Sonsuza Kadar Baba Olmak Ya da Olmamak

nisan

Yeni Üye
Üye
Sonsuza Kadar Baba Olmak Ya da Olmamak
Sonsuza Kadar Baba Olmak Ya da Olmamak​
Çocuk sahibi olmak isteyen çoğu kadın, biyolojik saatlerini üzülerek de olsa farkındadır. Kısırlık tedavisinde ilerleyen gelişmelere rağmen, yaşla birlikte bu kabiliyetlerinin azaldığını bilirler.
Yapılan araştırmada, erkeklerin çocuk sahibi olma yeteneklerinin, kısırlığa neden olacak sağlık problemleri olmasa bile, sonsuza kadar sürmediği belirlenmiştir. Ve, eğer bir erkek sağlığına dikkat etmezse, yaşı ilerledikçe, biyolojik saatinin hızlı ve gürültülü ilerleyişinin kurbanı olabilir.
Columbia Üniversitesi klinik üroloji bölümünde profesör ve Erkek Üreme Merkezi başkanı Dr. Harry Fisch açıklıyor: “Aşırı kilolu ve göbek çevresi çok yağlı erkeklerde, testeron seviyesinin düşük olma ihtimali oldukça yüksek.” Ayrıca, sigara içmek de erkeklerin üreme kabiliyetini olumsuz etkiliyor.
Fisch, babalık için bir “son”un olmadığını düşünüyor, ancak ekliyor: “Ne kadar erken olursa, o kadar iyi olur.”
Yapılan pek çok araştırmada, yaşlı babaların Down sendromu gibi sağlık problemi olan çocuklarının olma riskinin yüksek olduğu belirlenmiştir. Fisch ve çalışma ekibi, doğumda hem annenin hem de babanın 35 yaşında oldukları 3,400’den fazla Down sendromu vakası üzerinde incelemeler yaptılar. Araştırmalar sonucunda, bu etkinin kadınlarda 40 yaşından sonra ortaya çıktığı belirlendi. Araştırmacılar, Down sendromunun nedeninin %50 sperm kaynaklı olduğuna dikkat çekiyorlar. Bu çalışma, The Journal of Urology’de 2003 yılında yer almıştı.
Mount Sinai Tıp Okulu’ndan Dr. Avraham Reichenberg, babanın yaşının ilerlemiş olmasıyla otizm riski arasında bağlantı olduğunu belirtiyor. Reichenberg ve çalışma ekibi, 1980’li yıllarda İsrail’de gerçekleşen 318,000 doğumdaki babaların yaşlarıyla ilgili araştırmalar yaptılar. Araştırmacılar, babanın yaşının 40 ve üzeri olması durumunda, çocukta otizm veya benzer bir rahatsızlığın görülme riskinin, 29 ve daha az yaştaki erkeklerin çocuklarına göre, altı kat fazla olduğunu buldular. Archives of General Psychiatry’nin Eylül 2006 sayısında bu çalışmaya yer verilmişti.
Yapılan başka bir çalışmada ise, yaşlı babaların çocuklarında şizofreni görülme riski araştırılmıştı. 90,000 kişinin katıldığı bu araştırmada, babalarının yaşı 50 ve üzerinde olan çocuklarda şizofreni görülme riskinin, genç babaların çocuklarına göre yaklaşık üç kat fazla olduğu belirlendi. 2001 yılında Archives of General Pyschiatry’de bu çalışmaya yer verilmiştir.
2002 yılında Human Reproduction’da yayımlanan başka bir araştırmada ise, babanın yaşı 40 ve üzeri, annenin yaşının ise 35 ve üzeri olduğu gebeliklerde, düşük riskinin yüksek olduğu belirlendi. 2004 yılında, Journal of the American Medical Association’da yer alan bir raporda, şizofreniden iskelet bozukluklarına kadar çocuklarda görülen 20 farklı hastalığın, babanın ilerlemiş yaşıyla bağlantılı olduğu belirtildi.
Peki, babalığı ertelemiş erkekler için atılacak bir sonraki adım ne olmalı?
Reichenberg açıklıyor: “Bu konuda önerilerde bulunmadan önce, erkeklerdeki “biyolojik saati” doğru anlamamız gerekiyor. Yapılan bu çalışma, otizmde babanın yaşının etkisinin direkt incelendiği ve bütün toplumların yer aldığı ilk araştırma. Yapılan diğer pek çok çalışmada, babanın yaşıyla otizm arasında bağlantı olduğu belirtilmişti, ancak bu çalışmalarda asıl araştırma konusu babanın yaşı değildi.”
Reichenberg, buluşunun tasdiklenmesi için daha fazla çalışmaya ihtiyaç olduğunu belirtiyor.
“Erkeklerin Biyolojik Saati”ni açıklayan Fisch, çocuk sahibi olma konusunda, hem erkeklerde hem de kadınlarda, “ne kadar erken o kadar iyi” olduğuna inanıyor ve ekliyor: “Eğer babalığı erteliyorsanız, ideal kilonuza ve sigara içmemeye dikkat etmelisiniz.”
RealAge
 
Cevap: Sonsuza Kadar Baba Olmak Ya da Olmamak

paylaşım için teşekkürler.. emeğine saglıkkk
 
Geri
Üst