2 yaş çok zor

Onurlu_Deniz

Yeni Üye
Üye
2 yaş çok zor
detail_body_04.gif
Bebeklikten çocukluğa geçiş dönemidir. Artık yürümeye ve konuşmaya başlamış olan çocuk, pasif ve bağımlı olmaktan kurtulmak ister. Herşeyi araştırmaya, ellemeye başladığında kısıtlamalarla karşılaşır. Ancak engellenmeye karşı çıkar, söz dinlemez, inatçı ve öfkeli olur. Kendini yere atıp tepinir, başını duvarlara vurur, hatta kendini kusturur. Böylece anne ve çocuk arasında bir çekişme başlar. Çocuk, bağımsız olmaya çalışırken ne kadar çok şeyi yapamadığını da farkeder. Annenin yardımına hala muhtaçtır. Bu nedenle boyun eğme ile baş kaldırma arasında bocalayıp durur.

Karşıt duygular arasındaki bu gidiş geliş en belirgin olarak tuvalet eğitimi ve beslenme konusunda ortaya çıkar. Artık tuvaletini istediği zaman tutup istediği zaman bırakabilen çocuk, bundan haz alır. Dışkısına kendinin bir parçası ve değerli bir nesne gözüyle bakar. Kirli bezinden rahatsızlık duymaz, hatta sıcaklığından ve kokusundan hoşlanır bile. İşte bu dönemde eğer temiz ve titiz bir anne tarafından baskı ve zorlamayla karşılaşır ve bağımsızlığı engellenirse, ya anneye karşı direnip olmadık yer ve zamanda yapacak, ya da onu memnun etmek için boyun eğecektir. Anneye direnen çocuklar ilerde inatçı, boyun eğenler ise titiz ve düzenli bir kişilik geliştirirler. Bazen de çocuklar büyümeyi reddeder ve bezine yapmayı sürdürür. Genellikle kardeşi olan çocuklarda bu duruma sık rastlanır. Bezini bırakmayı istemeyen çocuklara karşı anlayışlı olmalı, onların kendi dışkılarını bizim gibi “pis” olarak değil de kıymetli olarak değerlendirdiği bilinmelidir. Tuvalet eğitiminde en önemli nokta, çocuğun istekli olmasıdır. Biyolojik yönden hazır olsa da tuvaleti henüz kullanmak istemeyen çocuk zorlanmamalıdır.

2-3 yaşta anne ile olan çatışma beslenme konusunda da sürer. Bizim toplulumuzda yemek konusunda israr adeti vardır. Misafirimizi iyi ağırlamanın yolu ikramdan geçer. Bunu çocuklarımıza da uygularız. Onu sevdiğimizi, iyi baktığımızı ifade etmenin bir yoludur iyi yedirmek, belki bu şekilde kendimizi de daha iyi hissederiz, çünkü görevimizi yapmışızdır. Ancak bağımsız olmaya çalışan bir çocuğu zorlamak, direnmesine fırsat vermektir. Çocuklar, aynı tuvalet eğitiminde olduğu gibi zorlanmaya tepki olarak yemeyi reddedebilir. Bunu yemeği ağzında tutarak ya da tükürerek yaparlar. Titiz anneler, çocuk yerken döküp saçacak endişesiyle çocuğun kendi yemesine izin vermek istemez. Mükemmelliyetçi ya da sabırsız anneler de çocuk çabucak ve en fazla miktarda yesin diye ağzına besler. Oysa yapılması gereken en doğru şey, yemeği tabağına koyduktan sonra (çocuk daha açken) çocuğun yiyeceğiyle tanışmasına, onu elleyip ağzına götürmesine, ya da eline kaşığı verip kendi kendini doyurma başarısını tatmasına izin vermektir. Çocuk hevesini aldıktan sonra ise anne beslemeye devam edebilir.

2-3 yaş arası, çocuk için bocalama ve kararsızlık dönemidir. Bebek mi, büyük çocuk mu olduğuna karar vermeye çalışmaktadır.

