Adana'ya özgü kelimler
adananın resimleri adana resimleri adanaya ait sözler adana adanaya özgü sözler
ADANA'YA ÖZGÜ KELİMELER ; Meleklerim her şehrin kendine özgü bir dili vardır.. Her nekadar ortak dilimiz Türçe olsada her yörede farklı kelimeler kulanılır... Bende Adananın kini merak edenlerdendim çünkü; adanaya gitiğimde konuşulanları anlamakta zorluk çekiyordum... İşte Adana'ya özgü kelimeler ve anlamları..
Bahraç yran ya su konulan kap
Ölük : Ölmüş
Kapsalık,kaspalık,gaspalık,gapsalık : Bahçe kapısı
(Gaspalığı aç da içeri girsinler)
Firez : Tarlada kalan ekin sapı.
Dikeç : Kazık
Bük : Çalı ve diken topluluğu.
Pür : Çam yaprağı
Çot : Üstü kesilmiş ağaç bedeni.
Gamalak-Kamalak: Çam kabuğu gövdesinden soyulduğunda, gövde ile kabuk arasında bulunan yumuşak kısım.
Firik : Olgunlaşmaya yakın, olgunlaşmamış erik,çağla gibi meyve, buğday ve mısır
Göbelek : Mantar
Avarlık : Ailenin ihtiyacı için, evin bahçesine ekilen sebze.
Ayın Puharı(ayan por): Eyyam-ı Buhar, Ağustos ayında çöken buharlı hava
Siyek : Saçak.
Cırlavuk, cırnavuk : Ağustos böceği.
Tomus : Temmuz ayı
Şıkırdım gibi : Bütün dallardaki meyveler olgunlaşır, çok fazla.
Gölük : Yük taşıyan at, beygir.
Toğga : Sıcak veya soğuk olarak içilebilen, ayran ve dövme ile yapılan bir çorba çeşidi.
pilavlık : Çocuk oyunlarında etkisi olmayan kişi, küçük çocuklar.
demlik : tamamen
( Benle demlik mi konuşmayacaksn)
sına, sinam : Deneme.
Yörep: Yokuş
Anariye : Geri( Anariye anariye gel bakalım)
Bocit : Sürahi
Peşkir : Havlu
Dirgen : Tırmık
Çapıt,çabut : Kumaş Parçası,bez
Bayak : Biraz öne, az önce
( Bayak gelseydin görüşürdün)
Kele : Kadına hitap şekli(Kele Bacım gibi......)
Tummak : (suya)Dalmak
Gaçıl : Yol Açılmasını İstemek,Çekil.
( Kenara gaçılın)
Helke : Kova
Gıska : küçük soğan
Celfin: Genç tavuk
Endeni:Endeni sözcüğü onu anlamında kullanılmaktadır. Örnek:Ende örtüyü getir,masanın üzerine ört. (2.e uzatılır)
Cücük :civciv anlamında kullanılır.
Bulamaç: Nişasta, su ve şeker ile yapılan besleyici çorba.
Seyirtmek, seğirtmek :Koşmak anlamında kullanılır. Örnek:Çocuk şurdan biraz önce seyirtti.
Cardın:İri fare
Yayyık:Bazen tek y ile de söylendiği olur.Ayran yapmak için kullanılan küp şeklindeki tahta veya deri kutu. Örnekün akşam yemekte yayyık ayranı içtim.
Zaar:Zahir sözcüğünden gelmektedir.Belki anlamında kullanılır. Örnek:Zaar sizin çocuk yarın gelir.
Bakale:Bakale sözcüğü bakmak anlamında kullanılır. Örnek:Bakale buraya gel bi!
Yumuş:Yumuş sözcüğü iş buyurmak anlamında kullanılır. Örnek:Babamda habire bana yumuş buyuruyor.
Balım:Bu sözcük bakalım anlamında kullanılır. Örnek:Gel balım nereye gidiyorsun. (a uzun okunur)
Cıncık:Cıncık sözcüğü cam anlamında kullanılır. Örnek:Çocuk tüm cıncıkları kırdı.
Tez:Bu sözcük yöremde çabuk anlamında kullanılmaktadır.
Mustağak:Bu sözcük yöremde layik anlamında kullanılır. Örnek:Mustağakını sonunda buldun işte.
Elcek: oyuncu bilye
Gülle : bilye
yalak: çukur yer
angara : siyah-beyaz renkte olan tavuk
halbur: buğday elenen elek.
sarat :seyrek elek.
urupla: buğday ölçmede kullanlan en küçük kap.
