar, para ve iğne kırklamdan sonra bu kadına verilir. Bu su elekten geçirilir ve kırk kaşık su konur. Artan su loğusanın ve bebeğin gittiği her yere serpilir.

İki kırklı kadın bir araya geldiğinde "kırk baskını" olacağı inancı vardır. Bu durumda çocuk ilerlemez. Kırk baskını olmaması için bebeklerin iç göynekleri değiştirilir, iki kadın birbiriyle öpüşür ve iğne değiştirirler. Baskın durumunda ise kadınlar birbirlerinin çocuklarını emzirirler.
Evlenme Âdetleri
Evlenme, iki kişinin birlikteliğinin başladığı bir olay olması açısından toplumlarda en fazla önem verilen geçiş dönemidir ve bu anlamda çevresinde pek çok âdet, gelenek ve inanç oluşmuştur.

Sinop'ta genel olarak isteme usulü evlilik görülmekle birlikte kaçma ve yörede değiş olarak adlandırılan evlenme türleri de mevcuttur. Kaçma ve değiş başlık parasından kurtulmak için başvurulan evlilik türleridir.

Evlenme yaşına gelmiş oğlu olan anneler akrabaları, komşuları aracılığıyla kız ararlar. Bu arayış sonunda bulunan kızı görmeye oğlanın annesi ve yakınlarından birkaç kadın habersiz giderler.

Kız beğenildiği takdirde oğlan evinin erkekleri Cuma gecesi, Pazartesi gecesi gibi hayırlı günlerde kızı istemeye giderler. Kız istemeye gitmeye yörede "düğürlüğe gitme" denir. Birbirine dünür olan kişiler de "dünürşü" denilmektedir.

Kız istemeye gidilirken, oğlan tarafı çiftlenecekleri için çift katlama götürülür. Kız tarafının vermeye gönlü varsa onlar da oğlan tarafına çift katlama verir. Tek katlama verdiği takdirde kızı vermeye gönülleri yok demektir. İlk istenişte kız verilmez. Oğlan evi birkaç kez kız isteme işini tekrarlar.

Kız istendikten sonra söz kesmeden önce kızın uğurlu olup olmadığı denenir. Eğer tavuklar külük olursa, inekler güve gelirse o kız istenir.

Son istemede söz de kesilir. Söz aile arasında olur. Oğlan tarafı gelirken şeker getirir. Aynı zamanda on ya da on beş tane katlama götürür. Buna"söz katlaması" denir. Getirilen şeker söz kesildikten sonra kız tarafından dağıtılır. Kız şekerleri dağıtırken bir taraftan da orada bulunanların ellerini öper. Ellerini öptüğü kişiler de şeker kutusuna bahşiş atarlar. Bu paralar kızın olur ve çeyizi için kullanır. Sözde kız tarafı bir liste yapar ve oğlan tarafına verir. Aynı zamanda başlık miktarı ve nasıl verileceği de sözde konuşulur.

Nişan kız tarafında olur. Geçmişte nişanda yemek verilirken günümüzde misafirlere üzümle şeker dağıtılıyor. Nişan günü oğlan tarafı kız tarafına nişan bohçasını götürür. Bu bohça da yüzük de olur. Kız tarafı da daha sonra oğlanın bohçasını götürür.

Nişanla düğün arasının fazla uzun olmaması istenir. Oğlan evinin büyükleri hazır oldukları zaman kız evine düğün zamanını ve nasıl yapılacağına konuşmak üzere "düğün sözü"ne giderler. Düğün sözünde kızın kardeşlerine "kardeş yolluğu" verilir. Bunun miktarı ise daha önce sözde konuşulmuştur.

Bu konuşmayla düğün kurulduktan sonra oğlan evi düğün hazırlıklarına başlar. Davulcusunu, zurnacısını, köçeğini tutar.

Düğünden önce yörede "çeyiz düzme", atkı attırma", ya da "döküm alma" denilen düğün alış verişi yapılır. Bu alış verişte gelinin eksikleri tamamlanır, takılar, elbise, mintan, ayakkabı, gelinin yakınlarına hediye, damada pantolon, ayakkabı, gömlek alınır. Genel olarak "muamele" denilen resmi nikah da bu günde yapılır.

Düğüne çağrıya "okuma" denir. Düğüne çağrı yapan kişi çağrıyı yaparken helva dağıtırken bunun yerini günümüzde şeker almıştır.

Üç gün süren düğün "çuval ağzı açma"yla başlar. Oğlan evinde düğünün ilk günü odanın ortasına bir çuval konur. Onun ortasına da bir oklava çakılır. Bir de elek konur. Gelinle damat zengin olsun diye eleğin içine de para atılır. Gelenler çuvaldan un alıp eleğin içine dökerler.

O gün yeme içme yapılır, misafirlere yemek verilir. Gelinle damat düğünden sonra o parayı unun içinden ayırırlar.

Ertesi gün kız evinde kına gecesi olur. Kınayı oğlan evi götürür. Kınayla birlikte tepsiye basılmış helva götürülür. Helvayı kızın dayısı keser. Nişan yüzüğü de helvanın ortasına konur ve bıçakla helvayı keserek yüzüğe kadar gelinir. Burada bıçağın helvayı kesmediği söylenir ve bahşiş istenir. Orada bahşiş verilir. Eğer bahşiş az gelirse bıçak kımıldamaz. Bahşiş fazlalaşınca helva kesilir. Helva gelen misafirlere dağıtılır ve artan da gelinle birlikte oğlan evine gider.

Gelin kına yakılması için ortaya getirilir ve ağlatılır. Kınayı biri kız tarafından, biri oğlan tarafından iki genç kız yakar. Bu kızlardan hangisi kınayı daha çabuk alıp gelinin eline koyarsa o tarafın sözünün üstün olacağına inanılır. Aynı zamanda bu kızların da kısmetinin çabuk çıkacağı inancı vardır. Kıza kına yakıldıktan sonra kına tası dolaştırılır ve herkes bu tasa para atar. Atılan paralar kınayı karan ve tası dolaştıran kadının olur.

Kınanın ertesi günü gelin alma olur. Gelini başı bozulmamış bir kadın giydirir. Yine başı bozulmamış bir kadın kızın başını örer. Bu saç örgülerine "minik" denir. Gelinin başı örülürken damat bağlanmasın diye kızın saçına kilit takılır. Bu kiliti gerdekte damat açar.

Aynı gün damat giydirme töreni de yapılır. Dışarıya çıkarılan damat ve sağdıcın çevresine misafirler toplanır. Davullar zurnalar çalınır, silahlar atılır. Damadın giysileri önce oynatılır daha sonra ailenin büyükleri tarafından giydirilir.

Oğlan evinden gelin almaya kalabalık bir topluluk gelir. Gelin almacı kadınlar kız evine gelince eve girerler. Girdikten sonra gelin oturaklı olsun diyerek önce otururlar. Daha sonra da "oyun atarlar" kalkar oynarlar. Oğlan tarafı kız evinden küçük bir şey çalar ve bunu damada verip bahşiş alırlar.

Gelini evden erkek kardeşi çıkarır. Çıkarmadan önce gelinin beline kuşak bağlar. Kuşağı bağlamak için oğlan tarafından bahşiş alır.

Gelin evden çıkarken kızın kardeşi kapıyı tutar ve bahşiş alır. Buna "kapı parası" denir. Gelinle birlikte oğlan evine kızın kardeşi ve iki kadın gider. Gelinin evden çıkarılışı sırasında bazı pratikler uygulanır :
- Gelin evden çıkarılırken bütün kötü huyları burada kalsın, orada yenilensin düşüncesiyle ocağa tükürttürülür.
- Kapıdan çıkarken kapının üst tarafına bıçak sokulur.
- Kapıdan çıkarken gizlice gelinin beline bıçak ve tabanca sokulur.
- Gelinin başından şeker, para serpilir.
- Gelinin ağzına şeker verilir.

Kız evi sağdıç annesine kül, çivi, ekmek, oklava bir de çanak verir. Çivi,kızın eve bağlanması için oğlanın evine çakılır. Kül, ocağın küllenmesi için ocağa dökülür. Ekmek, bereket getirmesi için tekneye bırakılır. Gelin ağladığında sesi duyulmasın diye oklava da çanağa vurularak ses çıkartılır.

Yol boyunca kızın bindiği araba öküzün nalı düştü diyerek düştü diyerek durdurulur. Bahşiş alındığında yola devam edilir.

Gelinin çeyizi de gelinle birlikte getirilir. Oğlan evine gelindiğinde kızın akrabalarından birisi çeyiz sandığının üzerine oturur ve bahşiş alır. Bunun yanında çeyiz sermeye gidenler oğlan evinde sandık açılmıyor damat gelsin diyerek bahşiş isterler. Bahşişi aldıktan sonra çeyizi sererler.

Gelinin yatağı kızın yengesi tarafından ya da oğlanın halası, yengesi, yakın akrabaları tarafından hazırlanır. Yatak hazırlanırken hazırlayanlardan birisi çiftin kaç çocuğu olması isteniyorsa o sayıyı söyleyerek yatakta yuvarlanır.

Gelin oğlan evine gelince şunlar yapılır :
- Gelin arabadan inerken eline su dolu bir şişe verilir. Şişe arabanın tekerleğine vurdurulup kırdırılır. Şişeyi kıramazsa beceriksiz, sönük gelin denir.
- Oğlan evine gelen gelin kayınpederi bir şey adamadan arabadan inmez.
- Eve girerken gelinin eline bir kaşıkla yağ verilerek evin dış kapısına sürdürülür.
- Eve girerken gelinin önüne bir iskemle konur. Gelin iskemleyi ayağıyla devirirse geçimsiz, eliyle alıp bir kenara koyarsa geçimli olur denir.
- Gelinin odasının kapısının iç ve dış kısmına gelin odaya girerken kaşık sokulur.
- Kapının önüne süpürge konur. Gelin süpürgeyi ayağıyla iterse uğursuz, bir şey bilmiyor, eğilip alıp bir kenara dayarsa gelin becerikli olacak denir.
- Gelin eve gelince damat merdivenlere çıkar ve gelin damadın bacağının arasından geçer. Bu damadın bağlanmaması için yapılır.
- Gelin oğlan evine geldiğinde kaynana ya da yaşlı bir kadın gelinin ayağına keşkek serper, su döker. Keşkek bolluk bereket simgesidir. Bu atılanlardan herkes toplar ve ambarına atar.

Gelin eve girince odasına götürülür. Yatsıdan sonra da damadı arkadaşları ve sağdıcı eve getirirler. Damadı odaya halası ya da yengesi sokar. Odaya girerken sırtı yumruklanır. Çiftin gerdeğe girmesine"odalamak" denir.

Damat odaya girdikten sonra ikisi birlikte iki rekat namaz kılarlar. Gelinin evinden getirdiği yiyeceklerle odada bir sofra hazırlanmıştır. Gelin sofraya oturmaz ve konuşmaz. Damat bunun üzerine sofraya para koyar. Bahşişi alınca gelin sofraya oturur ve konuşmaya başlar. Damat ve gelinden artan yemek ertesi sabah davulculara verilir.

Odalanmanın sabahında damat pencereden silah atar. Bunu duyan sağdıç davul ve zurnayla kapının önüne gelir. Damat omuzunda havlu takılı olarak dışarı çıkar. Dışardakilerin ellerini öper.

Düğünün ertesi gününe "duvak" ya da "semet" denir. Bugün bütün komşular, akrabalar toplanır. Duvağa "kız halkı" denilen kız tarafı da gelir. Eğer düğünden önce gelinle ilgili söylentiler olmuşsa gelinin çarşafı ortada oynatılır.

Duvak serpildikten sonra gelin, kaynana ve kaynatasının ellerine öper, onlar da ona bahşiş verirler , gelin de onlarla konuşmaya başlar.

Düğünden sonra kız tarafı gelinle damadı "üç geceliğe" çağırır. Buna "kırıtma" da denir. Burada damada helva kestirirler. Damat helvayı kesmez, bıçağı ortaya bırakır. Kız tarafı damada bir canlı bir cansız bahşiş verince helvayı keser.

On beş gün sonra da kız baba evinden gelip kendisini alan birisiyle "evilliğe" gider ve birkaç gün kalır. Bu gidişinde annesi kızına bir hediye verir.
Ölüm Âdetleri
Yörede gulugulu kuşu, karga ve baykuş ötmesi ölüme işaret sayılır. Köpek uluması da ölümü çağrıştırır. Bu nedenle köpeğe ekmek atılır.

Cenaze, ölüm olayının olduğu yerden kaldırılarak hazırlanan temiz bir yere yatırılır. Üzerindekiler çıkarılır, çenesi bağlanır, üzerine çarşaf örtülür. Ölünün üzerine makas konur. Bu ölünün üzerinden kedi atlamasını önlemek için yapılır. Kedi atladığında ölünün hortlak olacağına inanılır.

Cenazenin bulunduğu odanın kapısı azrailin çıkıp girebilmesi için açık bırakılır. Ayrıca odanın kapısına Azrail'in kılıcını silip gittiği inancıyla havlu asılır.

Ölünün yıkanacağı suyun üzeri cenaze suyu olduğu belli olması için örtülür. Ölünün artan suyuyla da baskın olan kişiler yıkanır. Bunun baskını iyi edeceğine inanılır. Daha sonra ölünün yıkanacağı suyun ısıtıldığı kazan ölünün ruhunun oraya geleceği inancıyla ters çevrilerek ölünün yıkandığı yerde bırakılır.

Cenaze töreninden sonra yola kaplar içinde helva, zeytin, ekmek gibi yiyecekler konur ve cenazeden dağılanlar bu yiyeceklerden birer lokma alırlar.

Ölünün kırkında, elli ikisinde ve senesinde mevlüt okutulur.



EL SANATLARI

Keten :
Ayancık ilçesinde dokunmaktadır. Günümüzde yalnız bir kaç kişi tarafından bu iş yapılmaktadır.

Keten dokumak için öncelikle ipin elde edilmesi gerekmektedir. Bu da oldukça zahmetli bir iştir. Temmuz ayında ekimi yapılır. Daha sonra çeşitli işlemlerden geçirilerek ip haline getirilir. İp haline gelen keten yörede "düzen" adı verilen dokuma tezgahlarında 30, 40 ya da 50 cm. eninde dokunur.

Bu dokumadan yöresel adıyla göynek, nezgep, paça, erkeklere pantolon, ceket, yelek gibi giyim eşyaları ve çarşaf, peşkir, örtü gibi ev eşyaları yapılmaktadır.

Çember :
Çember de yörede çok eskiden beri dokunan ve kullanılan bir dokuma ürünüdür. Boyabat, Durağan ve Saraydüzü ilçelerinde görülmekte, buralarda kadınlar tarafından başörtüsü olarak kullanılmaktadır.

Çember de düzen adı verilen dokuma tezgahlarında, tarak boyuna göre genellikle 50 cm. eninde dokunur. Daha sonra iki parça birleştirilerek kullanılacak duruma getirilir. Çemberin üzerine dokuma yapılırken demirkırat, kibrit kabı, baygın gibi nakışlar atılır.

Mahrama ve Durağan Bezi :
Mahrama ve Durağan bezi Durağan ilçesinde dokunmaktadır.

