Avrupa Üniversiteler Birliğinden Türk Üniversiteleri Raporu
Arkadaşlar rapor uzun ama ilgilenenler için çok önemli bir kaynak diye düşünüyorum.
Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD), Avrupa Üniversiteler Birliği (EUA) Kurumsal Değerlendirme Programı (IEP) tarafından hazırlanan “Türkiye’de Yükseköğretim: Eğilimler, Sorunlar ve Fırsatlar” başlıklı raporunu, 27 Ekim 2008 tarihinde, Ankara Sheraton Hotel & Convention Center’da düzenlediği bir toplantı ile kamuoyuna sundu.
“Türkiye’de Yükseköğretim: Eğilimler, Sorunlar ve Fırsatlar”
Yükseköğretim Sistemi Üzerine EUA-IEP Kurumsal Değerlendirme
Raporlarına Dayanan Gözlemler ve Öneriler
Raporlarına Dayanan Gözlemler ve Öneriler
Özet Bulgular
Türkiye’deki yükseköğretim sistemi üzerine gözlemler ve önerileri içeren raporun tanıtım toplantısının açılış konuşmaları Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan ve EUA Başkanı Prof. Dr. Georg Winckler tarafından gerçekleştirildi.
“Türkiye’de Yükseköğretim: Eğilimler, Sorunlar ve Fırsatlar” başlıklı rapor ile EUA tarafından daha önce değerlendirilmiş olan on yedi Türk üniversitesinin inceleme raporları analiz edilmektedir. Türkiye ve Avrupa’da yükseköğretim ile ilgili yakın zamanda yayımlanmış çeşitli çalışmaları da dikkate alan rapor, yükseköğretim sisteminin güçlü ve zayıf noktalarını analiz edip öneriler sunarak, sistemin Avrupa bağlamında gelişimini desteklemeyi amaçlamaktadır. Prof. Dr. Jarmo Visakorpi, Prof. Dr. Fuada Stankovic, Prof. Dr. Julio Pedrosa ve Christina Rozsnyai tarafından kaleme alınan raporda özetle şu bulgular yer almaktadır:
“Özerklik ve Üniversite Yönetişimi
Özerklik ve hesap verebilirlik, akademik özgürlükle ilişkili apaçık ilkelerdir. Özerklik tüm kurumlarda çeşitliliğe olanak tanımak ve kaynakların kullanımında etkinliği geliştirmek açısından gereklidir. Aynı zamanda yaratıcılık ve yenilikçiliğin gelişebilmesinin ön koşulu olarak da önem taşımaktadır. YÖK, yükseköğretimin siyasi etkilerden bağımsız olmasını sağlamak için bir tampon işlevi gören kurum olarak önemli rol oynamıştır ve bu rolü oynamaya gelecekte de devam etmelidir. YÖK, yükseköğretim sistemi ve sistemin rotasına ilişkin konular üzerine hükümete politika önerilerinde bulunan, yükseköğretim kurumlarının ulusal düzeydeki temsilcisi ve eşgüdüm organı olmalıdır. Ancak, YÖK’ün ayrıntılı düzenleyici yetkilerinin –üniversitenin kurum içi yapısına yönelik yasal düzenlemeyle birlikte– üniversitenin özerkliği açısından zararlı olduğu dikkate alınmalıdır.
Öneriler:
● Kurumların strateji belgelerinde belirtilmiş hedefleri karşılamalarına yeterli olacak şekilde, devletin bütçe tahsisatı ile öğrenci kayıtlarındaki artışın eşleştirilmesi,
● Performansa dayalı bütçelemenin daha fazla geliştirilmesi,
● Devlet finansmanının üniversitelere torba bütçe olarak tahsis edilmesi,
● Üniversitelerin, kurum içinde elde edilen gelirleri kurum içi planlara ve uzun ve kısa dönemli gereksinimlere uygun olarak özgürce tahsis etmesini olanaklı kılmak üzere, döner sermayenin üzerindeki kısıtlayıcı düzenlemelerin kaldırılması.
● Bütçe fazlasının kullanılmasına ilişkin zamanla bağlantılı kısıtlamaların (bütçe yılı gibi) kaldırılması.