çelik: buğday ölçmede kullanılan yaklaşık 10 kg buğday ölçen tahtadan yapılmış kap.
gırat:yaklaşık 22 kg buğdaya verilen ad.
bibi: hala
çitil : küçük helke, kap
çokuşmak: toplanmak, kalabalık olmak( Bi adam görünce hemen çokuştunuz)
meşe: eraltı( e uzun okunur)
manca: domates salatası
bıldır: geçen yıl
çullanmak : üzerine çökmek (Baktım ki adamın üzerine hepsi çullanmış)
culuk : hindi
depitmek : ayağı ile yitmek
depik : tekme
zumzuk :yumruk
dellenmek: sinirlenmek (Sen dellendin mi mustafa abi.Dellendirmeyib beni.)
süven : tarlanın kenarlarına çakılan düzgünce ağaç
gabala : ölçüsüz, tartısız alınan iş, eşya
( Şu domateslere gabala 3 bin vereyim)
gicişmek : kaşınmak( Sırtım gicişiyor baksana bir)
herslenmek : kızmak ( Ya bu kadar herslenmene gerek yok aslında)
katık : ayran
mahana : bahane (Ölüm gelirse hepsi mahana işte)
malamat: rezalet, rezillik ( Malamat olduk millete)
seğen : kaşık madeninden yapılmış kap
( Seğene çorba koysana)
şaplak : tokat
çimmek : yıkanmak
dulda : güneş ve rüzgardan korunacak yer
(Şöyle duldaya geçelim rüzgar sert esiyor)
cemkirmek, çemkirmek : büyüklerine karşı saygısız davranışlarda bulunmak, söz söylemek.
öykünmek, ökünmek : Yaptığı hareketin aynısını yapmak.(Ağzıma ökünme dedim sana)
ekkeş: ukala, çok bilmiş ( Şu Ahmet de çok ekkeş)
devlisi gün: sonraki gün
süngüç: baş parmak ile işaret parmağı arasındaki uzunluk
davış . söylenti
zıypmak, zıypınmak : yüksek bir yerden kaymak
zarpadanak, carpadanak: aniden
yekinmek : kalkmak (nereye yekindin böyle)
cebelleşmek : tartışmak, birisiyle uğraşmak
(Ya ben kendi canımla cebelleşiyorum)
pısmak, pusmak : saklanmak
pimpirikli : evhamlı
çingil : omuz
hombil, hombili : sırt
zibil :gübre, hayvan artığı
soyka . ölen kimsenin elbisesi
acar, acer : yeni
covsıtmak : duyurmak
vırtzırt: ani olarak, zamansız
iliksiz : argoda sevgi hitabı (İliksiz hoşuna gider değil mi?)
omisilli : iyi, güzel, hoş ( Omisilli ağaç ne hale gelmiş)
pıstanpatır : saklambaç oyunu
hapahap olmak : aniden karşılaşmak
yumuş uşağı : bir kimsenin her dediğini yapan
( Sen yumuş uşağı olmuşsun)
tinkitmek :sektirmek, yerinden oynatmak( Seni tinkitirim buralardan)
dıkılmak :girmek
ninemeli : neme lazım
çarkıt : eskimiş, hurda haline gelmiş ( Araba çarkıt olmuş)
vıykırmak : feryat etmek
cılkı çıkmak : özelliği bozulmak
guşanmak: giyinmek ( Düğüne gideceğiz şöyle bir güzel guşanalım)
teleme: keçi sütüne incirin kozağının sütünü damlatarak yapılan tadı güzel yiyecek (peynir çeşidi diye de geçer bulmacalarda)
ede: kardeş
agam : kardeşim
küncü : susam
cıkıl : bozuk para ( Bu cıkıl paraları ne yapacaksın)
cıkıl,cakıl : küçük taş parçaları( Buraya kim cakıl dükün dedi)
pinnik : kümes
pırtı: elbise
kürrük : minik tay
fol : tavuğun yumurtlaması için bırakılan yumurta
folluk : tavuğun yumurtladığı yer
goz : ceviz
galli : sincap
cazzıtcuzzut: tahteravalli
erinmek : bir işi yapmak istememek ( Ders çalışacağım ama eriniyorum)
süzek :süzgeç
kilden : su kaşık madeninden yapılmış küçük tas.( Kildenle bana bir su versene)
leğen :İçinde çamaşır yıkanılan yayvan ve çukur kap.
sini : tepsi
üfelemek: ovalamak
gallep: güvercin
hımbıl: mızmız, işi yavaş yapan kimse
sedir : divan
sehen : tabak
ilişkir : et sucuğu
kertiş :kertenkele
taman: hani (örnek:Bize gelecektin taman, neden gelmedin?)
kepmek :çökmek (Ev adamın üzerine kepmiş.)