Mahrama eskiden havlu olarak kullanılmak üzere dokunurmuş. İnce ve daha uzun dokunanına peşkir adı verilmekteymiş. Ayrıca mahrama yeni damat oldukları anlaşılsın diye damatların bellerine bağlanırmış.

Mahrama da çember ve Durağan bezi gibi düzende, pamuktan dokunur. Ancak çember ve Durağan bezine göre daha sık dokunup ağzına çiğ iplik atılır, kenarlarına da desenler işlenir.

Durağan bezi ise çarşaf ve iç göynek yapmak için ince pamuktan düzende dokunur.

Gemi Modelleri :
İl merkezinde görülen el sanatlarından birisi gemi modelleri yapımcılığıdır. 1950 yılında aftan yararlanarak Sinop Cezaevi'nden çıkan iki mahkum burada kalarak gemi modelleri yapmışlar, yanlarında çalıştırdıkları çıraklara kotra yapımını öğreterek bu sanatın Sinop'ta yapılmasını sağlamışlardır.

Çok çeşitli modellerde gemi yapıldığından farklı özellikte ağaçlar kullanılmaktadır. En çok kullanılan ağaçlar ceviz, gürgen, kavak, kiraz ve armuttur.

Bıçakçılık :
Sinop'ta ÖZEKES ailesinin dört kuşaktır devam ettirdiği el yapımı bıçak üretimine, ilk dedeleri Hüseyin usta 1890 yılında bir hobi olarak başlamış ve el yapımı bıçaklar Sinop'un tanıtımında bugün başta gelen el sanatlarından biri olmuştur.

Bıçakların yapımında yüksek karbonlu İsveç takım çeliği, saplarının yapımında ise manda, geyik boyunuzu, gül ağacı kökü kullanılmaktadır. Korkuluk ve tepe malzemesi kaliteli pirinçten, kınları ise kaliteli sığır derisinden yapılmaktadır.

Bıçaklar, dekoratif bıçaklar, mutfak bıçakları ve av bıçağı olarak üretilmektedir.

Giyim - Kuşam
Yörede erkekler zıpka adı verilen paçaları dar, üzeri bol pantolon, üste yakasız gömlek giyerler. Gömlek üzerine salta adı verilen cepken giyilir.

Kadınlar içlerine göynek giyerler. Göyneklerin yakası nakış ile süslenmiştir. Bazı yerlerde göyneklerin etek kısmı işlenmektedir. Göynek üzerine kurtlu, fındıklı ya da altıparmak adı verilen üçetek giyilir. Alta paça adı verilen, altı ketenden ya da bürümcükten, üstü amerikan bezinden yapılan, paça kısmı işlemeli, beli uçkur ile bağlanan don giyilir. Bele yün ya da pamuktan dokunmuş kuşak bağlanır. Bunların üzerine de öne önlük takılır.

Kıyafeti başlık tamamlar. Ayancık ve köylerinde başa nezgep takılır. Bazı yerlerde başa fes takılır, onun üstüne yazma, kesmeli poğça, iç kısımlarda çember örtülür. Genel olarak ise sarı yazma bağlanır. Başın üstünde de alınlık denilen "çatkı" vardır. Boyabat'ta ise başa örtülen örtüye "pıta" denir.



SİNOP YEMEKLERİ

Yöredeki kültürel çeşitlilik beslenme biçimini de etkilemiştir. Beslenmede tahıl ürünleri ağırlıktadır. Kış sebzelerinin çokluğu da mutfağı zenginleştiren bir etmendir. Kestane, ayva gibi meyvelerden yemeklik olarak da yararlanılır.

Yörenin yemekleri; nokul (üzümlü cevizli, kıymalı, yoğurtlu), pilaki, mısır pastası, kaşık çıkartması (mamalika), keşkek yemeği, içi etli hamur (kulak hamuru), ıslama, mısır çorbası, mısır tarhanası, sirkeli pırasa, içli tava, katlama, kabak millesi, hamursuz tatlısıdır.

Mısır Çorbası : Çorbalık mısır ve barbunya akşamdan soğuk suyla ıslatılır. Soğan kavrulur, kemikli et eklenir. Bu kavrulan karışıma ıslatılmış mısır ve barbunya da konur. Üzerini kapatacak kadar soğuk su eklenerek kısık ateşte pişirilir.

İçli tava : Hamsiler ayıklanır, kılçıkları da çıkarılır. Diğer tarafta soğanlar kavrulur, pirinç eklenir ve pirinç de biraz kavrulur. Tuz, karabiber ve şeker de eklenerek üzerini kapatacak kadar su konularak pişirilir. Pilav suyunu çekince maydanoz, dereotu, nane konularak demlenmeye bırakılır. Sırtları unlanan hamsiler yağlanmış tavaya sırtları gelecek ve tavanın her yerini kapatacak şekilde dizilir. Dinlenmiş pilav bunun üzerine dökülür ve yerleştirilir. Kalan hamsiler pilavı tamamen kapatacak şekilde dizilir. Kısık ateşte çevire çevire pişirilir. Altı piştikten sonra ters yüz yapılarak üst tarafı pişirilir.

İçi Etli Hamur (Kulak Hamuru) : Yumurta, tuz ve suyla sert bir hamur yoğurulur ve pazılara ayrılır. Oklavayla yeterince incelikte açılır ve orta büyüklükte karelere bölünür. Karelerin içine kıyma, soğan, tuz ve karabiberden oluşan karışımdan konur. Üçgen şeklinde katlanarak uzun uçları biraraya getirilir. Katlanan mantılar kaynayan tuzlu suya atılır. Bir iki taşım kaynadıktan sonra pişip pişmediği kontrol edilerek tencerenin altı kapatılır ve yapışmaması için üzerine soğuk su dökülür. İki ayrı tabağa alınan mantılardan birinin üzerine sarımsaklı yoğurt, diğerine de ceviz serpilir. Üzerlerine kızdırılmış tereyağ dökülür.

Nokul : Un, su, tuz karışımıyla kulak memesi yumuşaklığında mayalı bir hamur yoğurulur. Orta büyüklükte pazılara bölünür, oklavayla açılır. Diğer tarafta ince doğranmış soğanlar yağla sararıncaya kadar kavrulur. Kıyma, karabiber ve tuzla içi hazırlanır. Açılan yufka yağlanır, üzerine hazırlanan içten bir miktar konup dağıtılır ve yufka içle birlikte rulo şeklinde yuvarlanır. Kızdırılmış ve yağlanmış tepsiye nokullar döşenir ve pişirilir. İç malzemesi olarak üzüm ceviz karışımı ya da süzme yoğurt da konulabilir.



HALK İNANÇLARI

Halk İnançları
Hemen her yöremizde olduğu gibi Sinop'ta da cin, peri, hortlak, şeytan vb. inançlar mevcuttur.

Bunların daha çok ahır, samanlık, ıssız yer, mezarlık, kaya, çeşme ve su kaynakları gibi yerlerde görüldüğüne inanılır. Görüldükleri yerde dua ederek, ateş yakarak, silah atarak, kalabalık bir şekilde dolaşılarak bunlardan etkilenilmeyeceğine inanılır. Bu tür şeylerin bulunabileceğine inandıkları yerlerden geçerken dua okuyarak kendilerine zarar vermelerini önlemeye çalışırlar.

Cin çarptığı, cinli perili olduğu düşünülen insanlar hocaya, yatıra götürülür. Bunlar için muska yazdırılır, bu kişiler hocaya okutturulur. Bu tür hastaları olanlar da hastalarının iyileşmesi için adakta bulunurlar.

Halk Hekimliği
Yörede çeşitli hastalıklar için köy hekimi denilen kimselere başvurulur. Ayrıca belli hastalıkları iyi ettiği inancıyla yatırlara, türbelere gidilir. Bunlar dışında yabani otlardan da ilaç yapılarak ve büyüsel işlemlerle hastalıklar tedavi edilmeye çalışılır.

Halk hekimliği yoluyla tedavi edilmeye çalışılan hastalıklar :

Havale : Kızılcık dibinden alınan toprak sirkeyle ezilip avuçlara, göbeğe, ayak tabanlarına ve başa konur.
Güneş Çarpması : Başa ve göbeğe sabunlu bez konur.
Zatürre : Hastanın gömleği sirkeye ya da keçi sütüne batırılır ve hastaya giydirilir.
Yılancık hastalığı : Guguk otunun kökü dövülür. Ekşi ayranın suyuyla kaynatılır. Dayanılacak sıcaklıkta yaraya sarılır.
İdrar yolu iltihaplanması : Çam tahtaya oturulur.
Kireçlenme : Kaynatılan arpa sıcak olarak bir bez torba içinde kireçlenme olan yere konur.
Guatr : Boğaza tütün yaprağı sarılır.
Mide Şişkinliği : Şişkinliği gidermek için kiren pekmezinin şerbeti içilir.
Temre : Vücutta temre olan yere temirotu sürülür.
Boğaz Ağrısı : Pamukluğ ağacının sakızlı yaprakları boğaza sarılırsa iyi gelir.
Yara : Tavuk kesilir ve içi temizlenir. Tüyleri durur. Eti ezilir. Yara olan yere sarılır ve bir gün durur. Yarayı iyi eder.
Ağrı : Kara ısırgan börttürülerek ağrıyan yerlere sarılırsa ağrı geçer.


Tedavi amacıyla kullanılan bitkiler ise şunlardır :

Kabaldayık Otu : Su ile dövülüp yanık yerlere sürülür.
Yora Yaprağı : Yıkandıktan sonra yara üzerine sarılır.
Pirinç Otu : Gece yatağını ıslatan çocuklara tohumları yutturulur.
Ebegümeci : Bu otla keten tohumu ve süt kaynatılıp boğaza sarılırsa bademciklerin şişi iner.
Eğrelti Otu : Karın ağrısında göbek üzerine sarıldığında ağrı geçer.
Yüğdün Otu : Berelere sarılırsa sancıyı çabuk keser.
Bertük Otu : Berelenen yere sarılır.
Adak - Yatır
İnsanlar, istek ve ihtiraslarının gerçekleşmesi zorluğu ve imkansızlığı karşısında ya büyüleyici ya da kutsal bildikleri varlıklara yaklaşarak, ihtiyaçlarını gidermeye ve kaderlerini değiştirmeye çalışırlar.

İnsanların kendilerine yardımı dokunacağına inandıkları yerler türbeler, adak yerleri ve yatırlardır. Her yöremizde olduğu gibi Sinop'ta da bu anlamda pek çok türbe, adak yeri ve yatır bulunmaktadır. Halk buralara şu nedenlerle gitmektedir :
- Çocuğu olmayanlar çocuğu olması için.
- Evlenemeyen kızlar kısmetlerini açmak için.
- Genç kızlar hayırlı kısmet için.
- Hastalar şifa bulmak için.
- Para ve mal sahibi olabilmek için.
- Başlarına gelecek felaketten korunmak için.

Yörede en bilinen adak yeri, yatır ve türbeler; şehir merkezinde Seyit Bilal Türbesi, İsfendiyaroğulları Türbesi, Sultan Hatun Türbesi (Aynalı Kadın), Hatunlar Türbesi, Yeşil Türbe, Yesari Baba Türbesi, Gazi Çelebi Türbesi'dir.

İlçelerde ise; Boyabat Aşıklı Tekke, Koyun Baba Tekkesi, Dodurgalı Hacı Mustafa Türbesi, Demirci Dede Türbesi, Kalebağı Türbesi, Durağan Yağbasan Türbesi, Gerze Çeçe Sultan Türbesi, Saraydüzü Ahmet Baba Türbesi, Tekkeşoğlu Türbesi, Erfelek Uzun Türbe en bilinenlerdir.
 
SİNOP'ta TURİZM

Sinop İlinin Turizm Durumu
Sinop, Turizm açısından zengin potansiyel kaynaklara sahiptir. Doğal güzellikler ve tarihi eser yönünden oldukça zengindir. Zengin Orman örtüsü Karadeniz'deki uzun kıyısı, doğal kumsalları, yaylaları, mesire yerleri İl'in başlıca güzellikleridir. Sinop İli sürekli göç veren bir il olduğu için doğasında ve çevresinde hiç bir bozulma olmamıştır.

M.Ö. 4500yıllarından başlayarak günümüze kadar uzanan çeşitli uygarlıkların izlerini taşıyan Kaleler, kaya mezarları, kiliseler, camiler, medreseler, hamamlar, çeşmeler, tabyalar, türbeler, vb.eşsiz tarihi eserlerimiz bulunmaktadır.

Yağmur miktarının diğer illere göre az oluşu, Karadeniz insanının tatil için Sinop'u tercih sebebidir. Ayrıca; Kastamonu, Çorum, Amasya,Samsun gibi çevre illerden Turizm amaçlı gelen kişi sayısı oldukça fazladır. İlin 175 km uzunluktaki kumsallarının 70 km'lik bölümünde, Akdeniz plajlarındaymış gibi rahat ve doğal bir şekilde denize girilebilmektedir.

Son yıllarda İldeki Bakanlığımızdaki Yatırım Belgeli tesislerin bir kısmının inşaatının tamamlanarak hizmete girmesi, Sinoplu'lar tarafından ev pansiyonculuğunun benimsenerek geliştirilmesi, eğlence yeri sayısının ve kalitesinin artması İl Turizminin gelişmesine olumlu katkıda bulunmuştur. Bu konudaki yeni yatırımların teşvik edilmesi, Sinop'un Karadeniz Bölgesinde turizm patlaması yapmasını sağlayacaktır.

1995-2004 Yıları Arası Sinop'a Gelen Turist Sayısı

Yıl / Yerli / Yabancı / Toplam

1995 - 76.575 - 8.151 - 84.792
1996 - 75.286 - 3.506 - 78.792
1997 - 67.859 - 2.876 - 65.735
1998 - 61.386 - 1.987 - 63.373
1999 - 42.483 - 1.312 - 43.795
2000 - 51.815 - 1.923 - 53.738
2001 - 71.201 - 3.533 - 74.734
2002 - 70.358 - 8.366 - 78.724
2003 - 75.680 - 5.430 - 81.110
2004 - 67.840 - 3.760 - 71.600

Yukarıdaki sayılar, tesislere giriş yapan kişilere aittir. Günü birliğine gelenler, çadır ve karavanlara, ev pansiyonlarında konaklayanlar dahil değildir. İl'de l50'nin üzerinde ev pansiyonu bulunduğu tahmin edilmektedir. Bunlar bilinmediğinden konaklayan kişilerin tam sayısı belirlenememiştir.

Sinop'taki Turistik Alanlar

Akliman Yöresi

Şehrin batısındadır. Kent merkezine 9 km.uzaklıktadır. Kilometrelerce uzunluğunda ve 15-20 metre genişliğinde bir şerit gibi uzanan kumsalı vardır. Millî Parklar Başmühendisliğince düzenlenen Akliman Piknik alanı, her türlü ihtiyaca cevap verecek niteliktedir. Piknik alanında ormanla deniz içiçedir.

akliman_1b.jpg


Hamsilos Koyu

Yemyeşil ormanı, denizin bir nehir gibi kara içine girdiği Hamsilos Koyu ve civarı bir doğa harikasdır. İl merkezine ll Km. uzaklıktadır.

