Üç Aylardan Biri Olan Ramazan Ayının Faziletleri

*MeleK*

♥Ben Aşık Olduğum Adamın Aşık Olduğu Kadınım♥
Üç Aylardan Biri Olan Ramazan Ayının Faziletleri
bu konu Ramazan ay?n?n faziletleri hakk?nda genel bilgilere yer vermektedir.

Üç aylardan biri olan ve bin aydan daha hay?rl? olarak kabul edilen Ramazan ay?n?n faziletleri konusun da sizlere genel din bilgileri payla??yor, Ramazan ay?n?n faziletlerinden cümlemizin faydalanma ?erefine ermeyi Rabbimizden diliyoruz...

hosgeldin%20ramazan%20(3)-382.jpg



Ramazan-? ?erîf
  • ?çinde, Kur?ân-? Kerîm?in nazil olmaya ba?lad??? en faziletli ayd?r.
  • Keza içinde Kadir gecesi gibi, bin aydan hay?rl? bir gecenin bulundu?u ayd?r.
  • Günahlar?n afv edildi?i, ?eytanlar?n zincire vuruldu?u mübarek ayd?r.
  • Sab?r ay?d?r. ?slam??n be? ?art?ndan biri olan orucun tutuldu?u, gecelerinde teravihlerin k?l?nd??? ibadet, feyz ve bereket ay?d?r.
  • Kur?ân-? Kerîm hatimlerinin indirildi?i, mukabelelerin okundu?u, câmîlerin müslümanlarla dolup ta?t???, rahmet, huzur ve ilâhî gufran ay?d?r.
  • Cennet kap?lar?n?n aç?ld???, Cehennem kap?lar?n?n kapat?ld???, meleklerin yeryüzüne misafir oldu?u müstesna bir ayd?r.
«E?er kullar, Ramazan ay?ndaki faziletleri bilmi? olsalard?, bütün senenin Ramazan olmas?n? temenni ederlerdi.»

Ramazan-? ?erîfin Fazîleti
Selmân-? Fârisî -rad?yallâhu anh- ?öyle anlatm??t?r:
Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, ?aban??n son gününde bize hutbe îrâd etti ve:
«Ey ?nsanlar!.. Büyük bir ay yakla?t?. O mübarek bir ayd?r. ?çinde bin aydan daha hay?rl? bir gece (Kadir gecesi) vard?r. Allah Teâlâ bu ay?n orucunu farz, gecesinde namaz? (ibâdeti) nafile k?ld?. Bu ayda bir hay?r i?leyen veya bir farz? edâ eden kimse, Ramazan d???nda yetmi? farz edâ etmi? gibi olur.»
«Bu ay sab?r ay?d?r. Sabr?n mükâfat? (ise) Cennet?tir. Bu ay bolluk ay?d?r. Bu ay, müminin r?zk?n?n artt??? ayd?r. Bu ayda bir kimse, bir oruçluya iftar ziyafeti verse, günahlar?n?n ba???lanmas?na ve Cehennem?den âzâd olunmas?na vesîle olur. iftar ziyafeti verdi?i kimsenin sevab? kadar sevaba nail olur. Öbürünün sevab?nda ise hiçbir eksilme olmaz.»
Sahâbe-i Kiram -r?dvânullâhi aleyhim ecmeîn- hazerât?:
«-Yâ RasûlâllâhL Bizden hemen hemen hiç birimiz, oruçluya iftar verecek ?eye mâlik de?iliz.» dediler.
Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem-:
«-Allah Teâlâ bu sevab? bir hurma, bir yudum su, bir tad?m süt ile de verir.» buyurdu.
«Ramazan ay? öyle bir ayd?r ki; evveli rahmet, ortas? ma?firet, sonu da Cehennem azab?ndan kurtulmakt?r.»
«Bu ayda bir kimse emri alt?nda bulunanlar?n i?lerini hafifletirse, Allah Teâlâ onu ba???lar ve Cehennemden âzâd eder.»
«Bu ayda dört hasleti ço?alt?n?z:
Bunlardan ikisi ile Rabb?n?z? raz? edersiniz. Di?er iki haslet de zaten her zaman muhtaç oldu?unuz ?eylerdir. Rabb?n?z? raz? edece?iniz iki haslet:
«Lâ ilahe illallah» kelime-i tayyibesini çok söylemeniz ve Allah Teâlâ?ya (tevbe ve) isti?farda bulunman?zd?r. Muhtaç oldu?unuz iki haslet ise Allah Teâlâ?dan Cenneti istemeniz, Cehennem?den O?na s???nman?zd?r.»
«Her kim bu ayda bir oruçlunun karn?n? doyurursa, Allah Teâlâ benim havz?mdan ona içirir ve o kimse bir daha ebediyyen susamaz.» buyurdu.? (Gunye, 2/6)
K?rm?z? Yakuttan Saraylar
Ebû Saîd el-Hudrî -rad?yallâhu anh-?den rivayet edildi?ine göre, Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem- ?öyle buyurmu?lard?r:
?Ramazan ay?n?n ilk gecesinde Cennet ve semâ kap?lar? aç?l?r da, Ramazan??n son gecesine kadar kapanmaz. Erkek veya kad?n herhangi bir kimse Ramazan gecesinde namaz k?larsa, her secdesine mukabil, Allah Teâlâ ona binyedi yüz sevap yazar. Ve Cennette onun için yetmi? bin kap?s? olan k?rm?z? yakuttan bir saray bina eder. O saray?n her kap?s?n?n k?rm?z? yakutla süslü alt?ndan iki kanad? vard?r.
Yine (müslüman), Ramazan??n birinci günü oruç tuttu?unda, Allah Teâlâ Ramazan??n son gününe kadar onun günahlar?n? ba???lar. O oruç, bir o kadar günâh?na da keffâret olur. Ramazan ay?nda tutulan her oruç için ona bir saray verilir ki, o saray?n alt? bin kap?s? vard?r. Ayr?ca yetmi? bin melek, sabahtan ak?ama kadar onun günahlar?n?n ba???lanmas? için Allah?a duâ ederler. Ramazan??n gece veya gündüzünde yapm?? oldu?u her secdesine mukabil Cennette bir a?aç verilir ki, hayvana binmi? bir kimse yüz y?lda onun sonuna ula?amaz.? (Gunye, 2 / 6)
Ebû Hüreyre -rad?yallâhu anh-, Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem-?in ?öyle buyurdu?unu söylemi?tir:
?Ramazan??n ilk gecesi oldu?unda, Allah Teâlâ insanlara nazar eder. O bir kuluna nazar edince art?k ona ebediyyen azâb etmez. Allah Teâlâ, Ramazan??n her gününde milyonlarca müs-lüman? Cehennemden âzâd eder.? (Gunye, 2 / 6)
Ebû Mesud G?fârî, Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem-?i ?öyle buyururken i?itti?ini söylemi?tir:
?Ramazan ay?nda bir gün oruç tutan kul, Allah Teâlâ?n?n «Çad?rlar içinde sakl? huriler vard?r.» (Rahman 55 / 72) âyeti ile tasvir edilen ve inciden çad?rlar içinde sakl?, iri gözlü hûrîlerden bir e?le evlendirilir ki, o iri gözlü hurinin üstünde, renkleri birbirinden farkl? yetmi? çe?it ipek elbise vard?r. Her hûrîye inciyle süslenmi?, k?rm?z? yakuttan yetmi? sedir, sedirlerden her biri üzerinde yetmi? yatak, her yatak üstünde atlastan örtüler ve yetmi? yast?k haz?rlanm??t?r. Her huri ve e?i için yetmi? bin hizmetkâr vard?r. Hizmetkârlar?n herbirinin ellerinde, alt?n kâseler içinde çe?it çe?it yiyecekler vard?r. Cennetlikler son lokmalar?nda, ilk lokmalar?nda bulamad?klar? lezzetleri bulurlar. E?lerine de ayn? ikramlar vard?r. K?rm?z? yakuttan sedirler üzerinde? Bütün bunlar o kimsenin, yapm?? oldu?u di?er iyilikler d???nda, sâdece Ramazan ay?nda tuttu?u bir günlük orucu içindir.? (Gunye 2 / 6)
Ramazan Ay? Girince Cennet Süslenir
?bn-i Abbâs -rad?yallâhu anhümâ- Nebiyy-i Zî?ân -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimizin ?öyle buyurdu?unu i?itmi?tir:
?Cennet, Ramazan ay?n?n giri?iyle donat?l?r ve bezenir. Ramazan??n ilk gecesi olunca, Ar???n alt?nda Mesire adl? bir rüzgar esip, Cennet a?açlar?n?n dallar?n?, yapraklar?n? ve kap? halkalar?n? sallar. Bunlar öyle güzel sesler ç?kar?rlar ki, Cennetlikler o güzel seslerden daha ho? ses i?itmemi?lerdir. Yine (Ramazan ay? hürmetine) hûr-iîyn (iri gözlü hûrîler) süslenir, Cennetin yüksek yerlerine ç?karak:
«-Bizi Allah Teâlâ?dan zevceli?e isteyecek yok mu?» diye seslenirler.
Sonra (Cennet meleklerinin büyü?ü olan) R?dvan?a:
«-Bu gece hangi gecedir?» derler. R?dvan:
«-Ey güzellerin hay?rl?lar?!.. Bu gece, Ramazan ay?n?n ilk ge-cesidir. Muhammed -sallâllâhu aleyhi ve sellem-?in ümmetinden oruç tutanlara Cennet kap?lar? aç?l?r.» diye cevap verir.
Allah Teâlâ:
«-Ey R?dvan!.. Cennet kap?lar?n? aç! Ey Mâlik, Cehennem kap?lar?n? Muhammed -sallâllâhu aleyhi ve sellem-?in ümmetinden oruç tutanlara kapa! Ey Cebrail! Yeryüzüne in! ?eytanlar? zincirlerle ba?la, onlar? büyük denizlerde hapset ki, habîbim Muhammed ümmetinin oruçlar?n? bozmas?nlar!» diye buyurur.