( ölen kişi içinde söylenir.Örneğin; Adam dün kepmiş gördün mü?)
tosbaa, tusbaa: Kaplumbağa
meke:mısır
ADANA'YA ÖZGÜ KELİMELER ; Meleklerim her şehrin kendine özgü bir dili vardır.. Her nekadar ortak dilimiz Türçe olsada her yörede farklı kelimeler kulanılır... Bende Adananın kini merak edenlerdendim çünkü; adanaya gitiğimde konuşulanları anlamakta zorluk çekiyordum... İşte Adana'ya özgü kelimeler ve anlamları..
Bahraç yran ya su konulan kap
Ölük : Ölmüş
Kapsalık,kaspalık,gaspalık,gapsalık : Bahçe kapısı
(Gaspalığı aç da içeri girsinler)
Firez : Tarlada kalan ekin sapı.
Dikeç : Kazık
Bük : Çalı ve diken topluluğu.
Pür : Çam yaprağı
Çot : Üstü kesilmiş ağaç bedeni.
Gamalak-Kamalak: Çam kabuğu gövdesinden soyulduğunda, gövde ile kabuk arasında bulunan yumuşak kısım.
Firik : Olgunlaşmaya yakın, olgunlaşmamış erik,çağla gibi meyve, buğday ve mısır
Göbelek : Mantar
Avarlık : Ailenin ihtiyacı için, evin bahçesine ekilen sebze.
Ayın Puharı(ayan por): Eyyam-ı Buhar, Ağustos ayında çöken buharlı hava
Siyek : Saçak.
Cırlavuk, cırnavuk : Ağustos böceği.
Tomus : Temmuz ayı
Şıkırdım gibi : Bütün dallardaki meyveler olgunlaşır, çok fazla.
Gölük : Yük taşıyan at, beygir.
Toğga : Sıcak veya soğuk olarak içilebilen, ayran ve dövme ile yapılan bir çorba çeşidi.
pilavlık : Çocuk oyunlarında etkisi olmayan kişi, küçük çocuklar.
demlik : tamamen
( Benle demlik mi konuşmayacaksn)
sına, sinam : Deneme.
Yörep: Yokuş
Anariye : Geri( Anariye anariye gel bakalım)
Bocit : Sürahi
Peşkir : Havlu
Dirgen : Tırmık
Çapıt,çabut : Kumaş Parçası,bez
Bayak : Biraz öne, az önce
( Bayak gelseydin görüşürdün)
Kele : Kadına hitap şekli(Kele Bacım gibi......)
Tummak : (suya)Dalmak
Gaçıl : Yol Açılmasını İstemek,Çekil.
( Kenara gaçılın)
Helke : Kova
Gıska : küçük soğan
Celfin: Genç tavuk
Endeni:Endeni sözcüğü onu anlamında kullanılmaktadır. Örnek:Ende örtüyü getir,masanın üzerine ört. (2.e uzatılır)
Cücük :civciv anlamında kullanılır.
Bulamaç: Nişasta, su ve şeker ile yapılan besleyici çorba.
Seyirtmek, seğirtmek :Koşmak anlamında kullanılır. Örnek:Çocuk şurdan biraz önce seyirtti.
Cardın:İri fare
Yayyık:Bazen tek y ile de söylendiği olur.Ayran yapmak için kullanılan küp şeklindeki tahta veya deri kutu. Örnekün akşam yemekte yayyık ayranı içtim.
Zaar:Zahir sözcüğünden gelmektedir.Belki anlamında kullanılır. Örnek:Zaar sizin çocuk yarın gelir.
Bakale:Bakale sözcüğü bakmak anlamında kullanılır. Örnek:Bakale buraya gel bi!
Yumuş:Yumuş sözcüğü iş buyurmak anlamında kullanılır. Örnek:Babamda habire bana yumuş buyuruyor.
Balım:Bu sözcük bakalım anlamında kullanılır. Örnek:Gel balım nereye gidiyorsun. (a uzun okunur)
Cıncık:Cıncık sözcüğü cam anlamında kullanılır. Örnek:Çocuk tüm cıncıkları kırdı.
Tez:Bu sözcük yöremde çabuk anlamında kullanılmaktadır.
Mustağak:Bu sözcük yöremde layik anlamında kullanılır. Örnek:Mustağakını sonunda buldun işte.
Elcek: oyuncu bilye
Gülle : bilye
yalak: çukur yer
angara : siyah-beyaz renkte olan tavuk
halbur: buğday elenen elek.
sarat :seyrek elek.
urupla: buğday ölçmede kullanlan en küçük kap.