Akliman-Hamsilos yöresi Kültür Bakanlığı tarafından 1991 yılında 1.derecede Doğal Sit alanı ilan edilmiştir.

hamsilos_1b.jpg


Mobil Ve Korucuk Köyü Mevkiileri
Sakin denizi ve tertemiz kumsalları vardır. Bakanlığımızdan Belgeli tesisler restaurantlar, kamp ve karavan yerleriyle geniş bir hizmet alanı sağlamıştır. İl Turizminin en yoğun olduğu çevredir.

Sarıkum
Deniz, orman ve göl ve çöl bir aradadır. Çeşitli av hayvanları vardır. Orman Genel Müdürlüğünce Tabiatı Koruma Alanı ilan edilmiştir. İl Merkezine 21 Km.uzaklıktadır.Eko Turizm açısından değerlendirmek üzere gerekli çalışmalar devam etmektetir.

Karakum
İl Merkezine 2 Km.uzaklıktadır. Sinop Yarımadası'nı çevreleyen yol üzerindedir. Adını ince simsiyah volkanik kumundan almıştır.
Kamu ve özel kişilere ait otel, tatil köyü, kafe, restaurant, bungalow tipi evler, karavan ve çadır yerleri bulunmaktadır.

Akgöl
Ayancık İlçesindedir. Yayla turizmi merkezidir. Ayancık-Boyabat asfaltının 40.km.sinden 5 km. içeridedir. Yapay gölet ve çevresi gür ormanlarla kaplıdır. Günü birlik piknik ve mesire alanı olarak kullanılmaktadır.

İnaltı Mağarası
Ayancık ilçesindedir. Akgöl'e 6 km. uzaklıktadır. İnaltı Mağarası'nın İl Turizmine kazandırılabilmesi için l995 yılı sonunda Turizm Bakanlığı tarafından proje çalışmaları için 1.952.500.000.TL. ödenek gönderilmiştir.

2001 Yılında Mağarada öncelikle aydınlatma, Elektrik isale hattı, çevre düzenlemesi, yol çalışmaları ile ilgili projeler hazırlanmıştır. Şu ana kadar 20 milyarı Turizm Bakanlığı'ndan olmak üzere 65 milyar lira harcanarak, mağara içi aydınlatma, elektrik isale hattı, yürüyüş merdivenleri, giriş kapısı ve mağara önü çevre düzenlemesi çalışmaları tamamlanmıştır.2004 yılında 65.000 YTL ile Jeneratör,Büfe ve çevre düzenlemesi yapılmıştır. Ayancık'tan mağaraya ulaşım yolu için proje hazırlanmış ve ödenek istemiyle Turizm Bakanlığı'na gönderilmiştir. Mağara içi yürüyüş yollarının projesi hazırlanmış, gerekli yardım talebimiz Bakanlığa iletilmiştir. Mağara bu haliyle halkın ziyaretine açılmıştır.

Erfelek Tatlıca Şelaleleri

İl merkezine 42 kilometre uzaklıkta, Erfelek İlçesi Tatlıca Köyü sınırları içersindedir. Aynı vadi içinde art arda sıralanmış 28 irili ufaklı şelaleden oluşmuştur. Bu özelliğiyle Dünyada benzeri yoktur. Dar ve 2 km uzunlukta bir vadi içinde, şelaleler kenarında, kayın ormanları içinde yapılacak 2 saatlik yürüyüş oldukça zevkli ve heyecanlıdır. Doğal sit alanı olan bölgede trekking, piknik, gezi ve av turizmi olanakları sağlanmaktadır. Bölgede yeme içme, haberleşme ve kamp çalışmaları ile ilgili iyileştirme çalışmaları devam etmektedir.

Turizm Merkezleri

1-Sinop-Ayancık-Akgöl Turizm Merkezi
20 Eylül 199l tarih ve 20997 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan Bakanlar Kurulu kararı ile Turizm Merkezi ilan edilmiştir. Ayancık-Boyabat asfaltının 40.Km.sinden 5 Km.içeridedir.

2-Sinop-Gerze Kozfındık-Bozarmut Yaylası Turizm Merkezi
20 Eylül 199l tarih ve 20997 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan Bakanlar Kurulu kararı ile Turizm Merkezi ilan edilmiştir. Gerze İlçesine 47 km. uzaklıktadır.

3-Sinop-Türkeli-Kurugöl Turizm Merkezi
20 Eylül 1991 tarih ve 20997 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan Bakanlar Kurulu Kararı ile Turizm Merkezi ilan edilmiştir. Türkeli İlçesi'ne l2 Km. uzaklıktadır.

Turizm merkezleri ile ilgili olarak ilan kararı dışında hiçbir çalışma yapılmamıştır. Acilen master planlarının ve uygulama projelerinin Turizm Bakanlığı tarafından hazırlanması gerekmektedir. Bakanlıkla yapılan görüşmelerde Turizm Merkezlerinin kadastro çalışmalarının tamamlanması istenmiştir.

Tarihsel Ve Kültürel Çevre
Birçok medeniyetlerin gelip geçtiği Sinop'ta tarihi, kültürel ve arkeolojik değerlerle tabii güzellikleri bir arada görmek mümkündür.

Sinop Müzesi
Şehrin Merkezinde bulunmaktadır. Sinop kazılarında ve çevresinde bulunan eserler sergilenmektedir. Müzede Prehistorik, Herenistik, Roma, Bizans, Etnografik eserler ile Sinop çevresinde toplanmış ikonalar bulunmaktadır.

Sinop Kalesi

M.Ö.7.yy.da şehri korumak amacıyla yarımada'nın üzerinde kurulmuştur. Roma,Bizans ve Selçuklular döneminde onarılarak kullanılmıştır. Günümüzde bir bölümü hala ihtişamını korumaktadır. 2050 m. Uzunluğu, 25 m. Yüksekliği, 3 m. Genişliği ve iki ana giriş kapısı bulunmaktadır.

kale_1b.jpg


kale_2b.jpg


Balatlar Kilisesi
Roma çağında tiyatro ya da hamam olarak kullanıldığı düşünülen bu yapı, 7.yy.da Bizanslılar tarafından kilise olarak kullanılmaya başlanmıştır. İç kısmındaki fresklerin bir bölümü durmaktadır. Mülkiyeti özel şahsa ait olan yapı Kültür ve Turizm Bakanlığınca 2000 Yılında Kamulaştırılarak gerekli bahçe düzenlemesi yapılarak halkın ziyaretine açılmıştır.

Alaaddin Camii
Sinop'un fethinden hemen sonra yapılmıştır. Selçuklu dönemi eseridir. Büyük bir avlunun güneyinde yer alır. Dikdörtgen planlı olup, beş kubbelidir. Avlunun ortasında bir şadırvan, bir köşede de İsfendiyar oğulları'nın türbeleri bulunmaktadır.

Paşa Tabyası
Sinop yarımadası'nın güney doğusunda l9.yy.da Osmanlı-Rus savaşları sırasında denizden gelen tehlikeleri önlemek amacıyla yapılmıştır. Yarı ay şeklindedir. 11 top yatağı, cephanelik ve mahzenlerden oluşmaktadır. Paşa Tabyası yeme içme tesisi olarak hizmete açılmış olup İlimiz turizmine hizmet vermektedir. Diğer bir tabya da Korucuk Tabyası'dır. Bu Tabya özel şahsın mülkiyeti içindedir.

Eski Sinop Cezaevi - Eski Sinop Tersanesi
Cezaevinin bulunduğu alan Osmanlıların Karadeniz'deki en büyük tersanesiydi. Cezaevi iç kalenin içinde eski tersane alanında yapılmıştır. 1887 yılından beri cezaevi olarak kullanılmaya başlanmıştır. Etrafı yüksek kale bedenleriyle çevrilidir. Bu özelliğinden dolayı mahkumların kaçışını imkansız kılmıştır. Şu an Sinop Valiliği İl Özel İdare Müdürlüğüne tahsisli olan eski Cezaevi Müze olarak ziyarete açıktır. 2004 yılında 40 bin kişi ücretli,5 bin kişi ücretsiz ziyaret etmiş olup,40.000 YTL gelir elde edilmiştir.

Şehitlik
Sinop Müzesi bahçesinde olan şehitlik, 1853 Osmanlı-Rus Savaş'ında Sinop Limanı'nda şehit olan denizcilerimiz için yaptırılmıştır. Şehitliğin altında şehit denizcilerimizin kemikleri bulunmaktadır.2004 Yılında Sinop Valiliğince halkın dinlenmesi amacıyla bahçe düzenlemesi yapılmıştır.

Şehitler Çeşmesi
Tersane çarşısındadır. 1853 Osmanlı-Rus Savaş'ında şehit düşen denizcilerimizin ceplerinden çıkan paralarla yaptırılmıştır. Ayrıca İl genelinde çok sayıda cami, türbe, medrese, kaya mezarı vb. gibi görülmeye değer tarihi eserler mevcuttur.
Özel İdare Karakum Tatil Köyü, Gazi Orman Kampı, Belediye Yuvam Tesisleri, Güney Kamping, Akliman yöresindeki Martı Kamping, Demirkollar Kamping çadır ve karavan turizmine uygun yerlerdir. Her türlü hizmet verilmektedir.

Av Turizmi

Avcılık
İl ve ilçelerdeki ormanlık alanlarda her mevsim kurt, çakal, yaban domuzu avlanmaktadır. Yine mevsimine göre yaban ördeği, yaban kazı, çulluk, bıldırcın avlanmaktadır. Av turizmiyle ilgili olarak Orman Bakanlığı'ndan gerekli izin alınmıştır. 2002 yılının ekim ayında av turizmi faaliyetlerine başlanacaktır.

Balıkçılık
İl Merkezi ile sahil ilçeler Ayancık, Gerze ve Türkeli'de küçük ve amatör balıkçılardan başka büyük tekne, gırgır ve trolcular tarafından balıkçılık yapılmaktadır. Ilde ayrıca olta balıkçılığı için uygun alanlar bulunmaktadır. Konuyla ilgili etüd çalışmaları yapılmaktadır.

Belgeli Seyahat Acentaları

SİNOPE TOURS A- Grubu
SİN-KAR TUR C- Grubu

Yatırım Belgeli Tesisler

3 Yıldızlı 70 odalı, 144 yatak kapasiteli Melia-Kasım Oteli 2 yatırım belşgeli tesislerdendir.

Bunlardan Otel Sultan, Sarısoy Oteli, Kalyoncu Pansiyon, Andaç Pansiyonun inşaatları tamamlanmış olup, Bakanlığımızdan Turızm İşletme Belgesi talepleri olmuştur.
 
SİNOP'un EKONOMİK DURUMU

İlimiz genelinde 16 yönetici, 27 Mühendis, 2 Tekniker, 45 Teknisyen, 4 Ev Ekonomisi Teknisyeni, 10 Veteriner Hekim, 24 Veteriner Sağlık Teknisyeni ve Teknikeri, 36 Memur, 41 İşçi, 1 Sivil Savunma Uzmanı ve 1 adet sözleşmeli personel olmak üzere toplam 207 personel mevcuttur.

İl Müdürlüğümüz ve İlçe Müdürlüklerimiz için toplam 3 Veteriner, 5 Ziraat Mühendisi, 5 Veteriner Sağlık Teknisyeni, 7 Teknisyen, 10 şoför ve 5 adet yardımcı hizmetliye ihtiyaç vardır.

Tarım İl Müdürlüğünde 6'sı teknik ve biri idari olmak üzere toplam 7 şube müdürlüğü bulunmaktadır.
  • Proje Ve İstatistik Şube Müdürlüğü
  • Koruma Ve Kontrol Şube Müdürlüğü
  • Hayvan Sağlığı Şube Müdürlüğü
  • Bitki Koruma Şube Müdürlüğü
  • Destekleme Şube Müdürlüğü
  • Çiftçi Eğitim Ve Yayım Şubesi

Arazi Durumu
İlimizin 586.200 Ha.lık yüzölçümünün % 39,5 lik kısmını oluşturan 231.170 ha. Alan tarıma elverişli olup bunun 130.427 Ha.rında tarım yapılmaktadır.

Geriye kalan tarım dışı alanların % 54,6 sını( 320.209 Ha.) orman alanı, % 6 sını iskan ve tarıma elverişli olmayan alanlar oluşturmaktadır.

Üzerinde tarım yapılabilen 231.170 Ha. arazi genellikle orman açması olup engebeli, çok parçalı ve % 86 oranında su erozyonuna açıktır. Yörenin dağlık ve ormanlık oluşu nedeniyle dere ve ırmak kenarlarında düzlüklere rastlanır. Aşağıdaki tabloda tarım alanlarının kullanım durumu ve oranları verilmiştir.

İlimizin tarımsal yönden en büyük sorunu arazilerin çok parçalı ve dağınık oluşudur. Bu anlamda İlimizdeki 32.895 tarımsal işletmenin % 79'u 50 Dekarın altında araziye sahip olup, bu işletmelerden 6.108' nin arazisi 10 ile 14 parçadan, 5.688'inin arazisi de 15 ve daha çok parçalı araziden oluşmaktadır. 119 işletmenin hiç arazisi yoktur.

Gübre Tüketimi
İlimizde gübre tüketimi olması gerekene göre düşük seviyededir. Gübreleme zamanı, kullanılacak çeşit ve miktar çiftçilerimizce yeterince bilinmemektedir. Bu açık toprak tahlilleri ve çiftçi eğitimleri yapılarak giderilmeye çalışılmaktadır.

Yetiştirilen hayvanlardan elde edilen çiftlik gübreleri gübreleme amacı dışında kullanılmayıp sadece gübre olarak kullanıldıkları için kimyasal gübre kullanımı açığını bir miktar da olsa kapatabilmekte ve bu sayede toplam ekili- dikili alanların % 45 i gübrelenebilmektedir.

2002 yılında 7.279,25 ton azotlu gübre; 4.344,79 ton fosforlu gübre ve 71,76 ton potaslı gübre tüketilmiştir.

Sulama Durumu
İl arazilerinin engebeli, dik ve çok parçalı oluşları nedenleri ile sulanan alanlar çok geniş değildir. Toplam 16.916 Ha sulanan alanın 9.718 Ha'sını devlet, 7.210 Ha'sını halk sulamıştır. Tesis yapıldığında sulanabilir alan 64.482 Ha. olacaktır.

Toplam ekili-dikili alanın %20si sulanan alan; %80'i kuru ekili-dikili alandır.

Tarımsal Araç-Gereç Durumu
İlimizde yapılan tespit çalışmalarına göre temel ekipmanları ( Pulluk ve Romörk) ile birlikte 3.835 adet traktör vardır. Toplam 32.776 tarımsal işletmeden 13.779 u arazisini traktörle işlemekte olup traktörle işlenen alan 47.544 Ha.dır.

Mevcut traktör sayısını toplam tarım alanları ile kıyasladığımızda düşük görülmekte ise de traktörle işlenebilecek arazi varlığına göre yeterli seviyede olup traktörlerim bir kısmı orman envali çekiminde kullanılmaktadır.

Tarla Ürünleri
İlimizde ekonomik bakımdan yetiştirilen 4 ana ürün Buğday, Mısır, Arpa ve Çeltik olup son yıllarda İl Müdürlüğümüzün yoğun çalışması ve Özel İdare bütçesi katkıları ile çayır mera yem bitkileri ekilişlerinde özellikle yonca ve korunga ekilişlerinde büyük artışlar olmuştur.