Çocuğunuz öfkelendiğinde;

*
İnatlaşmayınız, bunu kazanılacak ya da kaybedilecek bir savaş gibi görmeyiniz.

* İlgisini başka yöne çekiniz.

* Onunla tartışmayınız, sabırla öfkesinin dinmesini bekleyiniz. Bu sırada ilginizi ona yoğunlatırmayınız.

* Olumsuz davranışı bittiğinde yeniden ilgileniniz. Neden istediğini yapmadığınızı anlatınız.

* “Şimdi böyle olursa ilerde ne olur!” gibi bir korkuya kapılıp 2 yaş çocuğunu cezalandırmayınız. Unutmayınız ki bu yaşta duygular çok değişkendir. Bir anda ağlayıp bir anda susarlar. Dikkatlerini başka yöne çekmek çok kolaydır.

* Bu dönem, “Sorgu çağı”dır. “Bu ne?”, “Niye?” sorularını sıkça sorar. Bıkıp usanmadan sorularına cevap vermeye çalışmalısınız. Çok yorulduğunuz zaman, içtenlikle bunu ifade edebilirsiniz: “Artık yoruldum. Sorularını cevaplamaya daha sonra devam edeceğim. Şimdi biraz dinlenmeliyim”

* Kalem tutarken el seçimi belirginleşmeye başlar. 4 yaşa kadar tamamlanır.

Unutmayınız ki herkes sağ elini kullanmak zorunda değildir. Sağ elini kullanmak konusunda baskı yapmayınız, çünkü bu seçim psikolojik değil fizyolojik kaynaklıdır.

* 3 yaş çocuğu ortalığı dağıttıktan sonra temizlemeye, toplamaya bayılır. Sorumluluk duygusunu öğretmek için bu dönem çok uygundur. Ona yardımcı olarak toplamasını talep ediniz.

* Mutluluk, öfke, üzüntü, korku konusundaki değişimler, gelişen bilişsel kapasiteyi yansıtır. Önceden fark edemediği, algılayamadığı durumları artık tehlike olarak anlar. 2-4 yaş arasındaki çocuklar karanlıktan, köpekten, yılandan, kaynağını bilmediği yüksek seslerden korkar.

Korkular
* Çocuğunuz korktuğunda onu sakinleştirmek için “Bunda korkacak ne var!” demeyiniz. Bu, onun duygusunu hafife almak, önemsememek olur. Onun yerine “Merak etme, ben senin yanındayım, seni korurum” diyebilirsiniz.

* Korkulacak şeylerden uzak tutmak, çocuğunuzu korumaz. Tersine, bilgilendirmek gerekir. Ancak şuna dikkat etmelisiniz: Çok fazla anlatmak da korkuyu kuvvetlendirebilir.

* “Koşma düşersin!” şeklinde sürekli yapılan uyarılar, bazı çocukları gereğinden fazla korkutup cesaretsiz, güvensiz yapabilir.

* 2 yaş çocukları oyunda işbirliği yapmazlar. Yanyana ama birbirlerinden bağımsız oynarlar. Çocuğunuzu diğer çocuklarla yanyana getiriniz ama birlikte oynamak, oyuncağını paylaşmak konusunda baskı yapmayınız. Seçim hakkı veriniz: “Hangi oyuncağınla arkadaşının oynamasına izin verirsin?”

* Bu yaşta sembolik oyun (-miş gibi) gelişir, örneğin sopaya atmış gibi davranır.

Bu yaşın en büyük sorunlarından biri de “yatma sorunu”dur. Gece bir türlü uyumak istemezler, çünkü herkes daha eğlenirken onlar neden karanlık bir odaya girip eğlenceyi kaçırsın? Bu nedenle yatma zamanını eğlenceli hale getirmek faydalı olur. Ona banyo yaptırırken suyla oynatınız, masallar okuyunuz, beraber ufak tefek bir şeyler atıştırınız, vb. Böylece ona en çok ihtiyacı olan şeyi vermiş olursunuz: Kendinizi.
 
Geri
Üst