Allah Teâlâ, Ramazan??n her gecesinde üç defa:
«- Benden bir ?ey isteyen var m?, istedi?ini vereyim!..»
«- Tevbe eden var m?d?r, tevbesini kabul edeyim!..»
«- ?sti?far eden var m?d?r, onu ba???layay?m!..»
« Veren zengin olur, vefakar mesûd olur.» buyurur.
Allah Teâlâ, Ramazan-? ?erîf?in her günü iftar vaktinde kendilerine azâb gereken âsîlerden milyonlarca ki?iyi Cehennemden azâd eder. Allah Teâlâ (Per?embeyi Cumaya ba?layan) gece ve Cum?a günü her saat, azâb edilecek milyonlarca Cehennemli?i affeder. Ramazan-? ?erîf?in sonuncu günü, bu ay?n ilk gününden o güne kadar Cehennem?den âzâd ettiklerinin toplam? kadar kimseyi ba???lar. Kadir gecesi Cebrail -aleyhisselâm-?a yeryüzüne inmelerini emreder. O da beraberinde büyük bir melek toplulu?u ve ye?il bir sancakla yeryüzüne iner. Sanca?? Ka?be?nin ortas?na dikerler. Cebrail -aleyhisselâm-?in alt? yüz kanad? vard?r. Bu ka-nadlar?n? ancak Kadir gecesi açar. Kanadlar?n? aç?nca onlar do?u ve bat?y? kaplar. Bu s?rada Cebrail -aleyhisselâm- meleklere:
«-Muhammed -sallâllâhu aleyhi ve sellem- ümmetinin aralar?na girin.» diye emreder.
Melekler de onlar?n aralar?na girerler; ibâdet eden, namaz k?lan ve zikredenlere selâm verip, onlarla musâfaha ederler. Onlar?n dualar?na ?Âmîn!? derler. Bu durum, sabaha kadar böylece devam eder. Sonra Cebrail -aleyhisselâm-:
«-Ey dostlar!.. Art?k sabah olmu?tur. Hepiniz, vazîfenize dönünüz!» buyurur. Bunun üzerine melekler:
«-Ey Cebrail!.. Allah Teâlâ Muhammed -sallâllâhu aleyhi ve sellem- ümmetinin hacetleri hususunda ne yapt??» diye sorarlar. Cebrail:
-Allah Teâlâ onlara rahmet nazar? ile bakt?. Onlar?n günahlar?n? affetti, onlar? ba???lad?. Yaln?z onlardan ?u dört s?n?f, bu rahmet ve afvdan hâriç b?rak?ld?.
Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem- (devamla):
?Onlar dört s?n?f insand?r ki;
-?arab içmeye devam edenler,
-Ana babas?na âsî olanlar,
-Akrabal?k ba?lar?n? kesenler,
-Bid?at ehli olup, müslümanlar? ve cemâati terk edenlerdir.? buyurdu.
Ramazan bayram? gecesine mükâfat gecesi de denir. Bu gecenin sabah?nda Allah Teâlâ, meleklerini yeryüzüne gönderir. Onlar, sokak ba?lar?nda durur, cin ve insan d???ndaki bütün canl?lar?n duyabilece?i bir sesle ?öyle nida ederler:
«-Ey Muhammed -sallâllâhu aleyhi ve sellem- ümmeti!.. Evlerinizden ç?k?n?z!.. Size çok sevap veren, büyük günahlar? ba???layan Kerîm Rabbinize geliniz.» derler.
Onlar camiye gitmek üzere evlerinden ç?kt?klar?nda , Allah Teâlâ meleklerine:
«-Ey benim meleklerim! Vazifesini lây?k?yla yapan insanlara ne verilir?» buyurur. Melekler:
«-Ey bizim ilâh?m?z ve seyyidimiz!.. Onlara mükâfatlar? eksiksiz olarak verilir.» derler. Bunun üzerine Allah Teâlâ:
«-Ey meleklerim! Siz ?âhid olunuz ki, Ramazan ay?nda oruç tutan ve namaz?n? k?lan kullar?ma sevâb ve mükâfat olarak r?zâm? verdim. Onlar?n günahlar?n? ba???lad?m. » buyurur.
Sonra kullar?na ?öyle hitâb eder:
?-Ey kullar?m!..
Bu gün benden diledi?inizi isteyiniz. ?zzet ve Celâlime yemin ederim ki, bugün âhiretiniz için ne isterseniz, size verece?im.?
?Dünyân?z için istedi?iniz ?eye gelince, bakar?m; izzet ve celâlime yemîn ederim ki, sizler benim hukukumu korudu?unuz sürece, ben de sizin kusur ve günahlar?n?z? örterim. ?zzet ve celâlime yemin ederim ki, hududumu koruyanlar aras?nda, sizi rezîl ve rüsvây etmem.?
?Evlerinize ba???lanm?? olarak dönünüz!.. Zîrâ beni ho?nut ettiniz. Ben de sizden raz? oldum.?
Ümmet-i Muhammed, Ramazan-? ?erîfte iftar ettiklerinde, melekler sevinçle Allah Teâlâ?n?n onlara ihsan buyurdu?u mükâfatlar? birbirlerine müjdelerler.? (Gunye 2/7-8)

Ramazan Orucunun Mükâfât?
Ebû Mes?ûd G?fârî -rad?yallâhu anh-, Ramazan hilâli görülünce, Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz?in:
?E?er kullar, Ramazan ay?ndaki faziletleri bilmi? olsalard?, bütün senenin Ramazan olmas?n? temenni ederlerdi.? buyurdu?unu i?ittim, demi?tir.
Huzaa kabilesinden bir adam:
-Ya RasûlâllâhL Ramazan??n faziletlerini bize anlat?n, deyince, Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem- ?öyle buyurmu?tur :
?Cennet, Ramazan ay? için y?l?n ba??ndan sonuna kadar süslenir. Ramazan ay?n?n ilk gecesi oldu?unda, Ar???n alt?ndan bir rüzgar eser, Cennet a?açlar?n?n yapraklar?n? sallar. ?ri gözlü hûrîler bu durumu görüp:
-Yâ Rabbi!.. ?u ayda, kullar?ndan bize e?ler lütfet!.. Onlarla bizim gözlerimiz, bizimle onlar?n gözleri ayd?n olsun, derler.
Ramazan ay?nda oruç tutan kulunu, Allah Teâlâ «Çad?rlarda sakl? huriler vard?r.» âyet-i kerîmesi ile övülen, içi oyulmu?, yekpare inciden çad?rlar içinde sakl? bulunan hûr-i îyn ile evlendirir. Onlar?n her birinin üzerinde yetmi? türlü hülle (ipek elbise) vard?r. Hepsi ayr? ayr? renklerdedir. Her hûrîye yetmi? güzel koku verilmi?tir ki, bir öncekinin kokusu, di?erine benzemez. Onlardan her biri, üzerinde yetmi? yatak bulunan, incilerle i?lemeli yakut karyolalar üzerindedir. Yataklar?n astarlar? kal?n ipektendir. Her yatakta k?ymetli yetmi? yast?k vard?r. Cennet k?zlar?ndan her birine hizmet etmek üzere, yetmi? bin hizmetli, kocas? için de (bir o kadar, yani) yetmi? bin hizmetli bulunur. Bu hizmetçilerden her birinin elinde, içinde birbirinden farkl? yemekler bulunan alt?n tabaklar vard?r. Cennetlik bu mutlu insanlar, sonraki yemeklerde, önceki yediklerinden farkl? bir lezzet bulurlar. E?leri için de bu nimetlerin ayn?s? vard?r. (Kollar?nda) yakutla süslü, alt?ndan bilezikleri ile k?rm?z? yakuttan tahtlar üzerine (otururlar).
??te bu ihsan ve mükâfatlar, Ramazan ay?n?n oruçlular? içindir. Orucun d???ndaki di?er amellerin sevâb ve mükâfat? bunlara dâhil de?ildir.? (Gunye 2 / 8)

Ramazan??n ?lk Gecesi Cebrâil?in Yeryüzüne ?nmesi
Katâde?nin Enes bin Mâlik?den -rad?yallâhu anhümâ- rivayet etti?i hadîs-i ?erîfte Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem- ?öyle buyurmu?lard?r:
?Ramazan ay?n?n ilk gecesi oldu?unda Celîl -celle celâlühü-Cennette görevli meleklerin ba?kan? olan R?dvan?a nida eder. R?dvan :
«-Lebbeyk ve sa?deyk !.. Buyur! Emret yâ Rabbi!» der. Allah Teâlâ:
«-Cennetimi, Muhammed -sallâllâhu aleyhi ve sellem-ümmetinin oruçlular? için haz?rla ve süsle!.. Cennet kap?lar?n? Ramazan ay? bitinceye kadar onlara kapatma!..» buyurur. Sonra Cehennem hâzini Mâlik?e nida eder:
-Yâ Mâlik!?
Mâlik:
«-Lebbeyk ve sa?deyk! Buyur Allah??m!.. Emrine haz?r?m!..»
Allah Teâlâ:
«-Muhammed -sallâllâhu aleyhi ve sellem- ümmetinin oruçlular? için Cehennem kap?lar?n? kapat!.. Ramazan ay? geçinceye kadar Cehennem kap?lar?n? onlara açma!.» buyurur.
Sonra Cebrail -aleyhisselâm-?a nida eder. Cebrail -aleyhis-selâm-:
«-Buyur Allâh?m, emret!» der. Allah Teâlâ:
«-Yeryüzüne in! Azg?n ?eytanlar? ba?la! Tutukla! Tâ ki, Muhammed -sallâllâhu aleyhi ve sellem- ümmetinin oruç ve iftarlar?n? bozmas?nlar!..
Allah Teâlâ, Ramazan ay?n?n her günü güne?in do?u?undan iftar vaktine kadar, erkek ve kad?n nice müminleri Cehennem?den âzâd eder.