Tarla ürünleri ile ekildikleri alan ve üretim miktarları aşağıdaki tabloda verilmiştir.

merk_tarim_1.gif
merk_tarim_2.gif


Meyvecilik
İlimizde arazi yapısı ve pazarlama sorunları meyvecilik tesislerinin dağınık ve sınır ağaçlandırması şeklinde yayılmasına neden olmuştur. Yumuşak çekirdekli meyvelerin saklama ve değerlendirme zorlukları nedenlerinden son yıllarda Sosyal Yardımlaşma ve Dayanılma Vakfı veya Özel İdare kaynaklı projelerle aşılı ceviz fidanları ile kurulu toplu ceviz bahçeleri kurulmaktadır.

İlimizde üretilen kestane dışındaki meyveler genellikle iç pazarlarda tüketilmektedir. kestanenin büyük bir kısmı ise il dışına satılmaktadır.

İlimizin sahil kesiminde ormanlarda kendiliğinden yetişen kestane çiftçilerimiz için büyük bir gelir kaynağıdır. Ancak orman sahalarının azalması, ağaçların yaşlanması ve kestane dal kanseri hastalığının yaygınlaşması ağaç sayısını günden güne azaltmaktadır.


merk_tarim_3_r1_c1.gif

merk_tarim_3_r2_c1.gif

merk_tarim_3_r3_c1.gif


Sebzecilik
İlimizde sebzecilik aile işletmeciliği şeklinde en fazla 0,5-1 Da. arazilerde yapılmakta ve bu alan içine 6-7 çeşit ürün ekilmektedir. Bu durum kaliteli tohum ve zirai mücadele gibi tarımsal girdilerin kullanımını güçleştirmektedir. Bunun önlenmesi için İl Müdürlüğümüzde kurulan cam seramız ile çevre çiftçilerine kaliteli ve hastalıklara mukavim çeşitlerden seçili pişkin fide üretimi yapılarak dağıtılmaktadır.

Ayrıca 1993 yılından başlanarak Özel İdare ve Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı kaynaklarından yararlanılıp 1.000 den fazla yüksek tünel yaptırılarak çiftçilerimize dağıtılmış , örtü altı sebzeciliği yaygınlaştırılmıştır.

merk_tarim_4_r1_c1.gif

merk_tarim_4_r2_c1.gif

merk_tarim_4_r3_c1.gif



Hayvancılık
İlin genel tarımsal durumunun bir parçası olarak hayvancılık da aile işletmeciliği karakterinde ve küçük üniteler şeklindedir. Sahil ve şehir yerleşim çevrelerinde büyükbaş, yüksek kesimlerde küçükbaş hayvan yetiştiriciliği daha fazladır.

Sahil şeridindeki Merkez ve ilçelerde büyükbaş hayvanlardan sığır olarak Jersey ve melezleri ile yerli sığır, iç kesimlerde ise Montofon ve melezleri ile yerli sığırlar ağırlıklı olarak yetiştirilir.

Yetiştirilen koyun ırkı ise et,süt ve yapağı verimi az ancak et kalitesi iyi olan Karayaka ırkıdır. 1998 Yılında 1.387 baş koyun dağıtımıyla başlanan koyun ırkının yenilenmesi çalışmalarına devam edilerek, 1999 yılında 793 adet Karayaka veya Karayaka- Sakız melezi, 2000 Yılında 431 adet karayaka, sakız- karayaka melezi, 2001 ylında ……. Adet, 2002 yılında 150 adet Merainos- Sakız melezi damızlık koyun dağıtımı yapılmıştır.

İlimizde arıcılık büyük çapta yeni tip kovanlarla yapılmakta olup sahil şeridinin ilkbaharda sisli ve yağışlı olması, yaz sıcaklarının geç başlaması ve gezginci arıcılığın yaygın olmaması nedenlerinden kovan başına alınan bal miktarı ticari arıcılığa nispeten çok düşüktür.

2002 Yılında 135.645 adet hayvan aşılanarak, 319.301 hayvan taramadan geçirilmiştir.

merk_hayv_1_1.gif
merk_hayv_1_2.gif


Elde edilen hayvansal ürünler ve miktarları aşağıdaki tablodaır.
( * ) Ayancık İlçesi dışında diğer mezbahalar kapalı oldukları ve kaçak kesimler hesaplanamadığı için rakam düşük görünmektedir.

merk_hayv_2_1.gif
merk_hayv_2_2.gif


Balıkçılık
Gelişmiş av teknolojilerinin kullanılması, üreme yaşına gelmemiş balıkların avlanması ve deniz kirliliği her yıl avlanan balık miktarlarının değişmesine ve genellikle düşmesine neden olmaktadır.

mer_eko_1k.jpg


İlimiz Karadeniz'in en önemli liman kentlerinden biridir. Sığ kıyılara sahip oluşu, coğrafi konumu ve Karadenizli balıkçıların avlanma sezonuna ilişkin ilk işareti aldıkları bölge olması yanında Ülkemiz balık üretiminin % 5-7 si gibi bir paya sahip olması nedeniyle su ürünleri üretimi içindeki ekonomik önemi büyüktür.

İlimizde genellikle deniz balıkçılığı hakim olup yetiştiricilikten ziyade avcılık yaygındır. 389 adet balıkçı teknesi ve bu gemilerde çalışan 1.248 balıkçı bulunmaktadır. Kaba bir hesapla balıkçı, nakliyeci ve işçi gibi yan sektörlerle birlikte 4-5 bin kişi geçimini balıkçılıktan sağlamaktadır.

2002 Yılında 29.000 ton Hamsi, 241 ton Mezgit, 65 ton Palamut ve 14,3 ton Barbunya, 15,5 ton İstavrit, 11 ton Kalkan , 36 ton Kefal avlanmıştır.

Kültür balıkçılığı 1991 Yılından itibaren gelişmeye başlamış olup ruhsat almış 16 işletmeden 2002 yılına kadar hiç üretim yapmayan veya işletmelerini kapatan 7 işletmenin işletme belgeleri iptal edilmiştir. 2002 Yılında faaliyette bulunan 6 işletmede 107,4 ton gökkuşağı alabalığı üretilmiştir.

İlimizde 3.950 ton/gün kapasiteye sahip 8 adet balık unu ve yağı fabrikası mevcut olup üçü faal olmayan fabrikalarda 2002 yılında 30.642 ton hamsi işlenerek 4.688.865 Kg balık unu ve 3.025,116 Litre balık yağı elde edilmiştir.

Sanayi ve Ticaret

Sanayi
Sinop Kalkınmada Öncelikli iller arasındadır. Coğrafi konumu, topografyası, pazara uzaklığı, sermaye yetersizliği ve altyapının tamamlanmamış olması kalkınmasında olumsuz etkiler yaratmıştır. Sanayi Sektörü tarım, orman,toprak,su ürünleri ve diğer kaynaklara bağlı olarak gelişme göstermiştir. İldeki çeltiği değerlendiren çeltik fabrikaları ve un fabrikaları ile orman varlığı kereste ve kereste ürünlerinin hammaddelerini oluşturmaktadır. Boyabat yöresinde ise toprak sanayi oldukça yaygındır. Ayrıca konfeksiyon, kireç, metal, kimya, çivi, cam BTB fabrikaları vardır. İlde kamu ve özel kuruluşlara ait toplam 106 adet sanayi tesisi mevcuttur. Bu kuruluşlarda toplam 4569 kişi istihdam etmektedir. Bu sanayi kolları gıda,hayvancılık,inşaat,kimya ve su ürünlerinden oluşmaktadır.

İlimizde odalara kayıtlı toplam 19.045 esnaf,sanatkar ve sanayici vardır. Sinop'ta ekonomik alanda son zamanlarda yaşanan olumsuz gelişmeler yeni yatırımlarla yerini olumlu gelişmelere bırakmıştır.

Sinop Organize Sanayi Bölgesinin tamamlanması durumunda Sinop'un gelişmesinde önemli ilerlemeler görülecektir.

Sinoplu olup İstanbul'a yerleşen yatırımcılar Sinop'a dönmeye başlamışlardır. Sinop'un limanı ve uluslar arası durumda bulunan havaalanı yolcu ve yük taşımacılığına elverişlidir. Ayrıca diğer illerle olan karayolu bağlantılarının standartları iyileştirilmektedir. İhalesi yapılan yolların tamamlanması durumunda ticarette canlılık beklenmektedir.

Sinop Karadeniz'de Bağımsız Devletler Topluluğuna en yakın deniz mesafesindedir. İlimiz Türkiye'nin modern, sakin ve olaysız illerinden bir tanesidir.

Tabii güzelliği yanında çevreyi kirletmeyen sanayisi ile de Turizm ve Sanayide ilerleme yolundadır. Yatırımcıları Sinop'' yatırım yapmaya davet ediyoruz

İlimizdeki Mevcut Sanayi Kuruluşlarının Sektörlere Göre Dağılımı

mer_sany_1.gif


İlimizde Gerçekleştirebilecek Yatırım Konuları

1- ORMAN ÜRÜNLERİ : Sinop orman bakımından oldukça zengin bir konumdadır. Bu nedenle; parke,kereste,kontrplak,kapı ve pencere imalatı daha genişletilerek il genelinde yaygınlaştırılmalıdır.
2- TEKSTİL SEKTÖRÜ : Her ne kadar son zamanlarda tekstil üzerine birkaç yatırım olsa da bu sektör Sinop'ta konfeksiyon dalında yaygınlaştırılmalıdır. Ayrıca Ayancık İlçesine özgü keten dokumacılığı,Boyabat yöresine özgü çember (başörtü) üretimi genişletilebilir.
3- PLASTİK SANAYİ : Plastik sektörün de, a) Muhtelif plastik b) Plastik inşaat malzemeleri olarak üretim yapılabilir.
4- CAM EŞYA ÜRETİMİ : Kapanan Şişecam fabrikasının daha sonra özel bir şirket tarafından satın alınarak işletilmesi Sinop'ta cam üretimi yapmaktadır. Bu sektörün Sinop'ta yaygınlaştırılmalıdır.
5- KOTRACILIK : Sinop'ta el yapımı kotracılık teşvik edilerek yaygınlaştırılmalıdır.
6- TARIM SEKTÖRÜ : Sinop'ta seracılığın ön plana çıkarılmasıyla tarıma dayalı bulunan bölgelerde üretimin yaygınlaştırılmasına ön ayak olacaktır. Sinop'un iklimi bu sektöre müsaittir.
7- MERMER SANAYİ : Boyabat ilçesinde mermer sanayi potansiyeli yüksek seviyededir. Mermer sanayi teşvik edilerek gerçekleştirilmelidir.
Yatırımlar

Ülke ekonomisinin genel istikrarı ve sektörlere verilen öncelikler doğrultusunda İlimizde kamu yatırımlarına gerekli ağırlık verilmiştir. Toplumun refahı,yaşama seviyesini yükseltmek amacıyla İlimizde 1998 yılında da altyapı yatırımlarına büyük hız verilmiş, özellikle Elektrifikasyon, yol, su, PTT, Bayındırlık yatırımlarında büyük atılımlar yapılmıştır.

Devam Eden Projeler

Sinop Organize Sanayi Bölgesi
1991 yılı Yatırım Programına alınmış olan Sinop Organize Sanayi Bölgesinin yer seçimi 01.03.1994 tarihinde yapılmış,Başbakanlık Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığınca yer seçimi 15.04.1994 tarih ve 1485 sayılı yazıyla onaylanmıştır.100 hektar alan kamulaştırılmıştır.

Sinop Organize Sanayi Bölgesi altyapı ihalesi 21.10.1997 Tarihinde Sanayi ve Ticaret Bakanlığında yapılmıştır.11.11.1997 tarihinde yer teslimi yapılarak altyapı inşaatına başlanmıştır. 2000 yılında tamamlanmıştır. Altyapıda tadilatlar yapılmaktadır. İçme suyu hattı ve elektrik ihalesi yapılmış . Her ikisi de tamamlanmıştır. Yatırım programına alınmamıştır.

72 adet sanayi parsel mevcuttur. 4 parsel yatırımcıya tahsis edilmiş, inşaata başlanmıştır. Diğer arsaların da tahsisi yapılacaktır. Tamamlandığında Sinop ekonomisine canlılık getirecektir.2002 yılı için birim fiyatı 5.000.000 TL/M2 olarak belirlenen arsalar tahsis yapılıp 6 ay içinde projelerini hazırlayan sanayicilerimiz,tesislerine sözleşme tarihinden itibaren 6 ay içinde başlayıp 36 ay sonunda yatırımı bitirip,üretime başlamak zorundadır.

Sanayicilerimize yapılacak arsa tahsisinden dolayı tahsil edilecek olan arsa bedelinin % 10'u peşin olarak alınmakta, kalan miktar ise 10 yılda altışar aylık 20 taksite bölünmektedir.

2.Kısım Sinop Organize Sanayi Bölgesi
1998 Yılı yatırım Programında Etüt karakteristiği ile yer almıştır.14.07.1999 tarihinde yer seçimi yapılarak onaylanmıştır. Bakanlığımız kamulaştırmanın Müteşebbis Teşekkül Kurulunca yapılmasını istemiştir. Ancak Müteşebbis Teşekkülün imkanları yoktur. Kamulaştırmanın Bakanlıkça yapılması gerekmektedir .Yatırım programına alınmamıştır.

Boyabat Organize Sanayi Bölgesi
1998 yılı Yatırım Programında Etüt karakteristiği ile yer almıştır. 15.07.1998 tarihinde yer seçimi yapılmış ve onaylanmıştır. 80.6 hektarlık alana kurulması planlanmıştır.

Boyabat Organize Sanayi Bölgesi Müteşebbis Kurulu,Boyabat Ticaret ve Sanayi Odası ile İl Özel İdaresi Müdürlüğü tarafından oluşturulmuş olup Sanayi ve Ticaret Bakanlığınca da Kurul onaylanmıştır. Kamulaştırma çalışmaları tamamlanmıştır. Etüd-Proje ihalesi yapılmış olup, 3 firmanın katılmış olduğu ihaleyi Alkon İnş. Müh. Ltd.Şti., Halihazır harita ihalesini de Ada Harita Müh. Almıştır. Projeler ve jeolojik Etüd raporları tamamlanmıştır.2003 Yatırım Programına alınmamıştır. Ancak 2003 yılında 20.899.000.000 TL ek ödenek ayrılmıştır.

Ticaret
Sinop'ta ticaret kısmen komşu illeri bağlıdır. Kurulan hafta pazarları il ve ilçe çevresinde ürünlerin değerlendirilmesinde önemli rol oynamaktadır. Ayrıca son yıllarda yaygınlaşan seralarda üretilen turfanda sebze ve meyveler de bu pazarlarda pazarlanmaktadır. İlin geleneksel ürünleri olan pirinç, kestane,balık ve kereste gibi tarım ürünleri ile tuğla, konfeksiyon,balık unu ve yağı,sim ipliği ve cam ürünleri gibi sanayi ürünleri iç ve dış pazarlarda pazarlanmaktadır.