Özerklik ve hesap verebilirlik, akademik özgürlükle ilişkili apaçık ilkelerdir. Özerklik tüm kurumlarda çeşitliliğe olanak tanımak ve kaynakların kullanımında etkinliği geliştirmek açısından gereklidir. Aynı zamanda yaratıcılık ve yenilikçiliğin gelişebilmesinin ön koşulu olarak da önem taşımaktadır. YÖK, yükseköğretimin siyasi etkilerden bağımsız olmasını sağlamak için bir tampon işlevi gören kurum olarak önemli rol oynamıştır ve bu rolü oynamaya gelecekte de devam etmelidir. YÖK, yükseköğretim sistemi ve sistemin rotasına ilişkin konular üzerine hükümete politika önerilerinde bulunan, yükseköğretim kurumlarının ulusal düzeydeki temsilcisi ve eşgüdüm organı olmalıdır. Ancak, YÖK’ün ayrıntılı düzenleyici yetkilerinin –üniversitenin kurum içi yapısına yönelik yasal düzenlemeyle birlikte– üniversitenin özerkliği açısından zararlı olduğu dikkate alınmalıdır.
Öneriler:
● YÖK’ün, yükseköğretim kurumlarını hükümet nezdinde temsil eden, yükseköğretim politikaları öneren, sistem düzeyinde yükseköğretim kurumlarının eşgüdümünü ve yönlendirilmesini sağlayan ulusal bir organa dönüştürülmesi,
● Kurum içi yönetime, yapıya ve üniversitelerdeki diğer işlevlere müdahaleyi asgariye indirmek için mevzuatın ve YÖK yönetmeliklerinin gözden geçirilmesi,
● Üniversitelerarası Kurul ve Rektörler Komitesi’nden oluşan mevcut ikili yapı yerine, verimli çalışmasına imkan verecek sayıda üyeye sahip bir Rektörler Komitesi’nin kurulması alternatifinin değerlendirilmesi,
● Türkiye’nin, Bologna sürecinde ortaya konulan amaçlarına ulaşmak için ulusal bir stratejinin tesis edilmesi,
● Önerilen değişiklikler üzerine hem yükseköğretim camiası hem de genel anlamda toplum içinde ayrıntılı bir tartışma yürütülmesi, değişikliklerin saptanmış bir zaman planını takip etmesi.
Özerklik ve Üniversite Bütçelemesi
Finansmanın yıllık olarak belirlenmesindense, birkaç yıllık süre için güvence altına alınması sağlanmalı ve üniversiteler amaç ve hedeflerini gerçekleştirmeye yeterli kaynaklara sahip olmalıdır. Daha özerk bir yönetim yapısı devlet dışı fon kaynaklarından daha esnek ve yoğun bir şekilde yararlanılmasını kolaylaştırabilir.
● YÖK’ün, yükseköğretim kurumlarını hükümet nezdinde temsil eden, yükseköğretim politikaları öneren, sistem düzeyinde yükseköğretim kurumlarının eşgüdümünü ve yönlendirilmesini sağlayan ulusal bir organa dönüştürülmesi,
● Kurum içi yönetime, yapıya ve üniversitelerdeki diğer işlevlere müdahaleyi asgariye indirmek için mevzuatın ve YÖK yönetmeliklerinin gözden geçirilmesi,
● Üniversitelerarası Kurul ve Rektörler Komitesi’nden oluşan mevcut ikili yapı yerine, verimli çalışmasına imkan verecek sayıda üyeye sahip bir Rektörler Komitesi’nin kurulması alternatifinin değerlendirilmesi,
● Türkiye’nin, Bologna sürecinde ortaya konulan amaçlarına ulaşmak için ulusal bir stratejinin tesis edilmesi,
● Önerilen değişiklikler üzerine hem yükseköğretim camiası hem de genel anlamda toplum içinde ayrıntılı bir tartışma yürütülmesi, değişikliklerin saptanmış bir zaman planını takip etmesi.
Özerklik ve Üniversite Bütçelemesi
Finansmanın yıllık olarak belirlenmesindense, birkaç yıllık süre için güvence altına alınması sağlanmalı ve üniversiteler amaç ve hedeflerini gerçekleştirmeye yeterli kaynaklara sahip olmalıdır. Daha özerk bir yönetim yapısı devlet dışı fon kaynaklarından daha esnek ve yoğun bir şekilde yararlanılmasını kolaylaştırabilir.
Öneriler:
● Kurumların strateji belgelerinde belirtilmiş hedefleri karşılamalarına yeterli olacak şekilde, devletin bütçe tahsisatı ile öğrenci kayıtlarındaki artışın eşleştirilmesi,
● Performansa dayalı bütçelemenin daha fazla geliştirilmesi,
● Devlet finansmanının üniversitelere torba bütçe olarak tahsis edilmesi,
● Üniversitelerin, kurum içinde elde edilen gelirleri kurum içi planlara ve uzun ve kısa dönemli gereksinimlere uygun olarak özgürce tahsis etmesini olanaklı kılmak üzere, döner sermayenin üzerindeki kısıtlayıcı düzenlemelerin kaldırılması.
● Bütçe fazlasının kullanılmasına ilişkin zamanla bağlantılı kısıtlamaların (bütçe yılı gibi) kaldırılması.