Uşak İli ilçeleri

*MeleK*

♥Ben Aşık Olduğum Adamın Aşık Olduğu Kadınım♥
Uşak İli ilçeleri
uşak ilçeleri uşak ve ilçeleri uşağın ve köyleri ilinin
Uşak ilinin ilçelerini şimdi birlikte tanıyalım arkadaşlar ilin ilçeleri nelerdir ve ilçelerin özellikleri nelerdir bunlar hakkında merak ettikleriniz varsa buyrun o zaman:)

KARAHALLI

Tarih

Karahallı’ nın kuruluş tarihi tam olarak bilinmemektedir. Ancak halk arasındaki yaygın bir kanıya göre Karahallı' yı, Karahalil adında bir aşiret reisi kurmuştur. Bundan 700 yıl önce Karahalil adındaki kişi, Garip Hasan, Deli Hıdır, Kara Bedir adındaki kişilerle çeşitli köylere yerleşmişlerdir. Karahalil' in yerleştiği köyün adı Karahallı, Garip Hasan adındaki kişinin yerleştiği köyün adı Karbasan, Karabedir adındaki kişinin yerleştiği köyün adı Bedirler, Deli Hıdır adındaki kişinin yerleştiği köyün adı da zaman içerisinde Delihıdırlı olarak değişikliğe uğramıştır.

Karahallı 1907 yılına kadar varlığını köy olarak sürdürmüş, 1908 yılında nahiye olmuştur. Uşak 1953 yılında Kütahya' dan ayrılarak İl statüsüne kavuşunca Karahallı da ilçe olmuştur. 28 Ağustos 1920 de Yunan işgaline uğramış olan İlçemiz, 2 Eylül 1922 de düşman işgalinden kurtarılmıştır.

Karahallı'nın tarihi değerleri arasında yer alan Clandras Köprüsü M.Ö. 600'lü yıllarda yapılmıştır. Tarihi ipek yolunun vazgeçilmez bir köprüsü olan Clandras Köprüsü ilk günkü görkemiyle hala ayakta durmaktadır.

Ayrıca Hıristiyanlığın 7 mezhebinden biri olan ve uzun süredir yerleşim yeri bulunamayan Monteizm mezhebinin merkezi, ilçeye bağlı Karayakuplu Köyünün 3 km. güneyinde Banaz Çayının kıyısında bulunmuştur. Bilim adamlarınca yapılan uzun çalışmalar sonucu bulunan antik Pepuza kenti tamamen gün ışığına çıkarıldığında Karahallı turizm açısından büyük bir potansiyel güce sahip olacaktır.

Coğrafya



İlçenin Uşak İline mesafesi 65 kilometredir. Doğusunda Sivaslı, batısında Ulubey, güney-doğusunda Denizli İline bağlı Çivril, güney batısında Bekilli' ilçeleri bulunmaktadır.

İlçe dağlık olup, tarıma elverişli arazi oldukça azdır. 337 km2 yüzölçümü olup, deniz seviyesinden yüksekliği 873 metredir.
 