İhalesi yapılıp inşaatları devam eden karayollarının tamamlanması durumunda Sinop'ta ticari faaliyetlerin daha da canlanacağı beklenmektedir. İlimizde 2002 yılı içerisinde; İhracat: 38.693.475 DM+10.760.572$+2.603.213 EURO+899.720.000.000TL ihracat yapılmıştır. Sinop'ta gümrük kuruluşları 1. Sınıf gümrük teşkilatı olup, buradan her türlü ihracat ve ithalat yapılabilmektedir.

Fuarlar Ve Sergiler
İlimizde fuar mevcut değildir. Yaz aylarında Merkez ve Gerze ilçesinde turizm festivali, Erfelek ilçesinde ise kiraz festivalleri düzenlenmektedir. Ayrıca ilçelerimizde her yıl sonbaharda panayırlar kurulmaktadır. Bölgesel olan panayırlarda halk sonbahar alışverişleri Yapmaktadır.

Küçük Sanatlar
İlimizde el emeğine dayanan turistik eşyalar arasında kotracılık önemli ölçüde gelişmiş olup,dışardan gelenlerin beğenisini kazanmış durumdadır. Küçük tezgahlarda keten ipliğinden dokumalar ayrıca çemberler halk arasında beğenilmektedir. Merkez ilçede bulunan cezaevinde mahkumlar tarafından halı ve kilim dokumaları ve boncuk işlemeleri çok meşhurdur. Ayancık yöresinde keten el dokumaları yaygındır.

Madencilik

maden_r2_c2.gif

maden_r3_c2.gif
 
Sinop'ta eğitim

Sinop'ta Cumhuriyet Öncesi Eğitim

19. yy'da Sinop Sancağı'nda eğitim ileri düzeyde değildi. Sinop merkezinde bir idadinin (lise) açılması ancak 20. yy.'ın başında gerçekleşebilmiştir. 1888 Devlet Salnamesi, Sinop Sancağı'nda 1'i Sinop, öbürü Boyabat'ta olmak üzere toplam 2 rüştüye olduğunu kaydetmektedir. 1893'de Sinop Sancağı'ndaki toplam 8 medresede 125, 3 rüştiyede 250 ve 136 iptidaiyede (ilkokul) 2640 öğrenci vardı. Aynı dönemde Sinop Merkez Kaza'daki 6 mederesede 60, 2 rüştiyede 160 ve 30 iptadaiyede de 600 öğrenci vardı. Boyabat'ta 5 medrese olup bu medreselerde 65 öğrenci bulunmaktadır. Rum Ortadoksların Boyabat'ta 40 öğrencinin devam ettiği yalnızca bir okulu vardı. 1898 Maarif Salnamesi; Sinop, Boyabat ve Gerze'de birer rüştiye oldugunu, bu rüştiyelerde toplam 187 ögrencinin okudugunu kaydetmektedir. Aynı salnameye göre Sinop Merkez Kaza'da Rum Ortodoksların 51 erkek öğrencili bir ortaokulu vardı. 20. yy.'ın başında, Sinop İdadisi'nin 113'ü Müslüman ve 6'sı da Müslüman olmayan, toplam 119 öğrencisi vardı. Sinop İnas Rüştiyesi'nde ise 52 kız öğrenci okumaktaydı. 20.yy.'ın başında Sinop Sancağı'ndaki toplam 7 medresede 302 öğrenci eğitim görmekteydi.


Sinop'ta Cumhuriyet Sonrası Eğitim

Cumhuriyet devrimlerinden olan "Yeni Harf Devrimi", 15 Eylül 1928'de, Başöğretmen Atatürk tarafından yeni harflerin tanıtılmasıyla başladı. Yeni Türk Alfabesinin tanıtımını yapmak için Türkiye'yi dolaşan Başöğretmen Atatürk, Sinop'u da ziyaret etmiştir. Okul Öncesi Eğitiminde; Bağımsız 1 Anaokulu, 41 öğrencisi, 3 öğretmeni, 2 dersliği, öğretim kurumlarının bünyesinde de 73 anasınıfında 1151 öğrenci, 76 öğretmen bulunmaktadır. 342 Birleştirilmiş Sınıf Uygulaması yapan İlköğretim Okulu, 58 İlköğretim Okulu, 5 Yatılı İlköğretim Bölge Okulu ve 5 Pansiyonlu İlköğretim Okulu olmak üzere toplam 410 İlköğretim Okulunda; 31955 öğrenci, 1540 öğretmen, 1436 derslik bulunmaktadır. 5 Genel ve Mesleki Lise bünyesinde bulunan İlköğretim Okulunda 691 öğrenci bulunmaktadır. Bu öğrencilerin katılımı ile İlköğretim Okullarında toplam öğrenci sayısı 32646'dır.

merkez_egitim_1B.jpg


İl genelinde faaliyet gösteren 1 Bağımsız Pratik Kız Sanat Okulunda 221 öğrenci ve 4 öğretmen bulunmaktadır.

4 Çıraklık Eğitimi Merkezinde; 696 çırak, 306 kalfa, 116 usta öğretici ve 53 öğretmen bulunmaktadır. 9 Halk Eğitimi Merkezinde; 59 öğretmen, 17 Kadrolu Usta öğretici, 59 Ücretli Usta öğretici, 37 Ücretli öğretici bulunmaktadır. Açılan 179 kursa 6160 kursiyer katılmıştır. . 1 Sağlık Eğitim Merkezi Tabipliğinde; 3 doktor, 1 diş tabibi ( Geçici ) , 3 hemşire (1 Geçici ) bulunmaktadır. 1 Eğitim Araçları Merkezi ve ASO. Müdürlüğünde; 10 öğretmen, 1 teknisyen, 1 sayman bulunmaktadır. 1 Millî Eğitim Yayınevinde; 1 Sorumlu memur, 1 memur ve 1 hizmetli bulunmaktadır. 6 Öğretmen evi ve 3 Öğretmen Lokalinde; 10 yönetici, 50 personel bulunmaktadır.

Personel Durumu
İlimiz Okul ve Kurumlarında toplam; 243 yönetici, 22 İlköğretim Müfettişi, 2310 öğretmen, 11 şef, 100 memur, 1 sayman, 14 teknisyen, 11 şoför, 2 aşçı, 1 ambar memuru, 2 Sivil Savunma Uzmanı, 1 bekçi, 3 doktor, 3 hemşire, 4 mühendis, 1 Tesis Müdürü, 506 hizmetli görev yapmaktadır.

Özel Eğitim Kurumları
İl genelinde 3 Özel Dershane ve 5 Motorlu Taşıt Sürücüleri Kursu bulunmaktadır. Bu kurumlarda çalışan personel sayısı 112'dir.

Eğitim-Öğretim Hizmetleri
Çağ nüfusuna göre İlimizin okullaşma oranları; Okul öncesinde % 7.37, İlköğretimde % 79.53, Ortaöğretimde % 25.11' dir.

Başarı durumu ; İlköğretim okullarının 1-5. sınıflarında % 98, İlköğretim okullarının 6-8. sınıflarında % 99, Liselerde % 86 , olup, Genel başarı ortalaması % 94' dür. İlimiz genelinde okuma yazma oranı % 93' dür.

Okulu bulunmayan, çeşitli nedenlerle kapalı bulunan, nüfusu az ve dağınık yerleşim birimlerinde bulunan İlköğretim çağındaki çocuklar ile birleştirilmiş sınıf programını okuyan öğrencilerin daha kaliteli eğitim-öğretime kavuşturulması, eğitimde fırsat ve imkan eşitliğinin sağlanması, 8 yıllık Zorunlu Eğitimde yüzde yüzlük okullaşma oranına ulaşmak amacıyla taşımalı İlköğretim kapsamında 44 taşıma merkezine 215 okul ve yerleşim yerinden 3609 öğrenci taşınmıştır.

Eğitim Yatırımları

İlköğretim Kurumları 23 adet, Genel Bütçe Yatırımları 7 adet, ( 4 Anaokulu, 1 Anadolu Lisesi, 1 Ticaret Meslek Lisesi, 1 Çok Programlı Lise ) Olmak üzere toplam 30 adet projeyi kapsamaktadır. 12 İlköğretim Kurumu ihale aşamasında olup, 2000 yılı içerisinde inşaatlarına başlanacaktır. İlköğretim Kurumları; Bu kurumları oluşturan 23 adet projenin (11 adeti devam eden, 12 adeti yeni planlanan ) proje bedelleri toplamı 8.753 734 000 000 TL. dır. 9 adet proje halen devam etmekte, 12 adet projenin ihale hazırlıkları yapılmakta, 2 adet projenin de arsa çalışmaları devam etmektedir. Bu projelerin 2.733.875.000.000 TL. lık yılı ödeneğinin 571. 576.000.000 TL. sı harcanmıştır. 23 adet projenin yılı ödeneklerine göre nakdi gerçekleşmesi % 24, fiziki gerçekleşmesi % 34' dür. Genel Bütçe Yatırımları; Bu yatırımları oluşturan 7 adet projenin toplam proje bedelleri 2.003.560.000.000 TL. dır. Bu projelerin tümü daha önceki yıllardan devam etmektedir. Genel Bütçe Yatırımlarının yılı ödeneği 1.078.467.000.000 TL. dır. Bu ödeneğin 331. 085.000.000 TL. harcamış olup, bu harcama neticesinde 7 adet projenin yılı ödeneklerine göre nakdi gerçekleşmesi % 31, fiziki gerçekleşmesi % 50' dir. Donatım ödenekleri; 573.783.304.000 TL. 1999 yılından devreden, 30.000.000.000 TL. Özel İdare Katkısı ve 3.956.287.000 TL. Bakanlığımızdan gönderilen ödenek olmak üzere program yılı (2000 yılı ) ödeneği toplam 607.739.591.000 TL. dır. Bu ödeneğin 507.651.624.000 TL. sı bu güne kadar donatım giderlerine harcanmıştır.

Sinop İli Merkez Ve İlçelerinde Faaliyet Gösteren Özel Ve Resmi Yurt Ve Pansiyonlara Ait Bilgi Ve Faaliyetler

Ortaöğretim ve Yükseköğretim kurumlarına devam eden öğrencilerin barınma ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla; İlimiz Merkez ve İlçelerinde 13' ü Özel, 8'i Resmi olmak üzere toplam 21 Yurt-Pansiyon faaliyet göstermektedir. Bunlardan Merkez Kızılay tadilat nedeniyle, Türkeli Korumaya Muhtaç Talebelere Yardım Derneği Kız öğrenci yurdu ise öğrencisizlik nedeniyle faaliyetine ara vermiştir.

Özel Yurt ve pansiyonların öğrenci kapasitesi toplam 906 olup, 2002-2003 öğretim yılında barınan öğrenci sayısı ise 363'dır. Bu yurtlarda toplam 47 personel çalışmaktadır.

Resmi Yurt ve Pansiyonların öğrenci kapasitesi 1060 olup, bu yurt ve pansiyonlara toplam 898 öğrenci barınmaktadır. Bu Yurt ve Pansiyonların isim ve öğrenci sayılarına ilişkin çizelge aşağıda sunulmuştur.


mer_egt_r1_c1.gif

mer_egt_r2_c1.gif

mer_egt_r4_c1.gif

mer_egt_r5_c1.gif

mer_egt_r6_c1.gif



FAKÜLTE VE YÜKSEKOKULLAR

Ondokuz Mayıs Üniversitesi Sinop Su Ürünleri Fakültesi

Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Sinop Su Ürünleri Fakültesi, 41 sayılı KHK ile 20 Temmuz 1982'de kurulan 6 Su Ürünleri Yüksekokulundan birisidir. Sinop Su Ürünleri Yüksekokulu'nun kuruluş çalışmaları 1983 yılı sonunda Samsun'da başlatılmış, 1984-85 Eğitim-Öğretim yılında ilk öğrencilerini almıştır. Mart 1986'da Sinop'a nakledilen Yüksekokul, 11 Temmuz 1992'de 3837 sayılı kanunla fakülteye dönüştürülmüştür. Temmuz 1998 tarihine kadar Sinop Ticaret Lisesine ait binanın bir kısmında eğitim ve öğretimini sürdüren Sinop Su Ürünleri Fakültesi, söz konusu tarihten itibaren Akliman mevkiinde kendi binasında faaliyet göstermektedir.

merkez_egitim_3.jpg


Sinop Su Ürünler Fakültesi 4 yıllık FKB eğitimine dayalı ve mühendislik temel derslerinin de okutulduğu bir eğitim kurumu olup, branş derslerinin konuları arasında Balık Sistematiği, Balık Anatomisi ve Fizyoloji, Ekoloji, Limnoloji, Oseanografi, Balık Biyolojisi, İçsu Balıkları ve Yetiştiriciliği, Av Araçları ve Avlama Tekniği, Su Ürünleri Mevzuatı, Su Ürünleri Ekonomisi, İstatistik, Navigasyon, Balıkçı Gemileri ve Donanımı, Balık Besleme, Kabuklu ve Eklem Bacaklılar Yetiştiriciliği, Akvaryum Balıkları Yetiştiriciliği, Balık Üretim Tesisleri ve Planlaması, Su Kalitesi, Su Kirliliği, Su Ürünleri İşleme Teknolojisi, Plankton Bilgisi ve Deniz Meteorolojisi gibi konular bulunmaktadır.

merkez_egitim_5.jpg


Ayrıca, kıyı kaptanlığı için gerekli dersler seçmeli olarak alınabilmektedir.

Dört (4) yıllık eğitimin sonunda Su Ürünleri Fakültesi mezunları, Yükseköğretim Kurulunca kabul edildiği üzere "Su Ürünleri Mühendisi" ünvanı almakta ve daha sonra, Fen Bilimleri Enstitüsünde gerekli koşulları yerine getirenler yüksek lisans ve doktora programlarına devam edebilmektedirler. Sinop Su Ürünleri Fakültesinde 1999-2000 Eğitim-Öğretim yılı itibariyle, 1. Örgün Lisans Programında 186. II. Örgün Lisans Programında ise 142 olmak üzere toplam öğrenci sayısı 328'dir. Fakültemizin kuruluşundan bugüne kadar toplam mezun sayımız ise 544'e ulaşmıştır.
Fakültede Yürütülen Bilimsel Çalışmalar
Sinop Su Ürünleri fakültesinde, Üniversitemiz Araştırma Fonu (yaklaşık 70 adet ) ve TÜBITAK (3 adet) tarafından desteklenen 73 adet araştırma yürürlüğe konmuş ve bunların tamamına yakını sonuçlanarak çeşitli bilimsel dergilerde makale olarak yayımlanmıştır. Ayrıca, fakültemiz öğretim elemanlarınca bireysel olarak yapılan 100'den fazla araştırma sonuçları da yine bilimsel dergilerde yayımlandığı gibi çeşitli kongre ve sempozyumlarda tebliğ şeklinde sunulmuştur. Fakültenin yerleşim yeri Karadeniz'de bulunduğu için araştırmaların çoğunluğu Karadeniz'e yönelik çalışmalardır.