Allah Teâlâ?n?n her semâda münâdî bir mele?i vard?r. Mercan, inci ve mücevherlerle süslü kanatlar?ndan biri do?uda, di?eri bat?dad?r. O ?öyle seslenir:
-Tevbe eden var m?d?r? Tevbesi kabul olunacakt?r. Dua eden var m?d?r? Duas? kabul olunacakt?r. Haks?zl??a u?rayan var m?d?r? Allah Teâlâ ona yard?m edecektir. Ba???lanmay? isteyen var m?d?r? Allah Teâlâ onun günah?n? ba???layacakt?r. Dile?i olan var m?d?r? Allah Teâlâ ona istedi?ini ikram edecektir.
Allah Teâlâ Ramazan ay?nda, zât?n? zikreden kullar?na bütün ay boyunca ?öyle seslenir:
«-Ey erkek ve kad?n kullar?m!.. Size müjdeler olsun! Sabrediniz ve ibâdetlerinize devam ediniz!.. Yak?nda sizden s?k?nt?lar? kald?raca??m. Rahmetime ve kerametime kavu?acaks?n?z!..»
Kadir gecesi oldu?unda, Cebrail -aleyhisselâm- büyük bir melek toplulu?uyla yeryüzüne iner. Ayakta ve oturarak Allah Te-âlâ?ya ibâdet edip onu zikreden kimselere hepsi birden duâ ederek, onlar?n Allah -azze ve celle- taraf?ndan ba???lanmalar?n? niyaz ederler.? (Gunye 2 / 9)
Enes bin Mâlik -rad?yallâhu anh-, Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimizin ?öyle buyurdu?unu rivayet ediyor:
??ayet Allah Teâlâ yer ve göklere konu?ma izni vermi? olsayd?, onlar Ramazan ay?n? oruçla geçirenleri Cennetle müjdelerlerdi? (Gunye, 2 / 9)
Abdullah bin Evfâ -rad?yallâhu anh-, Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem-?in ?öyle buyurdu?unu rivayet etmi?tir:
?Oruçlunun uykusu ibâdet, susmas? tesbîh, duas? makbul, amelinin sevab? kat katt?r.? (Gunye, 2 / 9)

Oruç
?Ey ?mân edenler!.. Sizden evvelkilere yaz?ld??? gibi, size de oruç yaz?ld?. Umulur ki, Allah??n emrini tutup, vikayesine gi-resiniz.
(Farz olan oruç) say?l? günlerdedir. Sizden kim o günlerde hasta yahut sefer üzere olursa, tutamad??? günler say?s?nca ba?ka günlerde tutar. Oruca gücü yetmeyenler de, bir yoksul doyumu fidye verirler. Bununla beraber kim gönülden gelerek bir hay?r yaparsa, i?te bu, onun için daha hay?rl?d?r. Oruç tutman?z sizin hakk?n?zda daha hay?rl?d?r, bilirseniz??
(O say?l? günler) Ramazan ay?d?r ki, Kur?ân o ayda insanlara hidâyet rehberi, do?ru yolun ve hak ile bât?l? ay?rd eden hükümlerin nice aç?k delilleri olarak indirilmi?tir. Öyleyse sizden kim, o aya eri?irse, onda oruç tutsun. Kim de hasta olur, yahut bir sefer hâlinde bulunursa tutamad??? günler say?s?nca tutarak kaza etsin. Allah sizin için kolayl?k diler, güçlük dilemez. Bu da o say?y? ikmâl etmeniz, Allah?? sizi muvaffak k?ld??? ?eyden dolay? büyük tan?man?z içindir. Böyle yaparsan?z, ?ükretmi? olursunuz.
Habibim, kullar?m sana Ben?den sorarlarsa, haber ver ki, ben onlara yakîn?m. Ben duâ edenin (beni ça??ran?n) dâvetine, icabet ederim. O halde, onlar da Benim davetime icabet ve Bana îmân etsinler. Tâ ki, o sayede do?ru yola ula?m?? olurlar.
Oruç gecelerinde kad?nlar?n?za yakla?mak size helâl k?l?nd?. Onlar sizin için libâs, siz de onlar için libâss?n?z. Allah, nefislerinize kar?? za?f göstermekte oldu?unuzu bildi?i için, tevbenizi kabul ile sizi afv etti. Art?k onlara yakla??p, Allah??n size yazd???n? isteyin. Gece, fecr-i sâd?k olan ak iplik, (gece olan) kara iplikten ayr?l?p seçilinceye kadar yeyin, için, sonra geceye kadar orucunuzu tamamlay?n.
Mescidlerde itikatta bulundu?unuz zaman, kad?nlar?n?za yakla?may?n. Bunlar Allah??n koydu?u hududlard?r. Sak?n oralara yakla?may?n. ??te Allah, âyetlerini böylece insanlara aç?klar, tâ
ki, kendilerini kurtars?nlar.? (Bakara Sûresi 183-187; Bakara Suresi Tefsiri s: 230)
Hadîs-i Kudsî?de ?öyle buyurulmu?tur:
?Oruç, benim içindir, onun mükâfat?n? ben verece?im?, yâni orucun mükâfat? benim!.. Ne hurilerim ve ne de kö?kle-rimdir.
Bu yüzden Allah sübhânehû ve Teâlâ, kendisini görme se-âdetine nail olmay?, açl??a ba?lam?? ve Hazret-i îsâ?ya bu konuda hitap ederken ?öyle demi?tir:
?Ac?k?rsan, beni görürsün!..? (Bakara Suresi Tefsiri, s: 233)
Hadîs-i ?erîfte ?öyle buyurulmu?tur:
?K?yamet gelip, kabirdekiler diriltildi?i zaman, Allah Teâlâ R?dvan?a ?öyle vahyedecektir:
«Ben, oruçlular? kabirlerinden aç, susuz olarak ç?kard?m, Cennetlerden istedik/eriyle onlar? istikbâl ediniz!..»
O da seslenecek ve ?öyle diyecek:
«-Ey genç hizmetçiler ve ölümsüz gençler!? Nurdan tabaklar getirmelisiniz!..»
??te o zaman, kum tanelerinden daha çok, ya?mur damlalar?, gökteki y?ld?zlar ve a?aç yapraklar?ndan daha fazla meyveler, lezîz içecekler ve i?tiha çekici yiyeceklerle dolacak ortal?k.. Bu R?dvan, o oruçlulardan kar??la?t???na yedirecek ve:
«-Geçmi?teki günlerde i?ledi?iniz iyi amellerin mükâfat? olarak, afiyetle yeyin, ?çini..» denilecektir. (Bakara Suresi Tefsiri, s: 234)
Rasûl-i Ekrem -sallâllâhu aleyhi ve sellem- buyuruyorlar:
?Kim Ramazan orucunu, farz oldu?una inanarak ve sevab?n? Allah?tan isteyerek, gönül ho?lu?u ve tam bir ihlâs ile tutarsa geçmi? küçük günahlar? ba???lan?r.? (Buhârî, Kiiâbu?l- imân)
Oruç ?efaat Edecektir
?Oruç da, Kur?ân da kula, yani, kendilerine devam edenlere, k?yamet günü ?efaat edeceklerdir.
Oruç der ki: ?Ey Rabbim, hakîkat ben onu, yâni oruçluyu, gündüzleri yemekten ve ?ehvetlerden menettim. Onun hakk?nda beni ?efaatçi k?l!..?