BANAZ

Tarih


Banaz ve çevresinin yontma ve cilalı taş devirlerindeki yerleşme yerleri henüz daha açıklığa kavuşmamıştır. Bakır devrinde (M.Ö 5000-3000) sadece iki yerleşim yeri tespit edilebilmiştir. Bunlar; Banaz Hanüstü ile Paşacık Köyü Mercimekli Tepesidir. M.Ö.3000-2000 yıllan arası ilk Tunç devridir. Bu devirde yerleşim yeri olarak Banaz Öksüz Susuz I Dolay, Ahurhisar, Nohutova, Çeçe, Yenice, Dümenler, Karaardıç Dedesi, Oturak (Kabaklar Öreni) köyIerindeki höyükler karşımıza çıkmaktadır. Bu yerleşim yerlerindeki medeniyet oldukça ileriydi. Bu yörenin merkezi kesin olarak belli olmamasına rağmen Çivril Beyce Sultan höyüğünün merkez olması muhtemeldir. Etiler zamanında bu çevrede büyük şehirler kurulmuştur. Banaz, İmrez ve Kediyünü höyükleri bu şehirlere örnek sayılabilir. Etrafı surlarla çevrili şehirlerin batısında boy veya kral sarayları bulunmaktadır. Şehirler bir yol ile birbirine bağlıydı İzmir Manisa yolu Elmacık höyüğüne, oradan Kediyünü, Nohutova ve Banaz höyüklerinden Hamamboğazı'ndan doğuya doğru giderdi. Nohutova'dan ayrılan diğer bir yol da Sandıklı'ya geçmektedir. Bu şekilde iyi bir ticaret yolu kurulmuştur. M.Ö.1200-334 tarihleri arası, Anadolu'da Frikyalılar devridir. M.Ö.1200-700 yılları arasında Anadolu Trakya'dan inen kavimlerin akınına uğradı. Bunlar Frikler ve Muşkiler'dir. Anadolu'yu yıkıp yakan bu kavimle daha' ziyade yerleşim yeri olarak yüksek yerleri seçtiler. Bakır ve Tunç medeniyetleri daha ziyade ovalarda kuruldu. İlk Kurulan şehir ve köyler Banaz höyüğüdür. Daha sonraları Banaz deresi arasına inmişlerdir. İleriki yüzyıllarda bugünkü İstasyona kadar geldiler. Fakat şehir su baskınına uğradığından Roma döneminde İslam mahallesine geçtiler. Friklerin M.Ö. 700 yılında yaptıkları akın neticesinde Ahat, Oturak (Kabaklar Öreni), Banaz, Koçaklar Öreni, Yenicekılşar, Düzlüce’ nin batı tarafı, Kaplangı, Öksüz, Folos yıkıldı. Yörenin idaresi Lidyalıların eline geçti. Persler devrinde Ahat Köyü, Anadolu'nun en büyük şehirlerinden birisiydi.Türklerin 1071 yılında Malazgirt Savaşı'nı kazanmasından sonra Anadolu Türkleşmeye başladı Anadolu Selçuklu Devleti, 1176 tarihinde Banaz ve yöresini, başka el değiştirmemek üzere aldı. Yüzyıllık bir dönem içerisinde istilalara sahne olduğu için köyler şehirler yakılıp yıkıldı. Hasanköy, Kızılhisar ve Oturak'ın kuzeyinde bulunan Hisarkaleleri inşa edildi. Selçuklu Devleti'nin zayıflaması üzerine Banaz ve civarının idaresi Germiyan Beyliği'ne geçti. 1302-1429 tarihleri arasında Germiyan Beyliği'nin bir kazasıydı. Germiyan Beyi Süleyman Şah, kızı Devlet Hatunu II. Murat'ın oğlu Yıldırım Bayezid'e verdi. Süleyman Şah'ın kızına çeyiz olarak Kütahya ve civarının yanında Banaz'ı da verip vermediği bilinmemektedir.

Germiyan Beyliği'nin ortadan kaldırılması ile Osmanlı Devleti'nin idaresine geçti. Osmanlı Devleti döneminde Kütahya sancağının Uşak kazasına bağlı bir nahiye oîan Banaz, 1912 yılında Kütahya Valisi Gedik Ahmet Paşa tarafından köy statüsüne indirildi. Bucak merkezi İslamköy’ e taşındı. Yunanlıların 15 Mayıs 1919'da İzmir'i işgal etmesinden sonra İç Anadolu'ya doğru işgal zamanla ilerledi. 25 Mart 1920 tarihinde Banaz, Yunan işgaline uğradı. Başkomutanlık Meydan Savaşı'ndan sonra Yunan kuvvetlerinin batıya doğru çekilmesiyle 31 Ağustos 1922'de Türk Ordusu Banaz'a girdi. Böylece Banaz düşman işgalinden kurtuldu.

Cumhuriyet'in ilanından sonra Uşak, Kütahya vilayetinin bir kazası olarak kaldı. 1953 yılında Uşak'ın il olmasıyla Banaz nahiyesi kaza haline getirildi..