Ondokuz Mayıs Üniversitesi Sinop Fen Edebiyat Fakültesi

Sinop Fen - Edebiyat Fakültesi 12.08.1998 tarih ve 98/11641 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla 23.09.1998 tarih ve 23472 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak kurulmuştur.

merkez_egitim_6.jpg


Ondokuz Mayıs Üniversitesi'ne bağlı olarak Sinop Fen Edebiyat Fakültesi, Sinop Erfelek yolu üzerinde bulunan ve yeni yapılan bir bina satın alınarak tahsis edilmiştir. Sinop Fen - Edebiyat Fakültesi'nde ilk önce Fizik, Matematik, Biyoloji Bölümleri açılmış, daha sonra İstatistik ile toplam 4 bölümlü bir fakülte konumuna getirilmiştir. Akademik ve idari personel ihtiyacı Ondokuz Mayıs Üniversitesi'nin diğer gelişmiş bölümlerinden temin edilecektir.

Ondokuz Mayıs Üniversitesi Sinop Eğitim Fakültesi

Sinop Eğitim Fakültesi Yüksek Öğretim Kurulu Başkanlığının 04.04.2000 tarihli toplantısında, 2809 sayılı Kanunun 6., 2547 sayılı kanunun 2880 sayılı Kanunla değişik 7/d-2, 7/h maddeleri uyarınca, 17.11.1999 tarih ve 4480 sayılı Kanun ile 22.11.1999 tarih 23884 sayılı Resmi gazetede yayımlanarak Ondokuz Mayıs Üniversitesi bünyesinde İlköğretim Bölümü ile bu bölüme bağlı Sınıf Öğretmenliği Anabilim Dalı kurularak 2000-2001 Öğretim yılında 53 öğrenci ile öğrenime başlamıştır. 2001-2002 Öğretim Yılında da ek kontenjan ile Okul Öncesi Öğretmenliği’ne 50 öğrenci alınmıştır.

Fakültemizde açılmış olup, öğrenci alınmayan bölümlerimiz ise; Yabancı Diller Eğitimi Bölümü İngiliz Dili Eğitimi Anabilim Dalı, Eğitim Bilimleri Bölümü Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Anabilim Dalı ve Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Anabilim Dalı’dır.

Fakültemiz, TEDAŞ Müessese Müdürlüğü için yapılan ve daha sonra Üniversitemize tahsis edilen 4.848 m2’lik binada hizmet vermektedir. Almanya Sinop’lu İşadamları Derneği ASİDER tarafından yeni Fakülte binamız yapılmakta olup, 2004-2005 Öğretim Yılında hizmete açılması planlanmaktadır.

2003-2004 Öğretim Yılı itibariyle İlköğretim Bölümü Sınıf Öğretmenliğinde 201, Okul Öncesi Öğretmenliğinde 136 öğrencimiz olmak üzere toplam 337 öğrencimiz mevcuttur.

Fakültemizde 1 Profesör, , 2 Yardımcı Doçent, 8 Öğretim Görevlisi, 1 Okutman, 1 Uzman ve 4 Araştırma Görevlisi (3 Arş.Gör.Yüksek Lisans ve Doktorası için görevlendirildi) olmak üzere 17 akademik personel ile 1 Fakülte Sekreteri, 1 Şef, 3 Memur, 1 Teknisyen, 1 Koruma ve Güvenlik Görevlisi, 2 Hizmetli, 1 Teknisyen Yardımcısı ve 4 Geçici İşçi olmak üzere14 idari personel görev almaktadır.

Ondokuz Mayıs Üniversitesi Boyabat İktisadi Ve İdari Bilimler Fakültesi

Boyabat İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, 03.07.1992 tarih ve 3837 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla 11.07.1997 tarih ve 21281 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak kurulmuştur. Fakültenin inşaatı %40 fiziki gerçekleşme seviyesinde devam etmekte olup 2000 yılı yatırım programına göre 2001 yılında tamamlanması planlanmıştır.

Ondokuz Mayıs Üniversitesi Sinop Sağlık Yüksekokulu

Sinop Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu 1992 yılında Sağlık Bakanlığı ile Yüksek Öğretim Kurulu arasında imzalanan Sağlık Meslek Lisesinin, Sağlık Hizmetleri Meslek Okuluna dönüştürülmesini hedefleyen protokol gereğince 1993 yılında eğitim ve öğretime başlamıştır. 27Mart1992 tarihlerinde toplanan I. Ulusal Sağlık Kongresi'nde belirtilen hedefler doğrultusunda "Sağlık Eğitimi Yeniden Yapılandırma Projesi" ne yönelik olarak 10.10.1996 tarih ve 96/8655 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu, diğer 78 yüksek okul gibi sağlık yüksek okuluna dönüştürülmüştür. Yüksek Okulda fiziki mekan ve öğretim elemanı yetersizliği nedeniyle yalnızca Hemşirelik Bölümü bulunmaktadır. 1997-1998 Eğitim-Öğretim yılında 4 yıllık lisans düzeyine geçen Sinop Sağlık Yüksek Okulu'na 43 öğrenci alınmıştır. 1998-1999 ve 1999-2000 Eğitim-Öğretim yıllarında yapılan öğrenci kayıtları ile bu sayı 126 ulaşmıştır.

Ondokuz Mayıs Üniversitesi Boyabat Meslek Yüksekokulu

Yüksekokulumuz 1996-1997 Eğitim-Öğretim yılı sonunda İnşaat Programından 18, Harita-Kadastro Programından 25 öğrenci , 1997-1998 Eğitim-Öğretim yılı sonunda İnşaat Programından 20, Harita-Kadastro Programından 24 öğrenci, 1998-1999 Öğretim yılı sonunda İnşaat Programından 17, Harita-Kadastro Programından 27 öğrenci ve 1999-2000 kış yarıyılı sonunda İnşaat programından 2, Harita-Kadastro programından 9 öğrenci mezun olmuştur.

merkez_egitim_4.jpg
 
SİNOP'ta SAĞLIK

Sağlık Kurum ve Kuruluşları

İlimizde 4 Devlet Hastanesi (Toplam fiili yatak sayısı 488), 2 Sağlık Merkezi (Gerze Sağlık Merkezi fiili olarak hizmet vermekte yatak kapasitesi 10), 34 Sağlık Ocağı, 195 Sağlık Evi (161'i Köy Sağlık Evi), 2 AÇSAP Merkezi, 2 Verem Savaş Dispanseri, 1 SSK hastanesi( fiili yatak kapasitesi 104), Ayrıca il merkezinde 1 Halk Sağlığı laboratuvarı, Milli Eğitim Müdürlüğüne bağlı 1 Sağlık Eğitim Merkezi, 3 SSK İstasyonu ve bir özel poliklinik bulunmaktadır.

merkez_saglik_1.jpg


Sağlık Kurum Ve Kuruluşlarının Bina, Araç Ve Personel Durumu

Yataklı Tedavi Kurumları toplam 575 yatak kapasitesi ile hizmet vermektedir. 713 kişiye 1 hasta yatağı düşmektedir. Yapımı tamamlanan Türkeli Devlet Hastanesinin ikmal inşaatı (Fiziki gerçekleşmesi % 30 ) ve Gerze Devlet Hastanesinin (fiziki gerçekleşmesi %80) hizmete açılmasıyla yatak kapasitesi toplam 640'a yükselecektir. Ayrıca yapımına dernek kanalıyla başlanan Erfelek Sağlık Merkezinin Sağlık Bakanlığı'na devri yapılmış ve yapımı devam etmektedir. 34 Sağlık Ocağından 30'u kendi hizmet binasında hizmet vermektedir. Kendi binası olmayan 4 Sağlık Ocağı başka binalarda hizmetlerini sürdürmektedir. Bunlardan 2 tanesi teşkilatımıza ait başka binalarda, 1 tanesi mülkiyeti Özel İdareye iat olan bir binada, 1 tanesi de kiralık binda hizmet vermektedir. İlimizdeki 161 Köy Sağlık Evinden 108 tanesinin binası vardır. 4 Sağlık Evinin inşaatı devam etmektedir. 49 Sağlık Evinin ise binası ve mevcut arsası yoktur.

Sağlık Müdürlüğüne bağlı kurum ve kuruluşlarda 14 binek oto , 29 ambulans 1 Kamyonet olmak üzere toplam 44 araç bulunmaktadır. İlimiz sağlık kurum ve kuruluşlarında 36 uzman, 109 pratisyen tabip, 8 diş tabibi, 1 diyetisyen, 2 fizyoterapist, 3 biyolog, 1 tıbbi teknolog, 70 sağlık memuru, 226 hemşire, 188 ebe, 37 çevre sağlığı teknisyeni, 51 laboratuar teknisyeni, 12 anestezi teknisyeni, 31 röntgen teknisyeni, 21 diş protez teknisyeni, 4 okul müdürü, 3 müdür yardımcısı, 16 öğretmen, 351 diğer personel olmak üzere 1170 kişi görev yapmaktadır.


Sağlık Hizmetleri

Yataklı Tedavi Kurumlarında Verilen Sağlık Hizmetleri

Diş Servisi Çalışmaları : Diş ve Ağız Sağlığı ile ilgili çalışmalar Sinop Atatürk Devlet Hastanesi, Ayancık Devlet Hastanesi, Boyabat 75.Yil Devlet Hastanesi ve SSK Hastanelerinde, 8 Diş tabibi, 21 Diş protez teknisyeni tarafından yürütülmekte olup, Durağan Devlet Hastanesi, Gerze Sağlık Merkezi ve Erfelek Sağlık Merkezlerinde personel olmamasından dolayı hizmet verilememektedir. Atatürk Devlet Hastanesinde Diş Protez Laboratuvarı mevcuttur.

Laboratuvar Çalışmaları : Laboratuvar hizmetleri Sinop Atatürk Devlet Hastanesi, Ayancık Devlet Hastanesi, Boyabat 75.Yıl Devlet Hastanesi, Durağan Devlet Hastanesi , Gerze Sağlık Merkezi., Erfelek Sağlık Merkezi ve SSK Hastanesinde yürütülmekte olup bu birimlerde 51 Laboratuvar Teknisyeni, 31 Röntgen Teknisyeni görev yapmaktadır.

merkez_saglik_2.jpg


tur_devletHast.jpg


Hemodiyaliz Çalışmaları : İlimizde Atatürk Devlet Hastanesi'nde 9, Ayancık Devlet Hastanesi'nde 4, Boyabat Devlet Hastanesi'nde 6 olmak üzere toplam 19 makinalık hemodiyaliz ünitesi bulunmaktadır. 2000 yılında 52 hastaya toplam 6475 seans hemodiyaliz uygulanmıştır.

Koroner Bakım Üniteleri : Atatürk Devlet Hastanesinde 8 , Ayancık Devlet Hastanesinde 4, Boyabat Devlet Hastanesinde 4 yataklı Koroner Bakım Ünitesi bulunmaktadır.


112 Hızır Acil Sistemi

İlimizde acil durumlarda hemen müdahale edebilecek araç, techizat ve personele sahip 112 Hızır Acil sistemi, kesintisiz olarak 24 saat hizmet vermektedir.


Yeşil Kart Uygulamaları
İlimizde yeşil kart uygulamaları 1992 yılı Ağustos ayında başlamıştır. Uygulama başladığından bu yana toplam 95.294 kişi yeşil kart almak için başvuruda bulunmuş, 87 964 kişiye yeşil kart verilmiştir. 2000 yılı itibarı ile ilimizde 83.913 kişi yeşil kart sahibi olup, toplam nüfusun %36,8 i yeşil kart sahibidir. 2000 yılında ilimizdeki yataklı tedavi kurumlarında yatarak tedavi gören yeşil kartlı hasta sayısı 3559 dur.

Koruyucu Sağlık Hizmetleri
Nüfusun % 58,5'i kırsal bölgede, % 41,5'i kentsel bölgede yaşamaktadır. Toplam nüfusun %29,54'ünü oluşturan 5 yaş altı çocuk nüfusu ve 15 -49 yaş kadın nüfusu koruyucu sağlık hizmetleri açısından özel bir önem ve önceliğe sahiptir.

Ana-Çocuk Sağlığı Ve Aile Planlaması Hizmetleri
Bu gruptaki yürütülen başlıca hizmetler, 15-49 yaş grubundaki kadınların yılda 2 kez izlenmesi , gebelerin gebeliklerinin ilk aylarında tespit edilerek gebelikleri boyunca izlenmesi, doğumların sağlıklı koşullarda yapılmasının sağlanması, doğumdan itibaren çocukların izlenerek büyüme ve gelişmelerinin takip edilmesi , mevcut veya ortaya çıkabilecek sağlık sorunlarının erken tanı ve tedavilerinin sağlanması, çocukluk döneminde en çok görülen ve en çok ölüme neden olan hastalıkların azaltılması ve bu hastalıklara bağlı ölümlerin önlenmesi, aşı ile korunulabilir hastalıklara karşı bütün çocukların bağışıklanması ve etkin aile planlaması yöntemi kullanımının arttırılarak istenmeyen gebeliklerin önlenmesidir.

Ana Sağlığı Çalışmaları : 2000 yılında 3317 gebe tespit edilmiş ve her gebe ortalama 4,9 kez izlenmiş, gebelerin %81' i tetanoza karşı bağışıklanmıştır. 2000 yılında 2848 doğum tespit edilmiş, doğumların %82,6' i hastanede, %3,61'i sağlık ocağında veya evde sağlık personeli yardımı ile, %13.79' sı sağlık personeli yardımı olmadan gerçekleşmiştir. Ana-çocuk sağlığı ile ilgili konuların başında doğumların sağlıklı koşullarda ve sağlık personeli yardımı ile yapılması gelmektedir. İlimizdeki doğumlar yapıldığı yere göre değerlendirildiğinde 1990 yılında doğumların %39,2'si Hastanede olurken bu oran 1995 yılında %68,7 ye, 2000 yılında %82,6'e yükselmiştir. Sağlık Personeli yardımı olmadan yapılan doğumların oranı da 1990 da %30 iken 10 yıllık sürede %86.21 oranında azalarak 2000 yılında %13,79 olmuştur. Sağlık personeli yardımı olmadan yapılan doğumlar konusunda il genelinde önemli bir başarı sağlanmış olsa da, halen bazı bölgelerimizde öncelikli sorunlarımız arasında yer almaktadır. Bu bölgeler Boyabat ilçesi Kovaçayırı Sağlık Ocağı Bölgesi (%20), Dikmen Merkez Sağlık Ocağı Bölgesi ( %32), Durağan ilçesi (%46.2)dir. Bundan sonraki süreçte doğumların sağlıklı koşullarda yapılmasının sağlanması ile ilgili çalışmalara bu bölgelerimizde ağırlık verilecektir.