Kur?ân da der ki: ?Ey Rabbim, ben onu, yâni Kur?ân okuyan? geceleri uykudan al?koydum. Hakk?nda ?efaat etmeme izin ver!..?Onlar?n bu niyazlar? kabul edilerek, ?efaat ederler.? (Musahabe-5 s: 72-73 /Ahmed bin Hanbel?den)
Oruçlunun Dikkat Edece?i Hususlar
Ebû Hüreyre -rad?yallâhu anh-??n rivayet etti?i bir hadîs-i ?erifte Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem- ?öyle buyurmu?tur:
?Her kim yalan söylemeyi ve yalanla amel etmeyi b?rakmazsa, o kimsenin yemesini, içmesini b?rakmas?na Allah için hiç bir ?htiyâç yoktur.? (Buhâri, Kitâbu?s-Savm 1775)
Ba?ka bir hadîs-i ?erîfte de:
?Oruç, sâdece yemekten, içmekten vesâireden kesilmek de?ildir. Kâmil ve sevapl? oruç, ancak faydas?z laftan, bo? vakit geçirmekten, kötü söylemekten, nefs-i emmârenin bütün temayüllerinden de vazgeçmektir. ?ayet biri sana söver, yahut sana kar?? câhilce herhangi bir harekette bulunursa, kendi kendine «Gerçek, ben oruçluyum, gerçek ben oruçluyum» de, sabret!..?buyurulmu?tur. (Musahabe-5 s: 74 ; Hakim, Beyhakî?den)
Oruç S?hhattir
Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve seilem- Efendimiz buyurdular:
?Oruç tutun; Slhhat bulursunuz!? (Musahabe-5 s: 76; Taberâ ni?den)
Orucun daha nice faydalar? vard?r ki, nefs hâkimiyeti, açl??a ve zorlu?a tahammül, açlar?n hâline vukuf ve merhamet? bunlardand?r. (Musahabe-5, s: 76)
Rasûl-i Ekrem -sallâllâhu aleyhi ve sellem- buyuruyorlar:
?Her ?eyin bir zekât? vard?r. Cesedin zekât? da oruçtur.? (Musahabe-5, s: 75 ; ibn-i Mâce?den)
Teravih Namaz? K?lman?n Önemi
Ebû Hüreyre -rad?yallâhu anh-:
-Ben, Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem-?den, Ramazan hakk?nda ?öyle buyurdu?unu i?ittim:
«-(Hakk oldu?una kalbden) inanarak ve (âhiret sevab?n?) umarak, Ramazan ibâdetini yerine getiren kimsenin geçmi? günahlar? ma?firet olunur.» demi?tir. (Buhâri, Kitâbu?s-Salâti?t-Terâvih, 1863)
Rasûl-i Ekrem Efendimiz Teravih namaz? hakk?nda da:
??üphesiz ki, Allah Teâlâ, Ramazan orucunu farz k?lm??t?r. Ben de onun k?yam?n?, yani Ramazan gecelerinde Teravih namaz? k?lmay? sizin için sünnet yapt?m. Her kim, orucun farz ve teravihin sünnet oldu?una inanarak ve bunlar?n sevab?na ra?bet ederek ve bunlar? a??r saymayarak ve gönül ho?lu?undan ayr?l-mayarak, tam bir ihlâs ile Ramazan orucunu tutar ve geceleri de k?yam ile ihya ederse, anas?ndan do?du?u günde oldu?u gibi günahlardan ar?nm?? olur.? buyurmu?tur. (Musahabe-5 s: 81-82),

?tikâf
?tikâf; lügat deyiminde, bir ?eye devam etmek mânâs?ndad?r. Dînî terim olarak; bir mescidde veya o hükümdeki bir yerde itikâf niyetiyle durmaktan ibarettir. Ramazan??n son on gününde i?tikâf, kifâye yolu ile bir müekket sünnettir, (?slâm ilmihali, Ö.Nasûhi
Bilmen s: 325)
Rasûl-i Ekrem -sallâllâhu aleyhi ve sellem- buyuruyorlar:
?Ramazan??n son on gününde, itikâf eden kimsenin sevab? iki nafile? urrae sevab? gibidir.? (Musahabe-5 s: 87)
Oruçluya ?ftar Ziyafeti Vermek
Rasûl-i Ekrem -sallâllâhu aleyhi ve sellem- buyuruyorlar:
?Kim bir oruçluya iftar ettirirse, yani iftar ziyafeti verirse, o oruçlunun sevab?ndan hiç bir ?ey eksilmemek üzere, kendisine de öbürünün sevab? kadar verilir.? (Musahabe 5 s: 79)
Rasûl-i Ekrem -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, Sa?d bin Mu-az??n evinde iftar etti de, ?öyle buyurdu:
?Oruçlular yan?n?zda iftar etti, yeme?inizi ebrâr, yani iyiler yedi; melekler de sizin ma?firet olunman?z? istedi.? (Musahabe-5 s: 79)
Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-?in En Cömert Oldu?u Zaman
?bn-i Abbâs -rad?yallâhu anh- ?öyle demi?tir:
Nebiyy-i Zî?ân -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz, hay?rda insanlar?n en cömerti idi. En cömert oldu?u zaman da, Ramazan ay?nda, Cibril?in kendisini çokça ziyaret etti?i demlerdi. Cebrâîl -aleyhisselâm- Ramazan??n her gecesinde O?nunla bulu?ur, gündüz geceden s?yr?l?p ç?k?ncaya kadar -veya Ramazan ay? ç?k?ncaya kadar- Nebiyy-i Zî?ân, Kur?ân?? ona arz ederdi. Cibrîl?in, Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-?e bulu?tu?u zamanlar ise, Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem- hay?rda, eserken engele u?ramayan rüzgardan daha cömert olurdu.? (Sahîh-i Buhârî, 1775)
Sahurun Fazîleti
?Sahur yeme?i yemek, berekettir. O halde -herhangi biri-n|z, bir yudum su içmekle bile olsa- onu terketmeyin. Zîrâ Cenâb-? Hakk sahura devam edenlere rahmet eder, melekler de onlar?n ma?firet olunmas?n? niyaz ederler.? (Musâhabe-5 s: 78)
Oruçlu ?çin Müstehâb Olan ?eyler
1) Oruç tutacak kimsenin, sahur yeme?i yemesi müstehâbt?r.
2) ?ftar? acele yapmak, yani ak?am namaz?ndan önce oruç açmak müstehâbt?r.
3) Ak?amleyin iftar ederken, ?öyle duâ yap?lmas? sünnettir:
?(Meâlen): Allâh?m!.. Senin r?zan için oruç tuttum, sana îmân ettim, sana güvendim, senin r?zk?nla iftar ettim. (Orucumu açt?m.) Ramazan ay?n?n yar?nki gününü oruç tutmaya da niyet ettim. Art?k benim geçmi? ve gelecek günahlar?m? ba???la!??
4) Orucu hurma gibi, tatl? bir ?eyle açmak mendubdur.
5) Oruçlu kimsenin, yak?nlar?na ve fakirlere fazlaca yard?mda bulunmas? müstehâbd?r.
6) Oruçlunun mümkün oldu?u kadar Kur?ân okumak, zikretmek, Peygamberimize salât ve selâm getirmek ve ilimle u?ra?mak suretiyle gece ve gündüzlerini ihya etmesi müstehâbd?r. (islâm ilmihali, Ö. Nasûhi Bilmen s: 280-281)
Cennet Kap?lar? Aç?l?r
Mâlik bin Âmir, Ebû Hüreyre -rad?yallâhu anh-?den ?öyle derken i?itti?ini tahdîs etmi?tir:
I Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz: 202
?Ramazan girdi?inde Cennet kap?lar? aç?l?r, Cehennem kap?lar? da kapan?r, bütün ?eytanlar da zincire vurulur.? buyurmu?lard?r. (Sahîh-i Buhârî, Kitâb-u Bed?il-Halk, s: 3072)
Ba?ka bir hadîs-i ?erîfte:
?Ramazan geldi?i zaman, Cennet kap?lar? aç?l?r.? buyurmu?lard?r. (Sahîh-i Buhârî, Kitâbu?s-Savm, s: 1772)
Bir di?erinde ise:
?Ramazan ay? girdi?i zaman gök kap?lar? aç?l?r ve Cehennem kap?lar? kapat?l?r, ?eytanlar da zincirlenir.? buyurulmu?tur.
(Sahîh-i Buhârî, Kitâbu?s-Savm, s: 1773)
Cennette er-Reyyân Denilen Kap?
Sehl -rad?yallâhu anh-, Nebiyy-i Zî?ân -sallâllâhu aleyhi ve sellem- ?öyle buyurdu?unu rivayet etmektedir:
?Cennette er-Reyyân denilen bir kap? vard?r. Bu kap?dan k?yamet gününde yaln?z oruç tutanlar girer; ondan oruç tutanlardan ba?ka hiçbir kimse girmez. (K?yamet gününde:) «Oruç tutanlar nerede?» denilir. Oruç tutanlar kalkarlar ve o kap?dan girerler. Onlardan ba?ka hiç kimse içeriye al?nmaz. Onlar girdikten sonra kap? kapat?l?r, art?k bu kap?dan hiçbir kimse girmez.? (Sa-hîh-i Buhârî, Kitâbu?s-Savm, s: 1771)
Oruçlunun ?ki Sevinç An?
Bir hadîs-i kutsîde:
?Allah, «Âdem o?lunun i?ledi?i her hay?r i? kendisi içindir, fakat oruç böyle de?ildir. Oruç s?rf benim için edilen bir ibâdettir. Onun mükâfat?n? da ben veririm.» buyurulmu?tur.
Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-Efendimiz de:
«Oruç bir kalkand?r. Herhangi birinizin oruç günü oldu?u zaman, art?k o kimse kötü söz ve fiil yapmas?n, dü?manl?k -veya ba??rma- da yapmas?n. E?er bir kimse, ona söver yahut onunla dö?ü?ürse, derhal, «Ben oruçlu bir kimseyim.» desin.?
«Muhammed?in -sallâllâhu aleyhi ve sellem- nefsi, kudret elinde bulunan Allah?a yemin ederim ki, oruçlu a?z?n (açl?k) kokusu, Allah indinde misk kokusundan daha ho? ve daha temizdir.»
( «Oruçlunun sevinip ne??elenece?i iki sevinci vard?r:
Birisi, orucu bozdu?u zaman sevinir. Di?eri de, Rabb??na kavu?tu?u zaman orucu(nun mükâfat?) ile sevinir.» buyurmu?lard?r. (Sahîh-i Buhârî, Kitâbu?s- Savm, s: 1776)

Kadir Gecesi
?Gerçek biz onu (Kur?ân??) Kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesinin (o büyük fazi u ?erefini) sana bildiren nedir? Kadir gecesi, bin aydan daha hay?rl?d?r. Onda melekler ve Rûh, Rabblerinin izniyle, her bir i? için iner de iner. O (gece) tanyeri a?ar?ncaya kadar selâmd?r.? (Kadr sûresi 97 /1 8)
Kur?ân-? Kerim, Levh-i Mahfûz?dan dünya gö?üne topyekün olarak, Kadir gecesinde indirilmi?tir (Celaleyn). Kur?ân??n inzaline o gece ba?lanm??t?r. Yâhud topyekün Levh-i Mahfûz?dan dünya gö?üne, kâtib meleklere o gece indirilmi?tir. Bilâhare Cebrail -aleyhisselâm- da 23 senede onu tedrîcen Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem-?e vahyetmi?tir (Beyzâvî, Medârik).
Kadir gecesi, içinde Kadir gecesi bulunmayan bin aydan daha hay?rl?d?r. Binâenaleyh, o gece yap?lan sâlih amel, ?Cinde Kadir gecesi bulunmayan bin ay ibâdetten daha hay?rl?d?r. (Celâleyn, Medârik)
?Onda melekler ve Rûh Rablerinin izniyle her bir i? için iner de iner.? Bu ayette Rûh ile Cebrail -aleyhisselâm- kastedilmi?tir (Celâleyn, Medârik). Yâhud ?Ruuh? isimli melektir ki, onu melâike ancak o gece görürler. (Veya Ruuh ile kastedilen) ilâhi rahmettir (Medârik)
?Her bir i? için? ayetinden; o seneden gelecek seneye kadar Allah Teâlâ?n?n hüküm ve kaza buyurdu?u her emirden dolay? meleklerin ve Rûh?un indi?i kastedilmektedir. (Beyzâvî, Celâleyn, Medârik) Melekler u?rad?klar? her mümine selam verirler. (Beyzâvi, Celâleyn, Medârik)
Müminlerin anas? Hazret-i Âi?e?nin -rad?yallâhu anhâ- ?öyle dedi?i Tirmîzî?de rivayet edilmektedir:
?Dedim ki:
-Ey Allah??n RasûlüL. Kadir gecesini bilirsem, onda nas?l duâ edeyim?