Coğrafya

Banaz, Uşak-Ankara karayolu üzerinde il merkezine 33 km mesafededir. Kuzeyde Kütahya'nın Gediz ve Altıntaş, doğuda Afyon'un Sincanlı ve Sandıklı, güneyde Sandıklı ve Sivaslı, batıda merkez ve Gediz ilçeleri ile çevrilidir. Denizden yüksekliği 914 metre olan ilçenin yüzölçümü 1032 Km2 dir. 669 Km" lik alanla ii genelinde en fazla orman Banaz ilçesindedir. Genelde çam ormanıdır.
 
EŞME

Tarih

Frigler'in ilk yerleşim birimlerinden olan Eşme, M.Ö. 676 tarihinde Kimmerler' in hâkimiyeti altına girmiştir. Kimmerler' den sonra sırasıyla, Lidya ve Bergama krallıklarının eline geçen yöre, M.Ö. 130 tarihlerinde Roma hâkimiyetinde kaldı. Roma İmparatorluğu'nun 395'te ikiye ayrılmasıyla Doğu Roma (Bizans) sınırları içinde kalan ilçe, Anadolu Selçukluları döneminde Türklerle Bizanslılar arasında zaman zaman el değiştirdi. 1233 tarihinde Uşak'la beraber Eşme yöresi de kesin olarak Türk hâkimiyetine geçti. Bu dönemde ilçe civarına kesif bir Türkmen yerleşmesi oldu.

Germiyanoğulları Beyliği'nin 1300 tarihinde tamamen bağımsız hale gelmesiyle Eşme civarı, adı geçen beyliğin sınırları içinde yer aldı. Germiyan Beyliği topraklarının 1429 tarihînde Osmanlılar tarafından ilhak edilmesi üzenine, ilçe de bu devletin sınırları içinde kalmış oldu. Osmanlılar zamanında Aydın Vilayeti, Saruhan (Manisa) Sancağı'na bağlı bir kaza statüsünde olan ilçenin, bu dönemde Günay ve Serye adlı 2 nahiyesi ile 73 köyü vardır. 1307 (1891) tarihli Hüdavendigâr Vilayeti salnamesinde Eşme, Saruhan Sancağı'na (Manisa) bağlı bir kaza olarak geçmektedir. Söz konusu tarihlerde ilçede, 9341 erkek, 8586 kadın olmak üzere toplam 17927 nüfus vardır.

Eşme yöresinin 1920'İerde Yunan işgali ile karşı karşıya kaldığı bilinmektedir. Yunanlılar bugün ilçenin kasabası olan Takmak'a kadar gelerek burayı işgal ettiler. 3 Eylül 1922 tarihinde Türk ordusunun yöreye gelmesiyle Eşme düşman işgalinden kurtuldu. İlçe 1953 yılına kadar Manisa'ya bağlı iken aynı tarihte Uşak'ın il olmasıyla buraya bağlandı

Coğrafya

Uşak İlinin, alan olarak merkezden sonra en fazla yüzölçümüne sahip ilçesi Eşme'dir. Doğusu,Uşak ve Ulubey, batısı Manisa-Alaşehir ve Sarıgöl, kuzeyi Manisa-Kula ve Selendi, güneyi Denizli-Güney ilçeleri ile çevrilidir. İlçe yüzölçümü 1362 km:, denizden yüksekliği 823 metredir. Yıllık yağış miktarı düşük, orman varlığı azdır. İç Anadolu ile Ege bölgesi arasında geçiş ikliminin bütün özellikleri gözlenir.
 
SİVASLI

Tarih

Sivaslı topraklarında bilinen en eski uygarlık Hitittir. Hititler M.Ö. 800 yıllarında Anadolu'da siyasi birliği kurmuşlardır. Bu devirden kalma eserlere Tatar,Yayalar ve Ağaçbeyli Kasabalarında rastlanmaktadır.M.O. 1200 lerde Frigya egemenliği, M.Ö.670'te Lidya, M.O. 570'te Pers egemenliği görülür. M.O. 260 yılında bölge Bergama Krallığına, M.Ö. 132'de ise Roma İmparatorluğu hakimiyetine geçmiştir. M.S.395'te Roma İmparatorluğunun ikiye ayrılmasıyla bölge Bizanslıların eline geçmiştir. 1071 Malazgirt zaferiyle Anadolu Türklere açılmış, zaman zaman el değiştirmeler olmuşsa da bölge 1072'den itibaren Türk egemenliğinde kalmıştır. 1920 yılı Ağustosunda Yunanlılarca işgal edilmiş, 31 Ağustos 1922'de işgalden kurtulmuştur.