Çocuk Sağlığı Çalışmaları : İlimizde 2000 yılı sonuçlarına göre; 0 yaş grubu 3067 bebek, 14 yaş grubu 12.554 çocuk bulunmaktadır. Bu gruba sunulan hizmetler içinde 0 yaş grubu bebekler bir yaşına kadar ortalama 8 kez, 1-4 yaş grubu çocuklar yılda ortalama 1,8 kez izlenmiştir. İlimizde 34 Sağlık Ocağı, 2 AÇSAP Merkezi ve 2 Verem Savaş Dispanserinde bağışıklama hizmetleri verilmektedir. Bağışıklama çalışmaları açısından ilimizde önemli bir sorun bulunmamaktadır. 2001 yılında hedefimiz bütün aşılarda bağışıklama oranının %90'ın üzerine çıkarılmasıdır. Bağışıklama hizmetleri kapsamında çocuk felci hastalığının tamamen ortadan kaldırılmasına yönelik çalışmalar sürdürülmektedir. Uluslararası düzeyde başlatılan Polio Eradikasyonu Programına Türkiye 1986 yılında katılmıştır. Ulusal düzeyde yürütülen Polio Eradikasyonu Programı çalışmalarına, 1995 yılında ilk kez düzenlenen ve 1995 den bu yana her yıl bir ay ara ile 2 kez tekrarlanan Ulusal Aşı Günleri uygulaması ile hız kazandırılmıştır. İlimizde en son 1989 yılında 1 polio vakası tespit edilmiş, son 10 yılda polio vakası görülmemiştir. Çocuk sağlığı düzeyini gösteren en önemli gösterge olan bebek ölüm hızı İlimiz'de 1990 yılında %062,3 iken 10 yıllık sürede yaklaşık ½ oranında azalarak 2000 yılında %036,6 olmuştur. 2000 yılında ilimizdeki bebek ölümlerinin %0,74 Dikmen İlçesi'nde, % 61'i Durağan İlçesi'nde meydana gelmiştir. Bebek ölümlerinin azaltılmasına yönelik yürütülen hizmetlerde Dikmen ve Durağan İlçelerindeki çalışmalara ağırlık verilmektedir.

Bebek Ölüm Nedenleri :

- İyot Yetersizliği Hastalıkları : Önemli bir halk sağlığı sorunu olan iyot yetersizliğine bağlı guatr ilimizde özellikle Durağan İlçesi kırsal bölgelerinde yaygın olarak görülmektedir. İyot yetersizliğinin eliminasyonunu amaçlayan çalışmalara 1999 yılından itibaren ağırlık verilmeye başlanmış, bu konu ile ilgili personel eğitimleri tamamlanmıştır. İyotlu tuz kullanımının yaygınlaştırılması amacıyla halk eğitimlerine devam edilmektedir.

- Bebek Dostu Hastane uygulaması: Temel amacı hastane doğumlarını da içine alacak şekilde anneleri doğum öncesi dönemden hazırlayarak doğumdan hemen sonra emzirmeye başlanması ve hastaneden ayrıldıktan sonra da sağlık personeli izlemleri ile emzirmeyi sürdürmeleri konusunda desteklemenin sağlanması olan bebek Dostu Hastane Uygulaması kapsamında Sinop Atatürk Devlet Hastanesi, Ayancık Devlet Hastanesi ve Boyabat 75 Yıl Devlet Hastanesi "Bebek Dostu Hastane" ünvanını almıştır.

- Aile Planlaması Çalışmaları : İlimizde AP çalışmaları 3 Devlet Hastanesinde, Sinop AÇSAP Merkezi, Gerze AÇSAP Merkezi ve 34 Sağlık Ocağında, 36 uzman tabip, 109 pratisyen tabip, 188 ebe tarafından yürütülmek olup RİA rahim içi araç) uygulaması, hap ve kondom dağıtımı ücretsiz olarak yapılmaktadır. Gebeliği önleyici yöntem kullanma durumu değerlendirildiğinde 15-49 yaş grubundaki evli kadınların bu konudaki tercihlerinde gebeliği önleyici yöntem kullanma yönünde bir artış olduğu görülmektedir.1990 yılında %67,1 olan gebeliği önleyici yöntem kullanma oranı 10 yılda %11,9 artarak 2000 yılında %79 olmuştur.Bu süre içinde etkin yöntem kullanma oranı da artarak %24,6'dan, %48'e yükselmiştir. Aile planlaması hizmetleri konusunda halk eğitimi çalışmalarına ağırlık verilmesi , hizmetin yaygınlaştırılması ve sürekliliğinin sağlanmasına çalışılmaktadır.Hedefimiz gebeliği önleyici etkin yöntem kullanma oranının 2001 yılında %70'e, sonraki yıllarda da %85' e yükseltilmesidir.

Gıda Ve Çevre Kontrol Hizmetleri
Gıda ve Çevre Kontrol Şube Müdürlüğü, 34 sağlık ocağında görevli, 82 sağlık ocağı tabibi, 1 şube müdür vekili, 22 çevre sağlığı teknisyeni, 46 sağlık memuru tarafından gıda ve çevre kontrol hizmetleri yürütülmektedir. Belediye başkanlıkları ile işbirliği yapılarak içme ve kullanma sularının klorlama işlemleri sürdürülmektedir. Toplumun tükettiği gıda maddelerinden alınan numunelerin analiz sonucuna göre gıda maddeleri tüzüğüne uymayan satıcı ve imalatçılar hakkında yasal işlem uygulanmıştır. Beş yıllık dönemde içme ve kullanma sularından bakteriyolojik ve kimyasal numuneler alınarak, analiz sonucuna göre bakteriyolojik ve kimyasal yönden sağlığa uygun olmayanların kirlilik nedenleri araştırılarak ıslah çalışmaları yapılmıştır.
 
SİNOP'ta SPOR

Atletizm

26/12/2004 tarihinde İlimiz Merkez Stadında ve 8 İlçede 300 e yakın sporcunun katılımıyla Cumhuriyetimizin 82. Yılı Atletizm Geliştirme Projesi için seçme koşuları yapılarak İlçelerde dereceye giren sporcular daha sonra Sinop'ta yapılacak olan İl Takımı Seçme yarışlarına katılmışlardır.
02 Ocak 2005 günü İlimiz Merkez Stadında Cumhuriyetimizin 82 Yılı Atletizm Geliştirme Projesi 5 Etap İl Takımı Seçme Koşuları yapılmıştır. Toplam 210 sporcu katılmış olup, Koşulara Boyabat, Gerze, Durağan, Dikmen , Ayancık , Saraydüzü , Erfelek Türkeli İlçeleri de katılmıştır. Dereceye giren 16 erkek 16 bayan sporcudan oluşan İl Atletizm Takımımız Kastamonu da yapılan 1.Ayak koşularına katılmıştır.

Badminton

2004-2005 Sezonunda badminton çalışmalarına Gençlik ve Spor İl Müdürlüğümüzce Gelincik İlköğretim Okulu pilot okul ilan edilerek İl temsilcisi Ahmet Genç ve çalıştırıcılar Levent GÜL-Şükrü SERT nezaretinde Malzeme desteği de yapılarak çalışmalara başlamıştır.

Basketbol

2004/2005 Basketbol Sezonu Yerel Liginde 5 kategoride (Yıldız Bayanlar-Küçük Bayanlar-Küçük Erkekler-Yıldız Erkekler-Genç Erkekler)ligleri yapılmış olup,toplam 24 takım katılmış,94 müsabaka yapılmış ,470 hakem görev almıştır.

sp_bask.jpg


NOT: Minikler (Bay-Bayan) Ligi ileri bir tarihte yapılacaktır.
Yıldız Bayanlar İl Birincisi : Eğitim Spor
Küçük Bayanlar il Birincisi : Eğitim Spor
Küçük Erkekler İl Birincisi : Eğitim Spor
Yıldız Erkekler İl Birincisi : Orman Spor
Genç Erkekler İl Birincisi : Telekom Spor

Bilardo

2005 Bilardo Ligi 20/11/2004 tarihinde başlamış 9 Ocak 2005 tarihinde bitmiştir. 4 Kulübün katıldığı ligte Köyhizmetleri Spor Kulübü 1. olmuştur.



sp_bilar.jpg


23 Şubat 1 Mart 2005 tarihleri arasında 3 Top Bilardo İl Birinciliği Seçme Müsabakaları 32 sporcunun katılımıyla yapılmıştır.
12/13 Mart 2005 tarihleri arasında 9 Top bayanlar Pool Amerikan Bilardo İl Birinciliği Müsabakaları 10 bayan sporcunun katılımıyla yapılmıştır.

26/27 Mart 2005 tarihleri arasında Valilik Kupası 9 Top Amerikan Erkeler İl Birinciliği Müsabakaları 50 sporcunun katılımıyla yapılmıştır.

Su Altı

Ekim ayında Zıpkınla balık Avı Türkiye Şampiyonası yapılacaktır.


Judo

30 Nisan 2005 tarihinde İlimiz Atatürk Spor Salonun da Ulusal Egemenlik Judo Müsabakaları yapılacaktır.

Herkes İçin Spor

8 Mart Dünya Kadınlar Günü Kutlama Etkinlikleri çerçevesinde Atatürk Spor Salonun da spor uzmanları nezaretinde bayanlara step aerobik yapılarak sporun bir yaşam biçimi mesajı verilmeye çalışılmıştır.

Futbol

Sinop'ta profesyonel klüp olarak Sinopspor Türkiye 3. Futbol ligi 2. grupta mücadele etmektedir.

Sinopspor
Kulüp, 1968 yılında Eczacı Özcan TEKİNALP ve arkadaşları tarafından kurularak faaliyete geçirilmiş olup, renkleri Mor-Beyaz'dır.

1983-1984 sezonunda profesyonel olarak Türkiye 3. Ligine girmiş olup, futbol branşında profesyonel futbol takımı, gençler , yıldızlar ve minikler kategorisinde ayrıca futbol yaz okulunda faaliyet göstermektedir.

Takımımız, 5000 kişilik Sinop Şehir Stadyumunda müsabakalarını yapmaktadır. Sahamız çim olup beynelminel ölçülerdedir.

Güreş

Güreş Antrenörümüz Yılmaz ÖZTÜRK nezaretinde çalışmalar devam etmekte yaz sezonunda ise İl Spor merkezleri açılmaktadır.

sp_gures.jpg


Briç

02 Ocak 2005 günü Gençlerbirliği Spor Kulübü Briç salonun da yapılan Hoş Geldin 2005 İkili Açık Briç Turnuvası 20 sporcunun katımıyla gerçekleşmiştir. 23 Nisan 2005 Ulusal Egemenlik Briç Turnuvası İl Temsilciliğinin girişimleriyle internet üzerinden Uluslararası Briç Turnuvası yapılmıştır. Toplam 160 kişinin katıldığı turnuvada Sinop'tan 28 sporcu katılmıştır.


İzcilik

İlimizde Gençlik Merkezi ve Yetiştirme Yurdunca 2 ayrı İzci ünitesi kurulmuştur. Kamplara gönderilmektedirler. İl özel İdare Kaynaklı Malzeme alınmıştır.

Yüzme

Antrenör Sevim ÇELİK nezaretinde Kumsal Tesisilerinde İl Spor Merkezleri adı altında her yıl kurslar düzenlenmektedir.

Hentbol

2004/2005 Hentbol Sezonu Yerel liginde 5 kategoride(Genç Erkekler-Yıldız Bayanlar-Yıldız Erkekler-Küçük Bayanlar-Küçük Erkekler) ligleri yapılmış olup, 20 takım katılmış, 60 müsabaka yapılmış , 240 hakem görev almıştır.

sp_hent.jpg


Not: Minikler (Bay-Bayan) Ligi Mayıs ayında başlayacaktır. Genç Erkekler İl Birincisi : Eğitim Spor kulübü
Yıldız Bayanlar İl Birincisi : Gençlerbirliği Spor kulübü
Yıldız Erkekler İl Birincisi : Eğitim Spor kulübü
Küçük Bayanlar İl Birincisi : Gençlerbirliği Spor Kulübü
Küçük Erkeler İl Birincisi : Eğitim Spor kulübü

Satranç

08/09 Ocak 2005 tarihleri arasında Yaş Grupları Satranç İl Birinciliği Müsabakaları 81 sporcunun katılımıyla gerçekleşmiştir.

sp_satr.jpg


30 Nisan 2005 günü İlimiz Atatürk Spor Salonun da Ulusal Egemenlik satranç müsabakaları yapılacaktır.

Taekwando

25/12/2004 tarihinde ilimiz Atatürk Spor Salonun da Taekwondo İl Birinciliği Müsabakaları 120 sporcunun katılımıyla yapılmıştır.

sp_taekw.jpg


24 Nisan 2005 günü ilimiz Atatürk Spor Salonun da Ulusal Egemenlik Taekwondo Müsabakaları 15 bayan 75 erkek sporcunun katılımıyla yapılmıştır.

Voleybol


2004/2005 Voleybol Sezonu Yerel liginde 5 kategoride(Büyük Erkekler-Yıldız Bayanlar -Genç Bayanlar-Yıldız Erkekler-Genç Erkekler )Ligleri yapılmış olup ;toplam 20 takım katılmış, 60 müsabaka yapılmış, 360 hakem görev almıştır.
sp_voley.jpg


Büyük Erkekler İl Birincisi : Gençlik Spor Kulübü
Yıldız Bayanlar İl Birincisi : Gençlik Spor Kulübü
Genç Bayanlar İl Birincisi : Gençlik Spor Kulübü
Yıldız Erkekler İl Birincisi : Gerze Esnaf Spor Kulübü
Genç Erkekler İl Birincisi : Gerze Esnaf Spor kulübü

Yelken

12-13 Nisan 2003 tarihinde İlimiz Liman içinde Federasyon Kupası Seçme Yarışları Optimist ve 4.7 Laser yapılmış olup,10 Optimistçi 3 laser sporcusu ve 9 hakem görev yapmıştır.

sp_yelk1.jpg


03-04 Mayıs 2003 tarihlerinde İlimiz Liman İçinde Gençlik Kupası Optimist yarışları yapılmış, 9 Optimistçi, 11 hakem görev almıştır.

sp_yelk2.jpg


16/17 Nisan 2005 tarihleri arasında İlimiz Liman içinde Sezon Açılış Kupası Milli Egemenlik Yelken Yarışları 11 sporcunun katılımıyla yapılmıştır.

Gençlik Hizmetleri Faaliyetleri

İl Gençlik ve Spor Müdürlüğü Gençlik Merkezi, gençlerimizin sosyal, kültürel, sanatsal, sportif faaliyetler çerçevesinde serbest zamanlarının ilgi, istek ve yetenekleri doğrultusunda değerlendirilmesine fırsat vererek aktif vatandaşlar olarak yetiştirilmelerine, onları zararlı alışkanlıklardan korumaya, sosyal kişiliklerinin gelişmesine katkıda bulunarak topluma yararlı ve uyumlu olmalarını sağlamaya yönelik çalışmalarını sürdürmektedir.
EĞİTİM KURSLARI
Gençlik Merkezinde ücretsiz olarak yürütülmekte olan Bağlama, Gitar, Tiyatro, Türk Halk Müziği, Türk Halk Oyunları, Bilardo, Satranç, eğitim kursları tüm hızıyla devam etmekte olup, katılımcı genç sayısı gün geçtikçe daha da artmaktadır.

İl Müdürlüğümüz Gençlik Merkezi gençlere yönelik yoğun faaliyetlerine önemli bir halka daha ekleyerek İlimiz Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme kurumu Yetiştirme Yurdu Müdürlüğü çatısı altında bulunan bakıma , korumaya, şefkate muhtaç 28 gencimiz için bağlama ve gitar branşlarında eğitim kursları açmıştır.

ULUSAL GENÇLİK KAMPLARI
Gençliğin çalışma, eğitim ve öğretim alanları dışında kalan serbest zamanlarını en iyi şekilde değerlendirmeleri , bilgi,beceri,kültürel paylaşımın sağlanması, beraber yaşama,iletişimi artırma,grup oluşturma,dostluk ve barış duygularının gelişmesine katkıda bulunmak amacıyla ilimizde 01 Temmuz-07 Ağustos 2004 tarihleri arasında 8'er günlük devreler halinde 4 dönem Ulusal Gençlik Kampları açılmış, ülkemizin muhtelif yerlerinden ve üniversitelere mensup yaşları 18-24 arası 280 gencimiz bu kamplarımızdan yararlanmışlardır.