??öyle söyle!? buyurdu:
?Allâhümme inneke afüvvün, tüh?bbulafve fa?fü annî:
Allâh?m! ?üphesiz ki sen çok afv edicisin, afv? seversin. O halde beni de affet!?» (Kur?ân-? Hakîm Meâl-i Kerîm, Kadr Sûresi dipnotlar?)
?Denildi ki: Nebiyy-i Zî?ân -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimize ümmetinin ömürleri sunuldu. Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- bunu az buldu. Bunun üzerine Kadir gecesi verildi.
Enes bin Mâlik -rad?yallâhu anh- ?öyle demi?tir:
-Güvendi?im birisinden duydum ki, Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem- kendisinden önceki insanlar?n ömürlerini veya onlardan Allah Teâlâ?n?n diledi?i kadar?n? gördü de kendi ümmetinin ömürlerini küçümsedi. Di?erlerinin uzun ömürlerinde yapt?klar? sâlih amellere, (bu k?sa ömürde) ula?malar? mümkün olmayacakt?. Allah Teâlâ O?na bin aydan daha hay?rl? Kadir gecesini verdi.? (Gunye 2/13)
Kadir Gecesinde Melekler ve Cebrail Yeryüzüne ?ner
?bn-i Abbâs??n -rad?yallâhu anhümâ- ?öyle söyledi?i rivayet edilmi?tir:
?Kadir gecesi olunca Allah Teâlâ Cebrail?e -aleyhisselâm-say?lar? yetmi? bin olan Sidre-i Müntehâ melekleriyle beraber yeryüzüne inmelerini emreder. Beraberlerinde nurdan sancaklar vard?r. Yeryüzüne indiklerinde Cebrail kendi sanca??n?, di?er melekler de kendi sancaklar?n? ?u dört yere dikerler: Ka?be?nin yan?na, Nebiyy-i Zî?ân -sallâllâhu aleyhi ve sellem-?in kabrine, Beyt-i Mukaddes mescidine (Mescid-i Aksâ?ya), Tûr-i Sînâ mescidine.. Sonra Cebrail -aleyhisselâm- meleklere:
«-Da??l?r?!..» der.
Onlar, içinde mümin erkek veya mümin kad?n bulunan hiçbir ev, oda, mesken ve gemi b?rakmamak üzere hepsine girerler. Ancak ?u evler müstesna:
?çinde köpek veya domuz, ?arap (di?er alkollü içkiler buna dâhildir), haram yoldan cünüp olmu? bir kimse veya heykel bulunan evlere girmezler.
Girdikleri evlerde yüce Allah?? tesbîh, takdîs ve tehlîlde bulunurlar. (Onlar?n günahlar?n?n ba???lanmas? için Allah?a yalvar?rçlar.) Tanyeri a?ar?ncaya kadar buna devam ederler. Tanyeri a?a-r?nca semâya yükselirler. Dünya semâs?n?n melekleri onlar? kar??lar ve:
-Nereden dönüyorsunuz? diye sorarlar. Onlar:
-Dünyadayd?k. Çünkü bu gece, Muhammed -sallâllâhu aleyhi ve seilem-?in ümmetinin Kadir gecesidir, derler. Dünya semâs?n?n melekleri:
«-Allah Teâlâ, onlara ne gibi bir muamelede bulundu?» derler. Cebrail -aleyhisselâm-:
-Allah Teâlâ, onlar?n sâlihlerini ba???lad?, zay?flar?na ?efaatçi k?ld?, der. (Bunu duyan) dünya semâs? melekleri, bu ümmete r?zâ ve ma?firetini lütfetmesi sebebiyle Allah?a hamd ederek, yüksek sesle RabbüTÂlemîyn?i sena, takdîs ve tesbîhe ba?larlar.
Sonra dünya gö?ü melekleri, onlar? ikinci gö?e u?urlarlar. Böylece gök katlar? birer birer geçilir. Yedinci kat semâya var?ld???nda Cebrail -aleyhisselâm-:
-Ey göklerin sakinleri!.. (Yerlerinize) dönünüz!.. Her gö?ün mele?i, kendi yerlerine dönerler. Sidretü?l- Müntehâ?da bulunan melekler de Sidre?ye dönerler. (Sidre?nin yeryüzüne inmemi? olan melekleri, gelenlere):
-Neredeydiniz? derler.
Onlar, dünya gö?ü meleklerine verdikleri cevâb?n benzerini verirler. Sidre sakini melekler, tesbîh ve takdîsle seslerini yükseltirler. (Onlar?n bu yüksek sesle tesbîhini önce) Me?vâ Cenneti duyar. Sonra Naîm Cenneti, sonra Adn Cenneti, sonra Firdevs Cenneti duyar. Ar?u?r-Rahmân da i?itince, Ar?, bu ümmete lüt-fûndan dolay?, ?ükrederek tesbîh ve tehlîlle âlemlerin Rabbini yüksek sesle senaya ba?lar. Allah Teâlâ en iyi bildi?i halde sorar:
«-Ey Ar??m, sesini niçin yükselttin?» Ar? ?öyle der:
«-Allah??m, bana ula?t???na göre, dün gece ümmet-i Muham-med?in -sallâllâhu aleyhi ve sellem- sâlihlerini ba???lam??s?n, zay?flar?na ?efaatçi k?lm??s?n?»
Allah Teâlâ:
«-Do?ru söyledin, ey Ar??m!.. Muhammed -sallâllâhu aleyhi ve sellem- ümmeti için, nezdimde öyle ikramlar vard?r ki, onlar? hiçbir göz görmemi?, hiçbir kulak i?itmemi?, hiçbir be?erin kalbine do?mam??t?r.» buyurur.? (Gunye 2/14)
?Denilmi?tir ki:
Kadir gecesi, Cebrail -aleyhisselâm- insanlardan hiçbir kimseyi ay?rmaks?z?n, herkese selâm verir ve onlarla musâfaha eder. Bunun alâmeti ise, insan?n teninin ürpermesi, kalbinin yumu?amas?, gözlerinin ya?armas?d?r.?
Bu cümleden olarak, rivayet edilmi?tir ki:
Nebiyy-i Zî?ân -sallâllâhu aleyhi ve sellem- ümmeti için çok üzülmü?tü. Allah Teâlâ:
-Yâ Muhammed -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, üzülme!.. Ümmetine peygamberlerin derecelerini vermeden onlar? dünyadan almam. ?öyle ki, Enbiyâ -aleyhimüssalât ü vesselam- hazerât?-na Rûh ile melekler, risâlet, vahiy ve keramet inerdi. Bunun gibi, ümmetine de Kadir gecesinde benden rahmet ve selâmla melâ-ike-i kiram inerler.? (Gunye 2 /14)
Kadir Gecesi Ramazan??n Hangi Gecesidir?
?Kadir gecesi, Ramazan??n son on gününde aranmal?d?r.
En kuvvetli ihtimâl, yirmiyedinci gece olmas?d?r. ?mâm-? Mâlik -ra-himehullâh-?a göre, Ramazan??n son on gününün gecelerinde Yanmal?d?r. Bu gecelerden birinin di?erlerinden farkl?l??? yoktur.
?mâm-? ?afiî -rahimehullâh-?a göre yirmibirinci gece olmas? ihtimâli kuvvetlidir. Baz?lar? ondokuzuncu gecedir, dediler. Âi?e -rad?yallâhu anhâ-?n?n görü?ü böyledir.
Ebû Bürde el-Eslemî -rad?yallâhu anh-:
?O, yirmiüçüncü gecedir.? demi?tir.
Ebû Zerr ve Hasan -rad?yallâhu anhümâ-, yirmibe?inci gecedir, demi?lerdir. Hazret-i Bilâl -rad?yallâhu anh-?in, Nebiyy-i Zî-?ân -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimizden bildirdi?ine göre, Kadir gecesi yirmidördüncü gecedir..
?bn-i Abbâs ve Übeyy bin Ka?b -rad?yallâhu anhümâ-:
?Kadir gecesi, yirmiyedinci gecedir.? demi?lerdir. En kuvvetli delil, yirmiyedinci gece olmas?d?r. En do?rusunu Allah -celle ce-lâlühû- bilir.
Ahmed bin Hanbel -rahimehullâh-, ?bn-i Ömer -rad?yallâhu anhümâ-?n?n ?öyle dedi?ini anlatm??t?r:
?Ashâb-? Kiram -rad?yallâhu anhüm-, Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem-?e, Kadir gecesini, Ramazan??n son on gecesinde gördüklerini devaml? olarak anlat?rlard?. Bunun üzerine, Nebiyy-i Zî?ân -sallâllâhu aleyhi ve sellem- ?öyle buyurmu?lard?r:
?Sizin bu görü?ünüz, mütevâtir oldu. O, Ramazan ay?n?n, son onunun yedinci gecesindedir. (27. gece) Bir kimse, Kadir gecesini aramak isterse onu Ramazan??n son onunun yedincisinde aras?n!??
Keza, ?bn-i Abbâs -rad?yallâhu anhümâ-?n?n, Hazret-i Ömer -rad?yallâhu anh-?e ?öyle dedi?i rivayet edilmi?tir:
?Ben Kadir gecesini tek gecelerde arad?m. Ancak, yediden ba?ka günlerde görmedim?? (Gunye 2 /11)
?Rasûl-i Ekrem -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimizin bu konuda muhtelif hadisleri vard?r. Yirmiyedisinde, son on gününün teklerinde, son yedisinde, yirmiüçüncü gecesinde, son onda aranmas? ile ilgili olanlar? bunlardan bir k?sm?d?r:
?Kadir gecesini, Ramazan??n son yedisinde aray?n.? (Müslim,
Ebû Dâvud).
?Kadir gecesini aray?n. Kim onu arayacaksa (Ramazan ay?n?n) yirmiyedisinde aras?n.? (imâm Ahmed bin Hanbel?in Müsned?i).
?Kadir gecesini, Ramazan??n son on (gününün) tekinde aray?n.? (imâm Ahmed, Tirmîzî, Beyhakî).