çelik: buğday ölçmede kullanılan yaklaşık 10 kg buğday ölçen tahtadan yapılmış kap.
gırat:yaklaşık 22 kg buğdaya verilen ad.
bibi: hala
çitil : küçük helke, kap
çokuşmak: toplanmak, kalabalık olmak( Bi adam görünce hemen çokuştunuz)
meşe: eraltı( e uzun okunur)
manca: domates salatası
bıldır: geçen yıl
çullanmak : üzerine çökmek (Baktım ki adamın üzerine hepsi çullanmış)
culuk : hindi
depitmek : ayağı ile yitmek
depik : tekme
zumzuk :yumruk
dellenmek: sinirlenmek (Sen dellendin mi mustafa abi.Dellendirmeyib beni.)
süven : tarlanın kenarlarına çakılan düzgünce ağaç
gabala : ölçüsüz, tartısız alınan iş, eşya
( Şu domateslere gabala 3 bin vereyim)
gicişmek : kaşınmak( Sırtım gicişiyor baksana bir)
herslenmek : kızmak ( Ya bu kadar herslenmene gerek yok aslında)
katık : ayran
mahana : bahane (Ölüm gelirse hepsi mahana işte)
malamat: rezalet, rezillik ( Malamat olduk millete)
seğen : kaşık madeninden yapılmış kap
( Seğene çorba koysana)
şaplak : tokat
çimmek : yıkanmak
dulda : güneş ve rüzgardan korunacak yer
(Şöyle duldaya geçelim rüzgar sert esiyor)
cemkirmek, çemkirmek : büyüklerine karşı saygısız davranışlarda bulunmak, söz söylemek.
öykünmek, ökünmek : Yaptığı hareketin aynısını yapmak.(Ağzıma ökünme dedim sana)
ekkeş: ukala, çok bilmiş ( Şu Ahmet de çok ekkeş)
devlisi gün: sonraki gün
süngüç: baş parmak ile işaret parmağı arasındaki uzunluk
davış . söylenti
zıypmak, zıypınmak : yüksek bir yerden kaymak
zarpadanak, carpadanak: aniden
yekinmek : kalkmak (nereye yekindin böyle)
cebelleşmek : tartışmak, birisiyle uğraşmak
(Ya ben kendi canımla cebelleşiyorum)
pısmak, pusmak : saklanmak
pimpirikli : evhamlı
çingil : omuz
hombil, hombili : sırt
zibil :gübre, hayvan artığı
soyka . ölen kimsenin elbisesi
acar, acer : yeni
covsıtmak : duyurmak
vırtzırt: ani olarak, zamansız
iliksiz : argoda sevgi hitabı (İliksiz hoşuna gider değil mi?)
omisilli : iyi, güzel, hoş ( Omisilli ağaç ne hale gelmiş)
pıstanpatır : saklambaç oyunu
hapahap olmak : aniden karşılaşmak
yumuş uşağı : bir kimsenin her dediğini yapan
( Sen yumuş uşağı olmuşsun)
tinkitmek :sektirmek, yerinden oynatmak( Seni tinkitirim buralardan)
dıkılmak :girmek
ninemeli : neme lazım
çarkıt : eskimiş, hurda haline gelmiş ( Araba çarkıt olmuş)
vıykırmak : feryat etmek
cılkı çıkmak : özelliği bozulmak
guşanmak: giyinmek ( Düğüne gideceğiz şöyle bir güzel guşanalım)
teleme: keçi sütüne incirin kozağının sütünü damlatarak yapılan tadı güzel yiyecek (peynir çeşidi diye de geçer bulmacalarda)
ede: kardeş
agam : kardeşim
küncü : susam
cıkıl : bozuk para ( Bu cıkıl paraları ne yapacaksın)
cıkıl,cakıl : küçük taş parçaları( Buraya kim cakıl dükün dedi)
pinnik : kümes
pırtı: elbise
kürrük : minik tay
fol : tavuğun yumurtlaması için bırakılan yumurta
folluk : tavuğun yumurtladığı yer
goz : ceviz
galli : sincap
cazzıtcuzzut: tahteravalli
erinmek : bir işi yapmak istememek ( Ders çalışacağım ama eriniyorum)
süzek :süzgeç
kilden : su kaşık madeninden yapılmış küçük tas.( Kildenle bana bir su versene)
leğen :İçinde çamaşır yıkanılan yayvan ve çukur kap.
sini : tepsi
üfelemek: ovalamak
gallep: güvercin
hımbıl: mızmız, işi yavaş yapan kimse
sedir : divan
sehen : tabak
ilişkir : et sucuğu
kertiş :kertenkele
taman: hani (örnek:Bize gelecektin taman, neden gelmedin?)
kepmek :çökmek (Ev adamın üzerine kepmiş.)
( ölen kişi içinde söylenir.Örneğin; Adam dün kepmiş gördün mü?)
tosbaa, tusbaa: Kaplumbağa
meke:mısır