MADDE BAĞIMLILIĞI İLE MÜCADELE ÇALIŞMALARI
Son günlerde ülkemiz ve geleceğimizi tehdit eden ve geleceğimizin teminatı olan gençlerimize yönelik bir tehlike olarak gündeme gelen , koruyucu ve önleyici tedbirlerin alınmaması durumunda toplumsal bir sorun olarak karşımıza çıkması muhtemel görülen madde bağımlılığı ve uyuşturucu kullanımı özellikle gençlerimizin yaşamlarına bir kabus gibi çökerek, onların ruh ve beden sağlıklarını tehdit eder durumdadır.
Madde Bağımlılığı ile mücadelede en etkin yollardan birisi de kurumlar ve sektörler arası işbirliği ile yapılacak toplum eğitim çalışmalarıdır.
Anayasamızın 58.maddesi ile de koruyucu ve önleyici tedbirlerin alınması öngörüldüğü üzere Gençlik Merkezimiz de bu konuda üzerine düşen görevi kutsal bir hizmet anlayışı içerisinde yürüterek, yaşları 12-24 arası gençlere Madde Bağımlılığı ve Uyuşturucu ile Mücadele konusunda gereken önem ve hassasiyeti göstererek çalışmalarını devam ettirmektedir.
Bu kapsamda ilk olarak Genel Müdürlüğümüzce belirlenen sloganlara haiz bez pankartlar yaptırıp, il ve ilçe tesislerine ,gençlik kamplarına astırarak gençlerimizi uyarmaya çalışmıştır.Yine Genel Müdürlüğümüzün , Emniyet Genel Müdürlüğü/TADOC ( Türkiye Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezi ) ile yapmış olduğu protokol çerçevesinde gençlerimize yönelik eğitim seminerlerini başlatmış, 2004 yılında ilimizde açılan 4 dönem Ulusal Gençlik Kamplarının her bir devresinde ülkemizin muhtelif üniversitelerine mensup 12-24 yaş grubu gençlere ve periyodik aralıklarla da ilimizde madde bağımlılığı ve uyuşturucu ile mücadele seminerleri gerçekleştirmiştir.Gençlik Merkezimiz bu konudaki duyarlılığını daima göstererek eğitim faaliyetlerini sürdürecektir.

GENÇLİK PROJELERİ
Devlet Planlama Teşkilatı bünyesinde bulunan Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi Başkanlığı (Ulusal Ajans ) ile gençlik faaliyetlerinin tanıtımı, bilgi paylaşımı, gençlik projeleri üretilmesi ve uygulamaya konulması çerçevesinde irtibat halinde çalışmalar yapmakta olan İl Müdürlüğümüz ülkemizin Avrupa Birliği bünyesinde tanıtımına katkı sağlayarak gençlik projeleri hazırlama yolunda proje grubu oluşturarak plan ve program dahilinde çalışmalarını sürdürmektedir.

Proje grubu gençlerimiz bu konuda Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi Başkanlığına Eylem-3 kapsamında yerel bir proje hazırlamış ve 01 Eylül 2004 tarihinde sunduğu "Sinop'tan Avrupa'ya Kurulan

Gençlik Köprüsü" adlı proje başarılı bulunarak kabul edilmiş ve uygulanmaya konulmuştur.

Bu proje kapsamında ilimize bağlı köylerden seçilen hem sosyo-ekonomik yönden geride kalmış hem de imkanları kısıtlı olan başarılı 20 gencimize 29 Ocak 2005-31 Mayıs 2005 tarihleri arasında ücretsiz,taşımalı olarak sabahtan akşama kadar çeşitli konularda seminerler,toplantılar,eğitimler ve yabancı dil dersi verilerek onların sosyalleşmeleri,toplumsal dışlanma ile mücadele edebilmeleri ve onların Avrupalılık bilincine sahip olmaları,kültürler arası etkileşimi ve iletişimi geliştirmede etkin olabilmelerine yardımda bulunma hedeflenmiştir.Bu eğitimlerin yanı sıra çeşitli sosyal aktivitelerle de gençlerimizin paylaşım,yaratıcılık,güven gibi duygularının gelişimine fayda sağlayacağını düşündüğümüz sosyal,kültürel,sanatsal,sportif ve gönüllü faaliyetlerden yararlanmaları,gezi,kampanya,eğlencelere katılımları sağlanarak bir yandan da rehberlik ve danışmanlık hizmetleri sunularak,sorunları ile ilgilenilerek,topluma yararlı kişiler olmaları,geleceklerine yön vermeleri yolunda gerekli telkin ve teselliler,eğitimler yapılarak da yardımcı olunmaya çalışılarak ve ileride bu gençlerimizin de yeni projeler yaparak ,bu projeler ile ilimize ve ülkemize yararlı gençleri dahil etmeye devam etmeleri hedeflenmiştir.

ULUSAL AJANS BİLGİLENDİRME TOPLANTISI
Gençlik Merkezi, bünyesinde oluşturduğu proje grubuna pırıl pırıl ,başarılı gençlerimizi katma ve yeni projeler üretme yolunda adımlar atma gayreti ile Ulusal Ajans eğitimcileri tarafından 11-12 Aralık 2004 tarihlerinde Samsun'da yapılan ve çevre illerden gençlerin de katılımı ile gerçekleştirilen "Gençlik Projeleri Bilgilendirme Toplantısı"na ilimizden 8 kalifiye gencimizi göndererek proje üretmeleri konusunda bilgilenmelerini,yetişmelerini sağlamış ve bu gençlerimiz de coşku ve gayretle yeni projeler üretme çalışmalarına başlamışlardır.

ÇANAKKALE GEZİSİ
Gençlik Hizmetleri Dairesi Başkanlığının faaliyet programları gereği ve belirlenen gezi takvimi doğrultusunda tüm yurt çapında geliştirilen proje kapsamında ilimizde seçilen farklı kriterlere haiz 41 başarılı gencimiz , tarihimizin en önemli savaşlarında birisinin yapıldığı ,yüzbinlerce şehidimizin yattığı toprakların tanıtılması, ziyaret edilmesi,onlara vatan ve şehitlere sahip çıkma bilincinin verilmesi amacıyla Çanakkale'ye götürülmüştür.

GENÇLİKL KAMPLARI LİDERLİK KURSU

Gençlik Kamplarının belirli bir amaç ve hedefler doğrultusunda hizmet vermesi , Gençlik Kamplarında görevlendirilen liderlerin tespit edilen plan ve programlar çerçevesinde yetişmeleri ile mümkün olabilmektedir.
Bu nedenle Gençlik Kamplarında görevlendirilmek üzere , liderlik vasfına sahip, gençliği yönlendirebilecek bilgi ve becerilerle dolu gençleri tespit etmek amacıyla Gençlik Hizmetleri Dairesi Başkanlığınca 11 Şubat 2005 günü Ankara'da yapılan "Gençlik Kampı Lideri mülakatı sınavına ilimizden 3 lider adayı katılmış ve mülakatı kazanarak 12-19 Şubat 2005 tarihleri arasında "Gençlik Kampı Liderlik Kursları"na icabet etmişlerdir.

TÜRKİYE GENÇLİK KONSEYİ PROJESİ

Türkiye Gençlik Konseyi Projesi kapsamında Türkiye Gençlik Birliği Derneği tarafından 11-12-13 Şubat 2005 tarihlerinde İstanbul'da gerçekleştirilen Ulusal Proje Toplantısına ilimizi temsilen 2 kalifiye gencimiz katılmışlar, buradaki çalışmaları yakından izlemişler, gençlik sorunlarına çözüm üretme konusunda ilgili dernekle irtibat halinde çalışmalar yapmak üzere görev üstlenmişlerdir.

GENÇLİK MERKEZİNDEN GÜNEYDOĞU ASYA AFETİ MAĞDURLARINA ÖNEMLİ DESTEK

26 Aralık 2004 günü Güneydoğu Asya ülkelerinde meydana gelen büyük deprem ve tsunami nedeni ile afete maruz kalan mağdurlara yardım kampanyası çerçevesinde İl Müdürlüğümüz Gençlik Merkezi ve Gençlik Spor Kulübünün müşterek organizasyonunda Gençlik Merkezi Tiyatro Ekibimiz 09 Şubat 2005 günü il merkezinde "At" adlı 2 perdelik müzikal-komedi oyununu sahnelemiş, yaklaşık 300'ün üstünde seyirci tarafından ayakta
applause6if7.gif
lanan oyunun tüm geliri Valiliğimizin ilgili yardım kampanyası hesabına aktarılmıştır.

MİLLİ EGEMENLİK YILI ETKİNLİKLERİ

Milli Egemenlik Yılı Etkinlikleri çerçevesinde İl Müdürlüğümüz Gençlik Merkezi ve Sinop Sanat Tiyatrosunun müşterek organize etmiş olduğu "Milli Egemenlik Gençlik Şöleni " 09 Nisan 2005 günü saat: 19:00'da Atatürk Spor salonunda yapılmış,izleyenlere çok güzel saatler yaşatılmıştır.
Milli Egemenlik Yılı Kutlamaları Kapsamında , Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü Gençlik Merkezi Tiyatrosu, 27 Nisan 2005 günü saat:15:30 matine ve saat:19:00 suare olmak üzere "YAŞASIN BARIŞ" adlı çocuk oyunu Kültür Müdürlüğü Salonunda sahnelemişler ve büyük bir ilgi görerek ,ayakta
applause6if7.gif
lanmışlardır.



Seminerler

Basketbol 1.Kademe Antrenörlük Kursu 07/19 Eylül 2004 tarihleri arasında 40 kişinin katılımıyla yapılmıştır.


Müzik

08 Mart 2003 tarihinde Tokat İlinde yapılan Türk Halk Müziği Solist Yarışmasına İlimizden 1 Bay-1 Bayan yarışmacı katılmıştır.

Yarışmacılarımız gruplarından çıkarak 4-5 Mayıs 2002 tarihlerinde Antalya İlinde yapılan Gençlik Merkezleri arası Türk Halk Müziği Solist yarışmasında İlimiz Gençlik Merkezi üyesi Sevcan TEKELİOĞLU (18-24 yaş grubu) Türkiye 1. , Öznur AYDIN ise (12-17 yaş grubu) Türkiye 2. olmuşlardır.


Halk Oyunları

19 Nisan 2003 tarihinde Kastamonu İlinde yapılan Halk Oyunları Artvin Yöresi yarışmalarında Gençlik Merkezi Erkek takımımız 1. olmuş, Bayan Takımımız 3. olmuştur.


İstatistikler

2004/ 2005 Sezonun da ilimizde 19 Spor Branşında 755 İl Müdürlüğümüz 206 Milli Eğitim Müdürlüğü olmak üzüre Tesislerimizde 961 adet resmi müsabaka gerçekleşmiş, bu müsabakalarda 1036 hakem görev yapmış Bilardo,Badminton , Taekwondo , Basketbol, Güreş 5 grup yapılmış,9 spor branşında da daha grup ve Türkiye Şampiyonası yapılacak olup bugüne kadar yapılacak olan Grup Müsabakalarında İlimize 641 sporcu idareci ve antrenör gelmiş yapılacak olan diğer gruplarda da İlimize 1500 kişinin daha geleceği beklenmekte olup , İlimizden de diğer İllerdeki grup müsabakalarında da 321 sporcu gitmiştir.
2004 - 2005 Sezonun da çeşitli Federasyonların programları doğrultusunda İlimizde Bilardo, Badminton, Taekwondo Basketbol Grup ve Türkiye Şampiyonası yapılmıştır.641 kişi İlimizi ziyaret etmiştir.

Güreş - Voleybol-Step Aerobik-Hentbol-Yelken-Triatlon -Sualtı branşlarında da grup, yarı final ve Türkiye şampiyonası yapılacak olup ,İlimizi 1500'nin ziyaret etmesi beklenmektedir.


Deplasmanlı Lig

2004/2005 Sezonun da Sinop Gençlik Spor Kulübü 3.Lig Bayanlar Deplasmanlı Voleybol Liginde Grubunda 2. olmuşlardır. Play-off müsabakalarına katılamaya hak kazanmışlardır.

2004/2005 Sezonun da Sinop Eğitim Spor Kulübü Deplasmanlı 1.Lig B Klasman Erkeler Hentbol Liginde mücadelesine devam etmektedir.


Federasyonların İlimizde Yapılan Faaliyetleri

1-BİLARDO : Bilardo Federasyonunun 2004 Yılı Faaliyet Programında yer alan Türkiye Bilardo Federasyonu Kupası 3 Bant Bilardo Şampiyonası 3 Ayak Müsabakası 30 Kasım 02 Aralık 2004 tarihleri arasında İlimize Atatürk Spor salonun da yapılmıştır. Türkiye'nin ilk 16 sının katılımıyla gerçekleştirilen 3.Ayak Bilardo Müsabakasında Semih SAYGINER Şampiyon olmuştur. İlimize 11 hakem 6 federasyon görevlisi ve 16 sporcu toplam 33 kişi iştirak etmiştir.
2-TAEKWONDO : Taekwondo Federasyonu başkanlığının 2005 Yılı Faaliyet Programında yer alan Poomse Şampiyonası 26/27 Mart 2005 tarihleri arasında ilimiz Atatürk Spor Salonun da yapıldı.Türkiye genelimde 350 sporcu katıldı.Dereceye giren sporcular Milli Takıma çağrılarak Avrupa Şampiyonasına katılacaklardır. İlimiz adına yarışan Ali Kemal USTABAŞ Yıldızlarda ve küçüklerde Türkiye Şampiyonası olmuştur. Rasim ÖZALP 6. olmuştur.

3-BADMİNTON : Ünivesitelerarası Spor Federasyonunun 2005 Yılı faaliyet Programında yer alan Üniversitelerarası Badminton B Kategorisi Grup Birinciliği Müsabakaları 4/6 Nisan 2005 tarihleri arasında ilimiz Atatürk Spor salonun da yapılmıştır. Müsabakalara ; Yüzüncüyıl Ünv, Ondokuz Mayıs Ünv., Mersin Ünv. , Ankara Ünv. ODTÜ Ünv.İnönü Ünv., Hacettepe Ünv. , Polis Akademisi katılmışlardır. Müsabakalar 20 hakem - 25 idareci - 138 sporcu toplam 182 kişi katılmıştır.

4-BASKETBOL : Basketbol Federasyonun Başkanlığının Faaliyet Programında yer alan Küçük Bayanlar Basketbol Grup Eleme Müsabakaları 11/15 Nisan 2005 tarihleri arasında İlimiz Atatürk Spor Salonun da yapılmıştır.

KATILAN TAKIMLAR
1-Samsun Gazi Belediyesi
2-Rize Pazar Spor
3-Giresun Köyhizmetleri Spor
4-Amasya D.S.İ. Spor
5-Sinop Eğitim Spor
Grup'ta Samsun Gazi Belediyesi 1. olarak çıkmıştır. Sinop 2.olmuştur.
 
Geri
Üst