?Kadir gecesini, yirmiüçüncü gecede aray?n.? (Taberânî).
?Kadir gecesini, (Ramazan??n) son on gün(ün)de, yâhud son yedi gün(ün)de aray?n.? (Mûslîm).
?içinizden baz? insanlar?n, rüyas?nda Kadir gecesi ilk yedide gösterildi. Yine sizden baz? kimselere de, son yedide gösterildi.
S?Z onu son onda aray?n!..? (Buhârî). (Kur?ân-? Hakîm Meâl-i Kerîm, Kadr Sûresi dipnotlar?)
Görülüyor ki, Kadir gecesinin zaman? kat?î bir surette tâyin ve tasrîh edilmemi?tir. ?u yazd???m?z ve bir ço?unu da yazmad???m?z hadislerden bir k?sm?, Onun son on günün teklerinde, bir k?sm? çiftlerinde, bir k?sm? orta on günde, bir k?sm? da bütün Ra-mazan?da aranmas?n? emretmektedir. ?bn Melek, bu ihtilâflar? ?öyle telîf etmi?tir:
?Kadir gecesi, muayyen bir gece de?ildir. Bir sene tek gecede, bir sene çift gecede olmak üzere seyr ve intikâl eder. Bu bâbda sâd?r olan hadîsler, vakitleri itibariyledir.? Kad? ?yâz da böyle demi?tir.
?mâm ?afiî -rahimehullâh-?den rivayet edildi?ine göre, Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve seliem- Efendimiz kendisine vâkî suâllere göre cevap vermi?tir.
-Bu gece arayal?m m?? diyenlere;
-O gecede de aray?n! buyurmu?; bu suretle gecelerin ibâdetle ihya edilmesini te?vîk buyurmu?tur.
?u muhakkakt?r ki, Kur?ân?m (el-Bakara sûresinin 185. âyeti mucibince) Ramazan ay?nda inzal buyuruidu?u, Kadir gecesinin de Kur?an??n indirildi?i gecede vâki oldu?u beyân buyurulmas?na nazaran, o gecenin ancak, o mübarek ay?n herhangi bir gecesine tesadüf edece?inde ?üphe yoktur. Allâhü a?lem..? (Kur?ân-?
Hakîm Meâl-i Kerim, Kadr Suresi dipnotlar?)
Bu konuda söylenecek son söz, son on geceyi dolu dolu geçirmeyi tavsiye olacakt?r. Nitekim, Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve seliem- öyle yapm??t?r:
Âi?e -rad?yallâhu anhâ- validemiz ?öyle anlatmaktad?r:
?(Ramazan?n son) onu girince, Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve seliem- îzârm? sa?lamca ba?lar, gecesini (ibâdetle) ihya eder, aile efrad?n? da (ibâdet için) uyand?r?rd?.?
(Sahîh-i Buhârî ve Tercemesi, Kitâb-ü Salâti?t- Teravih 4 /1875)
Kadir Gecesinin Belirtileri
Kadir gecesinin belirtileri ?unlard?r: «O gece aç?k ve ho?; yumu?ak, ne s?cak, ne de so?uk olmayan bir gecedir.»
Denilmi?tir ki: «O gecede köpek havlamas? duyulmaz. Kadir gecesinin sabah?, güne? do?du?unda ?uas?z (gözü kama?t?rmayan donuk) bir tepsi gibidir.
Gönül erbab?na, velîlere, müminler aras?ndan Allah Te-âlâ?n?n murad etti?i tâat ehline o gece hayret verici pek çok ?eyler ihsan edilir. Bunlar, o zâtlar?n hallerine, k?smetlerine, azîz ve celîl olan Allah?a yak?nl?k derecelerine göre farkl? farkl? tecellî eder.? (Gunye 2/14)
Kadir Gecesinin Gizli Tutulmas?ndaki Hikmet Nedir?
?Birisi ?ayet ?öyle derse:
«-Niçin Allah Teâlâ, kullar?na Cum?a gecesini aç?kça bildirdi?i halde, Kadir gecesini kesin ve kat?î olarak bildirmedi?.. Aralar?nda ne fark var ki?» Ona ?öyle cevap verilebilir:
(?nsanlar) o gece yapt?klar? amellere güvenip: «Biz bin aydan daha hay?rl? bir geceyi ibâdetle geçirdik. Allah Teâlâ bizi ba???lad?. Allah nezdinde dereceler ve Cennetler kazand?k.» derler ve art?k hiçbir ibâdet yapmaya lüzum görmezler. O gece yapt?klar?na dayan?p, güvenirler. Ümîd a??r basar, helak olurlar.
Nitekim, ömürlerinin ne zaman sona erece?i de kullara bildirilmemi?tir. Tâ ki, ömrü uzun olan: ??ehevi arzular?m? tatmîn ederim, dünyâ nimet ve lezzetlerinden tadabildi?im kadar?n? tadar?m. (Yani, hayat?m? hiçbir ölçü tan?madan ya?ar?m.) Ömrümün sonuna do?ru da tevbe eder ve Rabbime ibâdetle me?gul olurum. Böylece tevbekâr ve sâlih bir kimse olarak ölürüm.? dememesi için, ömrün ne zaman bitece?i bildirilmemi?tir. Bu suretle kul, dâima ölümden korku ve çekinme hali üzere olsun. Yapt??? i?leri iyi yaps?n, tevbeye ve sâlih amel i?lemeye devam etsin. Böylece ölüm, iyi hal üzereyken gelsin. Bu meyânda, dünyâ hayat?nda bir k?s?m lezzet ve ?ehevî arzular? helâl yoldan kendilerine ula??r. Allah??n rahmetiyle, âhirette azâbdan kurtulmu? olurlar.
Denilmi?tir ki:
?Allah Teâlâ be? ?eyi, be? ?eyde gizlemi?tir:
Birincisi: Allah Teâlâ r?zâs?n? taatlarda gizlemi?tir.
?kincisi: Gazab?n? ma?siyetlerde gizlemi?tir.
Üçüncüsü: Orta namaz?n?, di?er namazlar aras?nda gizlemi?tir.
Dördüncüsü: Velî kulunu halk aras?nda gizlemi?tir.
Be?incisi: Kadir gecesini Ramazan ay?nda gizlemi?tir.? (Gunye 2/13)

Kadir Gecesini Nas?l ?hyâ Edelim?
Rasûl-i Ekrem -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz buyuruyorlar:
?Kim Kadir gecesinde -(sevab?na) inanarak, ihlâs ile- kâim olursa (o geceyi ibâdetle ihya ederse) geçmi? günahlar? yarl??a-n?r.? (Kütüb-ü Sitte)
Kadir gecesi, içinde Kadir gecesi bulunmayan bin aydan daha hay?rl? bir gecedir.
?Belirtilen mübarek gecelerde (Kadir gecesinde), ümmet için k?l?nacak özei bir namaz nasslarda bulunmamakla birlikte, bu gecelerin fazîleti ve yap?lacak dualar?n kabul edilme ümîdinin fazla olmas? sebebiyle di?er gecelere göre daha iyi bir ?ekilde bunlar?n ihya edilmesi gerekir. Özellikle kaza namaz? k?lma, gece namaz?n? artt?rma, Kur?ân-? Kerîm okuma, tesbîh, zikir ve dua ile bu geceleri ihya etmelidir. Di?er yandan (di?er mübarek gecelerin) gündüzlerini oruçla geçirmek, hakk? bulunan kimselerle helâlla?mak, yoksullar? gözetmek, hay?r hasenat yapmak da bu günleri en güzel ihya ?eklidir. Bu gecelerde nafile namaz?n en az iki rekat olmak üzere, istenildi?i kadar k?l?nmas? büyük ecir kazand?r?r.
Hazret-i Âi?e -rad?yallâhü anhâ- validemizin:
-Ey Allah??n Resulü! Bir gecenin Kadir gecesi oldu?unu an-larsam, nas?l duâ edeyim? sorusuna kar??l?k, Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimizin ?u ?ekilde duâ etmesini tavsiye etti?i bildirilmi?tir:
?Allâhümme inneke afüvvün, tuhibbül af ve fa?fü annî.?
?Allâh?m! ?üphesiz sen affedicisin, afv? seversin. Beni afv et!?
Bu duaya mübarek gecelerde (özellikle Kadir gecesinde) çokça devam etmelidir, (islâm ilmihali, Hamdi Döndüren s: 358)
Ramazan??n son on gecesinde Kadir gecesini bulup, ihya etme ümîd ve aray???yla ibâdet, duâ ve niyazlar?m?z? artt?rmam?z ne güzel olur.

Ma?firet ?klimi
Cenâb-? Hakk?a sonsuz hamd ü senalar olsun ki, Ramazan-? ?erîf?in ma?firet iklîmi, mü?minleri bir rahmet bulutu gibi gölgesi alt?na ald?..
Ramazan-? ?erîf ki, islâm??n dört ?art?n?n heyecanla ya?an-d|?? mübarek bir ayd?r. Ruhu incelterek derinle?tiren Ramazan-? ?erîf, ?refes?, ?f?sk? ve ?cidâl?in yasakland??? hassas hac ibâdetine ruhen bir haz?rl?kt?r.
Hiç ?üphesiz ki Ramazan-? ?erîf?in bütün günleri birer f?rsat demleridir. O, ba?tan sona feyiz semâs?n?n bereket ya?murudur. Hazret-i Peygamber -sallâllâhü aleyhi ve sellem- buyururlar:
?Ramazan-? ?erîf?in evveli rahmet, ortas? ma?firet, sonu da cehennemden âzâd olmakt?r??
Ramazan-? ?erîf, gönüllerde feyz ü bereketin ta?t???, rûhânî bahar ye?illiklerinin açt??? bir mevsimdir. Kurumu? îmân sîneleri, amel-i sâlihle tazelenecek, solmu? sararm?? kalbler, takva ile be-zenecek ve rûhânîle?ecektir. Bu ay, ba?tan sona bir ganimet ve kazanç f?rsat? olacakt?r.