Anadolu’da Türk Birliği tesis edilince , Anadolu Beylerbeyliği, Bursa Vilayeti Kütahya Sancağı Işıklı kazasına bağlı köy olan Sivaslı, 1363 yılından 1908 yılına kadar Bursa vilayeti, Kütahya sancağı Uşak kazasının köyüdür. 1908 yılında nahiye, 1948 yılında belediye, 1953 yılında ilçe olmuştur.

Coğrafya

Sivaslı il merkezinin güneydoğusunda, Uşak-Denizİi karayolunun 35. Km.sinde, Bulkaz Dağı'nın batı eteklerinde kurulmuştur. Kuzey doğusunda Banaz, doğuda Afyon-Sandıklı, güneyde Denizli-Çivril, güney batıda Karahallı, batıda Ulubey ilçeleri ile çevrilidir. Bulkaz Dağı Uşak-Denizli il sınırının olduğu yerde Kuruçay vadisi ile ikiye ayrılır. Güney kısmı Bulkaz Dağı, kuzey kısmı ise Karadağ adını alır. Yüksekliği 1990 metredir. Ardıç ormanları ile özellik arz eder. İlçenin diğer kısımları hafif engebelik ve düzlüktür. Arazi doğudan batıya doğru alçalma gösterir. Büyük Menderes nehrinin kollarından Banaz çayı ilçe topraklarından geçmektedir. İç Ege'de hakim olan karasal İklim hüküm sürer. Dağlık kesimlerde çam,ardıç ve meşeden oluşan ormanlar bulunur.

İlçenin yüzölçümü 507 Km2, denizden yüksekliği 1050 metredir
 
ULUBEY

Tarih

Ulubey ve çevresinde yapılan kazılarda bölgenin M.Ö. 4000 yılından beri yerleşim yeri olarak kullanıldığı bilinmektedir. Bölgenin önce Hititlere, daha sonra Friglere ve Lidyalılara geçtiği bilinmektedir. Özellikle Lidyalılar döneminde Ulubey'in önemi daha da artmıştır. Lidyalıların kara ticaretini geliştirmek amacıyla yapmış olduğu kral yolu bölgeden geçmektedir. Böylece Ulubey'deki ticari hayat da buna paralel olarak gelişmiştir. Lidyalılardan sonra Pers ve Büyük İskender İmparatorluğu da bu bölgeye hakim olmuştur. Türklerden önce de bölge Bizanslıların yönetimi altında uzunca bir süre kalmıştır.

1071 yılında yapılan Malazgirt Savaşı'ndan sonra Anadolu'ya girişi hızlanan Türkler Ege kıyılarına kadar Anadolu'yu ele geçirmişlerdir. Anadolu Selçuklu Devleti bu bölgeyi aldıysa da I. Haçlı Seferi sonucunda bölge el değiştirerek Bizanslıların yönetimine geçmiştir. Anadolu'nun kaderini belirleyecek olan Miryakefalon Savaşı'nı Türkler kazanınca Ulubey yine Türklerin eline geçmiştir. Ulubey; Anadolu Selçuklu Devleti'nin zayıflamasıyla önce Karesioğulları’na daha sonra Germiyanoğulları’nın yönetimi altına girmiştir. Yıldırım Beyazıt Germiyan Bey'in kızı ile evlenerek Germiyanoğulları Beyliği'nin önce bir kısmı çeyiz olarak Osmanlılara katıldı. Daha sonra da Yıldırım Beyazıt kalan toprakları ele geçirerek bu bölgenin hakimi durumuna geldi. Ankara Savaşı'nı kaybeden Osmanlı Devleti Fetret dönemine girmiştir. Bu dönemde beylikler yeniden kurulmuştur. Bunlardan birisi olan Germiyanoğulları bölgeyi yeniden ele geçirmiştir, II. Murat döneminde, Germiyan Bey'i II. Yakup erkek çocuğu olmadığı için vasiyet yoluyla toprakları Osmanlılara kalmıştır.

