Tekirdağ Tarihi

*MeleK*

♥Ben Aşık Olduğum Adamın Aşık Olduğu Kadınım♥
Tekirdağ Tarihi

Tekirdağ ili coğrafi konumu dolayısıyla stratejik önem taşıyan, Anadolu ile Balkanlar arasında geçit bölgesi, İstanbula yakınlığı sebebiyle Boğazlar üzerinden geçen Asya ve Avrupa kavimlerinin ilişkileri Tekirdağı İstanbul tarihine sıkı sıkıya bağlamıştır.İstanbulun zaman zaman saldırıya uğramasının etkileri ilimizde de görülmüş, topraklarının da verimli olması birçok kavimlerin hakimiyetinde kalmasına sebep olmuştur. Tekirdağ İli M.Ö. 4000 yıllarına kadar uzanan tarihi boyunca çeşitli uygarlıkların etkisi altında kalmıştır.Bu dönemler içersinde BİSANTHE, RODOSTO, TEKFURDAĞI gibi isimler alan Tekirdağın İl sınırları içinde tarih öncesi ve tarih çağlarında tam bir kronoloji vermemekle birlikte iskan edilmiş yerler tesbit edilmiştir.Paleolitik ve Neolitik çağlara ait bir yerleşme yeri bulunmayan Tekirdağda Şarköy İlçesindek Güngörmez ve Güneşkaya Mağaraları ile Marmara Ereğlisindeki Toptepehöyükte Kalkolitik Çağ buluntularına rastlanmıştır.Tekirdağ sahil şeridinde yüzeyde yapılan araştırmalara göre İlk Tunç Çağında yoğun olarak yerleşmelerin izine rastlanmıştır. Trakyada Son Tunç Çağı ile Erken Demir Çağında büyük bir göç dalgası olmuştur.Antik kaynaklar ve arkeolojik bulgular yetersiz kaldığından bu dönem tam olarak aydınlanamamıştır.

Trakya M.Ö. 7. Yüzyılda Grek kolonilerinin kurulmasıyla ticarete açılmıştır.Bu dönemde Trakyanın Marmara kıyılarında kentler kurulmuştur.M.Ö. 514-513 yıllarında Pers Kralı Dereusun İskit Seferi sonrasında Trakya Pers egemenliğine girmiştir. Bu egemenlik M.Ö. 478-477 de Atinanın Pers tehlikesine karşı kurduğu Attik-Delos Deniz Birliğinin Persleri Trakyadan temizlemesine kadar devam etmiştir.M.Ö. 342 yılında Makedonya Kralı 2. Philip Trakyayı topraklarına katarak Odrys Krallığını kendine bağlamış, İskenderin ölümünden sonra Trakya Lysimachosun egemenliğine girmiştir. M.S. 19. Yüzyılda Roma İmparatoru Tiberiusun Trakyaya bir vali göndermesi ile başlayan gelişmeler, M.S. 46 yılında İmparator Cladiusun Trakyada Roma Eyaletini kurması ile sonuçlanmıştır.
Trakya uzun yıllar Roma hakimiyetinde kalmıştır. M.S. 395 yılında imparatorluğun ikiye ayrılmasıyla Doğu Roma İmparatorluğu içinde kalan Trakya 1354 yılında Süleyman Paşa komutasındaki kuvvetlerin Geliboluya çıkmasıyla Türklerin hakimiyetine girmeye başlamıştır.1356 yılında Şarköy ve Malkara ele geçirilmiş, 1357de I. Murat Tekirdağ ve Çorluyu Türk hakimiyetine almıştır. Bu arada Bizanslılar kısa bir süre Tekirdağ topraklarını geri almışlarsa da, I. Murat 1363de buraları yeniden Osmanlı topraklarına katmıştır. Balkan Savaşlarında (1912) Bulgar işgaline uğrayan ilimiz toprakları , 1913 yılında düşman işgalinden kurtarılmıştır. I. Dünya savaşından sonra Mondros Mütarekesinin verdiği imkanlardan faydalanan Yunan kuvvetleri 20 Temmuz 1920de Tekirdağı işgal etmiş ise de 13 Kasım 1922de Yunan işgali de sona erdirilerek Türk yönetimine geçmiştir. M.Ereğlisi 29 Ekimde, Çerkezköy ve Saray İlçeleri 30 Ekimde, Çorlu 1 Kasımda , Muratlı 2 Kasımda, Malkara ve Hayrabolu 14 Kasımda, Şarköy de 17 Kasımda düşman işgalinden kurtarılarak Türk yönetimine geçmişlerdir. 20 Ocak 1921 tarihli Teşkilat-ı Esasiye Kanunu gereğince girişilen yeni örgütlenme sırasında Tekirdağ il olmuş, ancak; Kurtuluş Savaşının güçleri içinde örgüt hemen kurulamamış, Cumhuriyetin ilanından önce 15 Ekim 1923 tarihinde İl merkezi olmuştur. Tekirdağın unutamadığı mutlu günleri arasında 24 Aralık 1840da Büyük Vatan Şairi Namık Kemalin bu ilde doğması, Çanakkale Destanını yaratan 19. Tümenin Mustafa Kemalin de önderliğinde Tekirdağda hazırlanması, 23 Ağustos 1928de Atatürkün Harf İnkılabı vesilesiyle Tekirdağa gelip Başöğretmen olarak ilk dersi vermesi gibi olaylar bulunmaktadır.
 
Geri
Üst