Tekrarlayan Düşükleri Araştırmanın Yararı

Uzman SühaN

Administrator
Tekrarlayan Düşükleri Araştırmanın Yararı
Tekrarlayan düşükler veya geç düşük sonrası bir hamileliğin yine düşükle sonuçlanıp sonuçlanmayacağını kesin olarak bilmek mümkün değildir.

Tekrarlayan düşükler veya geç düşük nedenleri araştırılıp herhangi bir neden bulunamazsa bile gelecekte başarılı bir doğum yapma şansı hala vardır.


Hamileliğin 24 haftadan önce kaybedilmesine düşük denir. Düşük eğer ilk üç ayda olursa buna erken düşük denir. Maalesef erken düşük sık görülen bir durumdur ve hamileliklerin %10-20′si erken düşükle sonuçlanır. Erken düşüklerin çoğunluğu bebeğin kromozomlarının anormal olması nedeniyle gerçekleşir.

Üç aydan sonra fakat 24 haftadan önce oluşan geç düşükler daha nadir görülür: hamileliklerin %1-2′si geç düşükle sonuçlanır.

Tekrarlayan Düşükler Nedir?
Arka arkaya üç veya daha fazla düşük yapılmasına tekrarlayan düşükler denir. Çok üzücü bir durumdur.

Çocuk sahibi olmaya çalışan her yüz kadından birinde (%1) tekrarlayan düşükler görülür. Bu, sadece şans olarak beklenen oranın yaklaşık üç katıdır, dolayısıyla bazı kadınlar için kayıplarının belirli bir nedeni olmalıdır. Bununla birlikte, diğerleri için altta yatan bir neden yoktur; bunlarda tekrarlayan düşükleri sadece şansa bağlıdır (tesadüfi). Tekrarlayan düşük sayısını hesaplarken sadece ultrason veya patoloji raporu ile doğrulanmış hamilelikler dikkate alınır.




7.jpg


GEBELİKLE İLGİLİ TÜM KONULAR AŞAĞIDAKİ LİNKTE
https://www.meleklermekani.com/forums/gebelik.59/





Düşük Belirtileri Nelerdir?
Vajinada akıntı, akıntıya bağlı lekelenme veya derecesi hafifle-ağır arasında geniş bir yelpazede görülebilen kanamalar düşük belirtileri arasında ilk sırada gelmektedir. Hamilelikte kanamalara dair unutmamanız gereken şey; hamile 4 kadından 1’inde bu kanamaların veya lekelenmelerin doğal olarak görülmesidir. Bu sebeple gebeliğin ilk 3 ayında leke veya kan görürseniz bu %100 düşük yaptığınız anlamına gelmez. Emin olabilmek için vakit kaybetmeden doktorunuza görünmelisiniz.

Karın bölgesinde yaşanan ağrılar düşük belirtisi olabilir. Bu ağrılar genellikle akıntı veya kanama gerçekleştikten sonra görülmektedir. Ağrıyla birlikte kramplar oluşabilir. Karın ağrıları uzun süreli, hafif veya keskin olabilir, sırt veya kalça bölgesine yayılabilir. Eğer kanama ve ağrılar birlikte görülüyorsa düşük yaşanma ihtimali çok yüksektir.

Ateş, halsizlik, bulantı ve kusma, sırt ağrıları düşüğün diğer belirtileri arasındadır.

Tekrarlayan Düşükler ve Geç Düşük Sonrası Hamilelik
Tekrar hamilelik oluştuğunda düşük olup olmayacağını kesin olarak bilmek mümkün değildir. Detaylı testler sonrasında bile düşüklerin nedeni bulunamayabilir. Tekrarlayan düşük için hiçbir neden bulunamamış olsa bile destekleyici bir bakımla sağlıklı bir doğum yapma şansı yaklaşık dörtte üçtür (%75).

Tekrarlayan Düşükler ve Geç Düşüğün Nedenleri?
Bazen tekrarlayan ve geç düşüğün nedeni bulunabilir. Diğerlerinde ise herhangi bir neden bulunamaz. Çiftlerin çoğunda gelecekte başarılı bir hamilelik şansı vardır, özellikle testler normal çıkmışsa.