Ancak bu f?rsat? de?erlendiremeyenlerin ne büyük bir hüsranda olaca??n? ?u hadîs-i ?erîf ?öyle sergiler:
Kâ?b bin Ucre?den:
Rasûlullâh -aleyhisselâm-, bizden, minbere yak?n oturmam?z? isteyince, minberin tam önünde topluca oturduk. Bir basamak ç?kt?: «Âmîn!» dedi. Bir basamak daha ç?kt?. Yine «Âmîn!» dedi. Bir basamak daha ç?kt?. Yine «Âmîn!» dedi. Minberden indi?inde:
?-Ey Allah??n Rasûlü! Bugün biz, sizden daha önce i?itmedi?imiz yeni bir ?ey i?ittik.? dedik.
Bunun üzerine buyurdu ki:
?-Minberde iken Cebrail geldi. Bana birinci basamakta iken:
«-Ramazan-? ?erîf?e eri?ip de ba???lanmayana lanet olsun!» dedi.
Ben de: «Âmîni» dedim.
?kinci basama?a ç?kt???mda:
«- Yan?nda senin ad?n söylendi?i halde sana salât ve selâm getirmeyene lanet olsun!» dedi.
Ben de: «Amîn!» dedim.
Sonra üçüncü basama?a ç?kt???mda:
«-Ana babas?n?n ya?l?l???na eri?ip de veya bir tekinin ihtiyarl???n? görüp de, cenneti kazanamayan ki?iye lanet olsun!» dedi.
Ben de: «Âmîn!» dedim.? (Hâkim, Tirmizî)
Bu hadîs-i ?erîfde bu kadar rahmeti bol olan bir ayda ibâdete, kullu?a, salevât-? ?erîfeye ve ana-baba hakk?na kar?? bîgâne kalman?n hazîn ak?beti ifâde edilir.
Bu mübarek günlerin de?erlendirilmesi hususunda îfâ edilen ibâdetlerin ba??nda yoksul, yetîm, kimsesiz, çaresiz, hasta ve muhtaçlar?n gözetilmesi de gelir ki, yüreklerin böyle kimselere uzanmas?, onlarla bir gönül beraberli?i ya?anmas? ve onlara s?cak bir kucak olunabilmesi, Ramazan-? ?erîf?in fazîletini yücelten en mühim müessirlerdendir. Zîrâ bu ibâdetler, yâni ehline verilen zekât ve sadaka gibi amel-i sâlihler, Cenâb-? Hakk??n afv ü ma?firetini co?turur. Feyiz ve bereketlere gark eder. Rahmet-i ilâhiy-yenin kap?lar?n? aralar. Azab?n yolunu kapat?r. ?nâyet-i ilâhiyye kap?lar?n? açar.
Hadîs-i ?erîflerde buyurulur:
?Sadaka, ?errin yetmi? kap?s?n? kapat?r.?
?Sadaka, Allah??n gazab?n? söndürür.?
Lokman Hakîm o?luna:
?-Evlâd?m! Bilerek veya bilmeyerek bir günâh i?ledi?inde, hemen tevbe edip tasaddukta bulun!? derdi.
Husûsiyle Ramazan-? ?erîfde verilen sadakalar?n ehemmiyeti ?öyle beyân edilmi?tir:
Bir adam Hazret-i Peygamber -sallâllâhü aleyhi ve sellem-?e gelerek:
?-Yâ Rasûlallâh! Hangi sadaka ecir bak?m?ndan daha büyüktür?? diye sordu.
Allah Rasûlü -sallâllâhü aleyhi ve sellem-:
?-Ramazan-? ?erîf?de verilen sadaka?? (Tirmizî) buyurdular.
Hakk dostlar?, infâk edenlerin s?fatlar?n? ?öyle ifâde ederler:
?erîat ehlinin infâk?, mallardan; hakikat ehlinin infâk?, mallara ilâveten rûhâniyetlerindendir.
Ariflerin infâk?, gönüllerinden olur. Çünkü onlar, ilâhî huzurdan geri duramazlar. Â??klar?n infâk?, ruhlar?ndan olur. Çünkü onlar?n ruhlar? kazâ-y? ilâhiyye tecellîsine r?zâ halindedir. Zenginlerin infâk?, mal?n keseden ç?kmas?d?r. Dervi?lerin infâk?, gönülden a?yar ve mâsivân?n ç?kmas?d?r.
Âbidlerin infâk?, nefislerinden olur. Onlarda nefislerini kulluk ve hizmetten esirgemezler.
Gönlü ganî olan zenginler, infâk ederken mallar?n? muhtaçtan k?skanmazlar.
Bütün kimsesiz ve yoksullar, ?ükreden cömert zenginlerin varl??? ile mes?ûd ve zengindirler. Nisan bulutu, üzerinden geçti?i topraklara nas?l rahmet ve bereket ya?d?r?r ise; cömert ve merhametli kullar da, ayn? ?ekilde Allah??n muhtaç ve garîbe olan rahmetine vesîle olur.
?nfâk eden, ne kadar severek, candan ve bir zevk-i bediî içinde verirse, alana da o kadar bereket olur. Böyle bir al??veri?, verene de alana da huzur kayna??d?r. Çünkü verenin ruhî derinli?i, alana akseder. Âyette buyurulan ?ticâreten len-tebûr? meydana gelir.
Hazret-i Peygamber -sallâllâhü aleyhi ve sellem-:
?El-Fakru fahrî; Yoksulluk, benim iftihâr?md?r!..? buyurur.
Bu hadîs-i ?erîf, bir hikmet levhas?d?r. Dünyâ zenginli?ine kar?? gönül zenginli?ini tercîh eden bu görü?, kanâati emreder. Bu ifâde, sâlih yoksullardaki fazîleti idrâk edebilmek içindir.
Âyet-i kerîmede ?mahrum? diye belirtilenler, yâni iffeti dolay?s?yla isteyemeyenler, kanâat, rûh hazînesi ve zenginli?i ile mücehhez bulunan kimselerdir. Kanâat ne güzel bir hazînedir.
Hazret-i Mevlânâ buyurur:
?Sehâvet ehli olan kimseye yak??an, fakire ihsand?r. Â??klara seza olan, cânân yoluna fedâ-y? cand?r.?
infâka nümûne olmas? için Allâme bin Kayy?m, Hazret-i Peygamber -sallâllâhü aleyhi ve sellem- Efendimiz?in intaktaki gönül zenginli?ini ?öyle ifâde eder:
Hazret-i Peygamber -sallâllâhü aleyhi ve sellem- Efendimiz, sahip oldu?u ?eyleri sadaka olarak verme hususunda hiçbir insana benzemezdi. Allah??n kendisine verdi?i mallar? biriktirmez, bir kö?ede tutmazd?. Bir kimse, kendisinden bir ?ey istedi?inde az veya çok mutlaka verirdi. O?nun sadaka veri?i, fakirlikten korkmazcasma bir veri?ti. Sadaka vermek, kendisi için en büyük bir hazd?. O?nun vermekten duydu?u sevinç, ihtiyac? olup da O?ndan alan?n duydu?u sevinçten kat kat daha fazlayd?. Hay?r i?lemede insanlar?n en cömerdiydi. Sa? eli bereket saçan bir rüzgâr gibiydi. Bir ihtiyaç sahibi, O?na derdinden söz açt??? zaman çok duygulan?r, onu kendisine tercîh eder, bazen yeme?ini, bazen de üzerindeki elbisesini verirdi.
Hazret-i Câbir?den naklen Tefsîr-i Hâzin?de deniliyor ki:
?Küçük bir çocuk Hazret-i Peygamber -sallâllâhü aleyhi ve sellem-?in huzuruna geldi. Annesinin bir gömlek istedi?ini arzetti. O s?rada Rasûlullâh -sallâllâhü aleyhi ve sellem-?in, s?rt?ndakin-den ba?ka gömle?i yoktu. Çocu?a ba?ka bir zaman gelmesini söyledi. Çocuk gitti. Tekrar gelip, annesinin Hazret-i Peygarm-ber?in s?rt?ndaki gömle?i istedi?ini söyledi. Bunun üzerine Hazret-i Peygamber -sallâllâhü aleyhi ve sellem-, Hücre-i Seâdet?e girdi, s?rt?ndaki gömle?i ç?kar?p çocu?a uzatt?.
O esnada Bilâl -rad?yallâhü anh- da, namaz vakti girmi? oldu?undan ezân-? Muhammedi?yi okumaya ba?lad?. Fakat Rasûlullâh -sallâllâhü aleyhi ve sellem-, s?rt?na alacak bir ?ey bulamad??? için cemâate ç?kamad?. Ashâbdan baz?lar?, merak edip Hücre-i Seâdet?e girdiler; Rasûlullâh -sallâllâhü aleyhi ve sellem-?i gömleksiz olarak buldular. Bu hâl, onlar? derin derin dü?ündürdü.
«Be?inci halîfe» unvan?n? alan Ömer bin Abdülazîz ?öyle buyururdu:
?Namaz, seni yolun ortas?na kadar götürür. Oruç, Pâdi?âh?in kap?s?n? açar. Sadaka da, Pâdi?âh?in huzuruna sokar.?
Ubeyd bin Umeyr?den:
??nsanlar son derece aç, susuz ve ç?plak olarak ha?rolunur-lar. Onlardan hangisi dünyâdayken Allah için yedirmi?se, Allah da onu o günde doyurur. Allah için dünyâda içirene Allah orada içirir. Nihayet Allah için giydireni de Allah orada giydirir.?
Hadîs-i ?erîfde buyurulur:
??nfâk et ey insano?lu, ki sana da intak edilsin!? (Buhârî, Müslim)
?nfâk?n hakîkatini Mevlânâ Hazretleri, ?u misâl ile ne güzel îzâh eder:
?Mal, sadakalar vermekle hiç eksilmez; hay?rlarda bulunmak, mal? kaybolmaktan, zayi olmaktan korur!?
?Verdi?in zekât, kesene bekçilik yapar, onu korur. K?ld???n namaz da sana çobanl?k eder, seni kötülüklerden, kurtlardan kurtar?r. ?