1530 tarihli Osmanlı kaynaklarında, Uşak'a bağlı köyler arasında geçen "Kiçi-Göbek" Ulubey'in ilk adıdır. Bölge gelirleri Mekke ve Medine'nin ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla vakfedilmiştir. 1869 tarihinde faaliyete giren Alaşehir-Afyon tren yolu bölgenin ticari açıdan canlanmasına sebep olmuştur. Bölgemizde yapılan halı ve kilimler tren yoluyla İzmir'e oradan da Fransa ve İngiltere'ye ihraç edilmiştir.

Ulubey, merkezi bir noktada olmasından dolayı "Göbek" ismiyle anılmıştır. Ulubey, bu stratejik özelliğinden dolayı Yunanlılar tarafından 20 Ağustos 1920 tarihinde işgal edilmiştir. Böylece kıyı ile iç kesimler arasındaki bağlantı tren yolunun ele geçirilmesi dolayısıyla kontrol altına alınmıştır. Ulubey 2 Eylül 1922 tarihinde Yunan işgalinden kurtarılmıştır.

Cumhuriyet döneminde çıkarılan Teşkilat-ı Esasiye Kanunu ile idari düzenlemeye gidilmiştir. 15 Temmuz 1953 tarihinde 6129 Sayılı Yasa ile Uşak'ın i! olmasıyla Ulubey de ilçe olmuştur.

Bölge tarihi eserler bakımından oldukça zengindir. Bunlardan bazıları şunlardır:

1-İvon Tapınağı M.Ö. 700/600 yıllarında Saka mezarlığı yakınlarında kalıntıları bulunan tapınak İyon mimarisi tarzında yapılmıştır. Perslerin Anadolu'ya hakim olduğu dönemde yıkılmıştır.

2-Yaver Deresindeki Kale/Manastır:M.Ö. 320-300 yıllarında yapılan kale Büyük İskender İmparatorluğu'nun parçalandığı dönemde yapılmıştır. Kale duvarında İyon Tapınağı kalıntıları kullanılmıştır. Kale iç içe geçmiş iki duvarlıdır. Yapılan kazılarda, kaleden

çıkarılan Hıristiyanlığa ait haçların bulunması, buranın hem kale hem de manastır olarak kullanıldığını göstermektedir.

3-Blaundos:Sülümenli Köyü'nün kuzeydoğusuna düşen bir yarım ada şeklinde çevresi dere ile çevrili arazi üzerinde kurulmuştur. Şehrin kuruluşu Helenistik çağda gerçekleşmiştir. Makedonya'dan buraya gelerek yerleşenler kendilerine Makedonyalı Blaundoslar demişlerdir. Kendi adlarına para bastırmışlardır. Kalenin etrafı iki ayrı sur ile çevrilidir. Giriş kapısı dört köşe iki büyük kuleden yapılmıştır. Kalenin girişinin dışında ayakta duran bir kemer vardır. Şehrin iç kısmında tapınak ve idari binalara ait yıkıntılar yer almaktadır.

4-Clanudda:Ulubev İlçesinin Çırpıcılar köyünde bulunan Helenistik, Roma ve Bizanslılar döneminde kullanılmış antik şehirdir. Kendi adına para bastırmıştır. Şehirde stadyum, tiyatro ve kilise kalıntıları yanında lahit mezarlara ait kalıntılar bulunmaktadır.

5-Hasköy Asarı: Banaz Çayı üzerinde bir kanton görünümünde olan bölgede dik yamaçların üst kısımlarında büyük kaya mezarlığıdır. Köylülerce tahrip edilen resimler Hz. İsa'nın havarileri ve meleklere aittir. Hıristiyanların, Romalıların zulmünden kaçarak burada ibadet ettikleri sanılmaktadır.