Tekrarlayan ve geç düşük nedeni olabilecek birçok faktör vardır.

Yaş arttıkça düşük yapma riski artar. Kadın 40 yaşından büyükse herhangi bir hamileliğin düşükle sonuçlanma olasılığı yarıdan fazladır. Erkek yaşının büyük olması da düşük riskini artırabilir.

Antikorlar, enfeksiyonlarla savaşmak için kanımızda üretilen maddelerdir. Bazı insanlar, vücudun kendi dokularına karşı reaksiyon gösteren antikorlar üretirler; buna kendine karşı bağışıklık cevabı denir ve antifosfolipid sendromunda da olan budur. Tekrarlayan düşükleri olan her 100 kadından yaklaşık 15’inin kanında antifosfolipid antikorlar vardır; buna karşın normal gebelikleri olan her 100 kadının yalnızca 2’sinden daha azında antifosfolipid antikorlar bulunur. Antifosfolipid sendrom kanın daha kolay pıhtılaşmasını sağlayarak tekrarlayan düşükler ve geç düşüğe neden olur.

Trombofili
Trombofili, kanın normalden daha kolay pıhtılaşmasına neden olan doğuştan kalıtsal bir hastalıktır. Antifosfolipid sendromu sonradan oluşurken trombofili doğuştan itibaren mevcuttur.

Trombofili tekrarlayan düşüklere ve özellikle de geç düşüğe neden olabilir.

Tekrarlayan düşükleri olan her 100 çiftin yaklaşık 2-5’inde (%2-5) eşlerden birinde kromozom anormalliği vardır. Kromozom, hücrelerin içinde DNA’yı ve ana-babadan geçen özellikleri içeren genetik yapılardır. Kromozomlardaki bu anormallikler ana-babayı etkilemeyebilir fakat bazen düşüğe neden olurlar.

Rahim ağzı gevşekliği 14 ile 23 haftalar arasında oluşan düşüklerin nedeni olarak bilinir. Hamilelik öncesi tanı koymak zor olabilir. Önceki bir hamilelikte su erken gelir veya rahim ağzı ağrısız açılırsa rahim ağzı gevşekliğinden şüphelenilir.

Bebekteki bazı anormallikler düşük nedeni olabilir ancak tekrarlayan düşüklere neden olması pek olası değildir.

Kadındaki ciddi bir enfeksiyon düşüğe neden olabilir. Bebeği etkileyen daha hafif bir enfeksiyon da düşük nedeni olabilir. Bununla birlikte, enfeksiyonların tekrarlayan düşüklere neden olup olmadığı ise çok açık değildir.

Rahim yapısındaki anormalliklerin tekrarlayan düşükler ve geç düşüğe ne kadar katkıda bulundukları tam netlik kazanmamıştır. Ancak rahim yapısındaki hafif değişikler düşük nedeni olarak görünmemektedirler. Doğuştan rahim yapısı anormallikleri belki geç düşük nedeni olabilirler. Tekrarlayan erken düşük nedeni oldukları ise tartışmalıdır.

Potansiyel olarak düşük yapabilecek doğuştan rahim yapısı bozuklukları unikonuat, didelfik, bikornuat, septat veya arkuat rahimlerdir. Arkuat rahimde düşük riski yaklaşık %25 olduğu için pek düşük nedeni olarak görünmemektedir.

Rahim içi yapışıklıklar (Asherman sendromu), myomlar ve rahim poliplerinin tekrarlayan düşük nedeni olup olmadıkları tam belli değildir.

Diyabet (şeker hastalığı) veya tiroit bozuklukları düşüklere katkı veren faktörler olabilirler. Tedavi edilip kontrol altında tutuldukları müddetçe tekrarlayan düşüklere neden olmazlar.

Prolaktin yüksekliği yumurtlama bozukluğuna yol açar. Yumurtlama bozukluğu luteal dönemde kısalmaya neden olarak tekrarlayan düşükle sonuçlanır.

