Boğ/az’ıma kadar battım infazlara…

CaRiZmA

Vip Melek
Üye
Boğ/az’ıma kadar battım infazlara…
Bitimsiz bir (ç)ağrıdır şimdigecenin karanlığına haykırdığım…
(s)olgun cümlelerimde ağır yaralı kalmış
hicran iniltili bayat intiharlarım…
Hırsını alamadağım öfke kanamalı gidişler
ne kadar yoklasa da sabrımın sınırlarını
kavga makamında türkülere eşlik ediyorum yakılmış sesimle…

Yalandan yapılmış sahnelerdetüm replikleri gerçek bir oyunun

unutulmayacak karelerini canlandırıyorum…


Korkuyorum yıkıldığım günlere çentik atar diye sabırsız arzularım…
Bu yüzden kaldırmıyorum kabuğunu neşter kesiği yaralarımın…

susuyorum soluğuna gece;

Boğazıma tükürülen karanlıklarında sessiz düşüyorum yaralarıma…

Yavan düş/ler çiziyorum yüzüme…dünlerden bozma eksikliğim eskiyor
Yalnızlığıma…hüzün hükmünü yemiş ifadesizliğim
Kentsizliğime diz üstü düşüyor…


Yol heybeme ilişiyor bir parça nedamet daha…

Uykusuzluğum bölünüyor korkularıma…

Kırılmış aşk parçaları serili gecenin karanlığına…
Çabucak gelen baskın bir ayazdı yalnızlık…
Çıplağımardışık acıların kuşatmasında…
Giyinemedim kelimelerin sıcak anlamlarını üzerime..
Adımlarımda ağır bir yürüyüşün sızısı
ve bu sızıyı kemiren hırçın cümlelerim var…

“Mah/pustayım”

Pustum bil/e/meden gizime;
Az’almış yanlarıma birikiyor devrik tanımsızlığım…


Kaçışlarıma yazılıyor dilsizliğim küfür tadında…
Kaçıyorum adımlarım yettiğince…


Kaç adım kaldımsa geriyekaç ad kaldımsa kendime…
Yollarım içime uzuyor yine…azılı intiharlar soluk kesiliyor yüzüme…
Zaman/sızım eski bir şiir tadında gülüşlere…


Ardıma bakmaya korkar oldu gözlerim…
Gelecek zamana çekiyorum tüm fiilleri…

Anlamını yitirmiş ne varsa kalemimden sızan
Üstü başı par(ç)alanmış bir ezginin nakaratına yazdırıyor kendini…

Tanık varım boy veren ihanetlere…
Bakışlarıma bilenen yanılgılarım alev tadında telaşlı…

Veballerim nadasa bırakılı…
Tarihi eksi arşivi geniş yalnızlıklara kimliksizliğim yazılı…

Cılız bir umudu uyandırıyorum her sabah…

Alt noktası yüreğim olan ünlem işaretleriyle
(k)aralıyorum kaygılarımın sayfalarını…


Çengelleri içiçe geçmiş soruların
üç noktayla son bulan çelişkili cevaplarında kaybediyorum anlama yetimi…

Anlam/sızım…

Vurdum sabrı elime;
Kızıl kan içiyorum dilime…
Sesime yankı bulan kırk ikindi ezalar dimağıma sorguda…

Şahadete durmuş minarelerde seslenirken sonum

Son sela dem vuruyor üstüme…


Vakitsiz seriliyor kara kefenler bedenime…

Yine öfaaale bileniyorumhaldan bilmez kahpe yalanların
kedere isyan sözlerine…

Sabah ezanıyla uyanıpkirli seccadelere
sahte yüzlerini süren yalan bakışların
iğrençliğinde kaybediyorum inancımı…

“BİR İNSAN BU KADAR EKSİLEBİLİR Mİ ?”

Usul usul çekiyorum kendimi alfabesizliğime…
Saklıyorum ima edemediğim sözlerimi üç noktalar ardına…
İmhasız öfkelere taşıyorum ikametsizliğimi…

Elemlere göç eyleyen ruhum direniyor ünlemlere…

Tövbeler akıyor sesime…Aklıma düşüyorum birden…
An’sız kalıyorum adıma kesilen hükümlere…İthaf düşüyorum adımın yıkımına…

Eksiğim…

NE KAHRAMAN OLABİLDİM GİDERKEN…
NEDE ONUN OLDUM KALDIĞIMDA…

Zaten ben hiç baş edemedim ki ;
Kanser gibi hücrelerime yayılan
sevimsiz cümlelerin öfke dayatan faşizanlığıyla…

Dumandan kapkara “F” tipi odamın duvarlarına afişliyorum direncimi…
“Kahrolsun (Hain Bu) Sevda”


Boğ/az’ıma kadar battım infazlara…
Doldum içi küf birikintili düş odalarına…
Düştün yanıma ölüm b/akışında…


Zamansız geldim kendime yanılgı t/adında…
Ve yangın oldum kentimin yalınsızlığına yanıldığım yanımla…


NE KAHRAMAN OLABİLDİM GİDERKEN…
NEDE ONUN OLDUM KALDIĞIMDA…


alinti
 
Geri
Üst