6-Mais: İnay köyünde bulunan bu antik yerleşim yeri Roma ve Bizans dönemlerine aittir. Köyde görülen yazılı ve desenli taşların Mais Kentine ait olması muhtemeldir.

7-İnav Köyü Balçıklı Deresi: İnay'da demiryolu kenarında bulunan büyük bir höyüktür. Antik Yunan, Roma ve Bizans yerleşimi olarak bilinmektedir. Çevresinde şehir mezarlığı olup, tahrip edilmiş durumdadır. Bu yörede filler ve cüsseli hayvanlara ait fosiller bulunmaktadır.

8-Kervansarav (Han): İnay Köyü merkezindedir. 16. yy'da yapılmış tarihi bir yapıdır. Üzeri önceleri toprak örtülü iken sonraları kiremitle örtülmüştür. İçerisi kemerli bölmeler halindedir.

Coğrafya



Ulubey, Ege Bölgesinin İç Batı Anadolu Bölümünde olup, İlçe kuzeyden Uşak, doğudan Karahallı, batıdan Eşme, güneyden Denizli İline bağlı, Güney, Çal, Bekilli İlçeleri ile çevrilidir. 794 km2 yüzölçümüne sahiptir. Rakımı 750 m.'dir. İlçenin kuzeyden güneye 42 km., doğudan batıya 26 km mesafesi vardır.

Volkanik tortul ve başkalaşım yapılı kayalardan oluşan İlçenin arazisi her haliyle tipik bir yayla görünüşündedir. İlçe topraklarının % 44'ü tarım arazisi, % 8' çayır ve mera arazisi, % 28'i ormanlık ve fundalık arazi %20'i ise kayalık ve tarım dışı kullanılmayan araziyi oluşturmaktadır.

Engebeli bir araziye sahiptir. Düzlükler az yer kaplar. Düz olan yerler ise sel yatakları ile yarılmıştır. İlçe merkezi güneye doğru hafif meyilli olan Üyükbaşı Tepesinden başlayarak azar azar alçalan arazi üzerinde kurulmuştur. Önemli yükseltileri arasında Kışla Dağı, Hacet Tepesi, Edeler Tepesi, Değirmen Tepesi, Menekşeli Tepesi Çömlek Tepesi, Dedegölü Tepesidir.İlçede Ege Bölgesinin batı bölümünde yer alan geniş alçak ovalara rastlanmaz. Sulama imkânı yok denecek kadar elverişsiz, yüksekliği oldukça fazla platolara rastlanır. İlçenin yüzey şekilleri derin vadiler tarafından yarılmış düzlüklerden oluşur. İlçede önemli akarsular arasında Banaz Çayı ile Yavu Çayı bulunmaktadır. Bu çaylar toprak yüzeyinden 100-200 m. arasında derin vadilerden akarlar. Her iki çayın rejimi düzensizdir. Banaz aynı zamanda Yavu adı verilen küçük çayla birleşerek Büyük Menderes'in kolunu oluşturur. Akarsulardan küçük çapta sulama dışında başka alanlarda yararlanılmaz. İlçede göl bulunmamakla birlikte Adıgüzel Barajının bir bölümü ilçe sınırlan içerisindedir. İlçe Ege Bölgesinde görülen Akdeniz iklimiyle, İç Anadolu Bölgesinin iç kesimlerde görülen karasal iklim arasında ılıman bir geçiş iklimine sahiptir. Kışları karasal iklim kadar soğuk değil, Akdeniz iklimi kadar da ılık değildir. Yıllık ortalama sıcaklık 13.7°dir. Ocak ayı ortalaması 3.6°, Temmuz ayı ortalaması 25.3°'dir. Ulubey İlçesinin Uşak ve diğer ilçelere göre ortalama sıcaklığı daha yüksektir. Nedeni ise yükselti olarak diğer yerlerden düşük olması ve daha güneyde bulunmasıdır (Enlem faktörü). İlçedeki ekstrem değerlere bakıldığında en sıcak günün Temmuz ayında 38.8° en soğuk günün Şubat ayında -12.6 ° olduğu görülür. İlçede ısının eksi olduğu gün sayısı 54.2 dir.
 
Geri
Üst