Bazı kadınların düşük yapmasının nedeninin bağışıklık sistemlerinin bebeğe olağan şekilde cevap vermemesi olduğu ortaya atılmıştır. Buna alloimmun reaksiyon denir. Şu anda bu teoriyi destekleyen hiçbir açık delil yoktur.

Tekrarlayan Düşükler ve Geç Düşüğün Diğer Nedenleri
Fazla kilolu olmak düşük riskini artırır. Sigara ve aşırı kafein (günde 3 bardaktan fazla kahve) de düşük riskini artırabilir. Fazla alkolün gelişmekte olan bebeğe zararlı olduğu bilinmektedir ve haftada 5 ünite veya daha fazla alkol tüketimi düşük riskini artırabilir.

Her düşükle birlikte sonraki hamilelikte düşük yapma şansı hafifçe artar. Arka arkaya üç düşük yapmış bir kadının tekrar düşük yapma şansı 10′da 4′tür. Bu, aynı durumdaki 10 kadından 6′sının (%60) bir dahaki sefere bebek sahibi olacağı anlamına gelir.

Tekrarlayan Düşükleri Araştırmanın Yararı
Tekrarlayan düşükler veya geç düşüğün bir nedeninin olup olmadığının öğrenilmesi önemlidir. Çünkü başarılı bir hamilelik ihtimali hakkında bir fikir edinebilme şansı elde edilir. Az sayıdaki vakada tekrarlayan düşüklere yardımcı olabilecek tedaviler olabilir.

Tekrarlayan Düşüklerde Yapılan Testler / Geç Düşükte Yapılan Testler
Kan testleri:
Antifosfolipid sendromu için. Antifosfolipid sendromu tanısı hamilelikten önce 12 hafta arayla yapılan iki test de pozitif çıkarsa konur. Lupus antikoagülanı, antikardiyolipin antikoru ve anti B2 glikoprotein I bakılması önerilen testlerdir.
Trombofili için. Geç düşük durumunda bazı kalıtsal trombofili testleri yapılmalıdır.
Her iki eşin kromozom testleri. Bu test eğer düşen bebekte bir kromozom anormalliği gösterilirse yapılır. Ancak bazen düşük materyaline kromozom testi yapılması imkanlar veya teknik nedenlerle mümkün olmaz. Bu durumda her iki eşe kromozom testi doğrudan yapılır. Kandan kromozom testinde dengeli yapısal kromozom anormalikleri aranır.
Tiroid problemleri ve diyabet için. Diyabet ve tiroid testlerinin yapılması konusunda genel olarak fikir birliği vardır. Ancak TSH normal sınırlarda oldukça rutin olarak T4 ve antitiroid antikorlarına bakılmasının önerilmesi için yeterli kanıt yoktur. Ancak TSH’nın normal üst sınırı konusunda fikir birliği olmadığı için bu yaklaşımda da sorun vardır. Eskiden 4.0-5.0 mIU/L TSH değerleri normal kabul edilirken artık 2.5mIU/L’den yüksek TSH değerleri anormal kabul edilmektedir.
Prolaktin
Bebekteki anormallikler için yapılan testler
Bebeğin kromozomlarında bir anormallik olup olmadığını kontrol etmek için test yapılır. Bu her zaman mümkün olmaz fakat tekrar düşük yapma şansının saptanmasına yardımcı olabilir.

Tekrarlayan düşüklerin nedeninin araştırılması sonucunda tedavi edilebilir bir neden bulunursa sonraki düşüklerde olayın tesadüfi mi yoksa tedavi başarısızlığı mı olduğunu anlamak için de düşük materyalinden kromozom analizi yapılabilir. Ayrıca düşük materyalinin incelenmesinin çift için psikolojik değeri de olabilir. Ancak bu yaklaşımda bazı güçlükler de vardır: düşük materyaline anne dokusu karışabilir; anormal bir sonuçta tekrarlayan düşüğün başka nedenlerinin araştırılması yapılmayabilir; bebekte kromozom dışı anormalliklerin olması.

Geç düşük durumunda bebeğin incelenmesi (patoloji) önerilebilir. Sizin izniniz olmadan bebeğin incelenmesi yapılmaz. Bu konunun önceden konuşulması yararlı olabilir.