?Ekin ekenin ambar? bo?al?r, lâkin hasad vakti gelince, saçt??? tohumlara kar??l?k kaç mislini geri al?r! Bo?altt??? bir ambara mukabil kaç ambar dolusunu iade al?r!..?
?Fakat bu?day ekilmez, yerinde kullan?lmaz da ambarda saklan?rsa, bitlere, küçük kurtlara, farelere yem olur. Bunlar, onu tamam?yle mahvederler.?
Allah Teâlâ buyurur:
?Size r?z?k olarak verdi?imiz ?eylerden infâk edin!? (ei-
Münâfikûn, 10)
?(Ey Rasûlüm!) Alt?n ve gümü?ü biriktirerek saklay?p onlar? Allah yolunda harcamayan kimseleri ac?kl? bir azâb ile
müjdele!..? (et-Tevbe, 34)
Zekât ve infâk, Allah için bir ibâdet oldu?undan dolay?, verilenlerin do?rudan do?ruya Cenâb-? Hakk?a verildi?ini bilmelidir. Hadîs-i ?erîfde buyurulur:
?Sadakalar, önce Allah??n lütuf eline, oradan da muhtac?n eline geçer??
Mü?min, zekât ve sadakay? hakîkatte Allah??n eline verir, muhtaç da bunu almakta Allah Teâlâ?n?n vekîli olursa, verilenler, bir edeb ve te?ekkür içinde muhtaca takdîm edilmi? olur.
Âyet-i kerîmede bu ibâdetin ehemmiyetini tebarüz ettirmek için mecazen: ?Sadakalar? Allah al?r.? (et-Tevbe, 104) buyurulmak-tad?r.
Sadaka verirken dikkat edilmesi gereken edeb, çok mühimdir. Sadakadaki edebin, Kur?ânî ifâdesi ?öyledir:
?Ey îmân edenler! Allah?a ve âh?ret gününe inanmad??? halde mal?n? gösteri? için harcayan kimse gibi, ba?a kakmak ve incitmek suretiyle, yapt???n?z hay?rlar?n?z? bo?a ç?karmay?n! (Sadakalar?n?z? imha etmeyin!)? (e!-Bakara, 264)
Allah dostlar?, zekât ve sadaka verirken minnet ve ba?a kakmak endi?esinden kurtulmak için muhtac?n önünde aya?a kalk?p tevazu göstererek takdîm etmi?lerdir.
Süleyman -aleyhisselâm-, Cenâb-? Hakk??n bah?etti?i dünyâ saltanat?na bir meyil göstermeyip, bu saltanat?, kalbinin d???nda ta??m??t?r. O, s?k s?k fakîrlerin yan?na gider, onlarla oturmakdan haz al?rd?:
?Miskin, miskinlere yak???r!? derdi.
Böylece, dünyâ saltanat? içinde tevâzûun en güzel hâlini ya?ard?.
Âyet-i kerîmede buyurulan:
?Ey insanlar! Hepiniz fakîrsiniz. Zengin olan ancak Al-lâh?d?r.? hakîkatinin idrâki içindeydi.
Birgün gafilin biri, zengin gönüllü fakîrlerle bir arada olmaktan ho?lanan, onlarla hem-hâl olan Süleyman -aleyhisselâm-?a ?öyle dedi:
?-Niçin böyle fakîr ve miskinlerle oturur, yer-içersin??
Süleyman -aleyhisselâm- da cevaben:
?-Çünkü ben yaln?z gönülleri zengin olanlar? severim.?
?çinde yaln?z hava bulunan a?z? kapal? bir testi, suyun üstünde batmadan mesafeler al?r.
Kalbi Allah -cellle celâlühû- a?k? ile dolu, ayn? zamanda a?z? bütün nefs ve dünyâ azg?nl?klar?na kapal? mü?min de, dünyâ ummân?nda batmayarak nice yüce menzillere ula??r.
Gönlü cömertlik, merhamet, tevâzû ve muhabbet duygular? ile dolu bir mü?min, dünyâya aldanmay?p cân âleminde seyreder.
Dünyâya âid olanca nîmetler, onlar?n gönül gözünde hiçtir. Arzu ederler ki, gönülleri marifet ve ilâhî a?kla dolsun ki, o ilâhî muhabbet semâlar?na kanatlanmak kolay olsun!
Bu mübarek ma?firet ve gufran ay?nda ihtimam gösterece?imiz di?er bir husus ise Kadir Gecesi?ni ihyad?r.
Kadir Gecesi, Rabbin, ümmet-i Muhammed?e sonsuz merhametinden saçt??? müstesna bir lütuf gecesidir. Bu gece, nice manevî hazîneler bahsedilmektedir. Bu gecenin ihti?am ve azametine binâen hakk?nda müstakil bir sûre nazil olmu?tur.
Kadir Gecesi, Kur?ân-? Kerîm?in kendisinde indirilmesiyle nûrlanm??, Cebrâîl ve di?er meleklerin i?tiraki ile mânevîle?tiril-mi?tir. Mü?minlere görülmez nûrânîler taraf?ndan selâm verilen bu gece; feyz ve bereket dolu bir lütuf, Rabbin kullar?na bir merhamet gecesi ve Ramazan ay?n?n bir bahar fasl?d?r.
Kadir Gecesi, Hazret-i Peygamber -sallâllâhü aleyhi ve sel-lem-?den gelen mâneviyyât dolu afv ve gufran yadigâr? olan bir gecedir.
Hadîs-i ?erîfde:
?Kadir gecesini, fazilet ve kudsiyyetine inanarak, sevab?n? yaln?z Allâh?dan bekleyerek ibâdet ve tâatle geçiren kimsenin -kul hakk? hâriç- geçmi? günâhlar? ba???lan?r.? (Bu hârî, Müslim) buyurulmaktad?r.
Bizi Kadir Gecesi?nin hakikatine; ancak dünyâ gayeleri ile kar??t?r?lmayan; riya, gösteri?, ücub gibi bula??kl?klarla kirlenmeyen ve ihlâsla îfâ edilen bir oruç, namaz, zekât ve emsali kulluk vazîfeleriyle nail olunur. Bu rûhâniyet ile Ramazan mektebini bi-tirirsek, i?te o zaman gerçek bayram ?ehâdetnâmesini almak na-sîb olur.
Bayram?n ya?anmas?na gelince, bu, dost ve akraba rab?talar?n? güçlendirerek gönlümüzün, yoksul, garîb, kimsesiz, yetîm, dul, yorgun ve bîtâb gönüllere uzanmas? ile olacakt?r. Dostlar?na, yak?nlar?na, muzdariplere ve bir kenarda kalm?? karde?ine s?rt dönenler için bayram sürûru ve hazz? dü?ünülemez.
Hazret-i Mevlânâ -kuddise sirruh-, ?k?r?k kalbler?e hassasiyetle davranmak gerekti?ini beyitlerinde ?öyle ifâde eder:
?Harâb gönül, Hakk??n nazargâh?d?r. Hakk??n te?rif etti?i yerdir, Hakk??n defineleri harâb gönüldedir. Harabelerde pek çok defineler gömülüdür. Gönlü yaratan ne yüce ve ne güçlüdür.?
Bilmeliyiz ki bayram, bir tatil veya ferdî bir ne??e vesilesi de?il, umûmî bir muhabbet, ?efkat ve merhametin ve insanî duygular?n içtimaî par?lt?lar? olmal?d?r.
Gerçek bayram, geni? bir rahmet ve ?ufrân iklîmi, sonsuz bir afva mazhar olan müslümanlar?n derin bir îmân heyecan? içinde birbirleriyle kayna?t??? muhte?em hât?ralarla dolu mübarek bir gün olmal?d?r.
Bayram, büyük-küçük, muzdarip-s?hhatli, zengin ve fakîrin mü?terek bir sürür günüdür. Onlar?n hepsinin memnun olmas?, bayramlar?n gerçek mânâs?n?n ya?anmas? ile mümkündür. Bu itibarla bayram, yaradandan ötürü bütün mahlûkâta sevgi, ?efkat, nezâket ve muavenete vesîle olan bir gündür.
Ramazan-? ?erîf ve bayramlar, ölüm ötesindeki ne??eli günlere bir rahmet me??alesidir.
Ancak nefsin sultas?nda ya?anan ve güce râm olunan bir dünyâda garîbi mütebessim k?lacak, muzdaribi sevindirecek hakîkî bayram acaba hangi hamleye muhtaçt?r?
Acaba bu bayram, yurdundan tard edilmi? Kosoval? mazluma, bir pirinç tanesine muhtaç olan ve çocu?una süt veremeyen Afrikal? anneye, kenarda kalm?? yetîm ve garîbe gönlümüz ne kadar uzanabilecek?
Bu bayramda gösterdi?imiz merhamet ve hizmet tezâhürle-riyle gönüllerimizi mizan ederek bulundu?umuz noktay? tesbit ile nefislerimizi ne nisbette muhasebe edebilece?iz?
Bayram, ne güzel bir dünyâ cennetidir, kendisini muz-dariplerin tebessümüyle gül?ene çevirebilenlere!
Ne güzel bayramd?r, bütün rûhânî tezahürlerine ma?kes olarak ümmeti kucaklayabilen mü?min gönüllere!..
Bizler, birgün ?u fânî lezzetler ellerinden al?nacak olan hakî-kat yolcular?y?z.
Feyizli gönüller, gelip geçmekte olan ?u rûhânî günlerin hasretini çekecektir. Bu ma?firet ve cehennemden âzâd olma günlerinden ayr?l??, muttakîlere veda gözya?? döktürecektir. Rabbimiz bayram günlerini, ancak sab?r ve nîmetlerin kadrini bilip yap?lan amel-i sâlihler ve verilen infâklar mukabilinde bir mükâfat olarak ikram edecektir.
Rabbimiz, dünyâ hayat?n? bizler için bir Ramazan-? ?erîf eyleyip k?yamet sabah?n? hakîkî bir bayram eylesin!
Amîn! (Osman Nuri Topba?, Alt?noluk Dergisi, Ocak 1999) O ÎS/I
 
Geri
Üst