Rahim yapısı anormallikleri için yapılan testler
Rahim anormalliklerinin tekrarlayan erken düşük nedeni oldukları tartışmalı olsa da rahim yapısının değerlendirilmesi yaygın olarak önerilmektedir. Rahim yapısındaki herhangi bir anormalliği saptamak için ultrason yapılır. Ultrasonda bir anormallikten şüphelenilirse ileri test olarak histeroskopi (vajina ve rahim ağzından yerleştirilen küçük bir teleskopla rahim içinin gözlenmesi) ve/veya laparoskopi (cerrahın karın içine bakmak için ince bir teleskop kullandığı bir işlem) yapılabilir. Rahim yapısı anormallikleri çekilmiş bir rahim filmi (HSG) ile de ortaya çıkabilirler. İleri test olarak MR veya 3 boyutlu ultrason da yapılabilir.

Enfeksiyon testleri
Geç düşük yapılmış ise herhangi bir enfeksiyon kaynağını araştırmak için bazı kan ve vajinal sürüntü testleri yapılabilir.

Tekrarlayan Düşüklerin Tedavisi / Geç Düşük Tedavisi
Antifosfolipid sendromu tedavisi
Antifosfolipid sendromu olup da tekrarlayan düşükler veya geç düşük yapanlar düşük doz aspirin ve heparin iğneleri ile tedavi edildiklerinde bebek sahibi olma şansları artar. Bu durumu olan hamilelerin tedavisiz başarılı bir hamilelik geçirme şansları sadece 10’da 1′dir (%10). Hamileliğin erken döneminde düşük doz aspirin tabletleri ve heparin iğneleri ile tedavi edilirse canlı doğum şansı yaklaşık 10’da 7’ye (%70) kadar yükselebilir.

Antifosfolipid sendromu olanlarda preeklampsi (gebelik zehirlenmesi), bebekte büyüme problemi ve erken doğum gibi hamilelik komplikasyonlarının çıkma riski artmıştır. Çıkabilecek bu tip problemlerin tedavi edilebilmesi için hamileliğin dikkatli bir biçimde takip edilmesi gerekir.

Trombofili tedavisi
Kanda kalıtsal olarak pıhtılaşma eğilimi (trombofili) olup 12-24 hafta arasında düşük yapmış olanlar heparin iğneleri ile tedavi edilirler.

Erken düşüklerde (12 haftadan önce) heparin tedavisinin başarılı bir gebelik şansını artırdığı henüz gösterilmemiştir.

Genetik anormalliklerin tedavisi
Karyotipleme denilen kandan yapılan kromozom testinde erkek yada kadında bir anormallik çıkarsa genetik uzmanından görüş alınabilir. Sonraki hamileliklerde düşük şansını ve neler yapılabileceğinin anlatılmasına genetik danışma denir. Genetik danışma gelecekte ne yapmak istediğinize karar vermenize yardımcı olabilir.

Ailenin diğer üyelerinin aynı problemle etkilenmeleri olası görünüyorsa onlara da genetik danışma önerilebilir.

Eşlerden birinde yapısal bir genetik anormallik saptandığında bebekteki genetik anormalliği saptamak için yapılabilecek işlemler tüp bebekle embryonun test edilmesi (PGD) veya hamilelikte amniyosentez/CVS yapılmasıdır.

İmplantasyon öncesi genetik tanı (PGD) denilen işlemde genetik anormallikleri olmayan embryoları seçmek için tüp bebek yapılır ve sağlam embriyolar rahim içine transfer edilir. Bununla birlikte tüp bebekte başarı oranı düşüktür ve PGD karmaşık bir yöntemdir. Tüpbebek-PGD ile canlı doğum oranı yaklaşık %33 iken kendiliğinden hamile kalıp amniyosentez/CVS yaptıranlarda canlı doğum oranı yaklaşık %65 civarındadır. Dolayısıyla tekrarlayan düşükleri olan ve eşlerden birinde genetik anormalliği olan çiftlerde tüp bebekle sağlıklı embriyoların seçilerek sağlam olanların transfer edilmesinin canlı doğum oranlarını artırdığını gösteren yeterli bilgi yoktur. Elimizdeki sınırlı bilgilere göre tekrarlayan düşükleri olup eşlerden birinde yapısal genetik anormalliği olanlarda düşüklerin yaklaşık %37′sinde dengesiz yapısal bir bozukluk vardır. Tedaviye tekrarlayan düşüklerdeki kromozom bozukluğuna bakılarak karar verilmelidir. Sadece eşlerdeki taşıyıcılık durumuna göre karar verilmemelidir. Sonuç olarak rutin olarak tüp bebekle sağlıklı embriyo seçimi önerilmez.

Rahim ağzı gevşekliği tedavisi
Rahim ağzı gevşekliği varsa vajinal ultrason düşük yapma olasılığı olup olmadığını gösterebilir. Gebelik devam ederse doğum genellikle daha az ağrılı olacaktır çünkü rahim ağzı, su gelmeden önce zaten açılmaya başlamıştır. Rahim ağzı gevşekliğinde rahim ağzının kapalı ve uzun kalmasını sağlamak için rahim ağzına bir dikiş atılabilir; bu ameliyata serklaj denir.

Serklaj, erken doğum yapma riskini biraz azaltmasına rağmen bebeğin sağ kalma şansını artırdığı ispatlanmamıştır. Tüm operasyonlar bir miktar risk taşıdığı için doktorlarınız sadece siz ve bebeğinizin yarar görme ihtimali varsa önermelidirler.

Rahim yapısı anormalliklerinin tedavisi
Rahim içinde perde olması (septa) histeroskopi ile düzeltilebilir. Unikornuat veya didelfik rahim için ameliyatla yapılabilecek birşey yoktur. Septalı rahimde düşük ihtimali yaklaşık %45′dir. Histeroskopi sonrası hastaların %80-85′i canlı doğum yapmaktadırlar. Bu nedenle arkuat rahim tedavisi tartışmalı olmasına rağmen septalı rahmin histeroskopi ile tedavisi önerilir.

Düşüklere neden olan enfeksiyonların tedavisi
Hamileliğin üçüncü ile altıncı ayları arasında düşük (geç düşük) olmuşsa veya erken doğum tehlikesi öyküsü varsa bakteriyel vajinozis olarak bilinen bir enfeksiyon için tetkikler ve gerekirse tedavi önerilebilir. Bu, bebeği kaybetme veya erken doğum risklerini azaltmaya yardımcı olabilir. Ancak bakteriyel vajinozis tedavisinin bebeğin sağ kalma şansında bir değişiklik yapıp yapmadığını bize gösterecek yeterli delil elimizde yoktur.

Bağışıklık faktörleri
Bağışıklık sisteminin yanıtını önlemek veya değiştirmek için yapılan tedaviye bağışıklık tedavisi denir. İşe yaramadığı ispatlandığı ve ciddi riskleri olabileceği için (transfüzyon reaksiyonu, alerjik şok ve hepatit) kullanılmamalıdır.

Hormonlar
Tekrarlayan düşükleri ve prolaktin yüksekliği olan hastalarda prolaktin seviyesinin ilaçla normale düşürülmesi sonraki gebeliklerde düşük riskini azaltır (canlı doğum oranı %50′den %85′e yükselir).

Erken gebelikte progesteron veya hCG almanın düşüğe engel olmaya yardımcı olabileceği ortaya atılmıştır fakat bu ilaçların etkili olduklarına dair elde yeterli delil yoktur.

Açıklanamayan tekrarlayan düşük tedavisi
Ayrıntılı bir araştırmaya rağmen tekrarlayan düşüklerin nedeninin bulunmaması mümkündür. Düşükler şans eseri de (tesadüfi) olmuş olabilir. Böyle bile olmuş olsa gelecekte başarılı bir doğum için oldukça iyi bir şans hala vardır. Tekrarlayan düşükler için yapılan testler normal çıkmış hastalarda yaşları ve önceden doğum yapıp yapmadıklarına bağlı olarak %50-60′tan fazla sağlıklı bir doğum yapma ihtimali vardır.
 
Geri
Üst